• Sonuç bulunamadı

4.1. Araştırmada incelenen unsurlar

4.1.14. Tane protein oranı (%)

sıklıklarının hektolitre ağırlığı üzerine önemli derecede etkisi olmadığı görülmüştür (Şekil 4.26). Bu sonuç pek çok araştırmacı tarafından bulunan sonuçlarla uyumludur (Thomason vd., 2010; Ertekin, 2011; Özdemir, 2011; Akıncı, 2014; Geleta vd., 2002). Bazı araştırmacılar ise artan ekim sıklığı uygulamasının hektolitre ağırlığına olumlu etkisinin olduğunu bildirmişlerdir (Costa vd., 2013; İpek, 2016). Chen vd. (2008) ise artan ekim sıklığının hektolitre ağırlığına etkisinin olumsuz olduğunu bildirmişlerdir.

Çizelge 4.56. Kıraç koşullarda dört farklı ekim sıklığı uygulanan altı ekmeklik buğday çeşidinin tane protein oranına ait ortalamalar ve AÖF tablosu

Yıllar Ekim Sıklığı

Çeşitler

Alpu 01 Atay 85 Bezostaja 1 H.kaya 99 Sönmez 01 Sultan 95 Ortalama

2012-2013

350 tohum/m² 12,99 14,51 15,55 12,53 13,94 11,81 13,56

500 tohum/m² 13,34 15,56 15,98 11,65 13,82 12,27 13,77

650 tohum/m² 13,17 14,32 14,90 13,06 12,86 12,48 13,46

800 tohum/m² 13,99 14,26 15,86 13,41 13,59 12,15 13,88

Ortalama 13,37 B 14,66 A 15,57 A 12,66 C 13,55 B 12,18 C 13,67 B

2013-2014

350 tohum/m² 15,59 15,14 15,89 15,05 14,98 14,48 15,19

500 tohum/m² 15,36 15,11 15,87 15,90 15,46 13,85 15,26

650 tohum/m² 15,50 15,75 16,04 15,60 15,86 14,24 15,50

800 tohum/m² 15,97 15,32 15,87 15,19 15,58 13,95 15,31

Ortalama 15,61 AB 15,33 B 15,92 A 15,44 B 15,47 B 14,13 C 15,32 A

Ortalama

350 tohum/m² 14,29 14,83 15,72 13,79 14,46 13,15 14,37

500 tohum/m² 14,35 15,34 15,93 13,78 14,64 13,06 14,51

650 tohum/m² 14,34 15,04 15,47 14,33 14,36 13,36 14,48

800 tohum/m² 14,98 14,79 15,86 14,30 14,59 13,05 14,60

Ortalama 14,49 C 15,00 B 15,74 A 14,05 D 14,51 C 13,15 E 14,49 A.Ö.FOrtalama (%) Yıl: 0,23 Ek.Sık: 0,33 Yıl x Ek.Sık: 0,47 Çeşit: 0,40

Yıl x Çeşit: 0,57 Ek.Sık. x Çeşit: 0,81 Yıl x Ek.Sık x Çeşit: 1,14

Araştırma sonuçlarına göre kıraç koşullarda her iki ürün yılında ve yıllar ortalamasında artan ekim sıklığı uygulamalarının tane protein oranına etkisinin önemli olmadığı tespit edilmiştir. Çeşitler değerlendirildiğinde, en yüksek tane protein oranı denemenin her iki yılında ve iki yılın ortalamasında Bezostaja 1 çeşidinden elde edilmiştir.

Elde edilen değerler denemenin ilk yılında % 15,57 denemenin ikinci yılında % 15,92 olurken yıllar ortalaması olarak % 15,74 bulunmuştur. En düşük tane protein oranı oranı ise denemenin her iki yılında ve yıllar ortalamasında Sultan 95 çeşidinden elde edilirken denemenin ilk yılında % 12,18 denemenin ikinci yılında ise % 14,13 olurken yıllar ortalaması olarak % 13,15 elde edilmiştir. Denemenin ikinci yılında Mayıs ayına kadar olan bölümünde ki kuraklıktan dolayı tane protein oranının ilk yıla göre nispi olarak daha yüksek olmasına neden olmuştur.

Kıraç koşullarda ürün yılları % 1 seviyesinde önemli bulunmuştur. Bunun sebebi Çizelge 4.56’da da görüldüğü gibi 2013-2014 ürün yılında elde edilen tane protein oranı (% 15,32) değerinin 2012-2013 ürün yılı tane protein oranı (% 13,67) değerinden % 1 seviyesinde önemli oranda yüksek olmasıdır. Kıraç koşullarda iki yılın ortalaması olarak yıl x çeşit interaksiyonu çok önemli (p<0,01) bulunmasının sebebi Atay 85 çeşidinin denemenin ikinci yılında bir alt grupta yer alırken, Harmankaya 99 çeşidinin bir üst grupta yer almış olmasıdır.

Şekil 4.27. Kıraç koşullarda yıllara göre ekim sıklıklarının ekmeklik buğday çeşitlerinin tane protein oranı değerleri üzerine etkisi.

Kıraç koşullarda tane protein oranı ile hektolitre ağırlığı, başak uzunluğu, bayrak yaprak klorofil içeriği, bayrak yaprak alanı, bitki boyu, başakta tane sayısı ve başakta tane ağırlığı parametreleri arasında önemli ve negatif yönlü bir korelasyon bulunurken; tane verimi ile arasındaki korelasyonun önemli ve olumlu yönde olduğu görülmüştür (Çizelge 4.63). Şahin vd. (2011) yaptıkları çalışmalarında tane protein oranı ile tane verimi ve hektolitre ağırlığı parametreleri arasında negatif korelasyonun önemli olduğunu bildirmişlerdir. Özdemir (2011) yaptığı çalışmada tane protein oranı ile bin tane ağırlığı arasında pozitif korelasyonu önemli bulurken; tane verimi, metrekarede başak sayısı ve hektolitre ağırlığı parametreleri ile arasındaki korelasyon negatif ve önemli bulmuştur.

Yine araştırmada sulu koşullarda dört değişik ekim sıklığı uygulamasının altı farklı ekmeklik buğday çeşidinin tane protein oranına etkisini gösteren varyans analiz sonuçları Çizelge 4.57’de verilmiştir. Denemenin ilk yılında sadece çeşitler arası farklılıklar çok önemli (p<0,01) bulunurken, ikinci yılında ise ekim sıklıkları ve çeşitler arası farklılıklar % 1 seviyesinde önemli bulunmuştur. İki yılın birleşik analizinde ise yıllar ve çeşitler arası farklılıklar ile yıl x çeşit interaksiyonu çok önemli (p<0,01) bulunmuştur. Ayrıca sulu koşullarda araştırmanın yürütüldüğü yıllarda ve iki yılın ortalamasına göre farklı ekim sıklığı uygulanan altı buğday çeşidine ait tane protein oranı ortalamaları ve AÖF tablosu Çizelge 4.58’te gösterilmiştir.

10 12 14 16 18

Alpu-01 Atay-85 Bezostaja-1

Harmankaya-99 Sönmez-01 Sultan-95

2012-2013 2013-2014 Yıllar Ortalaması Ekim Sıklıkları

Tane Protein Oranı (%)

Çizelge 4.57. Sulu koşullarda dört farklı ekim sıklığı uygulanan altı ekmeklik buğday çeşidinin tane protein oranına etkisine ait varyans analizi tablosu

Varyasyon Kaynağı Yıllar

Ortalama S.D.

2012-2013 Yılı 2013-2014 Yılı

K.Ort FDeğ. K.Ort FDeğ. S.D. Kar.Or. FDeğ.

Yıl 1 174,61 170,77**

Ekim sıklığı 3 1,88 1,01öd 0,84 4,65** 3 0,70 0,69öd

Yılx Ekim sıklığı 3 2,01 1,97öd

Çeşit 5 19,23 10,31** 3,17 17,60** 5 18,75 18,34**

Yıl x Çeşit 5 3,65 3,57**

Ekim sık. x Çeşit 15 1,27 0,68öd 0,18 1,02öd 15 0,74 0,72öd

Yıl x Ekim sık x Çeşit 15 0,72 0,71öd

Hata 46 1,87 0,18 92 1,02

Genel 71 3,20 0,51 143 3,06

D.K. (%) 14,02 3,55 9,33

**: istatistiki olarak % 1’ de önemli, öd: istatistiki olarak önemli değil

Çizelge 4.58. Sulu koşullarda dört farklı ekim sıklığı uygulanan altı ekmeklik buğday çeşidinin tane protein oranına ait ortalamalar tablosu

Yıllar Ekim Sıklığı

Çeşitler

Alpu 01 Atay 85 Bezostaja 1 H.kaya 99 Sönmez 01 Sultan 95 Ortalama

2012-2013

350 tohum/m² 11,78 9,23 11,20 8,07 9,49 8,18 9,66

500 tohum/m² 10,47 9,09 12,33 10,21 10,29 8,16 10,09

650 tohum/m² 9,44 8,85 11,72 8,17 9,40 8,45 9,34

800 tohum/m² 10,92 10,05 11,42 8,35 10,30 8,25 9,88

Ortalama 10,65 AB 9,31 CD 11,67 A 8,70 D 9,87 BC 8,26 D 9,74 B

2013-2014

350 tohum/m² 12,66 12,05 13,05 11,61 12,27 11,82 12,24 A

500 tohum/m² 11,86 11,18 12,81 11,27 12,09 11,23 11,74 B

650 tohum/m² 12,17 12,02 12,44 11,43 12,30 11,30 11,94 B

800 tohum/m² 12,20 11,25 12,78 11,40 11,72 11,78 11,86 B

Ortalama 12,22 B 11,63 C 12,77 A 11,43 C 12,09 B 11,53 C 11,95 A

Ortalama

350 tohum/m² 12,22 10,64 12,12 9,84 10,88 10,00 10,95

500 tohum/m² 11,17 10,14 12,57 10,74 11,19 9,70 10,92

650 tohum/m² 10,81 10,44 12,08 9,80 10,85 9,88 10,64

800 tohum/m² 11,56 10,65 12,10 9,88 11,01 10,02 10,87

Ortalama 11,44 B 10,47 CD 12,22 A 10,06 D 10,98 BC 9,90 D 10,84 AÖFOrtalama (%) Yıl: 0,33 Ek.Sık: 0,47 Yıl x Ek.Sık: 0,67 Çeşit: 0,58

Yıl x Çeşit: 0,82 Ek.Sık. x Çeşit: 1,16 Yıl x Ek.Sık x Çeşit: 1,64

Araştırma sonuçlarına göre sulu koşullarda denemenin ilk yılında ekim sıklığı uygulamalarının tane protein oranı üzerine önemli oranda etkisi bulunmamıştır.

Denemenin ikinci yılında en yüksek tane protein oranı % 12,24 ile 350 tohum/m² ekim sıklığı uygulamasından elde edilirken en düşük tane protein oranı % 11,74 ile 500 tohum/m² ekim sıklığı uygulamasından elde edilmiştir. Sulu koşullarda çeşitlerin tane protein oranlarını değerlendirdiğimizde en yüksek tane protein oranı değerleri ilk yıl % 11,67 ; ikinci yıl ise % 12,77; iki yılın ortalamasında ise %12,22 ile Bezostaja 1 çeşidinden elde edilmiştir. En düşük tane protein oranı ise denemenin ilk yılında % 8,26 ile Sultan 95

çeşidinden elde edilirken denemenin ikinci yılında % 11,43 ile Harmankaya 99 çeşidinden elde edilmiştir. Yıllar ortalamasında ise % 9,90 ile Sultan 95 çeşidinden elde edilmiştir.

Sulu koşullarda ürün yıllarına bakıldığında Çizelge 4.58’de görüldüğü gibi 2013-2014 ürün yılında elde edilen tane protein oranı (% 11,95) değerinin 2012-2013 ürün yılı tane protein oranı (% 9,74) değerinden çok önemli (p<0,01) oranda yüksek olduğu görülmüştür. 2013-2014 yılında Mayıs ayına kadar süren yağış eksikliği sulu koşullarda bile etkili olmuş ve daha az suyun bitkiye ulaşmasına neden olmuştur. Dolayısıyle ilk yıla göre daha az su elverişliliğine bağlı olarak protein oranının ikinci yıl daha yüksek olmasına neden olmuştur. Sulu koşullarda iki yılın ortalamasında yıl x çeşit interaksiyonunun çok önemli (p<0,01) bulunmasının sebebi Atay 85, Harmankaya 99 ve Sultan 95 çeşitlerinin denemenin ikinci yılı aynı grupta yer almasına rağmen ilk yılda farklı gruplarda yer almış olmalarıdır.

Şekil 4.28. Sulu koşullarda yıllara göre ekim sıklıklarının ekmeklik buğday çeşitlerinin tane protein oranı değerleri üzerine etkisi.

Sulu koşullarda tane protein oranı ile SDS-sedimentasyon değeri, başaklanma gün sayısı, metrekarede başak sayısı ve olgunlaşma gün sayısı parametreleri arasında önemli ve olumlu yönde bir korelasyon bulunurken; bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, başak uzunluğu, bayrak yaprak alanı, bitki boyu, başakta tane sayısı ve ağırlığı parametreleri ile

7.0 8.0 9.0 10.0 11.0 12.0 13.0 14.0

Alpu-01 Atay-85 Bezostaja-1

Harmankaya-99 Sönmez-01 Sultan-95

Tane Protein Oranı (%)

2012-2013 2013-2014 Yıllar Ortalaması Ekim Sıklıkları

arasındaki korelasyonun ise negatif yönde ve önemli olduğu görülmüştür (Çizelge 4.63).

Sümer (2008) ‘in yaptığı araştırmada tane protein oranı tane verim, metrekarede başak sayısı ve başaklanma gün sayısı parametreleri arasında pozitif korelasyonu önemli bulunurken; olgunlaşma gün sayısı, bin tane ağırlığı, başakta tane sayısı ve ağırlığı ile arasında negatif korelasyonun önemli olduğu belirtilmiştir.

Ekmeklik buğdayda aane protein oranı genotip çevrenin etkisiyle belirlenir (Triboi vd., 2000). Tane dolum süreci öncelikle tane içerisinde protein ağlarının oluşması ile başlayan ve sürecin ilerleyen evrelerinde bu protein ağlarının arasını nişasta moleküllerinin doldurması ile devam eden bir süreci kapsamaktadır. Tane dolum dönemindeki kuraklık stresinde, proteinlerin yarısı bu dönemde sentezlenip, değişik bitki kısımlarında depolanan proteinlerden oluştuğundan, tane dolum sürecinin olumsuz yönde etkilenmesinden dolayı, daha çok tanede nişasta birikiminin bloke edildiği ve buna bağlı olarak tanedeki protein miktarının nispi olarak artış gösterdiği şeklinde açıklanabilir (Ayrancı, 2012). Ekmeklik buğdayda kalitenin su stresi koşullarından önemli oranda etkilendiği ve çeşitlerin protein içeriklerinin önemli oranda artış gösterdiği bildirilmiştir (Noorka vd., 2009). Diğer bazı araştırmalarda da, protein oranının kurak koşullarda artış gösterdiği bildirilmiştir (Güler, 2001; Öztürk ve Aydın,2004). Buğdayda çiçeklenme sonrası dönemin daha kurak ve sıcak geçmesi tane ağırlığının azalmasına, ham protein oranının ise artmasına neden olmaktadır (Ozturk vd., 2006). Bu araştırmada kıraç koşullarda ortalama tane protein oranı % 14,49 olarak bulunurken, sulu koşullarda bu değer % 10,84 olarak gerçekleşmiştir. Yürütülen birçok çalışmada bu araştırmada bulunan sonuçlara benzer olarak kıraç denemelerde tane protein oranı sulu denemelerden daha yüksek bulunmuştur (Acer, 2004; Ayrancı, 2012;

Belen, 2016).

Çizelge 4.55 ve 4.57’de de görüldüğü gibi yıllar ortalamasında artan ekim sıklığının tane protein oranına etkisi istatistiksel olarak önemli düzeyde bulunmamıştır. Bu sonuç birçok araştırmada bulunan sonuçlarla uyumludur (Chaudhry ve Hussain, 2001; Ozturk vd., 2006; Otteson vd., 2007; Çekiç vd., 2008; Sümer, 2008; Madan ve Munjal, 2009;

Nakano ve Morita, 2009; Kılıç ve Gürsoy, 2010; Özdemir, 2011; Haile vd., 2013; Akıncı, 2014). Bazı araştırmacılar ise ekim sıklıklarının tane protein oranını önemli derecede etkilediği ve ekim sıklığındaki artışların tane protein oranını azalttığı bildirmişlerdir (Bavec vd., 2002; Chen, 2008; Bulut, 2009). Yine bazı araştırmalarda ise artan ekim

sıklığının önce tane protein oranında azalışa neden olduğu devamında ise tane protein içeriğinin değişmediği bildirilmiştir (Geleta vd., 2002). Yine Geleta vd.,’ne (2002) göre düşük ekim sıklıklarında yüksek tane protein oranı elde edilmesi bitkilerin azot için daha az rekabet etmeleriyle açıklanabilir.

4.1.15. SDS-sedimentasyon değeri

Araştırmada kıraç koşullarda yürütülen denemede incelenen dört değişik ekim sıklığı uygulamasının altı ekmeklik buğday çeşidinin SDS-sedimentasyon değerine etkisine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.59’ da verilmiştir.

Çizelge 4.59. Kıraç koşullarda dört farklı ekim sıklığı uygulanan altı ekmeklik buğday çeşidinin SDS-sedimentasyon değerine etkisine ait varyans analizi tablosu

Varyasyon Kaynağı

Yıllar

Ortalama S.D.

2012-2013 Yılı 2013-2014 Yılı

Kar.Or FDeğ. Kar.Or FDeğ. S.D. Kar.Or. FDeğ.

Yıl 1 35,01 9,00**

Ekim sıklığı 3 3,40 0,78öd 1,66 0,49öd 3 3,80 0,98öd

Yılx Ekim sıklığı 3 1,27 0,33öd

Çeşit 5 62,37 14,28** 14,34 4,20** 5 63,59 16,34**

Yıl x Çeşit 5 13,12 3,37**

Ekim sık.x Çeşit 15 3,21 0,73öd 3,16 0,93öd 15 3,12 0,80öd

Yıl x Ek.sık x Çeşit 15 3,25 0,83öd

Hata 46 4,37 3,41 92 3,89

Genel 71 8,47 4,15 143 6,51

D.K. (%) 14,16 11,40 13,83

**: istatistiki olarak % 1’ de önemli, öd: istatistiki olarak önemli değil,

Çizelge 4.59’da verilen varyans analiz tablosunda da görüldüğü gibi denemenin her iki ürün yılında da sadece çeşitler arası farklılıklar çok önemli (p<0,01) bulunmuş, diğer faktör ve interaksiyonlar önemli bulunmamıştır. İki yılın birleşik analizinde ise yıllar ve çeşitler arası farklılıklar ile yıl x çeşit interaksiyonu % 1 seviyesinde önemli bulunurken, diğer faktör ve interaksiyonlar önemli bulunmamıştır. Ayrıca araştırmanın kıraç koşullarda yürütüldüğü 2012-2013 ve 2013-2014 ürün yıllarında ve yıllar ortalamasına göre farklı ekim sıklığı uygulanan altı buğday çeşidine ait SDS-sedimentasyon değerine ait ortalamalar ve AÖF değerleri Çizelge 4.60’da gösterilmiştir.

Çizelge 4.60. Kıraç koşullarda dört farklı ekim sıklığı uygulanan altı ekmeklik buğday çeşidinin SDS-sedimentasyon değeri ortalamaları ve AÖF tablosu

Yıllar Ekim Sıklığı

Çeşitler

Alpu 01 Atay 85 Bezostaja 1 H.kaya 99 Sönmez 01 Sultan 95 Ortalama

2012-2013

350 tohum/m² 13,33 15,33 18,67 14,33 16,33 11,67 14,94

500 tohum/m² 11,67 13,00 17,00 15,00 16,67 12,67 14,33

650 tohum/m² 12,67 15,00 20,33 16,33 15,00 12,33 15,28

800 tohum/m² 12,17 13,00 17,67 16,33 14,67 13,00 14,47

Ortalama 12,46 C 14,08 BC 18,42 A 15,50 C 15,67 B 12,42 C 14,76 A

2013-2014

350 tohum/m² 11,67 14,00 15,83 13,17 14,00 12,17 13,47

500 tohum/m² 12,33 13,83 14,00 16,00 14,17 11,83 13,69

650 tohum/m² 12,17 14,83 14,17 16,00 13,33 14,67 14,19

800 tohum/m² 11,83 14,00 15,00 13,33 15,33 12,83 13,72

Ortalama 12,00 C 14,17 AB 14,75 A 14,63 A 14,21 AB 12,88 BC 13,77 B

Ortalama 350 tohum/m² 12,50 14,67 17,25 13,75 15,17 11,92 14,21

500 tohum/m² 12,00 13,42 15,50 15,50 15,42 12,25 14,01

650 tohum/m² 12,42 14,92 17,25 16,17 14,17 13,50 14,74

800 tohum/m² 12,00 13,50 16,33 14,83 15,00 12,92 14,10

Ortalama 12,23 C 14,12 B 16,58 A 15,06 B 14,94 B 12,65 C 14,26 A.Ö.FOrtalama (%) Yıl: 0,65 Ek.sık: 0,93 Yıl x Ek.sık: 1,31 Çeşit: 1,13

Yıl x Çeşit: 1,61 Ek.sık. x Çeşit: 2,27 Yıl x Ek.sık x Çeşit: 3,21

Çizelge 4.60’da da görüleceği gibi kıraç koşullarda araştırma sonuçlarına göre her iki ürün yılında ve yıllar ortalaması olarak ekim sıklığı uygulamalarının SDS-sedimentasyon değeri üzerine etkisinin önemli olmadığı tespit edilmiştir. Çeşitlerden elde edilen en yüksek SDS-sedimentasyon değeri denemenin her iki yılında ve yıllar ortalaması olarak Bezostaja 1 çeşidinden elde edilmiştir. Bu sonuç Belen (2016) ile uyumludur. Elde edilen değerler denemenin ilk yılında 18,42 ml denemenin ikinci yılında 14,75 ml olurken, yıllar ortalaması olarak 16,58 ml bulunmuştur. En düşük SDS-sedimentasyon değeri ise denemenin ilk yılında 12,42 ml ile Sultan 95 çeşidinden elde edilirken, denemenin ikinci yılında 12,00 ml ile Alpu 01 çeşidinden elde edilmiştir. Çizelge 4.60‘da yılllar ortalamasına bakıldığında ise en düşük SDS-sedimentasyon değeri 12,23 ml ile Alpu 01 çeşidinden elde edilmiştir. Kıraç koşullarda ürün yılları arasındaki farklılıklar % 1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Bunu sebebi Çizelge 4.60’da da görüldüğü gibi 2012-2013 ürün yılında elde edilen SDS-sedimentasyon değeri (14,76 ml) değerinin 2013-2014 ürün yılı SDS-sedimentasyon (13,77 ml) değerinden çok önemli oranda yüksek olmasındandır.

Kıraç koşullarda iki yılın ortalaması olarak yıl x çeşit interaksiyonu çok önemli (p<0,01) bulunmasının sebebi Atay 85 ve Harmankaya 99 çeşitlerinin denemenin ikinci yılında daha üst gruplarda yer almalarıdır.

Şekil 4.29. Kıraç koşullarda yıllara göre ekim sıklıklarının ekmeklik buğday çeşitlerinin SDS-sedimentasyon değeri üzerine etkisi

Kıraç koşullarda SDS-sedimentasyon değeri ile bin tane ağırlığı, başak uzunluğu, hektolitre ağırlığı ve bayrak yaprak alanı parametreleri arasında önemli ve olumlu yönlü bir korelasyon bulunurken; tane verimi, metrekarede başak sayısı, hasat indeksi ve olgunlaşma gün sayısı parametreleri ile arasında önemli ve olumsuz yönlü bir korelasyon saptanmıştır (Çizelge 4.63). Şahin vd. (2011) yaptıkları çalışmalarında tane protein oranı ile tane verimi ve hektolitre ağırlığı parametreleri arasında negatif korelasyonun önemli olduğunu bildirmişlerdir. Özdemir (2011) yaptığı çalışmada SD-sedimentasyon değeri ile tane verimi, hektolitre ağırlığı, hasat indeksi, metrekarede başak sayısı, başakta tane sayısı ve ağırlığı parametreleri arasında pozitif korelasyonu önemli bulurken; bitki boyu ve bin tane ağırlığı parametreleri ile arasındaki korelasyon negatif ve önemli bulmuştur.

Yine araştırmada sulu koşullarda dört değişik ekim sıklığı uygulamasının altı farklı ekmeklik buğday çeşidinin SDS-sedimentasyon değerine etkisini gösteren varyans analiz sonuçları Çizelge 4.61’de verilmiştir. Çizelge 4.61’de de verilen varyans analiz tablosunda da görüldüğü gibi denemenin her iki ürün yılında da sadece çeşitler arası farklılıklar çok önemli (p<0,01) bulunmuş, diğer faktör ve interaksiyonlar önemli bulunmamıştır. İki yılın birleşik analizinde ise yıllar ve çeşitler arası farklılıklar ile yıl x çeşit interaksiyonu % 1 seviyesinde önemli (p<0,01) bulunurken, diğer faktör ve interaksiyonlar önemli

10.0 12.0 14.0 16.0 18.0 20.0 22.0

Alpu-01 Atay-85 Bezostaja-1

Harmankaya-99 Sönmez-01 Sultan-95

2012-2013 2013-2014 Yıllar Ortalaması Ekim Sıklıkları

SDS-Sedimentasyon (ml)

bulunmamıştır. Ayrıca araştırmanın sulu koşullarda yürütüldüğü 2012-2013 ve 2013-2014 ürün yıllarında ve yıllar ortalamasına göre farklı ekim sıklığı uygulanan altı buğday çeşidine ait SDS-sedimentasyon değerine ait ortalamalar ve AÖF tablosu Çizelge 4.62’de gösterilmiştir.

Çizelge 4.61. Sulu koşullarda dört farklı ekim sıklığı uygulanan altı ekmeklik buğday çeşidinin SDS-sedimentasyon değerine etkisine ait varyans analizi tablosu

Varyasyon Kaynağı

Yıllar

Ortalama S.D.

2012-2013 Yılı 2013-2014 Yılı

Kar.Or FDeğ. Kar.Or FDeğ. S.D. Kar.Or. FDeğ.

Yıl 1 50,77 30,35**

Ekim sıklığı 3 3,95 1,76öd 0,19 0,17öd 3 2,86 1,71öd

Yılx Ekim sıklığı 3 1,28 0,77öd

Çeşit 5 72,88 32,49** 23,24 21,09** 5 85,25 50,97**

Yıl x Çeşit 5 10,87 6,50**

Ekim sık.x Çeşit 15 1,39 0,62öd 1,12 1,01öd 15 1,48 0,89öd

Yıl x Ek.sık x Çeşit 15 1,03 0,61öd

Hata 46 2,24 1,10 92 1,67

Genel 71 7,23 2,66 143 5,26

D.K. (%) 14,40 13,41 13,20

**: istatistiki olarak % 1’ de önemli, öd: istatistiki olarak önemli değil,

Sulu koşullarda her iki ürün yılında ve yıllar ortalaması olarak ekim sıklığı uygulamalarının SDS-sedimentasyon değeri üzerine etkisinin önemli olmadığı tespit edilmiştir. Çeşitlerden sulu koşullarda elde edilen en yüksek SDS-sedimentasyon değeri denemenin her iki yılında ve yıllar ortalamasında Bezostaja 1 çeşidinden elde edilmiştir.

Elde edilen değerler denemenin ilk yılında 14,67 ml, denemenin ikinci yılında 10,96 ml bulunurken, yıllar ortalamasında 12,81 ml bulunmuştur. En düşük SDS-sedimentasyon değeri ise denemenin her iki yılında ve yıllar ortalamasında Sultan 95 çeşidinden alınmıştır. Elde edilen değerler denemenin ilk yılında 7,33 ml, denemenin ikinci yılında 7,00 ml olurken, iki yılın ortalaması olarak 7,17 ml bulunmuştur (Çizelge 4.62). Önemli bir kalite göstergesi olan Sds-sedimentasyon değeri protein oranı ile benzer değişim göstermeyebilir. Şöyleki; kıraç şartlarda protein oranı nispi olarak yüksek çıkabilir. Bu durum sulu koşullarda daha düşük çıkan protein oranının aynı şekilde SDS-sedimentasyonda da benzer hareket edeceği anlamını vermez. Dolayısıyle sulu koşullarda daha düşük çıkan protein oranının aksine SDS-sedimentasyon değeri yüksek çıkabilir (Pena vd., 1990). Ayrıca SDS-sedimentasyon protein miktarı yanında protein kalitesiyle ilgilidir. Sulu koşullarda ürün yıllarına bakıldığında Çizelge 4.62’de de görüldüğü gibi 2012-2013 ürün yılında elde edilen SDS-sedimentasyon değeri (10,40 ml) değerinin 2013-2014 ürün yılı SDS-sedimentasyon değeri (9,21 ml) değerinden çok önemli oranda yüksek

olduğu görülmüştür. Sds-sedimentasyon değeri genotip x çevre interaksiyonu sonucu şekillenmektedir (Ayrancı, 2012). Sulu koşullarda iki yılın ortalaması olarak yıl x çeşit interaksiyonunun çok önemli (p<0,01) bulunmasının sebebi Alpu 01 çeşidinin denemenin ikinci yılında ilk yıl ile kıyasla bir alt grupta yer almasından dolayıdır.

Çizelge 4.62. Sulu koşullarda dört farklı ekim sıklığı uygulanan altı ekmeklik buğday çeşidinin SDS-sedimentasyon değerine ait ortalamalar ve AÖF tablosu

Yıllar Ekim Sıklığı

Çeşitler

Alpu 01 Atay 85 Bezostaja 1 H.kaya 99 Sönmez 01 Sultan 95 Ortalama

2012-2013

350 tohum/m² 9,83 9,00 14,67 10,67 11,67 7,00 10,47

500 tohum/m² 11,67 9,67 14,67 11,33 10,33 8,33 11,00

650 tohum/m² 9,00 9,00 14,00 9,67 11,00 6,67 9,89

800 tohum/m² 10,33 7,67 15,33 10,00 10,67 7,33 10,22

Ortalama 10,21 B 8,83 C 14,67 A 10,42 B 10,92 B 7,33 D 10,40 A

2013-2014

350 tohum/m² 8,33 8,50 11,50 9,83 9,83 7,00 9,17

500 tohum/m² 9,67 9,17 11,00 10,17 9,83 6,33 9,36

650 tohum/m² 8,00 8,50 10,83 8,83 11,00 7,67 9,14

800 tohum/m² 8,33 9,00 10,50 10,33 9,83 7,00 9,17

Ortalama 8,58 C 8,79 C 10,96 A 9,79 B 10,13 AB 7,00 D 9,21 B

Ortalama

350 tohum/m² 9,08 8,75 13,08 10,25 10,75 7,00 9,82

500 tohum/m² 10,67 9,42 12,83 10,75 10,08 7,33 10,18

650 tohum/m² 8,50 8,75 12,42 9,25 11,00 7,17 9,51

800 tohum/m² 9,33 8,33 12,92 10,17 10,25 7,17 9,69

Ortalama 9,40 CD 8,81 D 12,81 A 10,10 BC 10,52 B 7,17 E 9,80 A.Ö.FOrtalama (%) Yıl: 0,42 Ek.sık: 0,61 Yıl x Ek.sık: 0,86 Çeşit: 0,74

Yıl x Çeşit: 1,05 Ek.sık. x Çeşit: 1,48 Yıl x Ek.sık x Çeşit: 2,10

Sulu koşullarda SDS-sedimentasyon değeri ile bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, tane protein içeriği, bayrak yaprak alanı, bayrak yaprak klorofil içeriği ve bitki boyu parametreleri arasında önemli ve olumlu yönde bir korelasyon bulunurken; tane verimi, metrekarede başak sayısı, hasat indeksi, başaklanma ve olgunlaşma gün sayısı parametreleri ile arasındaki korelasyonun olumsuz yönde ve önemli olduğu görülmüştür (Çizelge 4.63). Sümer (2008) tarafından yapılan araştırmada SDS-sedimentasyon değeri ile hektolitre ağırlığı, bayrak yaprak alanı, başaklanma gün sayısı ve başakta tane sayısı parametreleri arasında pozitif korelasyonu önemli bulunurken; bin tane ağırlığı ile arasında negatif korelasyonu önemli buldukları belirtilmiştir.

Şekil 4.30. Sulu koşullarda yıllara göre ekim sıklıklarının ekmeklik buğday çeşitlerinin SDS-sedimentasyon değeri üzerine etkisi.

SDS-sedimentasyon değeri gluten miktar ve kalitesini belirttiği gibi, gluten kalitesi aynı olan buğdayların protein miktarının tahmin edilmesinde de kullanın bir yöntemdir.

Hamurun uzaması, şekil alması, uzamaya karşı direnç göstermesi, elastikiyeti, gaz tutma gücü ve kapasitesi sedimentasyon özelliğine bağlıdır. Sedimentasyon değerinin yüksek bulunması kalitenin yüksek olduğunu gösterir ve böyle unlardan yapılan ekmeklerin hacimleri de yüksek olur (Elgün vd., 2005). Ekmeklik buğdayın gluten kalitesinin bir göstergesi olan sedimentasyon değerinin yüksek olması istenir. SDS-sedimentasyon değerlerine göre ekmeklik buğdaylar 10 ml altında olanlar zayıf, 10 – 13 ml orta kuvvetli ve 13-21 ml kuvvetli olarak sınıflandırılmıştır (Pena vd., 1990). Sedimentasyon değeri çeşit özelliklerine bağlı olmakla birlikte çevreden etkilenmektedir (Atlı 1999). Bununla uyumlu şekilde bu çalışmada hem kıraç ve hem de sulu koşullarda yapılan denemelerde yıllar arası fark çok önemli bulunmuştur.

Bu araştırmada kıraç koşullarda ortalama SDS-sedimentasyon değeri 14,26 ml olarak bulunurken, sulu koşullarda bu değer 9,80 ml olarak gerçekleşmiştir. Yürütülen birçok çalışmada bu araştırmada bulunan sonuçlara benzer olarak kıraç denemelerde SDS-sedimentasyon değeri sulu denemelerden daha yüksek bulunmuştur (Ayrancı, 2012; Belen, 2016). Şekil 4.29 ve 4.30’da görüldüğü gibi artan ekim sıklığının SDS-sedimentasyon

4.0 6.0 8.0 10.0 12.0 14.0 16.0

Alpu-01 Atay-85 Bezostaja-1

Harmankaya-99 Sönmez-01 Sultan-95

Mini SDS-Sedimentasyon (ml)

2012-2013 2013-2014 Yıllar Ortalaması Ekim Sıklıkları

değerine etkisi grafik olarak görülmektedir ve istatistiksel olarak önemli düzeyde bulunmamıştır (Çizelge 4.59 ve 4.61). Bu sonuç birçok araştırmada bulunan sonuçlarla uyumludur (Çekiç vd., 2008; Özdemir, 2011). Bazı araştırmacılar ise sedimentasyon değerine artan ekim sıklığının olumsuz etki yaptığı ve bu değeri azaltığı bildirmişlerdir (Bavec vd., 2002; Sümer, 2008; Bulut, 2009). Zecevic vd. (2014) ve İpek, (2016) ise artan ekim sıklıklarının SDS-sedimentasyon değerini olumlu etkilediği ve yüksek ekim sıklıklarında SDS-sedimentasyon değerinin daha yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

Çizelge 4.63. Kıraç ve sulu denemelerde yer alan parametreler arası korelasyon tablosu

**: istatistiki olarak % 1’ de önemli, *: istatistiki olarak %5’te önemli, öd: istatistiki olarak önemli değil,

TV: Tane verim, BİTA: Bin tane ağırlığı, HKA: Hektolitre Ağırlığı, MBS: Metrekarede başak sayısı, Hİ: Hasat indeksi, BASU: Başak Uzunluğu TPO: Tane Protein Oranı, SDS: SDS Sedimentasyo değeri, BYKİ: Bayrak yaprak klorofil içeriği, BYA: Bayrak yaprak alanı, BBOY: Bitki Boyu, BGS: Başaklanma gün sayısı, OGS: Olgunlaşma gün sayısı, BTS: Başakta tane sayısı, BATA: Başakta tane ağırlığı

Sulu Koşullar

TV BİTA HKA MBS BASU TPO SDS BYKİ BYA BBOY BGS OGS BATS BATA

TV 1 0.034ns -0.156ns -0.022ns 0.469** 0.186* -0.151ns -0.291** 0.321** -0.023ns -0.235** 0.002ns 0.206* 0.133ns 0.150ns TV BİTA -0.090ns 1 0.757** -0.473** 0.009ns 0.410** -0.266** 0.413** 0.406** 0.499** 0.477** -0.509** -0.738** 0.347** 0.550** BİTA HKA -0.289** 0.839** 1 -0.483** -0.196* 0.532** -0.444** 0.438** 0.216** 0.615** 0.755** -0.476** -0.858** 0.465** 0.596** HKA MBS 0.537** -0.562** -0.638** 1 0.018ns -0.522** 0.167* -0.269** -0.257** -0.341** -0.255** 0.187* 0.389** -0.514** -0.551** MBS 0.471** 0.041ns -0.073ns 0.276** 1 0.158ns -0.140ns -0.334** 0.293** -0.246** -0.350** -0.028ns 0.177* 0.221** 0.225** BASU -0.462** 0.475** 0.663** -0.608** -0.178* 1 -0.539** 0.004ns 0.195* 0.513** 0.508** -0.190* -0.365** 0.841** 0.844** BASU

TPO 0.202* -0.102ns -0.284** 0.112ns -0.014ns -0.471** 1 0.273** 0.021ns -0.449** -0.468** 0.346** 0.335** -0.448** -0.462** TPO SDS -0.192* 0.287** 0.309** -0.285** -0.211** 0.163* 0.152ns 1 0.175* 0.354** 0.360** -0.312** -0.581** 0.008ns 0.086ns SDS BYKİ -0.180* 0.546** 0.571** -0.436** 0.094ns 0.522** -0.400** 0.152ns 1 0.168* -0.015ns -0.326** -0.274** 0.209** 0.333** BYKİ

BYA -0.415** 0.617** 0.743** -0.533** -0.256** 0.788** -0.459** 0.308** 0.547** 1 0.643** -0.299** -0.557** 0.468** 0.530** BYA BBOY 0.066ns 0.333** 0.295** -0.071ns -0.013ns 0.295** -0.357** 0.032ns 0.161* 0.289** 1 -0.362** -0.691** 0.408** 0.469** BBOY

BGS -0.198* -0.534** -0.462** 0.185* -0.242** -0.061ns 0.065ns -0.152ns -0.433** -0.198* -0.121ns 1 0.731** -0.074ns -0.210** BGS OGS 0.256** -0.781** -0.852** 0.600** 0.074ns -0.477** 0.127ns -0.345** -0.629** -0.608** -0.247** 0.659** 1 -0.261** -0.431** OGS BATS -0.232** 0.361** 0.502** -0.418** 0.224** 0.755** -0.455** 0.044ns 0.519** 0.564** 0.236** -0.141ns -0.318** 1 0.945** BATS BATA -0.181* 0.587** 0.644** -0.475** 0.228** 0.786** -0.412** 0.112ns 0.588** 0.647** 0.294** -0.263** -0.473** 0.916** 1 BATA

TV BİTA HKA MBS BASU TPO SDS BYKİ BYA BBOY BGS OGS BATS BATA

Kıraç Koşullar

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Buğday, Dünya’da gittikçe önemini artıran bir bitki olup, Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de artan nüfusun gıda gereksinmesini karşılamak için üretimin artırılması gerekmektedir. Üretim artışı artık son sınırlarına ulaşmış olan ekim alanlarının artırılmasıyla değil, ancak birim alandan elde edilen verimin artırılmasıyle mümkündür. Bu durumda yüksek verimli, kaliteli, biyotik ve abiyotik streslere dayanıklı ve bu özelliklerini farklı lokasyon ve iklim tiplerinde verimi azaltmadan sürdürebilen çeşitlere ihtiyaç vardır. Diğer taraftan bu çeşitlerin yüksek verim açısından optimum agronomik ihtiyaçlarının belirlenmesi de yüksek verim elde edilmesinde önemli rol oynayacaktır. Özellikle sulu ve kıraç koşullarda optimum ekim sıklığının belirlenmesi ve bunun uygulanmasıyle, yüksek verim elde edilmesi mümkündür. Bu amaçla yürülen bu çalışmada sulu ve kıraç koşullarda denenen ekmeklik buğday çeşitlerinde farklı bitki özellikleri yönünden optimum ekim sıklığının belirlenerek aranılan özellikleri taşıyan bitki çeşitlerinin ortaya çıkartılması hedeflenmiştir.

Tane verimi yönünden gerek kıraç gerekse sulu koşullarda yıllar arası farklar önemli bulunmuş olup sulu koşullarda ki ortalama tane verim 413,7 kg/da ile 263,3 kg/da olan kıraç koşullardan daha fazla olmuştur. Denemenin ikinci yılında Mayıs ayı ve sonrasında düşen yüksek yağış miktarı nedeniyle elde edilen yüksek metrekarede başak sayısı tane veriminin ilk yıldan daha yüksek elde edilmesine sebep olmuştur. Kıraç koşullarda artan ekim sıklığı 650 tohum/m² uygulamasına kadar tane verimi artırmış daha sonra azalmasına sebep olmuştur. En yüksek tane verimi 294,0 kg/da ile 650 tohum/m² uygulamasından elde edilirken, optimum ekim sıklığı 625 tohum/m² olarak tespit edilmiştir. Çeşitlere bakıldığında kıraç koşullarda en yüksek tane verim 312,9 ve 302,2 kg/da ile sırasıyle Harmankaya 99 ve Alpu 01 çeşitlerinden elde edilirken, en düşük tane verim 233,5 kg/da ile Sultan 95 çeşidinden elde edilmiştir. Sulu koşullarda da yıllar arası fark önemli bulunmuş olup sulamaya bağlı olarak daha fazla tane verim elde edilmiştir. En yüksek tane verim 460,8 kg/da ile 500 tohum/m² ekim sıklığı uygulamasından elde edilirken, optimum ekim sıklığı 510 tohum/m² olarak tespit edilmiştir.

Artan ekim sıklığı 500 tohum/m² ‘ye kadar tane verimi artırmış devamında düşmesine sebep olmuştur. En fazla tane verim elde edilen çeşit yine 486,5 kg/da ile Harmankaya 99 olurken, en az tane verim 387,6 kg/da Sönmez 01 çeşidinden elde edilmiştir. Bu durumda gerek kıraç gerekse sulu alanlar için Harmankaya 99 çeşidi en yüksek tane verim sağlayan çeşit olarak

belirlenirken, kıraç ve sulu koşullar için optimum ekim sıklıkları sırasıyle 625 ve 510 tohum/m² olarak belirlenmiştir.

Metrekarede başak sayısı çeşit özelliklerinin yanı sıra çevre koşullarından da oldukça fazla etkilenmektedir. Bu araştırmada bu durum teyit edilmiş olup sulu koşullarda elde edilen metrekarede başak sayısı kıraç koşullarda elde edilenlerden daha fazla olduğu belirlenmiştir. Diğer taraftan kıraç ve sulu koşullarda ikinci yıl elde edilen metrekarede başak sayısı değerleri ilk yıl elde edilen değerlerden fazla bulunmuştur. Kıraç ve sulu koşullarda denemenin her iki yılında da en yüksek metrekarede başak sayısı 800 tohum/m² ekim sıklığı uygulamasından elde edilirken, aynı koşullarda en düşük metrekarede başak sayısı 350 tohum/m² uygulamasından elde edilmiştir. Bu durumda gösteriyor ki artan ekim sıklığı ile beraber metrekarede başak sayısıda artmıştır. Kıraç ve sulu koşullarda Sultan 95 çeşidi en yüksek değerlere ulaşan çeşit olurken, en düşük değerler kıraç koşullarda Atay85; sulu koşullarda ise Atay85 ve Harmankaya99 çeşitlerinden elde edilmiştir.

Başak uzunluğu yetişme koşullarından ve yıllar arası iklim değişikliklerinden etkilenmiş olup hem kıraç hemde sulu koşullarda da önemli ölçüde farklılık göstermiştir. Sulu koşullarda elde edilen başak uzunluğu değerleri kıraç koşullara göre daha fazla olmuştur. Yine kıraç ve sulu koşullarda ilk yıl elde edilen başak uzunluğu değerleri ikinci yıl elde edilen başak uzunluğu değerinden yüksek olmuştur. Ekim sıklığı artışları başak uzunluğunu olumsuz etkilemiş en yüksek başak uzunluğu hem kıraç hemde sulu koşullarda 350 tohum/m² ekim sıklığı uygulamasından alınırken, en düşük başak uzunluğu 800 tohum/m² uygulamasından elde edilmiştir. Atay 85 her iki koşul ve yılda en yüksek başak uzunluğu elde edilen çeşit olurken, en düşük başak uzunluğu kıraç koşullarda Alpu 01 çeşidinden, sulu koşullarda ise Bezostaja 1 çeşidinden elde edilmiştir.

Bin tane ağırlığı, tanenin irilik, dolgunluk, cılızlık durumu ve un verimi hakkında fikir vermesi bakımından önemlidir (Elgün, 2012). Hem tane verim hemde kalite için önemli göstergelerden biri olarak kabul edilir. Dolayısıyle bu çalışmada elde edilen yüksek bin tane ağırlığı değerleri bu bağlamda değerlendirilmiştir. Bakım, beslenme ve çevresel koşullara iyi cevap veren verim unsurlarından biri olan bin tane ağırlığında sulamanın etkisi görülmüş ve sulu koşullarda kıraç koşullardan daha yüksek değerler alınmıştır. Hem kıraç hemde sulu denemede yıllar arası farklar önemli bulunurken, denemenin ilk yılında bin tane ağırlığı değerleri her iki koşulda da ikinci yıldan yüksek bulunmuştur. Artan ekim sıklığı başak

uzunluğunda olduğu gibi bin tane ağırlığınıda olumsuz etkilemiş olup hem kıraç hemde sulu koşullarda en düşük ekim sıklığı uygulaması olan 350 tohum/m² ‘den en yüksek bin tane ağırlığı elde edilirken, en yüksek ekim sıklığı uygulaması olan 800 tohum/m² uygulamasından en düşük bin tane ağırlığı elde edilmiştir. Çeşitler açısından en yüksek bin tane ağırlığı, kıraç koşullarda Bezostaja 1 ve Harmankaya 99 çeşitlerinden elde edilirken, sulu koşullarda Harmankaya 99, Sönmez 01 ve Bezostaja 1 çeşitlerinden elde edilmiştir. En düşük bin tane ağırlığı ise her iki koşulda da Sultan 95 çeşidinden elde edilmiştir.

Başakta tane sayısı ve ağırlığı, tane verim yönünden oldukça önemlidir. Dolayısıyle bakım ve beslenme koşullarına iyi tepki veren iki verim unsurudur. Sulu koşullarda kıraç koşullara nazaran başakta tane sayısı ve ağırlığı daha yüksek bulunmuştur. Hem kıraç hem de sulu koşullarda denemenin ilk yılında elde edilen ortalama başakta tane sayısı ve ağırlığı değerlerinin ikinci yıl alınan ortalama değerlere göre önemli oranda yüksek oldukları görülmüştür. Gerek başakta tane sayısı gerekse ağırlığı yönünden artan ekim sıklığı her iki verim unsurunda da azalmaya neden olmuştur. En yüksek başakta tane sayısı ve ağırlığı değerleri 350 tohum/m² ekim sıklığı uygulamasından alınırken, en düşük değerler 800 tohum/m² uygulamasından elde edilmiştir. Yine çeşit bazında en yüksek başakta tane sayısı ve ağırlığı değerleri kıraç koşullarda Atay 85 ve Harmankaya 99 çeşitlerinden elde edilirken, sulu koşullarda Atay 85 çeşidinden elde edilmiştir.

Hasat indeksi kıraç koşullarda % 35 bulunurken, sulu koşullarda bu oran % 40 bulunmuş olup buradan da hasat indeksinin suya karşı tepkisinin iyi olduğu sonucu görülmüştür. Gerek kıraç gerekse sulu koşullarda yıllar arasındaki farklılıklar önemli çıkmış ve denemenin ikinci yılında elde edilen ortalama hasat indeksi değerlerinin ilk yıla göre önemli oranda yüksek olduğu görülmüştür. Diğer taraftan bu araştırmada önceki verim unsurlarında olduğu gibi artan ekim sıklıklarının gerek kıraç gerekse sulu koşullarda hasat indeksine etkisinin önemli ve olumsuz olduğu saptanmıştır. Kıraç ve sulu koşullarda ekim sıklığı artışlarının hasat indeksini azalttığı görülmüş olup, en yüksek hasat indeksi 350 tohum/m² ekim sıklığı uygulamasından alınırken, en düşük hasat indeksi 800 tohum/m² uygulamasından elde edilmiştir. Çeşitlerde en yüksek hasat indeksi hem kıraç ve hem de sulu koşullarda sırasıyle % 39 ve % 44 ile Harmankaya 99 çeşidinden elde edilirken, en düşük hasat indeksi kıraç ve sulu koşullarda sırasıyle % 33 ve % 37 ile Bezostaja 1 çeşidinden elde edilmiştir.