• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.2. Rusya’da Doğu Bilimiyle İlişkili Kavramlar ve Kuruluşlar

4.2.7. Petersburg’daki Kuruluşlar

4.2.7.14. Yaşayan Doğu Dilleri Enstitüsü (1920)

Samoyloviç’in meslek hayatında mühim yer tutan kuruluşlardan birisi de Yaşayan Doğu Dilleri Enstitüsüdür. 1922-25 döneminde Enstitünün müdürü (rektörü) Samoyloviç’tir (Alpatov, 1990, s. 115). Kendisinin bu kuruluş üzerine 1922 tarihli

“Petrogradskiy institut jivıh vostoçnıh yazıkov” [=Petrograd yaşayan Doğu dilleri enstitüsü] adlı bir yazısı da mevcuttur (Samoyloviç, 1922).

Söz konusu Enstitü üzerine Kononov ve İoriş, Leningradskiy vostoçnıy institut (Stranitsa istorii sovetskogo vostokovedeniya) adıyla müstakil bir çalışma hazırlar [M.

1977]. Samoyloviç, bir makalesinde Enstitüyü [Petrogradskiy institut..., 1922] ve bir başka makalesindeyse Petorgrad/Leningrad’daki Doğu bilimini ele alır [Vostokovedeniye v Petrograde, 1922].

96

Kononov ve İoriş’in belirttiğine göre Sovyetlerde Moskova ve Petrograd’da kurulan Doğu bilimi enstitüleri Lenin’in Halk Komiserleri Kurulunun 7 Eylül 1920 tarihli kararını imzalamasıyla ortaya çıkar. Bu kararda Moskova’daki Lazarev Enstitüsünün, Merkezî Yaşayan Doğu Dilleri Enstitüsüne dönüştürüleceği belirtilir.

Ayrıca, Enstitünün Moskova’daki teşekkülü tamamlanıncaya kadar Petrograd’da hizmet vereceği bildirilmektedir (Kononov ve İoriş, 1977, s. 19). Enstitü, 15 Ekim 1920’de Merkezî Yaşayan Doğu Dilleri Enstitüsü (Tsentralnıy institut jivıh vostoçnıh yazıkov) adıyla kurulur. Enstitünün kuruluş amacı, 25 Kasım 1920 tarihli nizamnamesinde, yaşayan Doğu dillerini ve Doğu bilimi konularını öğretmek şeklinde belirtilir. Bu çerçevede, Enstitünün iki temel çalışma alanı vardır. Buna göre Enstitü, ilkin ekonomi, idare, siyaset, maarif gibi alanlarda Doğuda veya doğuyla ilişkili çalışacak kişilere ihtiyaç duyacakları Doğu bilimi konularını öğretecektir. İkinci olarak da Doğu bilimi dersleri verecek kişiler yetiştirecektir (Kononov ve İoriş, 1977, s. 23).

Kononov’un Samoyloviç’ten aktardığına göre, Petrograd’da Doğu bilimi kuruluşlarının Ekim devriminden sonra yeniden teşekkülünde SPb. Doğu Dilleri Fakültesi hocaları ve BA Asya Müzesi Doğu Bilimi Topluluğu faal olarak katılır (Kononov ve İoriş, 1977, s. 20). Ayrıca Enstitü kurulduktan sonra Doğu Dilleri Fakültesi geleneği buraya taşınır.

Enstitünün kuruluşundan 1922’ye kadar müdürlüğünü V. L. Kotviç yapar.

Kotviç’in 1922 nisanında bu vazifeyi bırakmak istemesi üzerine 22 nisanda S. F.

Oldenburg başkanlığında toplanan hocalar heyeti başkanlığa Samoyloviç’i aday gösterir. Milliyetler Komiserliği, 2 Mayıs 1922’de yeni idare heyetini karara bağlayarak Samoyloviç’i müdür atar. Samoyloviç 1923’te müdürlükten kendi isteğiyle ayrılır.

Enstitüde ilk 10 yıldaki bölümler ve başkanları şöyledir: Arapça – İ. Yu.

Kraçkovskiy, Farsça – A. A. Freyman, Hintçe – A. P. Barannikov, Çince – V. M.

Alekseyev, Japonca N. İ. Konrad, Moğolca – V. M. Vladimirtsov. N. Ya. Marr, Gürcüce ve Ermenice bölümlerinin, Samoyloviç de Osmanlıca ve Sart-Özbekçe bölümlerinin başkanıdır (Kononov ve İoriş, 1977, s. 25). 2 Haziran 1922 tarihli karara göre Osmanlıca bölümüne N. N. Martinoviç; Samoyloviç, Kırgız ve Sart bölümlerine seçilir.

VTSİK, 1921 Ocak 27’de, Moskova’daki Doğu bilimi kuruluşlarının Doğu Bilimi Enstitü çatısı altında toplanması kararlaştırır. 1922 Ağustos 18’de ise Petrograd’daki Enstitü, Milliyetler Komiserliği kararında Petrograd Yaşayan Doğu

97

Dilleri Enstitüsü adıyla anılır. Yine burada, Enstitünün iki temel hedefinden biri olan Doğu dillerini öğretecek kişiler yetiştirmek ifadesi çıkarılır (Kononov ve İoriş, 1977, s.

31). Enstitünün ismi, kısa bir süre sonra Leningrad Yaşayan Doğu Dilleri Enstitüsü, en nihayetinde de Leningrad Doğu Bilimi Enstitüsü olacaktır.

1923 sonlarına doğru Milliyetler Komiserliğinin lağvedilmesi gündeme gelir.

Bunun üzerine Moskova Doğu Bilimi Enstitüsü ve Petrograd YDD Enstitüsünün hangi kuruluşa bağlanacağı tartışılır. Birlik Geneli Akademik Doğu Bilimciler birliğinin 1923’teki (Aralık 7) teklifiyle 1924’te (Nisan 18) Merkezî İcra Komitesi bünyesine alınır (Kononov ve İoriş, 1977, s. 39-40).

Enstitünün işleyişinde görülen aksaklıklar üzerine pek çok düzenlemeye gidilir

[1931, 1936]. 1937 ekiminde Enstitü müdürü M. İ. Amagayev’in vazifesine son verilir.

1938 martında müdür vekili A. B. Başkirev, Entsitünün verimli çalışmadığını belirten bir rapor hazırlayarak Merkezî İcra Komitesi Bilim Komitesine sunar. Bunun üzerine Bilim Komitesi, 21 Haziran 1938’de Enstitünün lağvedilerek Moskova’daki Doğu Bilimi Enstitüsüyle birleştirilmesi kararlaştırır (Kononov ve İoriş, 1977, s. 31).

1922’de Enstitünün yayınevi hizmet vermeye başlar. Neşredilen kitapların çoğu ders kitabı niteliğindedir ve bunlar arasında Samoyloviç’in Osmanlı Türkçesi dil bilgisi kitabı da vardır [Kratkaya uçebnaya…, I. bs. 1925, II. bs. 2002] (Kononov ve İoriş, 1977, s. 32).

Osmanlı Türkçesini uygulamaya dönük öğretmek amacıyla hazırladığı bu kitapta Samoyloviç, dil öğretimine dair düşüncelerini açıklar. Osmanlı Türkçesini öğrenen birinin Kırım Tatar, Azerbaycan ve Türkmen lehçelerinde kolaylıkla anlaşabileceğini vurgular. Ayrıca kitabın neşredildiği 1925 yılında Osmanlı Türkçesinin, Tatar ve Özbek lehçelerine git gide daha fazla tesir ettiğini ekler (Samoyloviç, 2002, s. 14). Bütün bunların Samoyloviç’in iştigal sahasında teorik dil biliminin yanında uygulamaya dönük dilciliğin de önemli yer tuttuğunun ve bu bağlamda Yaşayan Doğu Dilleri Enstitüsünde hocalık yapmasının tesadüfi olmadığının kanıtı saymak mümkündür.

Samoyloviç’in Türk dillerinin tasnifine dair ilk makalesi [Nekotorıye dopolneniya…, 1922], ayrıca 12 hayvanlı takvime dair yazısı [K voprosu…, 1927] yine bu Enstitü yayınları arasından çıkar. Sonuncunun Vostoçnıye zapiski dizisinde çıktığını not edelim.

Yayınevinin açılışını, hizmetlerini ve kapanışını dönemin siyasi şartları içinde değerlendirmek mümkündür. Sovyetlerin ilk yıllarında görülen Basmacı hareketi, sınırlar dâhilindeki Türkler başta olmak üzere değişik halkları etraflıca tanıyan, onların

98

dilini iyi bilen yetişmiş uzmanlara ihtiyacı doğrulamaktadır. Enstitü bünyesinde, güncel siyasi gelişmelere göre 1934’te Japon bölümünün açılması da yine uygulamaya dönük gayelerin bir işaretidir (s. 84). Bu bakımdan, 1924 yılında Enstitü bünyesinde açılmaya başlanan programları (seminerleri) kültür inkılabı bağlamında, sosyalist yapılanma gereğince yerli halktan idareciler ve memurlar yetiştirme amacı çerçevesinde değerlendirebiliriz. 1937’de hız kazanan Stalin terörüyle Sovyetlerdeki Türk halklarının baskı altına alınması ile Enstitünün kapanması arasında bir ilişki olduğu da not edilmelidir.

Türkoloji programı. 1924’te Leningrad Yaşayan Doğu Dilleri Enstitü bünyesinde Türklük bilimi programları açılmaya başlanır. Kononov ve İoriş’in belirttiğine göre 15 Mart 1924’te Samoyloviç Enstitü idare heyetine Sovyetlerdeki Türk halklarının kültür-maarif bakımından ihtiyaçlarının karşılanması için Türklük bilimi programı açılmasına dair bir rapor sunar. Samoyloviç’in bu raporunda, 1924’te Özbekistan ve Azerbaycan ziyaretlerinde gündeme gelen tarihî filoloji alanında çalışacak mahallî uzman ihtiyacı vurgulanır. 1 Nisan 1924’teki idare heyeti toplantısıyla Türklük bilimi programının çalışma usul ve esasları belirlenir (Kononov ve İoriş, 1977, s. 92-93). Türklük bilimi programı ile açılmak istenen ama sonra ertelenen Moğol programı da 1924 yılı sonuna doğru açılır. B. Ya. Vladimirtsov, 5 Kasım 1924’te Enstitüye programın planını sunar (s. 94). Kaydedilen başarı yeni programların açılmasına zemin hazırlar. 15 Aralık 1924’te, ilk iki programın yanında, N. Ya. Marr’ın başkanlığında Yafetik (Gürcü-Ermeni) programın açılması kararlaştırılır (s. 95-96).

Programlardaki 2 yıllık öğrenim süresi, 1926-27 dönemiyle birlikte 3’e çıkarılır.

Öğrenciler, 2. yıldan itibaren 4 alandan birinde uzmanlaşmaya yönelir: dil bilimi, edebiyat, etnografya ve tarih. 3. yıl ise öğrencinin bir danışman idaresinde müstakil olarak çalışmasına ayrılır. 1930’da öğrenci yokluğundan programların hepsi kapatılır (s.

96).

Samoyloviç, bu Programın Rusya’daki Türklük bilimine mahsus ilk kuruluş olarak İstanbul Türkiyat Enstitüsüyle aynı zamanda ortaya çıktığını vurgular (Samoyloviç, 1927, s. 373).

99 4.2.7.15. Doğu Bilimciler Topluluğu (1921)

Topluluğun (kollegiya) kuruluş tarihiyle ilgili farklı kaynaklarda, farklı bilgiler geçer. Blagova’nın paylaştıklarından topluluğun kurulmasının ilk olarak 1920’de gündeme geldiği ve kuruluşunun da 1921’de gerçekleştiği anlaşılmaktadır (Blagova, 2008, s. 311). Bir kaynakta 15 Mayıs 1921 tarihi yer alır. Topluluk Asya Müzesine bağlıdır. Topluluğun amacı ise Rusya’daki Doğu bilimcileri bir araya toplamaktır.

Topluluğun başkanı Marr, başkan yardımcısı ise Oldenburg’dur (Kollegiya vostokovedov, 1923, s. 22).

Topluluk, 1930’da kapatılsa da Rus Doğu biliminde önemli bir yer işgal eder.

Topluluğun neşriyat organı 1925-30'da çıkan Zapiski Kollegii vostokovedov adlı dergidir. Samoyloviç’in dergide, biri 1925 ve üçü de 1927’de, dört yazısı çıkar.

Samoyloviç’in ifadelerinden Topluluğun toplantılarında tebliğler sunulduğunu öğreniyoruz. Bunlardan birinde, 8 Aralık 1922’de, Samoyloviç, Atâî’nin elde bulunan tek divanı üzerine bilgi verir. Tebliğin metni, 1927’de Topluluğun dergisinde yayımlanır (Samoyloviç, 2005, s. 839).