• Sonuç bulunamadı

Cinsiyet ve Medeni Durum Boyutunun Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

5. ÖLÇEĞE İLİŞKİN İSTATİSTİKSEL ANALİZLER

5.5. Cinsiyet ve Medeni Durum Boyutunun Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

Araştırma ölçeğinin cinsiyet ve medeni durum boyutuna ilişkin tanımlayıcı istatistikleri ve test değerleri Tablo 25’de gösterilmiştir. Katılımcıların cinsiyet ve medeni durum boyutuna ilişkin görüşlerinin değişkenlere göre anlanlı bir farklılık gösterip göstermediği 502 katılımcıdan elde edilen veriler üzerinden araştırılmış;

Katılımcıların medeni durum değişkeni ile cinsiyet ve medeni durum boyutuna ilişkin görüşleri arasında istatsitiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı (p>0,05) tespit edilmiştir.

Cinsiyet ve medeni durum boyutuna katılım açısından katılımcılar yaş gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir (F=6, 366; p=0.002).

Yapılan Tukey testi ile farkın yaşı 20 -23 yaş aralığındaki katılımcıların diğer iki gruba göre demografik özellikler boyutuna katılım puanlarının düşük olmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Branş tercihinde demografik özelliklerin etkili olduğu düşüncesine genç katılımcılar daha az katılmaktadır.

Katılımcıların cinsiyet ile cinsiyet ve medeni durum boyutuna ilişkin görüşleri istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir (p<0,05), farklılığın erkek katılımcılardan kaynaklandığı görülmektedir. Erkek katılımcıların kadın katılımcılara göre demografik özellikler boyuna ilişkin ifadelere katılım eğilimi artmıştır.

Katılımcıların sınıf değişkeni ile cinsiyet ve medeni durum boyutuna ilişkin görüşleri istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir (F=4,890; p=0,001),.

Yapılan Tukey testi ile farkın 3. Sınıf katılımcıların diğer gruplardaki katılımcılara göre

demografik özellikler boyutuna katılım puanlarının düşük olmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.

Tablo 25: Cinsiyet ve Medeni Durum Boyutunun Değişkenlere Göre Karşılaştırılması

Değişken N Standart

Sapma Test Değerleri Cinsiyet

Kadın 283 4,284 1,339 t=-4,290

p=0,000

Erkek 219 4,760 1,142

Yaş

20 - 23 213 4,360 1,257

F=4,890 P=0,001

24 - 27 215 4,728 1,335

28 + 75 5,032 ,860

Medeni Durum

Evli 135 4,653 1,063 t=1,917

p=0,086

Bekar 367 4,432 1,345

Sınıf

3.sınıf 53 4,047 1,290

F=4,890 p=0,001

4.sınıf 61 4,204 1,421

5.sınıf 82 4,368 1,392

6.sınıf 175 4,541 1,095

mezun 131 4,816 1,283

Toplam 502

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SONUÇ TARTIŞMA VE ÖNERİLER

1. NİTEL BULGULARA İLİŞKİN GENEL DEĞERLENDİRME

Karma yöntem araştırma deseni ile tasarlanan araştırmanın bu bölümünde araştırmanın ilk adımı olan nitel araştırmaya ilişkin bulguların değerlendirilmesi ve oluşturulan kategorik verilere ilişkin çıkarımlar yapılması amaçlanmıştır. Branş hekimleri ile yapılan derinlemesine görüşmelerden elde edilen bulgularda hekimlerin branş tercihlerine etki eden faktörler; bireysel, mesleki ve sistemsel faktörler olarak, son yıllarda en çok tercih edilen branşlara ilişkin nedenler; toplumun özelliğinden kaynaklı, performansa dayalı ek ödeme uygulamasından, branşın özelliğinden kaynaklı nedenler olarak, branşlarda ileride oluşabilecek problemler sağlık sektörü açısından oluşabilecek problemler, toplum açısından oluşabilecek problemler olarak, hekimlerin önerileri ise, sağlık sistemine ilişkin, performans sistemine ilişkin ve tıp ve asistanlık eğitimine ilişkin öneriler olarak temalara ayrılmıştır.

Geçtiğimiz yüzyılda özellikle tıp alanında bilimsel ve teknolojik anlamda muazzam gelişmeler yaşanmış ve özellikle tıbbi bilgi sınırları aşmıştır. Sınırları aşan tıbbi bilgi tıpta uzmanlaşmaya neden olmuş bugün ise tıpta uzmanlaşan hekimlerin yeniden uzmanlaşması ile yan dal uzmanlıkları oluşmuş bu durum aşırı uzmanlaşmaya neden olmuştur.

2000’li yılların başından itibaren çok hızlı politik gelişmelerin yaşandığı dünyada sağlık sektörü de bu gelişmelere paralel hızlı bir dönüşümün içerisine girmiştir.

Bu hızlı değişim ve dönüşüm hekimleri dolayısıyla da hastaları etkilemiştir. Hekimlerin söylemlerinden de anlaşılacağı üzere geçmişte popüler olan branşlar popülerliğini yitirmiş hekimlerin tercihleri yeniden şekillenmiştir.

Hekimlerin branş tercihlerine etki eden faktörlere ilişkin cevapları; bireysel, mesleki ve sistemsel faktörler olarak değerlendirilmiştir. Bireysel faktörler; demografik özellikler, kişisel özellikler, sağlık problemleri ve yetenek ve tecrübe faktörleri olarak kategorileştirilmiştir.

Her bir kategorinin altına kodlar tanımlanmış, oluşturulan kavramsal yapı içerisinde araştırma değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bireysel faktörlere ilişkin demografik özellikler kadın katılımcılar tarafından toplumsal cinsiyet ve roller bağlamında ele alınmış, kadın hekimler branş seçimlerinde annelik rolü ile eşlerinin isteklerini de önemsediklerini belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra çalışma koşullarına da dikkat çeken kadın hekimler özellikle nöbet sayısı az olan branşların branş seçiminde etkili olduğunu bildirmişlerdir.

Vaca ve arkadaşları (2016) cinsiyet ve tıpta uzmanlık üzerine yaptıkları araştırmasında tıp alanında artan kadın istihdamına dikkat çekmiş ve kadınların özellikle cerrah olan kadınların iş hayatında zorluklar yaşadığını, uzmanlık seçiminde de sosyo – kültürel özellikleri göz önünde bulundurdukları aile ve profesyonel yaşam arasındaki dengeyi gözettiklerini bildirmişlerdir. Bu çalışmaya katılan kadın hekimlerden biri

“Kocam bir hekim değil, uzmanlık seçimimi yaparken, geceleri onları bırakmak zorunda kalmayacağım ve kızımı ihmal etmeyeceğim bir bir uzmanlık seçmem gerektiğini söyledi. Evet bu durumun çok fazla etkisi oldu.” şeklinde ifadesi ile kadın hekimlik ile aile dengesi konusunu özetlemiştir. Benzer bir şekilde bu çalışmada kadın hekimlerden biri “Genellikle anne baba branş seçiminde etkili olmuyor ama eş etkili oluyor diyebilirim. Bu arada eş hekimse eğer etkili olabilir. Benim eşim hekim gerçekten etkili oldu burayı seçeceğim zaman hani oturup beraber düşündük. Çünkü o da biliyor bu mesleği o da bu mesleğin içinde.” şeklindeki ifadesi durumu özetler niteliktedir.

Kadın hekimlerin toplumsal cinsiyet rollerinin iş hayatında çalışma koşullarını da etkilediğini düşünen katılımcılar bu durumun branş seçimlerinde etkili olduğunu da aktarmışlardır. Heiliger ve Hingstman (2000), hekimlerin branş seçimlerini ortaya çıkarmak için yaptıkları çalışmasında özellikle kadın hekimlerin iş ve aile dengesini göz önünde bulundurduğunu bu nedenle yarı zamanlı çalışma sistemini tercih ettikleri sonucuna ulaşmışlardır.

Hekimler kişisel özelliklere ilişkin değerlendirmelerinde özellikle rahatlık kavramına vurgu yapmış bugün değişen branş tercihlerinin nedenlerini geçmişteki hekimler ile bugünkü hekimler üzerinden karşılaştırma yaparak açıklamışlardır. Bugün genç hekimlerin rahatına düşkün oldukları için rahat branşa yöneldiklerini zaman zaman

kendi çocukları üzerinden örneklerle açıklamışlardır. Zira bir hekim bu durumu

“Aslında konuştuklarımızın tamamı biraz da içinde bulunulan koşullarla ilgili bugün çünkü bizim zamanımızda mesela benim annem babam okumamıştı bana okul hayatım boyunca yardımcı olamadılar ders anlamında ben hep kendi dersimi kendim çalıştım sorumluluklarımı hep bildim lisedeyken mesela ben kendi kahvaltımı hazırlardım tek başıma kahvaltımı yapar öyle giderdim okula şimdi benim kızım asla bunu yapmaz ya da biz kahvaltısını hazır ederiz öyle göndeririz okula şimdiki gençler rahat ya akşamları tabletin telefonun başından kaldırıp da kızım bunu yap şunu yap demek imkansız şimdiki gençler rahat. Rahat koşullarda büyüdüler zora fazla gelmek istemiyor ilk önce kendi rahatlığını düşünüyor artık öyle idealist filan olayım diye bir kaygıları da yok.”

şeklindeki ifadesi hekimlerin bugün rahat branşlara yönelmelerini özetler niteliktedir.

Katılımcılar branş seçimlerine bireysel yeteneklerin önemli olduğunu ve seçimlerine etki edebileceğini belirtmişlerdir. Hekimler özellikle cerrahi branşlarda el yeteneğinin, alet kullanma becerisinin ve fiziksel gücün önemli olduğuna dikkat çekmişlerdir. Han (2013) hekimlerin özellikle cerrahi alanda uzmanlaşan hekimler için en önemli konunun yetenek ve beceri özellikleri olduğunu bildirmiştir. Benzer şekilde Parkı vd. (2016) Kore’de hekimlerin uzmanlık özelliklerine ilişkin algılarını ortaya çıkarmak için yaptığı nitel araştırmada cerrahi branşlar için ekip çalışmasının önemli olduğunu ve başarılı bir meslek hayatı için yetenek ve becerilerin çok önemli olduğunu rapor etmiştir.

Branş seçimini etkileyen mesleki faktörler çalışma koşulları, şiddet, risk, ceza, uzmanlık ve statü faktörleri olarak kategorileştirilmiştir. Çalışma koşulları ayrıca işe ilişkin koşullar ile hastalara ilişkin koşullar olarak kategorileştirilmiş bu kategorilerin altına kodlar yazılmıştır. Katılımcılar tarafından branş seçimini etkilediği düşünülen faktörlere ilişkin dikkat çekici bulgulardan biri branşın mortalite oranı olarak değerlendirilmiştir. Katılımcılar kendi branş seçimlerinde kötü hastalarla karşılaşmak istemediklerini özellikle tedavi ettikleri hastanın ölmesi sonucunda empati yaptıklarını dolayısıyla daha soft hastasında ölüm fazla olmayan branşları düşündüklerini ve bu yönde seçim yaptıkları yönünde deneyimlerini aktarmışlardır. Bir hekim bu konuyu

“Mortalite oranı yüksekse evet. Ben mesela daha şey bir insanım ölüme alışabilecek bir insan değilim empati çok kurarım. Hani Karayazı'da da mecburi hizmetim sırasında her

ölen hastadan sonra üzülmüş ağlamış bir insanım o yüzden bunu istemedim.” şeklinde ifade etmiştir.

Hastaya ilişkin koşullarda ise hekimler huysuz ve zor hastalara vurgu yapmış, konuyu değişen hasta profili ve bu hasta profiline hizmet etmenin zorluğu ile açıklamışlardır. Özmen ve Taşkın (2012) hekimlerin gündelik uygulamalarında kendilerini zor durumda bırakan, sinirlendiren hatta çaresiz durumda bırakan “zor hasta” olgusundan bahsetmiş, yapılan araştırmalarda bir sağlık kuruluşuna başvuran hastaların yaklaşık %37’sinin zor hastalar olduğunu ifade etmiştir.

Çelik ve Erdem (2014)’in hastanelerde huysuz hastaların görülme sıklığı üzerine yaptıkları çalışmasında huysuz hastaların özelliklerini ortaya çıkarmışlar ve huysuz hastalarla karşılaşmanın hekimler ve sağlık profesyonellerinin büyük stres kaynağı olduğunu bildirmişlerdir.

Katılımcıların branş seçimini etkilediğini düşündükleri bir diğer faktör ise son yıllarda hekimlerin yaşadıkları şiddet olaylarıdır. Katılımcıların hemen hepsi son dönem özellikle artan şiddet olaylarına değinirken bu durumun sistemin içerisinde çalışan hekimlerde bir geri çekilmeye neden olduğunu, henüz sistemin içerisinde olmayan hekimler için ise önemli branşların tercih edilmemesine neden olduğunu ifade etmişlerdir. Bu durumu hekimlerden biri “Hasta şikayet edecek sorun çıkacak diye düşünüyor o yüzden istemiyor yani hekimlerde geri çekilme durumunda.” Şeklinde özetlemektedir. Katılımcılar cerrah katılımcılardan bazılarının eskiden çok rahat yaptıkları ameliyatları bugün yapmadıklarını, hastaları ya başka hekime ya da başka hastaneye yönlendirdiklerini aktarmıştır.

Bunun yanı sıra hekimler mesleklerinin barındırdığı risklerden, özellikle malpraktis riskinden dolayı idari soruşturma, mahkeme, ceza gibi yaptırımlarla karşılaştıklarını bu durumun hem motivasyonlarını etkilediğini hem de bu tür yaptırımlarla karşılaşmamak için rahat branşları tercih ettiklerini, bu nedenle birtakım güçlükler yaşandığını ifade etmiştir.

Öte yandan katılımcılar bugün branş tercihlerini etkileyen önemli bir faktörün performansa dayalı ek ödeme uygulaması olduğunu ifade etmişler, uygulamanın yanlışları ile birlikte hekim tercihini etkilediğini, ekonomik sebeplerden ötürü baskın faktör olduğunu dile getirmişlerdir. Bir hekim “Şu anda dediğim gibi tek kriter para bu

çok kırıcı çok üzücü herkes işte ne kadar döner alabilirim döneri mi ne kadar artırabilirim performans puanımı nasıl arttırabilirim diye uğraş içindeler Bu da kişilerin kesinlikle branş tercihini etkiliyor. Major faktör bu ben bunu iddia ediyorum yani zaten TUS sıralamasındaki puanlardan da görülebilir bu” ifadesi ile bugünkü durumu anlatmaktadır. Hastanelerde performansa dayalı ek ödeme hekimlerin yaptıkları girişimsel işlemler ve muayeneler üzerinden aldıkları puanların hesaplanması sonucu yapılan ödemelerdir. Ancak hastanelerde işlemler klinik branşlar tarafından gerçekleştirilmekte böylece tüm hekimlerin işlemleri üzerinden hastane ortalaması oluşturulmaktadır. Biyokimya, patoloji gibi preklinik branş hekimleri tek başlarına işlem yapamadıkları için hastane ortalamasından ödeme almakta bu durum diğer hekimler tarafından da eleştirilmektedir. Yani hekimlerin söylemlerine göre preklinik branşlardaki hekimler fazla çaba göstermeden ek ödeme almakta bugün hekimler branş seçimi yaparken bu durumu düşünerek seçim yapmaktalar.

Katılımcıların görüşlerinden yola çıkıldığında bugün hekimlerin branş seçimlerini etki eden önemli faktörlerin tamamı hekimlerden kaynaklanmayan sistemden, toplumsal yapıdan ve sağlık politikalarından kaynaklanmaktadır.

1.1. Son Yıllarda En Çok Tercih Edilen Branşlar ve Tercih Edilme