• Sonuç bulunamadı

Gemi Üzerinde İntifa Hakkında Sigorta İlişkileri

Gemiler Üzerinde İpotek, İntifa, Kira ve Finansal Kira Hâllerinde Sigorta İlişkileri

B) Kurallar 1. İlke

IV. Gemi Üzerinde İntifa Hakkında Sigorta İlişkileri

Yürürlükteki Alman ve Türk Hukuku uyarınca gemiler üzerinde intifa hakkının kurulma-sı yalnızca kurulma-sınırlı hâllerde mümkündür (SchRG m. 9 f. 1 = TTK m. 878 f. 1). Yasama ge-rekçesine göre, ilgili ticari çevrelerde (1930’lu yıllarda) yapılan araştırmanın sonuçları, gemilerde intifa hakkının kabulüne gerek bulunmadığını göstermiş, ancak (miras gibi) yasal zorunluluk hâlleri dikkate alınarak, yalnızca bu hâller ile sınırlı kalmak kaydıyla intifa hakkı kabul edilmiştir268. Bu sınırlandırmanın, Alman Eşya Hukuku’na dayandı-ğı ve Türk Hukuku açısından bir anlam taşımadıdayandı-ğı öğretide Aydın Aybay tarafından ispat edilmiştir269. Y-TTK hazırlanırken, bu bilimsel ispat dikkate alınmış ve İsviçre-Türk Eşya Hukuku sistemine uygun biçimde, sicile kayıtlı gemilerde intifa hakkının kurulması tümüyle serbest bırakılmış270 (Y-TTK m. 1059 f. 1), ayrıca intifa hakkı ile ilgili olarak farklı yerlerde bulunan hükümler (TTK m. 878, m. 945), 1059 ve 1060’ıncı maddelerde bir araya toplanmıştır271. Yeni kurallara göre gemi üzerindeki intifa hakkı, sahibine, gemiden tam yararlanma yetkisi sağlayacaktır, ancak bu yetki sözleşme ile daraltılabilecektir (Y-TTK m. 1059 f. 2). Y-TTK’da özel hüküm bulunmayan hâllerde, sicile kayıtlı gemi üzerindeki intifa hakkı TMK’nın taşınmazlar üzerindeki intifa hakkı hükümlerine (m. 794 vdm.) tabidir (Y-TTK m. 1060 f. 1) 272. Bu şekilde atıf yapılan hükümlerin arasında, ZGB m. 767’den273 tercüme edilerek önce TKM m. 739’a,

ardın-268 Amtliche Begründung, DJ 1940, 1332 (sol sütun).

269 Bkz. Aydın Aybay, Gemi Üzerinde İntifa Hakkı Kurma İşleminin Sınırlanması Sorunu, İstanbul Ba-rosu Dergisi 1974, s. 303; ayrıca bkz. Atamer, Cebrî İcra, § 6 D I (s. 162); Hakan Muran, Gemi Üzerinde İntifa Hakkı Kurma İşleminin Sınırlanması Sorunu, Deniz Hukuku Dergisi 2005, Yıl: 10, Sayı: 1-4 (Basım Tarihi: Ocak 2011), s. 91.

270 4490 sayılı Kanun’da hüküm bulunmamakla birlikte, Türk Uluslararası Gemi Sicili Yönetmeliği m.

15’te geçen “sair takyidat” ibaresi, intifa hakkını da kapsadığından, yeni düzenleme TUGS’ye kayıtlı gemilere de uygulanabilecektir.

271 Bkz. TBMM Dönem: 23, Yasama Yılı: 2, S. Sayısı: 96, s. 53 (Genel Gerekçe no. 168), s. 54 (Genel Gerekçe no. 170), s. 334 (1059 ilâ 1060 ıncı Maddelere İlişkin Genel Açıklamalar)

272 Dolayısıyla Türk Hukuku’nda intifa hakkı konusundaki şu temel eser, gemiler üzerinde intifa bakı-mından da temel kaynak niteliğindedir: Burak Özen, Türk Medeni Hukukunda Eşya Üzerinde İntifa Hakkı, İstanbul 2008.

273 ZGB m. 767: “(1) Der Nutzniesser hat den Gegenstand zugunsten des Eigentümers gegen Feuer und andere Gefahren zu versichern, soweit diese Versicherung nach ortsüblicher Auffassung zu

dan da TMK m. 815’e aktarılan kurallar da bulunmaktadır. Bu hükme göre intifa hakkı sahibi, yerel âdetlere göre iyi bir yönetimin gereği olduğu takdirde, malikin lehine malı (gemiyi) yangına ve diğer tehlikelere (rizikolara) karşı sigorta ettirmekle yükümlü tu-tulmuştur274. Bu kurala uygun olarak sigorta sözleşmesi intifa hakkı sahibi tarafından yapılırsa veya intifa hakkı sigortalı bir mal (gemi) üzerinde kurulursa, intifa hakkının devamı süresince sigorta primlerini ödeme yükümlülüğü intifa hakkı sahibine aittir275. İntifa hakkına konu olan mal (gemi) zıyaa veya hasara uğradığı için sigortacı tazminat ödeyecek olursa, sigorta sözleşmesinin kimin tarafından yapıldığına bakılmaksızın, intifa hakkı sigorta tazminatının üzerinde devam edecektir (ZGB m. 750 f. 3276 = TKM m. 722 c. 3 = TMK m. 798 f. 2277). Bir gemi üzerinde hem ipotek hem de intifa hakkı tes-cil edilmişse, aralarındaki ilişki TMK m. 869’a (= ZGB m. 812278 = TKM m. 784) tabi tu-tulmuştur (Y-TTK m. 1060 f. 2 c. 1); şu kadar ki, aynı tarihle kaydedilmiş bulunan haklar aynı derecede sayılmaktadır (Y-TTK m. 1060 f. 2 c. 2). Buna göre geminin maliki, gemi ipoteği alacaklısına veya gemi üzerinde intifa hakkı sahibine karşı, gemi üzerinde yeni ipotekler veya intifa hakları kurmayacağını taahhüt edemez (ZGB m. 812 f. 1 = TKM m. 784 c. 1 = TMK m. 869 f. 1). Geminin üzerinde her iki türden hak tescil edilmişse, kural olarak, “tarihte önce, sırada önce” ilkesi uygulanacaktır279. Buna göre, önce tes-cil edilen intifa hakkı ipoteğin önüne geçer; aynı şekilde, önce testes-cil edilen ipotek de intifa hakkından önce gelir; meğerki, ipotek alacaklısı, intifa hakkının kurulmasına ve önceliğine açıkça onay vermiş olsun (ZGB m. 812 f. 2 = TKM m. 784 c. 2 = TMK m.

869 f. 2 c. 1). Dolayısıyla, sigortacının ödeyeceği sigorta tazminatı üzerindeki öncelik, gemi siciline yapılan tescilin tarihlerine göre belirlenecektir. Bu açıdan, Y-TTK m. 1060 f. 2 c. 2 uyarınca aynı tarihle kaydedilmiş bulunan hakların aynı derecede sayılacağına ilişkin yeni kural, çözüm getirmek yerine sorun doğurmaktadır. Hem ipotek hem de intifa aynı derecede sayılırsa, aralarındaki sıranın, dolayısıyla ödemenin kime yapıla-cağının belirlenmesi mümkün olmayacaktır. Çözüm, tescilin yapıldığı tarihteki saatleri esas alarak, temel kurala280 uygun bir şekilde sıralamanın belirlenmesi olmalıdır.

den Pflichten einer sorgfältigen Wirtschaft gerechnet wird. (2) Die Versicherungsprämien hat in di-esem Falle, sowie wenn eine bereits versicherte Sache in Nutzniessung kommt, für die Zeit seiner Nutzniessung der Nutzniesser zu tragen.”

274 ZGB m. 767 f. 1 = TKM m. 739 c. 1 = TMK m. 815 f. 1.

275 ZGB m. 767 f. 2 = TKM m. 739 c. 2-3 = TMK m. 815 f. 2.

276 ZGB m. 750 f. 3: “Wird für die untergegangene Sache ein Ersatz geleistet, wie bei der Enteignung und der Versicherung, so besteht die Nutzniessung an dem Ersatzgegenstande weiter.”

277 TMK m. 798 f. 2: “Sigorta ve kamulaştırma gibi durumlarda intifa hakkı, hakkın konusu yerine ge-çen karşılık üzerinde devam eder.”

278 ZGB m. 812: “(1) Ein Verzicht des Eigentümers auf das Recht, weitere Lasten auf das verpfändete Grundstück zu legen, ist unverbindlich. (2) Wird nach der Errichtung des Grundpfandrechtes eine Dienstbarkeit oder Grundlast auf das Grundstück gelegt, ohne dass der Pfandgläubiger zuges-timmt hat, so geht das Grundpfandrecht der späteren Belastung vor, und diese wird gelöscht, so-bald bei der Pfandverwertung ihr Bestand den vorgehenden Pfandgläubiger schädigt. (3) Der aus der Dienstbarkeit oder Grundlast Berechtigte hat jedoch gegenüber nachfolgenden Eingetragenen für den Wert der Belastung Anspruch auf vorgängige Befriedigung aus dem Erlöse.”

279 Ayrıntılı bilgi için bkz. BSK/Trauffer, ZGB Art. 812 Rn. 7; Schmid/Hürlimann-Kaup, Sachenrecht, Rn. 1173; Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, Eşya Hukuku, s. 618; Akipek/Akıntürk, Eşya Hukuku, s.

631.

280 ZGB m. 812 f. 2 = TKM m. 784 c. 2 = TMK m. 869 f. 2 c. 1

Önce sigorta sözleşmesinin, daha sonra intifa hakkının kurulduğu hâllerde, bakiye sigorta primlerinin intifa hakkı sahibi tarafından ödeneceğini öngören kural, Y-TTK’nın Sigorta Hukuku’na ilişkin temel hükümleriyle çelişmektedir. Bu husus, finansal kira bakımından yukarıda ele alınmıştı281. Burada da çözüm, intifa hakkı sahibinin, malik tarafından sigortacıya ödenen primleri iç ilişkide malike iade etmesi olacaktır.

İntifa hakkı sahibinin sigorta tazminatı üzerindeki hakkı ve sigortacıyla ilişkileri konu-sunda başka bir özel hüküm öngörülmediğinden, ihtiyaç hâlinde, tamamlayıcı olarak hangi kurallara başvurulacağı tereddüt uyandırabilecektir. İntifa hakkı sahibinin konu-mu ve sigorta tazminatı üzerindeki hakkı, gemi ipoteği alacaklısı ile benzeşmektedir.

Bu itibarla, gemi ipoteği hakkında kabul edilen Y-TTK m. 1022-1029 hükümlerinin, kıyasen, intifa hakkı sahibine de uygulanacağı savunulabilecektir. Buna karşılık, böyle bir tercih yapılmış olsaydı, yasa koyucunun bunu açık bir hükümle bildirmiş olacağı, açık bir hükmün yokluğunda, “sınırlı ayni haklar” bakımından Y-TTK m. 1456’da ka-bul edilen genel hükmün esas alınmasının gerektiği de söylenebilecektir. Y-TTK’nın hazırlık sürecinde, TTK Komisyonu bu konu üzerinde durmamıştır. Dolayısıyla yasa koyucunun bilinçli bir iradesi söz konusu değildir. Şu var ki, intifa hakkına ilişkin hü-kümlerde doğrudan TMK’ya gönderme yapılmış olması, gemi ipoteği hükümlerinin kıyasen uygulanmasına yönelik gerekçeyi zayıflatmaktadır. Dolayısıyla daha isabetli çözüm, intifa hakkı sahibinin Y-TTK m. 1456’ya tabi olacağının kabul edilmesidir.

V. Sonuç

Yukarıda yürütülen incelemeler çerçevesinde, Türkiye’de Medenî Hukuk, Borçlar ve Eşya Hukuku, Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku alanlarında kabul edilen yeni yasal kuralların kendi içinde tutarlı ve uygulamada karşılaşılan gereksinimleri karşılayan çözümler getirdikleri saptanmaktadır. Ancak, tüm bu yeni kuralların arasında henüz istenilen düzeyde bir uyumun sağlanamadığı da görülmektedir. Sigorta sözleşmesinin de söz konusu olduğu gemilere ilişkin hukuksal ilişkiler çözümlenirken, ilgili tüm yasal kuralların bir arada gözetilmesi ve bu çerçevede her Hukuk dalı bakımından geçerli olan çözümlerin benimsenmesi gerekmektedir.

281 Bkz. yukarıda II B.