• Sonuç bulunamadı

Bu ana başlık altında tıp eğitimine ilişkin değerlendirme yapılmış, tıpta uzmanlık eğitimi, tıpta uzmanlık sınavı ve tıpta uzmanlık alanlarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

3.1. Tıp Eğitimi

Eğitim, eğitim alan bireylere teorik bilgi kazandırılması ve bu teorik bilgiyi pratiğe geçirebilme yeteneğinin öğretilmesi amaçlarını içermekte bu tür eğitime mesleki eğitim denilmektedir. Eğitimde meslek kazanımları hedeflenen son nokta olarak

görülmektedir (Turan - Özdemir, 2003: 25). Tıp eğitimi de bir disiplin veya uzmanlık alanı olarak mesleki eğitimdir (Turan, 2016: 11), evrenseldir ve bu eğitimi alan kişilerin sahip olması gereken yeterlilikler evrensel gereklilikler çerçevesinde değerlendirilmektedir (Benli vd., 2018: 14).

Tıp eğitimine ilişkin tartışmalar tüm dünyada devam etmektedir. Devam eden tartışmaların ana ekseninde tıp eğitiminde standardizasyon gerekliliği bulunmaktadır.

Dünya Tıp Eğitimi Federayonu tıp eğitimini mezuniyet öncesi, mezuniyet sonrası ve sürekli tıp eğitimi olarak standardize etmiş ve bu standartlar çerçevesinde tıp eğitiminin yürütülmesi gerekliliğini önermiştir (Lilley and Harden, 2003: 350). Dünyada tıp fakültelerinde farklı eğitim modelleri uygulanmaktadır. Genellikle aktif eğitim modellerinin kullanıldığı bu fakültelerde en yaygın kullanılan model probleme dayalı öğrenme modeli olan öğrenci merkezli eğitim modelidir (Turan-Özdemir, 2005: 135).

Türkiye’de tıp eğitimi devlet veya vakıf üniversitelerinde üniversite sınavı olarak adlandırılan merkezi bir sınavı kazanan kişilere Tıp Fakültelerinde 6 yıl süre ile verilmektedir. Tıp Fakültesine giriş ile başlayan ve ömür boyu süren tıp eğitiminin temeli mezuniyet öncesi tıp eğitimi döneminde yerleşmektedir. Türkiye’de mezuniyet öncesi tıp eğitiminin temel amacı bir yandan bireyin sağlığını devam ettirmek, ömrünü uzatmak ve iş verimini artırmak, diğer yandan da bu süreci gerçekleştirecek nitelikli hekimler yetiştirmektir. Dünya Hekimler Birliği ise bu amacı, yetenekli ve yeterli hekimler yetiştirmek olarak belirlemektedir (Canbaz vd. 2007: 15). Tıp fakültelerinde hekim adaylarına 6 yıl boyunca etik, tutum ve iletişim gibi iyi beceriler olarak adlandırılan mesleğe özgü yetenekler de geliştirilmesi amaçlanmaktadır (Kara, 2015:

12).

Ayrıca yaşadığı ülkenin sağlık sorunlarını bilen ve bu sorunların çözebilecek gerekli bilgi, beceri ve tutum ile donatılmış, mesleğinin etik kurallarını bilen ve bu kurallara uyan, alandaki son gelişmeleri takip ederek bilgilerini güncel tutan, uluslararası standartlarda kabul edilen şartlarda hekimler yetiştirmek tıp eğitiminin diğer amaçları arasında sayılmaktadır (Cihan vd., 2017: 122).

Hekimlerin sahip olmaları gereken özellikler ve eğitim yöntemleri ile ilgili tartışmalar tüm dünyada sürmektedir. İyi yetişmiş hekimlere sağlık hizmetlerinin her basamağında ihtiyaç vardır. Daha önce yapılan çalışmalar tıp eğitimi süresince tıp

öğrencilerinin büyük bir kısmının mezuniyet sonrası kariyer planlamasında maddi olanakların, prestijin, mesleki tatminin, şehir merkezinde çalışma olanaklarının, aile ve toplum baskısının ve akademik kariyer isteğinin göz önünde tutulduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, dünyada olduğu gibi ülkemizde de değişen sağlık politikaları da mezuniyet sonrası kariyer planlarının değişmesinde rol oynamaktadır. Teknolojik gelişmeler ile birlikte tıbbi tanı ve tedavi olanakları gelişmekte ve buna bağlı olarak uzmanlık alanları daha üst dallara ayrılmaktadır. Bunun topluma yansıması özellikle kent merkezlerinde toplumun ilk başvuru sırasında daha çok ilgili uzman hekimi tercih etmesidir. Toplum talebinin bu yönde olmasının da tıp öğrencilerinin mezuniyet sonrası kariyer planlamasında uzman hekimliği tercih etmesinde etkili bir faktör olabilir (Ergin vd. 2011: 9).

3.2. Tıpta Uzmanlık Eğitimi

Tıpta uzmanlık eğitimi, uzmanlık eğitimi alan öğrenciler, öğretim üyeleri, uzmanlık eğitimi veren fakülte, üniversite ve eğitim araştırma hastaneleri, tıpta uzmanlık kurulu, sağlık bakanlığı ve yükseköğretim kurulu gibi çok paydaşlı bir yapıya sahiptir. Bu eğitimin hem eğitim boyutu hem de hizmet sunum boyutu bulunmaktadır.

(Murt vd., 2014: 28).

Tıpta Uzmanlık eğitiminin ana amacı, toplumun ihtiyacı olan hekimleri yetiştirmek ve hekimin eğitim aldığı uzmanlık alanında yetkinliğini artırarak sağlık hizmeti sunmasını sağlamaktır. Türkiye’de uzmanlık eğitimi, üniversite hastaneleri ve eğitim hastanelerinde örgün olarak verilmekte, TUS sonucunda uzmanlık eğitimine hak kazanılmaktadır (Çiçek vd., 2005: 492).

Tıpta uzmanlık eğitiminin yasal dayanağını 26.04.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren “Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği”

oluşturmaktadır. Bu yönetmelik ile tıp ve diş hekimliği alanlarında uzmanlık eğitimi ve uzmanlık belgelerinin verilmesi amacıyla Tıpta Uzmanlık Kurulu oluşturulmuştur. Bu kurul tıpta uzmanlık eğitimi alanına giren tüm işlemleri gerçekleştirmektedir. İlgili Yönetmeliğin 5. maddesinde bu kurulun görevleri:

“a) Kurumlara program temelinde uzmanlık eğitimi yetkisi verilmesi ve bu yetkinin kaldırılmasına ilişkin teklifleri karara bağlamak.

b) Uzmanlık dallarının eğitim standardını da içeren çekirdek eğitim müfredatlarını belirlemek ve ilan etmek.

c) İlgili uzmanlık dalının çekirdek ve genişletilmiş eğitim müfredatlarına göre uygulama alanları ile temel görev ve temel yetkilerinin çerçevesini belirlemek.

ç) Uzmanlık dallarının rotasyonları ve bu rotasyonların süreleri hakkında karar vermek.

d) Uzmanlık dallarının eğitim sürelerinin üçte bir oranına kadar arttırılabilmesi hakkında karar vermek.

e) Uzmanlık eğitiminin takip ve değerlendirme esaslarını belirlemek.

f) Programların uzmanlık eğitimi çekirdek ve genişletilmiş müfredat ve eğitim standartlarına uygunluğunu takip etmek.

g) Yapılan takipler sonucunda, eksiklikleri tespit edilen programlarda yerinde denetim yapmak veya yaptırmak, denetimler sonucunda düzenlenen raporları karara bağlamak.

ğ) Uzmanlık eğitimini bitirme sınavı jürilerinin seçim ölçütlerini belirlemek.

h) Yurt dışındaki uzmanlık eğitimi veren kurumların tanınmışlık listesini yapmak ve bu listeyi güncellemek

ı) Yabancı ülkelerde uzmanlık eğitimi yapanların bilimsel değerlendirmesinin yapılabileceği kurumları belirlemek.

i) Yeni uzmanlık dallarının ihdas edilmesi ile ilgili görüş bildirmek, ihdas edilen dallarda uzman olacakların başvuru ölçütlerini belirlemek ve bu konudaki başvuruları karara bağlamak.

j) Sertifikaları Bakanlıkça tescil edilecek olan ve uzmanlara yönelik olan sertifikalı eğitim programları ile ilgili görüş vermek.

k) Uzmanlık eğitimi ve uzman insan gücü ile ilgili görüş vermek, uzmanlık eğitimine giriş sınavlarında programlara ait kontenjanları programların eğitim kapasitesi ve imkânlarını göz önünde bulundurarak ülke ihtiyacına göre belirlemek.

l) Görev alanıyla ilgili konularda çalışmalar yapmak ve görüş hazırlamak üzere, görev süresini ve üye sayısını belirlediği geçici komisyonlar kurmak.

m) Aynı kurum içinde veya birden fazla kurum arasında yapılacak protokol ile oluşturulacak programlar için protokol oluşturma prensiplerini belirlemek.”

şeklinde sıralanmıştır.

Tıpta uzmanlık eğitimi, usta – çırak öğretisi ile ortaya çıkmış geleneksel pratiklerin çağdaş eğitim sistem ve modelleri ile resmi eğitimlere evrildiği fakat yine de çağdaş eğitimin içinde usta – çırak öğretisini barındıran çok önemli bir mesleki eğitimdir. Tıpta uzmanlık eğitimi aynı zamanda geleceğin uzman hekimlerini yetiştirmesi ve hekimlerin yetkinliğinin bu eğitime bağlı olması gibi nedenlerle (Kösemehmetoğlu vd., 2009: 96) bugün uzmanlık eğitim modelleri üzerinde çok tartışılmakta her geçen gün eğitim modellerinin iyileştirilmesi amaçlanmaktadır.

3.3. Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS)

Türkiye’de altı yıllık tıp eğitiminin ardından “tıp doktoru” unvanı alınmaktadır.

Tıp fakültesi mezunları, herhangi bir uzmanlık alanını seçmeden pratisyen hekim olarak da çalışabilmektedirler. Uzman olmak isteyen hekimler TUS adı verilen merkezi bir sınavı geçtikten sonra tıpta uzmanlık eğitimine başlamaktadır.

Tıpta uzmanlık eğitimine giriş hakkı 1987 yılından beri Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan merkezi sınavla elde edilmektedir.

Tıpta uzmanlık sınavı adı verilen bu sınav, mesleki bilgiyi çoktan seçmeli sorularla ölçmeyi amaçlayan ve yılda iki defa yapılan bir sınavdır. Sınav, Temel Tıp Bilimleri Testi ve Klinik Tıp Bilimleri Testlerinden oluşmakta her bölümde 120 soru bulunmaktadır. Sınav yeterlik esaslarına dayanmakta tıptaki temel kavramları, ilke ve teknikleri tanıma, bu ilke ve tekniklerle düşünebilme, belli durumlara uygulayabilme yetilerini ölçen sorular bulunmaktadır. Hekimler TUS sonucunda aldıkları puanlara ve ilan edilen kontenjanlara göre uzmanlık tercihi yapmakta, Tıp Fakülteleri, Eğitim ve Araştırma Hastaneleri veya Adli Tıp Kurumu’nda uzmanlık eğitimine başlamaktadır.

Merkezi sınav ile haksız uygulamaların önüne geçilerek adalet ilkesi sağlanmış olsa da mezuniyet öncesi tıp eğitimini olumsuz etkilediğine ilişkin görüşler bulunmaktadır. Bu bağlamda öğrenciler özelikle tıp fakültesinin son senesi olan intörnlük dönemini TUS sınavına hazırlık yılı gibi algılamakta, bu durum tıbbi bilgilerin uygulamasına yönelik eğitim sürecinin aksamasına neden olmaktadır (Ağalar vd., 2009:

1).

TUS puanlarına göre seçtikleri uzmanlık dalında eğitim almaya hak kazanan hekimler eğitim süresi boyunca asistan hekim olarak adlandırılmaktadır (Dikici vd., 2008: 416). Bugün pek çok uzmanlık alanlarına ayrılmış olan tıp alanında uzmanlık eğitiminin yeterliliği, kalitesi ve etkilerine ilişkin tartışmalar devam etmektedir. Türk Tabipler Birliği’nin 2015 yılında yayınlanan Tıpta Uzmanlık Eğitimi Raporu’nda Türkiye’de tıpta uzmanlık eğitimi alan 1161 asistan hekim ile yapılan çalışmasında katılımcıların %35.9’ unun tıbbi uygulamalar sırasında eğitmenlerin hiçbir zaman veya nadiren yanlarında olduğunu, %88.5’inin klinik eğitimin kalitesinin denetlenmesi gerektiği, %57’sinin aldıkları eğitimden menün olmadıkları ve %53.2’sinin eğitim aldıkları kliniklerideki eğitim kaynaklarının yetersiz olduğunu bildirmiştir.

Bütün bu tartışmalar devam ederken hekimler mevcut sağlık sisteminin getirisi olarak uzmanlaşmayı yani TUS’da başarılı olmayı zorunlu bir hedef olarak görmekte, daha tıp fakültesinin ilk yıllarından seçeceği uzmanlık alanına karar vermektedirler.

Bununla birlikte günümüzde hizmet vereceği toplumun temel sağlık sorunlarına hakim, hastalıktan korunma ve tedavi yollarını iyi bilen hekimlere gereksinim duyulmaktadır.

Tıp alanında yapılan uzmanlık alan tercihi ve seçimi öğrencinin akademik başarısını, performansını ve dolayısıyla toplum sağlığını etkileyen bir unsur olduğu bilinmektedir (Tekin vd., 2013: 5-6).

3.4. Tıpta Uzmanlık Alanları

Tıpta uzmanlık alanında branşlaşmanın temelleri Abraham Flex̄ner (1910) tarafından Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde hazırlanan, tıp eğitimine ilişkin önemli tespitleri içeren “Flex̄ner Raporunda” atılmıştır. Raporda tıp eğitiminin genel eğitim ve öğretim ilkeleri göz önünde bulundurularak yeniden ve kapsamı genişletilerek tartışılması gerektiği belirtilerek, hekimlerin niteliği konusuna da atıf yapılmıştır.

Raporda ayrıca tıp eğitiminin kalitesinin artırılması için eğitim programında laboratuvarların kullanılması, yeterli düzeyde klinik uygulamalar için hastanelerin kullanılması gerektiğine vurgu yapılmış, temel bilimler ve klinik bilimler uygulamalarının ayrılması yönünde ilk adımların atılmasını sağlamıştır (Boelen, 2002:

592).

Güncel pratikte tıpta uzmanlık branşları klinik ve preklinik branşlar olarak, klinik branşlar ise dahili ve cerrahi tıp bilimleri olarak ayrılmıştır. Dahili, Cerrahi ve Temel Tıp bilimlerine ait tıp branşları Tablo 2’de gösterilmiştir. Tablo 2’de gösterilen tıpt uzmanlık dalları ve eğitim sürelerine ilişkin liste 06.04.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6225 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10 ve 11. maddelerinde yer verilmiştir. Tablo 2’ye ait bilgiler bu kanunun ekli 1 sayılı cetveline göre oluşturulmuştur.

Tablo 2: Tıpta Uzmanlık Alanları ve Eğitim Süreleri

Acil Tıp 4 yıl İç Hastalıkları uzmanları için 2 yıl, Genel Cerrahi uzmanları için 2 yıl

Ağız, Yüz ve Çene Cerrahisi 5 yıl Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları uzmanları için 2 yıl, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanları için 2 yıl

Anesteziyoloji ve Reanimasyon 5 yıl -

Beyin ve Sinir Cerrahisi 5 yıl -

Çocuk Cerrahisi 5 yıl -

Beyin ve Sinir Cerrahisi 5 yıl -

Genel Cerrahi 5 yıl -

Göğüs Cerrahisi 5 yıl Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanları için 2 yıl, Genel Cerrahi uzmanları için 3 yıl

Göz Hastalıkları 4 yıl -

Kalp ve Damar Cerrahisi 5 yıl Göğüs Cerrahisi uzmanları için 3 yıl, Genel Cerrahi uzmanları için 3 yıl Kulak Burun Boğaz Hastalıkları 5 yıl Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

Ortopedi ve Travmatoloji 5 yıl -

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi 5 yıl Genel Cerrahi uzmanları için 3 yıl

Üroloji 5 yıl -

Dâhili Branşlar

Aile Hekimliği 3 yıl -

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 4 yıl -

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları 4 yıl Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanları için 2 yıl

Deri ve Zührevi Hastalıkları 4 yıl -

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 5 yıl Tıbbi Mikrobiyoloji uzmanı tabibler için 3 yıl

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon 4 yıl -

Göğüs Hastalıkları 4 yıl İç Hastalıkları uzmanları için 2 yıl

Halk Sağlığı 4 yıl -

Spor Hekimliği 4 yıl Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzmanları için 2 yıl, Ortopedi ve Travmatoloji uzmanları için 2 yıl

Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp 3 yıl -

Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji 3 yıl

Tıbbi Farmakoloji 4 yıl

Tıbbi Genetik 4 yıl

Tıbbi Mikrobiyoloji 4 yıl Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanları için 2 yıl

Tıbbi Patoloji 4 yıl -

Türkiye’de tıpta uzmanlık alanlarının neler olduğu, eğitim süreleri gibi düzenlemelerin yasal çerçevesi 14 Nisan 1928 tarihli 863 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 1219 sayılı Tababet ve Şu’abatı San’atlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanun’un 9. maddesine dayanılarak oluşturulmuştur.

Bu maddede “İhtisas vesikalarının sureti ahzı ve bu hususta meri olması lâzım gelen kavait işbu kanunun tarihi meriyetinden sonra Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekâletince tanzim edilecek bir nizamname ile tayin olunur.” denilmekte ve tıpta uzmanlıkla ilgili düzenlemelerin yapılması gereği ortaya konulmaktadır (İzgi ve Çoban, 2014: 28).