• Sonuç bulunamadı

5. EL-HÂ’İFÛN ROMANINDA YAPI, TEMA VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ

5.3. Romanın İçsel Unsurları

5.3.3. Anlatıcı, Bakış Açısı ve Teknik

Anlatıcı romandaki kişileri ve olayları anlatmak için yazar dışında tasarlanmış öznel veya nesnel bir karakterdir. Anlatıcı, yazarın romanda anlatım işlevini ele aldığı ve olayların anlatımında okuyucuyla yüzleştiği kişidir. Anlatıcı, kurguya yansıyan olaylara aittir, yazar ise gerçek dünyada bir varlıktır.

el-Hâ’ifûn isimli romanda yazar Dima Vennûs kahraman anlatıcı tipini tercih etmiştir. Anlatıcı, olaylara katılan kahramanlardan biridir ve hikâyeyi kendisi yaşayan biri olarak, olayları okuyucuya ilk elden aktarır. Bu tür anlatıma “ birinci kişi anlatımı”

da denir. Birinci kişi; bir hikâyeyi içeriden veya dışarıdan da anlatabilir. İçeriden anlatılan bir hikâyeden bahsettiğimizde, bu hikâyeye katılan karakterlerden veya katılımcılardan biri tarafından anlatılan anlamına gelir. Doğal olarak, anlatıcı, kendisine atıfta bulunurken ilk kişisel zamiri “ben” kullanır. Bu çok yaygın bir türdür, çünkü metne diğerlerinden daha fazla kişisel duygu ve düşünce eklemeye izin verir. Genellikle

bu tür anlatımda anlatıcı hikâyenin nesnel bir görünümünü vermekten acizdir (Kenney, 1966: 46).

Bakış açısı bir yazarın hikâyeyi kimin anlattığı ve nasıl anlatıldığına dair verdiği karardır. Başka bir deyişle, insanların hikâyelerini hangi taraftan ifade etmeye çalıştıkları demektir. Kahraman bakış açısıyla, anlatıcı olaylara katılan kahramanlardan biridir ve hikâyeyi bizzat yaşayan biri olarak, olayları okuyucuya ilk elden aktarır.

Kahraman perspektifinde, olaylar bir insan için geçerli olabilecek görme, duyma, hissetme, yaşama ve düşünme gibi özellikler çerçevesinde tanımlanır. Bunun dışında, insan yeteneklerini aşan bir anlatı yoktur.

Yazar tekniklerini seçerken dikkatli olmalı, çünkü bütün çalışmasını etkileyebilir. Romanda anlatı teknikleri şu şekilde tanımlanabilir: Anlatı tekniği; bir kişinin, yerin veya varlıkların niteliklerinin sunulması anlamına gelir. el-Hâ’ifûn romanı iki romandan oluşmaktadır. İlki Suleyma tarafından ikincisi ise Selma dili ile anlatmaktadır. Kendileri olayların merkezinde yer alan ve olayları aktaran anlatıcılar oldukları için romanın anlatım türünü “kahraman anlatıcı” olarak adlandırabiliriz.

Olaylar, kişiler, zaman mekân vs. iki kahraman tarafından anlatılmaktadır. Anlatıcıların aktardıkları bu kahramanların bilgisi, ruh hâli, yaşadıkları, gördükleri ve duydukları ile sınırlanmaktadır. Kahramanlarının bilemeyeceği hiçbir olayı okuyucuya aktaramaz.

Okuyucu, roman kahramanlarının bilgi ve kültür seviyesi, içinde bulunduğu psikolojik ve sosyolojik durum ile baş başa kalmaktadır.

Selma’nın anlattığı hikâye bazen birinci tekil kişi kipinden vazgeçip üçüncü kişi kipini geçmektedir. Bu tür anlatmada, anlatıcı anlattığı olayların dışında durur ve görme halindedir. Üçüncü kişi ağzıyla konuşur. Yazarın dilini kullanır ve bu nedenle "yazar-anlatıcı" olarak da adlandırılır. Olan, yaşanan ve yaşanacak her şeyi bilir, görür ve duyar. Kahramanların kalplerini veya zihinlerini okumaya uzanır; bu yüzden “ilahi,

tanrısal bakış açısı veya hâkim bakış açısı” olarak adlandırır. Selma hikâyesinde çoğu zaman yazarın diliyle etraftaki kişileri tasvir eder. Annesini tasvir ederken şöyle dedi:

mavilik sarmıştı kirpiklerini, kirpiklerinden yılların yorgunluğu damla damla dökülüyordu, yorgunluğundan zorla ayakta durmaya çalışıyordu, belini dik tutmaya çalışıyordu, ara sıra dökülen gözyaşlarıyla birlikte hafifçe gevşiyordu” (el-Hâ’ifûn, 2017: 92)

el-Hâ’ifûn romanı klasik ifade tarzında yazılmış olmasına rağmen, tahlil romanın niteliğini taşımaktadır. Başka deyişle, yazar vakanın akışını durdurur ve bir analiz veya açıklama dâhil eder. Yazar, iç monolog ve bilinç akışı, tasvir tekinkileri kullanarak romandaki kişilerin duyguları, düşünceleri, ruh durumları ve yarattıkları olayların gerçek nedenlerini inandırıcı bir şekilde okuyucuya aktarmaya çalışılmaktadır.

Bu şekilde, okuyucu karakterin psikolojisini ve ruh halini daha iyi anlayabilir ve bazı olaylar ve bu olayların nedenleri arasındaki bağlantıları açıklayabilir.

Suleyma da bazen üçüncü kişi rolü alarak kişilere açıklar, Nesim ile tanıştıktan sonra Nesim’in doktor ve takma adı kullanan bir yazar olduğunu öğrenir ve Nesim’in korkusunu şu şekilde açıklar: hapsedecekti, ama takma ismi ise onu daha özgür daha ufku açık hale getirecek daha cesaretle yazmasını sağlayacaktı. Çünkü Nesim aslında bir yazar değil bir hekimdir. Yazar takma adıdır.

Hekim gerçek adıdır. Ama neden kendini bana hekim değil de yazar olarak tanıttı acaba?

Yayınevinin sahibini aklına getirmiş olabilir mi acaba? Bunu ona sormadım.” (el-Hâ’ifûn, 2017: 15)

Dima Vennûs iki romanı iç içe iki farklı kahraman dili ile yazarken ikinci romanda, Nesim’in Suleyma’ya verdiği romanda, karakterin duygularını ve düşüncelerini belirli bir mantık sırasıyla karakterin ağzından olduğu gibi anlatmaktadır.

Nesim’in kâğıtlarında çoğu zaman Selma güçsüz ve bağlanma sorunu yaşarken iç monolog tekniği izleyerek kendi kendine konuşmaktadır:

olmadığımı farz etmemiş miydim? Peki, bu şehre, Beyrut’a intikal ettikten sonra bu ıssızlık ve melankoliklik nereden çıkıverdi?” (el-Hâ’ifûn, 2017: 47)

el-Hâ’ifûn romanı gerçekle hayalin birbirine geçişi gibi birçok durum ve tutum anlatmaktadır dolayısıyla postmodern romanın özelliği taşınmaktadır. Roman birbirine benzeyen iki romandan oluşmasına rağmen yazar; zaman, mekân ve kişileri doğru bir şekilde bağlamıştır. Olayların geçişleri çok keskin olmadığından dolayı, ilk başta okuyucuya bulanık ve karmaşık bir görüntü sağlar. Ancak Nesim’in romanındaki ilk bölümü bitikten sonra iki romanın birbiri ile ilintili olay örgüsüne sahip olduğu ortaya çıkar. Her iki romanın sonlara doğru birleşmiş karakterlerin sonları okuyucu için ilginç olsa da açık bir şekilde paylaşılmaktadır.

Yazar iki farklı tarihte meydan gelen iki kanlı olayı korkudan yapılmış gibi iki genç kadın üzerinden aktarmaktadır. Suleyma ve Selma aynı ülkede başlayan yaşamların, hem son buluşta hem de başka yönlerde dağılımı, farklı dünyalardaymış gibi ancak bütünleşerek ve aynı kaderi paylaşarak anlatmaktadır.