• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.4. Samoyloviç’in Dil ve Edebiyat Araştırmaları

4.4.1. Türk Lehçelerinin Tasnifi

169

istifadesine sunulmasına büyük emek verirler. Bu isimler bugün aramızda değildirler.

Ancak başlattıkları gelenek, genç kuşak araştırmacılar tarafından sürdürülmektedir.

170

nareç yam ” [=Müslüman-Türk yazı d ller n n teşekkülü ve gel şmes ne ağızlar bağlamında genel b r bakış]

adını taşıyan b r müsvedde bulunmaktadır. Söz konusu müsvedde ancak 1973’te Nas lov tarafından Sovetskaya tyurkologiya derg s nde neşred lm şt r. Bu yazısında Samoylov ç, Radloff’un “Alttürk sche Stud en. V. D e alttürk sche D alekte” adlı neşr üzer nde durur. Nas lov, Samoylov ç’ n müsveddes n neşrett ğ Sovetskaya tyurkologiya’nın aynı sayısında onun tasn f üzer ne kayda değer b r makale neşreder: “A. N. Samoylov ç o klass f kats tyurksk h yazıkov” [=Türk d ller n n tasn f hakkında A. N. Samoylov ç].

Nas lov’un yazısında tasn fe n ç n ht yaç duyulduğu, tasn f n hang kıstaslara göre yapılab leceğ üzer nde durulur ve devamında daha öncek çalışmalardan Berez n, Radloff ve Korş’un tasn fler değerlend r l r. En n hayet nde de Samoylov ç’ n tasn f üzer nde durulur. Nas lov’un çalışmasının ayır ed c n tel ğ yle lg l b rkaç söz söylemek gerek r. Çalışmada Samoylov ç’ n arş v ndek malzemeden ve öğrenc ler n n ders notlarından st fade ed lmş, ayrıca onun sonrak çalışmalarında yer bulan Orta Asya Türk yazı d ller ve edeb yatlarına da r görüşler ne de başvurulmuştur (s. 80).

Arka plan. Türk lehçeler n tasn f etme çalışmalarının teor k ve uygulamalı sebepler vardır. Teor k sebepler, d l b l mc ler n b lme ht yacını karşılamaya dönüktür.

Uygulamaya dönük sebepler ve bunların arka planına bakmak gerek rse burada söze Pallas’ın hazırladığı 200 d ll sözlükle başlanab l r. Dünyadak d ller n tamamının söz varlığını tek b r k tapta toplamaya çar çen n buyruğuyla başlanmış olması kayda değer b r durumdur. Bunda, Rusya’nın 1700’ler n başından t baren b r mparatorluğa dönüşmes n n etk s söz konusudur. Artık İmparatorluğun sınırlarına farklı halklar dâh l olmakta ve daha başkalarıyla da komşu olunmaktadır. Bu bağlamda 1724/25’te kurulan BA ve 1800’ler n lk yarısında kurulan Rus Coğrafya ve Arkeoloj Cem yetler n n faal yetler göz önüne alınab l r. Farklı b l m sahalarından b lg nler n katıldığı araştırma seferler nde yalnızca tab değ l beşerî coğrafyanın da kaydı tutulur. Burada Nas lov’un Leopold İvanov ç Şrenk’ n [1826-1894] sözler ne yaptığı atıfı hatırlatmak faydalı olacaktır (Nas lov, 1973, s. 76). Şrenk, Ob inorodtsah Amurskogo kraya [=Amur bölges n n mahallî halkı hakkında, SPb. 1883] adlı k tabında halkların tasn f nde d l n önem nden söz eder. Ona göre müspet b l mlerle meşgul olan b r seyyah b le b l nmed k b r bölgeye ulaştığında, buranın halkını f z kî özell klere göre adlandırmaz, b lak s onları d ller ne göre tasn f etmeye çalışır (Şrenk, 1883, s. 207). Şrenk, araştırma seferler ne katılan b lg nlerden b r s d r ve bu bakımdan onun sözler konunun prat k yönden önem n de ortaya koymaktadır.

171

Tasnife duyulan ihtiyaç. Şrenk’ n yukarıda yer ver len sözler Rusya coğrafyasının gen şl ğ göz önüne alındığında gayet anlamlı olur. Bu gen ş coğrafyadak halkları tanıma ve b lmen n Rusya ç n taşıdığı önem , b r kom syonun varlığı açıkça ortaya koyar – Rusya ve Komşu Ülkeler n Nüfusundak Kab le Yapısını Araştırma Kom syonu. Söz konusu kom syonun çalışmalarına Türk lehçeler n n tasn f yle meşgul olan Samoylov ç’ n de katkı verm ş olması, konunun hem prat k gaye hem de d l b l m yönüyle b rb r yle l şk l olduğunu ortaya koyar.

Türk lehçeler n n tasn f aynı zamanda Türk boylarının tasn f anlamına gel r ve lk tasn flerde konunun daha çok bu yönden ele alındığı görülür (Nas lov, 1973, 77).

Korş’un makales n n adı bu durumun güzel b r örneğ d r: “Klass f kats ya turetsk h plemyon po yazıkam” [=Türk boylarının d ller ne göre tasn f ]. Konunun bu yönü Samoylov ç’ n de d kkat nded r. 1926 tar hl k nc tasn f makales nde, 1922 tar hl tasn f n n yukarıda adı anılan kom syon tarafından kullanıldığını söyler (Samoylov ç, 2005, s. 88). Yer gelm şken bu bağlamda, Samoylov ç’ n konuyla lg l başka b r çalışmasının S. K.

Patkanov’un Spisok narodnostey Sibiri [=S b rya halklarının l stes ] adlı k tabında ek olarak yer aldığını hatırlatalım: “Pr lojen ye k sp sku s b rsk h turok” [=S b rya Türkler n n l stes ne katkı]. Söz konusu k tap 1923’te adı anılan kom syonun neşr yatı arasından çıkar.

Burada küçük b r parantez açarak Korş’tan daha önce Türk boylarının tasn f yle meşgul olmuş b r etnografya uzmanını anmalıyız. N. A. Ar stov’un Türkçes yle söyleyecek olursak ‘Türk kab le ve halklarının etn k yapısı ve nüfusu üzer ne notlar’

adlı çalışması vardır [SPb. 1897, T. 2014]. Söz konusu k tap aslında Jivaya starina derg s nde neşred len b r yazının ayrı basımıdır [1896’ya a t III-IV. S] ve bu derg n n Coğrafya Cem yet n n Etnografya Bölümünce çıkarıldığını d kkatlere sunalım. Görüldüğü üzere Türk boylarının tasn f , o gün ç n etnografya uzmanlarının meşgul olduğu güncel meselelerdend r. Parantez kapatırken Barthold’un yukarıda adı geçen çalışma üzer ne b r değerlend rme yazısının olduğunu [ZVORAO, t. 11, 1899, 341-356], Samoylov ç’ n de bundan, b lhassa k tab yat bakımından zeng n oluşundan, övgüyle söz ett ğ n ekleyel m (Samoyloviç, 1913a, s. 0153).

Tasnifin zorlukları-kolaylıkları. Nas lov Türk lehçeler arasında bar z b r yakınlık olduğunu ve bu durumun bunları lk veya ana d lden başlayarak tasn f etmey mümkün kıldığını söyler. B r başka fadeyle, Türkçen n soyağacını çıkarmak mümkündür. Ancak Nas lov, sözler n n devamında lehçeler arasındak yakınlığın aynı zamanda tasn f güçleşt rd ğ n de ekler (Nas lov, 1973, s. 76). Bu konuda görüş bel rten

172

sonrak kuşak Rus Türklük b l mc lerden Dıbo da tasn f n hem kolaylığını hem de zorluğunu vurgular. Dıbo, lk n Türkçen n tar hî ve çağdaş lehçeler yle tasn f kolaylaştıracak kadar büyük olduğunu bel rt r (en azından, 35 çağdaş ve 6 tar hî lehçe).

İk nc olarak da genç olduğunu ve bu bağlamda da yazılı ves kalarla kayıt altına alınmış olduğunu ekler. Velhasıl, ona göre bütün bunlar farklı kıstaslara göre tasn f yapmak ç n elver şl b r zem n sunar. Ancak sözler n n devamında Nas lov’un d kkatlere sunduğu noktayı o da vurgular. Bu lehçeler n yer yer ç çe geçmşl ğ ve konuşurların b rb rler n kolayca anlayab lmeler meselen n zor tarafıdır (Dıbo, 2006, s. 766).

Merhaleler. Nas lov’un bel rttğ ne göre Türk lehçeler n n tasn f ne g den yolda lk merhale Türkçen n Moğolcadan farklı b r d l olduğunun Ph l p Johan von Strahlenberg [1676-1747] tarafından ortaya konmasıdır (Nas lov, 1973, s. 76). Böylece b l m cam asının gündem ne, Türkçe ve lehçeler n karşılaştırma ve gruplara ayırma meseles gel r. Y ne Nas lov’un aktardığına göre Strahlenberg Das nord- und ostliche Theil von Europa und Asia [=Avrupa ve Asya’nın kuzey ve doğu tarafı, Stockholm 1730] adlı eser nde d l kıstas alarak Türk lehçeler n tasn f etmes de kayda değer b r gel şmed r. Nas lov, Rus b l m cam asındak lk müh m tasn f n se N. İ. Berez n tarafından yapıldığını bel rt r [1849] ve bu tasn fte ses le b ç m b lg s özell kler n n kıstas alınmasının öneml olduğunu vurgular (Nas lov, 1973, s. 77).

Önceki çalışmalar. Samoylov ç 1922 tar hl tasn f nde Radloff, Korş, Katanov, Németh, Berez n, Patkanov’un çalışmalarına atıfta bulunur. Ancak esas olarak üzer nde durduğu çalışmalar Radloff ve Korş’a a t olanlardır ve kend tasn f n de onların ç zd ğ çerçevede şek llend r r. Ancak bu k tasn ften önce bu konuda b r m henk taşı olarak kabul ed len Berez n’ n görüşler ne de başvurmak gerekecekt r.

Berezin’in tasnifi. Nas lov’un aktardığına göre Berez n, İslam devr ndek Türk lehçeler n üç kola ayırır: 1. doğu veya Çağatayca (Türk stan’da), 2. güney, yan Kıpçak veya Tatarca, 3. batı veya Türkçe. Nas lov, bu tasn f n bazı sıkıntılı yanlarının olduğunu söyler – mesela Türkmence, batı Türkçes ne değ l de Çağatay koluna dâh ld r. Bu çerçevede Nas lov, tasn ftek bazı tartışmalı hususların altını ç zer ve bunların neden kaynaklandığı üzer ne, daha önce Böhtl ngk ve İlm nsk y’ n d le get rd ğ b r görüşe atıfta bulunur – Türk lehçeler n tasn f edeb lmek ç n, öncel kle her b r lehçede der nlemes ne vukuf yet şarttır (Nas lov, 1973, s. 77). Burada yer gelmşken İlm nsk y’ n Türklük b l m ndek genel durumla lg l değerlend rmeler ne yer vermek uygun olacaktır.

173

İlminskiy’in programı. Samoylov ç hem Radloff hem de Korş’un tasn f n geç c olarak n telend r r. Z ra İlm nsk y’ n 1861’de şaret ett ğ şartlar olgunlaşmamıştır.

İlm nsk y Vstupitelnoye çteniye v kurs turetsko-tatarskogo yazıka adlı çalışmasında Türkçen n kollarının mukayesel olarak tetk k ed lmes gerektğ n , böylece söz varlığı, ayrıca d l b lg s b ç mler nden hareketle Türkler n en esk f k rler le düşünce tarzının anlaşılab leceğ n yazar (1861, s. 10-11). İlm nsk y’ n sözler ne atıfta bulunan Samoylov ç Türk lehçeler n n tar hî-karşılaştırmalı tetk k tamamlanmadan n ha b r başarıya ulaşmanın mümkün olmayacağını bel rt r (2005, s. 77).

Önce genel konular. Türklük b l m tar h nde Radloff le başlayan dönemde lk defa farklı Türk lehçeler met nler , söz varlığı ve d l b lg s n b r araya get ren eserler ortaya çıkmaya başlar. Yalnızca kuzey Türkçes n n ses b lg s yle sınırlı kalan gramer

[I-II, Le pz g 1883] b r kenara bırakılsa da Radloff’un Sözlük ve Örneklerinin Türk lehçeler tetk k ç n muazzam b r malzeme sunduğunu söylemek yanlış olmaz. Gerçekten de Türklük b l m nde yen b r safhaya geç lmekted r. Ancak bütün bunlar y ne de yeterl değ ld r.

Samoylov ç 1922’de, “Türk d ller n n s stem n n” yeter nce açık b r şek lde ortaya konması ç n İlm nsk y’ n “60 yıl önce şaret ett ğ ” hususların gerçekleşmes n n yakın olmadığını yazar (2005, s. 77). Z ra Türklük b l m henüz emekleme safhasını geçmş değ ld r. İç nde bulunulan safhada Türkçen n farklı lehçe ve ağızları üzer ndek araştırma- ncelemeler, öncel kle genelden başlayacak sonra özele doğru kayacaktır. Bu durum Samoylov ç’ n çalışma alanında bel rley c olur. Hocası Mel orank y’ n yönlend rmes yle Türkmen lehçes n araştırmaya başlayan Samoylov ç, temel konularda b lg b r k m sağlanmadan tal konulara yönelmen n yanlış olacağını görmüş ve bu yönel şten vazgeçerek çalışma sahasını daha temel konular üzer ne yöneltm şt r.

B raz ler b r tar he g decek olursak Samoylov ç’ n tasn f ç n elzem bulduğu “tar hî-karşılaştırmalı tetk k n tamamlanması” Rusya’da ancak 2000’l yılların başında mümkün olur. Türk lehçeler n n karşılaştırmalı d l b lg s n n hazırlanmasına E. R.

Tenşev’ n öncülüğünde başlanmış ve 1984-2006 dönem nde 6 c ltl k b r eser ortaya konmuştur. Çok sayıda Rus d l b l mc n n katkısıyla ortaya çıkan bu eser n 2006 tar hl c ld nde [766-772. s.] şlenen konulardan b r de tasn ft r. Bu arada k tabın alt başlıklarından b r se Türkçes yle ‘d le st naden en esk Türkler n dünyası’ adını taşır. Anlaşılan İlm nsk y’ n 1861’de şaret ett ğ hedef Rus b l m cam asınca 2006’da gerçekleşt r lm şe

174

benzemekted r. Bu durum çalışmalardak gelenekç l ğ göstermes açısından d kkate layıktır.

Radloff’un tasnifi. Tatm n ed c b r tasn f ç n az önce aktarılanlardan da bell olduğu üzere ses ve b ç m b lg s , ayrıca söz varlığı ver s ne ht yaç duyulduğu görülür.

Bu çerçevede kullanılab lecek lk toplu malzeme se 1900’lere doğru, Radloff tarafından b r araya get r lmeye başlanır. Radloff, Türk boylarının tamamına yönel k topladığı malzemeyle Türklük b l m n n b r dönem n n kend adıyla anılmasını tem n eder.

Radloff’un Türk lehçeler n n tasn f ç n açtığı çığırda anılması uygun düşecek eserlerden b r 1866’da neşretmeye başladığı Türk boylarının halk edeb yatından örneklerd r (Proben). İk nc s yse Radloff’un 1882 ve 1883’te ancak ses b lg s ne hasred lm ş k c ld n çıkarab ld ğ Türk lehçeler n n karşılaştırmalı gramer d r (Tem r, 1991, s. 111): Phonetik der Nördlichen Türksprachen [=Kuzey Türk d ller n n ses b lg s ]. Nas lov’un fades yle Radloff, bu çalışmasıyla Türk lehçeler n tasn f yolunda, daha öncek b lg nler n vakıf olamadığı ses b lg s malumatına ulaşır. Ancak y ne de tetk kte, lehçeler n neredeyse üçte b r n n ses b lg s boş bırakılır (Nas lov, 1973, s. 77).

Radloff Türk boylarının tasn f n , ses b lg s tetk k n n lk c ld nde ver r (Radloff, 1882). Burada “Class f cat on der Türk-D alecte nach den phonet schen Ersche nungen”

[=Türk lehçeler n n ses olaylarına göre tasn f ] başlığı altında Türk lehçeler ses b lg s esasına göre dörde ayrılır: doğu, batı, Orta Asya ve güney lehçeler (s. 280-391). Nas lov’un verd ğ b lg ye göre Radloff’un tasn f yalnızca ses olaylarını esas alır – ünlü uyumu, ayrıca ünsüzler n kel mede bulunduğu yere göre değ şmes (1973, s. 78).

Radloff’un b r tasn f daha vardır. Bu tasn f Moğol hâk m yet nden öncek esk Türk lehçeler ne da rd r. Nas lov, Radloff’un bu tasn f nde ses b lg s n n yanı sıra b ç m b lg s , yazı t p ve bazı tar h-coğrafya ver ler nden de st fade ett ğ n yazar (Nas lov, 1973, s. 78). Ş md l k bu konuyla lg l Samoylov ç’ n de tesp tler olduğunu söylemekle yet nel m.

Radloff’un tasn f yapmakla kalmadığını ve daha sonra bu şe g r şeceklere malzeme de sağladığını söylemel y z. D ller n tasn f nde kullanılab lecek kıstaslardan b r de söz varlığıdır (Serebrenn kov, 1961, s. 73) ve bu bağlamda Radloff’un b r eser n daha anmalıyız – lk fas külü 1888’te çıkan Versuch eines Wörterbuches der Türk-Dialecte. Hasan Eren’ n fades yle bu eser “Türk d yalektler alanında büyük b r ht yacı karşılamış” ve “Türkoloj alanında yen b r dönem açmıştır” (Eren, 1978, s. 193). Söz konusu eser, Tem r’ n fades yle de Budagov’un sözlüğünden sonra [I-1869, II-1871] Türk

175

lehçeler n n söz varlığına b r bütün olarak bakab lmek ç n uzun yıllar araştırmacıların yegâne kaynağı olmuştur (Tem r, 1991, s. 99).

Korş’un tasnifi. Radloff’un lk tasn f nden yaklaşık 30 yıl sonra b r tasn f teşebbüsü Korş’tan gel r (1910). Korş’un “Klass f kats ya turetsk h plemyon po yazıkam” [=Türk boylarının d ller ne göre tasn f ] makales , b r kongren n etnografya oturumunda sunulan b r tebl ğe dayanır ve y ne b r etnografya derg s nde çıkar. Korş makales n n başında antropoloj uzmanı Şantr’ın [Ernest Chantre, 1843-1924] halkların doğru b r şek lde adlandırılmasını sağlayacak ter mler n tesp t ed lmes ne da r sözüne atıfta bulunur.

Buradan hareketle makalen n temel gayes n n de bu konuya katkı sağlamak olduğunu söyleyeb l r z (s. 114). Korş, tasn fe g r şmeden önce Türk boylarını batıdan doğuya doğru sıralar – lk boy Osmanlılar ken 22. boy se Yakutlardır (s. 115-117). Sonrasında Korş, Türk boylarını tasn f ç n en kullanışlı usulün d l esas almak olacağını bel rt r ve b r ses b lg s , b r de b ç m b lg s nden k kıstas (g ses ve genş zaman şekl ) bel rler (s. 120). Net ce t barıyla kuzey, doğu ve batı Türkler n n yanı sıra b r de karışık yapılı olmak üzere dörde ayrılan b r gruplama ortaya çıkar (s. 127).

Samoylov ç, Radloff g b ses b lg s ne dayanan tasn f yapmaktan yanadır.

Korş’un ş md k zamana l şk n b ç m b lg s kıstasını tasn f ç n yeters z bulur. Ona göre bu ortadan kaldırıldığında ve ses b lg s kıstaslarının sayısı artırıldığında tasn f n kes nl ğ nde b r değ şme olmaz (Samoylov ç, 2005, s. 86).

Tasnif. Ş md , Samoylov ç’ n Türkçen n soyağacı tasn f n , yan ana d lden başlayarak hang kollara ayrıldığını gösteren tasn f ne geleb l r z. Onun tasn f n n temel , Radloff ve Korş’un tasn fler ne dayanır. Kend s bu durumu şöyle zah eder. Bu k tasn f, her ne kadar “geç c ” de olsa tamamen redded lemeyecek n tel kted r. Bu sebeple sıfırdan ancak y ne “geç c ” b r tasn f yapmak gereks zd r. Ayrıca bu tasn flerde kullanılan ter mler de oldukça kullanışlıdır. Bu sebeple yen tasn fte kullanılacak k l adlandırma düzen şöyle olacaktır: 1. “ol-d yalektler ” grubu, 2. güney-batı, 3. Türkmen.

Bunlardan lk d l özell ğ far kasına, k nc s kolaylık olması ç n yönlere, sonuncusu gruptak temel “d l veya lehçeye” atıf yapar (Samoylov ç, 2005, s. 78). Samoylov ç, tasn f ç n öncek ler n kullandığı kıstaslara yen ler n ekler. Net ce t barıyla tasn fte kullanılan d l kıstasları şunlardır:

I. z ve r değ şmes (s. 86) II. ol- ve bol- değ şmes (s. 79) III. d(t), z (s), y değ şmes (s. 81)

176 IV. tau ve tag değ şmes (s. 83) V. ıg ve g değ şmes (s. 84) VI. kalan ve kalgan değ şmes

Ayırt ed c d l özellğ , temel lehçe ve yöne göre tasn f şöyled r:

1. r grubu – Bulgar (makaledek IX. bölüm)

2. d grubu – Uygur, kuzey doğu (makaledek V. bölüm) 3. tau grubu – Kıpçak, kuzey batı (makaledek VI. bölüm) 4. tag-lık grubu – Çağatay, güney doğu (makaledek VII. bölüm) 5. tag-lı grubu – Kıpçak-Türkmen, orta grup (makaledek VIII. bölüm) 6. ol grubu – Türkmen, güney batı (makaledek IV. bölüm)

1926’daki eklemeler. Samoylov ç 1926 tar h nde bu tasn f ne b r d z açıklama get r r. Bu açıklamalar grup, alt grup, bölüm ve alt bölümler şekl nded r. Ayrıca tasn f n d l dışı unsurlar, yan kültür özell kler yle de destekler. Burada Türk d ller n lk önce

k gruba ayırır (Samoylov ç, 2005, s. 89):

1. r grubu – Bulgar 2. z grubu – Türk lehçeler

Z grubunun alt grupları se şunlardır ( k nc aşama):

I. d alt grubu (d, t, z kollarıyla) – Uygur veya kuzey doğu II. y alt grubu – ger ye kalan Türk lehçeler

Y alt grubunun bölümler (üçüncü aşama):

i. kalan (Türkmen veya Oğuz, ya da güney batı) ii. kalgan – ger ye kalanların heps

Kalgan bölümünün alt bölümler (dördüncü aşama):

a) tau+lı (Kıpçak veya kuzey batı) b) tag+lık (Çağatay veya güney doğu)

Bütün bunlardan sonra se beş nc aşamada komşu kollar arasındak geç ş bölges nde yer alan ve b r “alt bölüm altı” olarak tag+lı veya Kıpçak-Türkmen kolu gel r. Samoylov ç bunun g b küçük geçş kollarının sayısının artırılab leceğ n ekler (2005, s. 89).

177

Tasnifin sağlaması. Halkların tar hî-etn k yönden tasn f yle, yalnızca d ller ne göre tasn f b rb r nden farklı şeyler olsalar da bunların b r şek lde b rb rler n tamamladıkları kabul ed l r (Nas lov, 1973, 76). Bu olguyu d kkate alan Samoylov ç, ses özell kler ne dayanan tasn f n n sağlamasının d l dışı vakıalarla yapılab ld ğ n bel rt r (2005, s. 90-91):

1. Çuvaşlar: Türk dünyasında tamamen müstak l b r yere sah pt r.

2. d alt grubu (kuzey doğu alt grubu): S b rya’dak Lena (Yakut) ve Yen sey (Karagas, Abakan veya Hakaslar, Şorlar) neh rler havzasındak ler, Kuzey Doğu Moğol stan (Soyotlar) ve Ç n çler ndek (Sarı Uygular) Şaman ve Bud st kültürü da res nded r.

3. y alt grubu: İslam kültürü da res nded r (Altay ve Gagavuzlar har ç).

4. Kuzey batı alt bölümü (Kıpçak): Cuc Ulusu veya Deşt- Kıpçak coğrafyasındak boylar.

5. Güney doğu alt bölümü (Çağatay): Çağatay Ulusu ve ona bağlı Doğu Türk stan coğrafyası.

6. Güney batı bölümü (Türkmen): 1000’lerde Selçukluların Türk stan’dan İran, Kafkas ber s ve Anadolu’ya get rdğ veya Hazar ötes nde kalan Türk boylarıdır.

Samoylov ç bunlardan sonra Kıpçak-Türkmen “alt bölüm altı” lehçes n n de Harezm’ n (H ve) tar htek durumuyla örtüştüğünü yazar. Ona göre Kıpçak-Türkmen lehçes , Orta Asya ve Çağatay Ulusuna yakınlaşmaz, b lak s Doğu Avrupa’ya yakınlaşır ve 1200-1400’de Cuc Ulusu bünyes nde bulunur, net ce t barıyla da Türkmenlerle temas eder (Samoylov ç, 2005, s. 91).

Samoylov ç’ n tasn f n neşrett ğ yıllarda Çuvaşçanın durumu tartışılan meselelerden b r d r ve bu konuda onun öneml b r katkı sunduğunu bel rtmel y z.

Tasn ften k yıl sonra N. N. Poppe Çuvaşçanın Moğolca ve Türkçeyle münasebet üzer ne b r yazı neşreder [Çuvaşsk y yazık yego…, 1924]. Burada Çuvaşçanın Türkçen n b r kolu olmadığını, aks ne Türkçeyle ortak b r menşeden geld ğ n spatlamaya çalışır ve bu bağlamda, Samoylov ç’ n Çuvaşça le Bulgarcayı aynı grup ç nde değerlend rmekte haklı olduğunu bel rt r. Samoylov ç, daha sonra, görüşünün ben msenmes nden duyduğu memnun yet d le get recekt r (2005, s. 88).

178

Sonraki çalışmalar. Tasn f konusu, Samoylov ç’ten sonra da Rusya’dak araştırmacıların gündem nde kalır. B. A. Serebrenn kov, 1961 tar hl “K probleme klas f kats tyurksk h yazıkov” [=Türk d ller n n tasn f meseles hakkında] makales nde o güne kadark bell başlı tasn f denemeler n tek tek ele alır. Serebrenn kov yazısına; Radloff, Korş ve Samoylov ç’ n tas fler yle başlar, bunların sonrak çalışmalar ç n örnek oluşturduğunu vurgular (Serebrenn kov, 1961, s. 63). Bu üç çalışmadan sonra G.

Ramstedt, V. A. Bogorod tsk y, J. Benz ng ve K. H. Menges, S. Ye. Malov, N. A.

Baskakov’un tasn fler n n ana hatlarını ver r. Sonrasında bu tasn fler n 6 farklı kıstasa yapıldığını ortaya koyarak bunların artı ve eks ler n bel rt r, en n hayet nde yed nc tasn f söz varlığı yönüyle yapmayı tekl f eder. Bu yed kıstas şunlardır (Serebrenn kov, 1961, s. 64-73):

1. Bölgeye göre.

2. Ayırt ed c ses ve b ç m özell kler ne göre.

3. D l lşk ler n yansıtan unsurlarına göre.

4. Kend ne has n tel kler yle öbürler nden ayrılan d l n/lehçen n ayrı b r gruba alınması.

5. Esk lğe/yaşa göre.

6. Tar he göre.

7. Söz varlığına göre.

Kononov, 1973 tar hl b r yazısında Samoylov ç’ n tasn f n n hâlâ değer n koruduğunu yazar (Kononov, 1973, s. 47). Daha ler k tar hl Sravnitelno-istoriçeskaya grammatika tyurkskih yazıkov adlı çalışmanın 2006 tar hl son c ld nde Türk lehçeler n n tasn f bağlamında k çalışma anılır – b r Baskakov, öbürü de Samoylov ç’ n tasn f . Burada pek çok tasn f n yapıldığının ancak bunlardan en çok rağbet görenler n Baskakov [1952] ve Samoylov ç’ n tasn fler olduğu vurgulanır. K tabı hazırlayanlar kend ler n n de b r d z küçük değ ş kl kle de olsa Samoylov ç’ n tasn f n kullandıklarını bel rt rler. Bu arada, tasn f d l b l m ver ler nden hareket ederek coğrafya-tar h gerçekler n göstermes yönüyle ayrıca kayda değer bulduklarının altını ç zmel y z (Dıbo, 2006, s. 766).

Samoylov ç’ n tasn f yalnızca Rusya’da takd r görmekle kalmaz, farklı ülkelerdek araştırmacılar tarafından da takd r ed l r. Mesela, Alman Karl H. Menges

[1908-1999] Samoylov ç’ n tasn f n n 1950’lerden sonra da önem n koruduğunu bel rt r.

179

Bununla beraber ona göre Samoylov ç, Radloff g b “üçüncü (Harezm) ve dördüncü (Orhon, Uygur, Abakan, Tuva ve Yakut) gruplarda” hata yapmıştır. Menges, Baskakov’un tasn f n de değerlend r r ve bunun özgün yanları olmakla beraber “hatalı ve yanıltıcı fadeler” taşıdığını bel rt r. Ona göre Baskakov, 1952’dek lk tasn f ndek bazı sıkıntılı yönler , 1960 ve 1962’de g derm ş ancak Türk d ller n Doğu ve Batı Hun gruplarına ayıran temel görüşünden vazgeçmem şt r (Menges, 2020, s. 103).