• Sonuç bulunamadı

SİGORTA TÜRLERİNE İLİŞKİN ÖZEL HÜKÜMLER

Sorumluluk Teminatları

SİGORTA TÜRLERİNE İLİŞKİN ÖZEL HÜKÜMLER

Birinci Bölüm İkinci Bölüm

Zarar Sigortaları Can Sigortaları51

Mal sigortaları (M.1453- 1472) Hayat Sigortaları (M.1487-1506) Sorumluluk sigortaları (M.1473-1485) Kaza sigortaları (M.1507-1509)

Koruyucu Hükümler (M.1486) Hastalık ve Sağlık Sigortası (M. 1510-1519) SON HÜKÜMLER

şeklinde sistematize edilmiştir.

Yeni Kanun’da deniz sigortalarına ait hükümlere yer verilmemektedir. Dolayısıyla, de-niz sigortalarına genel hükümler ve yeni TTK’nunda yer alan sorumluluk sigortalarına ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu uygulama Türk Hukuk mevzuatında ayrı bir deniz sigorta kanunu olmaması ve yeni TTK’da denizcilik sigortalarına ait ayrı bir bölüme yer verilmemiş olması nedeni ile uygulamada sorun çıkaracağı düşünülmektedir52. Yeni TTK’da, deniz sigortalarında sorumluluk teminatı bakımından önemli olduğunu tespit ettiğimiz maddeler şunlardır:

1. Yeni TTK madde 1473

“Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının I)

sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde ger-çekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”

51 Burada “meblağ sigortası” kavramının kullanılması daha uygun olacaktır.

52 Ayrıntılı bilgi için bkz. KENDER, Rayegan/ ÇETİNGİL, Ergon/ÜNAN, Samim: Müşterek Avarya Hukuku, İstanbul 2011,s. 417-418.

şeklindeki ifadesi ile, sorumluluk sigortasının genel bir tarifi yapılmıştır. Bu madde de öncellikli olarak, sigortacının sorumluluğu, sigorta süresi içerisinde gerçekleşen olaylara bağlanmıştır. Dolayısıyla riziko sigortacının sorumluluğu süresi içinde ger-çekleşirse, zararın sonradan doğması bir başka ifade ile sigorta sözleşme süresin-den sonra doğması veya talep edilmesi önemli değildir. Bu düzenleme, özellikle süresin-deniz sigortalarında, sigortalının sorumluluğunun tespiti ve miktarının sigorta sözleşmesi süresinin sona ermesinden sonra da belirlenebileceği dikkate alındığında (örneğin müşterek avarya ve kurtarma payı) önemli bir tanımdır.

“Sigorta, sigortalının işletmesi ile ilgili sorumluluğu için yaptırılmışsa, sözleşmede 2)

aksine hüküm yoksa bu sigorta, sigortalının temsilcisi ile işletmenin veya işletme-nin bir kısmının yönetiminde, denetiminde ve işletmede çalıştırılan kişilerin sorum-luluğunu da karşılar. Bu durumda sigorta bu kişilerin lehine yapılmış olur.

Bu madde de deniz sigortaları bakımından önemlidir, zira kaptanın veya gemi adam-larının kusuru ile meydana gelen bir çatmada tekne ve kulüp sigortacıları running down klozu uyarınca zararı tazmin edecektir.

2. Yeni TTK Madde 1474

İlgili madde uyarınca, hakkı koruyucu işlemlerden doğan hukuki koruma verilmektedir.

Tekne ve kulüp sigortaların verilen sorumluluk teminatlarında bu konu da benzer bir düzenleme mevcuttur.

3. Yeni TTK Madde 1477

Sigortalının kasdi hareketleri sonucu meydana gelen zararlardan sorumlu olmaya-cağına ilişkin açık bir düzenleme getirmektedir. Tekne ve kulüp sigortalarında aynı prensip geçerlidir.

4. Yeni TTK Madde 1478

Bu madde ile, zarar gören üçüncü kişinin doğrudan doğruya sigortacıya karşı talep ve dava hakkı düzenlenmektedir. Bu yeni düzenleme, sorumluluk sigortalarında zarar gören üçüncü şahsın sigortacıya doğrudan doğruya hakkı bulunup bulunmadığına ilişkin uygulamadaki tartışmaları sona erdirmiştir. Ancak ilgili madde, koruyucu hü-kümler kapsamında olmadığından sigorta sözleşmesi ile aksine düzenlemeler yap-mak mümkündür.

5. Yeni TTK Madde 1480

Bu madde ile, sigortacının zarar görene ödeyeceği sigorta tazminatını, sigorta sözleş-mesinden doğan alacaklar ile takas edemeyeceği düzenlenmektedir. Hukuken, bir hu-kuki ilişkide takasın söz konusu olabilmesi için alacaklar arasında karşılılık ilişkisinin bulunması ve her iki tarafın birbirine borçlu olması gereklidir. Dolayısıyla zarar gören üçüncü şahıs ile sigortacı arasında bir karşılılık ilişki olmadığından sigorta ettirenden alacağı olan prim miktarını, zarar görene ödeyeceği tazminat ile takas talebinde bulu-namaz. Ancak bu kural, sigortacının doğrudan doğruya zarar görene ödenecek olan tazminat bakımından geçerlidir. Eğer sigortalı zarar görene ödediği tazminatı sigorta-cısından talep ediyor ise, bu durum da sigortacı takas talebinde bulunabilir.

Bu hüküm, Yeni TTK madde 1486/2 uyarınca emredici hükümler arasında düzenlen-miş olup, bu hükme aykırı sözleşme şartları geçersizdir.

2012 UK P&I Kulüp Kuralları, Kural 31’de kulübün ödenmeyen primleri ileri sürerek, kulüp teminatını sona erdirebileceği belirtilmektedir. Kulüp kurallarında yer alan

mez-kur şartın, zarar gören üçüncü şahıslar bakımından Yeni TTK madde 1486/2 uyarınca geçersiz olduğunun kabulü gerekecektir.

6. Yeni TTK madde 1481/I

Sorumluluk sigortalarında halefiyet ilkesine açıklık getirilerek, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarın-ca sigortacıya ait olduğu belirtilmektedir. Sigortacının zarardan sorumlu olan kişilere rücu edebilmesi için, sigortalı ile birlikte müşterek kusurlu ve müteselsil sorumlu olan kişilere rücu hakkı vardır. Dolayısıyla diğer Kanunlarda aksine bir hüküm bulunmadık-ça sorumluluk sigortalarında Kanun kendi sigortalısına rücu hakkı tanımayıp, sadece zarardan sorumlu olan üçüncü kişilere başvurma hakkı vermektedir.

TTK madde 1481/2 uyarınca, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin halefiyet kuralı gereğin-ce, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava ve takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.

Ayrıca, TTK madde 1481/3, sigortalı veya zarar gören tazminatın ödenmesiyle sigor-tacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigorsigor-tacıya karşı sorumlu olacağı belirtilmektedir. Dolayısıyla bu madde ile rücu haklarını ihlal etmeme yükümlülüğü sadece sigortalı için değil zarar gören üçüncü şahıs içinde de getirilmektedir.

7. Yeni TTK madde 1482

Sorumluluk sigortalarında sigortacıya yöneltilecek talepler bakımından zamanaşımı süresi 10 yıl olarak belirlenmektedir. Bu süre, sigorta konusu olayın gerçekleştiği ta-rihten itibaren başlar.

Türk Hukukunda zamanaşımı maddi hukukun bir müessesidir. Bu sebeple zamanaşı-mına konu olan talebin tabi olduğu hukuk zamanaşımı hakkında da karar verir. Nite-kim bu husus MÖHUK ‘nun 8. Maddesinde “zamanaşımı, hukukî işlem ve ilişkinin esa-sına uygulanan hukuka tâbidir” şeklinde düzenlenmektedir. Dolayısıyla hukuki ilişkinin esasına uygulanacak hukukun,Türk Hukuku olması halinde, zamanaşımı süresinin düzenleyen Yeni TTK madde 1482, - madde 1486 uyarınca koruyucu hükümler arasın-da öngörüldüğünden- buna aykırı sözleşme hükümleri geçersiz olarak kabul edilir.