• Sonuç bulunamadı

Suçun Artması, Yabancılaşma ve Kentte Çatışmacı Hareketliliğin Neden

1.2 Polis ve Polislik Kavramının Tarihsel Geçmişi

1.2.5 Profesyonel Bölge (1920 1970 Dönemi)

1.2.5.6 Suçun Artması, Yabancılaşma ve Kentte Çatışmacı Hareketliliğin Neden

İkinci dünya savaşı sonrası, savaştan kaynaklanan yoksulluk suç üzerinde etkili olmuş ve uzun yıllar suçun ani yükselmesinin nedenleri tartışılmıştır. Bu konuda üç faktörün büyük rol oynadığı görülmüştür. Birincisi bebeklerin hızla ergenlik yaşına ulaşması, ikinci faktör; uyuşturucu kullanımının artışıdır (New York şehrinde 1950’de yaklaşık 100 kişi yüksek dozdan ölürken, 1960’ ta 200 kişi, 1967’de 700 kişi yüksek dozdan ölmüştür, 1963’te Atlanta da 500 eroin kullanıcısı bulunurken on yılın sonunda 5.000 kişiden fazla kişi kullanıyordu, on yıl boyunca Boston’da madde kullanımı ve bağımlılığı artmıştır) (Wilson, 1985:23), üçüncüsü ise işsizliğin artmasıdır, nitekim 1961’de işsizlik 1955’teki sayının iki katına çıkmıştır. İşsizlerin çoğu genç insanlardan oluşuyordu, 1968’lerde bu sayılar artmış, özellikle beyaz olmayan gruplar arasında işsizlik daha yüksek oranda ortaya çıkmıştır. 1967’deki Özgür Toplumda Suç ile Mücadele başlıklı rapora suç oranlarındaki artış geçmiştir. Rapordaki en önemli durum, suç oranlarındaki artışla birlikte büyük “korku” oranlarının ortaya çıkmasıdır. Anket sonuçlarına göre insanlar gece sokağa çıkmaya korktuklarını belirtmişlerdir, %35’i yabancılarla konuşmadıklarını, %21’i gece araba ile gitmeyi toplu taşıma araçlarına tercih ettiklerini, %30’a yakını evlerinde silah bulundurduklarını söylemişlerdir. Bu komisyon problemi anlamlı bulmasına rağmen suç ile ilgili korku toplumda yükselmiştir. Amerikalılar izleme

komisyonu kararlarını etkili bulmuşturlar;

1.) Suç önleme öncesinde kanunun güçlenmesi suç faaliyetlerini azaltır. 2.) Adalet sisteminde suçluyla ilgili teknikler geliştirilmelidir.

3.) Suçlulara yönelik adalet sisteminde haksızlıklar giderilmelidir. 4.) Suçlu adalet sistemi daha iyi hale getirilmelidir.

5.) Suç problemi ve suçlu adalet yönetimi ile ilgili temel araştırmalar yapılmalıdır.

6.) Polislere, mahkemelere ve birimlere daha fazla kullanacakları bütçe ayrılmalıdır.

7.) Bireyler, sivil iş örgütleri, dini kurumlar, hükümetin tüm düzeyleri planlamadan ve suçlu adalet sisteminin değişiklik yapılmasından sorumludur, şeklinde yönlendirici kararlar ortaya atılmıştır. Diğer zamanlardaki benzerleri gibi bu raporda genel olarak profesyonel alanda ele alınan konular görülmüştür. Örneğin; suçun önlenmesinde, “suça neden olabilecek sosyal durumların önlenmesi” tartışılırken polis – halk ilişkisi önerilmemiştir. Rapordaki bu görüşler Wickersham raporunda güncelleştirmiştir, genel olarak bu klasik alandaki ölçütlerde; yasal örgütleme, merkezi karar almanın güçlendirilmesi, kişisel uygulamaların revize edilmesi, eğitimsel gereklilikler bulunurken, suçu önlemede özellikle mantıksal alanda profesyonel adımlar atılmalı ve teknolojik gelişmelerden yararlanılmalıdır şeklinde sonuçlar ortaya konulmuştur (Wilson, 1985:16-17).

Suça karşı en etkili silahlar fiziksel ve sosyal düzenlemelerdir, raporda ise suç konuları polisin problemi olarak görülmüştür, bu durum toplumsal bir konu olarak ele alınamaz. Yine 1840’lardakine benzer kentsel çatışmacı hareketlilik, 1960’larda da meydana gelmiştir. 1967’de Afrika kökenli Amerikalılar ve Puerto Rico’lu komşularla yaşanan kentsel çatışmacı hareketlilik rapor edilmiş, daha kötü çatışmalar temmuzda iki hafta boyunca Detroit ve New York’ta meydana gelmiştir. 1963, 1964 ve 1965 kentte çatışmacı hareketliliklerinden sonra yasal düzenlemeler ortaya konmuş ve kentte çatışmacı hareketlilik için donanıma, eğitime ve önlemler almaya ihtiyaç olduğu belirtilmiştir. Kentte çatışmacı hareketliliğin yan etkisi ile ev, eğitim, iş, esenlik ve güvenlik konularında konuşulmuş ve yeni olmasa da sivil karışıklıklar ile ilgili milli bir Değerlendirme Komisyonu tavsiye edilmiştir.

Percey, (1980:69) aynı şeylerin tekrar yaşandığını, aynı resmi tekrar gördüklerini, aynı analizlerin ve reaksiyonların görüldüğünü, Afrika kökenli Amerikalıların polislerin kendileri ile bağlantı kurmadığını belirtmiştir. Komisyon polis devriye uygulamaları ile güvenlik sağlanmaya çalışıldığını, özellikle varoşlarda devriye hizmetleri ve motorize devriye hizmetleri düzenin sağlanabilmesinde etkili olduğunu belirtmiştir. Yine Afrika kökenli Amerikalılar polislerin herkese uyguladıkları standart davranışları kendilerine uygulamadıklarını belirtmişlerdir. Kentte yaşanan kentte çatışmacı hareketliliklerde polisin vatandaşlar tarafından düşman olarak algılandığı bu doğrultuda komisyonun önerileri arasında halkla ilişkilerin geliştirilmesi belirtilmiştir. Kamu ilişkilerinde birimlerin hizmetlerine dikkat edildiğinde, bölgeler ile ilgili hükümet raporunda düzenin kurulmasının zorluğu belirtilmiştir. Aynı zamanda Afrika kökenli Amerikalıların %49’ unun suç işleyebileceği ve parçalanmış ailelerden oluştuğu bilinmektedir, topluluğun %22’ si işsizdir, raporda da topluluğun yoksulluğu, işsizliği, esenliği, okulları ve benzerlikleri belirtilmiştir (Percey, 1980:75-86)

Özet olarak komisyon halkın ve polisin sınırlarını ortaya koymuştur, polis çalışmalarında, azınlık durumdaki yerleşimciler de polisin ortağı olarak görülmeli ve polis kaynaklarının denetimini kapsamalıdır. Yine farklı zamanlarda yapılan farklı raporlarda, poliste kaynakların kullanımı, iş birliği, teknolojinin daha iyi kullanımı, eğitim, polisin bütünlüğünün korunması, iç ve dış kontrol, ülke genelinde polis standartlarının korunması konuları ele alınmıştır. Bir zorunluluk olarak polisin çalışabilmesi için toplumla kolay bağlar kurulmalıdır, halk devriyeleri ve suçun önlenmesinde eğitime önem verilmesinin önemi raporlarda belirtilmiştir. 1968’de Suçla ilgili Adalet Standartları ve Amaçlar isimli rapor ile artan suç problemine karşı düzenin sağlanabilmesi amacı ile kanuni düzenlemelerin gerektiği üzerinde durulmuştur. Eğitimin arttırılması, acemi eğitimi, gelişim, uygun donanımın önemi gibi profesyonel alanda uzmanlaşma gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca suçtan korkmanın yaşamın kalitesinde yıkım yarattığı belirtilerek, bu korkunun nedeninin ortaya konması gerektiği vurgulanılmıştır. Standartlarda topluma hizmet verecek ekip polisliği kavramı da bulunmaktadır. Ekip polisliği, polisler arasında işbirliği ve koordinasyonu arttırarak düzeni koruma ve suç önleme amacına dayanır. Klasik

örgütsel düşünceden miras bir dogma olan ekip polisliği kavramında; birimleride düşük düzeyde kararların alındığı ve sorumluluğun üstlenilmediği bir durum ifade edilmiştir (benden başka biri de yapabilir düşüncesi), yapı içinde ekip üyeleri arasında neyin başarılacağı bilinir ve kişisel ilişkiler kurulur. Ekip polisliği program sonuçlarının uygunsuzluğu belirtilmesine rağmen profesyonel alanda önemli bir kavramdır ve polisliğin toplumsal alanda gelişmesine de katkıları olmuştur. Kamu ilişkilerinde bölümlerin merkezileşmesi yerine kararların merkezi olması ve memurların cesaretlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. 1960’larda ve 1970’lerin başında ulusal raporlar oldukça önemlidir, çünkü bunlar polislerle görüşülerek oluşturulmuştur, yine yıllar içinde yapılan polis araştırmalarında benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Temel varsayımlara göre profesyonel alanda polislik doğru şekilde yürütülememektedir, örenğin, motorize devriyenin birinci avantajı daha geniş alanda suçu önleyebilme durumunu ifade ederken pratikte farklı tanımlamalar ile ifade edilmekterdir, uzun süreli çalışmalardan farklı sonuçlar elde edilmiştir (Trojanowicz, 1994:109; Percey, 1980:75-86).

İhbarlarla çözülen suçlar tartışmalıdır, 1977’ de Kansas City çalışmasında bu tip çalışmaların suça karşı sadece %2 ile hızlı cevap verildiği bulunmuştur ayrıca raporlarda kaç saatte bir hırsızlık soygun yaşandığı verilmektedir (Silberman, 1980:332-333). Pek çok vaka bilimsel yöntem kullanılarak çözülmektedir, ulusal raporlar, anketler ve polis araştırmaları düşünüldüğünde suç değerlendirilirken suç çevresi içinde değerlendirmeye ihtiyaç bululunmaktaiken örgütsel yapıda, en üst seviyede karar verme bir olaya karşı verilecek tepkiler ve destekler üzerine odaklanarak hareket etmektedir. Başarılı stratejiler etkili problem çözümünde önemlidir, halk ve polis birliktedir ve modern polislikte buna ihtiyaç vardır.