• Sonuç bulunamadı

Hz Osman’ın Halife Seçilmes

Belgede Hazreti Osman (sayfa 46-51)

ŞÛRA VE HZ OSMAN’IN HALİFE SEÇİLMESİ Halil İbrahim Hançabay 

B. Hz Osman’ın Halife Seçilmes

Şûra görüşmelerinin bundan sonraki seyriyle ilgili rivayetler temelde Abdurrahman b. Avf’ın yeğeni Misver b. Mahreme (ö. 64/683) ile Amr b. Meymûn’un (ö. 74/693 *?+) anlatımlarına dayanmaktadır.

Hz. Peygamber’in vefatı sırasında henüz onlu yaşlarda bulunan Mis- ver b. Mahreme, Hulefâ-yi Râşidîn döneminde Irak bölgesindeki bazı fetih- lere katılmış, ancak ömrünün büyük bir kısmını Medine’de geçirmiştir. I. Yezîd’in (60-64/680-683) halife olmasından sonra ise Mekke’ye gitmiş ve bu-

34 İlgili rivayetler için bk. Belâzürî, Ensâb, VI, 119-120, 123; Ebû Abdillâh Ahmed b. Hanbel, Müsned, I-VI, İstanbul: Çağrı Yayınları 1992, I, 55-57.

35 Benzer bir yaklaşım için bk. Milhim, el-Müerrihûne’l-Arab, s. 83; Kâtibî, ‚Şûrâ‛, s. 10-11. 36 Kâtibî, ‚Şûrâ‛, s. 7.

37 Abdülaziz Dûrî, İlk Dönem İslâm Tarihi -Bir Önsöz- (çev. Hayrettin Yücesoy), İstanbul: Endü- lüs Yayınları 2016, s. 101.

rada vefat etmiştir.38 Misver b. Mahreme özellikle Hz. Ömer’in şehit edil- mesi ve sonrasında yaşananları bizzat müşahede etmiş, ayrıca dayısı Ab- durrahman b. Avf’ın şûra meclisinin reisliğini üstlendikten sonra gerek şûra üyeleriyle gerekse Medinelilerle yaptığı görüşmeler sırasında kendisi- ne yardımcı olmuştur. Onun bu sıradaki gözlemleri tarih kaynaklarında yer almıştır.

Hz. Peygamber’in sağlığında Müslüman olan, ancak Resûl-i Ekrem’i göremeyen Amr b. Meymûn aslen Yemenli olmasına rağmen Kûfe’ye gele- rek buraya yerleşmiş ve ömrünün sonuna kadar burada yaşamıştır.39 Şûra görüşmeleriyle ilgili anlattıklarının hacim olarak önemli bir kısmı kendisi de bir Kûfe’li olan Ebû Mihnef tarafından nakledilmiştir. Aslında Amr b. Meymûn’un anlattıkları Ebû Mihnef dışında Buhârî40 tarafından da akta- rılmıştır. Ancak iki rivayet arasında önemli farklar bulunmaktadır. Diğer taraftan ise Buhârî’deki bilgilerle Misver b. Mahreme’nin anlatımlarının ay- nı doğrultuda olduğu görülmektedir. Bu da Ebû Mihnef’in Amr b. Meymûn kaynaklı bilgilerde bir takım tasarruflarda bulunduğu ve söz ko- nusu tasarruflardan dolayı konuyla ilgili benzer rivayetlerle Ebû Mihnef’in Amr b. Meymûn kanalıyla aktardığı rivayetler arasında önemli farkların oluştuğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla şûra görüşmeleriyle ilgili bilgiler ele alınırken iki rivayet grubu arasındaki farkların göz önünde bulundurulma- sı gerekmektedir.

Hz. Ömer defnedildikten sonra Mikdâd b. Esved, Hz. Ömer’in kendi- sine vermiş olduğu görev doğrultusunda şûra üyelerini yeniden bir araya getirdi.41 Görüşmelerin birinci safhasında bir araya gelen şurâ üyeleri birer konuşma yaparak meseleyi uzun uzun istişare ettiler. Şûra üyelerinin kendi aralarındaki bu istişareleri devam ederken Abdurrahman b. Avf’ın ‚Kim kendisinden başkasını halife seçmek için adaylıktan çekilir?‛ diye sorması ve ar- dından: ‚Kendimi ve amcamın oğlunu adaylıktan çekiyorum.‛ diyerek hem kendisinin hem de Sa‘d b. Ebî Vakkâs’ın halifelik için aday olmaktan vaz- geçtiğini açıklaması üzerine üyeler Abdurrahman b. Avf’ın kararına itiraz etmeden bu görevi ona verdiler.42

38 Hayatı hakkında geniş bilgi için bk. Habil Nazlıgül, ‚Misver b. Mahreme‛, TDV İslâm Ansik- lopedisi (https://islamansiklopedisi.org.tr/misver-b-mahreme, 24.06.2019)

39 Hayatı hakkında geniş bilgi için bk. Selman Başaran, ‚Ebû Mihnef‛, TDV İslâm Ansiklopedisi (https://islamansiklopedisi.org.tr/ebu-mihnef, 24.06.2019)

40 Buhârî, ‚Fezâilü ashâbi’n-nebî‛, 8.

41 Şûra üyelerinin toplantılarını Hz. Âişe’nin evinde, beytülmâlde, Misver b. Mahreme’nin ve- ya Fatıma bint Kays’ın evinde yapıldığında dair farklı rivayetler bulunmaktadır. Bk. Taberî,

Târîh, IV, 231, 234. 42 Taberî, Târîh, IV, 237.

Konuyla ilgili Amr b. Meymûn tarafından aktarılan bir diğer rivayete göre ise şûra üyeleri halifeyi belirleme konusunda bir sonuca varamayınca, Abdurrahman b. Avf ihtilafın daha da artmasından endişe ederek araların- dan birinin adaylıktan çekilip kendisinden daha hayırlı birisini seçmek üze- re hakemlik yapmasını teklif etti. Teklifin diğer üyeler tarafından kabul edilmemesi üzerine isterlerse kendisinin bu işten feragat edebileceğini açık- ladı. Abdurrahman b. Avf’ın bu kararını, Hz. Ali dışındaki şûra üyeleri herhangi bir şart ileri sürmeksizin kabul ettiler. Hz. Ali ise Abdurrahman b. Avf’a, teklifini ancak hakkı uygulayacağına, İslâm ümmetinin menfaatini gözeteceğine, kendi arzu ve isteklerine tabi olmayacağına ve akrabalık bağ- larını43 kullanmayacağına dair söz vermesi şartıyla kabul edeceğini söyledi. Abdurrahman b. Avf bu şartlara uyacağına dair söz verince Hz. Ali de onun teklifini kabul ettiğini açıkladı.44 Ebû Mihnef’in rivayetinde de benzer şekilde Hz. Ali, Abdurrahman b. Avf’dan hevâ ve hevesine uymayıp hakkı uygulayacağına, ümmet için çalışacağına ve akrabalık bağlarını gözetmeye- ceğine dair söz almak isteyince Abdurrahman b. Avf da söz verdi.45

Yukarıdaki rivayette (Amr b. Meymûn) Hz. Ali, Abdurrahman b. Avf’ın akrabalık bağlarını göz önünde bulundurabileceğinden hareketle onun vereceği karardan endişe duymuştur. Kâtibî’nin de belirttiği gibi Kûfe kaynaklı bu iki rivayet halifelik konusunda ehl-i beytin hakkını teyit etmek amacıyla ortaya atılmıştır.46 Nitekim daha önce de geçtiği üzere şûra mecli- sinin tesis edilmesinden itibaren Abdurrahman b. Avf’ın konumuyla ilgili aktarılan rivayetlerde Hz. Ali’nin ‚hakkının‛ yenme endişesi farklı şekil- lerde gündeme getirilmiş, bu endişe Hz. Ömer’in vefatını müteakip yapılan toplantıda bir kez daha Hz. Ali’ye nisbetle ortaya atılmıştır.

Abdurrahman b. Avf, halife seçiminde hakemlik görevini üstlendik- ten sonra görüşmelerin ikinci safhasında adaylarla tek tek istişare etmeye başladı. Hz. Osman ve Hz. Ali ile baş başa görüştü. Onların bu konudaki fi- kirlerini aldı. Önce Hz. Ali’ye ‚Eğer sana biat etmezsem bana birisini göster.‛ dedi. Hz. Ali ‚Osman‛ karşılığını verdi. Abdurrahman b. Avf aynı soruyu Hz. Osman’a sorduğunda ondan da ‚Ali‛ cevabını aldı. Daha sonra hem Zübeyr b. Avvâm hem de Sa‘d b. Ebî Vakkâs’la istişare etti. Bu istişarenin sonucunda Zübeyr b. Avvâm reyini Hz. Osman’dan tarafa kullanacağını açıkladı. Hz. Ömer’in vefatından sonraki toplantıda yaptığı konuşmada ter-

43 Abdurrahman b. Avf, Hz. Osman’ın anne bir kardeşi olan Ümmü Gülsüm bint Ukbe b. Ebî Muayt’la evliydi. Bk. Belâzürî, Ensâb, VI, 124-125.

44 Taberî, Târîh, IV, 231. 45 Belâzürî, Ensâb, V, 127. 46 Kâtibî, ‚Şûrâ‛, s. 16.

cihi Abdurrahman b. Avf’a bıraktığı bilinen Sa‘d b. Ebî Vakkâs da oyunun Hz. Osman’dan yana olduğunu ifade etti.47

Amr b. Meymûn’un rivayetinde ise Abdurrahman b. Avf’ın Hz. Ali’ye hitaben: ‚Sen Hz. Peygamber’e olan yakınlığından, Müslüman olmandaki öncelik- ten ve dine olan hizmetinden dolayı bu işe kendinin daha ehil olduğunu söylüyor- sun. Fakat bu iş, senden başka birisine havale edilecek olursa şûra üyelerinden kimi layık görürsün?‛ diye sorduğu, Hz. Ali’nin de ‚Osman‛ karşılığını verdiği nakledilmektedir. Ardından Abdurrahman b. Avf’ın benzer şekilde Hz. Osman’ın da kendisinin Hz. Peygamber’e yakınlığından ve Müslüman ol- madaki önceliğinden bahsettiğini ve bu işe kendisinin ehil olduğunu söyle- diği aktarılmaktadır. Daha sonra ise Hz. Osman’ın şayet kendisi halife ol- mazsa bu işe Hz. Ali’yi lâyık gördüğü söylenmektedir. Ardından Abdur- rahman b. Avf’ın hem Zübeyr b. Avvâm hem de Sa‘d b. Ebî Vakkâs’la isti- şare ettiği belirtilmektedir. Bu istişarenin sonucunda Zübeyr b. Avvâm re- yini Hz. Osman’dan tarafa kullanacağını açıklamış, Hz. Ömer’in vefatından sonraki toplantıda yaptığı konuşmada tercihi Abdurrahman b. Avf'a bırak- tığı bilinen Sa‘d b. Ebî Vakkâs da oyunun Hz. Osman’dan yana olduğunu ifade etmiştir. Rivayetin devamında Hz. Ali’nin ‚Adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık bağlarından sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.‛ (Nisa 4/1) ayetini okuyarak Sa‘d b. Ebi Vakkâs’a ‚Sana şu oğlumun Resûlullah'a olan yakınlığını, amcam Hamza’ya olan akrabalı- ğını hatırlatarak bana karşı Abdurrahman’la birlikte Osman’a yardımcı ve destek olmamanızı dilerim.‛ diyerek onu ikaz ettiği nakledilmektedir.48

Amr b. Meymûn tarafından aktarılan bu rivayette hem Hz. Ali hem de Hz. Osman, Hz. Peygamber’e olan yakınlıklarından ve Müslüman olmala- rındaki önceliklerinden hareketle hilafete kendilerinin en layık olduklarını iddia etmişlerdir. Rivayetin son kısmında Hz. Ali bir adım daha atarak Sa‘d b. Ebî Vakkâs’a Abdurrahman b. Avf’la aralarındaki akrabalık bağlarını gö- zeterek, kendi haklarını ellerinden aldığını ileri sürmüştür. Bu noktada şiî karakterli önceki rivayetlerde Hz. Ali’nin ortaya koyduğu tavırla bu riva- yette anlatılanların birbiriyle aynı doğrultuda olduğu açık bir şekilde gö-

47 Taberî, Târîh, IV, 237. Görüşmelerin bu safhasında el-İmâme ve’s-siyâse müellifi Talha b. Ubeydullah’ın da şûrada hazır bulunduğunu ve oyunu Hz. Osman’dan tarafa kullandığını iddia etmektedir (bk. el-İmâme ve’s-siyâse, I, 30). Fakat bu rivayet diğer kaynaklarda yer al- mamaktadır.

48 Taberî, Târîh, IV, 231. el-Kâmil’in Tornberg tarafından yapılan neşrinde Hz. Ali’nin Sa‘d b. Ebî Vakkâs’a söylediği iddia edilen söz ‚Bana karşı Abdurrahman’la birlikte Osman’a yardımcı

ve destek olmanızı dilerim‛ şeklinde yer almaktadır (el-Kâmil, III, 69). Muhtemelen baskı hata-

sından kaynaklanan bir sebeple ifade bu şekilde yazılmıştır. Rivayetin seyri bakımından ifadenin yukarıda belirttiğimiz şekilde olması gerekmektedir. Bk. İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-

rülmektedir. Bunun dışında diğer kaynaklarda Hz. Osman’ın, buradaki ri- vayette olduğu gibi kendisini halifeliğe layık gördüğüne dair herhangi bir iddiasından bahsedilmemektedir. Bütün bunların dışında aynı süreçle ilgili yine Amr b. Meymûn’un aktarmış olduğu bir diğer rivayette Hz. Ali, Hz. Osman ve Abdurrahman b. Avf’ın tavırları açısından daha farklı bir tablo çizilmektedir. Şöyle ki, Abdurrahman b. Avf diğer üyelerin de muvafaka- tiyle hakemlik görevini devraldıktan sonra hem Hz. Ali’ye hem de Hz. Os- man’a hitaben Hz. Peygamber’e olan yakınlıklarını ve İslâmiyet’teki önce- liklerini hatırlattıktan sonra şayet kendileri olmazsa yerlerine kimin halife olabileceğini sormaktadır. Yani Hz. Peygamber’le akrabalık bağlarını gün- deme getiren Hz. Ali ve Hz. Osman değil, Abdurrahman b. Avf’dır. Ayrıca Hz. Ali’nin Sa‘d b. Evî Vakkâs’a yaptığı iddia edilen uyarıdan da bahsedil- memektedir.49

Abdurrahman b. Avf, Hz. Ali, Hz. Osman ve şûranın Medine’de hazır bulunan diğer iki üyesiyle konuştuktan sonra sahâbenin ileri gelenleriyle, hac dönüşü o sırada Medine’de bulunan komutanlarla ve kabile reisleriyle üç gün boyunca istişare etti. Görüştüğü kişilerin hemen hemen çoğu Hz. Osman’ın bu işin ehli olduğunu söyledi. Hz. Ömer’in belirlediği sürenin dolduğu günün sabahı erken bir vakitte Abdurrahman b. Avf, yeğeni Mis- ver b. Mahreme’yi Zübeyr b. Avvâm ve Sa‘d b. Ebî Vakkâs’ı çağırmakla gö- revlendirdi. Hem Zübeyr b. Avvâm hem de Sa‘d b. Ebî Vakkâs Abdurrah- man b. Avf’la yaptıkları görüşmenin sonunda reylerinin Hz. Osman’dan yana olduğunu belirttiler. Daha sonra Abdurrahman b. Avf Misver b. Mah- reme’ye Hz. Osman’la Hz. Ali’ye haber vermesini ve hangisini isterse önce onu çağırmasını söyledi. Yapılan görüşmede Abdurrahman b. Avf, şûranın diğer üyelerine kıyasla insanların bu konuda Hz. Osman ve Hz. Ali’ye te- veccüh gösterdiklerini söyledi. Ardından önce Hz. Ali hitaben halife seçil- diği takdirde Allah’ın kitabı, peygamberin sünneti ve ondan sonraki iki ha- lifenin takip ettikleri siyaseti takip edip etmeyeceğini sordu. Hz. Ali, ilminin ve gücünün yettiği ölçüde bunlara uyacağını bildirdi. Daha sonra Abdur- rahman b. Avf, aynı soruları Hz. Osman’a sordu. Hz. Osman ise hiçbir çe- kince ileri sürmeden kesin bir ifade kullanarak bunları aynen yerine getire- ceğini bildirdi. Bu görüşmenin ardından Abdurrahman b. Avf’ın işaretiyle hep birlikte mescide gittiler ve insanları da oraya çağırdılar. Abdurrahman b. Avf, Hz. Peygamber’in sarığını takıp kılıcını kuşanarak minbere çıktı ve daha önce sorduğu soruların aynısını herkesin önünde Hz. Osman’a ve Hz. Ali’ye bir kez daha sordu. İkisi de önceki cevapların aynısını verince Hz.

49 İbn Hacer, Fethü’l-bârî bi şerhi sahîhi’l-Buhârî (nşr. Abdülaziz b. Abdullah b. Bâz, Muhammed Fuad Abdülbâkî, Muhibbüddîn el-Hatîb) I-.XIII, Beyrut: Dârü’l-marife [ts.], VII, 69.

Osman’ın elini kaldırarak ‚Ya Rabbi şahit ol! Ben boynumdaki bu yükü Os- man’a devrediyorum.‛ diyerek halife olduğunu ilan edip ona biat etti. Bu ka- rarın ardından orada bulunan halk da Hz. Osman’a biat etti. Bu esnada Hz. Ali’nin biat için biraz yavaş davrandığı, bunun üzerine Abdurrahman b. Avf’ın ‚Kim Allah’a verdiği ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur, Al- lah’a verdiği sözün gereğini yerine getirene ise Allah yakında büyük ödül verecek- tir.‛ (Fetih 48/10) ayetini okuduğu, bunun üzerine Hz. Ali’nin ‚hile ki ne hi- le‛ diyerek Hz. Osman’a biat ettiği belirtilmektedir.50

Rivayetin devamında Hz. Ali’nin ‚hile ki ne hile‛ sözünü hangi sebep- le söylediğine dair rivayeti aktaran râvîlerden Süleyman b. Abdülaziz’in önemli bir açıklaması bulunmaktadır. Buna göre şûra görüşmelerinin de- vam ettiği günlerde Amr b. el-Âs Hz. Ali’ye gelmiş ve ona ‚Abdurrahman çok gayretli birisi. Şayet sen [bu konuda] çok kararlı olduğunu gösterirsen o bu görevi sana vermekten vazgeçecek. Fakat gücünün elverdiği ölçüde yapacağını söy- lersen bu görevi sana verecek.‛ demiştir. Daha sonra Hz. Osman’ın yanına gelmiş ve Hz. Ali’ye söylediklerinin tam tersini söyleyerek ‚Eğer bu işte ka- rarlı olduğunu gösterirsen Abdurrahman mutlaka sana biat edecek‛ demiştir. Hz. Osman da bunu kabul etmiştir. Râvî bunu aktardıktan sonra ‚Ali ‘Hile’ sözünü bundan dolayı söyledi‛ demiştir.51 Dolayısıyla Hz. Ali’nin burada Hz. Os- man’a veya Abdurrahman b. Avf’a değil, Amr b. el-Âs’a tepki gösterdiği anlaşılmaktadır.

Biat öncesi yaşanan süreçle ilgili Amr b. Meymûn’un aktarmış olduğu rivayete göre ise mescitte bulunanlar arasında hararetli tartışmalar yaşan- mış, başta Mikdad b. Esved ve Ammâr b. Yâsir gibi sahâbîlerin Hz. Ali’nin halife olması gerektiğine dair sözler sarfetmeleri, buna karşılık Abdullah b. Sa‘d b. Ebî Serh ve Abdullah b. Ebî Rebîa’nın Hz. Osman’a biat edilmesi ge- rektiğini söylemesi taraflar arasındaki tartışmaların şiddetini daha da art- tırmıştır. Nihayet Sa‘d b. Ebî Vakkâs’ın uyarısıyla elini çabuk tutan Abdur- rahman b. Avf, hem Hz. Osman’a hem de Hz. Ali’ye Allah’ın kitabı, pey- gamberin sünneti ve ondan sonraki iki halifenin takip ettikleri siyaseti takip edip etmeyeceğini sordu. Akabinde de Hz. Osman’a halife olarak biat etti. Rivayetin sonunda Hz. Ali, Abdurrahman b. Avf’ın Hz. Osman’ı kayırdığı ve kendilerine karşı birbirlerine destek oldukları ancak bu duruma sabre- deceğini bildirdi. Yine Abdurrahman b. Avf’a hitaben ‚bu işin *tekrar+ sana dönmesi için Osman’ı tayin ettin‛ diyerek Hz. Osman’ın kendisinden sonra Abdurrahman b. Avf’ı halife tayin edeceği için onun böyle davrandığını

Belgede Hazreti Osman (sayfa 46-51)