• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: ADLİ KOLLUĞUN CEZA SORUŞTURMASINDAKİ GÖREV VE

2.1. SUÇ ÖNCESİ KOLLUK ARAŞTIRMALARI

2. BÖLÜM: ADLİ KOLLUĞUN CEZA SORUŞTURMASINDAKİ

Ön alan araştırmaları, suçların çokça işlendiği yerlerin, tecrübeye dayalı olarak bilinen tehlike alanlarının içine suç oluşmadan önce girip tehlikeyi önlemek ya da suç işlenirse derhal baskın yapmak amacıyla yapılmaktadır181. Bir diğer anlatımla ön alan çalışmaları, toplumu ileride işlenebilecek olan suçların sebep olacağı tehlikelerden korumak amacı ile

“tehlikenin doğmasını önlemek” fikri ile ortaya çıkmıştır. Buna göre kolluğun ön alan çalışmaları üç farklı görünüm arz eder. Bunlar; “ileride doğabilecek somut bir tehlikeyi bertaraf etmek için”, “ileride işlenebilecek olan suçların kovuşturulması adına ön tedbirler alınması için” ve “suç işlenmesini önlemek için” yapılan çalışmalardır182.

Suç işlenmesi, toplum açısından bir tehlike oluşturduğundan belli fiiller ceza kanunlarıyla suç haline getirilmiş olup, bu tehlikeyi yani suç işlenmesini önlemek de kolluğun görevidir. Suç işlendiği izlenimini oluşturan durumların bulunması (CMK m. 160/1), yani başlangıç şüphesi183 ya da zehap (zan, sanma) derecesinde şüphe, ceza muhakemesinde araştırmaların başlaması için bir ön koşuldur. Cumhuriyet savcısı bu durumda araştırma başlatır. Fakat henüz suç işlendiği yönünde “somut olgular” yoksa ve bunların yapılacak bir araştırma neticesinde var olup olmadıkları tespit edilecekse, yani “suç işlenmesi tehlikesi” varsa, bu tehlikeyi önlemek ve bastırmak da kolluk sorumluluğunda olduğundan bu incelemelerin ve araştırmaların kolluk tarafından kendiliğinden yapılması kolluk hukukundan kaynaklanan bir görevdir. Buradaki tehlikenin ise “somut bir tehlike184” olması gerekir. İşte “beyaz alanı” oluşturan kolluk hukuku (tehlikenin önlenmesi ve bastırılması aşaması) ile “siyah alanı” oluşturan suçun işlenmesinden sonra başlayan soruşturma ve kovuşturma evreleri arasında yer alan “gri alan” ise ön alan araştırmalarından oluşan bir hukuk alanıdır185.

181 SCHROEDER/VERREL, s.74-75.

182 YENİSEY, s.347.

183 Özbek’e göre başlangıç şüphesi, kriminalistik tecrübelere göre takibe değer bir suçun mevcut

olduğunu göstermelidir. Açık bir sanı veya kabul suç isnadı için yeterli değildir fakat izler bir başlangıç şüphesine esas teşkil edebilir. Başlangıç şüphesinde açıkça fiil içerikli bir kavram söz konusudur ve bu kavram failin kim olduğundan bağımsız olarak tipe uygun, hukuka aykırı ve kusurlu hareketin işlenmesini şart koşar. Bkz. ÖZBEK, Veli Özer, “Türk Hukukunda İletişimin Adli/İdari Amaçla Denetlenmesi ve Uygulamadaki Sorunlar”, Ceza Muhakemesi Hukukunda Güncel Konular (Editör: Nur CENTEL), Oniki Levha Yayınları, İstanbul, 2015, s.149.

184 Somut tehlike doktrinde “makul, genel yaşam tecrübesine ve hayatın olağan akışına göre yakın bir zamanda kamu güvenliği ve düzeni için bir zarar meydana gelmesi beklentisini ortaya koyan bir durum”

olarak nitelendirilmiş ve bu bağlamda somut tehlike “yakın bir gelecekte somut bir olayda suç işlenmesi olasılığı” şeklinde tanımlanmıştır. Bkz. ÖZBEK vdy., s.173.

185 YENİSEY/NUHOĞLU, s.284.

Öte yandan ön alan araştırmalarının iki yönü ön plana çıkmaktadır. 1) Ön alan araştırmaları gizlidir. 2) Ön alan araştırmaları bilgi toplamaya ve istihbarata yöneliktir.

Gerçekten de bu faaliyetler ister ön alan evresinde değerlendirilsin, ister CMK anlamında başvurulsun her iki durumda da amaç, toplanan istihbarat ile faili mahkûm etmeye yetecek deliller ve yine o güçte başka delillere ulaşmaktır186. Böylece, örneğin bombanın patlamasının engellenmesi gibi bir suçun işlenmesinin önlenmesine ya da eğer o ana kadar suç/suçlar işlenmişse buna ilişkin deliller elde edilmeye çalışılır187. Fakat kanaatimizce ön alan araştırmalarında elde edilecek deliller failin aleyhine olduğu kadar lehine de hizmet edebilmelidir.

Ön alan araştırmaları başlangıç şüphesinden önceki alanı kapsar. Suçun işlenmesinden sonra ortaya çıkan başlangıç şüphesi, soruşturma evresini başlatan olgudur. Fakat bu suç şüphesi derecesinin oluşmasından önce de Cumhuriyet savcılığı ve kolluk tarafından yapılan klasik araştırma işlemleri vardır. Bu araştırmalar yapılmadan başlangıç şüphesi zaten oluşmaz. Türk hukuk uygulamasında bazen “inceleme188” adı verilen bu türden uygulamalarla ön alan araştırması yapılarak soruşturma başlatılıp başlatılmayacağına karar verilmektedir. Ceza muhakemesi hukukunun temel ilkelerinden birisi olan resen araştırma ilkesi soruşturma evresinin başlamasından önce dahi böyle bir incelemenin yapılmasını gerektirir. Yapılan bu inceleme faaliyetinin sonunda soruşturma açılıp açılmayacağı belirsizdir. Bu aşamada somut olgulara dayanan mevcut basit bir şüphe henüz yoktur. Bununla birlikte yapılacak ön alan araştırması sonucunda temelleri oluşabilecek “araştırmaya değer nitelikte bir olay” veya “şüpheli bir durum” vardır. Fakat bunların hiçbiri CMK’nın kabul ettiği şüphe kategorilerine girmediği için soruşturma evresi başlamamıştır189.

186 ÖZBEK vdy., s.174.

187 ÖZBEK, s.150-151.

188 Karakehya inceleme yerine “gözetim” kavramını kullanmış ve gözetimin kolluğun hem adli hem de idari görevleri esnasında söz konusu olduğunu fakat en tartışmalı konuların önleyici (idari) kolluk alanına ilişkin düzenlemeler noktasında olduğunu ileri sürmüştür. Bkz. KARAKEHYA, Hakan, “Gözetim ve Suçla Mücadele”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2009, C.58, S.2, s.340-341.

189 YENİSEY/NUHOĞLU, s.283.

Ön alan araştırmaları aşamasının sorumlusunun kim olduğu CMK’da açıkça düzenlenmemiştir. Fakat doktrinde, Cumhuriyet savcısının sorumluluğunun CMK m.160/1 ile düzenlendiği190, “suç işlendiği izlenimi veren halden” önceki alanın ise kolluğun görev alanı olduğu ileri sürülmüştür. Ön alan araştırmaları aşaması, suç öncesi

“beyaz alan” ile “gri alanı” kapsadığı için gizlidir ve suç öncesi kolluk araştırmaları kolluğun istihbarat yetkilerini ifade eder191. Öte yandan doktrinde kolluğun “suçu önleyici mücadele” adı altında konuyu kendi sahasına çekmeye çalıştığı, bunun hukuka aykırı olduğu, çünkü kişilerin somut bir şüphe olmaksızın gözlenmesinin, herkesi gözetleyen bir devlet yapısına sebep olacağı yönünde eleştiriler de bulunmaktadır192.

Özellikle örgütlü suçlarda suç işlemek için örgüt kurmak ve örgütün amaçları doğrultusunda suç veya suçlar işlemek adli alanı ilgilendirmektedir. Fakat suç veya suçlar işlemek için kurulan örgütün henüz işlemediği fakat işlemeyi düşündüğü suçlar olduğu da bir gerçektir. İşte bu henüz işlenmemiş suçların önlenmesi kolluğun önleyici görevlerinden iken, işlenmiş suçların takibi adli görev kapsamındadır. Görüldüğü gibi örgütlü suçlar ile ilgili olarak kolluk bakımından yarışan görevler vardır193. Bunun yanında ön alan araştırmalarının daha çok organize suçlarla mücadele kapsamında söz konusu olduğu söylenebilir.

Örgüt suçları söz konusu olduğunda kolluk tarafından yapılan ön alan araştırmaları daha farklı bir boyut kazanmaktadır. Bilindiği gibi TCK’ya göre “örgüt kurmak” başlı başına bir suçtur. Bu bağlamda, bir örgütün var olup olmadığının ve örgütün işlediği araç suçların araştırılması Cumhuriyet savcısının görev alanında iken kolluk burada belki örgütün oluşum hazırlıkları aşamasında önleyici vasfıyla devreye girebilir194.

190 İtalyan Ceza Muhakemesinde soruşturmanın (ön soruşturma) resmi olarak, kolluğun topladığı bilgileri savcıya rapor etmesi ile başladığı ve savcının da şüphelinin adını resmi sicile kaydettiği ile ilgili olarak bkz: LAWRENCE, s.256.

191 YENİSEY/NUHOĞLU, s.283-284.

192 SCHROEDER/VERREL, s.74.

193 YENİSEY/NUHOĞLU, s.283.

194 Fakat belirtmek gerekir ki doktrinde “örgütün işlediği araç suçların araştırılması Cumhuriyet savcısının görev alanında iken örgütün var olup olmadığının araştırılmasının ön alan araştırması olarak kolluğun görevine girdiğini” ifade edenler de bulunmaktadır. Bkz: YENİSEY/NUHOĞLU, s.284.

Gri alanda hangi hükümlerin söz konusu olacağını belirlerken ise “yapılan araştırmaların ağırlık noktası” kriteri kullanılır. Buna göre, eğer ön alan araştırmasının ana amacı “delil elde etmek” ise adli görev söz konusu olacak; buna karşın suç işleyen bir örgütün başka suçlar işlemesini önlemek maksadı ağırlık kazanıyorsa kolluk hukuku uygulanacaktır195. Ayrıca, belirtmek gerekir ki ortada bir örgütün var olduğuna ilişkin hiçbir işaret, belirti yoksa bu halde sırf soruşturmada sağladığı bazı imkânlar nedeniyle soruşturmayı örgüt suçu kapsamında yürütmek doğru olmadığı gibi, sakıncalıdır196.

Ön alan araştırmaları hakkındaki asıl tartışma bu alanda kullanılan yetkilerin sınırlarının nasıl belirleneceği ve bu yetkilerin kullanım şeklindedir. Muhakkak ki, suç öncesi kolluk faaliyetlerinin suçla mücadele kapsamında etkin olarak uygulanması gereklidir fakat bu faaliyetlerin kapsamının sınırlandırılmaması ve idarenin takdirine bırakılması bir hukuk devletinde kabul edilemez bir durum olacaktır197. Genel olarak, ön alanda elde edilen bilgilerin istihbarat hizmetleri kapsamında olduğu değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu alandaki sınırlar belirlenecekse kolluk mevzuatında birtakım düzenlemelere ihtiyaç duyulacaktır.

Ön alan araştırmalarının sınırları bakımından belirlilik ve oranlılık ilkeleri ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda ön alan araştırmalarına imkân sağlayan kurallarda hukuki kavramlar düzenlenirken amacın ve sınırların net olması gerekir. Öte yandan ön alan araştırmalarında oranlılık, bu alanda bir tedbire başvurulunca ortaya çıkacak fayda ve zarar arasında kabul edilebilir bir oranın bulunmasını, oransızlık durumunda bu tedbirin uygulanmamasını anlatır. Ön alan araştırmaları, yukarıda da ifade edildiği gibi, başta organize suç örgütleriyle mücadele olmak üzere bazı suç türleri bakımından uygundur.

Zira özellikle organize suç örgütlerinin oluşturdukları yapılara sızmak, bunlara nüfuz etmek ön alan araştırmalarıyla mümkün olabilmektedir. Fakat söz konusu araştırmaların uygun ve gerekli olması bunların her zaman ölçülü de olduğu anlamına gelmez198. Suçlulukla mücadele ederken temel hak ve özgürlüklere verilmesi muhtemel zararlar makul olmalı, oranlılık ilkesi ihlal edilmemelidir.

195 YENİSEY/NUHOĞLU, s.284.

196 TOZMAN, Önder, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçu, Adalet Yayınevi, Ankara, 2017, s.432-433.

197 KARAKEHYA, Gözetim ve Suçla Mücadele, s.341.

198 ÖZBEK vdy., s.177-179.

Ön alan araştırmaları özellikle organize suçluluk açısından henüz bir tehlike ihtimalinin bile doğmadığı bir anda yapılacak müdahale ile organizasyonun deşifre edilmesi ve işlenmesi muhtemel suçları engellemeyi amaçlamaktadır. Tehlikenin doğmasını ya da suçun işlenmesini beklemek organize suçluluk ile etkin mücadeleyi zaafa uğratacaktır. O halde organize suçluluk ile etkin mücadeleyi sağlamak için, henüz daha tehlike doğmadan, organizasyon ile ilgili gizlice bilgi elde edilerek, bu bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda organizasyon çökertilmelidir199. Örneğin uyuşturucu madde imal ve ticareti ya da insan ticareti yapmak üzere hazırlıklara başlayan bir organizasyonun eylemleri, henüz daha tehlike doğurmadan, ön alan araştırması sonucu engellenmelidir.