• Sonuç bulunamadı

Ticari Serbestlik Döneminde Gelir ve Ücret Eşitsizliği: Teorik

4. TİCARİ SERBESTLİK, GELİR VE ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ ÜZERİNE

4.2 Ticari Serbestlik Döneminde Gelir ve Ücret Eşitsizliği: Teorik

İncelenmesi

Bu alt bölümde HOS modeli çerçevesinde oluşan teorik beklentilerin gerçek dünya ekonomileriyle uyumlu sonuçlar verip vermediğini inceleyen teorik çalışmalara yer verilmektedir.

Daha öncedeki bölümlerde de bahsedildiği gibi ticari serbestleşme ile gelir eşitsizliği arasındaki bağlantılarla ilgili teorik anlamdaki incelemeler çoğunlukla HOS modeline dayanmaktadır. Bu yaklaşıma göre ülkeler arasındaki ticaret, ülkelerin sahip oldukları farklı üretim faktörlerinin göreli bolluğuna dayanmaktadır. Bir diğer ifade ile bir ülke hangi üretim faktörüne zengin olarak sahipse üretim o faktörü yoğun bir biçimde kullanmayı gerektiren mallarda uzmanlaşmakta ve bu malların ihracatını yapmaktadır122. Dolayısıyla, mal ve hizmet piyasasındaki bütünleşme üretim faktörlerinden bol olanının talebini ve bununla beraber bu üretim faktörünün

122

Temel bazı katı varsayımlara dayanan bu teorinin sağlanamadığı durumlarda teorik beklentilerle uyumlu olmayan bazı bulgular elde edilmektedir. Dolayısıyla aslında bu teori çok değerli ve anlamlı bir bakış açısı sunmakla birlikte, belirli bir ekonominin incelenmesinde, teorideki bazı varsayımların sağlanamaması durumunda ticari serbestleşmenin ekonomi üzerindeki etkisi ile ilgili net bir yorum yapılamamaktadır. Örneğin, iki üretim faktörlü bir ekonominin söz konusu olduğu varsayımı gerçekte geçerliliğini yitirebilmektedir. Zira emek farklı çalışan profillerine ve niteliklerine sahip kişilerden oluştuğundan homojen bir yapıya sahip değildir. Bu nedenle de farklı yapıdaki emeğin özellikle gelir eşitsizliği konusundaki incelemelerde ayrımının yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda, literatürde yer alan birçok çalışma emeği vasıflı ve vasıfsız emek olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ticari serbestleşmenin bu iki emek türünün ücreti üzerindeki etkisi bu ikisi birbirilerinin tam ikamesi olmadıklarından oldukça farklı olabilmektedir (Winters, 2004).

fiyatını arttırırken, kıt olan üretim faktörünün talebini azaltmakta ve fiyatını düşürmektedir (Helpman ve Krugman, 1985).

Gelişmekte olan birçok ülkede ihracata yönelik faaliyetlerin, ithalat gerçekleştiren faaliyetlere oranla göreli olarak vasıfsız emeğe yoğun olarak sahip oldukları görülmektedir. Bu itibarla, teorik beklenti gereği yoğun olan üretim faktörünün fiyatının artması gerektiğinden, ticari serbestleşme ile vasıfsız emeğin ücretinin artması ve vasıflı emeğin ücretinin azalması beklenmektedir. Fakat bu durum gerçek dünya ekonomilerinde her zaman gerçekleşememektedir. Bunun sebebi olarak Anderson (2005) çalışmasında, teorik çerçevenin ticari serbestleşmenin statik etkisini ortaya koyduğunu fakat gerçekte gelir eşitsizliği üzerine olan etkisinin hangi yönde olacağı sonucuna varabilmek amacıyla etkinin yönünü değiştirebilecek olan diğer faktörlerin de dikkate alınarak analizlerin gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Öte yandan, O’Rourke (2001) da ülkeler arasındaki gelir eşitsizliği araştırmalarının statik ticaret teorisinden çok dinamik büyüme teorilerine dayanması gerektiğini belirtilmiştir. Bunun nedeni olarak da ekonomiler arasındaki gelir eşitsizliğinin ticari serbestleşme neticesinde yakınsayıp yakınsamadığının statik teorik sonuçlardan ziyade ancak etkili diğer faktörlerin de analize katılmasıyla belirlenebileceğini ifade etmiştir.

Winters ve diğ. (2004) de benzer bir noktaya değinerek, ticari serbestleşmenin etkilerinin değerlendirilmesinde vasıf temelli teknolojik değişmenin de dikkate alınması gerektiğini belirtmişlerdir. Böyle bir durumda, ticari serbestleşme neticesinde teorik beklentideki gibi göreli olarak vasıfsız emek bolluğuna sahip ekonomilerde gelir eşitsizliğinin azalmayacağını, tam tersine bu durumdan vasıfsız emekten çok vasıflı emeğin göreli olarak daha fazla yararlanabileceğini belirtmişlerdir. Bu nedenle bu durumda, ticari serbestleşmenin gelir eşitsizliği üzerinde olumsuz yönde etkide bulunabileceğini ifade etmişlerdir.

Davis (1996) gelişmekte olan ülkelerde ticari serbestleşme neticesinde vasıfsız emek ücretinde artışın yaşanamamasının nedenlerini irdelemiştir. Basit bir teorik açıklama ile dünya ekonomilerine göre göreli olarak emek yoğun olan ama daha farklı bir referans noktasına göre ise (örneğin: bütün dünya ekonomileri yerine daha az kapsamlı bir ekonomi topluluğunda) sermaye yoğun olan bir ekonomide ticari

serbestleşmenin ücret düzeylerinde bir azalmaya neden olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Benzer bir sonucun, üretim faktörlerinin ikiden fazla olduğu durumda da yaşanacağını belirtmiştir.

Fischer (2001) ise Eaton (1987) tarafından kurgulanan dinamik spesifik faktör modelini kullanarak, ticari serbestleşmenin kısa ve uzun dönemde eşitsizlik üzerine etkilerini araştırmıştır. Bu çalışmadaki model sonuçlarına göre, doğal kaynaklar- emek oranına bağlı olarak ülkenin ihracat yapısı şekillenmektedir. Doğal kaynaklar (emek) bol olan bir ülke söz konusu ise, bu durumda eşitsizlik kötüleşme (iyileşme) eğilimine sahip olmaktadır123.

Diğer taraftan, ticari serbestleşmenin gelir eşitsizliği üzerindeki etkisinin, ikiden fazla üretim faktörünün söz konusu olduğu durumda farklılaşabileceğine ilişkin çeşitli incelemeler de söz konusudur. Örneğin, HOS modeline üretim faktörü olarak doğal kaynakların da katıldığı ve bu üretim faktörünün göreli olarak diğer faktörlere oranla daha bol olduğunu düşünüldüğünde ticari serbestleşmenin gelişmekte olan ülkelerdeki eşitsizliği arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Zira ticari serbestleşme neticesinde ekonomide bol olarak bulunan üretim faktörünün bir diğer ifade ile doğal kaynakların göreli getirisini arttırmakta ve bu kaynaklar da diğer faktörlere göre daha az eşit olarak dağıldığından, genel eşitsizlik üzerine olumsuz yönde etkide bulunmaktadır (Leamer, 1987).

Easterly (2001) ise çalışmasında ticari serbestleşmenin gelir eşitsizliği üzerinde iki farklı şekilde etkide bulunduğunu belirtmiştir. Bunlardan birincisi, benzer üretim teknolojilerine sahip fakat farklı üretim faktör yoğunluğunun söz konusu olduğu ekonomilerde, ticari serbestleşmenin faktör gelirlerini eşitlemesidir. Easterly (2001)’e göre, eğer daha az gelişmiş ekonomiler daha fazla vasıfsız emek yoğun ekonomiler ise bu durumda, ticari serbestleşme neticesinde bu ekonomilere doğru bir kaynak aktarımı söz konusu olacak ve kişi başına düşen gelir artacaktır124. İkincisi ise, üretkenlik kanalıyla gelir eşitsizliğini etkilemesidir. Gelir düzeylerindeki farklılıkların üretkenlik farklılıklarından kaynaklandığı belirtilerek, daha düşük

123

Dolayısıyla bu çalışmada, doğal kaynakların ticari serbestliğin eşitsizlik üzerindeki etkilerini belirleyici üretim faktörü olduğu ifade edilmiştir. Latin Amerika ve Asya ülkelerinin ticari serbestleşme neticesinde eşitsizliklerde yaşanan değişimin neden farklı olduğu da bu olguya dayandırılmaktadır.

124

Aslında bu çalışmada belirtilen bu durum HOS modelinden elde edilen teoremlerden biri olan faktör donatım teoreminin bir sonucudur. Bu teoreme göre, daha az gelişmiş olan ekonomideki bireylerin gelirleri serbestleşme neticesinde artacaktır.

üretkenliğe sahip bölgelerden daha yüksek üretkenlikli bölgelere doğru kaynak aktarımı söz konusu olacağını bu durumun da gelir eşitsizliğini olumsuz yönde etkileyeceğini vurgulamıştır.

Diğer yandan literatürde yer alan bir başka çalışmada Pissarides (1997), HOS modelinin bir diğer varsayımı olan her iki ekonomideki üretim teknolojilerinin aynı olduğu varsayımının geçerli olmadığı durumda, ticari serbestleşmenin vasıflı emeğin göreli talebini düşük gelirli gelişmekte olan ekonomilerde dahi arttırdığı sonucuna ulaşmıştır. Bu durumun da, yeni teknolojiye adapte olmanın ve öğrenmenin vasıflı emeğin kullanımına gereksinim duyulması nedeniyle gerçekleştiği belirtilmiştir.

Kanbur (2000) çalışmasında vasıflı ve vasıfsız çalışanların dahil edildiği bir HOS modelini kurgulayarak ticari serbestleşme ve eşitsizlik arasındaki teorik ilişkiyi irdelemiştir. Bu modelde vasıflı çalışanların yüksek gelirli gelişmiş ekonomilerde vasıfsız çalışanların ise daha düşük gelirli az gelişmiş ekonomilerde bol olduğu varsayılmıştır. Bu durumda ticari serbestlik döneminde, gelişmiş ekonomilerdeki vasıfsız çalışanların ücret düzeylerinde azalma ve eşitsizlikte bir artış eğilimi olacağını ifade etmiştir. Diğer taraftan daha az gelişmiş ekonomilerdeki vasıfsız çalışanların ücret düzeylerinde bir artışa ve bu ekonomilerdeki eşitsizlikte iyileşmeye neden olacağını ortaya koymaktadır.

Literatürde, ticari serbestleşme ile ülke içerisindeki bölgeler arasındaki gelir eşitsizliğinin azalacağı yönünde bazı bulgular ortaya koyan diğer bir çalışma da, ticari serbestleşme ile ülke içerisindeki bölgelere yabancı piyasaların benzer şekilde erişebilecekleri varsayımı altında firmaların nihai talep ve ara girdi için gerekli yabancı kaynakların kullanabilecekleri belirtilmiştir. Bu nedenle de bölgeler arasındaki gelir dağılımı açıklığının hareketsiz faktörlerin reel getirilerini arttırarak azaltacağı ifade edilmiştir (Fujita ve diğ., 1999).

Anderson (2005)’a göre ise, imalat sektörünün kentsel alanlarda, birincil üretimin kırsal alanlarda olduğu varsayımı altında, imalat sektörünün karşılaştırmalı üstünlüğünün söz konusu olduğu bir ülkede, serbestleşmenin insan kaynaklarının doğal kaynaklara göre göreli getirisini arttıracaktır. Bu durumda kentsel alanlarda, kırsal alanlara oranla insan-doğal kaynak oranı daha fazla olmasından dolayı kırsal ve kentsel kesim arasındaki ortalama gelir açığı derinleşecektir. Birincil ürünlerin

karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu ülkelerde ise tam tersi bir durum söz konusu olacağı belirtilmiştir.

Literatürde yer alan bir başka çalışma, diğer çalışmalardan farklı olarak eşitsizliğe sosyal normlar ve davranışlar, ekonomik değişimler, hükümet aktiviteleri gibi birçok farklı faktör neden olup olmadığı üzerinde durmuştur. Bu çalışmanın bulguları, kapalı bir ekonomide, sosyal norm ve davranışlar en temel faktör olarak ortaya çıksa da açık ekonomilerde, hükümetin rolü ve ekonomik güçlerin etkisinin (ticari açıklık, küreselleşme gibi) daha fazla önem kazandığını göstermektedir (Tanzi, 1998).

Öte yandan, Zhu ve Trefler (2005) çalışmalarında gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde ve özellikle ihracat payları göreli olarak daha vasıf yoğun mallara yönelik olan ekonomilerde ücret eşitsizliğinde yaşanan artışın nedenleri ile ilgili bir model kurgulamışlardır. Bu durumun teknolojik gelişme ile açıklanabileceğini ifade ederek, kurguladıkları modelin sonuçları bu teknolojik gelişmenin vasıfsız emek yoğun malların üretiminin söz konusu olduğu faaliyetlerden daha vasıf yoğun hale geldikleri faaliyetlere doğru göç ettiklerini tespit etmiştir. Bu durumun iki farklı faaliyetlerdeki ücret eşitsizliğini daha da artmasına neden olduğu belirtilmiştir.

Literatürde ticarete-konu-olmayan faaliyetlerin ekonomi içerisinde sahip olduğu üretim payı nedeniyle HOS modeline dahil edilmemesinin çeşitli yansımalı sonuçlara neden olacağı belirten birçok çalışma yer almaktadır. Bu çalışmaların birçoğu ticarete-konu-olmayan faaliyetler ile ekonomideki diğer faaliyetler arasındaki etkileşimin derecesine bağlı olarak ticari serbestleşmenin gelir ve ücret eşitsizliği üzerindeki etkisini değiştireceğini ifade etmektedirler125.

Örneğin, Robinson ve Thierfelder (1996) HOS modelinin dünya fiyatları ve ticaretteki değişimin göreli ücretler üzerindeki etkisinin açıklanmasında yetersiz kaldığını belirtmişlerdir. Zira HOS modeli üretim faktör arzındaki değişimin göreli ücretler üzerinde etkisi olmadığını ifade etmektedir. Fakat gerçek dünya koşullarında bu durum geçerliliğini yitirdiğinden bu çalışmada HOS modeli ticarete-konu- olmayan mallar da eklenerek geliştirilmiştir. Kurgulanan model tek ülkeli, iki üretim faaliyetli, iki üretim faktörlü ve üç mallı (ihraç malı, ticarete-konu-olmayan mal ve ithal malı) bir ekonomiyi içermektedir.

125

Literatürde, HOS teorik modeline ticarete-konu-olmayan faaliyetlerin dahil eden çalışmalara Bölüm 3.2.3.3’de detaylı bir biçimde yer verilmiştir.

Benzer şekilde Fukiharu ve Sun (2010) çalışmalarında HOS ticarete-konu-olmayan malı da dahil ederek, küçük ülke ekonomisi için küreselleşmenin gelir eşitsizliği üzerindeki etkisinde bu faaliyetlerin rolünü modellemişlerdir. Ticarete-konu-olmayan faaliyetlerin üçüncü bir sektör olarak modele dahil olduğu model sonuçları küçük bir ekonomide küreselleşmenin gelir eşitsizliğini arttırdığını göstermektedir.

Xu (2003a) ise ticari serbestleşmenin faktör fiyatları üzerindeki etkilerini ticarete- konu-olan ve konu-olmayan mallar çerçevesinde ele almıştır. Bu çalışmada kurgulanan model ile ticari serbestleşme neticesinde ücret eşitsizliğinde görülen artış nedenleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ticari serbestlik döneminde uygulanan korumacılık politikaları nedeniyle ticarete-konu-olan malların ticarete-konu-olmayan niteliğe dönüşmektedir. Bu mallar göreli olarak daha vasıf gerektiren mallar olduğundan ticaret ile faktör fiyatlarının eşitlenemediği sonucuna erişmiştir126. Bununla birlikte bu çalışmada, ampirik incelemelerde ticarete-konu-olan ve ticarete- konu-olmayan faaliyetlerin ve korumacılık nedeniyle bu iki faaliyet arasında yaşanan geçişlerin eşitsizlik üzerindeki önemine vurgu yapılarak, bu durumun incelemelerde göz ardı edilmemesi gerekliliği tartışılmıştır.

Galiani ve diğ. (2010) de ticarete-konu-olmayan faaliyetleri HOS modeline dahil ederek, ticari şokların dağıtımsal etkileri üzerindeki rolünü incelemişlerdir. Dolayısıyla bu çalışmada ihracat malı, imalat malı ve ticarete-konu-olmayan mal olmak üzere üç mallı bir model kurgulanarak birtakım ticari şokların gelir dağılımı üzerine etkileri tespit edilmiştir. Bu modelde göreli gelirlerin üzerine ticari şokların etkisinin üretim faktör yoğunluğuna bağlı olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte ihracat vergilerinin gelir dağılımı etkilerini incelemişler ve iki sektörlü bir ekonomide, vasıflı çalışanların (ticarete-konu-olmayan faaliyetlerde yoğun olarak istihdam edilen) vergi uygulaması sonucunda olumlu yönde etkilendikleri ortaya çıkmıştır. Fakat bu durumun sadece vergi gelirlerinin kullanımının ticarete-konu- olmayan mala yönelik talebi arttırdığı zaman geçerli olduğu ifade edilmiştir.

126

Tarife uygulamasında bir azalma yoluna gidilmesiyle, ithalat kapasitesinin artacağını ve bu durumun eşitsizliği azaltıcı yönde etkide bulunacağını belirlemiştir. Bununla birlikte, bu durum dış ticaret haddinin kötüleşmesine ve dolayısıyla ihracatın rekabet kabiliyetini artmasına ve ihracat kapasitesinin yükselmesine sebep olarak, eşitsizliği arttırıcı yönde etkilede bulunacağını vurgulamıştır. Modelde, ihracat kapasitesinin genişleme etkisinin, ithalat kapasitesinin genişleme etkisinin üzerine geçtiği gösterilerek, ülkenin ücret eşitsizliğinin artacağı belirtilmiştir.

4.3 Ticari Serbestlik Döneminde Gelir ve Ücret Eşitsizliği: Dünya