• Sonuç bulunamadı

Heckscher-Ohlin-Samuelson teorisi (arz yanlı yaklaşımlar)

3. DIŞ TİCARET TEORİLERİ

3.2 Dış Ticaret Modellerinin Tarihsel Gelişimi

3.2.3 Neoklasik dış ticaret modelleri

3.2.3.1 Heckscher-Ohlin-Samuelson teorisi (arz yanlı yaklaşımlar)

Karşılaştırmalı üstünlükler teorisiyle dış ticarete yapılan katkıdan sonra, Heckscher- Ohlin-Samuelson (HOS) teorisi nispi üretim faktörleri oranlarını kullanarak karşılaştırmalı üstünlüklerin ve dış ticaretin nedenlerini ortaya koyarak dış ticaret teorilerinin geliştirilmesini sağlamıştır52.

Bu teori, dış ticaretin bir nedeni olarak ortaya konulan arz koşullarının farklı olmasını, üretim faktörlerinin nispi kıtlarının her bir ülkede farklı olmasına bağlayarak açıklamaktadır. Klasik bakış açısında tamamen ihmal edilen bu görüş, ilk olarak Heckscher (1919) tarafından ortaya konulmuş, sonrasında Ohlin (1933) tarafından detaylandırılmış ve ardından Samuelson (1948, 1949, 1953) tarafından geliştirilmiştir.

Bu teorik yapıda, ülkelerin üretim faktörlerinin nispi kıtlıkları farklılığı olduğu düşünüldüğünden her bir ülke hangi üretim faktörüne bol olarak sahipse, o üretim faktörünü kullanan malların üretiminde karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olarak bu malın üretiminde uzmanlaşacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla bu uzmanlaşma gereği ülkelerin, uzmanlaştıkları bu malları ihraç edeceği ve kıt olan üretim faktörünü kullanan malları ise ithal edeceği sonucuna ulaşmışlardır53 (Bhagwati ve diğ, 2001; Ünsal, 2005).

Heckscher-Ohlin-Samuelson Teorisinin Varsayımları

Klasik dış ticaret teorilerinde olduğu gibi bu teoride bazı varsayımları içermektedir. Bunlardan ilki, doğal olarak maliyet unsuru içerisinde üretim faktörü olarak klasik iktisatçıların öne sürdüğü gibi yalnızca emeğin değil aynı zamanda sermayenin de söz konusu olduğu kabul edildiğinden üretimde sermayenin de bir maliyet kalemi olarak alınmasıdır. Bir diğer varsayım ise, iki ülkeli ve iki sektörlü hipotetik bir dünyanın varlığıdır (Krugman ve diğ, 2011).

Bununla birlikte, üretim faktörlerinin homojen oldukları, ülke içerisinde tam hareketli ülkeler arasında ise tam hareketsiz olduğu varsayımları geçerlidir54. Bir diğer ifade ile emek ve sermayenin sektörler arasında maliyetsiz ve hemen transferinin gerçekleşebileceği varsayılmıştır. Bu varsayım nedeniyle, literatürdeki birçok çalışmada HOS modelinin uzun dönemli bir teorik model olduğu belirtilmiştir55. Bu teoride yapılan başka bir varsayım da üretim teknolojilerinin bütün ülkelerde aynı olduğu varsayımıdır. Sadece üretim teknolojilerinin değil, aynı zamanda zevk ve tercihlerinde aynı olduğu varsayımı söz konusudur56. Dolayısıyla,

53 HOS teorisinin zaman içerisinde ülkeler arasındaki ticareti açıklamakta yetersiz kalması nedeniyle

çeşitli farklı yaklaşımlarla geliştirilmiştir. İki ülkeli, iki üretim faktörlü ve iki mallı bir teorik model olan HOS modeli çok sayıda mal ve çok sayıda üretim faktörünün söz konusu olduğu durum için Vanek (1959) tarafından geliştirilmiştir. Bu model literatürde Heckscher-Ohlin-Vanek (HOV) modeli olarak bilinmektedir. Vanek (1959) modelinde üçüncü üretim faktörü olarak doğal kaynakları modele katmıştır.

54

Bu varsayımla beraber aslında, ülke içerisindeki iktisadi faaliyetlerde kullanılan emeğin fiyatının birbirine eşit olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Zira emek ülke içerisindeki tam hareketli olduğu için, bulunduğu iktisadi faaliyet alanından bağımsız olarak, fiyatı aynı olacaktır.

55 HOS modelindeki bu varsayımın geçerli olabilmesi için üretim faktörlerinin gelişen ve değişen yeni

duruma hemen adapte oldukları düşünülmüştür. Fakat böylesi bir yaklaşım gerçeklikten uzaktır. Zira üretim faktörlerinin tümünün ekonomideki değişikliklere hemen adapte olması ve sektörler arasında transfer olabilmesi oldukça güçtür. Bu konu ile ilgili bölümün ilerleyen kısımlarında daha detaylı açıklamalar yapılacaktır.

56

Bu varsayım neticesinde, bu teorik yapıda talep koşulları nedeniyle yaşanan farklılıkların söz konusu olmadığı bir durum incelenmektedir. Böylesi bir yapı, teorik modelin talep yönlü bir model yerine arz yönlü bir model olmasını sağlamaktadır.

bu teori talep farklılıklarının dikkate alınmaması nedeniyle bir arz yanlı bir yaklaşım olarak sayılmaktadır (Bhagwati ve diğ, 2001; Ünsal, 2005).

HOS modelinin temel sonuçlarından dört farklı teori türetilebilmektedir. Bu teoremler sırasıyla, HOS teoremi, faktör fiyatları eşitliği teoremi, Stolper-Samuelson gelir dağılımı teoremi ve Rybczynski teoremleridir. HOS teorisi ülke içerisindeki faktör donatımlarının belirlenmesi ile ilgili sonuçlara ulaştığından faktör donatımı teorisi olarak da bilinmektedir57.

Faktör Donatımı Teoremi (H-O Teoremi)

Bu teorem, bir ülkenin bol olarak sahip olduğu üretim faktörünü kullanan malın üretiminde uzmanlaşarak bu malı ihraç edeceğini ve kıt olarak sahip olduğu üretim faktörünü kullanan malı ithal edeceğini öngörmektedir. Bu teoreme göre, iki ülke arasındaki dış ticareti belirleyen ana unsur ülkelerin nispi faktör donatımları olacaktır.

Faktör Fiyatları Eşitliği Teoremi

Faktör fiyatları eşitliği teoremine göre, dış ticaret ile birlikte iki ülkedeki üretim faktörlerinin fiyatları birbirlerine eşit olacaktır. Daha açık bir ifade ile her iki ülkedeki emek geliri elde eden bireylerin aynı reel ücreti almasına ve her iki ülkedeki sermayenin de aynı reel getiriye sahip olmasına neden olmaktır. Bu teoremin elde edilmesinin altında yatan yegane neden ise, HOS teorisinin varsayımlarından biri olan uluslararasındaki faktör hareketliliğinin tam olmasıdır.

Stolper-Samuelson Gelir Dağılımı Teoremi

HOS teorisinden türetilen Stolper ve Samuelson (1941) gelir dağılımı teoremi, dış ticaret ile gelir dağılımı arasındaki bağlantıyı ortaya koymaktadır. Bu teori, serbest dış ticaretin üretim faktörlerinin reel fiyatları üzerindeki etkilerini incelemektedir. Serbest dış ticaret ile üretim faktörlerinden bol olanın (ihracat sektöründe kullanılan) reel gelirinin artacağı, kıt olanın ise (ithal ikamesi sektörlerde kullanılan) reel gelirinin azalacağını ortaya koymaktadır. Örneğin, emek ve sermaye gibi iki üretim

57 Leamer (1994) çalışmasında ticaret teorisinin test edilmesi ile ilgili literatürde yer alan çalışmaların

derlendiği geniş bir özet çalışma sunmuştur. Bu çalışmada, Ricardo (1817) karşılaştırmalı üstünlükler teorisi, HOS teorisi ve Endüstri içi ticaret teorisi ile ilgili literatürde yer alan ülke temelli ampirik çalışmalar ve bu çalışmaların sonuçları yer almaktadır.

faktöründen oluşan bir ekonomide, emek yoğun bir malın fiyatındaki artışın reel ücret oranını arttıracağı ve sermayenin reel getirisini azaltacağı belirtilmektedir58.

Rybczynski Teoremi

HOS teorisinden türetilen son teori, üretim faktörlerinin birinin miktarındaki artışın (azalışın) malların üretim düzeyindeki etkisi ile ilgili olan Rybczynski teoremidir. Rybcyznski (1955) teoremine göre, ülkenin sahip olduğu üretim faktörlerinden birinin miktarı arttığında, o üretim faktörünü yoğun olarak kullanan malın üretimi artar, sabit kalan üretim faktörünü kullanan malın üretimi ise, bu sektörlerarası faktör transferi nedeniyle azalır (Bhagwati ve diğ; 2001; Ünsal, 2005).

Leontief Paradoksu

Literatürde HOS teorisinin gerçek dünya ekonomilerinde geçerli olup olmadığı ile ilgili çok sayıda ampirik çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalar içerisinde en bilineni Leontief (1953) tarafından gerçekleştirilen çalışmadır. Bu çalışmada faktör donatımı teorisini irdelemek amacıyla Amerika’nın dış dünya ile olan ticareti incelemeye tabi tutulmuştur.

1947 yılına ait girdi çıktı tablosu ve aynı yıla ait dış ticaret verileri kullanılarak analiz gerçekleştirilmiştir. Faktör donatımı teorisinin beklentilerine göre, Amerika gibi sermaye yoğun bir ülkede, sermaye yoğun malların ihraç edilmesi ve emek yoğun malların ithal edilmesi gerekmektedir. Fakat bu çalışmanın bulguları, teorik beklentinin aksine emek yoğun malların ihraç edilip, sermaye yoğun malların ithal edildiği göstermektedir. Bu nedenle, elde edilen bu sonuca Leontief paradoksu denilmektedir59.

58 Stolper-Samuelson teoremi aslında serbest dış ticaret her iki ülkenin de yararına ve korumacılığın

zararına olacağı şeklindeki yaklaşıma karşı çıkarak, dış ticaretle gelir dağılımı arasındaki ilişkiyi kurgulamaktadır. Bu teoriye göre, serbest ticaret ihracatçı sektörün yoğun olarak kullandığı ülkedeki bol olan üretim faktörünün yararına iken, korumacılık ise ithal ikameci sektörün yoğun olarak kullandığı ülkede kıt olan üretim faktörünün yararınadır. Örneğin, Meltzer (1949) çalışmasında korumacılığın ülke refahına olan etkisini incelemiştir. Bu çalışmaya göre, gümrük tarifeleri ithalata rakip olan malların fiyatlarını, ihraç malları fiyatına göre yükselttiği sürece Stopler-Samuelson teoremi geçerliliğini korumakta, fakat ithal malların fiyatının düşmesine yol açtığı durumda bu teorem geçerliliğini yitirmektedir. Bu ilişkiye literatürde Meltzer paradoksu adı verilmektedir.

59

Bu çalışmanın yanısıra, literatürde HOS teorisini ile ilgili çok sayıda ampirik çalışma yer almaktadır. Bunlardan biri Baldwin (1971) tarafından Amerika’daki ticaretin yapısının sınandığı çalışmadır. 1958 yılına ait girdi çıktı verileri ile gerçekleştirilen bu çalışmada Leontief (1953) tarafından gerçekleştirilen çalışmaya benzer sonuçlar elde edilmiştir. 27 ülke ve 12 üretim faktörü için gerçekleştirilen bir diğer çalışmada ise, yine HOS teorisini öngörüsünün gerçekleşmediği elde edilmiştir (Bowen vd, 1987). Diğer yandan, Travis (1964) Leontief paradoksuna tarifelerin neden olduğunu önesürmüştür. Clements (1987) Brezilya için HOS teorisini test etmiş ve model sonuçlarıyla

Daha sonraki yıllarda, diğer ülke ekonomilerinin de benzer şekilde bulgular ortaya koyup koymadıklarının incelenmesi amacıyla çalışmalarda bu paradoksun ortaya çıkabildiği görülmüştür60. Aslında bu paradoksun yaşanmasının nedeni olarak teorik çerçeve kurulurken yapılan varsayımların ülke özellikleri nedeni ile tam olarak sağlanamaması gösterilebilir. Dolayısıyla tartışmalar halâ devam etmekle birlikte, bugüne kadar çelişkiyi tam olarak giderecek bir açıklama yapılamamıştır61. Bununla birlikte, Leontief’in inceleme yöntemine ilişkin literatürde çok sayıda eleştiri söz konusudur62.