• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.1. Rus Doğu Bilimi ve Doğu Algısının Arka Planı

4.1.1. Eski Metinlerin Rus Emperyalist Bilgi Birikimine Katkısı

4.1.1.2. İstanbul’un Düşüşü ve Nestor İskender’in Kehaneti

16

17

H kâye, kurgu yönü ağır bassa da Rusya’da tar hî değerlend rmelerde kullanılır.

B z m burada st fade ettğ m z N. A. Sm rnov’un makales buna güzel b r örnekt r.

Sm rnov, h kâyeden hareketle b r d z tar hî net celer çıkarmaya çalışır. Buna göre Türk ordusu sayıca fazla olsa da askerl k yönünden ger kalmıştır ve bu da fet hte büyük kayıplar vermes ne yol açmıştır. Ona göre Nestor İskender’ n h kâyes , Osmanlı Türk ye’s n n 1400’lerdek askerî, dar ve ekonom k durumunun doğru saptanmasına yardımcı olmaktadır (Sm rnov, 1953, s. 70-71).

“H kâye” başlığını taşıyan anlatının tar hî b r belge olarak görülmes yanlıştır.

Genel çerçeve tar hten alınsa da h kâyede hayal ve hamas l k hâk md r. Tekrar ed p duran ve hayalî savaş sahneler nden hareketle kuşatma ve fethe l şk n değerlend rme yapmak mümkün değ ld r. B lak s h kâyede tar hî gerçeklerle çel şen çok sayıda b lg ve görmezden gel nen olay vardır. Kuşatma sırasında şeh rde b r mparator eş ve patr k bulunmasa da her k s de h kâyede geçer. Ayrıca gem ler n karadan yürütülmes ve Rumel H sarı’ndan h ç söz ed lmez (Öksüz ve Yapıcı, 2016, s. 48-52).

Eser Türkçeye Gamze Öksüz ve Fat h Yapıcı tarafından 2014 yılında kazandırılır. Kısm olaraksa Em ne İnanır tarafından 2013 yılında çevr l r (2013, s. 65-95).

4.1.1.3. 1400’ler n Sonları ve Afanas y N k t n

İstanbul’un feth Rus hacılar ç n engel oluşturmaz. Fet hten hemen sonra, 1456 ve 1461-1462’de d n adamı Varsonof y İstanbul’a da uğrayarak Kudüse g der.

Varsanof y S na’ya g den lk Ruslardan b r olarak da tar he geçer (Dants g, 1953, s.

207).

1465-1466’da se Rus tüccar M saf r Vas l y Anadolu’da; Yenşeh r, Mudurnu, Tosya Amasya ve Tokat’ı z yaret ederek Mısır ve F l st n’e g der. Vas l y’ n kaydı Bursa’dan başlar. Bursa le kıyaslamasından ötürü onun İstanbul’a daha önce uğradığını anlarız (Dants g, 1953, s. 206). Vas l y’ n gezd ğ yerler b r casus g b kaydetmes lg çek c d r. Su kaynaklarını ve kuyularını not eder, şeh rlerdek Müslüman, Hr st yan ve Ermen ler n sayısını aktarır. Dants g, Vas l y’ n özell kle mukaddes mekânlarla lg l kayıtlarında yer yer hatalar yaptığını bel rterek seyyahın d n ön plana almadığını tesp t eder (s. 207).

18

Tüccar Afanas y N k t n [?-1475] 1471-1474’te H nd stan’ı z yaret eder (Semenov, 1986, s. 107), seyahat n Hojeniye za tri morya [=Üç den z ötes ne seyahat] adlı eser nde anlatır. Kend s H nd stan’a seyahat eden lk Rus’tur. Ger de bıraktığı seyahatname 1400’ler n en öneml Rus d l yad gârıdır (Sm rnov, 1953, s. 50).

Seyahatname Rus d l , edeb yatı ve tar h ç n kıymetl olsa da Türk araştırmaları ç n daha büyük b r önem arz eder. Z ra N k t n’ n seyahat ettğ coğrafya Türk ülkeler nden oluşur. Eserde Türkler n tar h ve yaşayışla lg l b lg ler n yanında Türkçe sözler, cümleler de mevcuttur. Bununla beraber eser Türk b l m cam asının h zmet ne geç sunulur [Ank. 2013].

N k t n’ n seyahatnames uzun b r süre gün yüzüne çıkmaz. Eser , 1817’de Rus tar hç N kolay M. Karamz n b r manastırda bularak b l m cam asına tanıtır. İlk kez 1821’de P. M. Stroyev tarafından neşred len eser üzer ne lk ncelemey se 1856’da İ.

İ. Sreznevsk y yapar (Lurye, 1986, s. 61).

Oldukça erken b r dönemde ve zor şartlarda uzak b r ülkey z yaret eden N k t n’ n seyahatnames Rus b l m cam asınca gurur ver c b r dönüm noktası olarak kabul ed l r. Onlara göre Avrupalıların lk kayded lmş H nd stan seyahatler nden b r n , b r Rus gerçekleşt r r. Y ne de seyyah ve eser n sıradışı n tel kler Rusya’dak tar h ve edeb yat araştırmalarında bazı soruları gündeme get rm şt r. Seyahat n resmî b r sebeb var mıydı, eser dönem n tar h ne lşk n doğrudan b lg vermemes ne rağmen yıllıklarda n ç n yer alıyordu, farklı nüshaların varlığının sebeb neyd g b sorular bunlardan b rkaçıdır (Lurye, 1986, s. 61-66). Eser n, Türklük b l m ç n gündeme get rd ğ konularsa bunlardan farklıdır.

N k t n 1466’da Rusya’dan başlayarak Kazan, Astarhan hanlıkları; Akkoyunlu, T murlu devletler , Behmen Türk sultanlığı, Osmanlı devlet ve Kırım hanlığına seyahat eder. Eser n kaleme alırken de geçtğ bu ülkeler n hayatını s yaset, askerl k, t caret, nanç, lşk ler, âdetler vb. açılardan tasv r eder. Bu tasv rler arasında N k t n’ n yer yer Türkçe sözlere ve hatta cümlelere yer vermes n n sebeb araştırmacılar ç n merak konusu olur (Lurye, 1986, s. 66). B r görüşe göre N k t n okurlarına numune olması ç n gezd ğ yerler n d l nden cümleler ver r: “kul da karavaş p syar hub s ya” (N k t n, 2018, s. 20), “a urus yer tangrı saklasın” (s. 25) g b . Belk de bazı yerler n Rus okurlarca anlaşılmasını stemed ya da esere yabancıl b r hava katmak sted (Lurye, 1986, s. 68).

Veya okuyucularına b r şeyler öğretmek sted . B r yerde verd ğ cümlen n Rusça

19

karşılığını açıklar: “Burada bütün nsanlar haykırdılar ollo bervogıd r, ollo konkar, b z m baş mudna nas p bolmıştı, Rusçası se...” (N k t n, 2018, s. 29, 49). Başka b r yerde, kend s nden sonrak Rus seyyahlara kılavuzluk etmek stedğ n “... s z, Hr st yan Rus kardeşler m H nd stan’a seyahat etmek stersen z Rusya’dak nancınızı terk ed p Muhammed d n n kabul ettğ n z söyleyerek oraya g tmel s n z.” d yerek bel rt r (s.

11).

N k t n’ n seyahatnames Türk dünyasının farklı köşeler hakkında devr yansıtan b lg ler ht va etse de eser n asıl ayırıcı özell ğ se çerd ğ Türkçe unsurlardır.

Kraçkovsk y’ n de fade ett ğ üzere pek çok seyahatname d l yönüyle kıymet arz etmez, çoğu seyahatnamede zaten Rusçaya da geçm ş “saltan” ve “m zg t” g b Arapça ve Farsça kel melerle karşılaşılır (Kraçkovsk y, 1958, s. 16). Ancak N k t n b rkaç kel men n ötes ne geçer ve Türkçe cümlelere de yer ver r.

Seyahatnamede, Türkçe cümleler le çok sayıda kel men n geçmes Türk kültürünün, belk de Türk nüfuzunun bölgedek yaygınlığını göstermekted r. Ancak met ndek Türklere a t unsurların görmezden gel nd ğ ne da r tartışmalar mevcuttur.

Acar, Afanas y N k t n’ n Türk ülkeler ne da r verd ğ b lg ler n Rusların da ç nde bulunduğu bazı araştırmacılar tarafından kasıtlı olarak görmezden gel nd ğ kanısındadır (N k t n, 2018, s. VIII).

4.1.1.4. 1500’lere Doğru İslam’la İlg l İlk Met nler n Ortaya Çıkışı

1493’te Romalı Lyudv g, Vened k’ten Med ne ve Mekke’ye seyahat eder (P sarev, 1881, s. 935-936). Seyahatnames Rusçaya çevr lerek 1600’ler n lk çeyreğ ne a t b r Rus kronğ ne alınır. Bu durum, çev r seyahatnameler n de Rusya’da lg çekt ğ n göstermekted r. Ancak seyahatnamen n tercüme ed lmes nde İslam’la lg l b lg ler ht va etmes n n b r rolü olmalıdır. Z ra bu seyahatname, İslam’la lg l lk Rusça met nler arasında sayılır (Sm rnov, 1954, s. 16).

Burada, N kolay Aleksandrov ç Sm rnov’un [1896-1983] Türkçeye de tercüme ed len Oçerki istorii izuçeniya islama v SSSR [=SSCB’de İslam araştırmaları tar h ]adı k tabına temas etmel y z. K tapta Rus tar h n n farklı dönemler n kapsayacak şek lde, İslam’la lg l b lg b r k m ve araştırmaların tahl l yapılır. K tap 1000-1700 arasını kapsayan dönemle başlar ve burada İslam’la lg l Rus met nler nde geçen malumatın b r dökümünü bulmak mümkündür. Haklarında b lg ver len lk met nler bugünkü manada

20

b r araştırma- nceleme eser değ ld r. 1700’ler n k nc yarısını b r dönüm noktası kabul eden Sm rnov bu dönemle b rl kte “İslam araştırmaları” tab r n kullanmaya başlar.

Sm rnov, tetk k ne her ne kadar 1000’l yıllardan başlasa da Müslümanlar hakkında kayda değer lk met nler n 1400’ler n sonlarına a t olduğunu anlıyoruz. Bu dönemde tüccar veya hacı met nler dışında doğrudan Müslümanları mübarek beldeler n (Mekke ve Med ne), ayrıca peygamber n konu alan b r metne, yukarıda anılan Romalı Lyudv g’ n seyahatnames ne rastlanır. Sm rnov söz konusu metn n Moskova’da 1493 yılında “Op san ye puteşestv ya nekoyego muja r mlen na Lyudov ka ko grobu Magometa prelestn ka” [=Lyudv k adlı b r Romalı adamın Hz. Muhammed’ n kabr ne z yaret ]

başlığıyla kayda geç r ld ğ n , daha sonra da 1500’lerde Russkiy hronograf’a, yan ‘Rus kron ğ ’ne alındığı b lg s n paylaşır (Sm rnov, 1954, s. 16). Burada, konu açılmışken Rus kron kler le “letop s” adı ver len yıllıklar, ayrıca bunların farkı üzer nde durmalıyız.

1300’ler n sonu ve 1400’ler Rusya’da kültür açısından öneml gelşmeler n yaşandığı b r dönemd r. Bu dönemde Rusya’nın B zans, ayrıca güney Slavları olan Bulgar stan ve Sırb stan’la kültür münasebetler nde artış yaşanır. Rus yazıcılık geleneğ n n gel şme kaydetmeye başlaması da y ne bu döneme denk gelmekted r. Artık yalnızca yıllıklar değ l, Rusçasıyla “letop snıye svodıy” adı ver len ve Türkçeye belk

‘yıllık derlemes ’ veya ‘yıllık küll yatı’ şekl nde tercüme edeb leceğ m z eserler de görülmeye başlanır. Bunların ayırt ed c yanıysa küll yatı ortaya koyanın hedefler ve

lg s yle vücuda get r lmş olmalarıdır. Mesela yıllığı yazılan knezl ğ n çağdaş tar h K yev Rusyasıyla alakalandırılmakta ve bu knezlğ n Rus tar h n tems l ett ğ göster lmeye çalışılmaktadır. Bu çerçevede küll yata farklı yıllık, “j t ya” yan mübarek b r s n n hayat h kâyes veya daha başka eserler dâh l ed lmekteyd (Prutskov vd., 1980, s. 150-151).

Yıllıkların mahallî olmaktan çıkıp Rusya genel n tems l etmeye namzet olduğu bu dönemde, Rusya dışındak vakalarla da lg lenen kron kler bel rmeye başlar.

Kron klerde farklı ülke ve halkların tar hler nden kes tlere yer ver l r ve bu kes tler yıllıklardan farklı olarak tar hî gerçeklğ değ l, “masalsı-fantast k” ya da “eğ t c ” b r h kâyey ver r (Prutskov vd., 1980, s. 155). Rus kron ğ n n lk şekl n n 1400’ler n sonu ve 1500’ler n başında yazıldığı düşünülür (s. 156).

21

Ş md ; yıllık, yıllık küll yatı ve kron kler n konumuz açısından b r değerlend rmes n yapacak olursak bunların ayırt ed c n tel kler n b lmem z, muhtevalarına olan yaklaşımımızı bel rler. Özell kle kron klerdek b lg ler, tar hî b r ves ka olarak algılanmamalıdır. Yıllıklar le yıllık küll yatlarıysa daha muteber kaynaklardır. Net ce t barıyla st fade edeceğ m z Rusça çalışmalarda, b lhassa da Sovyetlerde ortaya konanlarda, bu durumun görmezden gel nm ş olab leceğ n hesaba katmalıyız.

Yıllıklara yansıyan konular arasında 1400’ler n başında T mur’un Anadolu’da lerleyş , 1402’dek Ankara Savaşı, B zans’ın sonunu haber veren Türk baskısı g b konular vardır (Dants g, 1953, s. 201). Rusya’yı lg lend ren olayların kayded lmes yle Akden z’ n doğu havzasındak ülkelerle lg l Rus b lg b r k m artmaya başlar. Bu b lg b r k m ne farklı d llerden tercümeler de katkı sunar. F lozof Konstant n’ n Sırpça yazdığı Jitiya gospodina despota Stefana Lazareviça adlı eser nde Beyazıt ve T mur s mler etrafında gelşen tar hî olaylar, Müslümanlar ve Hz. Muhammed hakkında b lg ler yer alır. Y ne aynı eser n b r bölümünde de Orhan Gaz ’den II. Mehmed’e kadar Türk sultanları hakkında b lg paylaşılır (Sm rnov, 1954, s. 17). 1500’lere a t N konov kron ğ nde Altın Orda hanı Toktamış’ın saldırıları, P men’ n 1389 tar hl Konstant nopol s seyahat , 1392 yılına da r T mur anlatısı ve Sah p G ray’ın 1541’dek Moskova sefer ver l r (PSRL, 1865-1918).

Yıllıklar özel adlar bakımından önem sayılab lecek m ktarda malzeme sağlar.

Bu konuda İstoriko-lingvistiçeskoye issledovaniye tyurko-tatarskih geografıçeskih nazvaniy v russkih letopisyah (IX-XVI vv.) [=IX-XVI. asırlara a t Rus yıllıklarındak Türk-Tatar coğraf adların tar h-d l b l m tetk k ]adlı b r araştırma vardır. Çalışmada 370 coğraf ad (çeş tlenmeler ve tekrarlarla 2473) tahl l ed l r. Çalışmadan öğrend ğ m ze göre yıllıklardak Türkçe unsurlar daha önce de ele alınır. 1966 tar hl tez nde İ. G. Dobrodomova Povest vremennıh let adlı eserdek Türkçe unsurları nceler (Ahmetzyanov, 2004, s. 4).

1500’lerde İslam’la lg l Rusça eserler n sayısı artar. Maks m Grek’ n [1470-1556]

met nler , ayrıca Andrey M haylov ç Kurbsk y’ n [~1528-1583] İstoriya florentiyskogo sobora [=Floransa katedral /başk l ses n n tar h ], Moskova Metropol t Makar y’ n [~1482-1563]

Velikiye çet’i minei [=Yüce aylık okumalar?] adlı eserler örnek ver leb l r. B r de 1551 tar hl

“Stoglavıy sobor”un [=100 maddel k mecl s?]13. maddes nde Hz. Muhammed’ n yanı sıra Hz. Al , Hz. Ebubek r ve Hz. Ömer’den de bahsed l r (Sm rnov, 1954, s. 18-19).

22

1500’lerdek b r başka met nse Kazanskiy letopisets’t r [=Kazan yıllığı]. Eserde 1552’de IV. İvan tarafından ortadan kaldırılan Kazan hanlığının 300 yıllık tar h h kâye ed l r. Sm rnov’un fadeler ne göre eser, Tatarların d n ve yaşayışı üzer ne b lg ler de

ht va eder (Sm rnov, 1954, s. 19; PSRL, 1903).

Leh vakanüv s Mart n Belsk y’ n [~1495-1575] vakay names ndek Hz.

Muhammed’le lg l b lg Rusçaya çevr lerek Supraslskiy sbornik’e [1578-1580] alınır.

Met nde Yahud , Protestan ve Müslümanlara karşı dd alara yer ver l r. Daha sonra aynı met n lavelerle Russkiy hronograf’ın [=Rus kronğ ?] k nc baskısına (1617) alınır (Sm rnov, 1954, s. 20).

1611’de Teodoros Abu Kurra’nın [~750-~830] İslam karşıtı metn Rusçaya çevr l r.

Aynı dönemde İslam yet’e l şk n başka çev r ler S meon Polotsk y [1629-1680] yapar.

Petr Alfons’un k taplarından Hz. Muhammed’le lg l bazı kes tler tercüme eder (Kraçkovsk y, 1958, s. 24; Sm rnov, 1954, s. 20).

Russkiy hronograf’un k nc s nde [1617] “Skazan ye o vzyat Tsargrada ot bezbojnogo turetskogo tsarya Amurata” [=Allahsız Türk sultanı Murat’tan İstanbul’un alınmasının h kâyes ] ve “Skazan ye İvana Peresvetova o tsare turskom Mahmete, kako hotel sojeş kn g greçesk ya” [=İvan Peresvetov’un Türk sultanı Mehmet’ n Yunanca k tapları yakmak stemes yle lg l anlatısı] yer alır (Sm rnov, 1954, s. 20; Popov, 1869, s. 160, 165).

Russkiy hronograf’un üçüncüsünde [1620-1646] Hz. Muhammed’le lg l b r yazıdan başka Osmanlı Türkler hakkında k anlatıya da yer ver l r (Sm rnov, 1954, s.

22).

4.1.1.5. 1500-1700’ler ve Met nler n Çeş tlenmes

Osmanlının B zans’a son vererek bölgen n tek hâk m gücü olmasıyla Rus-Türk lşk ler nde yen b r dönem başlar. Artık Rusya’dan Türk ye’ye elç ler gel r. Konumuz açısından önem ne gelecek olursak bu elç ler Rusya’dak b lg b r k m ne katkıda sunacak kayıtlar tutarlar. Bunlarda daha çok s yaset ve askerl kle lg l hususlar ağır basar.

1515-1516’da gönder len elç Vas l y Andreyev ç Korobov’a, Osmanlının s yas durumu hakkında b lg toplaması buyrulur. B lhassa Kızılbaşlar meseles ne d kkat etmes sten r. B r başka elç Bryuhov’dan se Rodos adasıyla lg l gel şmeler öğrenmes sten r (Dants g, 1953, s. 212-213).

23

1500-1700 arasında Rusya, Osmanlıya 39 elç gönder r (Dants g, 1953, s. 210).

Bu sayı, Rus har c yes nde Türk ye’yle lg l kayda değer b r b lg b r k m n n oluştuğunu göster. Bu elç ler ve ma yetler , Türk ye’ye gelmeden önce b r nebze Türkçe öğrenm ş olmalıdır. Bu durumda, I. Petro devr nden önce de Rusya’da, Türkçe öğrenme

ş n n resmî b r mah yet aldığı çıkarımına ulaşab l r z.

B lg toplama vaz fes yalnızca elç lere ver lmez. İstanbul’a gönder len d n adamlarından da b lg toplamaları sten r. 1557’de İstanbul’a gönder len d n adamı Feodor t’ten patr kle görüşmes ve Türk sultanın k m nle dost k m nle düşman olduğunu, neler hedefled ğ n öğrenmes sten r. Osmanlıdan Moskova’ya g den d n adamları da olmuştur. Bunlar arasında Athoslu Maks m Grek 1518’de geld ğ Rusya’da 1556’dak ölümüne kadar kalmıştır (Dants g, 1953, s. 213).

Bu gelş g d şler n har c nde Rusya, İstanbul’dak patr klerden de st fade etmeye çalışır. Burada mevzu yalnızca b lg elde etmek değ ld r. Patr kler n gerekt ğ nde Türk paşaları Rusya leh ne karar almaya sevk etmes de bah s konusu olur (Dants g, 1953, s.

213-214).

Elç lerden stenen b lg n n çerçeves zamanla genşler. G tt kler yerler n yalnızca s yas durumunu değ l, âdetler n de kaydetmeye başlarlar. 1558’de İstanbul, Kudüs ve Mısır’a gönder len elç l k heyet nden güzergâhtak ülkeler n âdetler n yazmaları beklen r. Heyette yer alan tüccar Vas l y Poznyakov İskender ye, Kah re, F l st n ve İstanbul seyahat ne l şk n kayıtlarını 1561’de Moskova’ya sunar. Bu notların IV. İvan’ın yukarıda anılan buyruğu doğrultusunda yazıldığı tahm n ed l r (Dants g, 1953, s. 214).

24 Ocak 1570’te elç Novos ltsov, II. Sel m’ n tahta çıkışını kutlamak ç n Türk ye’ye gönder l r. Elç ye Türk ye’n n durumunu öğrenme vaz fes de ver l r. B r de sultanı, Rusya’dak Müslümanların zulme uğramadığına kna etmes ve Astrahan-Kazan sefer nden vazgeç rmeye çalışması sten r (Dants g, 1953, s. 214).

Rus tüccar Tr fon Korobeyn kov IV. İvan’ın buyruğuyla 1582-1584’te İstanbul, Antakya, İskender ye, Kudüs ve S na’yı kapsayan b r seyahate çıkar. Novgorod yıllığında tüccarın b zzat çar tarafından gönder ld ğ de anılır. Dants g’ n d kkatlere sunduğu üzere Korobeyn kov dönüşünde devlette vaz fe alır (dvortsovıy dyak). Bell k yapılan ş memnun yetle karşılanmıştır (Dants g, 1953, s. 216).

1593’te Korobeyn kov b r kez daha İstanbul’a gel r. Yol boyunca geçt ğ şeh rler n b rb rler ne olan uzunluklarını, ayrıca duvarlarını, neh rler n , köprüler n not

24

eder. Dants g’ n fades yle seyahatname, mübarek yerler n anlatıldığı b r met n değ l, daha çok askerî topoğrafyaya da r b r kayıttır (Dants g, 1953, s. 218).

Korobeyn kov’un metn n n Poznyakov’un seyahatnames ne dayandığı dd ası vardır. Buna göre met nden Poznyakov’un bazı şahs görüşler çıkarılmış, baş kısma Korobeyn kov’un seyahat eklenm ş ve sonrasında da F l st n’le lg l farklı seyyahların yazdıklarından b r derleme yapılmıştır. Sm rnov Rus edeb yatında “hojden ye” olarak anılan seyahat met nler n n zamanla b r dönüşüm geç rd ğ n not eder. Farklı met nlerden kes tler n ç çe geçmes bu türün özell kler nden b r hâl ne gel r (Sm rnov, 1954, s. 19-20). Bu durumda, seyahatnameler n güven rlğ n n sorgulanması gereken b r mesele olduğu da ortaya çıkmaktadır.

1584’te tüccar Mark Samsonov, İstanbul’dak Rus öğrenc lere ver lmek üzere 30 rubleyle İstanbul’a gönder l r. Söz konusu öğrenc ler IV. İvan tarafından patr ğ n yanına Yunanca öğrenmek üzere gönder lm şt r. Öğrenc lere “okumaları ve çarın emr nden çıkmamaları buyrulur” (Dants g, 1953, s. 216).

1500’ler n Rus yazarlarından İvan Semyonov ç Peresvetov, IV. İvan’ın h zmet ne g rer. Devlet dares nde b r d z y leşt rme amacını taşıyan çeş tl r saleler n çara sunar. Bunlar arasında yer alan Skazaniye o Magmete-saltane [=Mehmet sultan hakkında anlatı] adlı eser nde Fat h Sultan Mehmed’ n ve Türkler n dare, kanun, askerl k, yaşayış vb. özell kler n n mükemmell ğ n anlatır. Sovyet b l m adamı Dants g, Türklerle lg l olumlu b lg ler veren bu eser n gerçekler yansıtmadığını savunur (Dants g, 1953, s.

217).

1600’lere yaklaşırken Rusya’da yurt dışından gelenler; nereye g tt ğ , hang ülkelerden geçtğ , geçt ğ yerlerde salgın olup olmadığı g b konularda sorgulanmaya başlanır. Ayrıca kurulan elç l k kalem yle yurt dışından Moskova’ya dönenler n g tt kler ve geçt kler ülkeler hakkında rapor vermes uygulamasına da başlanır. Bu dönemde, d n adamı hacılar önceden olduğu g b y ne en çok malumatı get renlerd r.

1500’ler n sonunda ortaya çıkan Karayazıcı Abdülhal m ve kardeş Del Hasan etrafındak ayaklanma ve kargaşalardan Moskova, d n adamları ve elç lerle haberdar olur (Dants g, 1953, s. 217-218).

Rusya’nın sınırlarının genşlemes ne bağlı olarak yurt ç nde seyahat edecekler ve b lhassa da memurlar ç n har taların söze döküldüğü k taplar hazırlanmaya başlanır.

Bu k tapların lk bell başlı örneğ 1627’ye a tt r ve Kniga bolşomu çerteju [=Büyük har tanın k tabı?] adını taşır. 1500’ler n sonlarına a t “esk har ta” ve 1627’de hazırlanan “yen

25

har ta”ya göre tert p ed len eserde, uzaklıklar ve güzergâh sözlü olarak fade ed l r (Serb na, 1950, s. 4). B r başka dey şle, bu eserlerde çoğaltılması zor olan har talar, kolaylık sağlamak ç n tasv r ed lmekted r. Eser coğrafya ve tar h b lg s ç n taşıdığı değer n yanında 160’ı Türkçe, 2000 kadar yer adını ht va etmes yle d l b l m ç n de öneml d r (Barandeyev, 1987, s. 76). Eser bu yönüyle 1800’lerden başlayarak hem Rusçanın hem de Türkçen n söz varlığı nceleyen b lg nler n lg s n çekm şt r (s. 77).

Söz konusu eser n daha genşlem ş hâl yse Povyorstnaya kniga [1667] adıyla anılan eserd r.

İlk örnekler 1630’lardan kalan Povyorstnaya kniga [=Verst k tabı?] adlı yazma k taplarda şeh rler n Moskova’ya ve b rb rler ne göre uzaklığı ver l r. Bu k tapların temel amacı ulaklara ve öbür memurlara ver lecek yol parasının hesaplanmasını sağlamaktır. Sınırların gen şlemes , eks k yerleş mler n eklenmes veya dar değ ş kl kler g b sebeplerle bu k taplar sürekl yen lenm şt r. Hatta laveler ç n k taplarda boş yer b le bırakılmaktadır. Bu da g t g de artan b r b lg b r k m ne ves le olmuş, tar h ve coğrafya araştırmaları ç n b lg kaynağı ortaya çıkarmıştır. Bu k taplar, elbette d l b l m ç n de ver sağlar. Y ne bu bağlamda, şeh r adlarında zamanla gerçekleşen değ ş kler de görmem z sağlar. Mesela “Astarahan” zamanla “Astrahan”a dönüşür. Bu k tapların b r başka lg çek c özell ğ yse çoğu yazmasında yurt dışındak 54 öneml şehr n Moskova’ya göre uzaklığının ver lmes d r (Petrov, 1950, s. 76, 90).

Avrupa şeh rler n n yanı sıra l stede Osmanlı şeh rler de yer alır. Harf sırasına göre tert p ed len eser Ed rne’yle başlar: “Adr anopol [=Ed rne] şeh r Türk sultanın hak m yet nded r, Moskova’dan kara yoluyla 1800 [verst]. Aleksandr a [=İskender ye] şehr büyüktür, Mısır’dadır, aynı sultanın hak m yet nded r, Moskova’dan uzaklığı [...]” (Petrov, 1950, s. 150). Eserde uzaklık kara ya da su yoluyla ver leb ldğ ç n neh r, den z adları da y ne çokça geçer.

1600’ler n lk yarısında Türk ye’y z yaret eden Rus seyyahlardan b r s de Fyodat Kotov’dur. 1623’te Rusya, tüccar Kotov’u devlet mallarıyla İran’a gönder r.

Tahm nlere göre elç l k kalem tarafından kend s nden güzergâh, şeh rler, ayrıca da ülkeler n âdetler ne l şk n not tutması ve döndüğünde elç l k kaydını devlete sunması sten r (Kuznetsova, 1958, s. 13). Kotov g ttğ yerlerdek dağ ve neh rler hakkında b lg ver r. Neh rlerde kıyılar arasında geçşler n ve köprüler n yerler n özell kle bel rt r.

Tüccar olduğundan olsa gerek Kotov kl m şartlarını, pazarları, malları ayrıntılarıyla tasv r eder. Şeh rler b rb rler yle kıyaslar. Türkler de dâh l olmak üzere bölge

26

halklarının etn k özell kler , yaşayışı, g y m kuşamı üzer ne b lg ver r. Bunlar arasına İslam yet’tek oruç ve bayramlara l şk n b lg ler de mevcuttur. G tt ğ yerler n Rusya’dan farklı yanlarını vurgular. Şeh rler n planlamasını ve genel özell kler n aktarır. Kotov notlarının sonunda Farsça, Türkçe ve Gürcüce sayıları sıralar. Türk, Arap ve Farsların aynı harfler kullandığını ama her b r n n kend d l nde konuştuğunu kaydeder [Hojeniye, 95-96. s.]. Ayrıca yer yer Türkçe fadeler Rusça tercümes yle aktarır.

Ağrı dağını tasv r ett kten sonra Fars ve Türkler n buna “sultan agrı”, ayrıca “başda kem ” ded kler n , Rusçasının da “Ararat” olduğunu aktarır [91-92. s.]. Eserde bunlara benzer 50 kadar Türkçe ve Farsça başka sözler de mevcuttur.

Rus tüccar Vas l y Yakovlev Gagara, 1634-1637’de Türk ye, İran, Mısır ve F l st n’ z yaret eder (Dolgov, 1891, s. I-IV). Anlatısına T fl s’ten başlayan Gagara, buradan Er van’a, sonra da Ardahan, Kars ve Erzurum üzer nden S vas’a ulaşır. Geçt ğ yerler n coğraf özell kler n not alır. Gagara Sur ye’den Kudüs’e ulaşır. Burada, metropol t ve Yunanlar, Rusya g b uzak b r ülkeden gelen b r Hr st yan’ı görünce çok sev n rler [Jitiye, 9. s.]. Gagara Kudüs’ten Mısır’a g der, ardından y ne Kudüs’e döner.

Urfa, Ankara, Kastamonu, S nop’tan sonraysa den zden Gel bolu’ya “çar ç n b lg toplamaya” gel r [38. s.]. Karaden z’ n batısından ülkes ne döndüğünde kend s ne seyyahlığı ve get rd ğ b lg lerden ötürü Moskova m saf r unvanı ver l r (Dolgov, 1891, s. II). Gagara daha öncek Rus seyyahlardan çok daha gen ş b r coğrafyada seyahat ederek ülkes n n coğraf b lg b lg s ne büyük b r katkı ver r (Dants g, 1953, s. 220-222).

Tro ts Serg yev manastırı d n adamlarından Arsen y Suhanov 1651-1653’te İstanbul, Kudüs ve Mısır’ı z yaret eder. Suhanov 1636’da Gürc stan’a, Hr st yanlığın tören ve badetler n ncelemek ve gerek yorsa da bazı düzeltmeler yapmak üzere gönder len b r heyette yer alır (İvanovsk y, 1889, s. I). 1649’da se Kudüs patr ğ Moskova’ya gel r ve Rus k l ses n n bazı yönlerden bozulduğun bel rt r. Bunun üzer ne aynı yıl Suhanov, Doğu K l ses n n âdetler n yer nde görüp öğrenmes ç n Kudüs’e gönder l r (s. II-III). Kudüs patr ğ le önce Yaş’a g den Arsen y, buradan k kez Moskova’ya g d p gelerek raporlarını sunar. 1651’de tek başına Kudüs yolculuğuna devam ederek önce İstanbul, sonra da Mısır’a g der. 1652’de Kudüs’ten ayrılır ve Kafkaslar üzer nden 1653’te Moskova’ya döner. Tuttuğu hacılık kaydında (prosk n tar y) tab at ve şeh rler daha çok asker gözüyle tasv r eder: kaleler, surlar, s lahlar, gem ler. Askerî b lg ler n yanı sıra üret m, yaşayış ve âdetler üzer ne de b lg verd ğ metn nde yer yer Türkçe fadeler paylaşır. Suhanov’un lk yolculuğunu anlattığı

27

seyahatnames 1600’ler n önde gelen Rusça seyahat met nler nden b r d r. Arsen y k nc seyahat ne se Hr st yanlıkla lg l k tap toplamak üzere 1654’te başlar (s. VI).

Yaş, Aynoroz ve İstanbul’a gel r, 500 kadar değerl k tap ve el yazmasıyla ülkes ne döner. (Dants g, 1953, s. 223-226). Met nde Türkler n anlatıldığı yerlerde Arapça ve Türkçe fadeler geçer [Proskinitariy, 8. s.].

Tro ts Serg yev manasıtırı d n adamlarından İona Malenk y, Arsen y Suhanov’la b rl kte Kudüs ve İstanbul’a seyahat etmek ç n yolculuğa çıkarlar, ancak k s n n yolu Yaş’ta ayrılır. Malenk y, Suhanov’dan önce Kudüs’e ulaşır ve buradan ondan b r yıl sonra ayrılır. Dants g’ n değerlend rmes ne göre Malenk y’ n kayıtları, çoğu zaman olduğu g b hacıların lg s n çeken mukaddes yerler ve İnc l r vayetler yle lg l d r. Bu yüzden pek değerl değ ld r (Dants g, 1953, s. 226).

1600’ler n sonlarına a t öneml kaynaklardan b r de Opisaniye turetskoy imperii

[=Türk mparatorluğunun tasv r ] adlı k taptır. K tabın k m n tarafından yazıldığı tam olarak bell değ ld r, ama Türklere es r düşmüş Fyodor Doroh n s ml b r tarafından yazılmış olab leceğ tahm n ed lmekted r. Es r düşen Doroh n; Kudüs, Mısır, Anadolu, İstanbul ve Balkanlarda bulunur ve ülkes ne ancak 1674’te döneb l r. Kend s nden ger ye kalan metn n adı b le bunun sıradan b r seyyah metn olmadığını ortaya koymaktadır. Yazar bel rl yerler n dağ, den z ve neh rlere göre konumlarını, yolları anlatmaya d kkat eder.

Osmanlının sınırlarını ve sınır şeh rler n , ayrıca şeh rler n de kale, sur, s lah g b yönlerden korunaklı olup olmadığını özell kle bel rt r. Yerleş mler n etn k özell kler n ve buralardak farklı unsurların askerl k yetenekler n anlatır: Yen çer ler y yet şt r lmemekted r, Araplar at üstünde y savaşır, Boşnak ve Arnavutlar y savaşçılardır. Yazar, İstanbul ve Selan k’te fazladan ekmek olmadığı g b b lg lere yer verse de ekonom ve üret me genel olarak d kkat etmez. Etrafına hep b r asker gözüyle bakar. Bu bakımdan eser Rus araştırmacılar tarafından d nî konulara ağırlık veren sıradan hacı met nler nden ayrı b r yerde konumlandırılır (Dants g, 1953, s. 227-229).

Türk ye’n n askerî, coğraf , topoğraf k ve stat st kî tasv r n n yapıldığı öneml b r met n olarak değerlend r l r (Sırku, 1890, s. XXVII). Ayrıca, Osmanlı Balkanları hakkında b lg veren lk Rusça kaynaklardan b r olarak kabul ed l r (s. XL).

Eser n yazarı Osmanlı coğrafyasındak yer adlarına bölge halkından duyduğu şekl yle yer ver r (Sırku, 1890, s. XV). Bu yönüyle eser b r bakıma, 1600’ler n sonlarından tar h, coğrafya ve etnografya notları olmanın yanında yer, yerleş m, etn s te adlarına da r de b r kaynaktır. 1890’da Pravoslavnıy palestinskiy sbornik’te 130 sayfalık

28

b r sözlükle neşred l r. Burada ‘özel ad d z n ve tar h-coğrafya sözlüğü’ başlığıyla et moloj den tar h ve coğrafyaya değ n uzanan b r yelpazede çeş tl açıklamalar ver l r.

1600’ler n sonlarında, Türk tar h ne hasred lmş lk tercüme ve tel f k tapların ortaya çıktığı görülür. 1678’de Çar Fyodor Alekseyev ç ç n S mon Starovolsk ’n n Lehçe eser [Krakov 1649], Dvor çesarya tureçkogo [=Türk çarının sarayı] adıyla Rusçaya çevr l r. 1692’de se Andrey İvanov ç L zlov, Skifskaya istoriya [=İsk t tar h ] adlı b r k tap kaleme alır ve bu Rusya’da Doğu halklarının tar h n ele alan lk eser olarak kabul ed l r (Arunova ve Oreşkova, 2009, s. IX). K tapta Altın Orda devlet , Kazan hanlığının yanı sıra Osmanlı devlet yle lg l de b lg ver l r. Arunova ve Oreşkova’nın verd ğ b lg ye göre k tapta ağırlıklı olarak Osmanlı dar yapısı, ordusu ve fet hler üzer nde durulur (IX. s).

1700 yılı temmuzunda mzalanan İstanbul Antlaşmasıyla Osmanlı, Rus hacıların Kudüs’e özgürce g deb lmeler n tem n eder. Ayrıca Rusya, İstanbul’da da mî elç bulundurma hakkı elde eder. Bundan k yıl sonra yer yer bu antlaşmaya eser nde atıfta bulunacak olan Moskovalı d n adamı İoann Lukyanov, 1701-1703’te Türk ye’den geçerek Mısır ve Kudüs’ü z yaret eder. Lukyanov Karaden z üzer nden 1702 martında İstanbul’a gelerek burada 4 ay kalır (Olşevskaya ve Travn kov, 2008, s. 399). Geçt ğ yolların ve şeh rler n tasv r n yapar. Türk gümrükler nde kend s nden verg alınması ve mallarına el konulması g b başından geçen olayları aktarır [Hojdeniye, 34. s.]. Yunanların Türk hak m yet nde nasıl yaşadıklarını da r b lg ler aktarır. Lukyanov le olan b r sohbette Yunanlar d ndaşları Rus çarından kend ler n Türk hak m yet nden kurtarmasını stemekted r: “N ye çar, Türklerle barıştı. B z n ye esaret ve zulümden kurtarmıyor. O Hr st yanların çarı değ l m ?”. Ayrıca bu konudak b r kehanet de d le get r rler: Rus çarı onları esaretten kurtaracak ve İstanbul’u fethedecekt r. [49 s.]. Y ne Yunanlar çarın kend ler n Moskova’ya n ye almadığını sorar. Lukyanov da çarın Yunanların Türklere b lg götürdüğünü düşündüğünü söyler [50. s.].

Halkların yaşayışına l şk n b lg ler de ver r: “... Türkler sarhoşları sevmez, şarap da çmezler, yalnızca su ve kahve çerler...” [43. s.]. Ekonom ye lşk n b lg ler aktarırken bazen Moskova’yla karşılaştırma yapar “İstanbul’da ekmek ucuzdur, hatta Moskova’dan b le.”, “İstanbul’da balık yazın Moskova’dan ucuzdur, kışınsa aynıdır.”

[44. s.]. Eserde pek çok Türkçe söz geçer: “yümrukçü” (gümrükçü) [29. s.], “goraç” (haraç)

[30. s.], “kaç adam... beş adam” [33. s.]. Bazen Türkçe sözler n Rusça karşılıkları da ver l r:

“Gece yarısı volak [ulak] koşup geld , Rusçasıyla haberc ...” [27. s.].

29

Lukyanov’un seyahatnames coğrafya, tab at ve sosyal hayatı ayrıntılarıyla tasv r etmes yle pek çok seyahatnameden ayrılır. Lukyanov, karşılaştırmalara sık başvurur. Bazen gördükler n ana vatanındak lerle kıyaslar. Yer yer de farklı halkları b rb rler yle karşılaştırır. Bütün bunlar da metne b r der nl k katar. Lukyanov, bazı Rus araştırmacılarca Petro zamanının önde gelen yazarı kabul ed l r. Onlara göre Lukyanov;

Arsen y Suhanov ve Vas l y Gr gorov ç-Bakrsk y g b öne çıkan b r yazardır (Olışevskaya ve S.M. Travn kov, 2008, s. 395-396).

Rusya’nın İstanbul’dak lk da mî elç s Pyotr Andreyev ç Tolstoy aynı zamanda Osmanlı üzer ne b r d z metn n de sah b d r. Tolstoy, 1702-1714’e tekabül eden elç l k dönem nde raporlar yazar, elç l k defterler tutar. Ayrıca Opisaniye Çyornogo morya

[=Karaden z’ n tasv r ], Opisaniye Egeyskogo arhipelaga [=Ege adalarının tasv r] ve Opisaniye Osmanskogo flota [=Osmanlı donanmasının tasv r ] g b met nler ortaya koyar (Oreşkova, 2006, s. 22). Bunlarda adlarından da anlaşılacağı üzere Osmanlı devlet n n farklı yönler yle lg l b lg ler ver r. Eser n Rusya tar h ç n önem yse b rkaç noktadan ler gel r.

Tolstoy’un kayıtları Rusya’nın 1700’lerle yakaladığı yayılma dönem nde ortaya konur.

Bu dönemde, Rus-Türk s yas ve asker çatışmaları g t g de artmaya başlar. Buna paralel olarak 1700’ler n k nc yarısında ve 1800’lerde Türk ye’yle lg l eserler de artar. Ancak Tolstoy daha sonrak benzerler n n lk örnekler n ortaya koyan s m olur [Kommentar , 219.

s.].

D n adamları Makar y ve S lvester 1704-1707’de Kudüs’e seyahat ederler.

İstanbul, g d ş ve dönüş güzergâhlarında yer alır. Beş ktaş’ta k ay kalırlar. İstanbul’u kısaca tasv r ederler ve şu g b notlarla paylaşırlar: “Burada yalnızca Türkler yoktur, daha b r sürü d l konuşulur. Y ne b z m ülkem zde olmayan meyve ağaçları (?) da pek çoktur.” (Lenon d, 1873, s. 4). İstanbul’dan den z yoluyla Mısır’a g derler ve oradan da Yafa’ya ulaşırlar: “Akden z’de k gün yol aldık... Katr s şehr ne geld k. Esk zamanlarda İop ya adıyla anılırken ş md buraya Türkler Yafa d yor. Burada Türkler adam başına üçer...” (s. 8). Kudüs’e g rerken İstanbul’dak Rus Elç s Pyotr Andreyev ç Tolstoy’un verd ğ r saley göstererek verg ödemekten kurtulurlar. Kudüs’ten Antalya’ya, oradan da kervanla Bursa’ya gel rler: “... Türklerle 30 gün yol alarak Bursa den len şehre, yan N keya’ya vardık.” (s. 25). Bursa’dan M dal’e (?) gelerek den z yoluyla İstanbul’a ulaşırlar. Rus elç y z yaret ett kten sonra Rusya’ya dönerler. Öbür seyahatnamelere göre hac mce kısa da olsa met nde bölge halklarının m llî ve d nî yönler ne da r kayda değer b lg ler ver l r. Bu yönüyle eserde özelde Türk, Arap ve