• Sonuç bulunamadı

2.1 2001 ÖNCESİ POLİSİN YETKİLERİ

2.1.3. İfade Alma Yetkisi 1 İfade Alma Nedir?

2.1.3.3. İfade Almada Yasak Yöntemler

İfade verenin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, zorla ilaç verme, yorma, aldatma, bedensel cebir ve şiddette bulunma, bazı araçlar uygulama gibi iradeyi bozan bedeni ve ruhi müdahaleler

146 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı Ceza Kanunları,a.g.e., s. 10b. 49. 147 İçel, Yenisey, a.g.e., s. 10/2.

yapılamaz. Kanuna aykırı bir menfaat vaat edilemez148. Bu yöntemlerle elde elden ifadeler rıza olsa dahi delil olarak değerlendirilemez.

Avrupa Birliği uyum sürecinde ifade alma konusunda bazı yasaklamalar getirilmiştir. Bu yasaklar daha önce olmasına rağmen kesin karara bağlanarak yeni düzenlemelerle tekrar yürürlüğe girmiştir.

2.1.3.3.1. Kötü davranma

İfade alan veya sorgu yapan görevlinin kötü davranışı şeklinde ortaya çıkabilen davranışlar olarak tanımlanabilmektedir149. Kişinin vücut bütünlüğüne ve sağlığına yönelik olan ve kişi tarafından hissedilen eylemler olarak ta tanımlanabilmektedir.

2.1.3.3.2. Zorla İlaç Verme

Sarhoş edici, uyuşturucu, direnme gücünü çözücü, uyku verici veya uyarıcı maddelerin sanığa verilmesi durumu da sanığın özgür iradesini ortadan kaldırmaktadır. Verilen maddenin katı, sıvı veya gaz şeklinde olmasının bir önemi yoktur150. İlaç verilmesinin izin verilemez olmasının nedeni irade özgürlüğünü ortadan kaldırmasıdır. Sanığın sarhoş, alkol veya uyuşturucu müptelası olması halinde, iradi davranabilme yeteneğine sahip bulunmadığı sürece ifadesinin alınmaması gerekmektedir.

2.1.3.3.3. İşkence

İşkence, bir kişiye, kendisinden veya başka bir kimseden bilgi ya da itiraf sağlamak, kendisinin veya başka bir kimsenin işlediği ya da işlediğinden kuşku duyulan bir eylemden dolayı onu cezalandırmak, kendisine veya başka bir kimseye gözdağı vermek ya da onları zorlamak amacıyla ya da herhangi bir ayrımcılığa dayalı bir nedenle resmi bir görevli tarafından maddi ve manevi ağır acı vermek ya da eziyette bulunmak şeklinde tanımlanmaktadır151.

148 Bıçak, Şafak, , Bıçak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 309. 149 Yaşar, Polis Meslek Hukuku, 1999,a.g.e., s. 275.

150 Şafak; Bıçak, Keskin, Ceza Muhakemesi Usul…, a.g.e, s. 242-243. 151 Resmi Gazete, Tarih: 10.08.1988 sayı:19895.

Kişiye maddi ve manevi her türlü yapılan baskılar işkence olarak addedilmiştir152. Anayasamızda da kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya ve işleme tabi tutulamayacağı belirtilmektedir. Anayasamıza göre “kimseye işkence ve eziyet yapılamaz, kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz”153. şeklinde değinilmiştir. Kolluk kuvvetlerinin sanığa zor kullanarak suçunu itiraf ettirmesi Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak sayılmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için hakkında ceza soruşturması yapılan bir sanığın olması ve bu sanığa işkence yapılması unsurları gerekmektedir.

2.1.3.3.4. Yorma

Özgür iradeyi ortadan kaldıran bir yöntem de yormadır. Sanığın fiziki ya da ruhi durumu, kendi iradesiyle davranıp karar vermesini imkânsız kılacak şekilde güçsüz düşürülmektedir. Ancak, belli bir ölçüde yormanın, ifade alma işlemenin özünde bulunduğu, sanığın yorulmadan bir ifade alma işleminin tamamlanmasının mümkün olmayacağı da göz ardı edilmemelidir154. Kanun tarafından yasaklanan işlemler ise yıpratmak, halsiz düşürmek, sağlıklı düşünemeyecek kadar yormak, sanığın fiziki ve ruhi durumu, onun kendi iradesiyle davranıp karar vermesini imkânsız kılacak şekilde güçsüz düşürmektir.

2.1.3.3.5. Aldatma

Sorgulayıcının gerçek dışı olan bir durumu söyleyerek sorgulananı yanıltıp konuşturmasıdır155. Soruşturmacının gerçeği tahrif ederek veya izleyerek veya gerçek olmayan hususları gerçekmiş gibi takdim ederek sanığı hataya sevk eden her türlü davranışı aldatma veya hile olarak isimlendirilebilir. Delil elde etmeye yönelik kolluk faaliyetlerini gizli ve hileli olup olmamaları açısından dört farklı kategoride ele almak mümkündür156:

152 Yaşar, Polis Meslek Hukuku, 1999,a.g.e., s. 274.

153 Şafak, Bıçak, Keskin, Ceza Muhakemesi Usul..., a.g.e, s. 242. 154 Öztürk, Ceza Muhakemesi Hukuku, a.g.e.,s. 25.

155 Yaşar, Polis Meslek Hukuku, 1999,a.g.e., s. 275. 156Bıçak, Şafak, Ceza Muhakemeleri Usul…, a.g.e., s. 244.

Bunlardan ilki, açık ve hilesiz faaliyetlerdir. Bu faaliyetler, mağdur veya tanık tarafından suçun kolluğa bildirilmesi üzerine yapılan, suç tutanağı tanzim etme, ifade alma, arama, el koyma gibi işlemlerden oluşmaktadır.

İkincisi, kolluğun pasif olarak dinlemek veya izleme yapmasını içeren gizli ancak hilesiz faaliyetlerdir.

Üçüncüsü, açık ancak hileli faaliyetlerdir. Kolluk mensubu olduğu aşikâr olan görevlinin sanığı suçunu itiraf etmesi için kandırması bu tür faaliyetlerdendir.

Dördüncüsü ise, hem gizli hem de hileli faaliyetlerdir. 2.1.3.3.6. Bedensel Cebir ve Şiddette Bulunma

“Yakalama, zorla getirme, kişi üzerinde yapılan arama gibi koruma önlemlerinde söz konusu olabilen ve hukuk düzeni tarafından izin verilen maddi müdahalelerin üzerinde, sanıktan bir itiraf elde etmek amacıyla acı ve ıstırap veren fiziki müdahaledir”157. Bedensel cebir ve şiddette bulunma her türlü şiddeti ifade etmektedir. Daha çok gözaltında ve tutuklu bulunan kişileri kapsamaktadır.

2.1.3.3.7. Bazı Araçlar Uygulama:

Bazı araçlar kavramının kapsamının belirlenmesi zor olmakla birlikte, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda sayılanlar dışında olup sanığın iradesinin hür bir şekilde oluşmasını engelleyen her türlü araç bu kapsamda değerlendirilmektedir.”158 Diğer bir ifadeyle, kişinin vücuduna doğrudan etki eden, fiziki tamlığını ve sağlamlığını ihlal eden yalan makinesi, hipnoz gibi müdahaleler bu kapsamda değerlendirilebilmektedir.

2.1.3.3.8. Kanuna Aykırı Menfaat Vaadinde Bulunma

Sorgulanan kişiye kanunda yazılı olmayan haller dışında vaatte bulunup istenilen doğrultuda ifadesinin alınması işidir159. Menfaat vaadi, sanığın kendisi

157 Yaşar, Polis Meslek Hukuku, 1999, s. 275.

158 Bahri ÖZTÜRK ve Diğerleri, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 25. 159 Yaşar, Polis Meslek Hukuku, 1999, s. 275.

açısından lehinde olarak kabul edebileceği bir durumun sağlanacağı sözünün verilmesidir. Menfaat vaadinin kanuna aykırı olması, vaat edilen hususun hiçbir şekilde ya da somut olayda yerine getirilmesinin hukuken mümkün bulunmamasıdır.