• Sonuç bulunamadı

Bir zamanlar Kâbe’nin Mekke’de olmas yla tüccarlar n dikkat oda olup ve bu sebeple ticaretle u ra+an Araplar, slâm dininin yay lmas ve onun Arap

303 Alihanova, Paula, a.g.e., , s. 117; A+urbeyli, Sara, storiya Qorada Baku, Bakü, 1992, s. 104–109 304 Ya’kûbî, Kitâbu’l-Buldân, s. 272

Yar madas d + na ç kmas ile yeni pazar ve al c kitlesi ile kar+ la+t lar. Araplar ayn zamanda di er sahalarda oldu u gibi daha sistemli ve geli+mi+ olan Sâsânî ve Bizans ticaretiyle de tan + olmu+ oldular. Yeni bölgelerin fethedilmesi, yeni ticarî alakalar n kurulmas , daha büyük pazarlara ç k +, yeni ürünlerle kar+ la+mak ve üretim imkânlar n n artmas demekti. Fetihlerin ilk y llar nda Araplar di er alanlarda oldu u gibi ticarî hayatta da Sâsânî ve Bizansl lardan bir +eyler ö renir ve neredeyse onlar n yapt klar n n tekrar n yap yorlard . Bu da Araplar n kendilerine has ticarî siyaset yürütme imkân n k s tl yordu.

Araplar fetihlerin ilk elli y l nda eskiden mevcut olan tart ve para sisteminde bir de i+iklik yapmad lar. Azerbaycan’da da di er bölgelerde oldu u gibi tart ölçüleri olan kafiz ve müdd, para birimleri olan dirhem ve dinar kullan lmaktayd .305

Sâsânî paralar gümü+ten olup, Araplar n zaman nda da II. Hüsrev, III. Yezd- gerd’in veya ate+gah tasviri bulunan dirhem paralar haz rlan rd . Bu devirde olan yegâne fark haz rlanma tarihinin de i+tirilmesi, Kuran’dan kûfî hatla âyet yaz lmas ve Arap halife veya hâkimin isminin ilave olunmas yd . 39/660 y l nda halife I. Maviye para slahat geçirmek istemi+, hatta alt n ve gümü+ten paralar da haz rlatm +t . Lâkin halk n, bu yeni paralar kabul etmemesi slahat n ba+ar s zl kla sonuçlanmas na neden olmu+tur.306

Bu nedenle ilk ticarî slahat ve yenilik halife I. Velid (85–96/705–715) zaman nda ba+land . Böyle ki, halife sikke slahat n yaparak alt ndan dinar, gümü+ten ise dirhem paralar kestirtti. Bununla o hilâfet arazisinde Sâsâni’lerin dirheminin ve Bizans’ n dinar n s k +t rarak ticarî tedavülden ç karmay becerdi.307

Kaynaklar Arran ve Atropatena’da alt n ve gümü+ paralardan istifade olundu unu göstermektedir. Hatta ticaretin kalk nmas , +ehir hayat n n canlanmas ve yeni olan hâkimiyetin tan nmas için buralarda para haz rlayan darphanelerin

305 Makrizi, Traite des Monno es Musulmanes, Paris, 1797, s. 35 306 Bünyadov, Ziya, Azerbaycan VII-IX, s. 148

307 Pahomov, Aleksandr, Qandijinskiy Klad 1929 i Perelomn y Moment Arabskoy Tarqovli v

bulundu undan bahsedilmektedir. Paralar n burada haz rlan p kuzey ülkelerine kadar götürülmesi ticaretin inki+af n ve mal mübadelesinin bulundu unu göstermektedir.308

Arran’da Berde, Derbend ve Tamah +ehirlerinde darphane vard . Araplar zaman nda burada kesilen en eski para 89/707–8 y l na aittir. Bu darphanelerin nerede bulundu u konusunda hiçbir kaynakta malumat verilmedi inden bu konuda bir +ey söylemek çok zordur. Belki bunun da nedeni buralar n güvenli inin temin olunmas olabilir. Derbend’de kesilmi+ en eski para üzerinde 115/733–4 tarihi vard r.

Emevîler ad na darphanelerde para kesimi 131/748–9 y l nda sona ermi+tir. Azerbaycan’da Abbâsîler ad na kesilen ilk paraya 140/757–8 y l nda rastlan lmaktad r. Bu para h. 140 y l nda Yezidiyye ismine kesilmi+tir. Arkeolojik kaz lar Azerbaycan’da kesilen paralara Rusya’n n Avrupa k sm ndaki definelerde ve mezarlarda da rastlan lmaktad r. Bu da ticaretin inki+af n ve ticaretin oralara kadar uzand n göstermektedir.309

Emevîler devrinde Araplar Azerbaycan’da kendilerine has ölçü ve tart sistemi kurmu+lard . Bu özellikle 103/722 senesinde el-Cerrah b. Abdullah el-Hakem’in buraya vâli olarak tayin olundu u zaman tatbik olunmu+tu. Berde’ye gelen Cerrah ölçü ve tart da yanl +lar n ve aldatmalar n varl ndan haber al r almaz bu problemi hallederek, Cerrâhiye ismiyle tan nan yeni ölçü sisteminin tatbik olunmas n emretmi+tir.310

Ticaretin tüm alanlar nda olmakla beraber, özellikle bu kalk nmada Hazar denizi önemli bir rol oynam +t r. Hazar’ n güney k sm na, Ba dat, Buhara ve Semerkand pazarlar n n yak n olmas bunu büyük derecede etkilemi+tir. Çünkü bu pazarlar n inki+af etmi+ Asya ülkelerinin sanatkârlar ve tüccarlar ile s k bir alakalar vard . Hazar sahillerinde Abaskun, Astrabad ve Derbend limanlar n n da olmas deniz

308 Pahomov, Aleksandr, Monetn y Klad Azerbaydjana v Zakavkaze, Bakü, 1926, s. 22 309 Pahomov, Aleksandr, a.g.e., s. 43-51, 59-61

ticaretinin kalk nmas n etkileyen âmillerdendir. Özellikle Astrabad ipek kuma+ ihrac , Derbend ise Hazar sahillerine mal getiren tüccarlar n yerle+ti i bir merkezdi.311 Azerbaycan’a toplanm + olan bu mallar n hangi yolla Rusya’n n iç k s mlar na kadar götürülmesine gelince malum olur ki, Arap ve yerli tüccarlar kara yolunu de il suyolunu kullanm +lar. Çünkü Gürcistan’la iyi münasebette olmayan Araplar n ticarette bu bölge arazilerini kullanmalar do ru olmazd .312

Ticaret mallar n n Araplar eliyle Kafkas da lar n a+arak Rusya’n n içlerine götürülmesi de tamam yla imkâns zd r. Çünkü buradaki yollar n özellikle k + aylar nda geçilmez olmas bu güzergâh n kullan lmas n n da imkâns zl n göstermektedir. Bu devirde Araplar Volga nehrini kullanarak Bulgarlara kadar ula+abilmi+lerdir. Tüccarlar orada mallar n n onda bir de erinde gümrük vergisini vermekle pazarlarda ticaret yap yorlard . Bulgar pazarlar ndan ise samur, sincap, tilki derisi, ok, k l ç, z rh, Slav köleler, mis ve mum getirmekteydiler.313

Fetihlere kadar Bizans d + ticarette özellikle Kara Denizden istifade etmekteydi. Araplar ise bu ticaret yolunu bozarak onu do uya Hazar denizine geçirmi+, bununla da hem kendilerine mahsus bir ticaret kurmu+, hem de buradaki +ehirlerin ve ticarî aç dan kalk nmas na neden olmu+lard . Bununla Araplar Hazar- Volqa ticaret yolunu ke+federek onu kendi nezaretleri alt na alm +lard .314

Daha önce de bu bölgenin Bizans askerî nezareti alt nda oldu unu dikkate alan Arap ordusu, fetihlerini bu istikamette yapm + ve onun tehlikesizli ini garantilemek için Tiflis’ten Derbend’e kadar olan arazileri kendi ellerinde s k bir +ekilde denetim alt nda tutmu+lard . Bu nedenledir ki, Araplar bölgede Bizans’ n müttefiki olan

311 T xsaidov, A.R., Rasprostranenie slama v Yujnom Dagestane v X-XV vv. Mahaçkala, 1958, s. 67 312 Fasmer, R.R., Zavalî inskiy Klad Kufiçeskiy Monet VIII-IX vv, Bakü, 1931, s. 1-19, Ayn zamanda

Gürcistan’da yap lan arkeolojik kaz nt lar zaman burada Arap paralar na rastlan lmamas da bunu bir daha sübut etmektedir

313 Kovalevskiy, A.P., Kniqa Ahmeda ibn Fadlana i eqo Pute estviya na Volqu b 921-922 qq. Harkov,

1956, s. 85–93

314 Zahoder, B.N, z storii Voljsko-Kaspiyskih Svyazey Drevney Rusi, Sang-Petersburg, 1955, s. 108–

Hazarlar etkisiz hale getirmek için y llarca mübareze etmi+tir. Hazarlar ma lup edip, bölgede emniyeti temin eden Araplar, Hazar denizindeki tüm limanlar da kendi ellerine geçirmi+tiler. bn Havkal’ n da ifade etti i gibi, bu limanlar s k s k birinden di erine giden tüccar gemileriyle dolu oluyordu.315

Bölgede X. as rdan ba+layarak Hilâfetin nüfuzu azald zaman Rus askerî gemileri özellikle Volga-Hazar yolunu kullanarak Azerbaycan’a sokulmu+lard . Onlar hatta 332/943–44 y l nda Arran’ n ba++ehri Berde’ye sokularak onu talan ettikten sonra tamam yla da tm +lard . Kaynaklarda bu yolu kullanarak Rus-Arap ticaretiyle ilgili çok say da malumat vard r. Rus tüccarlar da kendi mallar n Hazar sahillerine getirerek, bundan sonra develerle onu Ba dat’a kadar götürüyorlard . Ruslar gayr-i müslim olduklar ndan gümrük vergisi hariç, bir de emniyet içerisinde seyahatlar n n kar+ l olarak cizye vergisi ödüyorlard .316

Ruslar özellikle deri ve köle sat + yla me+gul idiler. Rusya’n n, Ruskov arazisinde, Volga sahillerinde, Yaraslavl, Vladimir ve Kazan bölgelerinde, Dnepr ve Balt k denizi sahillerinde arkeolojik kaz larda bulunan Arap paralar ve buralarda

slâm dinini kabul eden insanlar n ço unlukta olmas bunun varl n ispat etmektedir.317

Azerbaycan’dan ihraç olunan mallara gelince özellikle el dokumas kuma+lar, hal lar, tabi boya maddeleri, zaferan, bal k ve havyar ön planda idi.318 Bölgede ticarî alakalar n ve mukavelelerin yap ld +ehir ise Berde idi. Bu nedenledir ki, Araplar onun inki+af na ve müdafaas na özel dikkat göstermi+lerdi.319

Emevîler devrinde Araplar Arran’ n dâhili i+lerine müdahale etmeden sadece vergi ald klar halde, 134/752 y l nda Abbâsîler Berde +ehrini yerli idarecilerin

315 bn Havkal, II, 386–398

316 bn Hurdadbih, s. 154; Ziya Bünyadov, Azerbaycan, s. 151

317 Fasmer, R.R., Zavalî inskiy Klad Kufiçeskih Monet VIII-IX vv. Moskova, 1931, s. 10-19 318 Myuller, A., storiya slama, , Sang-Petersburg, 1895-96, II, 161

319 Barthold, Vassiliy Vladimiroviç, storiko Qeoqrafiçeskiy Obzor rana, Sang-Petersburg, 1905, s.

elinden alarak onu kendileri yönetmeye ba+lad lar. Bunun da sebebi Berde’nin stratejik önemi ve ticaret yollar n n üzerinde yerle+mesiydi. Bu nedenle Halife Mansûr devrinde cani+in Yezid b. Useyd Berde’de darphane açt rd ve burada üzerinde Berde mührü olan paralar kesilmeye ba+land .320

Berde +ehri Mo ollar n hücumu zaman nda tamam yla yok edilmi+tir. Gerek Berde +ehrinin yeri, gerekse +ehrin plan ve di er özellikleriyle ilgili Alban Tarihi hariç geni+ bilgi veren hiçbir kaynak yoktur. Bu gün elimizde Berde +ehrinin varl n gösteren Abbâsîler devrine mahsus paralar n olmas ve arkeolojik kaz larda ortaya ç kar lan kanallar, evler ve kale duvarlar n n zeminleri hariç hemen hemen hiçbir bilgi bulunmamaktad r.321

Lâkin tüm kaynaklar bu +ehir hakk nda övgüyle bahsederler ve onun önemini özellikle zikrederler. Onlara göre +ehrin eni bir fersah, uzunlu u ise bir fersahtan az olmu+tur. Berde Irak ve Taberistan aras nda Rey ve sfahan’dan sonra bölgenin en çok önem arz eden +ehri idi. Araplar devrinde iktisadi cihetten onun gibi inki+af eden ve geli+en ikinci bir +ehir yoktu.

Berde’nin en tan nm + kale kap lar ndan biri “Kürdler kap s ”d r ki, onun yan nda bir fersah alan ihata eden “el-kurkiy” pazar vard .322 Her haftan n Pazar günleri çe+itli yerlerden gelen tüccarlar burada mallar n satar ve ticarî ili+kilerin kurulmas burada gerçekle+irdi. Berde cuma mescidinde de bu bölgenin beytu’l-mal vard ki, o da merkezde olan beytü’l-mal n bir +ubesiydi.323 Berde’de üretilen ve buradan ihraç olunan mallar ve onun arazisinde olan Kür nehrinin önemi, ç kar lan bal klar ve onlar n sat + yla alakadar olarak stahrî geni+ malumat vermektedir.324

Kaynaklar n ismini zikrettikleri ikinci büyük +ehir ve ticaret merkezi Erdebil’dir. ran hükümdarlar ndan Fîruz b. Yezd-gerd taraf ndan kuruldu u san lan

320 Pahomov, Aleksandr, Monet Azerbayddjana, Bakü, 1959, s. 60 321 Pahomov, Aleksandr, Ba ni i Mavzolei v Barde, Bakü, 1934, s. 82

322 “el-Kurkiy” Yunancadan gelen “Kip’ako” kelimesindendir ki, bu da pazar, pazar günü demektir 323 Bünyadov, Ziya, Azerbaycan, s. 151–154

ve bunun için de “Bazen-Fîruz” olarak da adland r lan bu +ehir, ticaret kervanlar n n s k s k u rad bir arazi olmu+tur. Bu +ehrin di er özelli i de onun her zaman hükümdarlar için ikametgâh fonksiyonunu ta+ mas d r.325

Kaynaklar bu +ehrin arazisinin bir buçuk fersah olup, kale duvarlar yla çevrili olundu unu ve üç kale kap s n n bulundu unu bildirmektedirler. Tehir ayn zamanda pazarlar nda fiyatlar n di er bölgelere oranla çok ucuz olmas yla da seçilmi+tir. Erdebil’e yak n Kursara adl bir pazar vard r ki, her ay n ba+ nda burada tüm bölgelerden gelen tüccarlar toplan yorlard . Orta as rlara ait olan bu pazar, sergi özelli ini ta+ yan bir pazar kompleksiydi. bn Havkal bu pazarda bulundu unu bildirerek, onu detayl ve güzel bir +ekilde tasvir etmi+tir.326

Di er önemli bir ticaret merkezi ise Derbend’dir. Hilâfetin hem kuzey s n rlar n olu+turmas , orada di er ülkelerle ticaret mübadelelerinin yap lmas ve stratejik önemi Derbend’in di er +ehirlerden farkl statü kazanmas na neden olmu+tu. Hilâfetin en s k denetlenen ve en çok memurunun oldu u +ehir buras yd . Bunun sebepleri de Derbend askerî garnizonunun burada yerle+mesi ve +ehrin istihkâm mevkisinde olmas yd .

Derbend’in s n r +ehir olmas , Hazarlar n ve di erlerinin hücumlar ndan ülkenin korunmas maksad yla ticarette s k bir denetim tatbik olunurdu. Böyle ki, hiçbir Hazar ve Rus tüccar +ehre nezaretsiz bir halde dâhil olamazlard . Tüccarlar +ehre bir fersah kala durur, Arap askerler onlar n mallar n yoklad ktan sonra, yene de askerlerin e+li inde gözleri ba l halde +ehre getirilirdiler. Bunun da nedeni onlar n +ehirdeki muhafaza sisteminin ve kale duvarlar n n özelliklerini görmemeleri için yap l yordu. Bu uygulama onlar n geri dönü+ü zaman da tatbik olunurdu.327

Ticaretin inki+af ondan gelen vergilerin miktar n da art r rd . Ticarî vergileri halife Hz. Ömer +u +ekilde tayin etmi+ti: Gayr-i müslim tacirler %10 gümrük vergisi,

325 ed-Dîneverî, el-Ahbâr, s. 59; Kazvînî, Zekeriyâ bn Muhammed, Âsâru’l-Bilâd ve Ahbâru’l- bâd,

Beyrut, 1969, s. 291; Kinneir, Johan Macdonald, Persian, I, 152; Saîd Nefîsî, Târîh-i Temeddûn, I, 89

326 bn Havkal, s. 351–351

zimmi tüccarlar %0,2, Müslüman tüccarlardan de eri iki yüz dirhem olan maldan be+ dirhem, iki yüz dirhemden a+a olanlardan ise her k rk dirheme bir dirhem vergi al ns n.328

Görüldü ü kadar yla fetihlerden sonra hilâfet di er sahalarla beraber Azerbaycan üzerinden kurdu u ticaret vas tas yla hem uzak Rusya’da tan nm +, hem de maddî olarak büyük gelirler kazanm +t r. Ayn zamanda günümüzde de her bir +eyin ticaret üzerinden kuruldu unu ve iktisadiyat güçlü olan devletin her +eye kadir olabilece ini hepimiz bilmekteyiz. Arap hilâfeti de bu yönde elinden gelen gayreti göstermi+, ticaretin inki+af , onun güvenli inin temini ve bununla kendi otoritesinin kurulmas için bölgeyi siyasî olarak da tam denetim alt na alm +t r. Ticarî alakalar n ço almas , +ehirlerin kalk nmas na ve onlar n inki+af na olumlu etki gösterdi i malumdur ki, kaynaklar da bunu ispat etmektedir.

Lâkin burada ticaret yapan ve gelirin büyük k sm na sahip olan Arap tüccarlar idiler. Maalesef, hilâfet sadece onun için önem ta+ yan baz +ehirlere dikkat etmi+ ve di erlerine ayn alakay göstermemi+tir. Bu da o bölgelerde ya+ayan halk n hakl itirazlar na neden olmu+tur. Töyle söyleyelim ki, Berde, Erdebil ve Derbend gibi +ehirlerin kalk nmas oradaki halk n hayat tarz na ve maddî refah n n artmas na imkân sa lam +t r. Lâkin ticarî geli+menin ve ili+kilerin zay f oldu u +ehirler ve oralarda ya+ayanlar ise bunlardan tamam yla mahrum idiler.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ABBÂSÎLER N LK ASRINDA AZERBAYCAN’DA H LÂFETE

KAR(I SYANLAR

1. Azerbaycan Halk2n2n Hilâfet daresine Bak272

Bu dönemde Azerbaycan’daki toplumun olu+umuna dikkat etti imiz zaman halk n Müslüman olan ve Müslüman olmayan iki tabakaya ayr ld n n +ahidi olmaktay z. Ancak rkî ve ekonomik etkiler bu gruplar aras nda büyük derecede ayr mlara ve olumsuz sonuçlara neden oluyordu ki, bu da toplumda problemlerin ya+anmas yla neticeleniyordu. Birinci gruba vâliler, komutanlar, büyük toprak sahipleri ve devlet adamlar yani aslen Arap olanlar dâhil idiler.329 kinci gruba Zerdü+tlük, H ristiyanl k, Manilik ve di er dinlere mensup olarak hayatlar n devam ettirenler dâhil idiler.

Araplar fetih hareketleriyle birlikte Arap Yar madas d + na ç karak fetholunan bölgelere kabileler halinde yerle+me e ba+lad lar. Kabile örf ve adetlerini, anlay +lar n , ba lar n muhafaza ederek gittikleri toplumun bir parças oldular ve böylece yerle+ik bir hayata ba+lad lar. Onlar el sanatlar ve mesleklerle u ra+maya yönelmediler. Askerî özelliklerini ve sahip olduklar otoriteye güvenerek bu arazilerde büyük çiftçiler, a alar ve tacirler s n f n olu+turdular ve de i+ik fikrî, kültürel ve sosyal faaliyetlere kat ld lar.330

slâm dinini kabul eden yerli halk da birinci gruba dâhil edilse de Araplar onlara kendilerinden gibi bakm yorlard . Önceki Zerdü+tlük, H ristiyanl k, Manilik ve di er dinlerini terk edip slâm dinini kabul edenler rk problemine tak larak ikinci s n f muamelesi görüyorlard . Müslüman olan yerli halk Araplarla ayn toplumda ya+ay p hayatlar na devam etseler de Araplar her zaman onlar üzerinde kendi büyüklüklerini hissettirirlerdi. Özellikle Azerbaycan’da Araplar kendilerinin yönetici, di erlerinin ise yönetilmek için yarat ld na, kendilerinin soy ve +eref sahibi olduklar na, di er insanlar n ise slâm dinini kabul etmelerine ra men onlara eri+emeyeceklerine inan yorlard .

329 Azerbaycan’da slâm dinini kabul edenleri buraya dâhil etmememizin nedeni onlar n di er yerlerde

oldu u gibi mevâli statüsünde de erlendirilmesidir

Araplar n onlara kar+ bu münasebeti sadece soy yönünden de il ayn zamanda yapt klar mesleklerinden dolay da oluyordu. Çünkü Araplar siyaset, askerî ve yönetimle me+gul olurken yerli halk çiftçilik ve hayvanc l kla me+gul olurlard . Onlar hatta kâtiplik ve vergi toplamay da küçük gördüklerinden bunlar halk n sadece seçkin insanlar na yapt r yorlard . Mevâliye kar+ n merkezde de böyle durumlar n var oldu u malum oldu u halde merkezden uzak olan bölgelerde bunun ne kadar etkili oldu unu söylemek o kadar da çok zor de ildir.331

Arap yönetimi ayn zamanda Azerbaycan’da kurduklar ticarî alakalar ve ellerine geçirdikleri ülkenin zenginliklerini de halkla payla+m yorlard . Onlara atâdan pay vermiyor, ganimet ve feyyden ise az bir miktar veriyorlard .332 Hatta Hz. Peygamber (sav) zaman nda ve ondan sonra da kalpleri slâm’a s nd r lmak maksad yla333 beytu’l-maldan pay n ayr lm + olmas na ra men böyle bir uygulamaya burada rastlamamaktay z.

Yeni yönetimin onlara kar+ belirgin olan münasebeti, slâm’daki e+itlik prensiplerinin Müslüman idareciler taraf ndan bozulmas ve vergilerdeki adaletsizlikler ço unluk olan bu grubu idare olunamaz hale getiriyordu. Bu zaman onlar devlet kar+ t siyasî, dinî hareketlere ve isyanlara destek veren kitle haline dönü+üyorlard . Abbâsî hilâfetinin ilk y llar na kadar onlar bu isteklerini belirgin ve aç k isyanlarla bildirmeseler bile, art k onlar gelecekte hilâfet için en büyük problem ve muhalefet parças olarak görmek gerekirdi.

Müslüman olmayanlara gelince onlar say itibariyle ilk zamanlarda ço unluk olu+turuyor, özellikle el sanatlar ve kendi arazilerinde çiftçilikle me+gul idiler. Cizye

331 Mevâlinin toplum içindeki horlanmas da malumdur. Araplar n onlarla alakadar üç +ey namaz

bozar; E+ek, köpek ve mevâlî ifadesini kullanmalar malumdur. Hatta onlarla evlenmenin de yasakland a+ikârd r. Geni+ bilgi için bkz., bn Abdirrabbih, el- kdu’l-Ferîd, n+r. Mufid Muhammed Kamîha, Beyrut, 1407/1987, III, 361; Dûrî, Abdulaziz, el-Asru’l-Abbâsiyyu’l-Evvel, Beyrut, 1988, s. 11; Atçeken, smail Hakk , “Ömer b. Abdülaziz Dönemi Sonras Emevî darecilerinin Mevâlî Politikalar ”, S.Ü. .F.D., say 13, Konya, 2002, s. 69-88

332 Fayda, Mustafa, “Fey”, D A, stanbul, 1995, XII, 511–513 333 Tevbe, 60

vergisini vermeleri onlar n toplum içindeki farkl l n ortaya koyuyordu. Onlar siyasî faaliyetlerden tamamen kenarda kal p hiçbir müdahalede bulunmuyorlar ve sadece fetih zaman yap lan anla+malar esas nda slâm öncesi dinlerini ya+ yorlard . Onlar n kendilerine özel dinî merasimleri, örf-adetleri, bayramlar , liderleri ve ruhbanlar vard . Lâkin tüm bu haller bir müddet devam etti. Emevîler devrinin sonu, özellikle Abbâsî yönetimi zaman çe+itli yollarla onlar n toprak sahalar ellerinden al n r, +ehir merkezlerinden ç kart larak k rsallara yerle+tirilir, haks z olarak vergiler art r l r ve a rla+t r l rd .

lk fetholunan arazilerde halife Hz. Ömer zaman nda tayin olunan vergiler, slâmiyyetten önceki devir vergilerine nispette daha adil gözükmekteydi. Lâkin Emevîler, isyanlar bast rmak, saray ve fetihlerin giderlerini kar+ lamak için çok miktarda paraya ihtiyaçlar oldu undan, vergileri art rmalar na ve gayri me+ru yollardan vergi toplamalar na neden oldu. Bu da toplumda ho+nutsuzlu a ve itirazlar n ortaya ç kmas na yol açt .334

Arap hilâfetinde verginin temellerini cizye ve haraç olu+turmaktayd . lk dönemlerde vergi sistemi genel olarak fethin +artlar ve yap lan antla+malara göre bir bölgede di erine göre de i+iyordu. Bazen bir bölgede art r l rken di erinde azalt l r, birinde parayla, di erinde malla, baz lar nda ise hem para hem de malla al n l rd . Hatta Emevîler devrinde halife Muaviye bu farkl l gidermeye çal +m +t .335

Halife Abdülmelik b. Mervan (65–85/685–705) zaman nda önceden tayin olunan cizye miktar n kabul etmeyerek, bölgede tekrar nüfus say m yapt rarak herkesi i+çi gibi kabul ettirmi+ti. Onun senelik gelirinden yeme, içme, giyim ve bayram günleri harcamalar n ç kar larak neticede herkesin dört dinar336 cizye vergisi

334 Dûrî, Abdulaziz, a.g.e., s. 13

335 Takir, Mustafa, Devletu Beni’l-Abbâs, Kuveyt, 1973, I, 52–53

336 Dinar- 4,25 gram a rl nda alt ndan bas lan bir para birimidir. Geni+ bilgi için bkz., Sahillio lu,

vermesi gerekti ini ilan etmi+tir.337 Bunun yan s ra toplanan haraç vergisi de art r lm +t r.

Vergi memurlar onun toplanmas nda da en kötü metotlar kullan yorlard . Memurlar cizye toplamaya zilletin sembolü gibi bak yor, onu toplarken ise +iddete ve hakarete ba+vuruyorlard . Özellikle Azerbaycan ve ran bölgelerinde harac n miktar n n tayininde adaletsiz davranarak yerli halk zarara u rat yorlard . Buradaki Emevî vâliler önceden meyvelerin miktar n tahmini olarak belirliyor, sonra da piyasa de erinin alt nda bir fiyatla bunlar götürü usulüyle al yorlard .338 Bu konuda Taberî