• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: ADLİ KOLLUĞUN CEZA SORUŞTURMASINDAKİ GÖREV VE

2.2. ADLİ KOLLUĞUN SORUŞTURMA SIRASINDA BAŞVURULAN KORUMA

2.2.1. Durdurma ve Kimlik Sorma

2.2.1.1. Durdurma

Kolluğun durdurma ve kimlik sorma yetkisi PVSK m. 4/A’da düzenlenmiş olup, bu mevzuatta yer alan “polis” ifadesi, ülkemizdeki genel kolluğun yalnızca bir bölümünü oluşturan Emniyet Teşkilatı mensuplarını değil diğer genel kolluk mensuplarını da kapsamaktadır203.

Durdurma kurumunun hukuksal niteliği belirlenirken ikili bir ayrım yapmak gerekir. Zira bir suçun işlenmesinden önce, önleme amaçlı bu yetkiye başvurulduğunda bir önleme tedbiri; fakat bir suçun işlenmiş olabileceği şüphesi üzerine bu suçun aydınlatılması ve fail ya da faillerinin yakalanabilmesi için yani adli bir amaçla yapılan durdurmayı ise bir

mümkün kılmak amacıyla muhakeme sürecinde başvurulabilir. Aynı zamanda doğrudan veya dolaylı olarak delil elde yöntemi olan koruma tedbirleri, gerektiğinde hükümden önce şüpheli veya sanık hakkında zor kullanmak suretiyle bazı temel hak ve özgürlüklere geçici müdahaleyi bünyesinde barındırır. Bkz: ŞAHİN, Ceza Muhakemesi Hukuku-I, s.262. Bu özelliklerinden dolayı koruma tedbirleri suçsuzluk karinesiyle çelişmez; bilakis ceza muhakemesinin daha sağlıklı yapılması ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılarak şüpheli/sanık hakkında adaletli bir karar verilmesine hizmet eder.

202 YÜKSEKTEPE, Mert Asker, Koruma Tedbirleri Nedeni ile Tazminat, Aristo Yayınları, İstanbul, 2018, s.25-26.

203 Nitekim PVSK’nın 25 inci maddesine göre, polis teşkilatının bulunmadığı yerlerde il ve ilçe jandarma komutanları ile jandarma karakol komutanları bu kanunda yazılı görevleri yapar ve yetkileri kullanırlar.

koruma tedbiri olarak nitelendirmek daha yerinde olacaktır204. Esasen bu durum PVSK m. 4/A’da dolaylı olarak ifade edilmiştir. Zira bu maddede polisin hem suç önleyici hem de adli amaçlı olarak durdurma yapabileceği haller hüküm altına alınmıştır.

Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi, kolluk personelinin tecrübesi ve içinde bulunduğu durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması şartına bağlıdır.

Makul sebep, akla ve mantığa uygun olan sebeptir205. PVSK’nın kullandığı makul sebep kavramına ek olarak Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği (AÖAY)’nde “makul şüphe” ifadesi de kullanılmıştır206. AÖAY’nin 27 nci maddesinde durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için, ‘umma’ derecesinde makul şüphenin bulunması gerektiği ve somut emarelerle desteklenen bir şüphe bulunmadan, süreklilik, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak biçimde durdurma işleminin yapılamayacağı vurgulanmıştır207. Ayrıca bu hükme göre kolluğun durdurma yetkisi kullanabilmesi, onun tecrübesine ve içinde bulunduğu durumdan edindiği izlenime dayanarak, kişinin bir suç işleyeceği veya işlediği veya kişinin silâh taşıdığı ve hâlen de tehlike oluşturduğu konusunda makul bir sebebin bulunmasına bağlıdır.

Durdurma, daha çok önleme, kimlik tespiti, yakalama gibi amaçlarla kullanılmakta olup, bu durumların birçoğunda anılan bu yetkilerin kullanılabilmesi için bir araç yetki olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple durdurma yetkisine istisnai olarak başvurulması, bir başka ifadeyle keyfiliği çağrıştıracak oranda yaygın bir şekilde başvurulmaması bu yetkinin kötüye kullanılmaması açısından son derece önemlidir208. Örneğin, hakkında yakalama

204 ERDAĞ, Ali İhsan, “Kolluğun Durdurma ve Kimlik Sorma Yetkisi”, Ankara Barosu Dergisi, 2010/4, Yıl:68, s.42. Hakeri ve Ünver de durdurmaya koruma tedbirleri içerisinde yer vermektedirler. Bkz:

ÜNVER/HAKERİ, Ceza Muhakemesi Hukuku, s.308-311. Durdurmanın önleme ve adli amaçla yapılabileceğine ilişkin bkz: CENTEL/ZAFER, s.305.

205 ERDAĞ, s.42. Yenisey ve Nuhoğlu bu yetkinin kullanılabilmesi için yakalama ve aramada gerekli olan derecede olmamakla birlikte basit bir şüphenin mevcut bulunması gerektiğini vurgulamaktadır. Bkz:

YENİSEY/NUHOĞLU, s.301.

206 AÖAY m. 6’ya göre makul şüphe “Hayatın olağan akışına göre olaylar karşısında genel olarak duyulan şüphedir”.

207 Özgür bir demokraside insanlar haklı bir sebep olmaksızın kolluk tarafından durdurulmayı ve hesap vermeye zorlanmayı beklemezler. Bu durum ancak makul bir şüphenin gerekli kılması durumunda kabul edilebilir. Makul şüphe, özgürlüğe saygı duyulmasının bir gereğidir ve kolluğun söz konusu eylemlerini keyfi olmaktan çıkarır. CORRIN, Lucy/GASK, Alex, “Powers to Stop, Search, Enter and Seize”, Human Rights in the Investigation and Prosecution of Crime (Edited by Madeleine COLVIN and Jonathan COOPER), Oxford University Press, Oxford, 2009, s.114.

208 GÜNDOĞAN vdy., s.123. Nitekim Centel ve Zafer’e göre kişilerin üzerinde, eşyalarında, kâğıtlarında ve araçlarında önleme araması yapılması durumu PVSK m.9’da, adli arama kurumu CMK m.

116-emri ya da zorla getirme kararı verilmiş kişileri tespit etmek de durdurma sebepleri arasında sayılmış olsa da bu sebebin bir sonuç olduğu ve durdurma için tek başına yetmeyeceği unutulmamalıdır. Ayrıca, kişi diğer sebeplere dayalı olarak durdurulduktan sonra, onun aranan kişilerden olup olmadığını belirlemek maksadıyla işlem yapmak mümkün ise de gelişi güzel bir şekilde her istenen kişiyi “acaba aranıyor mu?” diye durdurmak keyfiliğe yol açacaktır. Bu nedenle, eğer kişi hakkında bir ihbar varsa veya başka bir somut olguya dayalı olarak, onun aranan kişi olduğundan şüphelenmek için makul sebep oluşmuşsa o zaman aranan kişi olduğundan bahisle durdurma sebebi doğabilir209. Yani kişi özgürlükleri açısından durdurmama asıl, durdurma ise istisna olmalıdır210.

Durdurma genel olarak; suç veya kabahatlerin önlenmesi, yakalama, tehlikeyi önleme ve hâkim kararının yerine getirilmesi amacıyla yapılır211. Durdurma yetkisi kullanılmadan önce, kolluk personeli mesleki tecrübesine dayalı olarak makul bir sebebin bulunup bulunmadığını kendisi takdir edecektir. Burada “mesleki tecrübe” ve “takdir yetkisi”

kavramlarının birlikte düşünülerek, bu kavramlarla kolluk personelinin aldığı mesleki eğitimin kast edildiği değerlendirilmektedir. Yani kolluk personeli almış olduğu mesleki eğitimin neticesinde, olayı kendi süzgecinden geçirerek değerlendirip, buna göre durdurma faaliyetini gerçekleştirecektir. Tecrübe kavramı “meslekte geçirilen yıl” olarak değerlendirilirse, mesleğe yeni başlayan personelin durdurma faaliyeti yapamaması veya durdurma faaliyetinde görevlendirilmemesi gibi kanun koyucunun belki de hiç amaçlamadığı ve hatalı bir sonuç söz konusu olabilecektir. Durumu bir örnekle somutlaştırmak gerekirse; komşusuyla tartışırken onu bıçakla yaralayıp olay yerinden kaçan bir kişinin eşkâli belirlenmiş ve bu eşkâl o anda devriye hizmeti yapan kolluğa bildirilmişse ve bu kişi 45-50 yaşlarında, erkek, uzun boylu, siyah saçlı ve saçı kısa kesilmiş biriyse, durdurmayı gerçekleştirecek kolluk, bu eşkâle uyan insanları durdurabilir. Bunun yanında davranışsal olarak anormallikler gösteren, örneğin panikle,

122’de, zorla getirme kararları ile yakalama ile yakalama emri konuları CMK m. 90,98 ve 146 düzenlenmiş olup, bu işlemlerin yerine getirilebilmesi kişilerin durdurulması ve kimliklerinin sorulmasını gerektirir. Tek başına durdurma şeklinde bir işlem bulunmamaktadır. Suçu, kabahati ve tehlikeyi önlemek ya da suç faillerini bulmak ve ele geçirmek maksadıyla bu işleme başvurulabilir. Bkz:

CENTEL/ZAFER, s.304-305.

209 YENİSEY/NUHOĞLU, s.303.

210 CENTEL/ZAFER, s.308.

211 YENİSEY/NUHOĞLU, s.302-303.

koşarak ve kaçarcasına hareket eden, kıyafetinde kan izleri, vücudunda bir kavgada almış olabileceği değerlendirilen yara izleri bulunan kişiler kolluk personelinin aldığı mesleki eğitimin neticesinde göstereceği takdir yetkisi ile durdurulabilecektir. Fakat söz konusu bu olaya ilişkin eşkâle uymayanlar, yani kadınlar, kısa boylu ya da uzun saçlı erkekler ya da genç yaştaki erkekler kolluk tarafından durdurulamayacaktır.

Durdurma yetkisinin kullanılabilmesinin herhangi bir karara veya emre bağlı olmaması hali “kendiliğindenlik” olarak ifade edilmektedir. Kolluğun, kendi takdiri ile makul bir sebebin bulunması halinde kullanabileceği bu yetkinin kötüye kullanılmaması için çok dikkatli davranması gerekecektir. AÖAY’nin 27 nci maddesi gereği durdurma üzerine aşağıdaki işlemler yapılır:

- Kişinin giysilerinden herhangi birisi çıkarılmadan, yoklama şeklinde bir kontrol yapılır. Bunun sonucunda, kişinin silâh taşıdığı sonucuna varmaya yeterli şüphe meydana gelirse, kolluk kendiliğinden silâh ve diğer suç eşyası araması yapabilir.

- Yoklama şeklinde yapılan kontrol, kişinin cinsiyetindeki kolluk personeli tarafından yapılır.

- Kontrolün konusu ve sebepleri kişiye açıklanır.

- Kişi veya aracın durdurulma süresi makul olmalı ve kontrol için ayrılan süreyi aşmamalıdır.

- Yoklama şeklinde yapılan kontrol, kişiye en az sıkıntı vericek şekilde yapılır.

- Kontrol neticesinde suça ilişkin delil elde edilirse, kişi yakalanır.

- Uyuşturucu gibi bir eşyanın, kişinin herhangi bir yerinde gizlendiği düşünülüyorsa, daha geniş çapta bir kontrol yapılabilir.

- Yoklama şeklinde yapılan kontrol, kişi veya aracın ilk durdurulduğu yerde veya yakınında, mümkün olduğu kadar da başkalarının göremeyeceği şekilde yapılır. Kişi başka yere götürülerek kontrolü yapılamaz.

- Makul sebep oluşmuşsa, daha geniş kapsamlı bir kontrol yapılması için, kolluk aracından veya yakında bulunan kapalı bir yerden yararlanılabilir.

- Kontrol bittikten sonra talep edilmesi halinde olay yerinde derhâl bir tutanak tanzim edilir.

Yukarıda ifade edilenlerin yanında kolluğun dikkat etmesi gereken diğer hususlar şöyle sıralanabilir:

Durdurma yetkisi kullanılırken kolluk, üniformalı olsa bile mutlaka kolluk mensubu olduğunu söyleyerek kendisini tanıtmalı ve görev kimliğini göstermelidir. Durdurulan bir kişi neden durdurulduğunu bilmek isteyecektir. Dolayısıyla kolluk, durdurduğu kişiye durdurma sebebini söylemek zorundadır212. Kolluk, karşısındaki kişiye nazik davranmalı ve “siz” diye hitap etmelidir213.

Kolluk, durdurduğu kişiye soru sorabilir. Fakat bu sorular şüpheliye sorulan sorular olmadığından CMK m. 147 uyarınca karşı tarafa hak bildirilmesine de gerek yoktur.

Ayrıca hukuka uygun bir şekilde durdurulmak istenen kişi durmaz ise bu halde PVSK m.

17’de düzenlenen yetki gereği kolluk, verdiği emre itaatsizlik eden kişiyi zor kullanarak karakola götürebilir. Kolluğun zor ve silah kullanma yetkisi ise PVSK m. 16’da düzenlenmiş olup buna göre kolluğa ölçülü zor kullanma yetkisi verilmiştir. Görevini yaparken direnişle karşılaşan kolluk, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkili olup; direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan şekilde bedeni kuvvet ve maddi güç kullanabilir214.

Durdurma süresi, durdurma sebebine esas teşkil eden işlemin gerçekleştirilmesi için zorunlu olan süreden fazla olamaz (PVSK m. 4/A-4). Bu sürenin 1 saat, 5 saat ya da gözaltı süresi kadar gibi kıstaslarla belirlenmesi mümkün değildir. Durdurma, durdurma işleminin yapılış amacına göre bazen örneğin hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek amacıyla birkaç dakika, bazen de bir suçun iştirak halinde işlenmesini önlemek ya da iştirak halinde suç işledikten sonra kaçan suç faillerinin yakalanması maksadıyla yapılmış olan bir durdurma faaliyetinde durdurulan ve “öncü” olarak tabir edilen aracın arkasından geldiği düşünülen bir diğer aracın beklenmesi amacıyla birkaç saat de devam edebilecektir215.

212 ÖVET, Talha, Kolluğun Başucu Kitabı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2016, s.10. Ayrıca bkz. JTGYY m.

46/8.

213 YENİSEY, s.245.

214 YENİSEY/NUHOĞLU, s.304.

215 ERDAĞ, s.43.

Durdurma sonucunda kimlik sorulması zorunlu bir husus değildir. Kolluk, durdurduğu kişiyle iletişime geçip, hâl ve hareketlerini mesleki tecrübesine dayanarak değerlendirdikten sonra gerekli görürse kimliğini sorabilir. Kolluğun vatandaşla iletişimi sonucunda şüphe ortadan kalkmışsa kişi veya aracın ayrılmasına izin verilmesi gerekir216. Kolluk, bir kişiyi durdurduğunda adli arama yapamaz. Suç delili araması yapılabilmesi için, aleni yerlerde en azından kolluk amirinin yazılı emir vermiş olması gerekir (CMK m. 116). Fakat kolluk, durdurma esnasında adli arama yapamamakla birlikte, durdurduğu kişi üzerinde silah bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde kendisine PVSK ile “gerekli tedbirleri alma” yetkisi verildiği görülmektedir (PVSK m.4/A-6)217. Burada AÖAY m. 27’de düzenlenen ve kolluk personeline tanınan “yoklama suretiyle kontrol”

gündeme gelir. Bir kişiye dokunmak daima özel bir durumdur fakat arama değildir. Bir insanın başka bir insana resmi amaçla dokunabilmesi için, makul bir sebep olmalıdır. Bu durum Amerikan Yüksek Mahkemesi (Supreme Court)’nin Terry v. Ohio (1968) Kararı’nda ifade edilmiş ve buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Amerikan Yüksek Mahkemesi Terry Kararı’nda, kolluk personelinin tecrübesine binaen, izlediği davranışlardan, o kişinin bir suç işleme yolunda olduğuna inanırsa veya kişinin silahlı olduğu ve hâlihazırda bir tehlike oluşturduğu kanaatindeyse, o kişiyi durdurup sorular sorup üst araması yapabileceğini kabul etmiştir218.

Yoklama suretiyle kontrol yapılırken durdurma gerekçesiyle orantılı olarak işlem yapılmalı, kişinin görünmeyen yerlerine dokunulmamalı ve ceplerinin içine eller sokulmamalı, sadece dışarıdan temas ile aranan eşyanın saklanabileceği kısımlar kontrol edilmelidir219.

Aranan şey silah veya tehlike oluşturan başka bir alet ise arama faaliyeti bu cisimleri bulmaya yönelik olmalı, yani durdurma nedenine konu tabanca vb. araç araştırılmalı, bu

216 GÜL, Yunus Emre, “PVSK’da Önleme Araması ve Durdurma”, İstanbul Barosu Dergisi, 2018, C.92, S.3, s.221.

217 YENİSEY/NUHOĞLU, s.304; SOKULLU AKINCI, Füsun, “Kişinin Üzerinin Aranması ve İnsan Hakları”, İdare Hukuku ve İlimleri Dergisi, 2011, S.9, s. 266; BAYRAM, Zeynep, Kolluğun, Suç Öncesi ve Sonrası Kişisel Veri Toplama Yetkisi, (Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2009, s.23.

218 YENİSEY, s.247; YENİSEY/NUHOĞLU, s.301.

219 ÖVET, s.15.

kapsamın dışındaki eşyalar incelenmemeli220, özel hayatın gizliliği ve vücut dokunulmazlığı ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Durdurma faaliyeti kolluk aracılığıyla devlet ve bireyi yüz yüze getiren bir yetki olduğundan son derece önemlidir ve kullanılırken çok dikkatli olunmalıdır. Zira bu yetki, hukuka uygun olarak kullanılmadığında kolluk personeli için duruma göre disiplin sorumluluğu, özel hukuk çerçevesinde tazminat sorumluluğu ve yine TCK anlamında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (m.109), görevi kötüye kullanma (m.257) gibi suçlardan dolayı cezai sorumluluk söz konusu olabilecektir. Bu maksatla kolluk personelinin bu yetki ile ilgili olarak iyi eğitilmiş olması önem arz etmektedir.

Hangi maksatla olursa olsun durdurma tek başına bir özgürlük kısıtlaması değildir221. Zira durdurulan kişi fiili bir denetim altına alınmamıştır. Fakat esasen kişiye durdurma nedeninin bildirilmesinden sonraki aşama önemlidir. Adli soruşturma veya suçu önleme maksatlı olarak kolluk tarafından durdurulan kişinin bilgi vermeyeceğini ifade etmesine rağmen kasten işlemlerin uzatılması ya da bilgi vermeye zorlanılması özgürlük kısıtlaması sayılıp, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (TCK m. 109/3-d) ve duruma göre görevi kötüye kullanma suçunu (TCK m.257) oluşturabilecektir222.

Uygulamada en çok sokakta kolluk tarafından icra edilen durdurma faaliyetlerinde durdurulan kişiler ile kolluk personeli arasında yaşanan tartışmalar toplumun hafızasında yer etmekte ve zaman zaman rahatsızlık yaratabilmektedir. Bu nedenle mülki amirlerin idari nedenlerle önleme maksatlı yapılan durdurma işlemlerini sonradan denetlemelerine ihtiyaç vardır. Adli amaçlı yapılan durdurmalar ise yakalamaya veya aramaya yol açarsa adli makamlar tarafından denetlenir223.