• Sonuç bulunamadı

Siyasi ve Askeri Hamleler

Belgede Marmara Uç Bölgesi (1204-1330) (sayfa 188-193)

BÖLÜM 4: BİZANS İMPARATORLUĞU’NDA İÇ KARIŞIKLIKLAR DÖNEMİ DÖNEMİ

4.1. II. Andronikos Dönemi (1282-1328)

4.1.2. Siyasi ve Askeri Hamleler

Kilise ile ilgili çabalar neticesini verip de bu alanda düzen sağlanıncaya kadar Bizans artık görkemli geçmişinin hayaline sarılan, miras olarak aldığı görevleri yerine getirmeye gücü yetmeyen küçük bir devlet haline gelmiştir. Tüm bunların farkında olan İmparator II. Andronikos Paleologos dış siyasetini de buna göre belirlemiş ve daha ılımlı hareket etmiştir. Barış ve dostluk antlaşmaları ile kendisini korumaya çalışmıştır. İmparatorluğunun ilk yılında 1282’de Silivri’deki Tatarlardan sayıları 4000’in üzerinde olan birlik imparatorun ölümünden zarar gördüklerini bahane ederek karışıklık çıkarmaya başlamışlardır. İmparatorluk için büyük bir tehlike oluşturmalarından endişe duyan II. Andronikos bu mesele ile ilgilenmeye öncelik vermiştir.732 Bir yandan onlara herhangi bir ödeme yapmadan ülkelerine göndermenin mümkün olmadığını gören

730 Gregoras, s. 271-286.

731 Nicol, Bizans’ın Son Yüzyılları, s. 107-115.

177

İmparator diğer yandan zaten ekonomik olarak sıkıntıda olduğundan hazineyi böyle bir iş için kullanmayı uygun bulmamıştır. Bu nedenle onları deneyimli komutanlarından megalos kontostavlos Mikhail Glabas’ın komutası altına yerleştirmiştir. Bu birlikleri Bizans topraklarını sürekli işgal eden Sırplar üzerine göndermiş ve buradan elde edecekleri ganimetler ile ülkelerine dönmelerini istemiştir. Olaylar planladığı gibi gerçekleşmiştir.733

İmparator kilise meseleleri ile uğraşırken babasının tahtta hakkı olan genç Ioannes Laskaris’e yaptıklarını düşünmeye başlamıştır. İlahi adaletin tecelli etmesinden ve aynısının kendi başına gelmesinden endişe duymuştur. Elbette onun babasının kararlarına ya da yaptıklarına katkısı olmamıştır. Çünkü o zamanlar daha küçücük bir çocuktu. Fakat yine de babasının onun için yasal varisi hakkından mahrum etmesinden vicdan azabı çekmiştir. Babasının kör ettirip Gebze’de734 bir zindanda tuttuğu Ioannes Laskaris’i görmek, teselli etmek ve neye ihtiyacı varsa temin etmek için 1290’da onu ziyarete gitmiştir. Görevlilere ona gelecekte de iyi ve saygılı bir şekilde davranılmasını emrederek oradan ayrılmıştır. Hem askeri tecrübe kazanmak hem de sürekli Bizans topraklarına saldıran Türklere gözdağı vermek amacıyla doğuya hareket etmiştir.735 Daha sonra tekrar İstanbul’a dönüp Batı ile diplomatik ilişkilerini güçlendirmeye çalışmıştır.

İmparatorun Macaristan prensesi olan ilk eşi Anna, ona iki erkek çocuk736 verdikten sonra 1283’te737 ölmüştür. Evlilik yoluyla siyasi müttefik kazanmak isteyen II. Andronikos İspanya kralına elçi göndermiş ve kızı ile evlenmek istemiştir. Kral bu durumu memnuniyetle karşılasa da kendi kızını değil soylu başka birini İmparatora eş olarak göndermiştir.738 Böylece Selanik ve çevresini elinde bulunduran Montferrat

733 Gregoras, s. 172.

734 Dakibyza.

735 Gregoras, s. 184-185.

736 Bunlardan birisi gelecekte ortak imparator olacak olan Mikhail diğeri de despot Konstantinos’tur.

737 Gregoras’ın 1283 olarak belirttiği bu tarih, D. M. Nicol tarafından 1281 olarak gösterilmiştir. Bknz. Gregoras, s. 180; Nicol, s. 100.

178

Markisi V. Guillaume’nin kızı İrene 739 ile II. Andronikos 1284’te evlenmiştir. Selanik’in ismen kralı olan marki yapılan evlilik nedeniyle bölgedeki haklarından vazgeçmiştir.740 İspanya Kralı’nın bu evliliği sağlaması aslında eski Latin geleneklerine aykırı bir davranıştır. Çünkü Latinlerin üst sınıflarından olan kimselerin Papadan izin almadan Bizanslılar ile akrabalık kurmaları yasaktı. Fakat Kral bir skandal yüzünden papadan zaten aforoz cezası aldığı için bunu bir mazeret olarak kullanmış ve Bizans imparatoriçesi olması için kızı gizlice İstanbul’a göndermiştir. O zamanlar İmparator II. Andronikos 23 yaşında, yüzünün güzelliği ve uyumlu karakteri ile ünlü yeni eşi İrene ise 11 yaşındaydı.741

Askeri faaliyetler ile devleti korumak, genişletmek, güçlendirmek için gerekli olan ekonomik imkanlar bulunmadığı için imparatorluk bu alanda sıkıntı yaşanmıştır. II. Andronikos sadece paralı askerlere dayanır hale gelen ordunun masraflarının azaltılması için asker sayısında sınırlandırmalarda bulunmuştur. İyi eğitimli askerlerin yerine ucuz fakat tecrübesiz ve yeteneksiz kişilerin alınması orduda zafiyetlerin başlamasına neden olmuştur.742 Ayrıca bazı ileri gelenler İmparatoru artık donanmaya ihtiyaç kalmadığına inandırarak büyük maddi yükümlülük gerektiren donanmanın kaldırılmasını tavsiye etmişlerdir. Bu kararın uygulanması Bizans için felaketlerin başlangıcı olmuştur. Daha önceleri Bizans ordusundan korkan Latinler silahlanmış ve saldırı planları yapmaya başlamışlardır. Korsan faaliyetlerinin artmasıyla adalar ve sahiller büyük sıkıntı çekmiştir.743

Muhafazası oldukça maliyetli olan donanmadan feragat edilince bu ihtiyaç Bizans’ı İtalyan devletlerine bağımlı hale getirmiştir. Kara ordusunun büyük kısmı da dağıtılınca Bizans İmparatorluğu’nun askeri gücü hayli küçülmüştür. Bir önceki İmparator VIII. Mikhail zamanı ile kıyaslandığında dahi fark oldukça belirgindir. Bu durum Türklere büyük fayda sağlamıştır. Akdeniz kıyılarına kadar ulaşan ve kendi donanmalarını kurmaya başlayan Türkler, Bizans’ın izlediği politikalar nedeniyle işsiz kalan çok

739 Evlenmeden önceki adı Yolande’dir.

740 Ostrogorsky, s. 449.

741 Gregoras, s. 180.

742 Ostrogorsky, s. 446.

179

sayıda denizcinin gemi yapımı ve denizcilik konularındaki tecrübelerinden istifade etmişlerdir.744 Kendi imparatorluklarında iş bulamayan pek çok insan İtalyanların ya da Türklerin hizmetine girmiştir. Bu durumun bir felaket olduğunun anlaşılması üzerine acil tedbirler alınmaya çalışılmış küçük bir donanma ve az sayıda da olsa daimi ordu oluşturulmuştur. Ancak yeterli olmamıştır.745

Moğolların Önasya ve Anadolu’daki akınlarından kaçarak Anadolu’ya gelmiş ve buradaki Türkmenlerle birlikte Bizans sınır boylarında yerleşmiş olan Türkler imparatorluğun topraklarına artık daha etkili akınlar düzenlemeye başlamışlardır. XIII. yüzyılın sonlarında artık sadece belli başlı kaleler ve limanlar746 dışındaki topraklar tamamen Türklerin eline geçmiştir.

Batı dünyasında da Bizans aleyhine planlar tamamen bitmemiştir. Özellikle Napoli Kralı II. Charles’in747 oğlu Philippe de Tarente ve Fransa Kralı’nın kardeşi Charles de Valois fetih siyasetini devam ettirmeye çalışan isimler olmuştur. 1294’te Anjou hanedanının Latin Bizans ülkesindeki hak ve mülkiyetlerini devralan Philippe de Tarente Epir’de Anjou mirasını idare ederken, Napoli kralı adına Yunanistan’daki Frenk devletleri ve Tesalya üzerinde de hak iddia etmeye başlamıştır. Epir despotu Nikeforos’un kızı Thamar ile evlenmiş ve buradaki mülklerini güvence altına almıştır. Hatta 1295’te Epirliler kendisine Aitolia’daki şehirleri de teslim etmişlerdir.748

Bu süreçte Epir ve Tesalya arasında yaşanan çekişmeler Bizans İmparatorluğu için kısa süreli de olsa başarılar getirmiştir. 1290’da Bizans ordusu Tesalya’yı geçmiş Ioannina’yı kuşatmıştır. Epir’in Philippe de Tarente’ye verdiği topraklar karşılığında aldığı desteğin bir faydası olmamış aksine Tesalya ile araları daha çok açılmıştır. Tesalya’daki sebastokrator Ioannes’in 1289’da ölümünden sonra oğulları 1295’te Epir üzerine bir sefer düzenlemişler ve mağlup durumda kalan Epir, Bizans İmparatorundan yardım istemiştir. 1296 yılında ise Epir despotu Nikeforos ölünce, VIII. Mikhail’in

744 Norwich, s. 229.

745 Nicol, Bizans’ın Son Yüzyılları, s. 116.

746 Bu yerler, İznik, İzmit, Sardes, Bursa, Alaşehir, Ulubad, Magnesia kaleleri, Kuşadası, Karadeniz Ereğlisi’dir. Bknz. Norwich, s. 229.

747 Charles d’Anjou’nun oğlu

180

yeğeni Anna henüz reşit olmayan oğlu Thomas’ın naibi olarak iktidara gelmiştir. Epir tarafından Bizans dostu politikalar izlendiği bir sırada Sırbistan’ın Draç’ı işgal etmesi Bizans’ın gelişmesine engel olmuştur.749

Sırp hükümdar II. Stefan Uroš Milutin (1282-1321) saltanatının ilk yılında, daha önce bahsedildiği üzere Charles d’Anjou’nun ittifakına katılmış ve kuzey Yunanistan ve Selanik’e giden yollara hakim olduğu için önemli bir stratejik konuma sahip olan Üsküp’ü ele geçirmiştir. Bundan sonra Makedonya üzerine saldırıları sürekli bir hale gelmiştir. 1297 yılında Bizans bölgeye en kabiliyetli kumandanı Mikhail Glabas Tarkhaniotes idaresinde bir ordu sevk ederek Sırplara karşı koymak istemiş ancak başarılı olamamıştır. Savaş yolu ile bir çözüm bulamayacak durumdaki imparatorluk için Sırplar ile barış antlaşması yapılmasının daha uygun olduğunu ifade eden komutanın tavsiyesini dinleyen750 ve bu meseleyi siyasi manevralar ile çözüme kavuşturmak isteyen II. Andronikos, kız kardeşi Eudokia ile Sırp Kralı Milutin’i evlendirmek istemiştir. Eudokia 16 Ağustos 1296’da kocası Ioannis’in ölümünden sonra ilk çocuğu Aleksios’u babasının yerine iktidara geçmesi için Trabzon’da bırakarak diğer iki çocuğu ile İstanbul’a gelmiştir. Ancak Eudokia Milutin ile evlenmek istememiştir. Çünkü bu kral daha önce 3 kez evlenmişti. İlk eşi Ulahların liderinin kızıydı, onunla bir kaç yıl yaşadıktan sonra onu ülkesine geri göndermiştir. Sonra erkek kardeşinin karısının kız kardeşi ile evlenmiştir. Ancak bu eşi öncesinde münzevi bir hayat yaşamakta olduğu için Sırp Kilisesi tarafından tepki ile karşılanmıştır. Bu yüzden Milutin onu da göndermiştir. Daha sonra Bulgarların lideri Sviatoslavos’un kardeşini eş olarak almıştır. Bu üç evlilikten de çocuğu yoktu. Şimdi daha soylu bir aile ile akrabalık kurmak amacıyla Bizans prensesine ilgi duymaktaydı.751

Eudokia’nın bu evliliği bir türlü kabul etmemesi üzerine İmparator Milutin’e kendi kızını, 5 yaşındaki Simoni’yi almasını ve evlilik çağına gelene kadar ona bakmasını teklif etmek zorunda kalmıştır. 1299 yılının baharında İmparator eşi ve kızı ile Selanik’e gitmiş, burada anlaşma yapmış ve kızını, kendisinden bile büyük olan 40 yaşındaki

749 Ostrogorsky, s. 451.

750 Nicol, Bizans’ın Son Yüzyılları, s. 128.

181

Milutin’e vermiştir.752 Ağabeyi Dragutin ile taht mücadelesi içinde olan Milutin akrabalık yoluyla Bizans’tan destek alacağı için bu anlaşmayı kabul etmiştir. Devlet olarak küçülmüş olsa da Bizans’ın gelenekleri diğer kavimler üzerindeki etkisini hala koruduğu için bir Bizans prensesi ile evlenmek oldukça prestijli bir durumdur.

Evlilik yoluyla akrabalık kurmak isteyen başka hükümdarlar da Bizans İmparatoruna elçi göndermiştir. Bunlardan biri İtalya kralıdır. Bu kişi İstanbul’dan sürülen Baudouin’in kızı ile evliliğinden bir kız çocuğu sahibi olmuştur. Elçiler bu kız ve İmparatorun oğlu Mikhail’in evlenmesi teklifinde bulunmak üzere gönderilmiştir. Daha sonra Kilikya Ermeni kralı da 13 yaşını dolduran kız kardeşi için aynı şekilde elçi göndermiştir. İmparator II. Andronikos taleplerinin fazlalığı nedeniyle İtalyan elçileri reddederken en seçkin alimlerden Theodoros Metohitis ve Ioannis Glikis’i Ermenilere elçi olarak göndermiştir. Bu iki alim sadece tecrübelerinden dolayı değil, aynı zamanda diğerlerinden çok daha üstün sağ görüleri, ilahi konularda ve Hristiyanlık dogmaları konusunda bilgileri ve dünyevi eğitimi olduğu için seçildiler. Bizans her zaman uzaktaki milletlere bu tarz kimseleri görevlendirirdi. Çünkü bu adamlar dili bir silah gibi kullanma gücüne sahipti ve her türlü tartışmada başarılı olurdu.753 Nihayetinde İmparatorun onlara verdiği görevi başarıyla tamamlayan elçiler Ermeni Kralın kız kardeşi Maria’yı alarak başkente dönmüşlerdir.754

Belgede Marmara Uç Bölgesi (1204-1330) (sayfa 188-193)