• Sonuç bulunamadı

B. Davalı

IV. SÜRE

Patentin hükümsüzlüğü davası koruma süresinin devamı süresince her zaman ve hakkın sona ermesini izleyen beş yılda ikame edilebilirken (PatKHK m. 130/2), faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü, koruma süresinin devamınca talep edilebilir225 (PatKHK m. 165/4). Bu maddeye göre faydalı modele koruma süresi

225 “Dava, faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece 551 sayılı K.H.K.nin 165/4. Maddesine göre hükümsüzlük talebinin koruma süresinin devamınca yapılabileceği öngörülmüş ise de, KHK’de ayrıca zamanaşımına ilişkin düzenlemeler bulunduğu, aynı KHK’nin 145. Maddesinde Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin uygulanacağının belirtildiği, BK’nun 60. Maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gibi, davacının MK’nun 2. Maddesi kapsamında iyi niyetli olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesi bir başka davada kendisine yapılan müracaat üzerine 23.03.2004 tarih 2001/1. 2004/36 sayılı kararı ile 551 sayılı K.H.K.nin 165/3 maddesini Anayasaya aykırı bularak iptaline karar vermiştir. Anayasanın 156/6 maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere tesir etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan, uyuşmazlığın sürdüğü davalarda “geriye yürümeme” kuralı uygulanmaz. Diğer bir deyimle, bir davada uygulanması gereken kanun maddesi, başka bir dava vesilesiyle iptal edilmiş ise, bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır. 551 sayılı KHK’nin 145. Maddesinde “Patentten doğan haklara tecavüzden doğan, özel hukuka ilişkin taleplerde, zamanaşımı süresi için, Borçlar Kanununun, zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanır” denilmekte olup, davacının iddiasının davalı adına tescile bağlanan küresel vananın yenilik ve ayırt edici nitelik taşımadığından bahisle hükümsüzlüğüne ilişkin bulunmasına göre, somut olayda anılan madde

sona erdikten sonra hükümsüzlük davası açılamazken, patentler için koruma süresi bittikten sonra beş yıl içinde de hükümsüzlük davası açılabilir226. Patentler için öngörülen bu düzenlemenin amacı, gerçek hak sahiplerini buluşun kamunun malı olmasına engel olarak korumaktadır.

Faydalı modeller açısından PatKHK.nin 165/3. maddesi “Zarar gören üçüncü

kişilerin ve ilgili resmi makamların faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü talep edebilmeleri için 161’inci maddeye göre itiraz yapmış olmaları şarttır.” hükmü ile

zarar gören kişilerin hükümsüzlük davası açması itiraz şartına bağlı idi.

Faydalı modellere ilişkin hukuka ve hakkaniyete aykırı olan bu hüküm, açılan bir hükümsüzlük davasında, Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi227 tarafından, Anayasası’nın 152, 5, 10, 12, 36. madde hükümlerine aykırı görülmesi nedeni ile iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.

Anayasa Mahkemesinin, 21.04.2004 gün ve 25440 sayılı Resmi gazetede yayınlanan 23.03.2004 gün ve 2001/1 Esas, 2004/36 Karar sayılı kararında, 551

hükmünün tatbiki imkanı bulunmadığı gibi iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davacının sırf davalıları ızrar etme amacıyla hareket ettiğinden de söz edilemez. Kaldı ki, davacı dava açma hakkını ancak Anayasa Mahkemesi’nin 551 sayılı KHK’nin 165/3. Maddesini iptal etmesi ile kazandığı gözetildiğinde, davacının KHK’nin 145. Maddesi uyarınca dahi dava açma süresini kaçırdığından da bahsedilemez. O halde, somut olayda anılan K.H.K.nin 165/3. Maddesinin iptal edilmesi ile zarar gören üçüncü kişilerin hükümsüzlük davası açabilmeleri artık her hangi bir süreye tabi değildir. Hükümsüzlük davasının koruma süresi boyunca istenebilmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece, davanın süresinde açılmış olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir”, Y. 11. HD. E. 2005-1620 / K.

2006-3891 T. 11.04.2006, Fikrî Mülkiyet Hukuku Dergisi (FMHD), Yıl: 2006, Sayı: 3, s.304- 307.

226 YALÇINER, Uğur, (Hükümsüzlük), s. 76; “Hakkın sona ermesine rağmen hükümsüzlük davası açmak imkânının sağlanmış olmasının sebebi gerçek buluş sahibini korumaktır. Sona erme dolayısıyla toplumun malı olan buluşu bu statüsünden çıkararak patente bağlamakta buluş sahibinin menfaati vardır”, TEKİNALP, s. 573.

227

“Bkz. Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2000/169 Esas sayılı dosyası, Anayasa Mahkemesindeki kayıt ise şöyledir. 2.01.2001 tarih ve 2001/1 Esas.”, SULUK, (II), s. 44 dipnot

sayılı Kanun Hükmünde Kararname´nin 165’inci maddesinin üçüncü fıkrası, Anayasa´nın 36 ve 91’inci maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Anayasa mahkemesinin iptal kararından önce; sınai haklar kültürünün henüz yerleşmediği ve bu tür belgelerin hukuki koruması ve cezai yaptırımlarının tam olarak bilinmediği bir gerçektir. Türk Patent Enstitüsünce esastan incelenmeyen ve herhangi bir redde de uğramayan faydalı model belgeleri, ilana çıkarılmakta ve üçüncü kişilerin itirazına açılmaktadır.

Bültenlerin çok az bir kesim tarafından takip edildiği bu dönemde birçok faydalı model belgesi koruma şartlarını taşımamasına ve hükümsüzlük halleri içermesine rağmen tescile bağlanmıştır.

PatKHK hükümlerine göre, şartları taşımayan ancak faydalı model belgesi tescile bağlanarak koruma altında olan kötü niyetli gerçek ve tüzel kişilerin, bu belgeleri kullanarak rakip firmaların ürünlerini toplattıkları, üretimlerine engel oldukları gibi ayrıca tazminat isteyerek büyük bir mağdur grubun oluşmasına sebep olmuşlardır228.

Bu dönemde mağdurların faydalı modele süresi içerisinde itiraz etmedikleri için hükümsüzlük davası açamamaları bir çok mahkeme kararına konu olmuş ve verilen hakkaniyete uygun ancak kanuna uygun olmayan mahkeme kararları Yargıtayca bozulmuştur229. Bu dönemde sadece bir mahkeme kararı kanuna aykırı olarak onanmıştır230.

228 SULUK, Cahit, Anayasa Mahkemesinin Faydalı Model ve Markalara İlişkin Kararlarının

Düşündürdükleri: Anayasaya Aykırılık Sorunu, Ankara Barosu Fikrî Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi (FMR,), Yıl: 4, Cilt: 4, Sayı: 3, 2004, s. 47.

229 “Davacı taraf, davalı adına tescilli faydalı modelin, yenilik vasfını taşımadığını ileri sürerek, zarar gören üçüncü şahıs sıfatıyla, terkini talebinde bulunmuştur. Ancak 551 sayılı KHK.nin 161. maddesinde öngörüldüğü şekilde TPE.´ne bir itirazda bulunmadığının anlaşılması karşısında davacı tarafın faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü talep hakkı bulunmamaktadır”, Y. 11. HD. E. 2000-10047 / K. 2001-1181 T. 13.02.2001, Corpus Cd

“Dava, yenilik niteliği ve koşulu taşımadığı savlanan davalıya ait "tek zincirli elevatör" başlıklı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davalının TPE´ye yaptığı tescil başvurusunun ilanından itibaren 551 sayılı Patent Haklarının Korunması hakkında KHK.’nin 161. maddesinde belirtilen üç aylık süre içerisinde itirazda bulunmaması nedeniyle aynı KHK. nin 165/3. maddesi uyarınca davacının dava hakkının bulunmadığı yolundaki uzman bilirkişiler kurulu görüşen aykırı olarak yenilik taşımayan ürünle ilgili faydalı model belgesi alan davalının kötü niyetli olduğu, kötü niyetin yasaca korunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu´nun 2. maddesinin ilk fıkrasına göre, herkes haklarını kullanır ve borçlarını yerine getirirken iyi niyet kurallarına uymakla yükümlüdürler. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının yasa tarafından korunmayacağı belirtilmiştir. Maddenin ilk fıkrasında düzenlenen kural hakların kullanılmasına ve borçların ifasına, ikincisinde ise hakların veya bir hukuki sonucun kazanılmasına ilişkindir. Birçok yasa maddesinde bu kavrama ilişkin çok sayıda göndermeler bulunmakla birlikte, söz konusu kuralların genel işlevi, yasadan doğan hak ve yükümlülüklerin yorumunda ve tamamlanmasında ortaya çıkar. Yasaların düzenlediği konularda belirebilecek bütün sorunların eksiksizce öngörülerek, kesin ölçütlere bağlanması beklenemez. Böylece, iyi niyet kuralının tamamlayıcılık rolü ile hakların kullanılması, borçların ifası ve hakların kazanılmasında akla, adalet duygusuna aykırı ve ifrata varan sonuçlara varılmasına yol açabilecek yasa boşluklarının doldurulması mümkün olur. İyi niyet kuralı maddi hukukun bir parçası olup, hakim tarafından tamamlayıcı bir kural olarak re´sen gözetilip uygulanır. Diğer bir anlatımla, MK’nun 2. maddesinde belirtilen anlamda kötüye kullanılmasının, özel bir yasa hükmüyle önlememesi halinde değinilen kural uygulanabilir. Yasada özel hükümlerin bulunması halinde bu hükme dayanılamaz. Sonuç olarak, iyi niyet ve kötü niyet yasağı kuralları, belirli sınırları içinde tamamlayıcı bir hukuk kuralıdır. Somut uyuşmazlığa gelindiğinde, 551 sayılı KHK. nin 165/3 maddesinde, zarar gören üçüncü kişilerin yenilik niteliği taşımayan faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü dava edebilmeleri için aynı KHK. nin 161. maddesine göre başvurunun TPE tarafından ilanından itibaren üç aylık süre içerisinde itirazda bulunmaları koşulu vardır. Dava hakkına ilişkin olan bu emredici hüküm karşısında, yardımcı bir norm olan iyiniyet kuralının uygulama yeri bulunmamaktadır. Davacının 551 sayılı KHK.nin 161. maddesindeki düzenlenmeye uygun biçimde itirazda bulunmaması nedeniyle dava hakkı doğmadığından, davanın bu yönden reddi gerekirken, açık emredici yasa hükmünün varlığı nedeniyle uygulanamayacak olan tamamlayıcı hukuk kuralına dayanılarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına (BOZULMASINA)”, Y. 11. HD. E. 2000-8883 / K. 2001-403 T. 23.01.2001, Corpus Cd Medya;

NOYAN, (Patent Hukuku), s. 393, 394.

230 “Davacı vekili tarafların mobilya imalatı ile iştigal ettiklerini, davalının mobilya üretiminde kullanılan levhalar üzerine üst yüzey işlemleri malzemesi olarak döküm polyesteri kullanmaktan ibaret sistem için Türk Patent Enstitüsü’nden “Faydalı Model Belgesi” aldığını, oysa müvekkilin de bu sistemi çok öncelerden beri kullandığını ve yaygın bir sistem olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin uyguladığı sistemin farklı olduğunun tespitini, aksi takdirde sistemler ayni ise, davalının tescil ettirdiği model tescilinin iptalini ve sataşmanın önlenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 551 sayılı KHK’nın 162/2 nci maddesine göre hükümsüzlüğü talep edilebilmesi için, 161’inci maddeye göre itiraz yapılmış olmasının zorunlu olduğunu, oysa başvurunun ilandan itibaren üç ay içinde itiraz başvurusu yapılmadığından modelin kesinleştiğini, modelin orijinal olduğunu savunarak, davanın esas ve usulden reddini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan kanıtlar doğrultusunda başvurunun ilanından itibaren üç ay içinde itiraz edilmediği, ancak 551 sayılı KHK’nin 104’üncü maddesi uyarınca patent sahibine tanınan korumanın, faydalı model belgesi sahibini de aynen uygulanacağı, bu nedenle

Faydalı model belgesi isteme hakkına sahip olan gerçek buluş sahiplerinin faydalı modelle ilgili hükümsüzlük davası açabilmeleri Anayasa Mahkemesinin kararından öncede hiçbir şarta bağlı değildi231. Dava şartı zarar gören üçüncü kişiler ile ilgili resimli makamlar için öngörülmüştür.

PatKHK m. 165/3’ü Anayasa Mahkemesinin iptal etmesi üzerine, hükümsüzlük davaları için öngörülen bu dava şartı ortadan kalkmış ve bir haksızlık giderilmiştir. Zarar gören üçüncü kişiler hükümsüzlük davasını, her hangi bir süreye tabi olmadan, koruma süresi boyunca açabilmektedirler. Patentin hükümsüzlüğünde aranmayan bir şartın faydalı modelin hükümsüzlüğünde aranıyor olması bir çelişki idi232. Anayasa mahkemesinin kararı, faydalı modeller için açılan hükümsüzlük davalarında büyük bir artışa sebep olmuştur.

Yeni PatFMKT’da, faydalı modelin hükümsüzlüğü başlıklı 140/3 maddesi, faydalı modelin hükümsüzlüğü davasının koruma süresinin devamınca açılabileceğini öngörmektedir.

165/2’nci madde hükmünün bu davada uygulama yeri olmayacağı, hükümsüzlüğün zarar gören üçüncü kişilere talep edilebileceği, davacının bu anlamda zarar gören kişi olduğu, bu durumda davacının dava ehliyetinin bulunduğu, aynı maddeye göre, koruma süresinin devamınca hükümsüzlüğün talep edilebileceği, dolayısıyla üç aylık sürede itiraz edilmesi koşulunun bu davada uygulama yerinin olmadığı, tekniğin bilinen durumun aşılmasının yenilik demek olduğu, oysa davalı üretiminin bu anlamda olmadığı ve sistemin daha önce kullanılmasının yenilik vasfını kaldıracağı gerekçesiyle davanın kabulü ile model belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine, davalı sataşmasının önlenmesine karar verilmiştir. Kararı dava vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delilerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 554 sayılı KHK’nin 161/son maddesine göre bu tür iddiaların hal yerinin mahkeme olduğunun belirtilmiş bulunmasına göre hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir”, Y. 11.

HD. E. 2000-6597 / K. 2000-7733 T. 12.10.2000, Ankara Barosu Fikrî Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, (FMR) Yıl: 1 Cilt: 1, Sayı: 3, 2001, s. 177-179.

231

KARAHAN, Sami, Faydalı Modellerin Hükümsüzlüğü Davalarında Dava Açma Yetkisi ve Dava Şartları, Ankara Barosu Fikrî Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi (FMR), Yıl: 4, Cilt: 4 Sayı: 1, 2004, s. 19.