• Sonuç bulunamadı

Hakların Üçüncü Kişilere Karşı İleri Sürülememesi

A. Davanın Sonuçları

1. Hakların Üçüncü Kişilere Karşı İleri Sürülememesi

PatKHK m. 156 hükmünde yenilik açıklanmıştır. Açıklanan bu yenilik şartının bulunmaması nedeniyle faydalı model sahibine karşı açılacak olan hükümsüzlük davası sonuçlanıncaya kadar, şüpheli durumdaki faydalı model belgesi verilerek sağlanan hakların tümü üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.

Hakların üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğine ilişkin düzenleme, PatKHK m. 158/2’de; “156’ncı madde hükmüne göre kendisine karşı açılan

hükümsüzlük davası sonuçlanıncaya kadar, faydalı model belgesi sahibi, bu belge ile doğan haklarını, üçüncü kişilere karşı ileri süremez. Bu nedenle açılan davanın ve dava sonucunun sicile kayıt edilmesi ve ilgili bültende yayınlanması, ilgililerin enstitü’ye başvurusu ile gerçekleşir. Faydalı model belgesi sahibinin tazminat talebi ile ilgili hakları saklıdır.” açıkça düzenlenmiştir.

Tekinalp233; hükmü temellendiren düşüncenin, “Faydalı modelin konusu olan

buluş, tek başına buluş sahibinin ürünü olmayıp başkasının yaratıcı düşüncesine, emeğine, birikimine ve kullandığı araçlara dayanıyorsa mezkur başkası herhangi bir sebeple belgeyi almayarak haktan yoksun olsun; ancak hak ona karşı ileri sürülemesin.” menfaatler dengesini başarı ile oluşturduğunu belirtmektedir.

Uygulamada faydalı model belgesinin incelemesiz olarak verilmesi ve tescilden sonra gerçek hak sahipleri de dahil üçüncü kişilere savcılık aracılığı ile

233 TEKİNALP, s. 681’de, konuya ilişkin olarak, “Mesela, (A) işletmesi, yıllardan beri basit bir mekanizmayla çalışan döner çim sulama aleti üretmesine rağmen PatKHK’nin ilgili hükümlerinden haberdar olmadığı için de faydalı model belgesi almamışsa, bu işletmeye giren mühendis (M) işletmenin çizimlerinden, teknik resimlerinden vs’den yararlanarak belgeyi almış, işletme de itirazda bulunmuşsa, (M) hakkını (A)’ya ileri süremez”, somut bir örnek vermektedir.

ürünler toplatılarak ağır yaptırımlar uygulandığı, bir tehdit ve şantaj baskısıyla tazminatlar talep edildiği bir gerçektir.

PatKHK m. 158 bu açıdan gerçek hak sahipleri ve iyi niyetli üçüncü kişiler açısından uzun süren tecavüz ve hükümsüzlük davası sonuna kadar koruyucu bir hüküm niteliğindedir.

Uygulamadaki bir başka yanlış anlama ise; hükmün alındığı Alman Faydalı Model Kanunu’nun 13/II maddesinin yanlış bir çevirisi ile üçüncü kişiler kavramına davacının girmeyeceği, dolayısıyla davacıya karşı belgeden doğan hakların kullanılabileceği ancak davacı dışındaki üçüncü kişilere karşı belgeden doğan hakların kullanılamayacağı gibi bir algılamanın olmasıdır. Fikrî mülkiyet hukukunda hak konusu unsuru izinsiz olarak kullanan, hakkın sahibi ile hukuki halefleri ve lisans alanlar dışında kalan herkesin üçüncü kişi konumunda olduğu doktrinde haklı olarak dile getirilmiştir234.

Davacı, hükümsüzlük davasının açıldığını kendisi TPE’ye bildirebileceği gibi mahkeme kanalıyla da TPE’ye davanın PatKHK m. 158’e istinaden açıldığının bildirilmesini isteyebilir. Uygulamada TPE sicil kayıtlarının web sayfasında online

234 “Açılan hükümsüzlük davası, ilgililer (hükümsüzlük davası açan, faydalı model belgesinden doğan haklar kendilerine karşı kullanılan üçüncü kişiler vb) tarafından TPE’ye başvurması sonucunda, hükümsüzlük davasının açıldığı sicile kaydedilir ve ayrıca bültende ilan edilir. Bu andan itibaren faydalı model belgesi sahibi artık belgesini kullanamaz hale gelecektir. Bu çerçevede faydalı model belgesi sahibi, faydalı model konusu olan ürünün, üçüncü kişiler tarafından izinsiz olarak üretilmesi, piyasaya sunulması, sürülmesi, kullanılmasını engelleyemez. Burada sözü edilen üçüncü kişiler terimi, hükümsüzlük davası açan kişi de dahil olmak üzere hakkın kapsamındaki fiilleri izinsiz gerçekleştiren tüm üçüncü kişileri kapsamaktadır. Bir başka anlatımla, faydalı model belgesi sahibi, tecavüz nedeniyle dava etmiş olduğu kişinin hükümsüzlük karış davasına muhatap olduğunda ve bu dava sicile kaydedildiğinde artık faydalı model belgesi sahibi, hükümsüzlük davasını açan karşı davalı dahil hiç kimseye karşı belgesini kullanamayacaktır. Nitekim Alman Faydalı Model Kanununda (m. 13/II) hükümsüzlük davası açıldığının sicile kaydedilmesi halinde faydalı model korumasının hiçi kimseye karşı kullanılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu sebeple, uygulamada karşılaşıldığı şekilde PatKHK m. 158/II hükmündeki üçüncü kişi terimini, hükümsüzlük davası açan kişi dışındaki kişiler olarak yorumlamak doğru değildir. Böyle bir yorum fikrî mülkiyet hukukunda hak konusu unsuru izinsiz olarak kullanan herkes üçüncü kişi konumundadır. Bir başka deyişle, hakkın sahibi, hukuki halefleri ve lisans alanlar dışında kalan herkes üçüncü kişi kavramına dâhildir”, KARAHAN/SULUK/SARAÇ/NAL s. 213.

olarak güncellendiği ve herkesin kolaylıkla ulaşabileceği düşünüldüğünde mahkemelerin hükümsüzlük davasının açılması ile birlikte TPE’ye resen bildirimde bulunması en doğru olanıdır. Üçüncü kişilerin zarar görmemesi ve TPE siciline güven açısından konuya ilişkin yasal düzenleme yeni PatFMKT’da mutlaka yapılmalıdır.

Dava dilekçesinde PatKHK m. 158’e istinaden tedbir talebi ile davanın açıldığının ve TPE’ye açılan davanın ve dava sonucunun sicile kayıt edilmesi ve ilgili bültende yayınlanması için talepte bulunmak, davacı ve üçüncü kişilerin zarar görmemesi için uygun olur.

Uygulamada hükümsüzlük davalarında, PatKHK m. 158’de belirtilen tedbirlerin davacılar tarafından talep edilmemesi, davanın açıldığının TPE siciline kayıt ve ilan edilmemesi, davayı açan davacıya ve davadan haberi olmayan iyi niyetli 3. kişilere belgeden doğan hakların aynen uygulanmaya devam edildiği görülmektedir.

Aleyhine açılan hükümsüzlük davasında faydalı model belge sahibi, davacının veya mahkemenin bildirimi ile TPE’ye başvurulması sonucunda, hükümsüzlük davasının, açıldığının sicile kaydedilip ayrıca bültende ilan edilmesinden sonra, üçüncü kişilere karşı faydalı model belgesinden doğan haklarını kullanamaz hale gelir.

Üçüncü kişiler açısından TPE’ye bildirim ve sicile kayıt önemli iken, kanaatimizce davacı için aynı durum söz konusu değildir. Dava dilekçesinin karşı tarafa ulaşması ile birlikte davalının artık haklarını davacıya karşı kullanma imkanı yoktur. Ayrıca talep edilmesine ve mahkemeden bununla ilgili bir tedbir dahi alınmasına gerek yoktur.

Yargıtay; hakkında hükümsüzlük davası açılmış olan faydalı model belgesine dayalı olarak, davalı tarafından davacı aleyhine PatKHK hükümleri kapsamında hukuki ve cezai işlemlere tevessül edilmesinin muaraza ve haksız rekabet

oluşturduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin mahkemenin kararını, davalının faydalı model belgesine dayalı olarak davacı aleyhinde hukuk ve ceza davaları açmasının yasal şikayet hakkının kullanılması niteliğinde olduğu ve haksız rekabet olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile verilen yerel mahkeme kararını bozmuş ve üçüncü kişi kavramına açıklık getirerek, sözü edilen üçüncü kişi teriminin, hükümsüzlük davası açan kişi de dahil olmak üzere hakkın kapsamındaki fiilleri izinsiz olarak gerçekleştiren tüm üçüncü kişileri kapsadığını haklı olarak ifade etmiştir235.

Açılan hükümsüzlük davası ile PatKHK m. 158 hükmü uyarınca, faydalı model belgesi sahibinin haklarını kullanamamasından dolayı, faydalı model belgesinin hükümsüz kılınması ve sicilden terkininin gerçekleşmemesi durumunda tazminat haklarının saklı olduğu PatKHK m. 158/sonda ayrıca belirtilmiştir.

235 “..TTK’nun 57/10 maddesinde rakipler hakkında cari olan kanun, nizamname yahut mesleki

veya mahalli adetler ile tayin edilmiş bulunan iş hayatı koşullarına uymamak haksız rekabet olarak öngörülmüştür. Bilindiği gibi, tekniğin bilinen durumunu aşan, yenilik niteliği taşıyan ve sanayiye uygulanabilen buluşlar patent ile koruma altına alınmaktadır. Ancak, tekniğin bilinen durumun aşmamakla birlikte, yeni ve sanayiye uygulanabilir buluşlar ise patent koruması kadar güçlü bir koruma ile değil, faydalı model belgesi ile patente nazaran daha zayıf bir koruma altına alınmıştır. Bu nedenledir ki, 551 Sayılı KHK’nun 158/2. Maddesi ile faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü davası açıldığı takdirde faydalı model belgesi sahibinin, haklarını üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceği belirtilmiştir. Açılan hükümsüzlük davası, ilgililer tarafından TPE’ne başvurulması sonucunda, hükümsüzlük davasının açıldığı sicile kaydedilip ayrıca bültende de ilan edilir. Bu andan itibaren faydalı model belgesi sahibi artık belgesini kullanamaz hale gelecektir. Bu çerçevede faydalı model belgesi sahibi, faydalı model konusu olan ürünün, üçüncü kişiler tarafından izinsiz olarak üretilmesi, piyasaya sunulması, kullanılmasını engelleyemez. Burada sözü edilen üçüncü kişiler terimi, hükümsüzlük davası açan kişi de dahil olmak üzere hakkın kapsamındaki fiilleri izinsiz olarak gerçekleştiren tüm üçüncü kişileri kapsamaktadır. (S.KARAHAN, C.SULUK, T. SARAÇ, T. Nal- Fikrî Mülkiyet Hukukunun Esasları s. 213) Somut olayda da, davacı tarafından davalıya ait faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü için İstanbul Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde 2001/951 Esas sayılı davayı açmış ve davanın açıldığına ilişkin olarak da 15.11.2001 tarihinde TPE’ne kayıt başvurusunda bulunmuştur. Bu durumda 551 S. KHK’nun 158/2. Maddesi gereğince davalının faydalı model belgesine dayalı olarak korumadan yararlanması mümkün olmadığı halde davacı aleyhine 28.01.2004 tarihinde şikayette bulunmuş 29.01.2004 tarihinde davacının işyerinde arama yapılmış, 13.05.2004 tarihinde haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası açmıştır.O halde mahkemece, davalının eylemlerinin TTK’nun 57/10. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, 551 S. KHK’dan kaynaklanan hakların kullanılması olarak değerlendirilip davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına karar verildi”, Y. 11. HD. E. 2006-12726 / K. 2008-5130 T. 17.04.2008, NOYAN, (Marka