• Sonuç bulunamadı

Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi

2. BÖLÜM: ADLİ KOLLUĞUN CEZA SORUŞTURMASINDAKİ GÖREV VE

2.2. ADLİ KOLLUĞUN SORUŞTURMA SIRASINDA BAŞVURULAN KORUMA

2.2.9. Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi

imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir”.

Belirtmek gerekir ki telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi434 CMK 135 inci maddede “dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi”ne ilişkin olarak farklı; “iletişimin tespiti”ne ilişkin olarak ise farklı prosedürler öngörülmüştür.

Buna göre dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak CMK 135 inci maddede sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.

CMK m.135/1’de düzenlenen iletişimin adli amaçla dinlenmesi, kayda alınması ve değerlendirilmesi tedbiri için verilen kararda “yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok iki ay için verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir” (CMK m.135/4). Belirtmek gerekir ki, sulh ceza hâkimince soruşturma aşamasında iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve değerlendirilmesi tedbirine resen başvurulamaz. Sulh ceza hâkimi, soruşturma aşamasında bu tedbire ancak Cumhuriyet savcısının istemi üzerine karar verebilir435.

Öte yandan CMK m.135/6’ya göre şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine ilişkin “verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim

gerektiği ileri sürülmüştür. Bkz. PARLAR/ÖZTÜRK, Ceza Yargılamasında İletişimin Tespiti, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme, s.24.

434 Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin

Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde “iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması: telekomünikasyon yoluyla gerçekleştirilmekte olan konuşmalar ile diğer her türlü iletişimin uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik işlemleri; sinyal bilgisi: bir şebekede haberleşmenin iletimi veya faturalama amacıyla işlenen her türlü veriyi; iletişimin tespiti ise: iletişimin içeriğine müdahale etmeden iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri ifade eder”, şeklinde tanımlanmıştır.

435 ARTUÇ, s.570.

bağlantısını tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresi belirtilir”.

CMK m. 135’te yer alan bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon yoluyla iletişiminin denetlenebilmesi için 8 inci fıkrada yer verilen katalog suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması gerektiği; iletişimin tespiti açısından ise, bu tedbire başvurmayı gerektiren herhangi bir suçun işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin aranacağı görülmektedir436.

CMK m. 135/2 kapsamında iletişimin denetlenmesi konusunda “talepte bulunulurken hakkında bu madde uyarınca tedbir kararı verilecek hattın veya iletişim aracının sahibini ve biliniyorsa kullanıcısını gösterir belge veya rapor eklenir. Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir (m.135/3)”. Bu bağlamda CMK m.135’te düzenlenen iletişimin denetlenmesi tedbirine başvurabilmek için iletişim aracının mutlaka şüpheli veya sanık üzerine kayıtlı olmasına gerek yoktur. Yani iletişim aracı bir başkası üzerine kayıtlı olsa da şüpheli veya sanık tarafından bu iletişim aracının kullanılması, bu tedbirin uygulanabilmesi için yeterlidir.

İletişimin denetlenmesi türlerinden biri olan “mobil telefonun bulunduğu yerin tespiti”, şüphelinin veya sanığın kullandığı telefonun bulunduğu yerin tespit edilmesi, belirlenmesi işlemi olup, bu işlemden delil elde edilmesi mümkün değildir. Bu işlem sadece şüpheli veya sanığın yakalanması maksadıyla yapılabilir437. Bu işleme ilişkin esaslar CMK m. 135/5’te düzenlenmiş olup, buna göre bu işlem hâkim veya

436 PARLAR/ÖZTÜRK, Ceza Yargılamasında İletişimin Tespiti, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme, s.23.

“İletişimin tespiti tedbirinin uygulanabilmesi yönünden dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirlerinde olduğu gibi katalog suç sınırlaması bulunmayıp, tüm suçlar yönünden bu tedbire başvurma olanağı bulunduğundan, somut olayda olduğu gibi işlendiği iddia olunan hırsızlık suçu yönünden iletişimin tespiti kararı verilmesi olanaklı ise de hakkında tedbir kararı verilen kişiler yönünden tedbir kararının isabetli olup olmadığının belirlenmesi gerekir. CMK m.135/1’in açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinde olduğu gibi iletişimin tespiti de ancak, şüpheli ve sanık hakkında uygulanabilir.

Somut olayda, haklarında iletişimin tespiti tedbiri talep edilen kişiler, baz istasyonundan hizmet alan üçüncü kişiler olup, CMK m.2’de tanımlanan anlamda şüpheli veya sanık sıfatına sahip olmadıklarından haklarında iletişimin tespiti tedbirine başvurulması olanağı yoktur”. Yargıtay CGK. E.: 2011/6-140, K.:2011/222, Karar tarihi:15.11.2011, ARTUÇ, s.579.

437 ARTUÇ, s.567.

gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden yapılır.

Verilen kararda mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.

Mobil telefonun bulunduğu yerin tespiti, her suç için yapılabilir. Bu tedbir için katalog suçlarla bir sınırlama getirilmemiştir. Bunun yanında bu tedbirde telefonu kullananın şüpheli veya sanık olması da şart değildir. Üçüncü kişilerin kullandığı telefon yönünden de yer tespiti kararı verilebilir. Örneğin şüpheli telefon kullanmıyor fakat eşi ile birlikte seyahat ettiği iddia edilmekte ise, şüphelinin eşinin mobil telefonunun yerinin tespitine de karar verilebilir438.

CMK m. 135 hükümlerine göre “alınan karar ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli tutulur. Ayrıca bu maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz” (CMK m. 135).

Belirtmek gerekir ki, “Şüpheli veya sanığa yüklenen suç dolayısıyla müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında, 135 inci madde hükmü uygulanamaz” (CMK m.136).

Adli kolluğun doğrudan karar alma sürecinde yer almadığı bu tedbirde, Cumhuriyet savcısınca görev verilmesi halinde adlî kolluk görevlisi, telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşların yetkililerinden iletişimin tespiti, dinlenmesi veya kayda alınması işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla cihazların yerleştirilmesini yazılı olarak ister ve bu istem derhâl yerine getirilir; yerine getirilmemesi hâlinde zor kullanılabilir. Ayrıca adli kolluk görevlisi, bir suçun soruşturulması kapsamında bu tedbire başvurulması ihtiyacını Cumhuriyet savcısına bildirerek, tedbire başvurulabilmesi noktasında karar verici makamlara yardımcı olur. Örneğin, şüphelinin yakalanması maksadıyla mobil telefonun bulunduğu yerin tespitini amiri konumunda bulunan savcı aracılığıyla isteyebilir.

CMK’nın 138 inci maddesinin 2 nci fıkrası iletişimin denetlenmesi tedbirinin uygulayıcılarına önemli bir yükümlülük yüklemiştir. Buna göre, bu tedbir sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci

438 ARTUÇ, s.576.

maddenin 6 ncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği yolunda şüphe uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum derhal Cumhuriyet Savcılığına bildirilir.

Kolluğun bu tedbirin uygulanmasında dikkat etmesi gereken diğer hususlar şöyle sıralanabilir:

Her şeyden önce kolluk, katalog suçları iyi bilmeli, hangi suçlarda bu tedbirin uygulanabileceğini unutmamalıdır.

Tedbir uygulanırken suç vasfı değiştiğinde, değişiklik sonrasında varlığı kabul edilen suç tipinin ilgili kanun hükmü gereğince yine bu tedbirin uygulanabilmesini mümkün kılan bir suç tipi olması halinde uygulamaya devam edilebilecek, yeni suç tipinin katalog suçlarda yer almaması durumunda tedbire derhal son verilmesi gerekecektir439.

Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi koruma tedbiri gizli tedbirlerdendir ve bünyesinde özel hayatın ve kişisel verilerin gizliliği gibi temel insan haklarına müdahale niteliği barındırır. Bu nedenle bu tedbire ilişkin kararlar ve işlemler tedbir süresince gizli tutulmalıdır. Zira CMK m. 135/7’de buna vurgu yapılmıştır. Aksi bir davranış, ilgililer için TCK m. 285’te yer alan soruşturmanın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilecektir.

Bu tedbir bünyesinde elde edilen deliller, hangi amaçla elde edilmiş ise ancak o amaçla kullanılabilir ve öngörülen amaç dışında başka bir amaçla bu bilgilerden yararlanılması olanaksızdır. Örneğin bu tedbirle elde edilen deliller bir hukuk mahkemesinde açılan tazminat davasında kullanılamayacağı gibi, disiplin soruşturmasına da esas olamaz440.

Tedbirin uzatılması kararı verilebilmesi için tedbire başvurulabilmesi adına gerekli koşulların halen mevcut olması ve bu mevcudiyetin de uzatma isteminde ve kararında açıkça belirtilmesi gerekir.441

439 ÜNVER/HAKERİ, Ceza Muhakemesi Hukuku, s.422-423.

440 ÖZTÜRK vdy., Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbirleri, s.258.

441 ÖZTÜRK vdy., Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbirleri, s.271.

Bu tedbire kanunda belirtilen belli bir süre için karar verilmiş olması bu sürelerin sonuna kadar kullanılacağı anlamına gelmemektedir. Henüz süre dolmadan tedbirin uygulanmasına ilişkin şartlardan birisi ortadan kalkmışsa bu tedbirin uygulanmasına derhal son verilmelidir. Örneğin, tedbire başvurulması gereken suçun CMK m.135/8’de sayılan suçlardan birisi olmadığının anlaşılması veya başka bir yolla da tedbirden elde edilmesi beklenen sonuca ulaşılabileceğinin ortaya çıkması gibi durumlar tedbirin derhal sonlandırılmasını gerektirir442.