• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: CEZA MUHAKEMESİNDE SORUŞTURMA EVRESİNİ YÜRÜTEN

1.2. SORUŞTURMAYI YÜRÜTMEKLE YETKİLİ MAKAMLAR

1.2.3. Sulh Ceza Hâkimi

161 FENDOĞLU, s.241-242.

162 Miller ve Gordon, kolluğun soruşturma görevini etkili bir şekilde yerine getirebilmesi için bağımsız olması gerektiğini savunmuş ve bu bağımsızlıkla birlikte hesap verebilirliğin de mutlaka tesis edilmesini vurgulamışlardır. Fakat belirtmek gerekir ki buradaki bağımsızlıktan kasıt, kolluğun siyasetten bağımsız olması anlamındadır. Bkz: MILLER, Seumas/GORDON, Ian A., Investigative Ethics (Ethics for Police Detectives and Criminal Investigators), Wiley-blackwell press, West Sussex (UK), 2014, s.100.

163 APAYDIN, s.57.

164 Aynı yönde görüş için Bkz: ÜNVER/HAKERİ, Ceza Muhakemesi Hukuku, s.160.

Kanun koyucu tarafından ceza muhakemesinde kanunlar tarafından ayrıca görevli kılınan durumlar saklı kalmak üzere, adli soruşturmalarda hâkim tarafından alınması gereken kararları almak, yapılması gereken işleri yapmak ve bunlara dair yapılacak itirazları incelemek maksadıyla sulh ceza hâkimliği ihdas edilmiştir. Kısacası sulh ceza hâkimi, soruşturma sırasında gerekli olan yargılama makamı kararlarını vermekle görevli hâkimdir165.

Esasen yargılama makamının bir süjesi olan sulh ceza hâkimi ceza muhakemesindeki soruşturma evresinde iki farklı sıfatla görev yapmaktadır. Birincisi asli konumu olan yargılama makamı sıfatını taşıdığı, yani yargılama makamı olarak görev yaptığı konumdur. Soruşturma evresinin asıl yetkili makamı savcı olmasına rağmen, bazı soruşturma işlemlerini bizzat savcının yapması kabul edilmemiş, bu işlemler bakımından hâkim güvencesine gerek duyulmuştur. Dolayısıyla bu birinci durumda sulh ceza hâkimi, hâkimlik mesleğinin gereğini yapmaktadır166. Nitekim CMK m.162’de bu durum, Cumhuriyet savcısının, ancak hâkim tarafından gerçekleştirilebilecek olan bir işleme lüzum görürse, bu konudaki istemlerini işlemin yapılacağı yerdeki sulh ceza hâkimine bildireceği; sulh ceza hâkiminin ise istenilen işlemin kanuna uygunluğunu inceleyerek karar vereceği ve gereğini yerine getireceği şeklinde ifade edilmiştir.

Uygulamada adliyedeki iş yoğunluğu karşısında sayıca az olan ve kararlarına itiraz edilmesi halinde kendi içlerinde birbirlerinin kararlarını denetleyen sulh ceza hâkimlerinin AİHM’nin kullandığı terimle objektif tarafsızlıklarına ilişkin ciddi problemler oluşmaktadır. Bu problemlerin çözümü bağlamında sulh ceza hâkimlerinin sayısının artırılması ya da bu hâkimlerin kararlarına itiraz edilmesi durumunda itirazın inceleme merciinin asliye ceza mahkemesi hâkimi olarak belirlenmesinin daha yerinde olacağı ileri sürülmektedir167.

Sulh ceza hâkiminin ceza muhakemesindeki soruşturma evresinde ikinci ve istisnai sıfatı ise toplumsal iddia makamı olarak görev yapabilmesidir168. Gerçekten CMK m.163’te

165 KARAKEHYA, s. 78.

166 ŞAHİN, Ceza Muhakemesi Hukuku-I, s.118.

167 KARAKEHYA, s. 78.

168 ŞAHİN, Ceza Muhakemesi Hukuku-I, s.118.

suçüstü durumunda ve gecikmesinde sakınca bulunması durumunda, Cumhuriyet savcısına ulaşılamıyor veya olay genişlik bakımından savcının iş gücünü aşıyorsa, sulh ceza hâkiminin de bütün soruşturma işlemlerini yapabileceği; kolluk âmir ve memurlarının ise, sulh ceza hâkimince emredilen tedbirleri alacağı ve araştırmaları yerine getireceği vurgulanmıştır. Yani CMK m.163’te belirtilen hallerde sulh ceza hâkimi toplumsal iddia makamını işgal ederek adeta zorunlu savcı olarak görev yapmaktadır169.

Öte yandan doktrinde sulh ceza hâkiminin bu durumdaki rolünün zorunlu savcılık değil iddia makamının yardımcısı olduğu da ileri sürülmüştür. Zira sulh ceza hâkimi, savcının yokluğunda acil ve gerekli işlemleri savcıya yardımcı olmak için yapmakta ve engel etkenlerin kalkması durumunda tüm elde edilen veriler ve işlemler derhal iddia makamına terk edilmektedir170. Sulh ceza hâkimi bu aşamada yetkilerini Cumhuriyet savcısı gibi kullandığından, tanzim ettiği dosyayı Cumhuriyet savcısına iletmesi ve soruşturma sonrasındaki kararların Cumhuriyet savcısı tarafından verilmesi gerekir171.

Sulh ceza hâkiminin CMK m. 163’ten kaynaklı soruşturma yetkisinin doğabilmesi iki halde söz konusu olabilir. Birincisi suçüstü halinin, ikincisi ise gecikmesinde sakınca bulunan bir halin mevcut olmasıdır. Fakat bu haller tek başına sulh ceza hâkiminin harekete geçmesi için yeterli değildir. Ayrıca bu hallerde, Cumhuriyet savcısına erişilemiyor olması ya da savcıya erişilse bile olayın genişlik bakımından savcının iş gücünü aşması gerekir. Örneğin bir yerleşim yerinde aynı zamanda ve çok kısa aralıklarla savcıların hepsine işgücünü aşacak ve hepsine yetişemeyecekleri sayıda ve derhal müdahaleyi gerektiren birtakım olayların meydana gelmesi gibi172. Yine meydana gelen bir trafik kazasında anayol trafiğe kapanmış ve Cumhuriyet savcısının telefonu kapalı ve nerede olduğu bilinmiyorsa, sulh ceza hâkimi olay yerine intikal edip, olay yeri tespiti ile akabinde Cumhuriyet savcısına halen ulaşılamamışsa, otopsi işlemini gerçekleştirmelidir.

Bu durumda Cumhuriyet savcısına ulaşılıp, savcının gelmesi sağlandığında sulh ceza hâkimi işlemleri Cumhuriyet savcısına devredecektir173.

169 CENTEL/ZAFER, s.132.

170 ÜNVER/HAKERİ, Ceza Muhakemesi Hukuku, s.199.

171 PARLAR, Ali/ÇETİN, Ahmet, Ceza Muhakemesinde Soruşturma Evresi ve Uygulaması, Aristo Yayınevi, İstanbul, 2017, s.143.

172 ŞAHİN, Ceza Muhakemesi Hukuku-I, s.118.

173 ARTUÇ, s.769.

Sulh ceza hâkimi, Cumhuriyet savcısı sıfatını kullanarak soruşturma işlemlerini yaptığı olayın kovuşturma evresinde yargılama makamı sıfatıyla görev yapamaz. Bu durum sulh ceza hâkimi açısından bir yargılama yasağı oluşturmaktadır (CMK m.23/2, CMK Yürürlük Kanunu m.11)174. Nitekim AİHM içtihatlarında da bu şekilde soruşturma sırasında savcı gibi birtakım soruşturma işlemleri yapan hâkimin kovuşturmada görev alması tarafsızlığa aykırı bir durum olarak görülmüştür. Kanun koyucu da bu konuda AİHM’e benzer bir hassasiyet göstererek soruşturma sırasında zorunlu savcılık yapan hâkimin görevden yasaklı olduğunu hükme bağlamıştır (CMK m.23/2)175.

Nihayet sulh ceza hâkimi, savcı sıfatıyla soruşturmasını yaptığı bir olayın soruşturma evresinde CMK m.162 uyarınca hâkim kararı gerektiren bir işlem (örneğin tutuklama talebi) söz konusu olduğunda da bu kararı veremeyecektir. Zira böyle bir durumda örneğin tutuklamaya karar vermek bir hâkimlik görevidir ve yargılama faaliyetidir176.

Adli kolluğun soruşturma evresindeki adli işlerdeki amirinin Cumhuriyet savcısı olması sebebiyle, sulh ceza hâkiminin adli kolluk ile olan ilişkisi dolaylı bir ilişkidir. Bu bağlamda adli kolluğun uygulamada adli işler söz konusu olduğunda Cumhuriyet savcısını atlayarak doğrudan sulh ceza hâkimine başvurması uygun olmayacaktır.

Bununla birlikte sulh ceza hâkiminin zorunlu savcılık yaptığı hallerde adli işlere ilişkin olarak adli kolluğa verdiği emirler elbette adli kolluk tarafından yerine getirilecektir (CMK m.163/2).

Zorunlu savcılık yapan sulh ceza hâkiminin birlikte çalıştığı adli kolluk ve adliye işlerini yürüten kamu görevlilerini denetleyebilmesine ilişkin mevzuatta açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu yetkinin kanunda açıkça Cumhuriyet savcısına tanınmış olması sebebiyle böyle bir denetleme yetkisinin sulh ceza hâkimlerine tanınmadığı ve yürütülen bir soruşturma kapsamında verilen emirlere riayet etmeyen adli kolluk ve adliye işlerini yürüten kamu görevlileri hakkında başlatılacak olan soruşturmada sulh ceza hâkiminin

174 ŞAHİN, Ceza Muhakemesi Hukuku-I, s.118; ARTUÇ, s.769.

175 KARAKEHYA, s. 80.

176 ŞAHİN, Ceza Muhakemesi Hukuku-I, s.119.

zorunlu savcı olarak geçici bir görev yapması sebebiyle sadece acele olan işleri yapabileceği ve konuyu başsavcılığa intikal ettireceği ifade edilmiştir177.

177 CANKURT, Ezgi, “Soruşturmanın Sulh Ceza Hâkimi Tarafından Yürütülmesi - Kısa Bir İnceleme”, Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 4, S. 7, Haziran 2018, s. 265-282.

2. BÖLÜM: ADLİ KOLLUĞUN CEZA SORUŞTURMASINDAKİ