• Sonuç bulunamadı

Savunma Sanayinde Atılan Adımlar

1. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ TÜRKİYE

1.3. LOZAN ANTLAŞMASI’NDAN ATATÜRK’ÜN VEFATINA KADAR

1.3.5. Savunma Sanayinde Atılan Adımlar

Cumhuriyetin ilanı sonrası orduyu her bakımdan yenileme çalışmalarının savunma sanayine sıçramaması düşünülemezdi. İzmir İktisat Kongresi kararları ışığında savunma sanayine önem verilmeye başlandı. Fakat devletin liberal ekonomik bir politika izleyip yatırımcılara gereken desteği vermesine rağmen özel kesimin meseleye katkısı az olmuştur. 1923-1938 arası fabrikalar genellikle devlet eliyle açılmıştır.

Savunma sanayinin gelişimine bakarsak daha milli mücadele yıllarında zor koşullar altında silah tedariki için 1921 tarihinde Ankara’da Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü himayesinde silah tamirhaneleri ve marangoz atölyeleri kurulmuştur.207

Cumhuriyetin ilanı ile çalışmalara hız verilmiştir. Bu çalışmaların sonucu olarak 1924 yılında Ankara’da hafif silah ve top tamir atölyeleri, fişek ve marangoz fabrikası, 1928’de Kırıkkale’de pirinç ve elektrik makineleri fabrikaları, 1929’da Kırıkkale’de mühimmat fabrikası, 1930’de Ankara’da Kayaş Kapsül Fabrikası, 1931’de yine Kırıkkale’de çelik fabrikası, 1935’de Ankara’da Mamak Gaz Maske Fabrikası ve 1936’da Kırıkkale’de barut, tüfek ve top fabrikaları sırayla hizmete açılmıştır.208 1938 yılında ordunun envanterindeki tank ve motorlu araçların dişli

ihtiyacını karşılamak amacıyla Kırıkkale Dişli Fabrikası kurulmuştur.209

Kara Kuvvetleri için özel kesimden iki isimin kurduğu fabrikalar dikkat çekmektedir. 1925 yılında İstanbul’da Şakir Zümre tarafından, ordunun silah ve mühimmat ihtiyacına yönelik %100 yerli sermayeden oluşan bir fabrika ve yine İstanbul’da Nuri Killigil’in öncülüğünde silah üreten fabrika 1930 tarihinde açılmıştır.210

207 Hüsnü Özlü, “Türkiye’de Savunma Sanayi Gelişim Tarihi İçinde Makine ve Kimya Endüstrisi

Kurumunun Kuruluş Dönemi Faaliyetlerinin Analizi”, Savunma Bilimleri Dergisi, C. 18, Sayı: 1, Ankara, 2019, s. 181.

208 https://www.mkek.gov.tr/tr/page.aspx?id=13(Erişim Tarihi 29.01.2020).

209 Hayati Kara, Türk Kara Kuvvetlerinde Önemli Değişim ve Gelişmeler (1950-2000), Fırat

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, 2007, s. 43; Bu dönem Askeri fabrikalara bağlı diğer kuruluşlar; Erzurum Silah Fabrikası, İzmir Silah Fabrikası, Çorlu Silah Tamirhanesi, Çanakkale Silah Tamirhanesi, Güherçile Kalhaneleri, Akyazı Kereste Fabrikasıdır. Erdal Akkaya, a.g.t., s. 123.

210 Bahar Aşçı, “Ulusal İstihdam Stratejisi Kapsamında Eğitim İstihdam İlişkisinin Güçlendirilmesi:

Savunma Sanayi Örneği”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C. 21, Sayı: 2, 2019, s. 227.

Askeri fabrikalar gittikçe gelişerek Türk ordusuna yeter miktarda silah ve cephane sağlamaya çalışmıştır.211 Ancak açılan ve açılmakta olan bütün fabrikalara

karşın ordunun ihtiyaçları tam manasıyla karşılanamıyordu. 1930’lu yıllarda askerî fabrikalarda, çoğunlukla piyade mühimmatı ve kısmen de top mermisi imal edilebiliyordu. Hafif ve ağır makineli tüfekler, havanlar, top, uçaksavar ve tanksavar silâhları dışarıdan satın alınarak doldurulma yoluna gidildi.212 Bu noksanları yok

etmek için 1933 yılında Ruslardan motorlu araç, tank ve bazı hafif silâhlar alınırken devamında Almanya, Çekoslovakya ve İsveç’ten top, makineli tüfek ve motorlu araç temin edilmiştir.213

Denizcilik alanında ise daha çok ülke dışından gemi alınarak donanma geliştirilmiştir. Cumhuriyetin milli imkânlarla ürettiği ilk gemisi 1935 yılında denize indirilen Gölcük tankeri olacaktır.214

Atatürk, Birinci Dünya Savaşı’nda ülke topraklarının yalnız kara gücüyle savunulamayacağını tecrübe etmişti. Bundan dolayı 1923’ten itibaren Hava Kuvvetlerini de çağın gereklerine uydurmaya çalışmıştır. Bu doğrultuda devlet elinden sivil halka kadar bütün imkânları seferber ettirmiştir. 16 Şubat 1925 tarihinde Türk Tayyare Cemiyetinin açılışında: “İstikbal göklerdedir.”215 demeciyle

havacılığın önemini vurgulamıştır. Cemiyet, havacılığın güçlendirilmesi ve

211 Nadir Yurtoğlu, “Türk Savunma Sanayiinde Girişimci Bir Kuruluş: Makine ve Kimya Endüstrisi

Kurumu (MKEK) 1950-1960”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, C. 16, Sayı: 31, İstanbul, 2017, s. 86.

212 Muzaffer Erendil, a.g.m., s. 339. 213 Hülya Şahin, a.g.m., s. 604.

214 Hasan İlhan, F. Emre Güler, Türk Bahriyesinin İlkleri, Deniz Basımevi Müdürlüğü, İstanbul,

2014, s. 23; 1 Kasım 1935’de Gölcük tankeri denize indirilirken, Deniz Fabrikaları Umum Müdürü Yarbay Naim: “Geçen sene Mayıs ayında bu geminin omurgasının kızağa konulmasını kutlamıştık.

Bugün o tarihten 17 ay sonra Gölcük Tersanesi’nin ilk gemisini denize indiriyoruz. Bu gemi Cumhuriyet Devrinin ilk gemisidir ve bizler Cumhuriyet Devrinin ilk gemisini yapmakla sonsuz bir kıvanç duymaktayız. Ümit ediyor ve diliyoruz ki, bu geminin denize inişi savaş ve yardımcı filolarımızın öz yurtta Türk bilgi ve işçisiyle yapılabileceğine dair bir belge olsun.” ifadeleriyle

savunma sanayinin yerli ve milli imkânlarla yürütülmesinin önemini vurgulamıştır. Aydın Eken, Ord. Prof. Ata Nutku: Türk Gemi İnşaatı Endüstrisi ve Mühendislik Eğitiminin Önderi, İTÜ Vakfı Yayınları, İstanbul, 2013, s. 108.

215 Osman Yalçın, Mühürdarzade Nuri Bey’in (Demirağ) Hayatı ve Çalışmaları (1886-1957), s.

geliştirilmesi çalışmalarında bulunmuştur. Aynı zamanda halktan toplanan bağışlarla orduya uçak sağlamışlardır.216

Dış alımla beraber ülke içinde uçak üretimi arzulanmaktadır. Bunun için hızlıca harekete geçilmiştir. 1925’te Eskişehir Uçak Tamirhanesi,217 1926 yılında

Alman Junkers Firması ve Türk Tayyare Cemiyetinin ortaklığı ile Kayseri’de Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ) açılmıştır.218 Fakat maddi

imkânsızlıklar yüzünden 3 Mayıs 1928’te faaliyetlerine son veren TOMTAŞ, Türk Hava Kurumuna devredilmiştir.219

Yurt içinde üretim yetersiz kaldığından doğal olarak uçak ithal etmeye karar verilmiştir. 1937’ye gelindiğinde Türkiye’nin 131 savaş uçağı vardır ve bu uçakların ancak yarısı çağdaş denilebilecek niteliktedir.220 1937 yılında, Polonya’dan 40 avcı

uçağı, ABD’den 20 Martin tipi bombardıman uçağı, Almanya’dan 10 Heinkel çağdaş bombardıman uçağı, İngiltere’den 12 Bristol bombardıman uçağı alınmasına karşın mevcut 300 pilotun savaş ve kötü hava şartlarında uçuş becerilerinin eksik olduğu ortadadır.221

1923-1938 yıllarında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti, ordusu için elzem olan malzemeleri sağlamak için cumhuriyet ilan edilir edilmez çalışmalara başlamıştır. On beş yıl sonunda Osmanlı Devleti’nden kendisine kalan tesislere oranla yüksek bir ilerleme kaydetmiştir. Ancak dünyada 1930’lu yıllarda başlayan silahlanma yarışında geri kalmıştır. Eldeki tüm gücünü seferber etmesine karşın geri kalmasının pek çok sebebi vardır. 1911’de başlayan ve 1922’de biten savaşlar silsilesinde, 18-30 yaş arasındaki üretken nüfusun kayboluşuyla beraber nitelikli- kalifiye eleman yoksunluğu ve ekonomik açıdan rahat bir evre sürdürememek, ordu üzerinde istenilen noktaya gelemeyişin en mühim gerekçelerindendir.

216 Türk halkı tarafından yapılan bağışlarla yıllık ortalama 25-40 arasında uçak alınmıştır. Osman

Yalçın, “Türk Havacılık Tarihinde Bağış Uçakları ve Havacılık Sanayii Kurulmasına Tesirleri”, s. 202.

217 Mehmet Evsile, Atatürk Devri Harp Sanayii (1920-1938), Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Elazığ, 1992, s. 175, 176.

218 Konu hakkında detaylı bilgi için bkz.: Muzaffer Deniz, “Başarısızlıkla Sonuçlanan Bir Girişim:

Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ)”, Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 2, Sayı: 1, 2018, s. 122-128.

219 Osman Yalçın, “Türk Hava Kurumu’nun Kurduğu Hava Harp Sanayii Fabrikaları”, Atatürk

Araştırma Merkezi Dergisi, C. 29, Sayı: 86, Ankara, 2013, s. 139.

220 Mesut Hakkı Caşın, a.g.m., s. 132. 221 Mesut Hakkı Caşın, a.g.m., s. 132.

İKİNCİ BÖLÜM

2. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA TÜRKİYE: EKONOMİ, DIŞ