• Sonuç bulunamadı

2.1 2001 ÖNCESİ POLİSİN YETKİLERİ

2.1.2. Yakalama Yetkisi 1 Yakalama Nedir?

2.1.2.5. Türk Hukukunda Yakalanan Kişinin Hakları

Polis tarafından yakalanarak özgürlüğü kısıtlanan kişilerin bir takım hakları bulunmaktadır.

a) Yakalanan kişiye yakalanma sebebi ve hakları bildirilir.

Kendisine isnat edilen suçu öğrenen sanığa, ifadesi alınmadan önce susma hakkının olduğu, bir avukat bulundurma hakkının bulunduğu belirtilerek, avukat isteyip istemediği sorulur. Yakalama işlemi bir tutanakla tespit edilir ve bu tutanağın bir örneği yakalanan kişiye verilir104. Yakalanan kişiye ayrıca, haklarının yazılı olarak bildirildiğini ve kendisi tarafından da bu hususun anlaşıldığını belirten, Şüpheli ve Sanık Hakları Formu düzenlenerek imzalı bir örneği verilir.

Yakalanan kişiye, yakalanma sebebi yazılı olarak bildirilmemişse, yapılan yakalama işlemi hukuka aykırı bir nitelik kazanacağından, yakalanan kişinin tazminat isteme hakkı doğar105.

b) Yakınlarına haber verilir.

c) Yakalanan kişi hâkim önüne çıkarılır.

Yakalanan kişinin hâkim önüne çıkarılması en doğal hakkıdır. Burada amaç, yakalanan kişinin en kısa zamanda bağımsız ve tarafsız hâkim güvencesine kavuşturulmasıdır. Hürriyeti kısıtlanan kişilerin hâkim önüne çıkarılması, hukuk dilinde Habeas Corpus güvencesi olarak tanımlanmaktadır.

103 Bıçak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 413. 104 Yenisey, İnsan Hakları Açısından…, a.g.e., s. 104. 105 Resmi Gazete, Tarih 1.10.1998, sayı: 23480.

d) Yakalanan kişinin hâkimin kararına itiraz etme hakkı vardır.

Yakalanan kişi, gözaltı süresinin uzatılmasına veya tutuklamaya karar verilirken, hâkimin kararına itiraz ederek kararın tekrar gözden geçirilmesini talep edebilmektedir. İkinci hâkimin işlemi yakalanan kişi için bir teminat oluşturmaktadır106.

2.1.2.5.1. Türk Hukukunda Yakalananın Anayasaya Uygun Olmasını İsteme Hakkı

CMUK’nda yakalamanın meşhut suçta veya “suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunmasından dolayı” yapılabileceği ifade edilmektedir. Avrupa Sözleşmesi’ne göre ise, yakalamanın yasal olabilmesi için, şahsın bir suç işlediği şüphesi olmalıdır. Anayasamızın 19/4 üncü maddesinde ise, “Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmede sakınca bulunan hallerde yapılabilir, bunun şartlarını kanun gösterir” hükmü yer almaktadır107. Bu yetkinin sınırının belirlenebilmesi için

gecikmede sakınca bulunan halin iyi bilinmesi gerekir.

2.1.2.5.2. Türk Hukukunda Yakalanan Kişinin Haklarını Öğrenme Hakkı Hakim kararı olmadan yakalanan kimsenin en önemli haklarından biri müdafaa hakkıdır. İlgilinin müdafiine danışma hakkı vardır. Müdafiiye danışmak mecburi değildir, ama bu hakkı kullanabilmek için, var olduğunu öğrenmek gerekmektedir. İşte bu nedenle, yakalama anında bildirilmelidir. Haklarını Öğrenme Hakkı “Miranda Kuralı” adı ile anılmaktadır. Türk Hukuku, bu noktada yeterli olmamaktadır. Haklarını öğrenme hakkı108, sadece ifade alma bakımından düzenlenmiştir.

2.1.2.5.3. Türk Hukukunda Yakalanan Kişinin Susma Hakkı

Birçok batı devletlerinin yasalarında hâkim kararı olmadan yakalanan kişinin, polis tarafından özgürlüğünün kısıtlandığı andan itibaren başlayan bir susma hakkı vardır. Milletlerarası hukukun kabul ettiği bu hak, Ceza Muhakemesi Hukukumuzda

106 Yenisey, İnsan Hakları Açısından…, a.g.e., s. 106. 107 Yenisey, İnsan Hakları Açısından…, a.g.e., s. 10. 108 Yenisey, a.g.e., s. 106.

açıkça düzenlenmiş değildir. Hukukumuz, sanığa susma hakkını, ifade alma anından itibaren tanımış bulunmaktadır.

Zabıta amir ve memurları ile Cumhuriyet Savcısı tarafından ifade alınırken ve hâkim tarafından sorguya çekilmede; ne ile suçlandığınızın açıkça belirtilmesi, isnat edilen suçlamayla ilgili olarak açıklamada bulunmamamızın (yani susmamızın) kanuni haklarımızdan olduğunun hatırlatılması da zorunludur109.

Bu kuralın bir uzantısı olarak, mahkemelerde verilen bir ikrarın iradi olmadığı iddiası ortaya atılırsa, kişinin kendisi aleyhinde beyanda bulunmaya zorlanıp zorlanmadığına bakılıyordu. Daha sonra bu kuralın gözaltında iken alınan ifadelerde geçerli olduğuna karar verilmiştir.110 Polisin karakolda şüpheliye baskı sonucu alacağı ifadenin geçersiz olacağı belirtilmek suretiyle şüphelinin hakları korunmaktadır.

Bu ilke, Anayasa madde 38/5’de “Hiç kimse kendisine veya kanunla gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz”, “isnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir.” şeklinde ifade edilmektedir. İnsanlık onuruna saygı, sanığın kendi usulü, geleceğini belirleme özgürlüğünün kabulünü emretmektedir. Alman Anayasa Mahkemesi, susma hakkını, Hukuk Devleti ilkesi içinde de tesis edilmiş görmektedir. Sanığın muhakemenin objesi değil, subjesi olmasının sonucu olarak; sanık usulü davranış stratejisini seçebilir, bir müdafiden yararlanabilir, delil talep edebilir, tanıkları ve bilirkişiyi doğrudan talep edebilir ve kanuni yollara başvurabilir.

Bu kuralın bir uzantısı olarak mahkemelerde verilen bir ikrarın iradi olmadığı iddiası ortaya atılırsa, kişinin kendisi aleyhine beyanda bulunmaya zorlanıp zorlanmadığına bakılıyordu. Daha sonra, bu kurala gözaltında iken alınan ifadelerde de geçerli olduğuna karar verilmiştir111.

Şüphelinin kendisini savunmasının yollarından biri de susmadır. Şüphelinin konuşmak mecburiyeti bulunmadığına ilişkin mukayeseli hukukta bir çok kanunda

109 E.G.M., Farklı Bakış Tarzlarıyla İnsan Hakları Uygulamaları, E.G.M. Basımevi, Ankara,2000, s,3.

110 Yenisey, İnsan Hakları Açısından…, a.g.e., s. 143.

111 Yenisey, Ceza Adalet Sisteminde CMUK’nun Yeri, Polis Dergisi, Sayı 3, EGM Basımevi, Ankara 1995, s. 21.

hükümler yer almaktadır. Şüphelinin susma hakkı vardır. Savcı ve polis memurları şüphelinin ifadesini almadan önce, şüpheler hakkında cevap vermek isteyip istemediğini sormaya mecburdur. Şüpheli cevap vermek mecburiyetinde bulunduğu duygusu ve hissi altında bırakılmamalıdır. Zabıta veya savcıya ifade vermeden öncede hâkim sorgudan önce sanığa cevap vermek isteyip istemediğini sormalıdır. Polisten alınan ifadede bu kural yasaya girmiştir. Sanığın dava konusu ile ilgili olarak kendisine sorulan her türlü soruya cevap vermeme hakkı bulunmaktadır. Sanık tarafından verilen ifadelerin delil olarak değerlendirilebilmesi için, serbest irade mahsulü olmaları şarttır. Hile veya zor kullanılmış olmamalıdır.

2.1.2.5.4. Türk Hukukunda Yakalanan Kişinin İsnadı Öğrenme Hakkı Yakalanan veya tutuklanan kişilere yakalanma sebepleri ve haklarındaki iddialar yazılı olarak ve bunun mümkün olmaması halinde sözle, toplu suçlarda ise, en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilmesi gerekmektedir. CMUK’nun 128’inci maddesinde ise, yakalanan kişiye isnadın bildirileceğine ilişkin bir hüküm bulunmaması önemli bir eksikliktir. Bu insan hakkının somut bir şekilde düzenlenmesi gereken CMUK’nun 128’inci maddesinde ise, yakalanana yakalanma sebebinin açıklanacağına ilişkin bir düzenleme hala mevcut değildir112. Yakalanan kişiye yakalanmasının sebebi yazılı olarak bildirilmemişse, yapılan yakalama işlemi hukuka aykırı nitelik kazanacağından, ilgilinin tazminat hakkı doğmaktadır.

Tutuklama, sözleşmenin beşinci maddesinin ikinci fıkrası sadece yakalamayı ilgilendiren bir hükümdür. Metinde tutuklamadan bahsedilmekte ise de; tutuklama kararının infaz niteliğindeki yakalama ve meşhut suçta müzekkeresiz yakalama gibi “yakalama türleri” söz konusudur. Polisin doğrudan doğruya zor kullanma yetkisinin doğduğu hallerde ise, yetki “durumdan” kaynaklandığı için, ilgili ne sebeple yakalandığını veya durdurulduğunu bilmesi gerekmektedir. Hâlbuki huzur ve sükûnu bozduğu için yakalanan kişilerde genellikle niçin yakalandıklarını bilirler ama polis ihtiyaten bunlara da sebebi bildirmelidir113. Bu bildirim polisin “ben yaptım oldu” felsefesini yıkmak açısından önemlidir.

112 Yenisey, İnsan Hakları Açısından…, a.g.e., s. 104.

Suçlama konusunda sanığa verilecek bilgi, kendisinin hangi fiili nedeniyle suçlandığını ve bu fiilin hukuki nitelemesinin ne olduğunu içerecektir ve şüphesiz beşinci maddenin ikinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken bilgiden çok daha ayrıntılı olmaktadır. Sonradan ortaya çıkan değişiklikler de dâhil olmak üzere ayrıntının derecesi her somut olayda değişebilmekle beraber, bunların, hiçbir fiili yahut hukuki hayata yer vermeyecek şekilde olması gerekmektedir. Bilginin “kısa bir zamanda” verilmesi hükmü elbette ki görecelidir ve her somut duruma göre değerlendirilebilecektir. Bu husus, savunmanın hazırlanmasına imkân vermek amacını güttüğüne göre “kısa zaman”ın başlangıç noktası muhakkak ki kovuşturmaya geçildiği an, hiç olmazsa sanığın yargı önüne gönderildiği an olması gerekmektedir114.

2.1.2.5.5. Türk Hukukunda Yakalanan Kişinin Yakınlarına Haber Verme Hakkı

Bu konuda kural; yakalanan kişinin gözaltına alındığının yakınlarına bildirilmesidir. Ancak “soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkmasının sakıncalarının gerektirdiği kesin zorunluluk” varsa, yakalama ilgilinin yakınlarına bildirilmeyebilir. PVSK’nun 13. maddesinde de bu kural tekrarlanmıştır. “Soruşturma konusunun açığa çıkma bakımından kesin bir mahzur” doğmuyorsa, kişinin yakalandığı yakınlarına derhal duyurulmaktadır115. “Yakalamadan ve yakalama süresinin uzatılmasına ilişkin emirden, yakalananın bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, Cumhuriyet Savcısı’nın kararıyla gecikmeksizin haber verilmektedir”116. Anayasanın bu emri, ilgili polis elinde iken de gerçekleşmelidir. Soruşturma konusunun açığa çıkması bakımından kesin bir mahzur doğmuyorsa kişinin yakalandığı yakınlarına derhal duyurulur. Ancak şuna dikkat edilmelidir ki, yakınlarına haber verme, gerçekçi bir yaklaşımla, sadece “yakalanan kişi resmi makamlara teslim edildikten sonra” mümkün olmaktadır. Daha önce ki aşamada yani yakalanan kişi vatandaş veya yakalamayı yapan polis memurunun elinde iken, böyle bir mecburiyet söz konusu olmamaktadır117.

114 Yenisey, İnsan Hakları Açısından…, a.g.e., s. 106-107.

115 http://www.ihd.org.tr/kitap/iskence/yakalamay.htm (07.12.2005). 116 Yenisey, İnsan Hakları Açısından…, a.g.e., s. 105.

2.1.2.5.6. Türk Hukukunda Yakalanan Kişinin Hâkim Önüne Çıkarılma Hakkı

Yakalanan kişinin hâkim önüne çıkarılmasındaki amaç, yakalananı en kısa zamanda bağımsız ve tarafsız hâkim güvencesine kavuşturmaktır. Ceza Muhakemesi Kanunumuza göre yakalanan kişi, yakalanma yerine en yakın sulh hâkimine gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç 24 saat içinde hâkim önüne çıkarılmalıdır.

2.1.2.6. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde Yakalanan Kişinin Hakları