• Sonuç bulunamadı

Lion Konsili (1274)

Belgede Marmara Uç Bölgesi (1204-1330) (sayfa 165-170)

BÖLÜM 2: İZNİK İMPARATORLUĞU’NUN İZNİK’E TAŞINMASI VE ANADOLU’DAKİ DEĞİŞİM

3.4. Lion Konsili (1274)

Papalık tahtının 3 yıl boş kalmasının ardından Eylül 1271’de X. Gregorius Papa seçilmiş ve göreve başlamıştır. Yeni Papa Kutsal Topraklara büyük ilgi duymuş ve öncelikli hedefi Kudüs’ün geri alınması olmuştur. Bu konuda Bizans İmparatorluğu’nun kendisine yardım etmesinin gerekli olduğu kanaatiyle kiliselerin birleştirilmesi meselesine büyük önem vererek henüz Papa olmadan önce Filistin’de bulunduğu sırada VIII. Mikhail’e mektup göndermiştir. Fakat İmparator yaşadığı iç meseleler ve Haçlı Seferine katılmasının Bizans ile müttefik olan Mısır Memluk hakimi Baybars ile ilişkileri bozacağı düşüncesi ile bu teklife hemen cevap vermemiştir.645

Daha sonra 24 Ekim 1272’de bir heyet gönderen X. Gregorius, Bizans İmparatorunu Lion’da toplanması planlanan konsile davet etmiş ve o süre zarfında resmi olmayan görüşmelere ile meseleleri çözüme kavuşturma teklifinde bulunmuştur. Seleflerinden farklı olarak Gregorius problem yaratıp tarafları karşı karşıya getirecek meselelerin detayına girmemiş646, imparatorun sorunlarını anlayışla karşılayarak ve vakit darlığını da göz önünde bulundurarak, din adamları ve halkın tam ve açık katılımı konusunda ısrarcı olmamıştır.647 Piskoposların Papanın üstünlüğünü kabul etmesiyle yetineceğini bildirmiştir.

Görüşmeler uzadıkça Papa rahatsızlık duymuş ve VIII. Mikhail’i kesin bir cevap vermesi konusunda uyarmıştır. Aksi takdirde Batılı devletler karşısında Bizans’ı daha fazla savunmayacağını söyleyerek İmparator üzerinde baskı kurmuştur. Hatta Venedik ile Bizans arasında yapılan son antlaşmanın süresi dolmuş olduğu için Papa Venedik’e,

645 Geanakoplos, s. 238.

646 Gregoras, s. 142.

154

İmparatorunun cevabından önce antlaşmayı yenilememesini bildirmiştir.648 Pek çok yönden sıkıştırılan İmparator Papanın isteğini yerine getirmek üzere ciddi adımlar atmaya başlamıştır. Birleşme meselesine ne kadar önem verdiğini ve temsilcilerinin konsile katılacağını bildirmiştir. Ancak heyete yönelik herhangi bir tehlike ihtimaline karşılık Papadan elçilerinin güvenliğini sağlamasını talep etmiştir. Papa Bizans’tan gelecek temsilcilerin İtalya’ya girer girmez karşılanıp Roma’ya kadar güvenle getirilmesi için bir görevli tayin etmiş ve Charles’a da gerekli uyarıları yapmıştır. Sicilya Kralı da bunu kabul etmek zorunda kalmıştır. X. Gregorius oldukça etkili bir kimseydi ve ilk defa VIII. Mikhail ve Charles d’Anjou’nun birbirleri ile doğrudan temasa geçmelerini bir süreliğine de olsa Mora ve Arnavutluk’ta ateşkes antlaşması yapmalarını sağlamıştır.649

1274 yılının Mart ayında İstanbul’dan yola çıkan elçiler beraberlerinde altın ikonalar, cüppeler, süslü buhurdanlar ve hatta Aya Sofya’dan alınan altın ve inci işlemeli altar örtüsü gibi paha biçilemez hediyeler götürmüşlerdir.650 Ancak heyet güney Yunanistan sahillerinde bir fırtınaya yakalanmış ve çok sayıda kişi hayatını kaybettiği gibi hediyeler de sulara gömülmüştür. Sağ kalanlardan eski Patrik Germanos, İznik metropoliti Theophanes ve Megas logothetes Georgios Akropolites Lion’a geldiklerinde St. John katedralindeki görüşmeler başlayalı yedi hafta olmuştur.651 Batılı hükümdarların temsilcileri, kardinaller, İstanbul’un son Latin Patriği Pantaleone Guistiniani ve ruhban sınıfından pek çok kişinin katıldığı konsile bizzat gelen tek kral Aragon Kralı I. James olmuştur. 24 Haziran’da gelen Bizans heyeti Papaya VIII. Mikhail tarafından imparatorluğun altın mührü ile gönderilmiş bir mektup ile birlikte Andronikos ve ruhban sınıfının mektuplarını da takdim etmiştir. Bundan sadece 5 gün sonra dogmatik meseleler ile ilgili resmi hiçbir tartışma olmaksızın birleşme şerefine bir tören düzenlenmiştir. Önce Latince sonra Yunanca olarak Mektup652 okunmuş, birleşmenin yüceliği ile ilgili bir vaaz verilmiş ve Latince ve Yunanca ilahiler okunmuştur. Bizans

648 Ostrogorsky, s. 425.

649 Geanakoplos, s. 244-245.

650 Geanakoplos, s. 258.

651 Norwich, s. 210.

155

heyeti Papaya övgülerini yineledikten ve Papa da Aşai Rabbani Ayini’nin kutlanmasını tamamladıktan sonra üç kez filioque tekrarlanmıştır.653

6 Temmuz 1274 tarihinde Lion konsilindeki birleşme resmen tamamlanmıştır. Megas logothetes Georgios Akropolites imparator adına papalığın üstünlüğünü ve Roma inancını kabul ettiğini ilan ederek yemin etmiştir. Germanos ve Theophanes de bildiriyi imzalamışlardır.654 Bizans İmparatorluğu’nun da Roma Kilisesi’nin de 220 yıldır siyasetinin temelini oluşturan bu mesele böylelikle sonuca bağlanmıştır. Bizans heyeti 1274 yılı sonbaharında İstanbul’a geri dönmüş, Papa tarafından İmparatora, Andronikos’a ve ruhban sınıfına yazılan yeni mektupları getirmiştir.

Dış siyaset açısından başarı olarak değerlendirilebilecek birleşme konusu devletin iç karışıklık yaşamasına mal olmuştur. VIII. Mikhail Paleologos İstanbul’a girdikten sonra 1261 yılının Noel günüde655 çocuk yaştaki ortak İmparator IV. Ioannes Laskaris’in gözlerini kör ettirip onu bir kaleye kapattığı için Patrik Arsenios tarafından aforoz edilmiştir ve ancak Arsenios patriklik makamından uzaklaştırıldıktan sonra ikinci halefi Iosefos’dan 1265’te bir af almayı başarmıştır. Arsenios’u destekleyen kilise mensupları ve halk, VIII. Mikhail’e zaten tepkili iken bir de birleşmenin kabul edilmesi meselesi ortaya çıkınca çok daha büyük bir kesim İmparatora karşı hareket etmeye başlamıştır. İstanbul Patriği Iosefos kiliselerin birliğini tanımayı reddetmiş, 11 Kasım 1274’de Patriklik makamından ve İstanbul’dan ayrılmıştır. Kilise mensuplarının çoğu artık elleri bağlı oturmaktan vazgeçip halkı İmparatora karşı kışkırtmışlar, insanları inançları uğruna mücadele etmeye ve gerekirse şehit olmaya davet etmişlerdir.656 İmparator dış problemlerden uzaklaşıp, dikkatini iç meselelere yöneltmek zorunda kalmıştır. Çünkü İmparatorluğun kendi içindeki durumundan kaynaklanan tehlikenin, dış düşmandan daha önemli olduğunu düşünmüştür. İmparatorun kararlarının karşısında yer alan pek çok üst düzey görevli de olduğu için zor durumda kalan VIII. Mikhail karşıt görüşlüleri önce ikna etmeye ve kendi tarafına çekmeye çalışmıştır.

653 Geanakoplos, s. 260-261.

654 Ostrogorsky, s. 425.

655 Averil Cameron, Bizanslılar, çev. Özkan Akpınar, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015, s. 64.

156

“Büyük tehlikeler karşısında daha cesur bir şey yapmamız gerekirse bunu göze almalıyız. Çünkü düşmanlar saldırırsa, hala pek çok alanda yeniden kurulmaya ve sakinleri tekrar toplanarak canlandırılmaya çalışılan İstanbul için yeni belalar eskisinden daha beter olacaktır. Düşmanlar sadece kutsal değerlerimizin değil aynı zamanda çocuklarımızın, eşlerimizin ve servetlerimizin de efendileri olacaktır. Bugüne kadar efendi olan bizler sadece bedenen değil ruhen de özgür köleler olacağız. Mecburen bizi nereye götürmek isterlerse, peşlerinden gideceğiz. O zaman kimse atalarının kanunlarını ve geleneklerini hatta kutsal kanonları ve Kilise dogmalarını savunmak için orada olmayacak. Bunları kolaylıkla değiştirip yok edecekler. Şimdi ben açıkça böyle bir politik çözüm öngördüm. Bizi en az zarara uğratacak ve daha çok kazandıracak olan akıllıca çözüm budur.”657

VIII. Mikhail Paleologos bu konuşma ile bazı kimseleri ikna etmeyi başarsa da çoğunluk hala karşı duruşunu devam ettirmiştir. Böylece kiliseler ayrılığını gidermek için atılan adım devletin kendi içinde büyük bir ayrılığa neden olmuştur.658

Lion’daki tören sarayda İmparator, papalık elçileri ve imparatorluk elçileri önünde 16 Ocak 1275 günü tekrarlanmıştır. Fakat halk ve ruhban sınıfının çoğu Roma’nın üstünlüğünü tanımayı reddetmiş, birleşmeye yönelik tepkiler şiddetlenmiştir. Bizans halkı İmparatorluklarına daha mistik bir hava yükleyen insanlar oldukları için Ortodoks inancına bağlı kalmanın kendileri için en doğru yol olduğunu düşünmekteydiler. Özellikle İstanbul’un Meryem Ana tarafından korunduğuna yönelik inançları vardı. 1204 yılında şehrin Latinler tarafından işgal edilmesinin, işledikleri günahlar nedeniyle Tanrı’nın merhametini kaybetmeleri yüzünden olduğuna inanmışlardır. 1261’de şehrin geri alınmasını da ilahi bir lütuf olarak değerlendirmişlerdir. Şimdi Latinlerin dini öğretilerini benimsemelerinin saf Ortodoksluğu bozacağını ve İmparatorluğu dağıtacağını düşünmekteydiler. Onlar için siyasi ya da askeri her türlü mesele dini meseleler yanında önemsiz sayılmıştır. Ayrıca Haçlı seferleri süresince yaşananlardan ve İstanbul’un işgalinden dolayı nefret duydukları Batıdan her zaman kendilerini farklı ve üstün gören Bizanslılar birleşme ile Latinleşeceklerinden endişe duymuştur.659 Artık isyana dönüşen hareketi bastırmada daha sert tedbirler alınmaya başlamıştır: Mallara el koyma, sürgün, hapsetme, kör etme, kırbaçlama, el kesme gibi. Aslında bilinçli olarak bu duruma karşı çıkanların sayısı azdı ve onlar kararlı bir şekilde

657 Gregoras, s. 143.

658 Ostrogorsky, s. 427.

157

davranmışladır. Fakat çoğunluğun doğru düzgün bir bilgisi yoktu, her zaman bu tarz kargaşa ortamından faydalanmaya çalışanlar ya da ne olduğunu anlamadan tepki gösterenler olmuştur. Ayaklanmalar sadece İstanbul’da değil, Peloponnes, Ahaya, Tesalya, Pontus’ta da görülmüştür. Bazıları Patrik Arsenios’un takipçileri ve onun görüşlerinin destekçileri olduklarını söylerken, bazıları da Iosefos’un öğretilerinin taraftarları olduklarını ilan etmişlerdir. Bu durumu kullanıp şehirlerde ve köylerde kehanetlerde bulunarak kendilerine kazanç elde edenler dahi olmuştur.660

Toplumda yaşanan bölünme imparatorluk ailesini de doğrudan etkilemiştir. Bazı hanedan mensupları imparatora şiddetle karşı çıkmış, bunlardan biri olan ve birleşme karşıtı tavrı nedeniyle sürgüne gönderilen VIII. Mikhail’in kız kardeşi Eulogia daha sonra oradan kaçarak Bulgar Çariçesi olan kızı Maria’nın yanına gitmiştir. “İnançlarının saflığına zarar gelmesindense kardeşinin hakimiyetinin sona ermesini tercih edecek” kadar fanatik bir karşı duruş sergilemiştir.661

Kiliselerin birleşmesi meselesi Epir’de de etkisini göstermiştir. VIII. Mikhail Paleologos ile önceden dostça ilişkiler içerisinde olan despot Nikeforos artık imparatorun karşısında yer almaya başlamış hatta Bizanslıların elinde bulunan Butrinto şehrini zapt ederek Charles d’Anjou’ya teslim etmiştir. Zaten düşmanca bir siyaset izleyen Tesalya hükümdarı Ioannes ise Ortodoks Greklerin liderliğini üstlenmiş ve böylece çevresinde çok sayıda insan toplanmıştır.662 Ioannes 1 Mayıs 1277’de İstanbul’dan kaçan keşişlerden oluşan bir meclis toplayarak İmparatoru, Patriği ve Papayı aforoz edecek kadar ileri gitmiştir.663

Bu dönemde Büyük Kilise’nin hartofilakası664 olan Ioannes Bekkos da kiliselerin birleşmesine tepki göstermiştir. Bu kişi oldukça akıllı ve bilgi sahibi, iyi eğitimli ve yetenekli olmasıyla tanınmıştır. Devletin ileri gelenleri ve İmparator dahi ondan saygın biri olarak bahsetmişlerdir. Şimdi İmparatorluk kararlarına karşı sağlam bir şekilde karşı

660 Gregoras, s. 143-144.

661 George Metochites, Historia Dogmatica, in A. Mai, Patrum Nova Bibliotheca, VIII (Rome, 1871), 38, Aktaran: Geanakoplos, s. 274.

662 Ostrogorsky, s. 428.

663 Norwich, s. 212; Geanakoplos, s. 275.

158

çıktığı için yöneticiler öncelikle onu ikna etmek gerektiğine inanarak ellerinden geleni yapmıştır. Fakat Bekkos zekası ve etkili konuşması ile karşı tarafın argümanlarını çürütmüştür. Çünkü Yunan eğitimi ve kültürüne dair ondan ileride alimler bulunsa da kilise dogmalarının bilgisi, etkili konuşma ve hız açısından Bekkos daha üstündür.665 Bu taktikle boşa çaba harcadığını gören onu ve tüm akrabalarını hapsetmiş fakat daha sonra başka bir yol izlemeyi tercih etmiştir. İmparator III. Ioannes Vatatzes zamanında dini metinler üzerinde çalışan Nikiforos Vlemmidis isimli bir alim Kutsal Kitap’tan Latin dogmasını destekleyen kanıtlar toplamış ve herhangi bir tepkiye neden olmamak için gizlice üstlerine yazmıştı. VIII. Mikhail bunları bulup Bekkos’a göndermiş ve o da dikkatle incelemiştir. Kısa süre sonra Bekkos Latinlere dair fikirlerinin değişmesine sebep olacak kadar çok malzeme bulmuş ve böylece birleşmeyi desteklemeye başlamıştır.666 2 Haziran 1275’te Patriklik makamına getirilmiş, bundan sonra birleşme taraftarı bir çalışma yürütmüştür.

Belgede Marmara Uç Bölgesi (1204-1330) (sayfa 165-170)