• Sonuç bulunamadı

İşbölümü ve Görev İlişkisi

B. Görevli Mahkeme

2. İşbölümü ve Görev İlişkisi

İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir191. Hukuk mahkemelerinden ihtisas mahkemelerine görevsizlik nedeniyle

189 Y. 11. HD. E. 2004-3268 / K. 2004-12736 T. 23.12.2004, Corpus Cd Medya; Aynı Doğrultuda;

Y. 20. HD. E. 2005-2470 / K. 2005-2744 T. 14.03.2005, Corpus Cd Medya.

190

Y. 11. HD. E. 2003-11063 / K. 2004-5359 T. 13.05.2004, Corpus Cd Medya.

191

“1-Davanın açıldığı İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi´nin bozma sonrası nihai kararı ile

dava dosyasının (kararı temyiz edilen) İstanbul Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi´ne "gönderilmesine" karar verilmiştir. Ne var ki, bu karar tebliğe çıkarılmamış, dolayısıyla kesinleştirilmemiş, taraflardan birinin başvurusu beklenilmemiş, dosya bir müzekkere ile kararı müteakip mahkemece kendiliğinden gönderilmiş, bir başka anlatımla dosya, HUMK.nun 193. maddesine uygun şekilde (kararı temyiz edilen) mahkemeye gelmemiştir. Oysa, dosyayı gönderen Ticaret Mahkemesi ile dosyanın gönderildiği Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk mahkemesi arasındaki ilişki, görev ilişkisi olup, belirtilen yasa maddesi hükmündeki usulün uygulanması gerekmektedir”, 11. HD. E. 2002-11496 / K. 2003-4109 T. 28.04.2003, Corpus Cd Medya.

gelen dosyalarda öncelikle, HUMK 193. madde hükmünün usûlüne uygun uygulanması gerekmektedir.

Özellikle Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kurulmayan yerlerde, ihtisas mahkemesi sıfatıyla davalara bakan asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret ve hukuk mahkemeleri arasındaki görev ilişkisi, genel kuraldan gelen alışkanlıkla işbölümü ilişkisi gibi yorumlanarak bu mahkemelerden gelen dosyalarda 10 gün içinde dilekçe ile başvurulması ya da diğer tarafa tebligat yaptırılması zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmektedir.

Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine göre ileri sürülen iş alanı ile ilgili ilk itirazın kabulü ile gönderme kararı verilmesi üzerine işe görevli mahkemede bakılabilmesi için usûle ilişkin olan HUMK’nun 193. maddesinin 3. fıkrasında yazılı on günlük süre; yüze karşı verilen ve usûlünce sözlü olarak bildirilen (tefhim olunan) kararlarda kararın verildiği tarihten, yoklukta (gıyapta) verilen kararlarda ise kararın ilgiliye yazılı bildirim (tebliğ) tarihinden itibaren başlar192. Bu tür durumlarda dosya kendisine gelen mahkemece, HUMK’nun 193. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi193, ihtisas mahkemesi sıfatıyla görevden kaynaklanan uyuşmazlıklarda ise kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde başvurulduğu zaman 193. madde uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği önem arz etmektedir.

192 Y.H.G.K. E. 1976-5 / K. 1976-5 T. 11.10.1976, Corpus Cd Medya.

193 “Davanın açıldığı Konya Asliye 2’nci Ticaret Mahkemesi’nce TTK.nun 5 nci maddesi uyarınca dosyanın işbölümü nedeniyle, Konya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve karar davacı vekilinin yüzüne karşı 02.02.2005 günü tefhim edilmiştir. TTK’nun 5/son fıkrası yollamasıyla, HUMK.nun 193/2 nci maddesi uyarınca görevli Asliye Hukuk Ya da Ticaret Mahkemesi’ne 10 gün içinde dilekçe ile başvurulması ya da diğer tarafa tebligat yaptırılması zorunlu olup, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmelidir. Yargıtay’ın 11.10.1976 gün ve 5/5 sayılı İBK. uyarınca da on günlük süre gönderme kararı yüze karşı verilmişse bu kararın tefhim, aksi halde tebliğ tarihinden itibaren başlar.” Somut olayda, davacı vekili tahrik dilekçesini ve tebligat giderlerini gönderme kararını veren mahkemeye 10 günlük süre geçtikten sonra 1.3.2005 tarihinde vermiş olup, bu durumda dosya kendisine gelen mahkemece, HUMK.nun 193’üncü maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek gerekirken, işin esasına girilip uyuşmazlığı karara bağlanması doğru olmamış, kararın

Zira; yukarıda belirtildiği gibi ihtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir. Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde diğer hukuk ve ticaret mahkemelerinden görevsizlikle gelen dosyalar işbölümü dosyası olmayıp görev dosyalarıdır. Görevsizlik kararı ile gelen dosyanın HUMK 193. madde uyarınca işlemlerinin tam ve eksiksiz yapılması gerekmekte olup, dosyanın işbölümü gibi düşünülerek 10 gün içinde dava görevli mahkemede açılması gerekirdi diyerek davaların açılmamış sayılmasına karar verilmesi usûle aykırı olmaktadır.

Yargıtay kararında da açıkça belirtildiği gibi, Ticaret Mahkemeleri ile Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki, işbölümü değil, görev ilişkisi olup, gönderme değil görevsizlik kararı verilmeli, tebliğe çıkarılıp, kesinleştikten sonra taraflardan birinin başvurusu üzerine görevli mahkemeye gönderilmelidir194.

Fikrî ve sınai haklardan doğan davalar ile Ticaret Kanunu’nda belirtilen haksız rekabete ilişkin davalar birbiriyle karıştırılmakta ve haksız rekabetten doğan davaların içerisinde marka, patent, tasarım, faydalı model kelimeleri geçtiğinde bu tür davalar ihtisas mahkemesinde görülmesi gerekir denilerek dosyalar ihtisas mahkemelerine gönderilmektedir195 196. Oysa bu tür davalarda öncelikle “tescilli bir

194

Y. 11. HD. E.2002-7244 / K.2002-10647 T. 19.11.2002, Corpus Cd Medya.

195

“Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın niteliği itibariyle birbirinden farklı istemlerin bir arada talep edildiği, davacının istemlerinden bir kısmının 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması ve 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamelerin kapsamında olduğu, bu kapsamda olan davalara bakma görevinin Fikrî ve Sınai Haklar Mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatı ile Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı Davacı vekilleri temyiz etmiştir. Dava, davalıdan satın alınan asansör yapımında kullanılan cihazların davalıdan kaynaklanan nedenlerle arızalandığı iddiasına dayalı satım sözleşmesinin feshi haksız rekabetin men’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın açıklanan bu mahiyetine göre uyuşmazlığın esasına girilmesi gerekirken, davanın nitelendirilmesinde hataya düşülerek, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına karar verildi”, Y. 11. HD. E.2006-

sınai mülkiyet hakkı” veya “5846 s. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan” doğan bir

uyuşmazlık olup olmadığı değerlendirilerek davanın işbölümü veya görevsizlik kararı verilip verilemeyeceği hususu dikkatli bir şekilde incelenmelidir.