• Sonuç bulunamadı

Araştırmanın Yöntemi, Verilerin Toplanması ve Analizi

Araştırmamızda nitel araştırma yöntemlerinden derin görüşme (deep interview) tekniği kullanılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinde en çok kullanılan veri toplama tekniklerinden birisi olan görüşme; cevaplayıcının kişisel algılarını, düşüncelerini ve tahminlerini, aynı zamanda, araştırılan konular hakkında sorunların ve çözüm önerilerinin ortaya çıkmasını sağlamaktadır (Gegez, 2012, Aktaran: Kadeer, 2017: 50). Görüşme yöntemi; görüşmenin amacı, görüşmeye katılan kişi sayısı, görüşülmek istenen kişinin konumu ve özelliği ile görüşmedeki kuralların katılığına bağlı olarak farklı şekilde sınıflandırılabilmektedir. Kullandığımız yöntem, görüşmeye katılan kişilerin sayısına göre “bireysel görüşme” kategorisine girmektedir. Bireysel görüşmelerde, görüşmeci ile kaynak kişi dışında kimse bulunmaz. Yöntemimiz, görüşmeye katılan kişilerin özelliği bakımından “uzman kişilerle yapılan görüşme” olarak adlandırılmaktadır. Bu tarz görüşmelerde, belli uzmanlık alanlarında ayrıntılı teknik bilgi toplanmaktadır. Son olarak; kuralların katılığına göre yöntemimiz, “yarı yapılandırılmış görüşme” olarak adlandırılmaktadır (Karasar, 2017: 211-213). Yarı yapılandırılmış görüşmede araştırmacı, sormayı planladığı soruları önceden hazırlar. Buna karşın araştırmacı, görüşmenin akışına bağlı olarak değişik alt sorularla görüşmenin akışını yönlendirebilir ve katılımcının yanıtlarını açmasını ve ayrıntılandırmasını sağlayabilir. Yarı yapılandırılmış görüşme; belirli düzeyde standart olması ve aynı zamanda esneklik sağlaması özellikleriyle bu tarz araştırmalar için uygun görünmektedir (Türnüklü, 2000: 547).

Görüşme yöntemini seçmemizde, bu yöntemin; değişik koşullara uyabilme esnekliği, hemen herkese uygulanabilirliği, geri beslemeli mekanizmasının anında işleyebilmesi, derinliğine bilgi elde edebilme olanağını sağlaması, yanlış anlamaların en aza indirilebilmesi, soruların cevaplanma oranının yüksek olması gibi faydaları etkili olmuştur (Karasar, 2017: 220).

Görüşme yönteminde verilerin kaydedilmesinde iki yöntem vardır: cihaz ile kaydetme ve not alma. Kayıt cihazı ile kaydedilen görüşmeler, araştırmacı açısından önemli kolaylıklar sağlar. Araştırmacının not alma sorunu önemli ölçüde ortadan kalkmış olur ve araştırmacı, soru sorma ve dinleme işlevlerini daha etkili bir şekilde

yerine getirebilir. Kayıt ve not alma yöntemlerini bir arada kullanmak ise en istenilen durumdur (Yıldırım ve Şimşek, 2016: 153). Çalışmamızda, katılımcılardan izin alınarak görüşmelerde ses kayıt cihazı kullanılmıştır. Ortalama 45 dakika süren görüşmelerde herhangi bir soruna karşın iki adet cihazla kayıt yapılmıştır. Bunun yanında, gerek görülen yerler için notlar da alınmıştır. Görüşmeler, bankaların genel müdürlüklerinde, görüşmecilerin ofislerinde yapılmıştır. Görüşme yapılan ortamın verilerin sağlıklı biçimde kaydedilebilmesine olanak verecek düzeyde sessiz olması sağlanmıştır. Görüşmelerden hemen sonra birkaç gün içinde, kayıtlar deşifre edilmiş ve yazıya dökülmüştür. Böylelikle, görüşmelere ilişkin bilgilerin eksiksiz bir biçimde yazıya geçirilmesi sağlanmıştır.

Nitel araştırmalarda veri analizi; çeşitlilik, yaratıcılık ve esneklik anlamına gelir. Her nitel araştırma farklı bir takım özellikler taşıdığından veri analizinde bir takım yeni yaklaşımları gerektirir. Bu nedenle araştırmacının yaptığı çalışmanın ve topladığı verilerin özelliklerinden yola çıkarak ve var olan analiz yöntemlerini gözden geçirerek kendi araştırması için bir veri analiz planı geliştirmesi beklenir (Yıldırım ve Şimşek, 2016: 237). Bu bağlamda, araştırmamız kapsamında topladığımız veriler betimsel analiz yaklaşımı baz alınarak analiz edilmiştir.

Bahse konu yaklaşıma göre elde edilen veriler, belirlenen temalara göre özetlenmekte ve yorumlanmaktadır. Veriler araştırma sorularının ortaya koyduğu temalara göre düzenlenebileceği gibi, görüşme ve gözlem süreçlerinde kullanılan sorular ya da boyutlar dikkate alınarak da sunulabilmektedir. Betimsel analizde; görüşülen bireylerin fikirlerini çarpıcı bir biçimde yansıtmak, verilere kaynak oluşturmak ve bulgular için kanıt ortaya koymak amacıyla doğrudan alıntılara yer verilmektedir. Bu tür analizde amaç, elde edilen bulguları düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde okuyucuya sunmaktır (Yıldırım ve Şimşek, 2016: 239).

Bu bilgiler ışığında çalışmamızda, katılımcılara yönelttiğimiz sorular ve aldığımız cevaplar çerçevesinde sekiz adet tema oluşturulmuştur. Bu şekilde kategorize edilen veriler, bu temalara göre düzenlenmiş, incelenmiş ve bulgular elde edilmiştir. Böylelikle, elde edilen verileri açıklayabilecek ilişkilere ulaşılmış ve birbirine benzeyen veriler belirli temalar çerçevesinde bir araya getirilerek okuyucunun anlayabileceği bir biçimde organize edilmiştir. Verilerin

incelenmesinde, katılımcıların görüşünü direkt yansıtmak amacıyla da alıntılara yer verilmiştir.

Araştırmamız kapsamında, ulaşmak istediğimiz bulgular çerçevesinde önceden hazırlanan sekiz adet temel soru şunlardır:

1. Katılım bankaları finansal açıdan hangi tür risklere maruz kalmaktadır? Bu bakımdan geleneksel bankalardan farklılaştığını düşünüyor musunuz? Geleneksel bankalarda karşılaşılmayan ancak katılım bankalarının maruz kaldığı riskler olarak gördüğünüz, katılım bankacılığına özgü riskler nelerdir?

2. Bankanızda, maruz kalınan risklerin ölçümü için hangi

yöntem/tekniklerden yararlanılmaktadır? Geleneksel karşıtlarınızdan farklılaştığınızı düşünüyor musunuz?

3. Risklerin azaltılması ve risklerden korunmak için hangi yöntem/tekniklerden yararlanılmaktadır? Katılım bankalarının İslami prensiplerden dolayı geleneksel bankaların kullandığı birtakım araçlardan yararlanamaması, risk yönetiminde bir dezavantaj olarak görülebilir mi?

4. Risk yönetim sürecinde (risklerin tespit edilmesi, risklerin ölçülmesi ve analizi, risk politikalarının oluşturulması ve uygulanması ve risklerin izlenmesi- raporlanması ve denetimi) katılım bankalarının geleneksel karşıtlarına göre güçlü ve zayıf yönleri nelerdir?

5. İslami finansal ürünlere özel risklerin ölçülmesi ve azaltılmasına yönelik mevcut yöntemleri yeterli buluyor musunuz? Bu bakımdan, inovatif yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz? Bankanız bünyesinde buna yönelik bir çalışma yapılmakta mıdır?

6. Bankacılıkta risk yönetimine ilişkin mevcut yasal düzenlemeleri, katılım bankalarının gereksinimleri ve İslami finans sektörünün gelişen yapısı bakımından yeterli görüyor musunuz? Hükümet ve düzenleyici otoriteler tarafından bu bankalara destek olacak daha fazla kurumun teşkil edilmesi gerektiğine inanıyor musunuz?

7. Bankanızda, danışma kurulunun risk yönetimindeki rolünden bahseder misiniz? Ülkemizdeki katılım bankalarında, şer’i yönetim sisteminin daha fazla kurumsallaşması gerektiğini düşünüyor musunuz? Bu konuda neler yapılabilir?

8. Likidite yönetiminde kullanılan önemli araçların faiz esaslı oluşu, merkez bankalarının borç alıp verme mekanizmalarının genellikle faize dayanması ve İslami sermaye ve para piyasalarının gelişmemiş olması sebepleriyle; katılılım bankalarının likidite riski yönetiminde dezavantajlı olduğuna katılır mısınız? Bu konuda, katılım bankalarının elini güçlendirebilecek ne tür faaliyetler yapılabilir?