• Sonuç bulunamadı

Türkiye İle Almanya’nın Kıyaslanması

Anayasamızın 21. maddesine göre; “Kimsenin konutuna dokunulamaz Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın

3.1.2. AB Uyum Sürecinde Türk Polisinin Yakalama Yetkis

3.1.2.10. AB Uyum Sürecinde Avrupa Birliği’ne Üye Ülkelerden İngiltere Ve Almanya’daki Uygulamalar İle Türkiye’deki Uygulamaların

3.1.2.10.2. Türkiye İle Almanya’nın Kıyaslanması

Alman Polis Kanunu’na göre polis aşağıdaki hallerde bir kişiyi nezaret altına alabilir: “Kişinin vücudu veya hayatı bakımından mevcut bulunan bir tehlikeden korunması için gerekli ise, özellikle kişinin irade özgürlüğünün bulunmadığı bir durumda olduğu veya yardıma muhtaç bir durumda bulunduğu anlaşılıyorsa”291, kişiyi nezaret altın alarak infaz kurumuna götürebilmektedir.

Türkiye’de ise Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliği’nin beşinci maddesinin çeşitli fıkralarında konuyla ilgili durum düzenlenmiştir. Bu fıkraların birinde “ Bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunlarda belirtilen esaslara uygun olarak, alınan tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu ve uyarıcı madde veya alkol tutkunu, serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri”292 kolluk kuvvetleri yakalayabilmekte ve gerekli işlemleri yapabilmektedir. Türkiye’de yönetmelik metni Almanya’dakinden daha açık bir şekilde “kişinin iradi özgürlüğünün bulunmadığı” ifadesinin kapsamındaki kişileri tek tek saymaktadır.

Hemen işlenmek üzere olan veya işlenmekte olup da işlenmesine devam edilmekte bulunan bir suç veya idarî kabahatin doğurduğu tehlikenin, önlenmesi kaçınılmaz ise293 kişi nezaret altına alınabilmektedir. Türkiye’deki yönetmelikte de aynı konu üç fıkrada ele alınmış, yönetmeliğin beşinci maddesinin a, b ve c fıkraları Alman yönetmeliğinin bir fıkrada topladığı düzenlemeyi daha açık bir şekilde ele almaktadır.

Yönetmeliğin beşinci maddesinde “suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan diğer hallerde suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında

290 Bıçak, Şafak, Keskin, Ceza Muhakemeleri Usul…, a.g.e., s. 168. 291 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 142. 292 Yıldız, a.g.e., s. 1048.

kuvvetli iz, eser ve delil bulunan şüphelileri ayrıca kanun ve usul dairesinde verilen emre ve aldığı tedbirlere uymayanları göreve mani olanları ve zor kullananları”294 yakalayıp gerekli işlemleri yapabilmektedir. Türkiye’deki düzenleme ile Alman Yönetmeliğindeki ifadeler her ne kadar çok fıkrada yer almış ise de benzerliklerin oranı yüksektir.

Alman Polis Kanunu’nda “Polis, bakıp gözetme yetkisine sahip bulunan kişiden kaçmış bulunan küçüğü bu yetkili kişiye vermek veya gençlik dairesine teslim etmek amacıyla”295 gözaltına alabilmektedir. Türkiye’deki Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde de aynı ifadeleri kapsayan düzenleme “haklarında mahkemece çocuk bakım ve yetiştirme yurtlarına veya benzeri resmi veya özel kurumlara yerleştirmesine veya yetkili mercii önüne çıkarılmasına karar verilen çocukları”296 yakalar ve gerekli kanuni işlemleri yapar şeklinde yapılmıştır. Her iki ülkede de yönetmeliklerde ki ifadeler bir birlerine paralellik göstermektedir.

Alman Polis Kanunu’nda yakalama ve gözaltına alma ile ilgili bir diğer fıkra da “Polis, hakkında verilen tutuklama kararı infaz edilirken kaçan, hürriyeti bağlayıcı bir ceza, hürriyeti bağlayıcı bir emniyet tedbirlerinin infazından kaçan veya infaz kurumunun izni olmaksızın başka bir şekilde infaz kurumu dışında bulunan kişiyi”297 nezaret altına alarak infaz kurumuna geri götürebilmektedir. Aynı konu ile ilgili Türkiye’deki yönetmelikteki düzenleme de “haklarında yetkili mercilerce verilen yakalama emri, yakalama ve tutuklama kararı bulunanları veya kanunla istenilen bir mükellefiyeti yerine getirmedikleri için yakalanması gerekenleri yakalayabilir”298. şeklinde düzenlenerek yine Almanya’daki kanun metnindeki gibi konuların ele alındığı görülmektedir.

Yakalanan kişinin özgürlüğü kısıtlandığı için Alman Polis Kanunu’nda hakim kararı alma mecburiyeti “Bir kişi dokuzuncu maddenin ikinci fıkrasının üçüncü bendi

294 Yıldız, a.g.e., s. 1047-1048.

295 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 127. 296 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 412. 297 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 127. 298 Yıldız, a.g.e., s. 1048.

veya on üçüncü cümlesi, onbirinci maddesinin üçüncü fıkrası veya on üçüncü madde uyarınca yakalanırsa, polis geciktirmeksizin özgürlük kısıtlamasının hukuka uygunluğu ve devamı konusunda hâkimden karar almak mecburiyetindedir. Hâkim, kararının ancak serbest bırakmadan sonra elde edilebileceği hallerde, bu hüküm uygulanmaz”299 şeklinde düzenlenmiştir.

Türkiye’de de hâkim kararı alma konusu bir çok kanunda önemle değinilen konulardan olmuştur. Konumuzla ilgili olarak Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde de 15-16-17 maddelerinde değerlendirilmiştir.

15. maddede “Yakalama, gözaltına alma işlemine veya gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet Savcısının emrine karşı kişi Sulh Ceza Hâkimine başvurabilir”, 16. maddede “yakalama emri üzerine getirilen kişi yirmi dört saat içerisinde Sulh Ceza Hâkimi önüne çıkarılır” 17. maddede de “yakalama, gözaltına alma işlemine karşı hâkimin verdiği serbest bırakma kararı derhal uygulanır”300 biçiminde yönetmelikteki yerini almaktadır. Her iki ülkede de hâkim önüne çıkarılma ve yakalama ile ilgili konularda özgürlük kısıtlaması söz konusu olduğundan her gelişmenin hâkim kararına dayandırılması mecbur kılınmıştır. Bu mecburiyet insan hakları açısından çok olumlu bir yaklaşım olup iki ülkede de kanun metinlerinde yerini almaktadır.

Alman Kanunu’nda “Bu kararı, verme yetkisi, nezaret altına alınan kişinin bulunduğu yerdeki Asliye Mahkemesine aittir.” Karar, "Özgürlük Kısıtlamalarında Uygulanacak Adlî Usul Hakkındaki Kanun’daki hükümler uygulanarak verilir”301. denilmektedir. Türkiye’deki yönetmelikte de 15. maddede yakalanan kişinin en kısa sürede Sulh Ceza Hâkimine başvuracağı ve 16. maddede Sulh Ceza Hâkimi önüne çıkarılması gerektiği302 düzenlenmiştir.

299 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 127. 300 Yıldız, a.g.e., s. 1055.

301 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 127. 302 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 327.

Alman Kanunu’nda “Bir kişinin özgürlüğünün 9'uncu maddenin 2'nci fıkrasının 3'üncü cümlesi, 11'inci maddenin 3’ncü fıkrası veya 13'üncü madde uyarınca kısıtlanmış ise, ona geciktirilmeksizin sebebi açıklanmalıdır”303. fıkrası yer almaktadır.

Türkiye’de ki yönetmelikte ise, “Yakalanan kişiye suç ayrımı gözetilmeksizin yakalama sebebi ve hakkındaki iddialar ile susma ve müdafiden yararlanma, yakalanmaya itiraz etme hakları ile diğer kanuni haklar ve itiraz hakkını nasıl kullanacağı, herhalde yazılı, bunun hemen mümkün olmaması durumunda sözlü olarak derhal bildirilir”304 maddesi ülkemizde yakalanan kişinin haklarına büyük önem verildiğini açıkça göstermektedir. Bu önem yönetmelik metnindeki suç ayrımı gözetmeksizin cümlesinde çıkarılabilir. Türkiye’deki yönetmelikte suç istisnası konulmadan bu hakkın bireye bildirilmesi çok önemli bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır.

Alman Polis Kanunu’nda “Özgürlüğü kısıtlanan kişiye bir yakınına veya güvendiği bir kişiye haber verme imkânı geciktirilmeksizin sağlanır; özgürlük kısıtlamasının amacı tehlikeye düşecek ise bu hüküm uygulanmamaktadır. Özgürlük hâkim tarafından kısıtlandığında, yakınlara haber verilmesi mecburiyeti saklıdır. Özgürlüğü kısıtlanan kişi, birinci cümlede tanınan hakkı kullanabilecek durumda değil ise ve haber verme iradesine aykırı olmayacak idi ise, polis ilgiliye haber vermek mecburiyetindedir. Özgürlüğü kısıtlanan kişi küçük hacir altına alınmış (entmündigt) veya geçici olarak veraset altına alınmışsa, o kişiye gözetmekle görevli olana her halde haber verilmelidir”305. fıkrası yakalanan kişinin haklarından olan yakınlarına haber verme hakkına değinmektedir.

Türkiye’deki Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği yakalanan kişinin haklarından olan yakınlarına haber verme hakkını madde sekizde yakınlarına haber verme başlığı altında vermektedir. Bu yönetmeliğe göre yakalanan kişinin, kendisi ile birlikte bir kişi varsa bu kişi vasıtasıyla, suçun işlendiği veya yakalandığı

303 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 128. 304 Yıldız, a.g.e., s. 1049.

yerde ikamet ediyorsa ve haber vereceği yakınının telefon numarasını biliyorsa ya da kolluk vasıtasıyla sair suretle tespit edilebiliyorsa, telefon ile, haber vereceği yakınının telefon numarasını bilmiyorsa ilgili yer kolluğu vasıtasıyla, konutu suç yeri dışında ise telefonla veya kişinin adresinin bulunduğu yerle ilişki kurulmak suretiyle yakalandığı, gözaltına alındığı veya gözaltı süresinin uzatıldığı Cumhuriyet Savcısı’nın emriyle gecikmeksizin bir yakınına veya belirlediği bir kişiye haber verilir306. denilmektedir. Her iki kanun ve yönetmelikte her hangi bir sebepten dolayı yakalanan kişinin özel durumları dahi ele alınarak belirlenen kişilere haber verme gerekliliği bireylere hak olarak tanınmaktadır. Bu metinlerin ortak hükümleri içerdiği açıkça görülmektedir.

Alman Polis Kanunu’nda “Nezaret altına alınan kişi, ayrı olarak muhafaza edilir ve özellikle, rızası olmadıkça, tutuklu veya hükümlülerin yanına konamaz. Kadınlar ve erkekler ayrı ayrı muhafaza edilirler. Nezaret altına alınan kişi, sadece özgürlük kısıtlanmasının amacı veya kuruldaki düzeninin gerektirdiği kısıtlamalara tâbi tutulabilir”307 denilmektedir.

Bizdeki yönetmelikte “Aynı suçla ilgisi olanlar, birbirine hasım olanlar, erkek ve kadınlar bir araya konulmazlar, çocuklar yetişkinlerden ayrı tutulur. Nezarethanede zaruri haller dışında beşten fazla kişi bir arada bulundurulmaz”308 maddesi yer almaktadır. Bu bağlamda özellikle son yıllarda nezarethane ortamlarını iyileştirme çabaları da devam etmektedir.

Alman Kanunu’nda olumlu olarak Türkiye’den farklı olan nokta kişilerin rızasının aranması ve tek kişi olarak nezarete konulmasıdır. Türkiye’de bu durum yönetmelikte belirtilmemiş, fiziki ortamların yetersizliği göz önüne alınarak beş kişiden fazla bulundurulamayacağı hükme bağlanmıştır.

306 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 323. 307 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 128. 308 Yıldız, a.g.e., s. 1052.

Alman Polis Kanunu’nda aşağıdaki hallerde gözaltına alınan kişi serbest bırakılır309:

a) “Polis tedbirinin uygulanmasını gerektiren sebep ortadan kalkar kalkmaz, b) Özgürlük kısıtlamasının hukuka aykırı olduğu hâkim kararı ile tespit edilmiş

ise,

c) Diğer hallerde, daha önce özgürlük kısıtlamasının başka bir kanun uyarınca devam etmesi hâkim kararıyla emredilmedikçe en geç ele geçmeyi takip eden günün sona ermesine kadar özgürlük kısıtlamasına son verilmektedir”.

Türkiye’deki yönetmelikte ise konu “yakalanan kişi gözaltına alınmasını gerektirecek bir nedenin tespit edilememesi veya yakalama sebebinin ortadan kalkması halinde Cumhuriyet Savcısının emriyle kolluk kuvvetince derhal salıverilir”310. şeklinde düzenlenmiştir. Her iki ülkenin kanun ve yönetmeliklerinde yakalama sebebinin kanunlara uygun olmaması durumunda veya yakalama sebebinin ortadan kalkması durumunda kişinin serbest bırakılması gerekliliği ele alınmaktadır.

Türkiye’deki yönetmelikte “gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250. maddesinin birinci fıkrasında yer alan suçlara bakmakla görevli olan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giriyorsa bu süre kırk sekiz saattir. Madde 14’te ise toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasında güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle Cumhuriyet Savcısı gözaltı süresini her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri, gözaltına alınana derhal tebliğ edilir. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden mahrum bırakılamaz311. gibi süreyle ilgili düzenlemeler de ele alınarak bu durumlar sonucunda kişinin kanunun belirlediği süreler dışında yakalama ya da gözaltında tutulmasının mümkün olmadığı belirtilmektedir. Böylece

309 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 128. 310 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 326. 311 Yıldız, a.g.e., s. 1055.

süre bakımından da olumlu bir kanuni düzenleme Türkiye’de ele alınarak bireyin gereksiz yere uzun süreli özgürlüğünün kısıtlanması engellenmektedir.

3.1.3. Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Türk Polisinin İfade Alma Yetkisi