• Sonuç bulunamadı

2. KORUMACILIK VE TİCARİ SERBESTLEŞME

2.5 Ticari Serbestleşme Politikaları

Yukarıdaki alt bölümde korumacılık politikaları ile ilgili kapsamlı bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Bu alt bölümde ise, ticari serbestlik ile birlikte ülke ekonomilerinde yaşanan değişimler ve etkiler üzerinde durulacaktır. Özellikle son yıllarda gelişmiş ekonomilerin yanı sıra gelişmekte olan ekonomilerin ticari serbestlik eğilimlerinin artması nedeniyle bu eğilimin olası sonuçlarının ne olduğu ya da olacağı hem akademik hem de politik çevrelerde yoğun bir biçimde tartışılmaktadır. Literatürde yapılan ülke temelli ampirik çalışmalardan elde edilen bulgular, dışa açılma ve ticari serbestleşmenin kaynakların yeniden dağıtılması ve ekonomik büyümenin sağlanması anlamında yararlı olduğuna dair güçlü kanıtlar olduğunu ortaya koymaktadır38.

Diğer taraftan ticari serbestleşme yönünde ortaya konulan politikalara yönelik bazı eleştiriler de literatürde yerini almıştır. Fakat bu eleştirilere rağmen, uzun vadede kapalı ekonomilere oranla açık ekonomilerin daha gelişmiş durumda oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Bu konu ile ilgili olarak araştırmacıların en fazla endişeleri, özellikle gelişmekte olan ekonomilerin kendi ekonomik yapılarından kaynaklanan kısa vadede ticari serbestleşmenin ekonomideki bazı aktörler üzerinde baskı yaratmasının uzun vadede bile başarılı sonuçlara erişilmesini engelleyeceğine yöneliktir (McCulloch ve diğ, 2001).

38 Buna karşın tam tersi bir durumun söz konusu olduğuna dair çeşitli araştırmalarda literatürde yerini

almıştır. Her iki duruma ilişkin literatürde yer alan çeşitli ampirik ve teorik çalışmalar Bölüm 4’de detaylı bir biçimde incelemiştir. Dördüncü bölüm, aynı zamanda ticari serbestleşmenin ekonomik büyüme ve gelir ve ücret eşitsizliği üzerine olan etkilerinin de incelendiği bir bölümdür.

Güçlü bir ekonominin önemli bir bileşeni olarak görülen ticari serbestleşme, aslında ekonomi büyümeyi sağlayıcı gerekli bir adımı da oluşturmaktadır. Ticari serbestleşme ekonomideki kaynakların yeniden dağıtılmasını sağladığından güçlü bir ekonomiyi yaratmanın en temel unsurlarından biri, ekonominin bu kaynakları yeniden dağıtımını doğru ve büyümeyi sağlayıcı bir biçimde yapması gerekliliğidir (Winters, 2000).

2.5.1 Ticari serbestleşmenin etkileri

Her bir makroiktisadi politikanın ekonomi üzerinde kısa ve/veya uzun vadede çeşitli etkileri olmaktadır. Dolayısıyla gerek korumacılık politikaları gerekse ticari serbestlik yönünde alınan politikaların ekonomideki farklı kesimlere olmak üzere farklı boyutlarda etkileri söz konusu olmaktadır. Bu nedenle herhangi bir politikanın hükümetler tarafından seçilerek uygulanmasında önem kazanan nokta, bu uygulanacak olan politikaların ekonominin genelinde yaratacağı net etkinin yönüdür.

Ticari serbestleşmenin ekonomi üzerindeki etkisinin olumlu olup olmayacağı noktasında iki faktör önem teşkil etmektedir. Bunlardan biri nispi fiyatlar bir diğeri ise reel döviz kurudur.

Aslında hükümetlerin ekonomik büyümeyi sağlayıcı bir dış ticaret politikasını uygulaması, uygun bir bölüşüm politikası anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla bu noktada, ekonomide nispi fiyatlar sistemi üzerine olan politikalar önem kazanmaktadır39. Örneğin, ithal mallarının fiyatlarının yurtiçinde yükselmesine neden olan tarife ve tarife dışı korumacılık politikaları ve ihraç malların dünya maliyetlerinin üzerinde bir maliyet düzeyinde üretilmesini sağlayan sübvansiyonlar sayesinde ülkedeki dış ticaret haddi olarak tanımlanan ihracat fiyat indeksinin ithalat fiyat indeksine oranının değişmesine neden olmaktadır. Bu durum dış ticaret faaliyetlerinden ekonominin yararlanmasına olanak tanıyabilmektedir40.

39

Ekonominin dış ticaret faaliyetleri içerisine girmesiyle beraber mal ve hizmet üretimini gerçekleştiren firmalar, ne kadar miktarda mal üreteceklerini ve hangi üretim faktörünü kullanarak üretecekleri ile ilgili kararlarını alırlarken dünya nispi fiyatlarındaki değişimleri göz önüne alarak gerçekleştireceklerdir. Benzer şekilde tüketicilerde hangi malları ne kadar miktarda tüketecekleri ile ilgili kararlarını bu nispi fiyatlardaki değişim ile belirlemektedirler. Bu itibarla, hükümetler yurtiçi fiyat düzeyini dünya nispi fiyat düzeyine göre değiştirmeleri üretim ve tüketim kararlarını etkilemekte ve ekonomideki kaynakların farklı faaliyetlerde kullanılmak üzere yeniden dağıtılmasına neden olmaktadır.

40

Dış ticaret haddi ile belirli bir başlangıç dönemine göre ihraç edilen ve ithal edilen malların nispi fiyatlarındaki değişme ve dolayısıyla dış ticaret faaliyetleri neticesinde elde edilen yararlar ve yüklenilen maliyetler ifade edilmektedir.

Diğer yandan, ticari serbestleşme ile ticarete-konu-olan ve konu-olmayan mallar ayrımı önem kazanmaktadır. Bunun sebebi, ticari serbestleşmenin kaynakların yeniden dağıtımı aslında ticarete-konu-olan mallar lehine kaynakların yeniden dağıtılmasını sağladığından bu tip malların üretiminin desteklenmesidir. Bu noktada reel döviz kuru önplana çıkmaktadır. Zira reel döviz kuru mal ve hizmet ticaretinin serbest olduğu bir ekonomide ticarete-konu-olan malların ticarete-konu-olmayan mallara olan nispi fiyatı olarak ifade edildiğinden41, ticari serbestleşmeden yararlanılabilmesi amacıyla reel döviz kurunun değerlenmemesi istenmektedir. Ticarete-konu-olan malların fiyatlarının dünya fiyatları ile belirlenmesi nedeniyle hükümetin bu mallar üzerinde çok fazla etkisi olmaması sebebiyle ticarete-konu- olmayan malların fiyatlarının değerlenmemesi arzu edilmektedir. Bu nedenle reel döviz kurundaki değişimler ekonomideki kaynakların nasıl dağıtılacağına ilişkin kararları etkilemektedir (Harberger, 2004)

2.5.1.1 Ticari serbestleşmenin maliyetleri

Ticari serbestleşme politikalarının ekonomiye yüklediği çeşitli maliyetler söz konusudur. Bunlardan birincisi, ticari serbestleşmenin ekonomideki faaliyetlerin korumacılık dönemine oranla daha fazla rekabet ortamı ile karşı karşıya kalmalarına neden olduğundan, bazı faaliyetlerdeki firmaların yeni rekabet koşullarına kısa vadede adapte olamamalarından ötürü çeşitli sıkıntılar yaratmasıdır. Özellikle daha yüksek ölçek ekonomisine sahip yabancı firmalarla rekabet etmek durumunda kalan yerli firmalar nedeniyle bu durum oluşmaktadır.

Bununla birlikte, ticari serbestlik döneminde dünya koşullarındaki değişimler yurt içerisine yansımaktadır. Bu durumda, yurt içerisindeki dış ticaret haddinin yükselmesine ve daha değişken bir ortamda ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi zorunluluğu doğurmaktadır. Bu nedenle, korumacılık durumuna göre ekonomi daha kırılgan hale gelmektedir.

Öte yandan, ticari serbestleşme fiyat yolu ile ekonomiyi dünya ekonomisiyle etkileşim haline getirmektedir. Dolayısıyla küçük bir ekonomide, dış ticaret politikalarının değiştirilmesinin etkisi sadece yerli fiyatlar üzerine olacaktır. Dünya fiyatları bu değişimden etkilenmeyeceklerdir. Bu etkileşim neticesinde yurt

41

Bir başka ifade ile reel döviz kuru ticarete-konu-olan malın bir birimi ile ne kadar ticarete-konu- olmayan mal satın alınabileceğini göstermektedir.

içerisindeki değişimler dünya ekonomilerine yansımazken, dünya fiyatlarında değişimler yurt içerisinde fiyat düzeyi üzerinde etkili olmaktadır.

Buna ek olarak, daha öncede belirtildiği üzere, ticari serbestlik döneminde değişen ekonomik öncelikler neticesinde ekonomik kaynakların dünya ekonomileri ile rekabet edebilecek faaliyetlere doğru yeniden dağıtılmasının sonucunda, ihracat yapan faaliyetlerde gelir ve istihdam kapasitesi artarken, ithal ikameci faaliyetlerdeki gelir ve istihdam kapasitesi düşmektedir. Bu durum ekonomideki gelir ve ücret eşitsizliği üzerinde olumsuz yönde etkilere neden olabilmektedir. Bu bağlamda literatürde ticari serbestleşme ve gelir ve ücret eşitsizliği arasındaki ilişki ile ilgili yapılan ampirik çalışmalar da tamamen birbirine ters sonuçlar elde edilmiştir42. Bunun nedeni, ticari serbestleşme ile gelir yaratma kapasitesi arasındaki ilişkinin ülke özellikli olması ve yeterli ve gerekli tamamlayıcı politikaların uygulanıp uygulanmamasının elde edilen sonucun değişmesine sebep olmasıdır.

2.5.1.2 Ticari serbestleşmenin yararları

Ticari serbestleşmenin sağladığı yararlardan biri ticari serbestlik döneminde tüketimin korumacılık dönemine oranla daha ucuzlayabilmesidir. Bir diğer ifade ile tüketicilerin satın alma güçlerinin artmasıdır. Serbestleşme tanım gereği ticari engellerin kaldırılması anlamına geldiğinden, eğer piyasalar etkin bir biçimde işleyebilirse ticari serbestleşme ile ticarete-konu-olan malların yurtiçi fiyatlarında hem yabancı malların daha ucuzlatılması hem de daha önce yerli üreticiler tarafından yakalanan rantın azaltılması ile bir azalma yaşanabilmektedir (McCulloch ve diğ, 2001).

Buna ek olarak ticari serbestleşme yerli üreticilerin karşı karşıya kaldıkları rekabet derecesini arttırdığından ülke özelliklerine bağlı olarak, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde kısa vadede ekonomi kendini yeni duruma adapte etmede zorlanmasına karşın uzun vadede, bu durum ekonomideki refahın üretim etkinliğinin geliştirilmesi yolu ile olumlu sonuçlar verebilmektedir. Üretim etkinliğinin geliştirilebilmesi için, ekonomide kullanılan kaynaklarının etkinliğinin arttırılması, ülkenin karşılaştırmalı olarak üstünlüğe sahip olacağı faaliyetlere doğru kaynakların yeniden dağıtımının ve uzmanlaşmanın sağlanması ve dünya piyasalarına ihracat yapma yolu ile ölçek ekonomilerden faydalanılması ile mümkün olabilmektedir (Winters, 2000).

Ayrıca ticari serbestleşme ile beraber, ülke içerisine ithalat yolu ile giren yabancı mallar sayesinde yeni teknolojiler ve yeni üretim fikirlerinin ülkeye doğru bir hareketliliği söz konusu olabilmektedir. Bu tarz bir hareketlilik, hem ülkenin teknolojik kapasitesinin geliştirilmesini sağlayabileceği gibi hem de bazı durumlarda tam tersi bir etki yaratabilmektedir. Bu etkinin pozitif ya da negatif yönde olması ekonomideki kaynakların niteliği ile ve bu kaynakların yeniden dağıtımının doğru bir biçimde yapılabilmesi ile ilgilidir (McKay, 2000).