• Sonuç bulunamadı

Tıpta Uzmanlaşma –Bütünden Parçaya Hastadan Hastalığa Giden Süreç

2. İŞ BÖLÜMÜ VE UZMANLAŞMA

2.1. Toplumsal Açıdan Uzmanlaşma

2.1.1. Tıpta Uzmanlaşma –Bütünden Parçaya Hastadan Hastalığa Giden Süreç

Uzmanlaşma tıp alanında yaklaşık iki yüzyıl boyunca bilimsel ilerlemelere paralel olarak ortaya çıkmış, tıpta daha fazla araştırmaya dayanan eğitim gerekliliği, bilimsel ve modern tıbbın ortak görüşü olan fizyoloji temelli ve insan hastalıklarının araştırılmaya başlanması ile birlikte tıpta indirgemeci yaklaşım olarak ortaya çıkmış, hastalıklarının nedenlerini ortaya çıkarmaya olan muazzam ilgi tıpta uzmanlaşmaya gidilmesine sebep olmuştur (Cassel and Reuben, 2011: 1167). Tıp bilimlerinde net bir şekilde ortaya çıkan bilgi yoğunluğu, var olan disiplinlere eklenen yeni bilgiler yeni disiplinlerin doğuşuna neden olmuş (Davis et al., 1995: 702), toplumlarda uzmanın ve profesyonellerin yükselişi bir dönem toplumların en önemli özelliği olmuştur.

Aslında tıp alanında uzmanlaşma yaklaşımı tıpta uzmanlaşmadan çok önce var olmuşlardır. Hipokrat bir uzman hekim olamamasına rağmen onun döneminde ilaçlarını fizyolojik presnsipler üzerine uygulayan dogmatistler; sağlığın sırrının gerginlik ve rahatlama arasındaki dengeye bağlı olduğunu düşünen metodistler; tüm hastalıkları ve rahatsızlıkları kötü ruhlar ile açıklayan pneumatistsler; hastalıkları başparmakları ile tedavi eden ve deneyimleri ile iyileştiren empiricistsler olarak beş çeşit ekol bulunduğu ve bu ekollerin uzmanlaşmaya zemin hazırladığı bilinmektedir (Bevan, 1981: 383).

Antik Roma’da ve Mısır’da da uzmanların izlerine rastlamak mümkündür. Antik Mısırda her vücut parçası ayrı bir etkinlik olarak kabul edilmiş bu görüşün temelini de insan bedeni sistemik olarak ayrılması oluşturmuştur. Antik Roma’da ise insanları iyileştiren sayısı gitgide artması ile hekimliğin yaygınlaştığı bilinmektedir (Weisz, 2006: x̄ viii). İslamiyet’te hekimler arasında tabip, göz hekimi, cerrah, ortopedist, eczacı ve berber gibi gayrı resmi sınıflamalar bulunmaktadır (Uysal, 2018: 43).

18. ve 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde ise sağlık alanında iyi uygulama yapan kişilerin, örneğin iyi doğum yaptıranlar, diş çekimi yapanlar, cerrahi işlemler yapanlar en göze çarpan kişiler olduğu ve toplum nazarında statüsü artan kişiler arasında yer aldıkları bilinmektedir. 1900’lü yılların başından itibaren ise resmi olarak uzmanlık alanları tartışılmaya başlanmış, 1950’lerden itibaren de oldukça görünür hal alan bu durum tıpta uzmanlık alanlarına eğilimin artmasına neden olmuştur (Weisz, 2006: x̄ vi;

Furedi, 2014: 59).

Geçtiğimiz 50 yıl içerisinde tıp bilimi, teknolojik, yenilikçi, yaratıcı gelişmelerin etkisiyle ve yoğun klinik ve laboratuvar araştırmaların katkısıyla çok ciddi bir evrim geçirmiş, sürekli olarak artan tıp bilgisi kaçınılmaz olarak uzmanlaşma ve alt-uzmanlaşmaya gidilmesini zorunlu kılmıştır. Günümüzde uzmanlaşma tıbbi uygulamaların temel unsuru haline gelmiştir (Avgerinos et al., 2006: 103; Guraya and Almaramhy, 2017: 1097). Tıp biliminde uzmanlaşma bir hastalığa, bir organa, bir ameliyata özgü uzmanlaşma biçimine dönüşmüş bugün yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Tıp bilimleri ile doğa bilimlerinin özünde indirgemeci yaklaşım olduğu savunulmakta, bazı psikolojik olgular biyolojik düzeye ve biyolojik süreçlere, kimya ve fiziğe indirgenmektedir. Zaman içerisinde tıp alanındaki artan uzmanlıklar nedeniyle insan ve sağlık kavramları da bölünmüş, hekimlerin ve tedavi yöntemlerinin hastaya yaklaşımları da ister istemez tek yönlü olmuş bir anlamda hastalık süreci rahatsızlığa indirgenmiştir (Özdemir, 2017; erişim tarihi: 11.04.2017).

Tıp alanındaki bu indirgemeci yaklaşımın tarihte iyi bir örneği Alman Patolog Rudolf Virchow (1821 – 1902)’un hücresel patoloji çalışmaları olarak bilinmektedir.

Virchow öğrencilerini mikroskop kullanmaya teşvik ederek onları mikroskobik düşünmeye teşvik etmiştir. Virchow, bütün bir organizmanın hastalanmadığını sadece belli hücreler ve hücre gruplarının hasta olduğunu yani hastalıkların bütün insan bedeninde olmadığını vücudun bir bölümünde klinik semptomlar ve tipik anatomik değişiklikler ile ortaya çıktığını ileri sürmüştür (Pawlikowski, 2002: 5; Schultz, 2008:

1480). Hastalığı rahatsızlığa indirgeyen bu görüş, tıp alanında uzmanlaşmanın mantığını açıklamaktadır.

Hastalığın (illness) rahatsızlığa (disease) indirgenme sürecinde hekimlerin dikkati, bütünlüğe sahip bir insan suretindeki hastadan uzaklaşmıştır. Hastalık top yekün bir insanlık durumu iken, rahatsızlık insan bedeninin özel bir kısmının durumu olmuş ve hekimler hastalarının hastalıklarından çok onların rahatsızlıklarını tedavi etme noktasına yoğunlaşmışlardır (Capra, 2014: 178). Tıp alanında oluşan aşırı bilgi ve bu teknolojilerin getirdiği etkileşim sağlık sisteminin statik olmayan dengesi içerisinde kaçınılmaz olarak tıbbı da etkilemiş; bir taraftan tıbbi bilgi önlenemez bir şekilde artarken diğer taraftan tıp teknolojisindeki hızlı gelişim nedeniyle hekimlerin kullanmaya mecbur oldukları teknik cihazlar ve tıbbi uygulamalar bir hekimin sınırlarını çok aşmış ve bunun sonucunda tıpta birçok uzmanlık alanının ortaya çıkmasına neden olmuştur (İzgi ve Çoban, 2014: 26 - 27).

Tıp bilimciler tıpta spesifik konuları daha fazla anlama amacıyla konularında uzmanlaşmaya yönelmiş ve ilgi duydukları alanlara ilişkin daha fazla araştırma yapma eğilimine girmişlerdir. Zamanla tıpta uzmanlık kurulları oluşturulmuş tıpta ayrı disiplinler ortaya çıkmıştır. 1917 yılında Amerika Birleşik Devletler’inde (ABD) Göz Hastalıkları kendi uzmanlık kurulunu oluşturan ilk tıbbi uzmanlık dalı olmuştur. Diğer uzmanlık dallarının disiplin olarak ortaya çıktığı yıllar Tablo 1’de gösterilmiştir (Cassel and Reuben, 2011: 1167; Freeman, 2004: 4).

Tablo 1: Disiplin Olarak Ortaya Çıkan Tıpta Uzmanlık Branşları ve Yılları

Kaynak: Cassel CK, Reuben DB.(2011). Specialization, Subspecialization and Subsubspecialization in Internal Medicine. England Journal of Medicine. 364 (12), 1170

Türkiye’de hekimler özel hekimliğin özendirilmesi ve piyasada ağırlık kazanması gibi nedenlerle uzmanlaşma eğilimine girmişlerdir. Tıpta uzmanlık alanlarının ortaya çıkmasından bugüne uzman hekim sayısı hızla artmış ve hekimler arasında uzman olma eğilimi artarak devam etmektedir. Artık hekimler arasında uzman olma bir seçenekten çok zorunluluk haline gelmiş, iş TUS nedenli “bunalım”, yani uzman olamama bunalımına kadar gitmiştir. Diğer taraftan uzmanlar belli bir doygunluğa ulaşınca “alt uzmanlaşmalar” yani yan dal uzmanlığı adıyla “süper ihtisaslar” ortaya çıkmış (Soyer, 1999: 39) bu durum uzmanlaşmanın uzmanlaşması, yani aşırı uzmanlaşma olarak karşımıza çıkmıştır. Sonuç olarak bilimsel ve teknolojik ilerleme, başlı başına rasyonel ve zihinsel bir dönüşüm halini almış ve bu tek yanlı

evrim şimdi öyle paradoksal bir durum yaratmıştır ki, özellikle tıp alanında çılgınlığa varan bir aşama haline gelmiştir.(Capra, 2014: 49 – 50).