• Sonuç bulunamadı

Hz Ömer’in Şûra Meclisini Oluşturması

Belgede Hazreti Osman (sayfa 40-46)

ŞÛRA VE HZ OSMAN’IN HALİFE SEÇİLMESİ Halil İbrahim Hançabay 

A. Hz Ömer’in Şûra Meclisini Oluşturması

Hz. Ömer 27 Zilhicce 23 (4 Kasım 644) tarihinde sabah namazını kıl- dırdığı sırada Mugîre b. Şu‘be’nin kölesi Ebû Lü’lü tarafından yaralanınca Abdurrahman b. Avf’ı namazı kıldırmak üzere vekil tayin etti ve ardından evine kaldırıldı.2 Hz. Ömer’in aldığı yaralar sebebiyle öleceği anlaşılınca yanında bulunan kimseler kendisinden yerine birisini tayin etmesini istedi- ler. Ancak Hz. Ömer, Ebû Ubeyde b. Cerrâh (ö. 18/639) veya Ebû Huzey- fe’nin (ö. 12/633) kölesi Sâlim3 (ö. 12/633) sağ olsaydı bu ikisinden birisini yerine bırakabileceğini ifade etti. Ardından bunun sebebini ‚Rabbim bana bunu niçin yaptığımı sorduğunda, Ya Rabbi! Rasûlünden Ebû Ubeyde’nin bu ümmetin emini,4 Sâlim’in de Allah Teâlâ’yı çok seven bir kişi olduğunu duydum

derim.‛ şeklinde açıkladı.5

Sahabenin, Hz. Ömer’e sunduğu bir diğer teklif, oğlu Abdullah’ı yeri- ne halife olarak tayin etmesiydi. Fakat hiçbir zaman böyle bir şeyi düşün- mediğini söyleyen Hz. Ömer, bu teklife şiddetle karşı çıktı ve şayet Müslü- manların halifesi olmak hayırlı ise kendi ailesinden bir kişinin bu görevi ye-

tüsü 2009, s. 15-42; a. mlf. ‚Hz. Osman’ın Halife Seçilmesi‛, EKEV Akademi Dergisi, 58 (2014), s. 375-394.

2 Ebû Abdullah Muhammed b. Sa‘d, et-Tabakâtü’l-kübrâ (nşr. İhsan Abbas), I-IX, Beyrut: Dâru sâdır 1978, III, 345. Kaynaklarda Ebû Lü’lü’n hıristiyan olduğuna dair rivayetler de bulun- maktadır. Bk. Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Târîhu’l-ümem ve’l-mülûk (nşr. Muhammed Ebu’l-Fazl İbrahim), I-XI, Beyrut: Dâru suveydân *ts.+, IV, 190. Hz. Ömer’in bu esnada Ab- durrahman b. Avf’ı kendi yerine halife bırakmak istediği, ancak bunu tavsiye etmemesi üzerine Abdurrahman b. Avf’ın bu işten vazgeçtiği söylenmektedir. Bk. Taberî, Târîh, IV, 191

3 Sâlim b. Ma‘kal, Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rebîa b. Abdişemş’in kölesidir. Hz. Peygamber ge- celeyin Sâlim’in Kur’an okuduğunu duyunca ‚Ümmetimden böyle bir kişi olduğu için Allah’a

şükürler olsun.‛ demiştir. Bk. İbn Hacer, Ebü’l-Fazl Şihâbüddîn Ahmed b. Ali el-Askalânî, el- İsâbe fi temyîzi’s-sahâbe (nşr. Adil Ahmed Abdulmevcût-Ali Muhammed Muavviz), I-IX,

Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye 1995, III, 11–13. Sâlim, Yemâme Savaşı’na katılmış ve bu sa- vaşta şehid olmuştur. Bk. Halîfe b. Hayyât, Kitâbü't-tabakât (nşr. Ekrem Ziyâ el-Ömerî), Ri- yad: Dâru Taybe 1982, s. 12.

4 Hz. Peygamber'in Ebû Ubeyde hakkında söylediği hadis için bk. Tirmizî, ‚Menâkıb‛ 32. 5 Taberî, Târîh, IV, 227. el-İmâme ve’s-siyâse (*nşr. Taha Muhammed Zeynî+, I-II, Kahire [ts.], I,

28) müellifi ve Ebû Muhammed Ahmed b. A‘sem el-Kûfî (Kitâbu’l-fütûh, I-IV, Beyrut: Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye 1986, I, 325) Hz. Ömer’in Ebû Ubeyde ve Sâlim’in dışında Muaz b. Cebel ve Hâlid b. Velid’in de ismini zikrettiğini söylemektedir. Ancak bu rivayetin diğer kaynaklardaki rivayetlerle teyit edilmesi mümkün değildir.

rine getirdiğini, eğer hayırlı değilse bir aileden bir kişinin hesaba çekilmesi- nin yeterli olacağını söyledi. Ayrıca bu görevden günahsız ve ecirsiz bir şe- kilde kurtulabilirse bundan dolayı Allah’a şükredeceğini ifade etti.6

Hz. Ömer’in bu iki isteği geri çevirmesi üzerine sahâbe, bu sefer hali- feyi belirleme konusunda kendisinden bir ahit yazdırmasını istedi. Ancak Hz. Ömer bu işin sorumluluğunu taşımak istemediğini söyleyerek Hz. Peygamber’in (sav) ‚bunlar cennet ehlindendir‛ dediği kişilerden *o sırada hayatta olan+ birisini seçmelerini söyledi. Bu kişiler Hz. Ali, Hz. Osman, Abdurrahman b. Avf, Sa‘d b. Ebî Vakkâs, Talha b. Ubeydullah ve Saîd b. Zeyd’di. Hz. Ömer bu kişilerin isimlerini saydıktan Saîd b. Zeyd’in (ö. 51/671 *?+), bu işe karıştırılmamasını söyledi.7

Hz. Ömer’in şûra üyelerini belirlerken bir takım kıstasları göz önünde bulundurduğu açıktır. Nitekim şûra üyelerinin isimlerini saydıktan sonra üyelere hitaben bu ölçütleri ortaya koyan şu sözleri dikkat çekmektedir: ‚Sizleri bu toplumun reisleri olarak gördüm. Bu iş ancak sizin işinizdir. Resûlullah sizlerden razı olarak vefat etti. Sizler birlik ve beraberlik içinde olduğunuz müddet- çe insanlardan korkmuyorum. Fakat ben sizin kendi aranızda ihtilafa düşmenizden ve bu ihtilafınızdan dolayı insanların da kendi aralarında ihtilafa düşmesinden kor- kuyorum.‛ Nasihatlerinin sonunda şûra meclisinin Hz. Âişe’den izin alarak onun odasında toplanmasını söyleyen Hz. Ömer, daha sonra bu kararından vazgeçerek kendisine yakın bir yerde olmalarını istemiştir.8

Hz. Ömer’in şûra üyelerini belirleme süreciyle ilgili kaynaklarda farklı rivayetler de aktarılmıştır. Meselâ el-İmâme ve’s-siyâse müellifinin verdiği bilgiye göre Hz. Ömer’in şûraya bu altı sahâbîden başka ensârın önemli şahsiyetlerinin ve Hz. Peygamber’in torunları olması hasebiyle Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’in de katılmasını istediği belirtilmektedir.9 Diğer taraftan Belazûrî’de Sa‘d b. Ebî Vakkâs’ın şûraya dâhil edilmediğine dair bir rivayet zikredilmektedir.10 Fakat bu bilgiler diğer kaynaklarda yer almadığı gibi, mevcut rivayetler tarafından da teyit edilmesi mümkün görünmemektedir. Yine bu süreçte Amr b. el-Âs’ın da şûraya katılmak istediği, fakat Hz. Ömer’in, Hz. Peygamber’e silah çekip onunla savaşan birisini şûraya dâhil

6 Taberî, Târîh, IV, 228. Bazı rivayetlerde Hz. Ömer’in oğlu Abdullah için ‚hanımını bile boşa- maktan aciz bir kişi‛ ifadesini kullanarak onun tabiatının halifelik için uygun olmadığını dile

getirdiği zikredilmiştir. Bk. Taberî, Târîh, IV, 228. 7 Taberî, Târîh, IV, 228.

8 Taberî, Târîh, IV, 228. 9 el-İmâme ve’s-siyâse, I, 28.

10 Ahmed b. Yahyâ el-Belâzürî, Ensâbü’l-eşrâf (nşr. Süheyl Zekkâr – Riyâz Ziriklî), I-XIII, Bey- rut: Dârü’l-fikr 1996, VI, 126.

etmeyeceğini söylediği rivayet edilmektedir.11 Bunların dışında Seyf b. Ömer’in aktardığı, ancak diğer kaynaklarda yer almayan bir rivayet daha bulunmaktadır. Buna göre Hz. Ömer şûra üyelerini belirlemeden önce in- sanların muvafakatını almış ve ondan sonra bu altı sahâbîyi şûra üyesi ola- rak belirlemiştir.12 Ancak Kâtibî’nin de ifade ettiği gibi söz konusu rivayet muhtemelen halkın bu kişiler hakkındaki görüşünü ortaya koymak için ak- tarılmıştır.13

Hz. Ömer şûra üyelerinin belirlenmesiyle ilgili süreçte oğlu Abdul- lah’ın halifeyi seçmek, ancak kendisi halife seçilmemek üzere ve istişare amacıyla şûraya dâhil etti.14 Ancak yukarıda da zikredildiği üzere, Saîd b. Zeyd, Hz. Peygamber’in razı olduğu kişilerden birisi olmasına rağmen Hz. Ömer tarafından şûra görüşmelerine dâhil edilmemişti. Hz. Ömer’in akra- balık bağı nedeniyle, yani kendi ailesinden birisinin bu makama gelmesini istemediği için böyle davrandığı söylenebilir. Nitekim daha önce oğlunu, yerine halife tayin etmesini isteyenlere karşı takındığı tavırla burada akra- bası olması hasebiyle Saîd b. Zeyd’i şûraya dâhil etmemesi birbiriyle insi- cam arz etmektedir.15

İlk toplantılarını Hz. Ömer henüz hayatta iken yapan şûra üyeleri, kendi aralarında meseleyi müzakere etmeye başladılar. Bu sırada sesleri o kadar yükseldi ki, Abdullah b. Ömer halifenin henüz vefat etmediğini söy- leyerek bir uyarıda bulunmak durumunda kaldı. Bunun üzerine Hz. Ömer şûra üyelerinin güvenliğini sağlamak için Ebû Talhâ el-Ensârî’yi, görüşme- lerin koordine edilmesi için Mikdad b. Esved’i (ö. 33/653) görevlendirdi. Suheyb b. Sinân er-Rûmî’yi (ö. 38/659) de *yeni halife belirleninceye kadar] üç gün16 boyunca namazları kıldırmakla görevlendirdi.17

11 Belâzürî, Ensâb, VI, 122. Hz. Ömer vefat ettikten sonra şûra görüşmeleri esnasında Amr b. el-Âs’ın Mugîre b. Şube ile birlikte kapının önüne geldikleri fakat Sa‘d b. Ebî Vakkâs'ın ‚Biz

de şûra görüşmelerinde bulunduk demek için mi buraya geldiniz?‛ diyerek onları oradan uzaklaş-

tırdığı bildirilmektedir. Bk. Taberî, Târîh, IV, 230; 12 Seyf b. Ömer, Kitâbü’r-ridde, s. 4-5.

13 Gayde Hazne Kâtibî, ‚Şûra Ömer ve ihtiyâru Osman‛, Mecelletü dirâsât târihiyye, 65/66 (1998), s. 8-9.

14 Belâzürî, Ensâb, VI, 126; Taberî, Târîh, IV, 229

15 Wensinck (‚Saîd b. Zeyd‛, İA, X, 81–82) ilk Müslümanlardan sayılmasına rağmen Saîd b. Zeyd’in toplum içerisinde nüfuzunun olmadığını ileri sürerek bundan dolayı Hz. Ömer'in belirlemiş olduğu şûra meclisine giremediğini iddia etmiştir

16 Hz. Ömer’in sürenin boş yere uzamasından ve bu süre zarfında şartların herhangi bir şekil- de değişebileceğinden endişe ettiği için toplantı süresini üç günle sınırlandırdığı düşünüle- bilir (Kâtibi, ‚Şûrâ‛, s. 12). Yine Müslümanlar arasında şayet ayrılık vuku bulursa bu ayrılı- ğın daha da derinleşmesini engellemek için Hz. Ömer’in böyle bir zaman tahdidinde bu- lunduğu ifade edilebilir.

Hz. Ömer yaptığı nasihatin devamında şûra üyelerinden, o sırada Me- dine dışında bulunan Talha b. Ubeydullah’ın üç gün içinde gelmesi halinde onu da toplantıya dâhil etmelerini, şayet gelmezse kendi kararlarını verme- lerini, bu durumda birisinin Talha’ya vekâlet etmesini istedi. Sa‘d b. Ebî Vakkâs, kendisinin bunu üstlenebileceğini, onun verdiği karara Talha’nın muhalefet etmeyeceği ümidiyle vekilliği kabul etti. Ardından Hz. Ömer şûra üyeleri hakkında bazı değerlendirmeler yaparak şu tahminde bulun- duğu zikredilmektedir ‚Zannediyorum ya Ali ya da Osman seçilecek. Şayet Osman seçilirse o çok mülayim bir insandır. Eğer Ali seçilirse o şakaya meyyaldir. Ancak insanları doğru yola ulaştırmaya layık birisidir. Sa‘d seçilirse bu işin ehlidir. Kim seçilirse ondan yardım istesin. Ben onu *yani Sa‘d’ı Kûfe valiliğinden+ iha- netinden veya zafiyetinden dolayı azletmedim. Abdurrahman feraset sahibi, akıllı ve doğru karar veren birisidir. Allah’ın koruması altındadır. Onu dinleyiniz.‛18 Hz. Ömer, şûra üyelerini belirledikten sonra yukarıda da zikredildiği üzere bu kişilerin içerisinde özellikle Hz. Ali veya Hz. Osman’ın halife seçilmele- rinin kuvvetle muhtemel olması sebebiyle bu ikisine ayrıca bazı nasihatler- de bulunmuştur. Önce Hz. Ali’yi çağırmış ve herkesin kendisi ile Hz. Pey- gamber arasındaki akrabalık bağını bildiğini ve kendisinin de ilimde üstün olduğunu hatırlatarak halife seçilecek olursa Allah’tan korkmasını, O’na it- aat etmesini söylemiştir. Hz. Osman’a da benzer şeyleri söyledikten sonra her ikisine ailelerini insanların başına musallat etmemelerini vasiyet etmiş- tir.19 Bazı rivayetlerde Hz. Ömer’in, benzer uyarıları Sa‘d b. Ebî Vakkâs20 ve Abdurrahman b. Avf'a21 da yaptığı bildirilmiştir.

Yukarıdaki bilgilerin dışında Hz. Ömer’in şûra üyelerinin şahsiyetle- riyle ilgili oldukça olumsuz ifadeler kullandığını iddia eden bazı rivayetler de aktarılmıştır. Meselâ Belâzürî’nin naklettiği bir rivayete göre Hz. Ömer, Hz. Ali’nin şakacı ve tembel, Abdurrahman b. Avf’ın ailesine karşı zaafiyet sahibi, Zübeyr b. Avvâm’ın cimri ve rahat anında mümin, kızgın anında kâfir *sakinken kendisinden emin olunan fakat sinirlendiğinde kendisine engel olunamayan+, Talha b. Ubeydullah’ın kibirli ve Sa‘d b. Ebî Vakkâs’ın savaşçı bir kişiliğe sahip olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Hz. Osman hakkın- da ‚Eğer Muaytoğulları’nı22 insanların üzerinde baskı kurdurursa onu öldürür-

18 Taberî, Târîh, IV, 229.

19 Belâzürî, Ensâb, VI, 122; Taberî, Târîh, IV, 192. Ayrıca bk. İbn Sa‘d, et-Tabakât, III, 340–341. 20 Taberî, Târîh, IV, 192.

21 İbn Sa‘d, et-Tabakât, III, 344.

22 Rivayette geçen bu ibareden maksat Hz. Osman’ın ailesidir. Hz. Osman’ın babası Affân b. Ebü’l-Âs’ın ölümünden sonra Ukbe b. Ebî Muayt Hz. Osman’ın annesi Ervâ bint Küreyz ile evlenmiş ve bu evlilikte Velîd, Umâre, Hâlid, Ümmü Külsûm, Ümmü Hakîm ve Hind adla- rında altı çocuğu dünyaya gelmiştir. Bunların içinden Velid b. Ukbe Hz. Osman döneminde Kûfe valiliği yapmıştır. Ukbe b. Muayt’la ilgili geniş bilgi için bk. İsmail Yiğit, ‚Ukbe b. Ebî

ler.‛ şeklinde bir ifade kullanmıştır.23 el-İmâme ve’s-siyâse müellifinin aktar- dığı ve diğer kaynaklarda yer almayan bir rivayete göre de Abdurrahman b. Avf’ın ümmetin ‚firavunu‛ olduğunu söylemiştir.24

Günümüz araştırmacılarından Milhim’in25 de haklı olarak ifade ettiği üzere Hz. Ömer’in şûra üyelerini bu derece tenkit etmesi onun hilafet (yani şûra) hakkındaki görüşüyle çelişmektedir. Şöyle ki, Hz. Ömer’in şûra fikrini kendisinin ortaya koyduğu ve halifeyi seçecek olan kurulun üyelerini de ‚Sizleri bu toplumun reisleri olarak gördüm. Bu iş ancak sizin işinizdir.‛ diyerek o günkü toplumun ileri gelenleri ve en önemli şahsiyetleri olduğu için biz- zat kendisinin belirlediği göz önünde bulundurulursa şûra üyeleri hakkın- da Hz. Ömer’in olumsuz ifadeler kullandığını ileri süren rivayetlerin kabul edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Hz. Osman hakkında ‚Eğer Muaytoğulları’nı insanların üzerinde baskı kurdurursa onu öldü- rürler.‛ şeklinde söylediği iddia edilen sözde şiî karakterli olup, onun şehit edilmesine dinî bir kılıf bulmak amacıyla ve muhtemelen fitne döneminin akabinde uydurulduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Hz. Osman’ın şehit edil- mesiyle sonuçlanan olayların seyrinden de bu durum kendisini açıkça gös- termektedir.

Kaynaklarda Hz. Ömer’in şûra üyelerinin kanaatlerine dair ihtimalleri göz önünde bulundurarak bazı nasihatlerde bulunduğuna dair rivayetler de yer almaktadır. Söz konusu rivayetlerde Hz. Ömer’in nasihatlerinin muhtevası ve Abdurrahman b. Avf’ın şûradaki konumuyla ilgili çok farklı bilgiler sunulmaktadır. Meselâ Taberî’de geçen rivayete göre Hz. Ömer, Abdurrahman b. Avf’ın isabetli bir tercih yapacağını ve bu konuda Allah’ın kendisini koruyacağını ifade ederek şûra üyelerine onu dinlemelerini söy- lemiştir.26 Yine Taberî’nin verdiği bilgiye göre Hz. Ömer ‚Eğer beş kişi razı olup da bir kişi muhalefet ederse muhalefet edeni öldürün. Eğer dört kişi razı olup da iki kişi muhalefet ederse, bu ikisini de öldürün. Şayet üç kişi bir tarafta diğer üç kişi de bir tarafta kalacak olursa Abdullah b. Ömer’in hakemliğine başvurun. Şayet karşı taraf buna razı olmazsa Abdurrahman b. Avf’ın olduğu tarafta bulunun. Geri kalanları da şayet insanların ittifak ettiklerinden yüz çevirirlerse öldürün.‛ demiş- tir.27 Konuyla ilgili Taberî’de aktarılan bir diğer rivayete göre Hz. Ömer, oğ-

Muayt‛, TDV İslâm Ansiklopedisi (https://islamansiklopedisi.org.tr/ukbe-b-ebu-muayt, 24.06.2019)

23 Belâzürî, Ensâb, VI, 121.

24 el-İmâme ve’s-siyâse, I, 29. Hz. Ömer’in Abdurrahman b. Avf hakkında söylemiş olduğu bu ifadelere dair diğer kaynaklarda her hangi bir bilgiye rastlayamadık.

25 Adnan Muhammed Milhim, el-Muerrîhûne’l-Arab ve’l-fitnetü’l-kübrâ, Beyrut: Dâru’t-talî‘a 1998, s. 85-86.

26 Taberî, Târîh, IV, 229.

luna ‚Ey Abdullah! Eğer şûra heyeti aralarında ihtilafa düşerse sen çoğunluğun tarafında ol. Eğer eşit olursa Abdurrahman b. Avf’ın bulunduğu tarafı destekle‛28 demiştir. Ya‘kûbî’nin aktarmış olduğu rivayete göre ise şayet üç kişi bir ta- rafta diğer üç kişi de bir tarafta olursa Abdurrahman b. Avf’ın dışındaki grubun öldürülmesini istemiştir.29

Yukarıdaki bilgilerin dışında bazı rivayetlerde ise şûra üyeleri içeri- sinde Abdurrahman b. Avf’ın konumuyla diğer üyelerin konumu arasında her hangi bir fark olmadığı aktarılmıştır. Meselâ Vakidî’nin rivayetine göre Hz. Ömer, azınlığın çoğunluğa uymasını söylemiş ve buna itiraz edenlerin öldürülmelerini emretmiştir.30 el-İmâme ve’s-siyâse müellifinin bildirdiği ri- vayete göre ise Hz. Ömer, üç kişi bir tarafta üç kişi de bir tarafta olursa oğlu Abdullah’ın bulunduğu tarafa başvurmalarını söylemiştir.31

Şûra üyeleri arasındaki muhtemel oy dağılımına ilişkin Hz. Ömer’in yapmış olduğu değerlendirmelerde Abdurrahman b. Avf’ın isminin özel- likle öne çıkarılmak istendiği anlaşılmaktadır. Ancak günümüz araştırmacı- larından Semîr’in32 de ifade ettiği üzere, Hz. Ömer tarafından Abdurrah- man b. Avf’a yüklenen bu sorumluluğun onun vefatından sonra yaşanan- larla insicam arz etmediği belirtilmelidir. Nitekim şûra üyelerinin kendi aralarında yapmış oldukları toplantıda bir sonuca varamamış olmaları, Abdurrahman b. Avf’a verilen bu görevi teyit etmemektedir. Dolayısıyla Abdurrahman b. Avf’ın ismini ön plana çıkaran rivayetler, Hz. Osman’ı ha- life seçtiği için onu sorumlu tutma eğilimi göstermektedir. Bir başka ifadey- le Hz. Ali’nin hakkı olan halifeliğin onun elinden alındığına dair bir imâ ta- şımaktadır. Nitekim Hz. Ömer’in oy dağılımıyla ilgili yaptığı değerlendir- melerle ilgili Taberî’de geçen rivayetin sonunda Hz. Ali’nin amcası Abbâs’a bu şartlarda kendisinin halife olma ihtimalinin azaldığını söylemesi ve bu- nun sebebini de ‚*Hz. Ömer+ çoğunluğun tarafında olmalarını, şayet üç kişi iki gruba ayrılacak olursa Abdurrahman b. Avf’ın tarafını tutmalarını söyledi. Sa‘d, amcasının oğlu Abdurrahman'a muhalefet etmez. Abdurrahman, Osman'ın akra- bası. Aralarında anlaşmazlık olmaz. Ya Abdurrrahman, Osman’ı halife tayin ede- cek ya da Osman, Abdurrahman’ı. Şayet geri kalan iki kişi benimle birlikte olsalar bile bana bir faydası olmaz.‛ şeklinde açıklaması33 bu meselede Abdurrahman

28 Taberî, Târîh, IV, 192.

29 Ahmed b. İshak b. Ca‘fer el-Ya‘kûbî, Târîhu’l-Ya‘kûbî (nşr. M. Th. Houtsma), I-II, Beyrut: Dâru sâdır *ts.+, II, 160.

30 Belâzürî, Ensâb, VI, 122. 31 el-İmâme ve’s-siyâse, I, 29

32 Mahmud Abdüllatif Hamdan Semîr, el-Hilâfe; neşetuhâ ve tatavvuruhâ fi’l-Medîne zemene’r- râşidîn (yüksek lisans tezi) Ürdün Üniversitesi, Amman 1975, s. 58. Ayrıca bk. Milhim, el- Müerrihûne’l-Arab, s. 87-88.

b. Avf’a yüklenmek istenen sorumluluğu daha iyi izah etmektedir. Dolayı- sıyla Hz. Ömer’in oy dağılımıyla ilgili tek tek değerlendirme yaptığını ve bu sırada Abdurrahman b. Avf’ı öne çıkardığını söylemek pek mümkün görünmemektedir. Bunun yerine Hz. Ömer’in şûra üyelerine, yukarıda da zikredildiği üzere, sadece kendi aralarında ihtilafa düşmemelerini tavsiye ettiğini söylemek daha makul bir izah tarzı olarak kabul edilebilir.

Hz. Ömer’in şûra meclisi oluşturmasıyla ilgili bir hususa daha işaret edilmelidir. Kaynaklarda yer alan bazı rivayetlerden Hz. Ömer’in kendi- sinden sonraki halifenin nasıl belirleneceğine dair zaman zaman şûra fikrini dile getirdiği,34 yaralandıktan sonra vefat edeceği anlaşılınca da bu düşün- cesini hayata geçirerek şûra meclisini oluşturduğu anlaşılmaktadır. Dolayı- sıyla Hz. Ömer’in bu kararı bir anda ortaya çıkmış bir düşünce olmayıp, kendisinden sonra emîrü’l-mümininin nasıl belirleneceğiyle ilgili uzun za- mandan beri üzerinde tefekkür ettiği bir meselenin zamanı geldiğinde uy- gulamaya koymasıyla ilgilidir.35 Bu noktada Hz. Ömer’in bir taraftan Hz. Ebû Bekir’in yaptığı gibi yerine birisini tayin ederek bir mesuliyet almak is- temediği, diğer taraftan ise o günkü toplumun önde gelen şahsiyetleri ola- rak bu altı kişinin herhangi birisinin adaylığının diğerleri tarafından tam olarak kabul edilmeme endişesi taşıdığı için böyle bir karar verdiği düşünü- lebilir.36 Şekil itibariyle ise Hz. Ömer’in şûra fikrinin köklerinin Araplar’ın siyasî geleneğine dayanma ihtimalinin bulunduğu, yani kabile içindeki ‚şeyh‛i seçen kabile nüfuzluları meclisiyle şûra meclisinin arasında bir benzerlik olabileceği ve yine şûra oluşturma kararının Mekke mele meclisi fikrinden alınmış olabileceği de ifade edilebilir.37

Belgede Hazreti Osman (sayfa 40-46)