• Sonuç bulunamadı

I. İzzeddin Keykavus Dönemi (1211-1220)

BÖLÜM 2: İZNİK İMPARATORLUĞU’NUN İZNİK’E TAŞINMASI VE ANADOLU’DAKİ DEĞİŞİM

2.1. Türkiye Selçuklu Devleti’nin Siyasi Vaziyetine Genel Bir Bakış

2.1.2. I. İzzeddin Keykavus Dönemi (1211-1220)

Babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümü üzerine devletin ileri gelenleri tarafından Selçuklu sultanı seçilen Malatya Meliki İzzeddin Keykavus önce Kayseri’de sultan ilan edilmiştir. Bu sırada kardeşi Tokat Meliki Alaeddin Keykubad’ın tahtı ele geçirmek üzere Kayseri üzerine harekete geçmesiyle Kayseri’de kuşatma altında kalmıştır. Alaeddin Keykubad’ın Erzurum Meliki Mugiseddin Tuğrulşah ve Ermeni Kralı Leon ile kurduğu ittifak karşısında zor durumda kalan İzzeddin Keykavus Kayseri şehrinin yöneticisi Celaleddin Kayser’in önerisi ile Ermeni Kralı’nı ittifaktan ayırmak için hediyeler göndermiştir.252 Leon aldığı değerli hediyeler ve İzzeddin’in saltanatı süresince ülkesine saldırılmayacağı vaadine güvenerek bir yeminname hazırlamış ve Sultan’dan ahidname aldıktan sonra gizlice kuşatmadan ayrılmıştır. Bu durumu gören Erzurum Meliki’nin de kendi topraklarına saldırılmasından endişe duyarak ittifaka son verip savaş meydandan ayrılması üzerine Alaeddin Keykubad yalnız kalmış ve kuşatma altındakilerin saldırıları neticesinde çok sayıda adamını kaybetmiştir. Geri çekilmekten başka yapacak bir şeyi kalmadığı için Ankara’ya gitmiştir.253

I. İzzeddin Keykavus Kayseri’de işlerini tamamladıktan sonra önce Aksaray’a, oradan da Konya’ya gitmiştir. Şehir halkı ve ileri gelenleri tarafından son derece saygı ve sevgiyle karşılanmış ve törenler eşliğinde Türkiye Selçuklu tahtına oturtulmuştur. Bir hafta süren törenlerden sonra devlet meseleleri ile ilgilenmeye başlayan Sultan İznik İmparatorluğu’ndan gelen antlaşma talebini değerlendirmiştir. I. Theodoros Laskaris,

251 Aksarayî, s. 25.

252 İbn Bibi, c. I, s. 133-136.

62

Sultan’ın Antiokheia Savaşı’nda ölen babasının intikamını almasından endişe duyduğu için savaş esirleri arasında bulunan Seyfeddin Ayaba ile birlikte elçisini göndermiştir.254 Son derece kıymetli hediyeler ile gelen Seyfeddin Ayaba Sultanı ikna etmeyi başarmıştır. Törenler ile kabul edilen elçilik heyetinin tutumundan memnun kalan İzzeddin Keykavus ertesi gün de onları kabul ederek yeminlerini dinlemiştir. Ardından Seyfeddin Ayaba’yı kendisi tarafından tahsis edilen hediyeleri İznik İmparatoruna götürmesi, İmparatora Sultan’ı tanıdığına dair ant içirmesi ve şehit babasının naaşını başkente getirmesi için görevlendirmiştir.

I. Theodoros Laskaris, Selçuklu heyetini ve taleplerini memnuniyetle karşılamış, gerekli yemini etmiş, önce gönderdiğinin iki katı hediyeyi hazırlatarak I. Gıyaseddin’in naaşı ile birlikte göndermiştir. Konya’ya varan Seyfeddin Ayaba olan biteni aktarmış ve böylece iki devlet arasında barış sağlanmıştır. Sultanın naaşı da Konya’da atalarının, dedelerinin ve kardeşinin yanında toprağa verilmiştir.255

İznik İmparatorluğu ile yapılan antlaşma neticesinde sağlanan barış ortamında I. İzzeddin Keykavus devletin önemli meseleleri il ilgilenmiş, sorunları ortadan kaldırmıştır. Ardından devlet ileri gelenleri ve ordu komutanları ile yaptığı istişare neticesinde güvenliği ve huzuru sağlamak için kardeşi Alaeddin meselesini halletmeye karar vermiştir.256

Kalabalık bir ordu ve kuşatma araç gereçleri ile Ankara üzerine harekete geçilmiştir. 1212 yılının ilkbaharında başlayan ve bir yıl boyunca süren kuşatma sırasında sürekli savaşlar olmuştur. Kuşatmanın sebep olduğu yiyecek ve zahire kıtlığından zor duruma düşen şehir halkı Alaeddin’in huzuruna çıkarak sıkıntılarını ve umutsuzluklarını dile getirmişlerdir. Onlara hak veren Alaeddin kardeşine haber göndermiş ve gerekli şartların sağlanması durumunda şehri teslim edeceğini bildirmiştir. Melik Alaeddin ve onun tarafında olan hiç kimseye zarar verilmeyeceği, Melik’in Sultan tarafından belirlenen bir yere güvenle götürüleceği, şehir halkına her türlü yardımın yapılacağının ve kesinlikle saldırılmayacağının yeminleri edilmiş böylece Sultan şehre girmiştir.

254 Gregoras, savaşın hemen akabinde barış antlaşması talebinde bulunanların Türkler olduğunu ve antlaşmanın imparatorun belirlediği şartlar çerçevesinde gerçekleştiğini yazmaktadır. Gregoras, s. 50.

255 İbn Bibi, c. I, s. 154.

63

Alaeddin ise Minşar kalesine götürülmüş, Sultan Ankara ile ilgili devlet işlerini tamamladıktan sonra Konya’ya dönmüştür.257

Yukarıda bahsedildiği üzere etrafı çeşitli düşmanlarla çevrili Türkiye Selçuklu Devleti kendisini emniyete alarak hareket edebilmek için İznik İmparatorluğu ile barış antlaşması yapmıştır ve 50 yıl kadar süren bu antlaşmaya binaen iki taraf arasında büyük bir mücadele yaşanmamıştır. Böylece I. İzzeddin Keykavus devleti için en doğru hedeflere yönelme fırsatı bulmuştur.

Sultan kıyı şeridi ile bağlantısı kesilmiş ve orta Anadolu’da sıkışmış Selçukluları öncelikle Karadeniz sahiline çıkarmayı amaçlamıştır. Bu nedenle Sinop gibi önemli bir ticaret limanını ele geçirmek istemiş ve yola çıkmıştır. I. İzzeddin Keykavus Sivas’ta bulunduğu sırada kendisine Trabzon Rum İmparatoru Aleksios’un haddini aşarak Selçuklu topraklarında karışıklıklar çıkardığı haberi ulaşmıştır. Emirler ve komutanlar ile görüşmeler yaptıktan sonra Sinop’a saldırmak fikrini düşünmüş ancak bunun nasıl yapılması gerektiğine dair bölgeyi ve şehri iyi bilen kimselere danışmıştır.258 Fetih için harekete geçen Sultan casuslar görevlendirerek imparatorun durumu hakkında bilgi almıştır. Casuslardan alınan haberlere göre Aleksios sık sık av partileri için şehir dışına çıkmaktaydı. Bu bilgi doğrultusunda hareket eden uç beyleri İmparator Aleksios’u esir almayı başarmıştır. Bu haber Sultan’a ulaştıktan 3 gün sonra ordu Sinop üzerine hareket etmiştir. Burada esir imparator ile görüşen I. İzzeddin Keykavus, ona şehir halkını teslim olmalarını konusunda ikna etmesini söylemiştir. Aleksios da beylerinden birini Sinop halkına gönderip durumu anlatmış ve Selçuklulara teslim olmalarını iletmiştir. Fakat halk imparator esir ise de onun yerini alabilecek yaşta ve olgunlukta oğulları olduğu gerekçesiyle teslim olmaya yanaşmamışlardır.259 Bir kez daha kendilerine haberci gönderilmesine rağmen tavırlarında bir değişiklik olmayınca Sultan’ın emri ile askerler Aleksios’u halkının görebileceği bir yere getirerek ona işkence etmeye başlamıştır. İlk gün yapılanlara tepki vermeyen Sinoplular ertesi gün işkencenin şiddeti artınca ve imparatorları ölümün eşiğine gelince teslim olmayı kabul etmiştir. İmparatorun ve şehir ahalisinin canlarına ve mallarına hiçbir zarar gelmeyeceği, onlara

257 Aksarayî, s. 25.

258 İbn Bibi, c. I, s. 168-169.

64

istedikleri yerde oturma izni verileceği garanti edilmiş, imparatorun belirlenen yıllık haracı260 düzenli olarak Selçuklu sultanına ödemesi ve talep halinde Selçuklu ordusuna askeri yardımda bulunması karşılığında sadece Sinop değil tüm Canik bölgesini Aleksios’a bırakılacağı belirtilmiştir. Yemin mektubu şehre ulaşınca Selçuklu bayrağı kaleye dikilmiş, böylelikle 1214 yılı Ekim ayında Sinop’un fethi tamamlanmıştır. Yapılan törenler I. İzzeddin imparatora oldukça saygı göstermiş ona izzet ve ikramlarda bulunmuştur.

Yeminnameler tamamlanıp Aleksios şehirden ayrıldıktan sonra Sultan çevredeki akıllı, zengin ve bilgili hocaların Sinop’a getirilmelerini istemiştir. Şehirden kaçmış olanlar geri çağırılmış, malları kendilerine iade edilmiştir. Kilise camiye çevrilmiş, kadı, katip, müezzin gibi görevliler atanmış, hasarlı surlar onarılmıştır.261

I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1207 yılında İtalyan Aldobrandini’den alınan Antalya, I. İzzeddin Keykavus ve Alaeddin Keykubad arasındaki taht mücadeleleri sırasında şehirdeki Hristiyanlar tarafından ele geçirilmiştir. Devlet yöneticilerinin ve şehirdeki diğer Türklerin öldürülüp mallarının yağmalandığını öğrenen I. İzzeddin Keykavus önce iç güvenliği sağlayıp, Sinop fethi ile ilgilenmiş ardından Antalya’ya yönelmiştir. Sultan ordusu ile Antalya önlerine geldiğinde olayları çıkaranlar korkuyla birbirlerini suçlamaya başlamış ve Frenklerden yardım istemiştir. Kuşatmayı sıkı tutan Selçuklular 1216 yılının Ramazan Bayramının ilk gününde şehri ele geçirmeyi başarmıştır. 262 Şehrin eksikleri tamamlanmış ve surlar tamir edilmiştir. Şehrin subaşılığını Mübarizzeddin Ertokuş’a veren Sultan Konya’ya dönmüştür.

Kayseri’de ilk tahta çıktığı zaman kuşatılan İzzeddin Keykavus, kardeşi ile ittifakına son vermesi için Ermeni Kralı ile antlaşmaya varmıştır. Bu sırada Ermeniler tarafından fethedilen yerler ile ilgilenme vaktini bekleyen Sultan Sinop’un fethinden sonra Karaman, Ereğli ve Larende’yi 1216’da geri almıştır. 263 Antalya seferini de tamamladıktan sonra dikkatini Ermeniler üzerine çevirmiştir. Selçuklu Sultanı 1216’da

260 İmparator Aleksios, her yıl 10.000 dinar (altın), 500 at, 2000 sığır, 10.000 koyun ve ülkesinin kıymetli mallarından 50 yükü Selçuklulara göndereceğini ifade etmiştir. İbn Bibi, c. I, s. 174.

261 İbn Bibi, c. I, s. 175.

262 İbn Bibi, c. I, s. 162-167; Turan, s. 332.

65

ordusu ile Maraş’ta bulunduğu sırada Halep hükümdarı ile temasa geçmiş ve Ermenilere karşı birlikte hareket etmeyi teklif etmiştir. Melik Zahir bu teklifi kabul ettikten sonra amcası Mısır hükümdarı Melik Adil ve Ermeni Kralı Leon tarafından vazgeçirilmeye çalışılmıştır. Bu sırada Sultan Maraş-Antakya arasındaki Ermenilere saldırmış ve bazılarını öldürmüştür. Ancak bu bölge Halep’e tabi olduğu için bu durum Melik Zahir’in tereddütleri arttırmıştır. Böylece beklerken Melik Zahir’in ölmesi üzerine Halep’te emirler arasında ihtilaflar yaşanmış ve bu da Selçuklu ile ilişkilere yansımıştır. Sultan uzun süren görüşmelerden sonra Sultan tekrar harekete geçmiş ve Cincin ve Haçın kalelerini fethetmiştir.264

1216’da Selçuklu birlikleri ile Ermeni ordusu arasında cereyan eden çarpışmalarda Türkler galip gelmiş ve Ermenilerden çok sayıda insan ve önemli devlet adamları esir edilmiş, büyük miktarda ganimet ele geçirilmiştir.265 I. İzzeddin Keykavus Kayseri’ye döndükten sonra Leon barış görüşmelerine başlamış ve nihayetinde 1218’de yapılan antlaşma ile Ermeni Krallığı tekrar Selçuklulara tabi olmayı kabul etmiş, talep edilmesi durumunda Selçuklu ordusuna teçhizatlı asker, yıllık haraç olarak da 20.000 dinar altın göndermeyi vaat etmiştir. Bunun karşılığında Sultan, Ermenilerin Sis Krallığını tanımayı kabul etmiştir. Böylece Anadolu-Suriye arasındaki önemli ticaret yolunun güvenliği sağlanmıştır.266 Sinop ve Antalya gibi ticaret limanlarını kontrol altına almasından da anlaşılacağı üzere I. İzzeddin Keykavus devletin iktisadi gelişimine öncelik vermiştir.

Daha önce Halep üzerindeki emellerini Melik Zahir’in ölümü nedeniyle gerçekleştiremeyen Selçuklu Sultanı Antalya’da dinlendikten ve Erzincan Mengücik hükümdarı Fahreddin Behramşah’ın kızıyla evlendikten sonra tekrar Halep meselesi ile ilgilenmeye başlamıştır.267 Henüz çocuk yaştaki Halep hükümdarı Melik Aziz’in durumundan faydalanmak isteyen düşmanlar bulunduğu için bazı devlet adamları Selçuklu Sultanına tabi olmayı uygun görmüştür. Onların tavsiyeleri üzerine Melik Efdal ile görüşen I. İzzeddin Keykavus kendisine tabi olmak şartıyla Halep’i ona

264 İbn Bibi, c. I, s. 183-185; Turan, s. 335.

265 İbn Bibi, c. I, s. 187.

266 İbn Bibi, c. I, s. 188-190; Turan, s. 337.

66

bırakma konusunda anlaşmıştır. İki tarafın ordusu birlikte hareket ederek bazı kaleleri ele geçirmişler ancak daha sonra araya Sultan aleyhine söylentilerde bulunanlar girmeye başlamıştır.

Melik Aziz’in atabeyinin talebi doğrultusunda karşı harekete geçen Melik Eşref ile Selçuklu birlikleri arasında mücadele başlamıştır. Öncü birliklerinin aldığı mağlubiyetin bir ihanet nedeniyle olduğuna kanaat getiren I. İzzeddin Keykavus ülkesine dönmeye karar vermiştir. Bu sırada Melik Efdal da karşı tarafa geçerek Melik Eşref’in yanından yer almaya başlamıştır. Aldığı mağlubiyetin üzüntüsü ve öfkesi ile kendi emirlerinden şüphelenmeye başlayan Sultan bazı beyleri bir eve kapatarak onları yakmıştır.268 İzzeddin, Diyarbekir Artuklu hükümdarı Nasırüddin Mahmud ve Erbil hükümdarı Muzaffereddin Gök-böri ile ittikaf kurarak tekrar harekete geçmiştir. Sultan Malatya’ya geldiğinde ağır bir hastalığa yakalanmış ve bundan kurtulamayarak 1220de ölmüştür. Naaşı Sivas’ta defnedilmiştir.