• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: ADLİ KOLLUĞUN CEZA SORUŞTURMASINDAKİ GÖREV VE

2.2. ADLİ KOLLUĞUN SORUŞTURMA SIRASINDA BAŞVURULAN KORUMA

2.2.10. Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi

2.2.10.1 Gizli Soruşturmacıya Benzer Kavramlar

2.2.10.1.1. Bilgi Veren

Kovuşturma makamları tarafından belirli suçların işlendiği bilinen veya tahmin edilen muhitlerde bulunup da kural olarak belli bir menfaat karşılığında, işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili bazı bilgileri kovuşturma makamlarına aktaran kişilere bilgi veren denir.

Bilgi verenler genellikle seyyar satıcı, ayakkabı boyacısı, garson ya da bir meskeni bulunmayıp sokaklarda yaşayan insanlar gibi kimselerdir. Bu kimseler kovuşturma makamlarına belli bir gizlilik güvencesi altında bilgi vermektedirler. Bilgi veren Türk hukukunda daha yaygın bir şekilde kullanılan muhbir kavramıyla örtüşmektedir. Ancak muhbirin teknik olarak suçu ihbar eden kimse şeklinde kabul edilmesi daha doğrudur.

soruşturmacı “kendilerine sürekli olarak verilmiş bulunan uydurma bir kimlik altında soruşturma yapan kolluk memuru” olarak tanımlamaktadır. PARLAR/ÖZTÜRK, Ceza Yargılamasında İletişimin Tespiti, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme, s.85. Alman hukukunda gizli soruşturmacı görevlendirilmesi tedbiri hakkında daha geniş bilgi için bkz. PLAGEMANN, Gottfried, “Alman Hukukunda Gizli Soruşturmacının Kullanılması ve Gizli Soruşturmacının Yetkileri”, Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi, 2014, C.2, S.1-2, s. 157-187.

445 YENİSEY/NUHOĞLU, s.470.

446 Özen ve Tozman TCK’nın kamu görevlisi kavramını dar yorumlamak gerektiğini, ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi kavramının ceza uygulamasındaki kamu görevlisinden daha dar olduğunu, bu nedenle ceza uygulamasında kamu görevlisi sayılan herkesi ceza kovuşturması bakımından da kamu görevlisi saymanın ve 4483 sayılı kanuna tabi tutmanın doğru olmadığını, bu açıdan 765 sayılı TCK döneminde olduğu gibi daha çok kamu görevi yapanları 4483 sayılı kanun kapsamında değerlendirmenin uygun olacağını ifade etmişlerdir. Daha geniş bilgi için bkz.: ÖZEN, Muharrem/TOZMAN, Önder, “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, Amme İdaresi Dergisi, 2009, C.:42, S.:4 (Aralık 2009’dan ayrı bası), s.54.

Muhbir, bu yönüyle bilgi verenden daha dar bir anlama sahiptir447. Muhbir kavramı CMK’da düzenlenmemiştir.

Alman hukukunda bilgi veren ve muhbir kavramının yanında aynı anlama gelen haber kaynağı ifadesi de kullanılmaktadır. Buna göre bilgi veren, kimliğinin saklanacağı garantisi karşılığında münferit olaylarda kolluğa bilgi veren kişidir fakat kolluğun yönetiminde çalışmamaktadır448.

Gizli soruşturmacı ve bilgi veren kavramlarının tanımları incelendiğinde bu iki kavramın aynı kişide birleşemeyeceği görülmektedir. Gizli soruşturmacı bir kamu görevlisi (uygulamada genellikle kolluk görevlisi) iken, bilgi veren herhangi bir kişidir. Ayrıca gizli soruşturmacının bir örgüt içine sızmak suretiyle delil toplamak, mümkünse örgütün işleyeceği suçları önlemek görevi bulunmaktayken, bilgi verenin böyle bir görevi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, gizli soruşturmacı hakkındaki yasal kurallar bilgi veren açısından kıyasen de olsa uygulanabilir nitelikte değildir449.

2.2.10.1.2. Güvenilir Kişi (Adam)

Güvenilir kişi (adam), bir örgüt içinde bulunup da belli bir menfaat karşılığında örgüt içinden bilgileri olabildiğince düzenli bir şekilde adli makamlara aktaran ve bu suretle örgüt tarafından işlenebilecek suçların önlenmesine ve işlenmiş suçların aydınlatılmasına veya örgütün dağıtılmasına yardım eden kimsedir. Güvenilir kişi, örgüt üyesi olabilir fakat bu bir şart değildir. Güvenilir kişiler, kolluk personeli de değildir fakat bir suçun aydınlatılmasında ve faillerin yakalanmasında verdikleri bilgilerle adli makamlara yardımcı olan ve kimlikleri kolluk tarafından gizli tutulan özel kişilerdir. Örneğin bir taksi şoförü, iş adamı, esnaf, lokanta ya da otel sahibi gibi. Güvenilir kişinin bazen örgüte sızması da gerekebilir. Dolayısıyla güvenilir kişi kollukla belirli bir süre birlikte çalışan kişidir. Bu iş birliği belirli bir olaya ilişkin bir kereye mahsus bilgi vermekle sınırlı olmayıp süreklilik arz eder ve bu yönüyle bilgi vermeden ayrılır. Yine bu durum güvenilir

447 ÖZBEK vdy., s.491.

448 PLAGEMANN, s.165-166.

449 ÖZBEK vdy., s.492.

kişiyi gizli soruşturmacıdan da nitelik ve zaman bakımından ayırır450.

Güvenilir kişi, gizli soruşturmacıdan farklı olarak kamu görevlisi olmayıp genellikle suçlu çevreye ait kişilerdendir. Başka bir anlatımla güvenilir kişi ile gizli soruşturmacının birbirinden ayırt edilmesinde kullanılan bir başka ölçüt, bilgi veren kişinin statüsüdür.

CMK m. 139, gizli soruşturmacı görevlendirmesini düzenlediği için, anılan hükmün güvenilir kişinin faaliyetleri için uygulanması söz konusu olmayacaktır. Fakat bu durum kovuşturma organlarının suçu aydınlatmak maksadıyla güvenilir kişiden gelişigüzel yararlanabilecekleri anlamına gelmez. Kovuşturma makamları özellikle CMK m.139’da yer alan yükümlülük ve sınırlamalardan kurtulmak amaçlı olarak güvenilir kişiden yararlanma yoluna gitmişlerse, bu yolla elde edilen deliller hukuka aykırı olacağı için bunların delil olarak değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır451.

2.2.10.1.3. Gizli Soruşturma Yapan Kolluk

Gizli soruşturmacı olmamakla birlikte gizli soruşturma yapan kolluk personelinin gizli soruşturmacıdan farkına da değinmek gerekir. Alman hukukunda, sürekli olmayan, fakat zaman zaman yapılan gizli soruşturma görevini yerine getiren kolluk görevlisinin gizli soruşturmacı olmadığı kabul edilmektedir. Bu kolluk personelini gizli soruşturmacıdan ayıran kıstas, bu kolluk personelinin uydurma kimliğe sahip olmaması ve sürekli olarak kullanılmamasıdır. Bu kolluk personeli yaptığı soruşturma işlemlerinde kimliğini gizlemektedir, fakat uydurma bir kimliğe sahip değildir. Ancak uygulamada bazen bu kolluk personeli de başka bir kimlik kullanmak zorunda kalabilmektedir. Bu halde bu kişileri gizli soruşturmacıdan ayırt etmek oldukça zorlaşmaktadır. Bu noktada gizli soruşturmacı ile arasındaki farkı ortaya koymak için şöyle bir kriter ortaya konulmuştur:

Eğer kolluk bu kimliği sadece sanığa karşı kullanıyorsa gizli soruşturma yapan kolluk;

buna karşılık başka kimlikle genel hukuki ilişkilere de katılıyorsa gizli soruşturmacı olduğu kabul edilir452.

450 ÖZBEK, Veli Özer, “Türk Hukuku’nda Gizli Soruşturmacının Ceza Sorumluluğu”, Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi, 2014, C.2, S.1-2, s.139-140.

451 ÖZTÜRK vdy., Ceza Muhakemesi Hukuku, s.570-571.

452 ÖZBEK, Türk Hukuku’nda Gizli Soruşturmacının Ceza Sorumluluğu, s.141.

Hukukumuzda son yıllarda Yargıtay kararlarında gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi kavramına yer verilmeye başlanmış olup bu kavram CMK m.139’da yer almasa da CMK m. 160 ve devamı maddelerine dayandırılmıştır453. Alman içtihatlarına göre de sadece bir kez (özellikle bir şüpheliye temas ederek) veya ara sıra kimliğini gizleyerek soruşturmaya iştirak eden bir kolluk görevlisinin gizli soruşturmacı olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Bu sebeple özellikle uyuşturucu madde ticareti konusunda “görünüşte satıcı-alıcı” olarak soruşturmada bulunan kolluk personeli genelde sadece gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi olarak kabul edilmektedir454.

Gizli soruşturmacı ile gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi ayrımında ayırt edici kriterlerden birisinin de uydurma kimliğin sürekli olarak kullanılması ya da görevlendirmenin sürekliliği olduğu belirtilmektedir. Gizli soruşturma yapan kolluk görevlisinin gizli soruşturmacıdan farklı olarak hukuki işlemde bulunma yetkisi de dardır.

Gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi genellikle günlük yaşama dair, örneğin alışveriş gibi kısa süreli işlemleri yapabilmekte ve öte yandan bu kolluk görevlisinin genellikle bir hazırlık soruşturması sırasında değil ve fakat tehlikenin önlenmesi maksadıyla görevlendirildiği görülmekte olup bu şekilde görevlendirilen kişinin kolluk olması, onu güvenilir kişiden ayıran en önemli özelliklerden birisidir. Ayrıca gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi gizli soruşturmacı görevlendirilmesi gereken durumlardan daha az ağırlıktaki durumlar için kullanılmaktadır. Hukukumuzda gizli soruşturma yapan kolluk görevlisinin hangi suçlarda kullanılabileceğine dair bir belirsizlik bulanmakla birlikte uygulamada daha çok uyuşturucu madde suçları, silah ticareti, kalpazanlık, organize suçluluk gibi alanlarda kullanıldığı görülmektedir. Nihayet gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi ceza muhakemesinin sonraki aşamalarında tanık olarak da dinlenebilecektir455.

453 Gerçekten de Yargıtay CGK 12.05.2015 tarih, 2014-10-454 Esas ve 2015/156 Karar sayılı kararında

“CMK'nın 139 uncu maddesi dışındaki suçlar yönünden de kolluk görevlilerinin CMK'nın 160 ve devamı maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel yetkileri ile görevleri kapsamında, suç ve failini belirlemek ve suçla ilgili delilleri toplamak amacıyla alıcı rolüne girerek suça azmettirmeden ve teşvik etmeden şüpheliden uyuşturucu madde satın almasını mümkün görmüştür. Aynı kararda bu durumda görev yapan görevlinin gizli soruşturmacı değil ‘gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisi’ olduğunu, suça teşvik etmeden veya azmettirmeden elde ettiği delillerinhukukauygunolacağına”hükmetmiştir.

https://www.kararara.com/forum/viewtopic.php?t=442184 (Edinme Tarihi:06.09.2020)

454 PLAGEMANN, s.163-164.

455 ÖZBEK, Türk Hukuku’nda Gizli Soruşturmacının Ceza Sorumluluğu, s.141-142.

Uygulamada gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi tedbirine gizli soruşturmacı tedbirinden daha çok başvurulduğu, bunun nedeni olarak ise gizli soruşturmacı görevlendirilmesi tedbirinin kolluk personeli açısından nispeten tehlikeli olması dolayısıyla ortamdan hemen geri çekilebilecek gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi ya da güvenilir kişi kullanmanın daha anlamlı olabileceği bununla birlikte uygulamada sıkça kullanılan ve muhakemede tanık olarak da dinlenebilen gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi tedbirine ilişkin kapsam ve sınırların belirsizliğinin hukuk devleti açısından ciddi sorunlar yarattığı ifade edilmektedir456. Bu sebeple bu konuda yasal düzenlemeye yer verilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

2.2.10.1.4. Tahrikçi Ajan

Gizli soruşturmacı terimini açıklarken “tahrikçi ajan” kavramına da değinmek gerekir.

Doktrinde, tahrikçi ajan kavramı yerine kışkırtıcı ajan457, ajan provokatör458 gibi kavramlar da kullanılmıştır. Buna göre; suç işleyenleri ortaya çıkarmak ve cezalandırılmalarını sağlamak maksadıyla onları suça iten kimseye tahrikçi ajan denir459.

Gizli soruşturmacının tahrikçi ajan (ajan provokatör) olması CMK’da yer alan bu tedbirin düzenlenme amacıyla bağdaşmamaktadır. Zira tahrikçi ajan, bir kimseyi suçüstü yakalatmak veya o kişinin cezalandırılmasını sağlamak maksadıyla kışkırtılan kişiyi bir suç işlemeye yönelten, suç işlenmesine yardım eden veya suç işlenmesi bakımından fırsat oluşturan kimsedir. Oysaki Türk hukuk sistemi suçların önlenmesi esasına dayalıdır ve tahrike cevaz vermemektedir460. Eğer bir kimse bir suça yönelmişse veya bu kimsenin suç işleme niyet veya ihtimalini net olarak belirleme imkânı varsa, bu andan itibaren suç

456 ÖZBEK, Türk Hukuku’nda Gizli Soruşturmacının Ceza Sorumluluğu, s.142.

457 EREM, Faruk, “Kışkırtıcı Ajan”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 1975, C.32, S.1-4, s. 5;

HAKERİ, Hakan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara, 2017, s.595; TOZMAN, Önder, “Kışkırtıcı Ajanın (Ajan Provokatör) Cezai Sorumluluğu”, Ceza Hukuku Dergisi, 2009, Yıl:4, S.9, s. 169.

458 ÖZBEK, Türk Hukuku’nda Gizli Soruşturmacının Ceza Sorumluluğu, s.143.

459 TOROSLU, Nevzat/TOROSLU, Haluk, Ceza Hukuku Genel Kısım, Savaş Yayınevi, Ankara, 2016, s.335. Kışkırtıcı ajan kavramı ise, “bir kimseyi suç işlemeye sevk edip de suçun işlenmesini ve suçtan doğacak zarar veya tehlike sonucunu gerçekte istemeyen kimseler” için kullanılmıştır. Bkz. HAKERİ, s.595.

460 Gizli soruşturmacının ajan provokatör olarak hareket etmesinin hukuka aykırı olacağı hakkında bkz:

KAPLAN, Fatih Halil, Ceza Muhakemesinde Gizli Soruşturmacı ve Ajan Provokatör, Türkiye Adalet Akademisi Yayınları, Ankara, 2014, s. 61.

işleme yolundaki kişiye müdahale edilmeli ve mümkünse başkalarının can ve malına kastedilen durumların önüne geçilmeli; bu durum yoksa suçun tamamlanmasından sonra fail ya da failler yakalanmalıdır. Bunun ötesine geçerek suç işleme eğiliminde bulunan kişiye yeni suçlar işletmek, bu kimseyi suç işlemeye teşvik ve tahrik etmek, kişinin bu yolla yakalanıp daha ağır ceza almasını sağlamak, tipik şekilde görevin kötüye kullanılması sayılmakla birlikte söz konusu suçlara azmettirme veya yardım etme ve hatta müşterek fail olarak suça katılma olarak dahi kabul edilebilecektir461.

Uygulamada kolluk görevlisi sık sık örneğin, bir uyuşturucu satıcısının ya da rüşvet alanın suçüstü yapılması amacıyla gizli görevli olmamakla birlikte kimlik değiştirerek alıcı veya rüşvet veren gibi roller altında, uygulamadaki nitelemesi ile ajan olarak faaliyet göstermektedir. Burada kolluğun faaliyeti belli bir fiile özgü olup, sürekli bir uydurma kimlik kullanması ve bununla hareket etmesi söz konusu değildir. Doktrinde bu şekilde faaliyet gösteren kolluk memurunun gizli görevli veya ajan provokatör olmadığı; gizli soruşturma yapan kolluk görevlisi olduğu ifade edilmiştir462.

Türk hukukunda belli suçların aydınlatılmasında ajan kullanılması hem doktrinde hem de yargı kararlarında kabul görmüştür. Fakat ajan kullanımının hangi yasal gerekçelere dayandığı ve bu kullanımın esas ve koşulları konusu belirsizdir. Uygulamanın ortaya çıkardığı ve belli suçlarla (örgütlü suçlar gibi) mücadelede bir zorunluluk olarak kabul edilen böyle bir kurumun hukuki temelinin oluşturulması şarttır463. Burada suç işleme fikri ajandan kaynaklandığında yani ajanın azmettirici sıfatı ile hareket ettiği durumlarda ajan kullanılmasının hukuka aykırı olduğu kabul edilir. Öte yandan Türk hukukunda belli suçların aydınlatılmasında ajan kullanılması kabul edilmekle beraber, burada kast edilen ajanın tahrikçi ajan (ajan provokatör) olmadığını da vurgulamak gerekir. Zira ajan provokatör, suçu işletip yakalatmak maksadıyla bir kimsede suç kararı oluşturan, yani

461 ÖZTÜRK, Bahri/TEZCAN, Durmuş/GEZER, Özge Sırma/ÖZAYDIN, Özdem/TÜTÜNCÜ, Efser Erden, “Gizli Soruşturmacı”, 11. Ceza Hukuku Günleri (Editör: Adem SÖZÜER), Oniki Levha Yayınları, İstanbul, 2019, s.422. Nitekim AİHM Ramanauskas/Litvanya davasında “görevlilerin fiillerinin suç işlenmesini teşvik etme niteliğinde olduğunu belirterek ayrıca görevlilerin müdahalesi olmaksızın suçun yine de işleneceğine dair bir belirtinin de bulunmadığı, dolayısıyla AİHS’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinin ihlal edildiği” kanaatine varmıştır. ASLAN, Volkan,

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında Ajan Provokatör ve Adil Yargılanma Hakkı”

(Hukukçular Arası Makale Yarışması), Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Ankara, 2014, s.32.

462 ÖZBEK vdy., s.499.

463 ÖZBEK vdy., s.499.

onu azmettiren durumundadır ve bugün kolluğun ajan provokatör olması veya ajan provokatör kullanması hemen hiç kimse tarafından kabul görmemektedir464.

AİHM’nin Teixeira De Castro/Portekiz davasında verilen kararına göre “Uyuşturucu ticaretine karşı mücadele ile ilgili olayların içine doğrudan yerleştirilen muhafızlar ve gizli ajanların kullanılması sınırlandırılmış olmalıydı ve polis kışkırtmasının sonucu olarak ele geçirilen delilin kullanılmasında kamu yararı ispat edilmemiştir. Davada, Mahkeme öncelikle, uyuşturucu ile mücadelede düzenlenen ve bir hâkim tarafından denetlenen operasyonların bir parçası olarak yer alan görevlilerin müdahalesi ile ilgilenmemiştir. Yetkili otoriteler başvuranın uyuşturucu trafiğinde olduğu suçlaması için iyi nedene sahip olmamakla birlikte, davanın şartlarından dolayı gerekli olan müdahale, iki resmi polis memurunun kendilerini esas itibariyle başvuranın suç aktivitesi içerisinde pasif davranışla sınırlandırmamış olmaları nedeniyle suçun işlenmesine kışkırtır bir eylem tarzında uygulanmıştır. İki polis memurunun eylemleri, gizli ajanlıklarının ötesine gitmiş, onların müdahalesi ve müdahalenin yargılama aşamalarında yalanlanmasından, başvuranın başından beri kesin olarak adil yargılamadan yoksun bırakıldığı anlaşılmıştır”465. Böylece kolluk görevlisinin, suç işlemeye niyeti olmayan kişileri suç işlemeye teşvik etmesi ve azmettirmesi AİHS’nin ihlali olarak kabul edilmiştir.

Hukuk devleti ilkesi göz önünde bulundurulduğunda bizim de katıldığımız görüşe göre tahrikçi ajan faaliyetlerinin hukuka aykırı olduğu ve bir hukuk devletinde bu faaliyetlere başvurulmaması gerektiği, nitekim ülkemizde tahrikçi ajan yerine kullanılmak üzere CMK m. 139’da gizli soruşturmacı kurumuna yer verildiği ifade edilmiştir. 139 uncu maddenin beşinci fıkrasında da belirtildiği üzere “Soruşturmacı, görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz”. Bu hükümle kanun koyucunun da zımni olarak tahrikçi ajan kurumunun hukuka aykırı olduğunu kabul etmiş olduğu belirtilmiştir466.

Doktrinde yer alan bir diğer görüşe göre, CMK m. 139’da düzenlenen “gizli soruşturmacı

464 ÖZBEK, Türk Hukuku’nda Gizli Soruşturmacının Ceza Sorumluluğu, s.144.

465 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları: Teixeira De Castro/Portekiz Davası (Çeviren: Fatih BİRTEK), Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2010, S.91, s.410.

466 AKAR, İbrahim. “Tahrikçi Ajan”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2018, C. 24, S. 1, s.146-147.

görevlendirilmesi” kurumu tahrikçi (kışkırtıcı) ajandan farklı bir yapıdadır467. Buna göre tahrikçi ajanlar genellikle kamu adına çalışırlar ve amaçları belirli bir suçu, suçüstü halinde yakalatmaktır. Bunu da daha çok organize suç örgütlerinin içine girerek yaparlar.

Fakat tahrikçi ajanın sorumluluktan kurtulabilmesi için, işlenecek suçta kendisi adına doğrudan ya da dolaylı bir çıkarı olmadan, yalnızca suçu ve suçluyu ortaya çıkararak adalete teslim etmek amacının bulunması ve icra hareketlerinin tamamlanmasına engel olması gerekir. Bunun yanında tahrikçinin sorumluluğu her zaman azmettiren şeklinde olmayabilir. Örneğin sorumluluk, soyguncuları yakalatmak için “belirli bir yeri soyalım”

şeklinde onları yönlendirerek manevi yardım şeklinde de gerçekleşebilir468.

Öte yandan hukukumuzda CMK m. 139’da düzenlenen gizli soruşturmacı herhangi bir nedenle bir suç işlemeye başkalarını teşvik eder, azmettirir veya bir suçun işlenmesine fail olarak katılırsa artık onu ceza hukuku anlamında tahrikçi ajan olarak kabul etmek gerekir469. Cezai sorumluluğunu ise TCK m. 41 bağlamında iştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme hükümleri kapsamında belirlemek mümkündür470.

2.2.10.1.5. Yeraltı Ajanı

Kaynağı esas itibariyle Anglo-Amerikan hukuku olan yeraltı ajanı kavramı çoğu kez bir gümrük ya da kolluk görevlisi olup, organize suçlulukla mücadele maksadıyla ve sıklıkla başka bir kimlik altında kriminal ortamlara failleri ve planlanmış olan suçları öğrenmek amacıyla giren ve bu ortamlarda uzun süre yaşayan kişidir. Gizli soruşturmacı kavramı, yeraltı ajanından farklıdır. Yeraltı ajanı da bir kolluk görevlisidir, ancak gizli soruşturmacının aksine somut bir soruşturma emri olmaksızın uzun süreli olarak suç işlenen yaşama ve ortama katılmak maksadıyla suç ortamına sokulur ve orada özgürce hareket eder ve bunun sonucu olarak gerektiğinde suç işleyebilir. Böyle bir düzenleme Türk hukukunda öngörülmüş değildir ve öngörülmesi de beklenemez. Bu nedenledir ki CMK’da gizli soruşturmacının suç işleyemeyeceği ihtiyacı açıkça hissedilmiştir ve bu

467 TOZMAN, Kışkırtıcı Ajanın (Ajan Provokatör) Cezai Sorumluluğu, s. 186.

468 DEMİRBAŞ, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınları, Ankara, 2017, s.526.

469 ERDEM, Mustafa Ruhan, Ceza Muhakemesinde Organize Suçlulukla Mücadelede Gizli Soruşturma Tedbirleri, Seçkin Yayınları, Ankara, 2001, s.85; DEMİRBAŞ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.528;

TOZMAN, Kışkırtıcı Ajanın (Ajan Provokatör) Cezai Sorumluluğu, s.181.

470 TOZMAN, Kışkırtıcı Ajanın (Ajan Provokatör) Cezai Sorumluluğu, s.186.

husus CMK m.139/5’te düzenlenmiştir. Yine gizli soruşturmacıdan farklı olarak yeraltı ajanı, görevine başlayabilmesi için somut bir soruşturma izni de almak zorunda değildir471.