• Sonuç bulunamadı

3.2. Piyasa Riski ve Yönetimi

3.2.1. Piyasa Riskinin Ölçülmesi

Piyasa riskinin sağlıklı şekilde yönetilebilmesi için sayısallaştırılması ve objektif kriterlerle ölçülmesi gerekir. Piyasa riskini oluşturan diğer risk türlerinin (getiri oranı riski, döviz kuru riski, hisse senedi fiyat değişim riski) ölçülmesine ilişkin yöntemler, bu risklerin yönetimi anlatılırken tek tek ele alınacaktır. Ancak, bankalarda piyasa riski ölçümünde en sık başvurulan yöntem olan riske maruz değer yönteminin ayrıca ele alınmasında fayda vardır.

3.2.1.1. Riske Maruz Değer Yöntemi

BDDK, piyasa riskine maruz değeri; “elde tutulan bir portföy ya da varlık değerinin, faiz oranlarında, döviz kurlarında ve hisse senedi fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle meydana gelebilecek değişiklikler sonucunda maruz kalabileceği en yüksek zararı, belli bir zaman diliminde ve belli bir güven aralığı seviyesinde ifade eden ve muhtelif sayısal yöntemlerle tahmin edilen değer” olarak tanımlamaktadır (BDDK, 2010: 1).

Riske maruz değer (RMD) yöntemi, finansal kurumların belli bir portföyünün cari andaki piyasa riskininin ölçülmesini sağlar. RMD yöntemi, likit ve belirli dönemlerde piyasa değeri sağlıklı olarak bulunabilen tüm portföylere

uygulanabilmektedir. RMD yaklaşımının likit olmayan portföylere

uygulanamamasındaki temel neden, bu portföylerin piyasa değeri verisi eksikliği nedeniyle performanslarının belirli bir dönem için ölçülemiyor olmasıdır. Bankalar tarafından kullanılan RMD yöntemi, tarihsel oynaklık gibi geçmişle ilgili değil, bilakis, olması beklenen durumla ilgili bir ölçektir (Akan, 2007: 63). Farklı bir deyişle, “istatistiksel olarak belli bir süre için elde tutulan kıymetlerin, belli bir olasılık dahilinde beklenen maksimum değer kaybı olarak ifade edilen RMD, farklı pozisyonlar ve risk faktörlerinden kaynaklanan riski bir araya getirebilme, tek bir rakamla ifade edebilme şansı vermektedir” (a.g.m.: 63).

RMD yöntemi, risk faktörleri arasındaki korelasyonu dikkate almakta, dolayısıyla birbirini yok eden / azaltan riskler varsa toplam risk daha az hesaplanabilmektedir. Ayrıca, çeşitli riskleri birleştirerek bankanın maruz kaldığı riskin tek bir ölçüyle ifade edilebilmesine imkan veren RMD yaklaşımı, dünya çapında çok çeşitli yerlerde faaliyet gösteren ve bu nedenle çok sayıda farklı risk etkeni ile karşı karşıya olan mali kuruluşların finansal risklerinin ölçülebilmesi açısından önem arz etmektedir. RMD yöntemi, risk ölçüm fonksiyonunun yanında, şirketlerin risklerine ilişkin bilgilerin raporlanmasında (kamuyu aydınlatma), getirilerin riske uyarlanmasına imkan verdiği için kaynakların şirket içinde kullanım yerlerinin belirlenmesinde (kaynak tahsisi) ve performansın ölçülmesinde de kullanılmaktadır (a.g.m.: 63).

Piyasa riskinin ölçümünde RMD yöntemi kullanımı bankalara pek çok konuda yardımcı olmaktadır (Eken, 2005: 34’ten Aktaran: Şimşek, 2007: 79):

i. Risk düzeyini ölçerek, ihtiyaç duyulacak sermaye miktarının belirlenmesinde faydalı olmakta,

ii. Yatırım, hedge (riskten korunma) ve portföy yönetimine ilişkin yol haritası belirlenirken riskli seçenekler arasında karar vermede kullanılmakta,

iii. Riskler arası etkileşimi de dikkate aldığından, hem genel hem spesifik olarak risk hesabı yapılabilmesine olanak tanımakta,

iv. Yöneticilerin vermiş olduğu finansal kararların objektif şekilde değerlendirilmesine fırsat vermekte,

v. Risklerinin açıklanmasında raporlama amaçlı kullanılılıp, bankanın şeffaflığının artmasına yardımcı olmaktadır.

Bankalar riske maruz değeri hesaplamak için genellikle üç yöntemden yararlanırlar. Bunlar; Parametrik RMD, Monte Carlo Simülasyon ve Tarihsel Simülasyon Yöntemidir.

Parametrik RMD Yöntemi: Parametrik RMD hesaplanması yönteminde, “taşınan alım-satım (trading) portföyünün değerini etkileyen parametreler belirlenmekte ve belirli bir olasılık dahilinde meydana gelebilecek dalgalanmalardan yola çıkarak portföydeki değer kaybı hesaplanmaktadır” (Akan, Oktay, ve Tüzün, 2003: 31).

Bu yöntem, finansal varlık getirilerinin normal dağılıma sahip olduğu varsayımı üzerine inşa edilmiştir. Parametrik yöntem, özellikle doğrusal getiri fonksiyonuna sahip finansal araçlar için kullanılmakta ve uygulanması oldukça kolay olmaktadır. Bu yöntemde, fiyat değişikliklerine ilişkin geçmiş dönemlere ait verilerden hesaplanan ortalamalar ve standart sapmalar kullanılmakta, ayrıca portföyde yer alan finansal ürünler (risk faktörleri) arasındaki korelasyonlar dikkate alınmaktadır (a.g.m.: 39).

Monte Carlo Simülasyon Yöntemi: Bu yöntemde, geçmiş dönem verileri yerine rassal olarak üretilen fiyat değişimleri kullanılır. Monte Carlo simülasyonu yönteminde, parametrik yöntemdeki gibi, varlık getirilerinin normal dağılıma sahip olduğu varsayılır. Özellikle karmaşık portföylerde, portföyde bulunan varlık için bir fiyat değişim serisinin bulunmaması durumlarında kullanılır. Portföyde birden çok risk faktörü varsa, bu risk faktörleri arasındaki korelasyon da fiyat değişimlerinin oluşturulmasında dikkate alınır (Duman, 2000: 28).

Tarihi Simülasyon Yöntemi: Geçmişte yaşanan değişimlerin gelecekte tekrar edeceği varsayımı üzerine temellendirilen bu yöntemde, portföyün muhtemel kâr veya zararlarının dağılımı, piyasa unsurlarının geçmiş dönemlerdeki değişimlerinin cari dönem portföyüne uygulanmasıyla elde edilmektedir. Bu şekilde,

piyasa fiyatları ile değerlenmiş varsayımsal portföy değerine ulaşılmakta ve bu varsayımsal portföy değerlerinin her biri portföyün mevcut değeri ile karşılaştırılmaktadır. Elde edilen farklar varsayımsal kâr veya zararları dolayısıyla portföy getirisinin dağılımını vermektedir. Dolayısıyla hesaplanan getiriler, gerçek portföyü temsil etmekten çok, portföydeki varlıkların mevcut ağırlıkları kullanılarak varsayımsal bir portföyün geçmişinin yeniden oluşturulmasını ifade etmektedir (Akan, Oktay, ve Tüzün, 2003: 34).

Kâr veya zarar ihtimallerinin hesaplanabilmesi için gerçek tarihi verilerin kullanılması yöntemin en temel özelliğidir. Bu yöntemde standart sapma gibi herhangi bir parametrenin tahmin edilmesine gerek olmadığından parametrelerin yanlış tahmin edilmesi riski söz konusu olmamaktadır (a.g.m.: 34). Öte yandan, geleceğin tahmininde sadece geçmiş verilerden yararlanılması, diğer parametrelerin yok sayılmasına sebep olmakta ve bu yöntemin en zayıf noktası olarak görülmektedir.

Bankalar, maruz kaldıkları tüm piyasa risklerini kapsayacak şekilde “Parametrik Yöntem”, “Tarihi Simülasyon Yöntemi” ve “Monte-Carlo Simülasyonu Yöntemi” modellerinden istedikleri bir risk ölçüm metodunu kullanabilirler. Bankalar, RMD hesaplamaları için hangi yöntemi, niye tercih ettiğini kamuoyuyla paylaşmalıdır. Seçilen yöntem, yeni finansal ürünleri de kolayca kapsayabilecek esneklikte olmalı, tutarlı ve sürekli bir şekilde uygulanmalıdır. Banka, yöntemin dayandığı varsayımları göz önüne almalı ve bunun sebep olabileceği avantaj ve dezavantajların farkında olmalıdır. Ayrıca seçilen yöntemin dayandığı varsayımlar belli aralıklarla gözden geçirilmeli ve ihtiyaç duyulan değişiklikler mevzuat dahilinde zamanlıca yapılmalıdır (Şimşek, 2007: 93).

3.2.1.2. RMD Hesaplamalarının Doğrulanması için (Destekleyici) Yöntemler

Farklı yöntemlerle riske maruz değer hesaplanmalarının doğrulanması için iki (destekleyici) yöntem ön plana çıkmaktadır: Stres Testi ve Geriye Dönük Testler.

Stres Testi: Risk ölçüm aracı olarak riske maruz değer yöntemleri, elde tutulan portföyün belirli bir zamanda uğrayabileceği maksimum değer kaybını, belli

bir güven aralığı seviyesinde vermektedir. Fakat, ilgili yöntemlerin varsayımlarının büyük bir olasılıkla geçersiz kalacağı, beklenmedik ve olağanüstü olaylar karşısında uğranabilecek zararın boyutları hakkında kesin bilgi veremez. Bu sorunu çözmek amacıyla, RMD yöntemleri stres testleri ile desteklenirler. “Stres testi, portföye değişik fiyat değişim ve korelasyon senaryoları uygulanarak portföy değerindeki değişimlerin gözlenmesine dayanan bir tekniktir”. Stres testlerinin uygulanmasında dikkat edilmesi gereken nokta, hangi fiyat değişim ve korelasyon senaryolarının uygulanacağıdır (Duman, 2000 26).

Geriye Dönük Testler: RMD yöntemlerinin doğruluğunu kanıtlayan bir diğer istatistiksel süreç de geriye dönük testlerdir. Bankacılık otoriteleri, yeterli sermayenin ayrılmasını teminen RMD yöntemini kullanan bankalardan geriye dönük test sonuçlarını istemektedir.

Bu test, RMD ölçme yöntemlerinin belirlenen güven aralığında meydana gelebilecek en yüksek zararı tahmin etmekte ne kadar başarılı olduklarını ölçmek için kullanılır. İlgili yöntemin performansı ölçülürken, belirli bir gündeki pozisyonun ertesi gün gerçekleşen piyasa fiyatları ile piyasa değeri yeniden hesaplanır. Bulunan bu yeni piyasa değeri ile pozisyonun gerçek piyasa değeri arasındaki fark RMD rakamı ile karşılaştırılır. Piyasa değerleri arasındaki fark, hesaplanan RMD rakamından yüksekse, model o gün itibariyle maksimum kaybı tahmin etmekte başarısız demektir (Ekenel, 2009: 51-52).