• Sonuç bulunamadı

İNGİLİZ HUKUKU 1. Flotan Poliçe

Abonman Sigortaları

HALEFİYET

B. İNGİLİZ HUKUKU 1. Flotan Poliçe

a. Yasal Düzenleme

İngiliz hukukunda flotan poliçe (floating policy) 1906 tarihli Marine Insurance Act (MIA) § 29’da düzenlenmiştir. MIA § 29-I’e göre flotan poliçe “Sigortayı (yani sigorta edilen menfaatin ilişkin olduğu şeyi) genel olarak tanımlayıp geminin veya gemilerin adını ve diğer hususların belirlenmesini sonradan yapılacak bildirimlere bırakan bir poliçedir.”

MIA § 29’da tanımlanan flotan poliçe “bildirim” (beyan) poliçesi” (declaration po-licy) olarak da anılmakta ve daha ziyade yük sigortasında kullanılmaktadır58. Flotan poliçede belirli bir geminin adı zikredilmez, ancak sevkiyatın yapılacağı gemilerin be-lirli bir standardın üstünde olması şart koşulur. Niteliği gereği flotan poliçede, sigorta himayesi altına alınmak istenen taşımanın somut şartları açıkça belirtilmez, ancak sigortalı, (aksi kararlaştırılmadıkça) rizikonun işlemeye başladığı sıra içinde sigorta konusu her menfaatin değerini ve diğer hususiyetlerini müteakip bildirimler (beyanlar) yoluyla sigortacıya bildirmek zorundadır.

54 Lureau-Olive, a.g.e., n° 271, sh.305; Rodière, Police d’Abonnement, n° 22, sh.148.

55 Marcq, a.g.e., sh.143; Lamy Transport, n°491, sh.245.

56 Marcq, a.g.e., sh.143; Lamy Transport, n° 491, sh.245.

57 Marcq, a.g.e., sh.143; Lamy transport, n° 491, sh.245.

58 LAMBETH, R.G.: TEMPLEMAN on Marine Insurance Its Principles and Practice, 6th. ed., Londra 1986 (Lambeth (Templeman)), sh.5.

b. Flotan Poliçenin Her İki Taraf İçin De Zorunlu (Bağlayıcı) Bir Anlaşma Teşkil Etmesi

Flotan poliçe, niteliği gereği, her iki taraf için de karşılıklı yükümlülük doğurur. Sigor-tacı, poliçe şartlarına uygun her bildirimi kabul etmek zorundadır, sigortalı da poliçe kapsamına giren bütün taşımaları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür59 (MIA § 29-III, cümle 2). Flotan poliçe ile belgelenen sözleşmede, sigortalı somut hale gelen her menfaat ve rizikoyu sigortacıya bildirmek, sigortacı da kendisine yapılan bildirimleri kabul etmek ile yükümlü oldukları için, burada flotan poliçenin her iki taraf için de zorunlu (bağlayıcı) olma özelliğinden (obligatory character of floating policy) söz edilir60. Flotan poliçenin her iki taraf için de zorunlu (bağlayıcı) olması nedeniyle, flotan poliçenin taraflarca imzalanması ile birlikte gerçek anlamda bir sigorta sözleşmesi derhal kurulmuş olur61. Bu itibarla sigortalı sözleşme öncesi ihbar görevini (duty to disclose, MIA § 18) flotan poliçenin taraflarca imzalanmasından önce yerine ge-tirmek zorundadır. Flotan poliçenin taraflarca imzalanmasıyla sigorta sözleşmesi ku-rulmuş olduğundan, sigortalının artık sözleşmenin kurulmasından sonra somut hale gelen her menfaati sigortacıya bildirmesinden önce yerine getirmesi gereken “sözleş-me öncesi ihbar görevi” de bulunmamaktadır62. Buna göre, flotan poliçe ile belgelenen sözleşme, bildirimlerin usulüne uygun ve doğru olarak yapılması şartıyla, sözleşme-ye göre rizikonun işlemesözleşme-ye başladığı andan itibaren itibaren poliçe kapsamına giren münferit her meşru menfaate otomatik sigorta himayesi (automatically co-vered by insurance) sağlayan gerçek anlamda bir sigorta sözleşmesidir (contract of insurance)63. Sigorta himayesinin başlaması açısından bildirimin bir fonksiyonu yoktur64.

Flotan poliçenin her iki taraf için de zorunlu (bağlayıcı) olması nedeniyle sigortalı ta-şımaların bir kısmını bildirerek diğer kısmı için kendi kendisinin sigortacısı kalamaz veya bunları başka yere sigorta ettiremez veyahut sadece zayi olduğunu veya hasarlı ulaştığını tahmin ettiği taşıma konusu malları bildirmek amacı ile bildirimlerini gemi-ler varma limanına varıncaya kadar geciktiremez65. Sigortalı dilediği taşımayı bildirip bildirmemekte serbest olsa idi, MIA § 29-III’de öngörülen bağlayıcılığın hiçbir anlamı olmazdı66.

c. Bildirimin Fonksiyonu, Yapılacağı Süre ve Şekli

Geleneksel flotan poliçe, poliçe kapsamına giren münferit her meşru menfaate riziko-ya naruz oldukları andan itibaren otomatik sigorta himayesi sağlariziko-yan bir sigorta

söz-59 BENNETT, H.: The Law of Marine Insurance, 2nd ed., Londra 2006, n° 2.29, sh.41; Lambeth (Templeman), a.g.e.,7.

60 Bennett, a.g.e., n° 2.29, sh.41.

61 Bennett, a.g.e., n° 2.29, sh.41; ARIC, Z.: Research on Open Covers in English Law of Marine Insur-ance, University of Southampton, January 2009, Yayınlanmamış Doktora Tezi,, sh.68.

62 Bennett, a.g.e., n° 2.29, sh.41.

63 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.5; Bennett, a.g.e., n° 2.29, sh.41; n° 2.32, sh.42; Arıc, a.g.t., sh.68.

64 Bennett, a.g.e., n° 2.32, sh.42.

65 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.7; Bennett, a.g.e., n° 2.30, sh.41.

66 Bennett, a.g.e.,n° 2.31, sh.42.

leşmesi olduğu için, bildirimlerin, sigorta ilişkisinin kurulması bakımından herhangi bir etkisi bulunmamakla67 birlikte bildirim akdî mekanizmanın vazgeçilmez bir unsurunu teşkil etmektedir68. Bu açıdan bildirimin önemli şu fonksiyonları bulunmaktadır69: (1) Sigortacı kendisine yapılan bildirimden sonra derhal pirimi tayin ve tahsil eder.

(2) Flotan poliçede, her taşıma konusu mal üzerindeki menfaatin değeri flotan po-liçede kararlaştırılan toplam azamî tutardan düşüldüğünden, bildirim sigortanın (teminatın) bakiye kapasitesinin izlenmesine ve sigortacının bakiye teminat tutarı konusunda sigortalıyı haberdar etmesini sağlar.

(3) Bildirim sigortacının reasürans sözleşmesi yapması için hazırlıklarını tamamlama-sını sağlar.

Bildirimin yukarıda zikredilen önemli fonksiyonları nedeniyle MIA § 29-III’de, poliçede aksine hüküm bulunmadıkça, bildirimlerin sevk veya gemiye yükleme sırası ile yapıl-ması öngörülmüştür.

Poliçede, aksi öngörülmediği sürece, bildirim makûl bir süre (within a reasonable time) içinde yapılmalıdır70. Bildirimde malı taşıyacak geminin adı, malın sigorta de-ğeri ve taşımanın diğer hususiyetleri gösterilir71. Menfaat ve riziko somut hale geldik-çe peyderpey sigortacıya bildirilir, bildirimde yer alan hususlar MIA § 29-II uyarınca ya poliçeye zeyilname yolu ile kaydolunur ve sigortacı tarafından parafe edilir ya da bildirim mutad olan diğer bir şekilde yapılır, örneğin, bu amaç için hazırlanmış özel formüler (bildirim formüleri) üzerinde gerekli bilgiler doldurulduktan sonra bu formüler kabulü alınmak üzere en kısa sürede sigortacıya yollanır veyahut önceden kararlaş-tırılmış olan her raporlama dönemi geldiğinde sigorta kapsamına giren belirli hale gelmiş menfaatler için bir “bordro” düzenlenir ve bu bordro, belirli bir süre kararlaştırıl-mamış ise “makul bir süre” içerisinde sigortacıya sunulur72. Poliçede bildirimlerin aylık bordrolar şeklinde yapılması öngörülmüşse, bu yönde bir hüküm, bildirimin her ay yapılması gerektiği anlamına gelir, yoksa menfaatin poliçe tahtında somut hale geldiği ayda bildirimin yapılacağını ifade etmez73.

d. Bildirimin Hiç Yapılmaması ya da Gerektiği Gibi Yapılmaması

Sigortalı, poliçede aksi kararlaştırılmadıkça, bildirimleri sevk veya gemiye yükleme sırasına göre yapmak, poliçe kapsamına giren taşımaların tümünü sigortacıya bildir-mek ve taşıma konusu malların değerini ve diğer hususiyetlerini dürüstçe (honestly) beyan etmekle yükümlüdür; bununla birlikte ihmal edilen ya da hatalı yapılmış bir bildirimin (an omission or erroneous declaration), zararın meydana gelmesinden veya malın varmasından sonra dahi düzeltilmesi mümkündür, ancak bunun için ih-mal veya hata keyfiyeti iyiniyetle (in good faith) yapılmış olmalıdır (MIA § 29-III,

67 Bennett, a.g.e., n° 2.29, sh.41.

68 Bennett, a.g.e., n° 2.32, sh.42; Arıc, a.g.t., sh.68-69.

69 Bennett, a.g.e., n° 2.32, sh.42; Arıc, a.g.t., sh.68-69.

70 Bennett, a.g.e., n° 2.33, sh.42.

71 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.5.

72 Arıc, a.g.t, sh.67; Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.5.

73 Bennett, a.g.e., n° 2.33, sh.42.

cümle 2). MIA§ 29-III’deki ihmal ya da hata keyfiyetinin iyiniyetle yapılması ile kast edilen, bildirimin yapılmaması ya da hatalı yapılmasının hile teşkil etmemesidir (not fraudulently)74.

Flotan poliçede bildirimin sahip olduğu önemli fonksiyonlar nedeniyle sigortalı poliçe-de aksi öngörülmedikçe, bildirimleri sevkiyat sırasına göre yapmak ve ayrıca sigorta himayesi başlamış olan menfaatin ilişkin olduğu mal ve taşıma hakkında dürüst, doğ-ru ve eksiksiz bilgi (honest, accurate and complete information) vermek zodoğ-rundadır.

Sigortalı bu iki koşulu yerine getirmediği takdirde, sigortacı her zaman gerek lerin yapılma sırasına ilişkin herhangi bir karışıklık veya ihmali, gerekse de bildirim-de yer alan bilgilerbildirim-deki herhangi bir hata, yanlışlık veya eksikliğin düzeltilmesini her zaman sigortalıdan isteme yetkisine sahip olduğu gibi ayrıca ilgili (bildirilmemiş ya da hatalı bildirilmiş) taşımalar da sigorta himayesi dışında kalır, meğer ki, eksik ya da ha-talı bir bildirim, sigorha-talının dürüstlüğe aykırı ve hileli davranışlarından (dishonest and fraudulent conduct) kaynaklanmamış olsun75. Zira, yukarıda zikredildiği üzere MIA § 29-III uyarınca sigortalı dürüstlüğe aykırı ve hileli eylemine dayanmayan eksik ya da hatalı bildirimi sigortacının onayına tabi olmadan her zaman düzeltme hakkına sa-hiptir76. Öyle ki, iyiniyetle yapılmış noksan veya hatalı bir bildirimin, bu noksanlık veya hata keyfiyeti ile bağlantılı olarak bir zıya ya da hasarın meydana gelmesinden ya da sigorta edilen riziko gerçekleşmeksizin yükün varmasından sonra dahi düzeltilebilme-si mümkündür77.

Bir sevkiyata ait değer (menfaat değeri) bildirimi, malın varış veya zarar ihbarına kadar yapılmamış olur ise, ilgili bildirime konu teşkil eden menfaat bakımından poliçe, aksi taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça, kıymetlendirilmemiş (taksesiz) (unvalued po-licy) bir poliçe addedilir (MIA § 29-4).

Flotan poliçenin işleyişine ilişkin MIA § 29 hükmünde öngörülen genel kuralların, po-liçeye konulacak özel şartlarla bertaraf edilmesi ya da değiştirilmesi mümkündür.

Örneğin sözleşmede bildirimin belirli bir süre içinde yapılması öngörülebilir ve bu çer-çevede sigortalıya sevkiyat sırasına göre yapılmamış bir bildirimi sonradan düzeltme hakkı tanınmayabilir. Ya da bildirimlerin sevk sırasına göre yapılmasında karşılaşılan güçlükler sebebiyle sevkiyatın haber alma sırasına göre yapılması da kararlaştırıla-bilir78.

e. Sigortacının Sorumlu Olduğu Azamî Tutar

Flotan poliçede sigorta himayesini sınırlandırmak için azamî toplam sigorta bedeli (specified maximum aggregate sum) tespit edilir. Poliçeye ilişkin bildirimlerin (si-gorta değerlerinin) toplamı azamî toplam si(si-gorta bedeline ulaşıncaya kadar si(si-gorta himayesi devam eder79. Muhtelif bildirimlerin toplamı başlangıçta kararlaştırılmış

74 Bennett, a.g.e., n° 2.34, sh.43.

75 Bennett, a.g.e., n° 2.34, sh.42.

76 Arıc, a.g.t., sh.69.

77 Bennett, a.g.e., n°2.34, sh.43; Arıc, a.g.t., sh.69.

78 Arıc, a.g.t., sh.70.

79 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.6-7; Bennett, a.g.e., n° 2.30, sh.41; Arıc, a.g.t., sh. 75; BUGLASS, L.J.: Marine Insurance and General Average in The United States, 3rd ed., Maryland 1991, sh.11.

meblağa ulaştığı ya da bu meblağı aştığı vakit, poliçe “tam bildirimli” (tam meblağa kadar bildirimli) (fully declared) veya “tükenmiş” (run off) olarak anılır80. Şüphesiz sona ermek üzere olan poliçeyi “takip ve ikame edecek” (to follow and succeed) yeni bir poliçenin düzenlenmesi hususunda taraflar anlaşabilir, fakat böyle bir anlaşma ya-pılmadığı takdirde poliçe “tam bildirimli” olduğunda sona erer81.

Flotan poliçede sigorta süresi başlangıçta belirlenmez; sigortacı sözleşmenin kurul-duğu andan, poliçe “tam bildirimli” (fully declared) oluncaya kadar geçen süre içinde poliçeye bağlanan usulüne uygun ve doğru olarak yapılmış bildirimlerin tümünü kabul etmek zorundadır82; meğer ki poliçede aksi kararlaştırılmış olsun83.

Flotan poliçenin süresi belirsiz olduğu için, normal şartlarda, yukarıda belirtildiği üze-re, “tam bildirimli” (fully declared) olduğunda sona erer. Bununla birlikte sözleşme-ye konulan fesih klozu (cancellation clause) uyarınca sigortacı veya sigorta ettiren poliçe tam bildirimli (fully declared) hale gelmeden önce yazılı olarak fesih ihbarında bulunarak sözleşmeyi sona erdirebilme imkânına sahip bulunmaktadır84.

2. Sürekli/Daima Açık Poliçe

Değer esasına (ad valorem) göre alınan damga vergisinin ve poliçe süresi kısıtlaması-nın 1959 yılında kaldırılmasından sonra, azamî toplam sigorta bedeli (maximum agg-regate sum) öngörmeyen ve belirsiz bir süre yürürlükte kalacak flotan poliçe düzen-lenmesi hukuken mümkün hale gelmiş ve sigortacılık piyasasında flotan poliçelerin

“sürekli/daima açık” (permanent/always open) türü uygulanmaya başlanmıştır85. Bu tür flotan poliçeler, genellikle poliçe kapsamına giren her sevkiyat başına azamî bir limit (maximum limit) öngörerek ve fakat hiçbir zaman azamî toplam sigorta bedeli ihtiva etmeksizin akdedilmektedir. Bu tür poliçelerde de poliçe kapsamına gi-ren her taşıma rizikonun işlemeye başladığı andan itibagi-ren sigorta himayesi altına girmektedir. Bu tür flotan poliçeler, önceden yazılı olarak bir mehil verip ihbarda bu-lunmak suretiyle sigortacı veya sigortalı tarafından sözleşme feshedilinceye kadar yürürlükte kalmaktadır86.

“Sürekli açık” poliçeler, geleneksel flotan poliçenin yol açtığı sıkıntıları büyük öl-çüde ortadan kaldırmakla birlikte, daha az idarî formaliteye tabi ve hukukî nitelik ve biçim bakımından çok daha esnek olan açık teminatlar (open covers) karşısında po-pülerliğini büyük oranda yitirmiş ve uygulamada yerini büyük ölçüde açık teminatlara bırakmıştır87.

80 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.6; Bennett, a.g.e., n° 2.30, sh.41.

81 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.6; Bennett, a.g.e., n° 2.30, sh.41.

82 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.8.

83 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.8.

84 Lambeth (Templeman), a.g.e., sh.9.

85 Arıc.a.g.t., sh.77.

86 Arıc.a.g.t., sh.77.

87 Arıc.a.g.t., sh.78.

3. Açık Teminat

Açık teminatlar (open covers), geleneksel flotan poliçe tesis etmek için ödenecek büyük depo priminden (deposit premium) kurtulmak ve geleneksel flotan poliçeyle sigortalanan miktarın dayattığı toplam limit sıkıntısını yaşamamak amacıyla tasar-lanmış ve uygulamaya konmuş bulunan sürekli açık poliçelere benzemektedir. Yani, tıpkı sürekli açık poliçelerde olduğu gibi, açık teminatlarda da sigorta kapasitesi için azamî toplam sigorta bedeli öngörülmemekte, ancak her sevkiyat başına sigortacının sorumlu olduğu azamî bir limit (maximum limit) kararlaştırılmaktadır. Sözleşme, taraf-lardan biri tarafından feshedilene kadar belirsiz bir süre için yapılmaktadır. Bununla birlikte açık teminatların, sürekli açık poliçelerden farklı olarak belirli süreli (genellikle on iki ay) olarak yapılması da mümkündür88.

4. Flotan Poliçe ile Açık Teminat Arasındaki Ayırım

Flotan poliçe ile açık teminatlar arasındaki farklılıklar sürekli flotan poliçelerin uygu-lamaya konulmasıyla - bilhassa sigorta teminatının azamî toplam bir tutar ile sınırla-nıp sınırlandırılmayacağı, sigorta süresinin belirli olup olmayacağı ve primin önceden ödenip ödenmeyeceği konularında- büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Bununla birlikte iki poliçe türü arasında azamî iyi niyet doktrininin (doctrine of utmost good faith, MIA § 17) uygulanması açısından önemli bir farklılık bulunmaktadır89.

Sigorta sözleşmesinin azamî iyiniyeti gerektiren bir sözleşme olduğu MIA § 17’de açıkça ifade edilmiştir. Azamî iyiniyet doktrini sözleşmenin her iki tarafı için de em-redici hüküm mahiyetindedir. Ancak azamî iyiniyetin ihlâli sözleşmeyi kendiliğinden geçersiz kılmaz, sadece muhataba sözleşmeyi iptal hakkı verir.

Sigortacının bildirimleri kabul edip etmemekte serbest olup olmadığı açısından bakıl-dığında geleneksel flotan poliçenin sigortacı bakımından ihtiyarî (facultative) olma-ması yani zorunlu (obligatory) nitelikte ololma-ması nedeniyle, bu tür poliçe ile belgele-nen sözleşmenin poliçenin imzalanmasından önce her iki tarafın da azamî iyi niyet ödevini (duty of utmost good faith) yerine getirmesi gereken bir sigorta sözleşme-si (contract of insurance) olduğu konusunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır90. Bu nedenle taraflardan biri azamî iyiniyet ödevine aykırı davrandığı takdirde diğer taraf poliçeyi ab initio, yani geçmişe etkili olarak sözleşmeyi sona erdirme hakkına sahip olmaktadır, bu da poliçe kapsamında yapılmış olan bildirimlerin iptali anlamına gel-mektedir. Poliçenin imzalanmasından sonra tarafların azamî iyi niyet ödevi bulunma-maktadır ve müstakil bildirimlerden hiç birinin azamî iyi niyet ödevinin ihlâli nedeniyle iptali mümkün değildir, zira o aşamada riziko sigortacı tarafından halihazırda kabul edilmiş bulunmaktadır91.

İngiliz hukukunda açık teminatları düzenleyen hiçbir yasa hükmü bulunmamaktadır92. Bu itibarla bir açık teminatın kullanılmasından doğan hukukî anlaşmazlıklar teamül hukuku prensipleri uyarınca çözülmektedir.

88 Arıc.a.g.t., sh.78.

89 Arıc, a.g.t., sh.83.

90 Arıc, a.g.t., sh.83.

91 Arıc, a.g.t., sh.84.

92 Bennett, a.g.e., n° 2.31, sh.41; Arıc, a.g.t., sh.85.

Açık teminatlar bildirimlerin kabulü ve bildirimlerin yapılması konusunda tarafların sa-hip oldukları serbestiyete göre; “karşılıklı zorunlu nitelikte”: zorunlu açık teminat (reciprocal-obligatory nature: obligatory type) veya “yarı zorunlu nitelikte”: ihtiyarî/

zorunlu açık teminat (semi-obligatory nature: facultative/obligatory type) veya “zo-runlu olmayan nitelikte”: ihtiyarî açık teminat (non-obligatory nature: facultative type) olmak üzere bir ayırıma tabi tutulmaktadırlar93. Bu ayırım doğrultusunda bugün Londra sigorta piyasasında, açık teminatlar ya “sigorta sözleşmesi” (contract of insurance) olarak ya da “sigorta amaçlı sözleşme” (contract for insurance) olarak nitelendirilmektedirler. Bu iki kategori açık teminat arasında ise azamî iyi niyet dokt-rininin işleyişi ve tarafların akdî yükümlülükleri açısından esaslı farklar bulunduğu için her olayda önce açık teminatın doğru bir şekilde nitelendirilmesi gerekmektedir94. Açık teminat sigortacı açısından zorunlu nitelikte ise, yani sigortacı bildirimleri ka-bul edip etmemekte serbest değilse, sigortalı açısından zorunlu veya ihtiyarî olup olmamasına bakılmaksızın açık teminatın kendi başına bir sigorta sözleşmesi oluş-turduğu kabul edilmektedir. Bunun sonucu olarak, azamî iyi niyet ödevi teminat akde-dildiği anda sona ermektedir. Bu çerçevede azamî iyi niyet ödevinin ihlali açık temi-natın kurulmasından sonra yapılan müstakil bildirimler sırasında değil, bizatihi açık teminatın kurulduğu aşamada hukukî sonuç doğurmaktadır95.

Buna karşılık açık teminat sigortacı açısından ihtiyarî nitelik taşıyorsa, sigortalının yaptığı bildirim üzerine sigorta poliçesi düzenlense de bu tür açık teminat bir sigorta sözleşmesi teşkil etmemektedir. Dolayısıyla, azamî iyi niyet ödevinin teminatın ak-dedilmesinden sonra, teminat kapsamında yapılan her bildirim aşamasında ayrı ayrı yerine getirilmesi gerekmektedir. Azamî iyi niyet ödevinin bir bildirim aşamasında ihlâl edildiği kanıtlandırsa, sigortacı sadece söz konusu ihlâlin gerçekleştiği bildirim üzeri-ne düzenleüzeri-nen poliçeyi iptal etme hakkı sahip olmakta, diğer müteakip poliçelerin ge-çerliliğini bundan etkilenmemktedir. Keza, açık teminatın oluşum aşamasında azami iyi niyet ödevinin ihlâl edildiğinin kanıtlanması da hiçbir sonuç doğurmamaktadır96.

III. ABONMAN SİGORTA SÖZLEŞMESİNİN TANIMI A. KAVRAM

Yeni TTK m.1401, fıkra I hükmünde zarar sigortaları bakımından sigorta sözleşmesi şu şekilde tanımlanmıştır: “Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, ki-şinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi (…)yükümlendiği sözleşmedir”.

Riziko veya tehlike taşıma, sigortacının sigorta sözleşmesinden doğan temel edi-midir97. Sigorta sözleşmesinde karakteristik borç, sigortacının borcudur. Bir sigorta

93 Bu ayırım konusunda ve ilgili yargı kararları için bk. Arıc, a.g.t., sh.85 vd.; Bennett, a.g.e, sh. 40 vd.

94 Arıc, a.g.t., sh.86 vd.

95 Arıc, a.g.t., sh.84.

96 Arıc, a.g.t., sh.320.

97 Kender, Sigorta Hukuku, sh.279.

sözleşmesinde sigortacının üstlendiği sigorta himayesi sağlama borcunun kapsamını tayin edebilmek için şu hususların tespiti gereklidir: Sigortalanan menfaatin sahibi, menfaatin türü (örneğin malik menfaati gibi), menfaatin ilişkin olduğu şey, yani bir kişi ile arasında menfaat ilişkisi kurulan obje, sigorta edilen riziko, sigorta değeri ve sigorta bedeli.

Abonman sigorta sözleşmesi de tam iki taraflı bir sigorta sözleşmesidir. Abonman sigorta sözleşmesinde de sigortacı sigorta himayesi sağlama borcunu, sigorta ettiren prim ödeme borcunu üstlenmektedir.

Modern ticaret hayatının bir gereği ve ihtiyacı olarak XIX. yüzyılda ortaya çıkan abon-man sözleşmesi, ticaretin koşullarına ve özellikle de sigorta ettirenin (başkası hesa-bına sigortada sigortalının) arzuladığı himayeyi sağlayacak şekilde hızla gelişmiştir.

Abonman sigorta sözleşmesi de, diğer sözleşmeler gibi tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile kurulur (BK. m. l, f.I). Sözleşme hukukuna hâkim olan irade serbestisi ilkesi uyarınca abonman sigorta sözleşmesinin muhtevası, sigorta ettiren ve sigortacı tarafından serbestçe tespit olunabilmektedir. Dolayısıyla uygulamada karşı-laşılan abonman sigorta sözleşmelerinde taraflar arzu ve ihtiyaçlarına uygun şekilde aralarındaki ilişkinin tabi olacağı esasları serbestce tayin etmekte ve ortaya farklı şart-lar içeren sözleşmeler çıkmaktadır.

Bu çerçevede uygulamada abonman sigorta sözleşmesinin başlıca iki uygulanış şekli ile karşılaşılmaktadır. Bazı abonman sigorta sözleşmelerinde, himaye altına alınan taşıma konusu malların toplam sigorta değeri, niteliği, toplam miktarı ve gerçekleş-tirilecek sevkiyatların sayısı sözleşmede kararlaştırılırken, sigortacının sorumluluğu da gemi ve taşıma başına azamî bir sigorta bedeli ile sınırlandırılmaktadır. Bu şekilde uygulanan abonman sigorta sözleşmelerinde sigorta süresi belirsiz bırakılmakta, taşı-malara ilişkin menfaatlerin değeri toplam sigorta bedeline eşit olan toplam sigorta de-ğerine ulaştığı vakit sözleşme kendiliğinden sona ermektedir, meğer ki taraflardan biri sözleşmede öngörülen fesih klozu uyarınca sözleşmeyi daha erken tek taraflı sona erdirmiş olsun. Çoğu kez olduğu üzere bazı abonman sigorta sözleşmelerinde ise te-minat altına alınan mallar cinsi itibariyle genel olarak belirlenmekte veyahut hangi cins malların teminat kapsamına girmediği kararlaştırılmakta, taşıma konusu yüklerin cinsi farklı olsa da her taşıma açısından sigortacının sorumluluğu sınırlandırılmaktadır. Bu tip abonman sigorta sözleşmesinde sigorta süresi sözleşmede tespit edilmektedir.

B. TANIM

Öğretide abonman sözleşmesine ilişkin bir tanım verilmekten ziyade bazı özellikleri itibariyle sözleşmenin kısaca açıklanmaya çalışıldığı, ancak bu tür sözleşmenin bel-gesini ifade etmek için kullanılan poliçe kavramını isimlendirmede ortak bir kavrayışın

Öğretide abonman sözleşmesine ilişkin bir tanım verilmekten ziyade bazı özellikleri itibariyle sözleşmenin kısaca açıklanmaya çalışıldığı, ancak bu tür sözleşmenin bel-gesini ifade etmek için kullanılan poliçe kavramını isimlendirmede ortak bir kavrayışın