• Sonuç bulunamadı

2. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA TÜRKİYE: EKONOMİ, DIŞ POLİTİKA

2.1.1. Refik Saydam Devri Türkiye Ekonomisi (1939-1942)

2.1.1.3. Ekmeğin Karneye Bağlanması

Savaşın başında yapılan açıklamalarla eldeki buğday stokunun yeterli geleceği düşünülmektedir. Hatta 1940 yılında Avrupa’ya yaklaşık 60 bin ton civarında buğday ihraç edilmiştir.246 Ancak 1940 yılında üretim yeterli olmasına

rağmen tüccar ve halkın savaş karamsarlığına kapılarak ellerinde stok tutmaları neticesinde Toprak Mahsulleri Ofisi yeterli miktarda buğday alamamıştır.247 1939 ve

1940 yılları buğday üretim miktarları benzer seviyededir.248 Fakat Toprak Mahsulleri

Ofisi’nin aldığı buğday miktarı 194 bin tondan 156 bin tona düşmüştür.249 Hububatta

sıkıntı yaşadığını gören hükûmet, 5 Aralık 1940’ta çıkardığı kararname ile hububata el koymuştur.250 18 Şubat 1941 tarihli kararname ile el koyma işleminin

uygulanacağı il sayısı 24’e, 18 Haziran’da ise 39’a çıkarılmıştır.251 Başta el konulan

ürünler buğday ve çavdar ürünleri ile sınırlı iken zamanla arpa, yulaf, mısır ve mahlûtu kapsayacak hale gelmiştir.252 15 Mayıs 1942’de ise tüm ülkede hububata el

243 Türk Subaylarının İkinci Dünya Harbi Hatıraları, s. 185. 244 Resmi Gazete, 14.05.1942.

245 Resmi Gazete, 18.06.1942; Teşkilat 25 Temmuz’da lağvedilmiştir. Resmi Gazete 25.07.1942. 246 İbrahim İnci, a.g.m., s. 278.

247 Sefer Şener, a.g.m., s.79

248 1939’da toplam buğday üretimi: 4.191.528 ton, 1940’ta ise 4.067.950 ton idi.

http://www.tmo.gov.tr/Upload/Document/istatistikler/tablolar/1bugdayeuva.pdf (Erişim Tarihi 05.02.2020).

249 Sefer Şener, a.g.m., s. 79. 250 Resmi Gazete, 05.12.1940.

251 Resmi Gazete, 18.02.1941; 18.06.1941. 252 Resmi Gazete, 04.06.1941.

konulmuştur.253 Üreticiye bırakılacak yemeklik hububat miktarı azaltılmış ve kişi

başı aylık hububat miktarı 20 kg. ile sınırlandırılmıştır.254

Buğday devletçe değerinden düşük fiyatla satın alınmıştır. Bu durum çiftçileri buğdaylarını devlete vermemesine ve kara borsa gelişmesine yol açmıştır.255

Devletin payı olan ürün için köylere giden görevliler; zengin çiftçilerin, muhtarın, toprak ağalarının ya da Halk Partisi ileri gelenlerinin evlerinde kaldıkları için bu kişileri kayırmıştır. Sonuçta uygulamadan en çok etkilenen hep küçük ve orta ölçekli çiftçiler olmuştur. Gerideki toprak ağaları ve zenginler ise sakladıkları ürünleri tüccara satarak karaborsa ortamına sebebiyet vermişlerdir.256

1941 yılında 14.162.000 hektar toprak işlenmekte ve bu toprakların ancak 80.000 hektarı traktörle, 13.298.000 hektarı hayvan gücüyle işlenebilmektedir.257

Üretimde ilkellik had safhadadır. Üretimdeki gerilikten zati karne uygulamasına kadar; ekmekle ilgili pasta, kek, sandviç, poğaça, yufka, çörek, börek, tatlı ve benzeri maddelerin imalatının yasaklanmasından ekmeğin içeriğinin değiştirilmesine varan birçok karar yürürlüğe konmuştur.258 Çünkü bu tarihlerde devlet askerini doyurmakta

sıkıntı yaşıyordu. Gıda teminindeki sorunlar bazı yerlerde aynı çeşit yemeklerin çıkarılmasına sebep olmuştur. Mesela Kasım 1941 tarihinde Harp Okulunda öğrenciyken Sivas’ta Topçu stajında bulanan Sabri Tavazar, 3 ay boyunca sadece bulgur ve mercimek çeşitlerini yemek zorunda kalmıştır.259

Kötü gidişatın farkına varan devlet, en sonunda 13 Ocak 1942’de kabul edilen kararla ekmekte karne uygulamasına geçmiştir. 7 yaşına kadar olan çocuklara günde 187,5 gram, 7 yaşından büyüklere 375 gram ve ağır işçilere de 750 gram ekmek

253 Resmi Gazete, 15.05.1942.

254 İbrahim İnci, a.g.m., s. 279; Köylüye nüfus başına ekmeklik ve yemeklik olarak 20 kilo; tohumluk

için ise dekar başına buğday, çavdar, mahlût için 20; mısır için 4, darı için 2, yulaf ve arpa için 18, fasulye ve nohut için 10 ve bakla için ise 12 kilo ürün ayrılmasına izin verilmiş ve geri kalan ürüne bedelini ödemek şartıyla el konulmuştur. Resmi Gazete, 18.06.1942.

255 Metin Ayışığı, a.g.m., s. 253. 256 Sefer Şener, a.g.m., s. 80.

257 Tülay Alim Baran, “İkinci Dünya Savaşı Türkiye’sinin Malî Portresi”, Altıncı Askerî Tarih

Semineri Bildirileri II, İkinci Dünya Harbi ve Türkiye (20-22 Ekim 1997 İstanbul), Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1999, s. 231.

258 Konu hakkında detaylı bilgi için bkz.: Resmi Gazete, 21.02.1941; Resmi Gazete 18.06.1941;

Resmi Gazete, 27.11.1941.

karne ile verilmiştir.260 Mayıs ayında orduda da bu rakam 600 grama indirilmiştir.261

Karar sonrası ekmek meselesi halk için büyük bir dert olmuştur. 1942 sonbaharında Sinop yöresinde komuta kademesinde görevli olan Ahmet Cemil Akıncı, ekmeğin içerisine değişik şeylerin katıldığına tanık olmuştur: “Halk ve ordu kemerleri sıktıkça

sıkıyordu. Bazen pazaryerine uğradığım zaman, köylü kadınların otla karıştırılmış kepekten ekmek yediklerini görüyordum.”262

Şevket Süreyya Aydemir’in 1942 yılı ortalarında yaptığı ekonomik tespitleri de savaş yıllarında yaşanan ekonomik sıkıntıları gözler önüne sermektedir: “Şartlar

da gerçekten kötüydü. Sabah güneş doğarken gözünü yeni güne açan her vatandaş, o gün sofrasına bir dilim ekmek koyup koyamayacağını ve ordunun yönetim mevkilerinde görevli her komutan, o gün askerine ne yedireceğini, yemsizlikten kırılan hayvanlarına bir avuç yem bulunup bulunamayacağını; uçaklarına, motorlarına kaç günlük benzin ve motorlu vasıtalarına kaç tane yedek lastik bulabileceğini kaygıyla düşünüyordu. Başlayan güne, birliklerine et, yağ, çay, şeker bulup bulamayacağını düşünerek kaygılar, şüpheler içinde giriyordu. Telefonlarımız, hatta gecenin geç saatlarına kadar işliyordu. Hiç durmadan, şu validen, ertesi gün halka dağıtılacak hububat kalmadığını, şu ordu donatım veya yönetim makamından hayvanların yemsiz, asker erzakının yetersiz, vasıtaların atıl hale geldiğini bildiren kaygılı haberler alıyorduk. Hâlbuki henüz savaşa da girmiş değildik. Eğer bir de savaşa girersek?..”263

Netice olarak Refik Saydam döneminde katı bir ekonomik politika takip edilmiş ve her şey devlet eliyle idare edilmeye çalışılmıştır. Büyüme ve gelişmeden ziyade; mal darlığını hafifletmek, fiyat artışlarını frenlemek, oluşmuş olan kara borsa ile mücadele etmek, halk sıkıntı çekerken bazı kimselerin aşırı kazançlar elde etmesinin önüne geçmek gibi hedeflere yönelinmiştir.264 Yalnız, izlenen politikalar

tam başarıya ulaşamamıştır. Mal ithali zorlaşmış, üretim azalmış tüketim ise

260 Resmi Gazete, 19.01.1942. 261 İbrahim İnci, a.g.m., s. 281.

262 Ahmet Cemil Akıncı, Mehmetçikle 30 Yıl, Atlas Kitabevi, İstanbul, 1971, s. 178. 263 Şevket Süreyya Aydemir, a.g.e., s. 203, 204.

artmıştır.265 Karaborsa oluşumunun, istifçiliğin, fatura ticaretinin, hava parasının ve

zorunlu olarak rüşvet ve nüfus ticaretinin gelişimine engel olunamamıştır.266