• Sonuç bulunamadı

B- KİŞİNİN HAKLARI

7- Tazminat Talep Etme Hakkı

hukuka aykırı bulmuştur359360. Zorunlu müdafi yardımından ücretsiz faydalanılır. Konuya dair olası bir hata tek başına bozma sebebi olmasa da mahkeme kararı, düzeltilerek onanmalıdır361.

edilmesi gerekir. Söz konusu koşulların sağlanması ise devletin yükümlülüğüdür. Yakalama ve gözaltı tedbiri hukuka ve kanuna aykırı olarak teşekkül etmişse, hukuka aykırı tedbirin muhatabı, uğradığı zararların tazmin edilmesini isteyebilir362. Tazminatın oluşması için ilk olarak fiilden kaynaklı bir zarar meydana gelmelidir Zarar, kişinin maddi varlığı ile manevi bütünlüğünde meydana gelen eksilmelerin tamamıdır. Fiil ve zarar arasında ise nedensellik bağı kurulmalıdır. Yani yakalama ve gözaltı tedbiri sonucu zarar meydana gelmeli, tedbir ve zarar arasında nedensellik bağı oluşmalıdır. Aksi takdirde sorumluluktan bahsetmek mümkün olmayacaktır363.

CMK’nın 7. bölümü “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” şeklinde tertip edilmiştir. İlgili bölümde yer alan 141 ila 144. maddeler tazminat hakkına dair usul ve esasları düzenlemiştir. Nitekim hangi hallerde tazminat talep edilebileceği Kanunun 141.

maddesi uyarınca tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında; kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen, kanuni gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmayan, kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma

suçlarında her halükarda 3713 Sayılı TMK'nın 5. maddesinin herhangi bir takdir hakkı olmaksızın uygulanmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda “silahlı terör örgütü üyesi olmak suçlarında cezanın alt sınırın beş yıldan fazla olduğu” nazara alındığında, sanık hakkında, “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan yapılan yargılama sırasında, CMK'nın 150/3 maddesi gereğince isteğine bağlı olmaksızın hatta açıkça müdafi istemediğini beyan etse bile müdafii görevlendirme zorunluluğu bulunmaktadır.” Yargıtay 16. CD Kararı; E. 2018/7173, K. 2019/4397, T. 16.5.2019.

361 Öyle ki Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin karararı; “Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi gereğince, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Sözleşmenin anılan maddesinde yer alan ücretsiz müdafii yardımından yararlanma koşullarından "Adaletin selametinin gerektirmesi" kıstası ile yerleşmiş içtihatları da dikkate alınarak; maddi durumunun iyi olmadığı dosyaya yansıyan sanığın 5271 Sayılı CMK.nun 150/2-3. maddesi gereğince kendisine atanan zorunlu müdafii yardımından ücretsiz olarak faydalanma hakkı bulunduğu halde, müdafii ücretinin yargılama giderleri arasında gösterilmesi kanuna aykırı ise de, bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 Sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yer alan 5237 Sayılı TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasına dair bölümün "Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 Sayılı TCK'nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde, yine hüküm fıkrasının mahsus bölümünde yer alan 149.TL müdafii ücretinin çıkartılmasına ve yargılama giderleri toplamının 362,75.TL olarak değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA, 17/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” şeklindedir. Bkz: Yargıtay 1. CD.; E. 2018/664, K. 2018/1823, T.

17.4.2018. Benzer yönde bkz. Yargıtay 1. CD Kararı; E. 2016/4692, K. 2017/5304, T. 26.12.2017.

362 Çakıcı/Türkiye davasında Mahkeme;“Başvuran, daha önceki yasa dışı gözaltına alma, işkence ve etkili bir soruşturmanın yapılmadığı durumlar için verilen tazminatlara atıfta bulunarak, kardeşinin Sözleşmenin ihlali ile ilgili olarak maruz kaldığı manevi zarar için 40.000 İngiliz Sterlini talep etmiştir.

(prg. 128)...Masraflar ile ilgili iddialar konusunda, Mahkeme, adil şekilde karar vererek ve başvuran tarafından sunulan iddiaların detayları ile ilgili olarak, 20,000 İngiliz Sterlini'nin uygulanabilecek diğer vergiler ile birlikte, Avrupa Konseyi'nden alınan 7,000 Fransız Frangı adli yardım düşüldükten sonra ödenmesine karar vermiştir. (prg. 133)” şeklinde kanaate varmıştır.; Çakıcı/Türkiye Kararı; K.T:

08.07.1999, B. No: 23657/94.; http://hudoc.echr.coe.int/tur?i=001-120677, E.T: 20.03.2019.

363 UNGAN, Abdulkadir; Haksız Fiil Tazminatı İle Koruma Tedbirlerine Aykırılıktan Doğan Tazminat, Seçkin Yayınları, Ankara, 2017, s. 94-95.

isteği yerine getirilmeden tutuklanan, kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen, kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen, mahkum olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan, Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hallerde sözle açıklanmayan, yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen, hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen, eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen, yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmayan kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını, kusurlu olan Devletten isteyebilirler. (CMK md. 141/1-a,b,c,d,e,f,g,h,i,j,k)

Maddi tazminata ilişkin olarak mahkeme, ulaştığı somut verilere ve sunulan delillere göre hareket eder. Ayrıca kişinin yakalama ve gözaltı sonucu mahrum kaldığı gelirleri de zarar kapsamında hesaba katılır. Sayılanlara ek olarak davanın kabulü ile kısmi kabulü ve kısmı reddi ya da tamamen reddi halinde çıkacak vekalet ücreti konusunda da Yargıtay’ın kararları mevcuttur364. Buna karşılık manevi tazminatın objektif ölçüleri bulunmamaktadır. Yargıtay’ın, manevi tazminatın kriterlerine dair 12.12.2016 tarihli bozma kararı; “Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının

364 Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 8.10.2018 tarihli kararında ilgili konu; “... tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunabileceği, davanın kısmen kabul edilmiş olunması karşısında davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunması, Kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarının toplamı üzerinden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, maddi ve manevi tazminat miktarları için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi, Davacının cezaevinde iken 2014 yılı Ocak ayında emekli edildiği, tutuklu olmasaydı emekli iken başka bir işte çalışabileceği göz önünde bulundurularak, emekli olduğu tarihten tahliye edildiği tarihe kadar geçen süreye karşılık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak miktarın gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmemesi, Davacının, tutuklu kaldığı dönem için maddi zararları hesaplanırken yatak, yol, iaşe bedeli ile cezaevi harcamaları, cezaevi ziyaretçilerinin yol harcamaları ve benzeri giderlerinin CMK'nın 141 vd.

maddeleri kapsamında maddi zarar hesabına dahil edilemeyeceğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde ele alınmıştır. Yargıtay 12. CD. Kararı; E. 2018/4954 K. 2018/9327 T.

8.10.2018, www.kazanci.com, E.T: 02.07.2019.

kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması...kanuna aykırı olup...” şeklindedir365 Manevi tazminatın belirlenmesine dair söz konusu kriter, Yargıtay’ın diğer içtihatları ile de süreklilik kazanmıştır366.

Tazminat davaları, yargı mensuplarının hukuka aykırı nitelikte kararlarına karşı ancak devlet aleyhine açılabilir. Zira kusurlu olan ve kusurun doğal sonucundan ötürü sorumlu olan da devlettir. Pek tabii burada devlet yetkisini kullanan kişilerin bireysel sorumluluğunun da söz konusu olduğunu söylemek gerekir. Öyle ki devletin, ödenen tazminat bedeli için 1 yıl süre ile karar veren kişilere rücu hakkı mevcuttur.

Talep süresine gelince: İstem konusu kararların kesinleştiğine ilişkin tebliğden itibaren 3 ay ve her halde kararların kesinleşmesini takip eden 1 yıl içerisinde tazminat talebinde bulunulmalıdır. (CMK md. 142/1) Talebe dair yetkili merci ise; zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesi ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesidir. (CMK md. 142/2) İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hakimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir. Karar duruşmalı olarak verilir ve duruşmaya gelmeyen talepçinin yokluğunda karar verilebilir. (CMK md. 142/6) Mahkemenin, gerekli gördüğü her türlü araştırmayı re’sen yapabileceğine veya ilgili araştırmaları hakimlerden birine yaptırtabileceğine dair Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı da söz konusudur367. Tarafların ileri sürdükleri delillere bağlılık söz konusu değildir. Mahkeme delilleri serbestçe takdir etmektedir368.

Şayet talep haklı görülürse, kesinleşen mahkeme kararında hükmedilen tazminat ile vekalet ücreti, davacı veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirimin yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde ödenecektir. (CMK md. 142/10)

365 Yargıtay 12. CD. Kararı; 2015/16970 E., 2016/13286 K. 12.12.2016 T.

366 Ayrıca bkz. Yargıtay 12. CD., E. 2019/32 K. 2019/2909 T. 4.3.2019; Yargıtay 12. CD., E. 2018/8476 K.

2019/2885 T. 4.3.2019; Yargıtay 12. CD., E. 2019/279 K. 2019/2472 T. 25.2.2019 367 Bkz; YCGK Kararı; 21.12.2010 T., 212/26 S.

368 UNGAN, (2017), s. 148-149.

Aynı zamanda AİHS’in kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını teminat altına alan 5.

maddesinin, 5. fıkrası kapsamında madde hükümlerine aykırı şekilde teşekkül eden yakalama veya tutma işlemlerinin muhatabı mağdur kişinin, tazminat talep hakkı olduğu ifade edilmiştir.

CMK 141. maddede öngörülen maddi ve manevi tazminatlardan kaynaklı taleplere ilişkin davalar, Ağır Ceza Mahkemelerinde, CMK’da yer alan usullere uygun olarak görülse dahi, uyuşmazlığın esası, özel hukuk alanının konusu olan tazminat hukuku prensiplerine göre çözümlenmektedir. Bu noktada ilgili davaların karma ve kendine has (sui generis) bir karakteri haiz olduğu söylenebilir369.

369 Detaylı bilgi için bkz: CANOĞLU, Candan Veysel; Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davaları (Haksız Yakalama, Gözaltı, Tutuklama, Arama ve El Koyma), Seçkin Yayınları, 1. Baskı, Ankara, 2017, s. 159-163 ve BAYTAR, Serdal; “Koruma Tedbirlerinden Doğan Zararın Karşılanması”, TBBD, S. 61, Ankara, Y. 2005, s. 359-373. Devletin, zarara dair yapacağı ödemenin hukuki esası ve dayanağı ile ilgili görüşler için ayrıca bkz: ALACAKAPTAN, Uğur; “Haksız Tutma ve Yakalama Hallerinde Devletin Tazminat Verme Mükellefiyeti”, AÜHFM, C.XVIII, Y: 1961, S.1-4, s. 202-208.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM GÖZALTI

I- HUKUKİ NİTELİĞİ

Gözaltı, kanunun verdiği yetkiye istinaden yakalanan kişinin, hakkındaki ceza muhakemesi işlemlerinin tamamlanması amacıyla, yetkili hakim önüne çıkarılmasına veya serbest bırakılmasına kadar geçecek olan kanuni süre içerisinde sağlığına zarar vermeyecek şekilde, özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanıp alıkonulması anlamına gelir. Kolluk bu süre zarfında nezarethaneyi kullanır370.

Yakalanıp kolluğa teslim edilen ya da doğrudan kolluğun yakaladığı kişiler hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilir ve emri doğrultusunda işlem yapılır. Bu durumda savcılık ya kişiyi serbest bırakacak ya da gözaltı kararı verecektir. CMK 91/1’e göre kişi Cumhuriyet savcılığınca bırakılmazsa soruşturmanın tamamlanması adına gözaltına alınır371. O halde gözaltı, yakalamanın üzerine, kural olarak savcının yazılı emri (karar) ile birlikte geçilen hukuki durumdan ibarettir372. 5271 sayılı CMK döneminde gözaltı, yakalamadan ayrı bir koruma tedbiri niteliğindedir. Ayrı bir kararla alınan, farklı bir usul işlemidir.

Gözaltı koruma tedbiri niteliğinden ötürü, geçici süreyle özgürlüğü kısıtlar. Aslında gözaltına alınan kişi suçsuzluk karinesinden faydalanmaktadır, dolayısıyla kişi suçlu değildir. Kişi hakkında henüz hüküm de kurulmamıştır. Bu kişi yalnızca suç şüphesi altındadır. Yakalanan kişinin hazır olması, muhakeme açısından gerekli olduğu içindir ki söz konusu tedbir uygulanır. Gözaltı, muhakemenin gereğinin tesis edebilmesi için bir vasıtadan ibarettir.