• Sonuç bulunamadı

Sağlıklı Zihinlilik Hareketi

4. SAĞLIKLI ZİHİNLİLİK

4.3. Sağlıklı Zihinlilik Hareketi

Sağlıklı zihinlilik hareketi hem spekülatif hem de pratik yönü olan, maksatlı iyimser bir hayat anlayışıdır. James’in yaşadığı dönemdeki son 25 yıl içerisinde tedricî olarak gelişen bu hareket, içerisine pek çok katkı yapıcı unsuru almıştır. James bu hareketin çok ileri aşamalara gelmiş olması, hatta bu hareket hakkında kitaplar bile yazılmaya başlanmış olması sebebiyle bu hareketin artık din olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etmektedir; nitekim ona göre bu aşama, bir dinî hareketin ancak ileri seviyelerinde meydana gelebilecek bir aşamadır. James bu hareketin doktrinel kaynakları olarak Dört İncil, Emersonculuk, New England Aşkıncılığı, Ruhçuluk, İyimserci Popüler Bilim Evrimciliği ve Hinduizmi saymaktadır. Bu inancın liderlerinin sağlıklı zihinli tavırların kurtarıcı gücüne sezgisel bir inançları ve ümidin, güvenin test edici bir yeterliliği olduğuna dair inançları vardır. Bu kişiler şüpheyi, korkuyu, endişeyi ve zihnin sinirsel olarak tedbirci bütün hallerini küçümserler ve bunlardan nefret ederler. Bu kişilerin inancı, müritlerinin pratik tecrübeleri tarafından güçlendirilir. Bu kimselere göre körlerin gözleri açılabilir, sakatlar yürüyebilir, ömürleri boyunca yatalak olarak yaşayan insanlar sağlıklarını geri kazanabilirler. James’e göre sağlıklı zihinliliğin bu şekilde sistematik olarak bilinçli benimsenmesi, böyle bir zihne hiç sahip olamayacağını düşünenler için bile mümkün olabilir. İnsanın sahip olduğu karakterini yeniden üretmesi pek çok örnekte mümkün olmuş ve mutluluk, yüksek ruh halindeki pek çok insanda gerçekleşmiştir. Zihin tedavi ilkeleri o kadar çok yaygınlaşmıştır ki ikinci elde dahi, yani direk bu inancın sistematik biçiminde takipçisi olmayarak bile, onlara rastlamak mümkündür. Örneğin rahatlama incili, endişelenmeyin hareketi vb. ilkeler bunlardandır. Pek çok ailede hava durumundan şikâyet edilmesinin yasaklanması,

460 Bkz. Donald F. Duclow, “William James, Mind-Cure, and the Religion of Healthy-Mindedness”, Jorunal of Religion and Health, Vol.41, No.1, Spring 2002, s. 45-55.

hayatın olumsuz yönlerinden bahsetmeyi kötü bir konuşma şekli olarak görmek vs. hep zihin tedavi hareketinin ilkelerinden türemiştir.461

James, bu hareketin sahip olduğu pratik sonuçlar ve Amerikan halkının aşırı şekilde pratik bir karaktere dönüşmesi sebebiyle hızla yayılmış olduğunu ifade eder. Amerika’lıların bu karakter yapısı, bu hareketin yaygınlaşması örneğinde kendini çok iyi bir şekilde göstermektedir.462 James’in bu sözlerinden anladığımız kadarıyla dinlerin kendilerini benimseyen halkların karakteriyle de yakın ilişkisi vardır. Bazı karakter yapıları daha pratik din algılarına yatkın olurken bazı karakterler ise daha mistik veya daha kuralcı dinlere yatkın olabilirler. Ayrıca bu ifadelerden Amerika’lıların bu pratikçi karakter yapılarının James’ten daha önceleri de mevcut olduğu düşüncesine ulaşabiliriz. Bu sebeple Amerikalıların pragmatizm düşüncesinin yaygınlaşması sonucu pratikçi bir karaktere sahip olmadıklarını, onların pratik karakterleri sebebiyle pragmatizmin pratikçi anlayışının da hızlı bir kabul gördüğü söyleyebiliriz.

James, zihin tedavi hareketinin itikadında “korku”lara karşı gösterilen tepkilerin de üzerinde durmaktadır. Bu hareketin temel hedefi kişinin kendisine başta korku olmak üzere her türlü kötü düşüncenin telkinini önlemektir. Korku düşüncesi zihin tedavisi hareketi yazarları tarafından sert şekilde eleştirilmektedir.463

Bu ekolün taraftarlarının insanın yüce tabiatına dair misyonları sıradan Hristiyanlarınkinden farklıdır ve panteistiktir. İnsandaki ruhanî yön, zihin tedavi hareketinde kısmen ortaya çıkıyor olsa da genelde bilinçaltı olarak ortaya çıkar. Bilinçaltı kısım vasıtasıyla da her zaman için İlahî olan ile bir olunur ve bu birlik de herhangi bir inayet mucizesi olmadan gerçekleşir. Ancak bu birlik, çift doğum karakterinde bahsedilecek olan gibi yeni ve daha içsel bir insanın birdenbire yeniden yaratılması şeklinde değildir. Bu harekette Hristiyan mistisizminin, aşkın idealizmin, Vedantizmin ve subliminal benlik anlayışının izlerini bulmak mümkündür.464

James sağlıklı zihinlilik dininin daha soyut ifadelerinden daha somut ifadelerine geçerek bu dinin somut yansımalarına dikkat çeken alıntılara yer vermektedir. Bu alıntılardan bir tanesi kendisinin de arkadaşı olan bir bayanın ifadelerine aittir. Zihin tedavi hareketi müritlerine de ilham kaynağı olan bu kişi Sonsuz Güç ile olan birliğini şu şekilde özetlemektedir;

461 W.James, VRE, s. 105-107.

462 W.James, VRE, s. 108; D. F. Duclow, agm., s. 49. 463 Bkz. W.James, VRE, s. 110-111.

“Tüm hastalıkların, zayıflıkların ve depresyonun temel sebebi Tanrı dediğimiz ilahî enerji ile ayrı olduğumuz hissidir. Hisseden ve neşeli bir güven içerisinde tasdik eden ruhun artık bir şifaya ihtiyacı yoktur. Böyle bir ruhu ben ve babam biriz diyen Nasıralı örneğinde görmekteyiz. Kısaca bütün hakikat budur. Hiç kimse birlik olgusundan başka iyilik ve daha güzel bir temel ortaya koyamaz. Ayağı bu kayaya yaslanan kimseye artık hastalık ve şeytanî ruh uğramaz ve mutlak kudretle birlikte olan birine hastalık nüfuz edemez.

Tükenmişlik kanununu ebedî olarak ortadan kaldırmanın imkânı benim kendi hayatımda pek çok kez kanıtlanmıştır. Hayatımın daha önceki yılları yatakta geçmişti ve belden aşağısı felçti. Düşüncelerim şu anda olduğundan daha kötü değildi ve benim hastalığın kaçınılmazlığına dair olan inancım yoğun ve hafiflememişti. Ancak insanî doğamdaki dirilişimden beri şifa verici olarak ara vermeksizin on dört yıl çalıştım ve haklı olarak iddia edebilirim ki bu süreçte hastalık, zayıflık ve her çeşit rahatsızlıkla temasta bulunmama rağmen bir an dahi yorgunluk ve acı duymadım. Tanrı’nın bilinçli vücudu nasıl hasta olabilir? Bize karşı olanların hepsinden daha yüce olan (Tanrı) bizimle birliktedir.”465

James örneklere bakıldığında bu hareketin bir dinî hareket olarak tasnif edilmesinin imkânsız olmadığını göstermeye çalışmaktadır. James’e göre bu ekolün “hayatın Tanrı’nın hayatıyla aynı olduğu” doktrini, aslında birçok din felsefecisinin İsa’nın mesajı yorumundan ayırt edilemez.466 Aynı şekilde zihin tedavi hareketi Lutheryan ve Wesleyan hareketiyle de paralellikler arz etmektedir. Ahlaklılığa ve çalışmaya inanan bir kimse, bir problem karşısında “ne yapmalıyım” diye sorduğunda Luther ve Wesley şöyle cevap verir; “Eğer ona inanıyorsan artık kurtuldun.” Zihin tedavicileri de kurtuluşa dair benzer sözler sarf etmektedirler. Ancak sağlıklı zihinlilik hareketinin sorusu şudur “Temiz ve doğru olmak için ne yapmalıyım?” Onların cevapları ise “Eğer öyle olduğunun farkında isen sen zaten iyisin, sağlıklısın ve temizsin”dir. 467 Görüldüğü üzere sağlıklı zihinlilik dininde birçok inancın pozitif yanları bir araya getirilmiştir ve James’ten anladığımız kadarıyla da özel bir peygamberden bahsedilmemektedir. Bu insanlar Katolik veya Protestan olabileceği gibi, başka dinlerden de olabilirler. James’in çok sayıda alıntı ve tanımlamalardaki esas amacı, sağlıklı zihinlilere ait olan dinî tecrübe çeşidinin alt yapısını oluşturan önbilgileri ortaya koymaktır. Bunun yanında elde edilen pozitif verileri ve sonuçları vererek ampirik bir doğrulamaya gidilip gidilemeyeceğinin yolunu açmaktır.

465 W.James, VRE, s. 114. 466 W.James, VRE, s. 117.

James, zihin tedavi hareketi ile aynı zamanda geleneksel ahlakçılığı da birbiriyle kıyaslamaktadır. Ona göre, geleneksel ahlakçılar, bize, hiçbir zaman ciddiyetimizi kaybetmememizi öğütlerler ve bizden devamlı, gece gündüz uyanık ve tetikte olmamızı isterler; edilgen eğilimlerini kontrol altında tut, gerçeklikten uzak dur ve iradeni her zaman çekilmiş bir yay gibi muhafaza et derler. Ancak sağlıklı zihinlilik hareketine mensup kişiler ve tecrübelerinden alıntı yapılan bu kimseler, bütün bu bilinçli gayretin hiçbir netice vermediğini, başarısızlıkla noktalandığını ve kendilerine sıkıntıdan başka hiçbir şey getirmediğini söylemektedirler. Hatta böylesi bir yaklaşımın kendilerini daha çok, cehennem çocukları yaptığını söylemektedirler. Onlara göre başarıya giden yol teslimiyet ile mümkündür. Bir başka deyişle edilgenlik, pasiflik ve gevşemek kural olmaktadır. Sorumluluk duygusundan vazgeç, bırak senden çıksın gitsin ve kaderine gösterdiğin özeni daha yüce kuvvetlere bırak yani kaderinle daha yüce kuvvetler ilgilensin ve kaderin ne göstereceğine bilgisiz, kayıtsız kal, böylece iç rahatlığı ve huzur bulmakla kalmayacaksın, buna ilaveten çoğu zaman elden kaçırdığın veya terk ettiğin belli başlı iyilikleri de elde edeceksin vb. gibi ilkeleri benimserler. Bu, James’in daha önce ifade ettiği gibi Luther’ci teolojinin temel felsefesi olan “gerçekten doğmak için ölmek gerekir” anlayışıdır. Jacob Böhmen’in dediği gibi ‘hiçliğe giden bir geçit’tir. James’e göre, hiçliğe ulaşmak için genelde kritik bir nokta geçilmelidir ve bir köşe dönülmelidir. Bir şeyler yol vermeli, insana has sertlik, katılık kırılmalı ve erimelidir. Bu olay genelde ani ve otomatiktir. Özne üzerinde bir yüce güç tarafından tesirde bulunulduğuna dair bir izlenim bırakır. Bunun nihai anlamı ve önemi ne olursa olsun bu şüphesiz ki insana has tecrübenin temel bir biçimidir. Zihin tedavicilerin teslimiyetleri, kasılmalara biraz ara vermek ve her şeyden önce bir Tanrı’nın var olduğunu kabul etmektir. Yavaş veya ani, büyük veya küçük olsun iyiliği beklemenin sonuçları ihya ve yeniden doğuş fenomenleridir. Bu tür tecrübelerde yeniden doğuş, insanın şahsi gayretini terk etmesini ortaya çıkarır.468

James, zihin tedavicilerinin bazı metotlarını da ele almaktadır. Bunlardan bir tanesi telkindir. Telkin, fikirlerin kuvvetinin bir diğer adıdır. Ancak bu fikirler inanç ve davranışlar üzerinde tesir icra edebildiği zaman ortaya çıkarlar.469 Bazı insanlar üzerinde veya bazı zamanlarda tesir eden fikirler, başkaları üzerinde veya başka bir zamanda herhangi bir tesir icra edemeyebilirler. Örneğin Hristiyan kiliselerinin

468 W.James, VRE, s. 121-122. 469 Bkz. D. F. Duclow, agm., s. 49.

fikirleri bugün için terapatik470 (therapeutic) yönden etkili değildirler ancak belki bundan önceki yüzyılda etkiliydiler. James’e göre bir fikir bireye vahiy gücü ile gelmelidir. Zihin tedavi hareketi, sağlıklı zihinlilik müjdesiyle kilise Hristiyanlığının kaskatı bırakarak terk ettiği insanlara bir vahiy gibi gelmiştir. Bu hareket insanlığın daha yüce hayat kaynaklarının çeşmesini açmaktır. Bir zihni hareketin orijinalliği, belli bir zamana kadar mühürlü olan kaynakları açacak yeni bir kanal ortaya koymak değilse nedir? Şahsi inancın, hırsın, yeniliğin gücü daima bu tür bir başarıda birinci derecede önemlidir. Eğer zihin tedavi hareketi resmi, saygın ve yerleşik bir hareket haline dönüşmüş olsaydı bu hareketin telkin gücü tamamen yok olurdu.471 James, dinleri birinci el ve ikinci el olarak tasnif etmektedir ve ona göre birinci el din kendilerine vahiy gelen toplumların muhatap olduğu bir din biçimidir. İkinci el ise artık vahye muhatap olmayıp da daha sonra kurumsallaşan din biçimidir. Ona göre din birinci el olmaktan ne kadar uzaklaşırsa etkisini de bir o kadar yitirmektedir ve zihin tedavi hareketinin oluşturduğu sağlıklı zihinlilik dininin de başarısı buradan kaynaklanmaktadır. Kapanmış birçok kaynak, bu din sayesinde açılmış ve ikinci el din yenilenerek tekrar bir vahiy alınması suretiyle birinci el dine dönüştürülmüştür.

Sağlıklı zihinlilik dininin başarısının ikinci sebebi ise teslimiyet ile yeniden dirilişe hazır olmayı birleştiren pek çok unsuru içermesidir. Örneğin Protestanlık doğal insanla alakalı olarak çok kötümserken, Katoliklik de çok kuralcı ve ahlakçıdır. Bu iki mezhep içerisinde de iyi insan bu iki özelliğin karışmasından oluşabilir.

Başarının üçüncü sebebi ise 1900’lü yıllarda psikolojideki en önemli temalardan biri olan472 bilinçaltı hayatı daha önce görülmemiş bir biçimde kullanmış olmalarıdır. Bu hareketin kurucuları aklî tavsiyelere ek olarak pasif rahatlama ve sistematik egzersizini, tefekkürü, hatırlamayı,473 konsantrasyonu474 hatta hipnozu dahi kullanmışlardır.

James yukarıda bahsettiği alıntıdaki “hatırlama”nın Katoliklikteki “tezekkür” (hatırlama) pratiğinden bir farkı olmadığını söyler. Bu her şart altında Tanrı’yı yanımızda hazır olarak görür kılan tezekkürdür. James’in Katoliklikteki hatırlama pratiğine benzettiği, sağlıklı zihinlilik dininin bu uygulaması aynı zamanda İslam Tasavvufunda da karşımıza çıkmaktadır. Zikir olarak isimlendirdiğimiz bu uygulamanın tasavvufta birden fazla çeşidi vardır. Sağlıklı zihinliliktekine benzer

470 Terapatik: İyileştirici 471 W.James, VRE, s. 123-124 472 D. F. Duclow, agm., s. 50. 473 Bkz.W.James, VRE, s. 125-126. 474 Bkz.W.James, VRE, s. 127-128.

olan çeşidi ise “An İçinde Uyanıklık” anlamına gelen “Hûş Der Dem”475dir. Aynı zamanda Tanrı’ya yakın ve sürekli yanındaymış gibi hissetme pratiğine ise Tasavvufta “Murakabe”476 denmektedir. Murakabede de kişi sürekli yaratanın gözetimi altında olduğu duygusu içerisindedir. James’e göre bu tezekkürün ruhani kısmı tüm birlikteliklerde aynıdır ve bu birlikteliği teşvik eden kimseler bu birliktelik hakkında otoriteli bir şekilde yazmaktadırlar. Çünkü bu kişiler bahsettikleri bu birlikteliği kendi şahıslarında yaşamışlardır.

James zihin tedavi metotlarından sonraki aşamada bilimci felsefe ve zihin tedavi hareketi mücadelesini konu almaktadır. Bilimcilerin doğruluk için temel kriteri tecrübeyle doğrulama metodudur. Oysa zihin tedavicilerinin doğrulama metodu ise “Ben hakikatmişim gibi yaşa ve her gün haklı olduğunu göreceksin. Tabiatın kontrol edici enerjileri şahsîdir ve senin şahsî düşüncelerin kuvvetlidir ve yine evrenin kuvvetleri senin bireysel yönelişine ve ihtiyaçlarına doğrudan cevap verecektir. İşte, bu üç tecrübe, senin zihinsel veya cisimsel tecrübenin doğrulayacağı önermelerdir.” biçimindedir. James zihin tedavi hareketinin, bilime has metotları kullanarak bilimsel felsefeye karşı galip bir durumda olduğunu düşünmektedir.477 Buna dair zihin tedavi hareketinin de aslen tecrübî doğrulama metodunu kullanıyor olduğu düşüncesini öne sürmekte ve bununla ilgili olarak onların “Tanrıdan başka hiçbir şey yok. Bütün hayat mükemmel bir şekilde ondan kaynaklanıyor. Ben burkulamam ve incitilemem. Bu işi Tanrıya bırakacağım. Bu telkini yapınca ayağımda hiçbir şey hissetmedim ve o gün iki mil yürüdüm”478 vb. sözlerini örnek olarak göstermektedir.

James, bu örneklerden birçoğunun önemsiz olarak görülebileceğini, ancak en azından bu örneklerde tecrübe ve doğrulama metoduna sahip olunduğunu iddia etmektedir.479 Bilimselcilerin bu hasta insanları zavallı, hayalleri tarafından aldatılan insanlar olarak görmeleri önemli değildir. Bu insanları ikna etmek için yaşadıkları ve denedikleri tecrübeler yeterlidir.480 James, bu konuda bilimselcilerin iddialarının gelişmemiş (premature) olduğuna inanmaktadır.

475 Hûş Der Dem : Aklı nefesinde olmak, Salikin aldığı verdiği her nefesin şuurunda olması. Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 2001, s. 174.

476 Murakabe: Denetleme, gözetleme; dikkati belli bir noktaya toplama. Kulun ‘Hak bütün hal ve hareketlerime vakıftır’ şeklinde bir şuur ve idrak içinde olması. ‘Allah her an beni görüyor, kalbime bakıyor’ anlayışı içinde olmak. Süleyman Uludağ, age, s. 253.

477 W.James, VRE, s. 129. 478 W.James, VRE, s. 130. 479 W.James, VRE, s. 142. 480 W.James, VRE, s. 142.

Son tahlilde James’e göre, tüm doğrulamalarımız ve fikirlerimiz birbirleriyle uyuşan tecrübelerden ibarettir. Bütün tecrübelerimizin açık neticesi şudur ki, dünya, pek çok düşünce sistemine göre ve pek çok insan tarafından ele alınabilir. Dünyaya olan her bakış açısı bir yönden avantaj sağlamakla birlikte diğer bakış açılarının sağlayacağı avantajlardan da mahrum bırakır. Bu yüzden hakikatin tek bakış açısıyla sınırlandırılması doğru değildir. Bilim bize telgraf, elektrik ve aydınlatmayı, bazı hastalıklardan korunmayı sağlamış olabilir, ancak bununla birlikte sağlıklı zihinlilik vb. biçimdeki dinler bazılarımıza huzur ve mutluluk sunabilir ve bilimin yaptığı gibi bizi bazı hastalıklardan koruyabilir. Şu halde bilim veya din; insan hangisini kullanırsa kullansın hem din hem de bilim dünyanın hazinelerini açmakta işe yarayan gerçek anahtarlardır. Bu iki anahtardan birini kullanmak diğerini kullanmamayı gerektirmediği gibi, yine birini kullanmak diğerinin kullanımını gereksiz kılmaz. Bu açıklamalarının ardından James şu soruyu sormaktadır: O halde niçin biz farklı kavramları kullanarak, farklı davranışları benimseyerek hakikatin iç içe giren alanlarını ele almayalım? Bu, matematikçilerin aynı sayısal ve mekânsal gerçekleri geometri ile ele almalarına ve bütün sonuçların doğru çıkmasına benzemektedir.481

James’in sağlıklı ve hasta ruh tasnifi daha çok insan karakterine yönelik iken bunun benzeri başka tasnifler de yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi de Evelyn Underhill tarafından yapılmıştır. Underhill, tasnifinde hasta ve sağlıklı mistik tecrübe biçiminde bir tasnifte bulunmuştur. Bu tasnife göre mutlak varlığı, aşkın bir varlık olarak anlama eğilimindekiler hasta ruhlu grubuna dâhil olurken; Tanrı’yı içkin bir varlık olarak gören mistikler de sağlıklı zihinli kimseler olmaktadır.482 Bu tasnif C.C.H. Cook tarafından James’in tasnifi ile ihtilaflı olarak ifade edilse de kanaatimizce, aslında James ile paralellik arz eden bir tasnif söz konusudur.

James, sağlıklı zihinlilik ve hasta zihinlilik arasındaki çatışma hakkında yorumda bulunurken sağlıklı zihinliliğin bir doktrin olarak yetersiz olduğunu söylemektedir.483 Zira ona göre, sağlıklı zihinliliğin amaçlamayı reddettiği kötülük, hakikatin gerçek bir kısmıdır. Her halükarda kötülük, hayatın anlamının en mükemmel anahtarıdır ve muhtemelen hakikatin en derin seviyelerine gözümüzü açan araçtır.484 Sağlıklı zihinlilik uzun süren derin acılar karşısında çaresiz kalır.485 Ayrıca sağlıklı ruh tabiatına sahip biri, tamamen farklı bir karakter ve kaderle de

481 W.James, VRE, s. 132. 482 C.C.H. Cook, agm., s. 146. 483 W.James, VRE, s. 169. 484 R. R. Niebuhr, agm., s. 225. 485 W.James VRE, s. 137.

doğabilirdi ve bu sebeple de bu düşüncenin sahip olduğu güven duygusu anlamsız bir güven duygusudur.486

James’e göre sağlıklı ruha sahip insanlar, kötülüğü görme yeteneğini ve diğerlerinin acılarını dindirme arzusunu kaybederler. Sağlıklı ruha sahip insanların başlarına gelebilecek en kötü olay, onların gelecek hakkında oldukça iyimser olmalarıdır. Onlar, mevcut durumu değiştirmeyi talep edecek yüksek ahlakî ideallere sahip değillerdir ve bu yüksek ahlakî ideallere sahip olmayan insanlar mevcut ahlakî beklentileri, sosyal durumları ve kötülükleri olduğu gibi kabul ederler. James bu sebeplerden ötürü her ne kadar sağlıklı zihinlilik hakkında birçok yerde “Din olarak kabul edilebilir” ifadesini kullanmış olsa da ideal anlamda gerçek bir din olarak görülemeyeceğini düşünmektedir. Nitekim gerçek bir din, zorunlu olarak yüksek ahlakî ideallerle bağlantılıdır. Bu sebeple de gerçek din “hasta ruh”larla derinden ilişkilidir.487 James, burada da kendi mücadeleci anlayışını ortaya koymaktadır. Ona göre gerçek din, teslim olma anlayışını benimseyen teist bir din anlayışından çok, yüksek ahlakî ideallere ulaşma gayreti içindeki insanların peşinden koştuğu bir din olmalıdır. İnsanlar her daim böyle bir mücadelenin içerisinde bulunmalıdır. Bu mücadele de öncelikle insanın kendinde başlamaktadır. Önce kendi var oluşuyla ilgili sıkıntıya düşen insan, daha sonra bu sıkıntı aşamasını geçerek ikinci bir doğumla yeniden doğmalıdır. İşte James, bu iki doğumlu karaktere sahip insanların karakterine “hasta ruh” adını vermektedir.