• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği Uyum Sürecinde CMUK ve CMK’nın Karşılaştırılması

Anayasamızın 21. maddesine göre; “Kimsenin konutuna dokunulamaz Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın

3.1.3. Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Türk Polisinin İfade Alma Yetkisi İşkenceyi Önleme Komisyonu ifade alma sürecine ilişkin olarak özellikle

3.1.3.1. AB Uyum Sürecinde Türk Polisinin İfade Alma Yetkisinde Mevzuatımızda Yapılan Değişiklikler

3.1.3.1.1. Avrupa Birliği Uyum Sürecinde CMUK ve CMK’nın Karşılaştırılması

Türkiye olarak eski kanunlar ve tavsiye edilerek kanunlaştırılan yasa maddeleri kıyaslandığında demokratik yapılanmaya katkıda bulunacak ve bireyi daha ön plana çıkarıp insan haklarına önemi artıracak düzenlemeler göze çarpmaktadır. Bu tip

314 Bıçak, Şafak, Keskin, Ceza Muhakemeleri Usulü…, a.g.e., s. 225.

315 İdris Güzel, Kolluk Açısından İfade Alma İle İlgili Kurallar, Polis Dergisi, Sayı. 39, Emniyet Genel Müdürlüğü Basımevi, Ankara, 2004, S. 175.

316 Ramazan Erdoğan, Türkiye’de Polisin İfade Alma Yetkisi Ve Güncel Sorunlar, Polis Dergisi, Emniyet Genel Müdürlüğü Yayınları, Sayı, 36, Ankara, 2003, s. 336.

düzenlemeler kanun maddeleri eski ve yeni olarak karşılaştırıldığında farkları ortaya çıkmaktadır. Eski kanun olan CMUK’nda ifade alma konusunun ele alındığı 132. maddesinde: “Kişi, ifade alınması veya sorgu için celpname ile davet olunur. Gelmezse zorla getirileceği celpnameye yazılabilir”317 şeklinde düzenlenmiştir.

CMUK madde 132’ye göre Avrupa Birliği uyum sürecinde yapılan düzenlemelerle yeni kanun metni CMK 145. maddede ele alınmaktadır. Madde aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Ceza muhakemesi Kanunu’nun 145. maddesine göre ifade alma konusunda yapılan düzenlemeler şu şekilde ele alınmıştır; “İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır”318 zorla getirme şartları ise ayrıca düzenlenmiştir.

Eski kanun olan Ceza Muhakemesi Hukuku Kanunu’ndan farklı olarak yeni düzenlenen Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “çağrılma nedeni açıkça belirtilir” cümlesi en dikkati çeken bölüm olarak değerlendirilmelidir. Bireylere ne için bilgilerine başvurulacağının bildirilmesi olumlu bir nokta olarak göze çarpmaktadır.

Eski yürürlükte olan CMUK’nda yetkili kurumların ve kişilerin ifadesine başvurulacak kişilere karşı yasak sorgu yöntemleri adı geçen kanunun 135. maddesinin a fıkrasında319 “İfade verenin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, zorla ilaç verme, yorma, aldatma, bedensel cebir ve şiddette bulunma, bazı araçlar uygulama gibi iradeyi bozan bedeni veya ruhi müdahaleler yapılamaz”.

Kanuna aykırı bir menfaat vaat edilemez.

Yukarıda ki fıkralarda belirtilen yasak yöntemlerle elde edilen ifadeler rıza olsa dahi delil olarak değerlendirilemez.” şeklinde kanunlaştırılmıştır.

317 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 268. 318 Yıldız, a.g.e., s. 173.

Çoğu konularda olduğu gibi ifade alma konusunda da değişiklikler mevcuttur. CMUK’nun 135’inci maddesi CMK’nda 148. madde olarak şu şekilde değiştirilmiştir320:

a. Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilaç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı ilaçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz,

b. Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez,

c. Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez,

d. Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz,

e. Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılabilir”.

Yeni kanunumuz olan CMK’nda sorgu yöntemleri ile ilgili bir eksiklik görülerek düzeltilmiştir. Eski Kanunumuz CMUK’ndan farklı olarak CMK madde 148’de “Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz. Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılabilir”321. fıkraları eklenmiştir.

Eklenen bu fıkralarla kolluğun ifade alma esnasında yasaklanan biçimde ifade aldığı şüphesini, müdafiinin hazır bulunması sağlanarak ortadan kaldırmayı amaçlanmaktadır. Ayrıca aynı olayla ilgili olarak tekrar ifadeye başvurulması durumunda tekrarlama işlemi kolluk tarafından değil de Cumhuriyet Savcısı aracılığıyla yapılmasının düzenlenmesi bu konularda ki olumsuz yaklaşımları engellemek için artı bir girişim olmaktadır.

320 Yıldız, a.g.e., s. 175.

CMUK Madde 135’de hazırlık evrakını hazırlayan kolluk ve adli birimlerin ifadesine başvurulan kişilere karşı davranış tarzları ve bu kişilerin durumları şu şekilde ele alınmaktadır:

Zabıta amir ve memurları ile Cumhuriyet Savcısı tarafından ifade almada ve hâkim tarafından sorguya çekilmede aşağıdaki hususlara uyulur322:

a. İfade verenin veya sorguya çekilenin kimliği tespit edilir. İfade veren veya sorguya çekilen kimliğe ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmak zorundadır,

b. Kendisine isnat edilen suç anlatılır,

c. Müdafi tayin hakkının bulunduğu, müdafi tayin edebilecek durumda değilse baro tarafından tayin edilecek bir müdafi talep edebileceği ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, isterse müdafiin soruşturmayı geciktirmemek kaydı ile ve vekâletname aranmaksızın ifade veya sorguda hazır bulunacağı bildirilir; yakınlarından istediğine yakalandığını duyurabileceği söylenir,

d. İsnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir,

e. Şüpheden kurtulması için somut delillerinin toplanmasını talep edebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe sebeplerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek imkânı verilir,

f. İfade verenin veya sorguya çekilenin şahsi halleri hakkında bilgi alınır,

g. İfade veya sorgu bir tutanakla tespit edilir. Bu tutanakta323 şu ifadelere yer verilir;

i. “İfade verme veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih, ii. İfade verme veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin

isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği,

iii. İfade vermenin veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise sebepleri,

322 İçel, Yenisey, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı…, a.g.e., s. 1058. 323 Kanun Metinleri Dizisi, Anayasa-TCK-CMUK…, a.g.e., s. 336.

iv. Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı,

v. İmzadan imtina halinde bunun nedenleri yer alır”324.

CMUK’ndan farklı olarak CMK’nun 147’nci maddesine “95. madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı haberi verilir”325. bendi eklenerek madde aşağıdaki hale getirilmiştir:

CMK madde 147– (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur326:

a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür,

b) Kendisine yüklenen suç anlatılır,

c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir,

d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir,

e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir,

f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır,

g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır,

h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır,

324 İçel, Ünver, Karşılaştırmalı Ceza Hukuku…,a.g.e., s. 415. 325http://www.diyarbakir.pol.tr/kanunlar/cmk.htm (30.11.2005). 326 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 266.

i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar yer alır:

i. İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih, ii. İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim

ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği, iii. İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin

yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri,

iv. Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı,

v. İmzadan çekinme hâlinde bunun nedenleri.” gibi konulara uyulmaktadır.

Yeni kanunumuz olan CMK ifade ve sorgu tarzı başlıklı madde üzerinde düzenleme yapma gereği görüp ek olarak CMK 147. maddeye “d” bendini eklemiştir. Değişiklik yeni kanunumuzda aynen şöyle geçmektedir: “95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir”327. Bu ekleme ile kişinin hangi sebeple ifadesinin alındığı bildirildikten sonra yine kendi iradesiyle belirlediği bir kişiye haber vermesi hakkı tanımaktadır. Böylece adli makamların ve kolluğun değil de kişinin belirlediği kimseyi bilgilendirmesi olumlu bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.

CMUK Madde 134’te de kişinin en temel hakkı olan en kısa sürede hâkim önüne çıkarılarak özgürlüğünün kısıtlanması durumunun netliğe kavuşması ele alınmaktadır:

“İhzar müzekkeresi ile çağrılan şahıs derhal, mümkün olmadığı takdirde yol süresi hariç en geç kırk sekiz saat içinde çağıran hâkimin önüne götürülür ve sorguya çekilir.

İhzar, getirme için muhik görülecek bir zamanda başlar ve hâkim tarafından sorguya çekilmenin sonuna kadar devam eder.” şeklinde düzenlenmiştir.

Yeni kanunumuz CMK’nda aynı konu madde 146’da yerini almaktadır328.

a) “Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir,

b) Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir, c) Zorla getirme kararının bir örneği şüpheli veya sanığa verilir,

d) Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhâl, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmi dört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya zorla getirmeyi isteyen Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır,

e) Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir zamanda başlar ve hâkim, mahkeme veya zorla getirmeyi isteyen Cumhuriyet Savcısı tarafından, sorguya çekilmenin veya ifade almanın sonuna kadar devam eder,

f) Zorla getirme kararının yerine getirilememesinin nedenleri, köy veya mahalle muhtarı ile kolluk görevlisinin birlikte imzalayacakları bir tutanakla saptanır”.

Eski kanunumuz olan CMUK madde 134’te “İhzar müzekkeresi ile çağrılan şahıs derhal, mümkün olmadığı takdirde yol süresi hariç kırk sekiz saat içinde çağıran hâkimin önüne götürülür ve sorguya çekilir”329 şeklinde olan madde yeni kanunumuz CMK’nda madde 146’da “Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhâl, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmi dört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya zorla getirmeyi isteyen Cumhuriyet Savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır”330. olarak değiştirilmiştir. İki kanun maddesi karşılaştırıldığında kollukta bireyin bekletilme süresinin yirmi dört saate indirilmesi insan hakları açısından çok önemli bir düzenleme olmaktadır. Bu düzenleme ile kolluk

328 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 266.

329http://www.hukukcu.com/bilimsel/genelkanunlar/1412.html (30.11.2005). 330 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 272.

üzerinde ki olumsuzluğa yol açacak düşüncelerin önüne geçmesi açısından olumlu bir katkısı olmaktadır.

Ayrıca eski kanunda eksiklik olarak görülen tutanağa geçirme olayı yeni kanunumuz olan CMK’nda belirtilmektedir. Eski kanunumuza ek olarak yeni kanunumuza “Zorla getirme kararının yerine getirilememesinin nedenleri, köy veya mahalle muhtarı ile kolluk görevlisinin birlikte imzalayacakları bir tutanakla saptanır”331. fıkrası eklenmiştir.

CMUK Madde 158’de belirtildiği gibi tahkik işlemleri ve kolluğa emir verilerek işlerin yaptırılması konusu aşağıdaki şekilde belirtilerek ifade alma işlemini tahkik işlemler olarak değerlendirmektedir.

“Suçüstü hali ile gecikmesinde zarar umulan durumlarda sulh hâkimi de tutuklama dâhil bütün tahkik işlemlerini re’sen yapmak yetkisine sahiptir.

Zabıta makam ve memurları, Sulh Hâkimi tarafından emredilen tedbirleri almak ve araştırmaları yerine getirmekle mükelleftir332.

CMK Madde 163’e göre

a) Suçüstü hâli ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Cumhuriyet Sav- cısına erişilemiyorsa veya olay genişliği itibarıyla Cumhuriyet Savcısının iş gücünü aşıyorsa, sulh ceza hâkimi de bütün soruşturma işlemlerini yapabilir. b) Kolluk amir ve memurları, sulh ceza hâkimi tarafından emredilen tedbirleri

alır ve araştırmaları yerine getirirler333.

CMK, CMUK’ndan farklı olarak sulh hâkiminin soruşturma işlemi yapabileceği konuları açıkça düzenlemiştir. CMK’na göre “sulh hâkimi Cumhuriyet Savcısı’nın iş gücünü aşıyorsa bütün soruşturma işlemlerini yapabilir”334. Her iki kanunda da yapılan yeni düzenleme ile ve eski uygulamada kolluğun amiri olarak Sulh Hakiminin olduğunu tekrar belirtmektedir.

331http://www.diyarbakir.pol.tr/kanunlar/cmk.htm (30.11.2005). 332 Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 266.

333 Bahçeşehir üniversitesi Yayınları, Ceza Muhakemesi Kanunu, s. 100-101. 334http://www.diyarbakir.pol.tr/kanunlar/cmk.htm (22.11.2005).

Daha önce CUMK’nda bulunmayan 164. madde CMK’nda şu şekilde yer almaktadır335.

a) Adlî kolluk; 4.6.1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 8, 9 ve 12’nci maddeleri, 10.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 7’nci maddesi, 2.7.1993 tarihli ve 485 sayılı Gümrük Müsteşârlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8’inci maddesi ve 9.7.1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 4’üncü maddesinde belirtilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerini ifade eder,

b) Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adlî kolluğa yaptırılır. Adlî kolluk görevlileri, Cumhuriyet Savcısının adlî görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir,

c) Adlî kolluk, adlî görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir.

CMUK’nda adli kolluk ve görevi ile ilgili madde yokken CMK’da adli kolluk ve görevi başlığı altında yeni bir madde eklenmiştir.

CMUK madde 46’da tanık olarak nitelendirilen kişilerin ifade vermedeki sistemi ele alınmıştır. “Usulü dairesinde çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu masraflar ile beraber beş bin liradan on bin liraya kadar hafif para cezasına mahkûm edilmektedir.

Mazereti kabul olunarak yeniden davetiye ile çağrılması tensip olunan tanıklara para cezası ve masraf hüküm olunmamaktadır.

Zorla getirilen tanık, evvelce gelmemesini mazur gösterecek sebepleri sonradan bildirir ve bu mazeretin doğruluğunu ispat eder delil ve vesikaları gösterirse aleyhine hükmedilmiş olan ceza ve masraflar kaldırılmaktadır.

Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin tatbikine istinabe olunan hâkim ve naipler ile hazırlık tahkikatı esnasında sulh hâkimleri dahi yetkilidir336.

CMK madde 44’te de önceki kanuna benzer şekilde düzenlemeler şu şekilde yapılmıştır.

a) Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır,

b) Fiili hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur337

. Asker kişilerle ilgili polisin bazı farklı uygulamaları söz konusudur.

CMUK madde 46’nın ilk cümlesindeki “beş bin liradan on bin liraya kadar hafif para cezasına mahkûm edilirler”338 ibaresi kaldırılmıştır. Ayrıca CMUK madde 46’da ki “Mazereti kabul olunarak yeniden davetiye ile çağrılması tensip olunan tanıklara para cezası ve masraf hükmolunmaz”339; ibaresi de kaldırılmıştır. Yine eski Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu’nun 46’ncı maddesindeki “fıkralar hükümlerinin tatbikine istinabe olunan hâkim ve naipler ile hazırlık tahkikatı esnasında sulh hâkimleri dahi yetkilidir”340 ibaresi kaldırılarak yerine yeni Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 44’üncü maddesine “Fiili hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askeri makamlar aracılığıyla infaz olunur”341 fıkrası eklenmiştir.

CMUK madde 48’de şahitlerin şahitlikten çekinebilme sebepleri açıklanmaktadır. Bu maddeye göre; “Müdafiler bu sıfatları ve hekimler ile ebeler sanatları icabında vakıf oldukları sırlar hakkında şahitlikten çekinebilirler. Ancak sır sahibi muvafakat ederse şahitlikten çekinemezler”342.

336 Kolluk Mevzuatı, Adalet Yayınevi, Ankara, 1997, s. 152. 337 Yıldız,a.g.e., s. 135-136.

338 Bıçak, Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 289.

339 http://www.hukukcu.com/bilimsel/genelkanunlar/1412.html (30.11.2005). 340 Bıçak, Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 289.

341 Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…, a.g.e., s. 231. 342 Şafak, Şafak, a.g.e., s. 244.

CMK madde 46 şahitlikten çekinme konusunu daha geniş bir şekilde düzenlemiştir. Bu maddeye göre şahitlikten çekinme konusu şu şekilde ele alınmıştır343:

a. Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır:

i. Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler,

ii. Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler,

iii. Mali işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler.

b) Yukarıdaki fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemeyecektir,

Eski kanun olan CMUK’nda meslek icabı tanıklıktan çekinme halleri başlığı altındaki 48’inci madde de sadece “hekimler ve ebelerden”344 bahsederken yeni kanunumuz olan CMK’nda bu konu eksik olarak görülmüştür ve yeni eklemeler yapılmıştır. Yeni kanunumuza göre mesleki ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşullar açıkça belirtilerek şu hale getirilmiştir: “Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler. Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler345. Mali işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler. Yukarıdaki

343 http://www.ist-def.gov.tr/duyurulan/yenimevzuat3/cezamuhkanunu.htm (03.12.2005). 344 Bıçak, Şafak, Şafak, Güvenlik Kuvvetleri ve…,a.g.e., s. 289.

fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez”346. ibaresi eklenmiştir.