• Sonuç bulunamadı

İstanbul’da Latin İmparatorluğu’nun Kurulması

BÖLÜM 1: DÖRDÜNCÜ HAÇLI SEFERİ SÜRECİNDE BİZANS İMPARATORLUĞU VE ANADOLU İMPARATORLUĞU VE ANADOLU

1.5. İstanbul’da Latin İmparatorluğu’nun Kurulması

Yağma ve yıkım bittikten sonra düzen kurulması gerekliliği ile ele geçirilen her değerli eşyanın bir yerde toplanmasına karar verilmiştir. Ortaya çıkan servet muazzamdır. Son durum hakkında Villehardouin şöyle demiştir: “Ganimet öyle büyüktü ki, altın ve

gümüşün, kıymetli kap kacak ve değerli taşların, satenlerin ve ipek kumaşların, kürklerin ve giysilerin ve dünyada o zamana dek rastlanmamış zenginlikte malların hesabını hiç kimse çıkaramaz.”214

Robert de Clari de eserinde şehrin zenginliğini yapılar üzerinden anlatmıştır. Ayasofya Kilisesi, Bukoleon Sarayı, Nea kilisesi ve burada bulunan kutsal emanetler, yine oldukça değerli eşyaların bulunduğu Havariyyun Kilisesi, şehrin kapıları, buralarda bulunan altın heykeller, şehrin sütunları gibi önemli yapı ve eşyalar karşısında Haçlıların yaşadıkları şaşkınlık ve hayranlıktan bahsetmiştir.215

Bundan sonra Haçlılar arasında imparator seçimi için müzakereler başlamıştır. Venedik’in güçlü birini istemiyor oluşu seferin seyrinde önemli rol oynayan Alman Kralı Philippe von Schwaben’e de, seferin reisi Boniface de Montreffrat’a da tahta çıkma şansı vermemiştir.216 Bunlar yerine Flandre Kontu IX. Baudouin, herkesin onayıyla imparator seçilmiştir. Boniface de Montferrat Selanik ve Makedonya bölgesinin kralı olurken Anadolu’nun Marmara bölgesi, Trakya, Orta ve Güney Yunanistan’da Haçlılar tarafından küçük devletler kurulmuştur.217 Böylece Avrupa eyaletlerinin çoğu Latinlerin eline geçmiştir.218 Venedikliler ise, sefer öncesinde yapılan anlaşma gereğince şehrin sekizde birlik bir kısmına ve Ayasofya Kilisesi’nin de yer

213 Choniates, s. 316-320; Khoniates, s. 151-152.

214 Villehardouin-Valenciennes, s. 74.

215 Clari, s. 41-46.

216 Choniates, s. 328; Khoniates, s. 177; Demirkent, Haçlı Seferleri, s. 179.

217 Gregoras, s. 43; Demirkent, Haçlı Seferleri, s. 180.

54

aldığı mahalleye sahip olarak, Thomas Morosini adlı Venedikli bir kimseyi patriklik makamına getirmişlerdir.219 Bunun yanı sıra ticari önemi haiz kıyı şehirlerini ve adaları almışlar ve buralara vassallar yerleştirmişlerdir. Diğer Haçlılar da derece ve önemlerine göre paylarını almışlardır. Ancak başkentin alınması Bizans İmparatorluğu’nun tüm topraklarının ele geçirilmesi anlamına gelmemiştir.

16 Mayıs 1204’te Baudouin, Ayasofya Kilisesi’nde İstanbul Latin İmparatorluğu’nun ilk imparatoru ilan edilmiş ve taç giymiştir.220 Bir seneden az bir süre önce IV. Aleksios’un taç giyme törenine şahitlik eden Latinler Baudoin için Bizans tarzındaki töreni kopya etmişlerdir.221 Kısmen feodal hukuk bilginlerinin teorilerine, kısmen de Kudüs Krallığı’nın idare tarzına dayanan bir anayasa oluşturulmuştur. Bundan sonra imparator, siyasi tüm meseleleri ve askeri teşebbüsleri taca bağlı olan vassallardan oluşan istişare heyetine danışarak karar alacaktır.222

Boniface de Montreffrat kendisi için Selanik bölgesini istemiş ancak bu talep yeni Latin İmparator Baudouin tarafından kabul görmemiştir.223 Bunun üzerine çıkacak bir savaş bölgedeki tüm Latinlerin varlığını tehdit ettiği için doç ve diğer önde gelen Latinlerin baskısıyla bir parlamento toplanmış ve Selanik’i Boniface’e bırakmıştır. Venediklilerin Boniface’i desteklememesinin sebebi muhtemelen, daha önce IV. Aleksios tarafından kendisine söz verilen Girit adasını Venediklilere satmasıdır.224

219 Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, s. 110; Demirkent, Haçlı Seferleri, s. 180.

220 Clari, s. 47-48; Gregoras, s. 43; Niketas Khoniates imparator seçimin 9 Mayıs’ta Havariyyun Kilisesi’nde yapıldığını yazmaktadır. Ancak Ayasofya’da taç giyilmesinden bahsetmemiştir. Bknz. Choniates, s. 327-328; Khoniates, s. 176.

221 Robert Lee Wolff, “The Latin Empire of Constantinople, 1204-1261”, A History of the Crusades, Volume II The

Later Crusades 1189-1311, General Editor: Kenneth. M. Setton, Volume II Editors: Robert Lee Wolff, Harry W.

Hazard, Madison: The University of Wisconsin, 1969, s. 189; Törene dair detaylar ve değerlendirme için bknz. Teresa Shawcross, “Conquest Legitimized: The Making of a Byzantine Emperor in Crusader Constantinople (1204-1261)”, Byzantines, Latins, and Turks in the Eastern Mediterranean world after 1150, edited by Jonathan Harris, Catherine Holmes, Eugenia Russell, Oxford: Oxford University Press, 2012, s. 185- 193.

222 Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, s. 111.

223 Donal M. Nicol, Boniface’in daha sefere katılırken Selanik’i elde etme amacında olabileceğini ifade etmektedir. Çünkü Boniface’in kardeşi Reniero, Bizans imparatorlarından I. Manuel’in kızıyla evlenmiş ve Selanik’in sahibi olmuştur. Burayı kendi krallığı olarak adlandıran Reniero Andronikos Komnenos ile yaşadığı sorunlardan sonra gizemli bir şekilde ölmüştür. Bu nedenle Nicol’e göre, Boniface kardeşinin topraklarını bir gün geri alma ümidiyle hareket etmiş olabilir. Bknz. Donal M. Nicol, Bizans ve Venedik, Diplomatik ve Kültürel İlişkiler Üzerine Bir

Araştırma, Çeviren: Gül Çağalı Güven, İstanbul: Sabancı Üniversitesi, 2000, s. 123.

224 Wolff, s. 190; Venedik Girit’in sadece unvanını satın almıştır. Diğer yerler gibi adanın da fethedilerek ele geçirilmesi gerekiyordu. Bu da 1212 yılında gerçekleşmiştir. Bknz. Nicol, Bizans ve Venedik, Diplomatik ve Kültürel

55

Ekim 1204’te yapılan yeni bir antlaşma ile Bizans toprakları 3 ana kısma bölünmüştür: İmparator İstanbul dahil olmak üzere Trakya’nın doğu kesimleri, Ahtopol’e225 kadar Marmara kıyıları ve batıda ise Karadeniz Ereğlisi’ne226 kadarki sahil şeridini almıştır. Venedikliler ise Karadeniz Ereğlisi’nden sonra kalan Marmara kıyılarının Gelibolu yarımadasının sonuna kadarki kısmını ve içerilerde Edirne’ye kadar uzanan bir toprak parçasını elde etmiştir. Diğer Haçlılar ise Gelibolu yarımadasının uç noktasını, Trakya’da ise İmparatorun ve Venedik’in toprakları arasında kalan bir bölgeyi almışlardır.227

Önceleri İstanbul üzerine yapılacak seferden rahatsızlık duyan Papa III. Innocentius, sonuçtan son derece memnun kalmıştır. Baudouin ile yazışmalarının sonunda duruma kayıtsız şartsız rızasını ifade etmiştir. Ancak bir süre sonra şehrin yağmalanması sırasında olanları duyduğunda hem dini duygularla hem de siyasi değerlendirmelerle durumdan endişe etmiştir ve İstanbul’a yazdığı sonraki mektuplarında bu durumdan rahatsızlığını dile getirmiştir.228

İstanbul’un Latinler tarafından işgal edilmesi üzerine Bizans imparatorluğunun kalan topraklarında farklı Bizans devletleri kurulmuştur. Bunlardan Trabzon Rum İmparatorluğu olarak bilineni eski imparatorlardan I. Andronikos’un iki torunu Aleksios ve David Komnenos tarafından, teyzeleri olan Gürcistan Kraliçesi Tamara’ın yardımıyla kurulmuştur. Trabzon merkezli bu devlet Doğu Karadeniz’de hakimiyet sürmüştür. Aslında bu devletin kuruluşu Haçlı Seferinin doğrudan bir sonucu değildir. Daha önce çocuk yaşta bölgeye giden Aleksios ve David, Nisan 1204’te Trabzon’u ele geçirerek batıya doğru ilerlemeye devam etmiş, Karadeniz Ereğlisi’ne kadar gelmiştir. 229 Epiros bölgesinde ise eski imparatorların kuzeni Mikhail Angelos tarafından Epir Despotluğu230 adıyla anılan devlet kurulmuştur. Ve son olarak da

225 Agathopolis

226 Herakleia

227 Bu ana paylaşımın dışında adalar ve Anadolu’nun kıyı kesimindeki paylaşımların detayları için bknz. Wolff, s. 191-192.

228 Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, s. 113.

229 Ostrogorsky, s. 393.

230 Georg Ostrogorsky bu devlete despotluk denmesi ile ilgili tartışmalara dair bilgi vermiştir. Bknz. Ostrogorsky, s. 399, dipnot 3. Bu tez çalışmasında yaygın kullanımı dolayısıyla Epir Despotluğu ifadesi tercih edilmiştir.

56

İznik’te, eski imparator III. Aleksios’un damadı Theodoros Laskaris tarafından İznik İmparatorluğu kurulmuştur.

Dördüncü Haçlı Seferinin gerek ilerleyişi gerekse sonucuna baktığımızda Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında olması planlanan bir seferin en büyük zararı yine bir Hristiyan devlet olan Bizans İmparatorluğu’na verdiğini görmekteyiz. Müslümanlar herhangi bir zarar görmemiş, bu seferden doğrudan bir şekilde etkilenmemiştir.231 Batılılar başından beri amaçlarının Doğu’daki din kardeşlerine yardım etmekten ziyade kendi çıkarları için Bizans’ı ortadan kaldırmak olduğunu göstermişlerdir. Genel itibariyle Türkleri Anadolu’dan atmak ancak bu sırada Bizans’ı da aradan çıkarıp tüm bu topraklara sahip olmak isteyen Batı’nın bu emeline ulaşması mümkün olamayacaktır.232 Çünkü Türkler Anadolu’daki hakimiyetlerini kesin bir şekilde kurmuşlardır. Hatta Dördüncü Haçlı Seferi’nin Bizans’a verdiği zarar nedeniyle Türkiye Selçuklu Devleti daha da güçlenmiştir.233 Batıdan gelecek önemli bir tehlike kalmayınca sınırlarını daha da genişleten Türkler, Antalya ile Akdeniz kıyılarına, Samsun ve Sinop ile Karadeniz kıyılarına hakim olarak dünyaya açılma fırsatı bulmuşlardır ve gerek bu limanlar gerekse Anadolu ticaret yollarına sahip olmaları nedeniyle dünya ticaretinde önemli bir yer edinmiştir.234 Haçlılar, başkentleri İstanbul’u ele geçirerek Bizans’a çok ağır bir darbe vurmuşlardır. Bu durum doğu ve batı arasındaki kini arttırmış, ileriki yıllarda halk Dördüncü Haçlı Seferi’ni hiç unutmayarak Roma ile yakınlaşmaya kesin bir şekilde karşı çıkmıştır.235

231 Demirkent, Haçlı Seferleri, s. 180.

232 Demirkent, Haçlı Seferleri, s. 180.

233 Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, s. 115; Demirkent, Haçlı Seferleri, s. 181.

234 Demirkent, Haçlı Seferleri, s. 181.

57

BÖLÜM 2: İZNİK İMPARATORLUĞU’NUN İZNİK’E TAŞINMASI