• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: CEZA MUHAKEMESİNDE SORUŞTURMA EVRESİNİ YÜRÜTEN

1.2. SORUŞTURMAYI YÜRÜTMEKLE YETKİLİ MAKAMLAR

1.2.2. Cumhuriyet Savcısının Yardımcısı Olarak Kolluk

1.2.2.3. Adli Kolluk Teşkilatı

1.2.2.3.1. Emniyet Teşkilatı

133 BİLGİÇ, s.110-111.

Ülkemizde emniyet teşkilatı ifadesi ile kastedilen Türk Polis Teşkilatı’dır. Polis kelimesi, etimolojik olarak sitenin, kentin idaresi ve siyasi yönetimi anlamına gelen “politeia”

kelimesinden türemiştir ve kelime uzun bir süre bu anlamda kullanılmıştır. Orta çağla birlikte kelime bir anlamda değişikliğe uğramış ve bu çağda tebaayı iç ve dış tehlikelere karşı himaye etme, onun mutluluk ve esenliğini sağlamaya matuf araçların feodal tarafından sağlanması olarak anlaşılmıştır134. Tarihi süreç içerisinde anlam farklılığına uğrayan polis kavramı bugün, istisnasız her ülkede bulunan ve iç güvenlikten sorumlu olan meslek grubu olarak ifade edilmektedir135. Yani polis kelimesi hem bir mesleği hem de bu mesleğin mensubu olan personeli ifade etmektedir.

Türk hukukunda ise polis kavramı genel asayiş, kişi, tasarruf emniyeti ve konut dokunulmazlığı ile halkın ırzını, canını ve malını koruyan ve toplumun istirahatini güvence altına alan, yardım isteyenler ve yardıma muhtaç durumdakilere yardım eden iç güvenlik birimi olarak tarif edilmektedir (PVSK m.1). ETK’nın emniyet teşkilatı bölümlerini düzenleyen 8 inci maddesinde polisin; siyasi, idari ve adli kısımlara ayrıldığı ifade edilmektedir.

İdari polis, toplumsal ve kamusal düzeni yerine getirmekle görevlidir (ETK m.9). Siyasi polis, devletin genel emniyetini ilgilendiren işlerden sorumlu olan kısımdır (ETK m.9).

Bu kapsamda; AY’nın ihdas ettiği demokratik düzen ile yurdun bölünmez bütünlüğünü bozmak ve yıkmaya yönelen eylemleri, propagandalar ve gizli örgüt faaliyetlerini izler ve bunları tespit etmesi durumunda failler hakkında yasal işlem yapar ve böylesi yıkıcı eylemlere karşı tedbirler alır136. Siyasi polis, aynı zamanda devlet büyükleri ve ülkemize gelen yabancı devlet temsilcilerini korumak görevini de haizdir. Adli polis ise; en az tam teşekküllü bir karakolun bulunduğu yerlerde, adli işlere bakmak üzere EGM tarafından kadrodan ayrılan birimdir. Eğer kadro tam teşekküllü kadrodan daha az kuvvet ise bu haldeki polis birimlerinin tamamı ya da bir bölümü adli polis olarak ayrılabilir (ETK m.9).

Suçun işlenmesiyle harekete geçen adli polis, suçun delillerini toplamak, şüphelileri veya

134 HAFIZOĞULLARI, s.565.

135 DELİCE, Murat, “Polis Teşkilatlanmasının Farklı Ülkelerden Örneklerle Karşılaştırılması”, Türk İdare Dergisi, 2015, S.481, s.435.

136 KÜÇÜKDOĞRU, Serkan, Polislik Mesleğinin ve Polis Meslek Yüksekokullarında Verilen İnsan Hakları Eğitiminin İncelenmesi (Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2011, s.10.

failleri tespit edip, yakalayarak Cumhuriyet savcısı adına ve onun bilgisi dâhilinde soruşturmayı yaparak failleri suç kanıtları ile birlikte yargı organlarına teslim etmekle yükümlüdür137.

Polis teşkilatı her ne kadar yukarıda ifade edildiği gibi idari, siyasi ve adli olmak üzere birimlere ayrılmış olsa da uygulamada bu ayrımın sınırları kesin çizgilerle belirlenmiş değildir. Bazı iş ve işlemlerde her üç birimin görevlileri de birbirinin işini yapabilmektedir. Örneğin, siyasi ya da idari polis olarak nitelenen bir polis memuru ihtiyaç duyulduğunda adli polis görevini de icra edebilmektedir.

Polis, ETK m. 4’te yer alan hükümlere göre bir başka ayrıma tabi tutulmuştur. Buna göre polis, silahlı bir icra ve inzibat kuvvetidir ve üniformalı ve sivil olarak iki kısma ayrılır.

Üniformalı polis de kendi içinde vasıtalı ve vasıtasız olarak ikiye ayrılır. Vasıtalı polis;

at, bisiklet, motor ve canlı veya cansız diğer vasıtalarla donatılan birimdir (m.5). Sivil polis ise; emniyet hizmetlerinde üniformasız şekilde çalıştırılan birimdir (m.6).

Emniyet teşkilatı hiyerarşik olarak yapılanmıştır. Bu teşkilatın en üst sorumlusu İçişleri Bakanı’dır. Zira ETK m. 1’e göre İçişleri Bakanı, ülkemizin genel emniyet ve asayiş işlerinden sorumludur. Emniyet teşkilatı, İçişleri Bakanlığı bünyesinde ve ona bağlı olarak EGM çatısı altında teşkilat yapısını oluşturmuş olup bu yapının da en üstünde Emniyet Genel Müdürü bulunmaktadır.

EGM ise merkez ve taşra teşkilatlarından oluşmaktadır. Merkez teşkilatı bünyesinde Teftiş Kurulu Başkanlığı, Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı, Özel Harekât Başkanlığı, Polis Akademisi Başkanlığı gibi önemli birimler bulunmakta; taşra teşkilatı ise İl Emniyet Müdürlükleri, İlçe Emniyet Müdürlükleri ve İlçe Emniyet Amirliklerinden oluşmaktadır138.

Emniyet teşkilatı, suç ve suçlulukla mücadele maksadıyla kendi yapılanması içerisinde çeşitli özel bölümlere ayrılmış durumdadır. Bu bölümler; kaçakçılık ve organize suçlarla

137 KÜÇÜKDOĞRU, s.9-10.

138 Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatlanma şeması ve detaylı bilgi için bkz.

https://www.egm.gov.tr/teskilat-semasi# (Edinme tarihi: 06.09.2020)

mücadele, terörle mücadele, narkotim, bomba imha, özel harekât polisliği, toplum destekli polislik, bisikletli ve motosikletli polis timleri, çocuk polisi, çevik kuvvet ve deniz polisi gibi birimlerden oluşmaktadır.

Polis birimlerinin başında bulunan emniyet müdürleri veya amirleri idari kolluk görevleri bakımından illerde valinin, ilçelerde ise kaymakamın emri altındadır. Polisin adli görevleri münasebetiyle Cumhuriyet başsavcılıkları ve hâkimlerle de ilişkileri vardır.

Ancak bu ilişki, sürekli bir amir memur ilişkisi olmayıp, yalnızca soruşturması veya kovuşturması yapılan suç/suçlar ve verilen adli görevler ile sınırlıdır139.

Çarşı ve mahalle bekçileri açısından ülkemizde yaşanan fiili durum değerlendirilecek olursa; çarşı ve mahalle bekçileri 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK)’nda 2008 yılında yapılan değişiklik ile yardımcı hizmetler sınıfından çıkarılıp emniyet hizmetleri sınıfına aktarılmış olup, uygulamada genellikle polisin görev ve sorumluluk alanında ve onun yardımcısı pozisyonunda görev yapmaktadır140.

1.2.2.3.2. Jandarma Teşkilatı

Fransızca’da “gens” ve “D’armes” kelimelerinin birleşimiyle oluşan ve “silahlı adamlar”

anlamına gelen “gendarmerie” kelimesi “kralın muhafız kıt’ası”nı ifade etmek için de kullanılmış ve bu kişiler krala tabi olarak görev yapmışlardır141. Jandarma teriminin Türkçe’ye Fransızca’dan geçtiği genel olarak kabul edilmekle birlikte bu kelimenin kökeninin ayrıca orta çağda kurulmuş Türk-İslam devletlerinde kullanılan “candar”

kelimesinde aranması gerektiğini ifade eden görüşler de bulunmaktadır142.

Tarihi sürece bakıldığında 1839 yılında kurulduğu kabul edilen jandarma teşkilatının143 çeşitli evrelerden geçip, her geçen gün gelişim kaydederek günümüze kadar varlığını

139 AKYILMAZ vdy., s.593.

140 BİLGİÇ, s.114. 7245 sayılı ÇMBK’nın 2 nci maddesinde çarşı ve mahalle bekçilerinin genel kolluğa yardımcı olmak üzere, jandarma bünyesinde de istihdam edilebileceği ifade edilmiştir.

141 AKMAN, Nurettin, Yönetimde İç Güvenlik ve Jandarma, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1991, s.59.

142 ALPAR, Güray, “Güvenliğin Sağlanmasında Bir Kolluk Kuvveti Olan Jandarmanın Geçmişten Günümüze Rolü ve Dünyadaki Konumu”, Güvenlik Bilimleri Dergisi, Mayıs 2013, 2 (1), s.84.

143 Burada bahsi geçen Osmanlı jandarma teşkilatıdır. Osmanlı jandarma teşkilatının kuruluş tarihine ilişkin farklı tarihler öne sürülse de son dönemde yapılan arşiv araştırması neticesinde ortaya çıkarılan yeni

sürdürdüğü görülmektedir. Yeniçerilik kaldırıldıktan sonra yeni bir anlayışla ve kalıcı olabilecek bir kolluk kuvveti arayışı çabalarının sonunda ortaya çıkan jandarma teşkilatı, gerek Birinci Dünya Savaşı gerekse de Millî Mücadele döneminde, bir taraftan emniyet ve asayiş hizmetleri sunarken bir taraftan da vatan savunmasında birçok cephede üstün gayret ve başarılar göstermiş ve tarihimizdeki şanlı yerini almıştır144.

Yürürlükteki mevzuat hükümlerine bakıldığında, jandarmanın tanımının JTGYK’nun 3 üncü maddesinde, emniyet, asayiş ve kamu düzeninin muhafaza edilmesini sağlayan ve diğer kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile verilen görevleri icra eden silahlı bir genel kolluk kuvveti olarak ifade edildiği görülmektedir.

JTGYK, 1983 yılında çıkarıldığında söz konusu kanun jandarmayı silahlı askeri bir kolluk kuvveti olarak tanımlamaktayken 2016 yılında yapılan değişiklikle artık yalnızca

“silahlı genel kolluk kuvveti” şeklinde ifade etmektedir. Bu bağlamda hâlihazırda silahlı bir genel kolluk kuvveti olan JGK tamamen İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapmaktadır145. Nitekim bu durum kanunun 4 üncü maddesinde açıkça ifade edilmiştir.

Bu kapsamda DMK’nın 36 ncı maddesine 25.07.2016 tarih ve 668 sayılı KHK ile yapılan değişiklikle JGK kadrolarında görev yapan subay, astsubay ve uzman jandarma personeli kapsayacak şekilde “Jandarma Hizmetleri Sınıfı” oluşturulmuştur.

JTGYK’nın 7 nci maddesinde jandarmanın sorumluluk sahalarında genel olarak görevlerinin mülki, adli ve askeri görevlerden oluştuğu belirtilmiştir. Mülki görevler;

emniyet, asayiş ve kamu düzenini tesis ve muhafaza etmek ve kollamak, kaçakçılığı men ve takip edip, soruşturmak, suçu önlemek amacıyla alınması gereken tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ile tutukevlerinin dış korumasını sağlamak, adli ve askeri görev haricinde kalıp, diğer mevzuat hükümlerinin icrası ile bunlara dayanarak

belgeler ışığında Osmanlı jandarma teşkilatının kuruluş tarihi 14 Haziran 1839 olarak kabul edilmektedir. Nitekim bugün 14 Haziran tarihi her yıl jandarmanın kuruluş yıldönümü olarak kutlanmaktadır. Bkz. ÇERMELİ, Ahmet/ATABEY, Halil, Jandarma Genel Komutanlığı Tarihi (Asayiş ve Kolluk Tarihi İçerisinde Türk Jandarma Teşkilatı), Ankara, 2002, C.1, s.149-151.

144 Bkz. Jandarma Tanıtım Kataloğu,

https://www.jandarma.gov.tr/kurumlar/jandarma.gov.tr/Jandarma/Tan%C4%B1t%C4%B1mKatalo%

C4%9Fu/katalog.pdf (Edinme tarihi: 02.09.2020)

145 BİLGİÇ, s.158-159.

verilen emir ve kararlarla jandarmadan istenen görevleri icra etmek olarak ifade edilmiştir.

Jandarmanın adli görevleri, işlenmiş olan suçlarla ilişkin olarak kanunlarda hüküm altına alınan işlemleri gerçekleştirmek ve bunlara dair adli hizmetleri icra etmek; askeri görevleri ise kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenen askeri hizmetleri ifa etmektir (m.7).

JTGYK’nın 8 inci maddesine göre jandarma seferberlik ve savaş durumlarında, Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenecek kısmı ile Kuvvet Komutanlıkları emrinde görev icra eder, fakat kalan kısımlarıyla normal görevlerini sürdürür. Jandarma ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı’nın talep etmesi üzerine İçişleri Bakanı’nın; il düzeyinde ise garnizon komutanının talebi ve valinin onayıyla kendisine verilen askeri görevleri de icra eder. Aynı kanunun 10 uncu maddesine göre ise genel olarak jandarmanın görev ve sorumluluk alanının; polis görev alanı dışında olduğu ve bu alanların il ve ilçe belediye sınırları dışında kalan veya polis teşkilatının bulunmadığı yerler olduğu vurgulanmıştır.

Ancak, belediye sınırları dâhilinde kalmakla birlikte hizmet gerekleri açısından uygun görülen yerler de, jandarmanın görev ve sorumluluk sahası olarak tespit edilebilecektir.

Bunun yanında İçişleri Bakanı’nın kararı ile bir il ya da ilçenin tamamı polise ya da jandarmaya bırakılarak bu birimlerin görev ve sorumluluk sahası olarak belirlenebilir.

Jandarma ve polisin il ve ilçelerdeki sorumluluk sahalarının sınırları, ilçelerde kaymakam, illerde ise vali veya görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında jandarma ve emniyet birimleri temsilcilerinin de katılacağı bir komisyon tarafından belirlenir.

JTGYY’nin 5 inci maddesinde JGK’nın teşkilat ve kuruluşu düzenlenmiştir. Buna göre jandarma teşkilatı merkez, taşra ve doğrudan merkeze bağlı birimlerden oluşmaktadır.

Jandarma kendi sorumluluk sahasında, mülki ve adli görevleri icra ederken JTGYK, PVSK ve CMK ile diğer mevzuat hükümlerine göre hareket eder. Jandarma bu görevlerini yaparken polise verilen yetki ve sorumluluklara sahiptir (JTGYY m. 42).

Bugün; Türkiye yüzölçümünün % 93’ü, nüfusunun % 21’i, emniyet ve asayiş hizmetlerinin sağlanması maksadıyla JGK’nın sorumluluğunda bulunmaktadır. Ayrıca ulusal ekonomiye önemli katkıları bulunan havalimanı, baraj ve hidroelektrik enerji santrali, TRT verici istasyonu ve ayrıca Mersin/Gülnar Akkuyu Nükleer Güç Santrali, İstanbul Topkapı Sarayı, Şırnak/Silopi Termik Santrali, Malatya/Battalgazi Fırat Demiryolu Köprüsü gibi kritik tesisler ile toplam (3.227) kilometrelik petrol ve doğalgaz boru hattı özel koruma tedbirleri kapsamında jandarma teşkilatı tarafından korunmaktadır146.

1.2.2.3.3. Sahil Güvenlik Teşkilatı

Sahil Güvenlik Komutanlığı Teşkilat, Görev ve Yetkileri Yönetmeliği’nin 3 üncü maddesine göre Sahil Güvenlik, kamu düzeninin muhafaza edilmesini sağlayan ve 2692 sayılı SGKK yanında ulusal ve uluslararası diğer mevzuatla verilen görevleri icra etmeye yetkili, silahlı bir genel kolluğu ifade eder.

Sahil güvenlik teşkilatının adli kolluk görev ve yetkisi CMK’nın 164 üncü maddesiyle düzenlenmiştir. Buna göre SGKK’nun 4 üncü maddesinde ifade edilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerinin adli kolluk olduğu ifade edilmiştir.

SGK, SGKK’nın 2 nci maddesine göre bu kanunda düzenlenen görev ve hizmetleri icra etmek üzere kurulmuş olan silahlı bir genel kolluk kuvveti olup, İçişleri Bakanlığı’na bağlıdır. Sahil Güvenlik Komutanlığı Teşkilat, Görev ve Yetkileri Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinde İçişleri Bakanlığı’na bağlılık durumu birkez daha vurgulanmış olup, Sahil Güvenlik Komutanının İçişleri Bakanı’na karşı sorumlu olduğu belirtilmiştir.

SGKK’nın 2 nci maddesinde 2016 yılında yapılan değişiklikle SGK da genel kolluk kuvveti olarak sayılmış ve SGK’nın genel kolluk mu yoksa özel kolluk mu olduğu tartışmasına son verilmiştir. Maddenin devamındaki hükümlere göre; seferberlik ve savaş durumlarında SGK’nın Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenecek bazı kısımları, Deniz

146 https://www.jandarma.gov.tr/jandarma-tarafindan-korunan-tesisler (Edinme tarihi: 04.09.2020)

Kuvvetleri Komutanlığı emrine girer ve kalan kısımları da normal görevlerine devam ederler (m.2).

SGKK’nın 3 üncü maddesinde SGK’nın görev alanlarının, üslerinin, kadrolarıyla yerleşme yerlerinin, İçişleri Bakanlığı’nca düzenleneceği; ancak 2 nci maddeye istinaden savaş ve seferberlik durumlarında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde olacak birliklerin kuruluş ve kadrolarıyla konuş yerlerinin belirlenmesinde Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşünün alınacağı ifade edilmiştir.

SGK mensuplarının yetkileri ise kanunun 5 inci maddesinde düzenlenmiş olup buna göre bu kişiler bu kanun ile kendilerine verilen görevlerin icra edilmesinde; silah kullanma yetkisi de dahil olmak üzere kanunların diğer güvenlik birimlerine tanıdığı tüm hak ve yetkilere sahiptirler. SGK mensupları liman sınırları dışında gerçekleşen ve Türk kanunlarına göre cezalandırılması lazım gelen fiillere, ilgili mevzuat hükümlerine göre elkoyarlar. Suçun denizde başlaması ve karada devam etmesi veya faillerin karaya intikal etmesi hallerinde, yetkili güvenlik birimi bu olaya müdahale edinceye kadar suç delillerinin kaybolmaması ve faillerin kaçmaması için yetkilerini karada da kullanmaya devam ederler. Durum, en kısa süre içerisinde mülki amire de bildirilir.

Yönetmeliğin147 8 inci maddesi SGK’nın görev sınırını mülki, adli ve askeri görevler olarak belirlemiştir. Buna göre mülki görevler emniyet, asayiş ve kamu düzenini sağlamak, muhafaza etmek ve kollamak, kaçakçılığı men ve takip etmek ve soruşturmak, kritik önemdeki tesislerin korunmasına dair önlemleri ilgili kuruluşlarla iş birliği içerisinde sağlamak, suçu önlemek için gereken tedbirleri almak ve bunları uygulamak, adli ve askeri görevler haricindeki mevzuat hükümlerinin icrası ile bunlara dayanarak çıkarılan emir ve kararlar vasıtasıyla sahil güvenliğe verilen görevleri icra etmektir. Adli görevler; işlenmiş olan suçlara ilişkin olarak kanunlarda düzenlenen işlemleri gerçekleştirmek ve bunlara ilişkin adli hizmetleri ifa etmek şeklinde tarif edilirken askeri görevler ise savaş ve seferberlik durumlarında Bakanlar Kurulu148 kararı ile belirlenecek kısımları ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev yapmak ve İçişleri Bakanı’nın

147 Sahil Güvenlik Komutanlığı Teşkilat, Görev ve Yetkileri Yönetmeliği, Resmi Gazete:21.01.2017, No:29995.

148 SGKK’nun 2 nci maddesi göz önünde bulundurularak “Cumhurbaşkanı kararı” olarak değerlendirmek gerekecektir.

izni ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından planlanan eğitim ve tatbikatlara asıl vazifelerini aksatmayacak şekilde katılmak şeklinde düzenlenmiştir.

Yönetmeliğin 5 inci maddesi SGK’nın teşkilat ve kuruluşunu düzenlemiş olup, Sahil Güvenlik teşkilatı merkez ve taşra teşkilatından oluşmaktadır. Sahil Güvenlik teşkilatının adli görevlerinin esasları, yönetmeliğin 37 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir.

SGK, sorumluluk sahasında mülki ve adli görevlerinin ifası esnasında SGKK, PVSK ve CMK ile diğer mevzuat hükümlerine göre hareket edecek ve bu görevlerini icra ederken jandarma ve polise verilen yetki ve sorumluluklara sahip olacaktır (m.41).

Jandarma ve polisle ilişkiler ve çalışma noktasında ise yönetmelik hükümleri mevcuttur.

Buna göre sahil güvenlik sorumluluk sahasında herhangi bir suça rastlayan jandarma veya polis, bu olaya müdahale edip, sahil güvenliğe haber vermek ve sahil güvenlik personelinin istemi halinde gereken yardımı yapmakla yükümlüdür. Böylesi durumlarda jandarma ve polis, sahil güvenlik olay yerine gelinceye kadar soruşturma yapamayacak;

mevcut durumu olduğu gibi koruyup delillerin kaybolmasına mani olmak için gereken önlemleri alacaktır (m.69).

SGKK ve yönetmelik hükümlerinden de anlaşılacağı üzere SGK’nın mevzuatla belirlenmiş gerek idari ve adli, gerekse de askeri çok önemli görevleri bulunmaktadır.

1.2.2.3.4. Gümrükler Muhafaza Teşkilatı

Gümrükler Muhafaza Teşkilatı, ilk olarak 1859 yılında ve o zamanki Rüsumat Nezareti emrinde Rüsumat Muhafaza Memurluğu adı ile kaçakçılığa mani olmak amacıyla kurulmuştur. Geçirdiği dönüşüm içerisinde 08.06.2011 tarihli ve 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile adı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü olarak düzenlenmiş ve bu kurum Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın bir birimi olarak hizmete devam etmiştir.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi ile birlikte bakanlıkların yeniden düzenlenmesi neticesinde 10.07.2018 tarihli ve 1 sayılı CBK’nın 443 üncü maddesi

uyarınca Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü, Ticaret Bakanlığı’nın hizmet birimleri arasında sayılmıştır. Söz konusu CBK’nın 451 inci maddesinde Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü’nün görev ve yetkileri arasında adli kolluğa ilişkin pek çok durum sayılmış olup bunlara gümrük kolluğunun anlatıldığı kısımda yer verilmiş olduğundan bu hususlar burada tekrar edilmeyecektir.

Daha önce özel kolluk bölümü altında kısaca değindiğimiz Gümrükler Muhafaza Teşkilatı (Gümrük Kolluğu)’nın adli kolluk görev ve yetkisi de CMK’nın 164 üncü maddesinde belirtilmiştir. Adli kolluk ve görevinin düzenlendiği 164 üncü maddede 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK’nın 8 inci maddesinde yer verilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlileri adli kolluk olarak ifade edilmiştir. Fakat süreç içerisinde 485 sayılı KHK’nın yerini önce, 08.06.2011 tarihli 640 sayılı KHK ve en son da yukarıda bahsi geçen 1 sayılı CBK almış olduğundan bugün CMK’nın atıf yapmış olduğu mevzuatı 1 sayılı CBK olarak düşünmek gerekir.