• Sonuç bulunamadı

2. KORUMACILIK VE TİCARİ SERBESTLEŞME

2.4 Korumacılık Politikaları

2.4.1 Korumacılık yöntemleri

2.4.1.1 Tarifeler

Hükümetlerin uyguladıkları en eski koruma yöntemlerinden birisi olan tarifeler ekonomiye dışarıdan giren mallara uygulanan vergiler anlamında kullanılmaktadır. Dolayısıyla tarifenin etkisi, tarifenin miktarı kadar ithal edilen malın fiyatının artmasıyla gerçekleşmektedir.

Tariflerin ekonomi üzerine çeşitli etkileri söz konusudur. İlk olarak tarifelerin ithal mallarına uygulanması ile ithal malın yurtiçindeki fiyatı dünya fiyatlarına göre arttığından, tüketim kalıplarındaki eğilimlerin değişmesine neden olmaktadır. Bu durumda, tüketicilerin daha yüksek fiyatlı ithal malı tüketmek yerine yurtiçindeki yerli üreticilerin ürettikleri daha düşük fiyata sahip olan malları tercih etmelerine neden olmaktadır. Dolayısıyla, ithal ikamesi malları üreten üreticilerin üretim miktarında artış yaşanmakta ve bu yönüyle tarifelerin ithalat ile rekabet eden yerli üreticileri dış rekabete karşı koruduğu düşünülmektedir12 (Ünsal, 2005).

12

Literatürde, çeşitli korumacılık yöntemlerinin ekonomiler üzerindeki etkilerinin ampirik ve/veya teorik olarak incelendiği birtakım çalışmalar mevcuttur. Örneğin, Yu (2001) çalışmasında küçük açık bir ekonomi için optimal tarife oranını teorik olarak modellemiştir. Model sonuçları, eksik bilgi aktarımının söz konusu olduğu bir ekonomide, yeterince yüksek bir tarife düzeyinin Pareto “etkin”liğini iyileştirebileceğini ortaya koymuştur. Clague ve Greenaway (1994), geliştirilmiş HOS ve spesifik faktör modelleri için teorik açıdan korumacılığı incelemişler ve spesifik faktör modelinin tarifelerin etkisini daha etkin bir biçimde değerlendirilebildiği tespit etmişlerdir. Leamer (1987) belirli bir zaman diliminde, farklı ülkelerdeki ticari engellerin düzeylerini karşılaştırmıştır. Elde edilen bulguların farklı ülkeler için çok farklı sonuçlar vermeleri nedeniyle, net ihracatın GSYİH’ye oranı olarak aldığı ve dışa açıklık olarak tanımladığı göstergenin ticari engellerin iyi bir göstergesi olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Leamer (1986) ticari engellerin etkilerini yatay kesit analizleri ile incelemiştir. Tarife ve tarife-dışı korumacılığın ticaret performansı ile ilişkisini ortaya koymuş ve tarifelerle ticaret performansı arasında negatif yönlü bir ilişki olduğunu tespit etmiştir. Teorik çalışmaların yanı sıra, ülke temelli olarak tarife ve diğer korumacılık politikalarının ekonomi üzerindeki etkileri ile ilgili inceleme gerçekleştiren çeşitli çalışmalar da literatürde yerini almıştır. Örneğin, Noland (1993) Japonya için, yerel endüstrileri korumak ve refahı arttırmak için, kaynak dağılımı üzerinde etkili olan doğrudan teşvik, vergileme yoluyla teşvik, dış dünya rekabetine karşı korumacılık politikaları gibi politikalarının etkilerini incelemiştir. Elde edilen bulgulara korumacılığın ticari uzmanlaşma üzerinde etkili olduğunu tespit etmiştir. Oyejide (1986), Nijerya için ticaret ve döviz kuru rejimlerinin tarım sektörü üzerine etkilerini incelemiş ve tarımsal ithalat ve ihracat fiyatları ve tarımsal ara girdi fiyatları üzerinde çok etkileri olduğunu belirlemiştir. Tarımsal fiyat düzenlemelerinin yerli tarımsal ürünleri dış dünya rekabetine karşı korumada başarılı olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Tarifelerin Ekonomi Üzerindeki Etkilerinin Analizi

Tarifelerin ülke ekonomisi üzerine olan etkilerinin belirlenmesinde büyük ve küçük ülke ayrımı önem teşkil eden bir diğer önemli unsurdur. Zira büyük ülke olarak nitelendirilebilecek ekonomiler ticaret içerisinde göreli olarak daha büyük bir paya sahip olduklarından, bu ekonomilerin dünya fiyatlarını etkileyebilme gücüne sahip oldukları düşünülmektedir. Diğer taraftan küçük ülke olunması durumunda, bu ülkenin dünya fiyatlarını etkileyebilmesi söz konusu olamamakta ve dünya piyasalarında gelişmeleri yönlendiren ekonomiler olmaktan çok uygulayan ekonomiler oldukları görülmektedir13 (Markusen ve diğ, 1995).

Tarifeler iki istisnai durumda ithal malların yurtiçi fiyatlarının artmasına neden olamamaktadırlar. Bunlardan birincisi, eğer ithalat yapan ülke ithal edilen malın dünya piyasasının çok büyük bir payına sahip ise, bu durumda tarife dünya fiyatlarının azalmasını sağlayabilmektedir. İkincisi, eğer tekelci veya oligopolistik firmalar tarafından mal yurt içerisine arz ediliyorsa, bu firmalar tarifenin tamamını fiyatlar üzerine yansıtmaktansa tarifenin bir kısmını üstlenmeyi tercih edebilmektedirler (Krugman, 1993).

Tarifelerin ekonomiler üzerindeki etkisinin incelenmesi amacıyla hipotetik olarak büyük bir ekonominin söz konusu olduğu bir kısmi denge analizi kurgulandığında, Şekil 2.1’de tam rekabet piyasası varsayımı altında ithal edilen bir mala tarife uygulayan büyük ithalatçı bir ekonomiye ait etkiler görülmektedir. Bu şekil aslında çok basit bir biçimde hükümetler tarafından uygulanan tarifelerin ülke ekonomisi üzerine olan maliyetlerini ve yararlarını ortaya koymaktadır.

İlk başta bu ekonomide serbest dış ticaret olduğu varsayılmaktadır. Bu nedenle P ile ifade edilen yurtiçi fiyat düzeyi ile Pw ile ifade edilen dünya fiyat düzeyi birbirine eşittir. Daha sonra, bu ekonomide hükümet tarafından t ile ifade edilen bir tarife oranının uygulandığında, bu tarife ithalat yapan büyük ülkedeki birincil durumda P ile ifade edilen malın yurt içi fiyatını PT ile ifade edilen düzeye yükseltirken, bu

13 Bunun yanı sıra, tarifelerin ekonomiler üzerindeki etkilerinin incelenmesi sırasında dikkat edilmesi

gereken bir diğer husus da yöntemsel ayrım konusudur. Burada yöntemsel ayrımdan kasıt, analizlerin kısmi ya da genel denge analizleri şeklinde gerçekleştirilmesi hususudur. Kısmi denge analizlerinde piyasalar arasında karşılıklı bir etkileşimin var olmadığı varsayılmaktadır. Bu itibarla, korumacılık politikalarının etkilerinin sadece korunan sektör üzerine olduğu, diğer sektörlerin bu etkilere maruz kalmadığı ve diğer şeylerin sabit olduğu düşünülmektedir. Buna karşın genel denge analizinde ise sektörler arasında karşılıklı etkileşimin olduğu varsayılarak oluşan etkilerin ekonominin bütününe ne şekilde yansıdığı incelenmektedir (Markusen ve diğ, 1995).

malın dünya fiyatını Pw ile gösterilen düzeyden PT* ile gösterilen düzeye düşürecektir14.

Bu ekonomide, tarife uygulanmadan önce Pw ile gösterilen fiyat düzeyinde Q1Q2 ile ifade edilen miktar kadar ithalat kapasitesi söz konusuyken tarifeden sonra yerli üretim Q1 ile gösterilen düzeyden Q3 ile gösterilen düzeye yükselirken yerli tüketim ise Q2 ile ifade edilen düzeyden Q4 ile ifade edilen düzeye düşmektedir. Bu durumda, ithalat miktarı tarifeden sonra azalarak Q3Q4 ile ifade edilen miktara düşmektedir.

Şekil 2.1: Tarifenin Büyük Bir Ülkedeki Kısmi Denge Etkileri (Markusen ve diğ, 2001; Anderson, 1994).

Dolayısıyla, yukarıda basit bir biçimde ifade edildiği üzere, tarifenin uygulanmasıyla ekonomide görülen etkilerin dört farklı grupta toplanması mümkündür. Birincisi, hükümetler tarafından uygulanan tarifeler anında tahsil edilebildikleri için devletin bir gelir kaynağı kalemini oluşturmaktadırlar. Bu nedenle açıkçası tarifeler hükümetlerin gelir sağlamak amacıyla kullandığı en etkin ve en eski politika aracıdır.

İkincisi, tarifeler ithal malların yurt içi fiyatlarını arttırdığından yerli malları dış rekabetten korunmasını sağlama etkisine sahiptir. Bu itibarla, tarifeler yerli üretimde artış yaşanmasına olanak tanımaktadırlar15. Ancak bu artış kaynak dağıtımının

14

Fakat bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli bir unsur dünya fiyatlarındaki bu düşüşün sadece büyük ülkelerde geçerli olduğudur. Zira ithalatı gerçekleştiren ekonomi büyük bir ülke olduğundan, tarife dünyadaki üreticilerin ihraç ettikleri malın fiyatını düşürmelerine neden olmaktadır.

15 Fakat literatürde yer alan bazı ülke örnekleri bu durumun tam tersine bir tabloyu işaret

etmektedirler. Bu çalışmalar korumacılığın yerel üretim üzerine etkilerini incelemişler ve genellikle yerli üretim üzerinde etkin olmadıkları sonucuna ulaşmışlardır. Örneğin, Crandall (1987) Amerika’daki çelik ve otomobil üretimi için uygulanan korumacılığın etkisini incelemişlerdir. Her iki endüstriye yönelik ampirik bulgular, korumacılığın bu faaliyetlerin üretim kapasiteleri üzerinde etkin olmadıklarını göstermiştir. Baldwin ve Green (1988) de korumacılığın yerli üretim üzerindeki etkilerini incelemiştir. Bu çalışmada kurguladıkları teorik model ve beş endüstri üzerindeki ampirik incelemeleri sonucunda, daha yüksek tarife oranlarının ya da daha sıkı tarife dışı korumacılık

PT P=Pw PT * c d b e Q P Q1 Q3 Q4 Q2 a D S

bozulmasına, optimum kaynak dağıtımından uzaklaşılmasına da yol açabilmektedir. Dolayısıyla koruma etkisi olarak adlandırılan bu durum karşısında reel bir kayıp meydana gelmektedir.

Üçüncüsü, tarifeler yurt içi fiyatların yükselmesine sebep olduğu için yurt içerisindeki tüketicilerin tüketimlerini azaltmalarına yol açmaktadır. Tüketim etkisi olarak bilinen bu durum, tüketiciler artan fiyatlar nedeniyle daha az mal tüketeceğinden tüketici refahında azalmalara neden olmaktadır. Dolayısıyla yaşanan bu kayıp koruma etkisindeki gibi reel bir kayıptır16.

Aslında yukarıda anlatılanlar ışığında tarife uygulamasının genel ekonomi üzerindeki etkisi neticesinde gelirin yeniden dağıtılmasına neden olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Tarife nedeniyle tüketicilerde yaşanan kayıplar, tüketici kesimlerden üreticilere ve hükümete gelir transferi olmasına neden olmaktadır (Milner, 1990; Karluk, 2009).