• Sonuç bulunamadı

GENEL OLARAK TEHLİKE SORUMLULUĞU VE TEHLİKE SORUMLULUĞUNUN GELİŞİMİ

B- Tehlike Sorumluluğunun Temelindeki İsnat Nedenleri

2- Tehlike İlkesi

Tehlike sorumluluğunun temelinde tehlike ilkesi yatar124. Nimetinden yararlanan külfetine katlanır ilkesiyle çok yakından ilişkili ve aslında ona dayanan

herausgegeben von Peter Rummel, Band 2, Teilband 1, 3. Auflage, Wien 2007, §1306, 730; Koziol, Grundfragen, 230-231; Oertel, 321.

121 İmre, 40-41.

122 Sprau, Hartwig: Beck’sche Kurz-Kommentare Band 7 Palandt Bürgerliches Gesetzbuch, 71., neubearbeitete Auflage, München 2012, Einf. v. § 823, 1303.

123 Schlüchter, 112.

124 Karahasan, 595; Eren, Borçlar Hukuku, 497; Krause, 152; Yılmaz, Süleyman: “Türk Borçlar Kanunu Tasarısında Sebep Sorumluluklarına İlişkin Yeni Hükümler”, AÜHFD, C. 59, S. 3, 2010, 555. Öğretide daha geniş anlamda kullanılmak üzere hasar prensibi olarak da anılmaktadır. İmre, 62-63.

35 tehlike ilkesi, riskin başkasına aktarılması yoluyla zararı gidermeyi amaçlar125. Çünkü hukuk düzeni, tehlikeli faaliyetlerin ya da nesnelerin toplumsal yararı nedeniyle bunlara katlanma zorunluluğu dolayısıyla da olsa, önemli ölçüde tehlikeli işletme ve faaliyetlerin çevreye, kişilere verdiği zarara zarar görenlerin katlanmasını öngöremez126. Bu nedenle tehlike sorumluluğunun isnat temeli olarak tehlike ilkesi, bir başkası için böyle bir tehlike meydana getiren, bunu sürdüren ya da bundan yararlanan kişinin tehlikenin gerçekleşmesinden doğan zararı gidermekle sorumlu olması anlamına gelir127. Tehlikeye yol açan davranışın olağanüstülüğü arttıkça ve böylelikle tehdit edici tehlike büyüdükçe tehlike sorumluluğuna yönelik eğilim de o derece güçlü hale gelir128. Tehlike ilkesine yol açan gerçeklik, günümüzün teknoloji dünyasında bütün önlemler alınsa bile kendisi kusurlu olmayan tehlikeli işin yürütülmesi esnasında kazaların sık sık gerçekleşebilmesidir129.

Tehlike ilkesi öğretide “tehlikeyi uzaklaştırma yükümü” olarak da ifade edilmektedir130. Tehlike ilkesi, başkalarının hukuksal varlığını tehlikeye sokan

125 Deutsch, NJW, 74; Krause, 9; Ulusan, Fedakârlığın Denkleştirilmesi, 4.

126 Eren, Borçlar Hukuku, 502; Krause, 152.

127 Deutsch, NJW, 74; İmre, 62; Karahasan, 595; Tandoğan, Mesuliyet Hukuku, 93-94; Widmer, Standortbestimmung, 319; Korkusuz, 151-152; Eren, Borçlar Hukuku, 497; Ulusan, Fedakârlığın Denkleştirilmesi, 3.

128 Rümelin, 49.

129 İmre, 43; Tandoğan, Mesuliyet Hukuku, 92; Eren, Borçlar Hukuku, 495-496; Ulusan, Fedakârlığın Denkleştirilmesi, 3.

130 Demircioğlu, Huriye Reyhan: Culpa in Contrahendo Sorumluluğu, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk (Medeni Hukuk) Anabilim Dalı, Ankara 2007, 82; Yılmaz, 571.

36 kişilerin zararın doğmasını önleyen gerekli tedbirleri almak zorunda olması anlamına gelen yazılı olmayan bir normdur131. Buna göre tehlikeli bir faaliyet yürüten kimse, bunun beraberinde getirebileceği zararları önlemek için koşulların gerektirdiği tüm önlemleri almakla yükümlüdür132. Bu genel davranış yükümü, zararın önlenememesi durumunda bundan dolayı sorumlu olmayı gerektirmektedir. Tehlike ilkesine göre

“başkaları için tehlikeli bir durum oluşturan, zarara uğramalarını önlemek için koşulların gerektirdiği önlemleri almakla yükümlüdür”133. İsviçre Federal Mahkemesi’nin geliştirerek ortaya koyduğu üzere tehlike ilkesi, başkasına zarar vermeme gereğinden doğar134. Ancak başkasına ve başka şeye zarar vermeme emri, zarar ile sorumluluk arasında salt sonuç sorumluluğunu aşan bir bağlam meydana getirmede çok sınırlı olarak işe yaramaktadır135. Esasen İsviçre Federal Mahkemesi’nin kararları incelendiğinde, tehlikeyi uzaklaştırma yükümü olarak ifade edilen genel davranış yükümüne, hakkında özel bir tehlike sorumluluğu düzenlemesi bulunmayan tehlikeli olguları kusur sorumluluğuna tabi kılmak için başvurulduğu görülmektedir136. Bu bağlamda tehlike ilkesinin hukuka aykırılığa mı kusura mı ilişkin sonuçlar meydana getirdiği tartışmalı bir husustur, uygulama ve öğreti bu

131 Demircioğlu, 82.

132 Akçura Karaman, Tuba: “Haksız Fiil Sorumluluğunda Hukuka Aykırılık Unsurunun İrdelenmesi ve Tehlike Kuralı”, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 1, 2004, 554.

133 BGE 79 II 66, Schlüchter, 291. Ayrıca bkz. Fuchs, 235.

134 Schlüchter, 294. Akçura Karaman, 582: “Nitekim, yukarıda incelediğimiz, “tehlike kuralı”, bu şekilde, içtihat yolu ile yaratılmış olan bir davranış kuralıdır.” Bu konudaki İsviçre Federal Mahkeme kararları için bkz. BGE 64 II 260, BGE 79 II 66, BGE 82 II 25, BGE 90 II 86, BGE 93 II 92, BGE 93 II 230, BGE 93 II 329, BGE 95 II 96, BGE 96 II 108, BGE 110 II 456, Schlüchter, 291-292.

135 Schlüchter, 294.

136 Bkz. Schlüchter, 291-292.

37 konuda net değildir137. Schlüchter’e göre tehlike ilkesi, bir eylemde belirli özen yükümlülüklerinin ihlal edilmiş olup olmadığı sorusuyla ilgilidir138. İsviçre’de eski içtihat, tehlike ilkesi dolayısıyla kusuru takdir ederken yeni kararlarda hukuka aykırılık sorusuna tehlike ilkesi bakımından yanıt verilmeye çalışılmaktadır139. Durum Türkiye’deki uygulama bakımından farklı değildir, Yargıtay daha önce tehlike ilkesi ile kusur arasında bağlantı kurarken daha sonra bunu hukuka aykırılık unsuru ile ilişkilendirmiştir140. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.11.1996 tarihli kararında da üreticiden yüksek özen beklemenin nedeninin tehlikeyi uzaklaştırma ilkesinden kaynaklandığı, üreticinin yüksek özen yükümlülüğünün temelinde üreticinin yaptığı işin özelliğine göre büyük bir tehlike yaratmasının bulunduğu ifade edilmiştir141. Kanımızca tehlike ilkesiyle kast edilen, dikkat ve özenli davranma ve böylece kusurdan kaçınmak değil, bilakis zarar vermekten kaçınmaktır. Yani tehlike ilkesi ne kusura ne de özen yükümüne ilişkindir, doğrudan zararın, yani meydana gelen sonucun hukuka aykırı olup olmadığını saptamaya ilişkindir142. Bununla birlikte tehlike ilkesi hangi zararın tazmin edileceği sorusuna yanıt veremez143. Mutlak bir hukuksal değer ihlal edildiğinde hukuka aykırılık ihlalin kendisinden

137 Schlüchter, 292-293.

138 Schlüchter, 293.

139 Schlüchter, 292-293.

140 Kırca, Ürün, 44-45.

141 Y. HGK E. 1996/4-588 K. 1996/831 T. 27.11.1996, Kırca, Ürün, 43-44. Kırca buna benzer başka kararlar olduğunu belirterek bunlara gönderme yapmaktadır.

142 Bu konudaki tartışma hakkında bkz. Akçura Karaman, 554 vd.

143 Aynı yönde bkz. Kırca, Ürün, 45.

38 kaynaklanır; buna karşılık salt malvarlığı zararı bulunursa ve hiçbir koruma normu bulunmazsa hukuka aykırılık tehlike önermesinin ihlalinden kaynaklanamaz144.

Tehlike ilkesi çıkarların denkleştirilmesi fikrine dayanır145. Kişilerin ve nesnelerin güvenliğini tehlikeye düşüren işletmeler ve faaliyetler modern yaşamda vazgeçilemezdir. Bu gereklilik onların varlığını haklı çıkarır ama tehlikeye düşürülen kişilerin çıkarlarının tümüyle gözden çıkarılmasını haklı çıkarmaz146. Bu çıkarlar tehlikeli işletmenin tazminat sorumluluğu aracılığıyla korunur. Tehlike ilkesi tehlikenin önlenmesi yönündeki hukuk politikası amacına da uygun düşer. Sıkı sorumluluk alışılmış özenin bütün gücüyle üstüne çıkılmasını sağlar ve koruma önlemlerinin mükemmelleştirilmesi yoluyla riski azaltmak için işletme teknolojisini korur147. Tehlike sorumluluğu düşüncesi her şeyden önce kusursuz sorumluluk teorilerini en açık biçimde sonuca ulaştırmıştır148. Caemmerer’e göre tehlike sorumluluğu düşüncesi en önemli modern sorumluluk ilkesidir149.

144 Schlüchter, 294; Kırca, Ürün, 45. Aksi yönde bkz. Buz, 41 dipnot 74’ten naklen BGE 03.08.2012 (4A_104/2012)

145 Karahasan, 595; Eren, Borçlar Hukuku, 497.

146 Wilburg, 13; Krause, 9.

147 Wilburg, 13.

148 Wilburg, 14.

149 Caemmerer, RabelsZ, 12.

39 3- “Denetleyebilen Sorumlu Olur” ya da Hâkimiyet İlkesi

Tehlike sorumluluğunun temelinde yatan isnat nedenlerinden bir diğeri rizikoya hâkimiyettir150. Bu düşünceye göre riziko alanını, tehlikeli işletme ya da faaliyeti en iyi denetleyebilen, ona müdahale edebilen yani ona egemen olan kişiye sorumluluk yüklenmelidir151. Tehlikeye en iyi şekilde hâkim olabilen kişi rizikoyu taşımalıdır, tehlikeye egemen olan kişi aynı zamanda onu yönetebilir152. Çünkü zararın önüne geçebilecek bir tarzda faaliyeti yürütebilecek olan, gerekli önlemleri alabilecek olan o kişidir, zarar gören değildir. Rizikonun sonuçlarından işleten ya da işletme sahibi sorumlu tutulursa zararın önüne geçmek için gerekli tüm önlemlerin alınması yönünde bir baskı da oluşturulmuş olur, bu da sorumluluğun önleyici amacına hizmet eder153. Oysaki zarar gören zarara katlansa, işleten ya da işletme sahibi hiçbir şekilde önlem alma gereksinimi duymaz.

Honsell’e göre tehlikeye hâkimiyet yerine riziko alanına hâkimiyet kavramına dayanmak daha iyi olur154. Çünkü tehlike sorumluluğunda izin verilen, ama aslında önemli ölçüde tehlikeli bir faaliyetten dolayı “uzman bir kişiden beklenebilecek özenin tümüyle gösterilmesi halinde dahi” önüne geçilemeyecek bir tehlike söz

150 Honsell, ZSR, 5; Caemmerer, Ernst von: Reform der Gefährdungshaftung, Berlin New York 1971 (Reform), 13; Schlumprecht, Karl: Der Begriff der Gefahr und seine Verwertbarkeit für die Gefährdungshaftung, jur. Dissertation, Friedrich-Alexanders-Universität Erlangen 1927, 87; Rümelin, 56-57; Tholl, 15-16; Katzenmeier, vor §§ 823, 4448; Eren, Borçlar Hukuku, 497; Yılmaz, 555.

151 Tandoğan, Mesuliyet Hukuku, 94; Krause, 10; Tholl, 15-16; Koziol, Grundfragen, 231; Korkusuz, 155-156; Fuchs, 233.

152 Honsell, ZSR, 5; Eren, Borçlar Hukuku, 497.

153 Caemmerer, Reform, 13; Rümelin, 56; Deutsch, Jura 1983, 617; Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, 304.

154 Honsell, ZSR, 5.

40 konusudur155. Riziko alanına en iyi müdahale edebilecek kişi, genellikle rizikonun gerçekleşmesi durumunda rizikonun doğurduğu zarardan ilk etkilenecek kişidir. Bu nedenle rizikonun bulunduğu alana hâkim olan, o alanda bulunan şeyleri ve kişileri denetleyebilen kişi, rizikoya hâkim olamaması durumunda doğan zarardan sorumlu olmalıdır.

§2- Yabancı Hukuk Düzenlerinde ve Türk Hukukunda Tehlike Sorumluluğu