• Sonuç bulunamadı

H. MUSA KAZIM (ONAR) BEY

I. MUSTAFA (ULUSAN) BEY

1873’de Konya’nın Meram İlçesi Kalecik Mahallesi’nde doğan Mustafa Bey Konya’nın tanınmmış ailelerinden olan Karahafızzadelerdendir. Babası Abdurrahman Bey, annesi Hafize Hanımdır. Aliye Hanımla evli olan Mustafa Bey’in Mehmet Talat, Celalettin isminde iki oğlu, Handan ve Mualla isminde de iki kızı vardır. İlköğrenimini Altınçeşme Okulunda tamamlayarak devamında Karahafız medresesine girmiştir.352

Karahafız Medresesinden mezun olduktan sonra aynı medreseye sınavla müderris olarak atanmıştır. Ayrıca Konya’daki Sultan Selim Camii’nin dersiamlık sınavını kazanarak burada da görev yapmıştır.353 9 Mart 1907’de müderris olarak verdiği

hizmetlere karşılık kendisine İzmir Paye-i Mücerredi verilmiştir.354 Müderrisliğin yanı

350 TBMMZC, Devre III, Cilt 12, Birleşim 71, s.114-115. 351 TBMMZC, Devre III, Cilt 12, Birleşim 72, s.144.

352 Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi, Mustafa Ulusan Özlük Dosyası, Sicil Dosya No: 574; Atalay,

Konya Kuva-yı Milliyecileri, C.2, s.186.

353 TBMMA, S.D.N: 574; Atalay, Konya Kuva-yı Milliyecileri, C.2, s.86.

354 BOA, BEO, 3007-225522; İzmir Paye-i Mücerredi: Meslekten yetişen ilmiye mensuplarının

yükselmeleri ve bir üst pâyeyi elde etmeleri için belirli görevleri fiilen yapmayı ve ara beklemeleri gerektirdiğinden, bu kadroların dışında kalan ve sıralamaya giremeyenlere salt unvan olarak verilen onursal pâyedir.

79

sıra Konya Aşar Mültezimliği de yapmıştır.355 Siyasi yaşamında Konya İttihat ve Terakki

Merkezi Yönetim Kurulu üyesi olarak çalışmış,356 Konya İl İdare Meclisinde 8 sene üye

olarak bulunmuştur. İdare Meclisi üyesi olduğu dönemde I. Dünya Savaşı’nda Tekalifi Harbiye Komisyonu üyeliği yapmıştır.357 18 Şubat 1915’de seferberlik sırasında Tekalifi

Harbiye Komisyonu üyesi olarak verdiği hizmetlerinden dolayı 4. Derece Mecidi Nişanı ile ödüllendirilmiştir.358

Mondros Mütarekesinden sonra Rumları heyecana sürüklemek üzere beyanname yayınladıkları gerekçesiyle Konya İttihat ve Terakki Merkezi Yönetim Kurulu üyeleri Karahafızzade Mustafa, Saatçi Rıfat ve Tenekecizade Mehmet Beyler hakkında soruşturma başlatılmıştır. 6 Nisan 1919’da Emniyet Genel Müdürlüğünden Dahiliye Nazırı imzasıyla Konya’ya gönderilen telgrafta adı geçen kişilerin İstanbul Divanı Harp Savcılığına gönderilmeleri istenmiştir.359 Bu emir üzerine harekete geçen Konya Polisi 7

Haziran 1919’da adı geçen kişileri İstanbul Polis Müdürlüğü’ne sevk etmiştir.360

Mustafa Bey, Milli Mücadele’nin başlamasıyla ilk kurulan Konya MHC Merkez Heyeti’nin olumsuz çalışmalarından sonra Heyeti Temsiliye tarafından yeniden düzenlenen MHC Merkez heyetinde üye olarak görev almıştır.361 Ayrıca Ankara

Kongresine Konya İl delegesi olarak katılmıştır. Kazım Gürel, Mustafa Bey’in MHC’nin en fedakar üyelerinden biri olduğunu ifade etmektedir.362

Mustafa Bey, Delibaş ayaklanması sırasında da MHC yöneticisi olduğu için isyancıların hedefi olmuştur. İsyan başladığında ilk olarak Çumra merkezi basıldığında orada bulunan Mustafa Bey’de isyancılar tarafından yakalanmıştır. Mustafa Bey’i gören Delibaş Mehmet tereddüt etmeden kılıcını üzerine savurmuş, bu sırada araya Çumra Belediye Başkanı Haydar Bey ile Ziraat Başmüdürü Hamdi Bey girerek Mustafa Bey’e siper olmuşlardır. Hamdi Bey kılıç darbesiyle yaralanmış, Mustafa Bey’i mutlak bir ölümden kurtarmıştır. Çıkan arbedehde Mustafa Bey’de yaralanmış, sonrasında hapsedilmiştir. Yaralı ve baygın olan Mustafa Bey’i Çumra’da inşaat işi yapan Dorukzade

355 BOA, ŞD, 443-67. 356 BOA, DH. ŞFR, 98-57.

357 TBMMA, S.D.N: 574; Öztürk, Parlamento Tarihi-TBMM II. Dönem, C.3, s.554. 358 BOA, İ.TAL, 499-45; DH. KMS, 30-65.

359 BOA, DH. ŞFR, 98-57. 360 BOA, DH. ŞFR, 624-161.

361 Avanas, Milli Mücadele’de Konya, s.68.

80

Şükrü Efendi kurtarmış, yaralarını sarmıştır.363 Delibaş kuvvetlerinin Çumra’dan Konya

yönüne hareket etmesiyle serbest kalmıştır.364

Milli Mücadele sırasında, Milli Mücadele’de de Tekalifi Milliye memurluğu, Temettü İstinaf Komisyonu ve Emlak İstimlak Komisyonu başkanlığı gibi görevlerde bulunmuştur.365 Bunların yanı sıra Tekalifi Milliye emirlerinin yayınlanması üzerine

Konya’da Vali Galip Paşa başkanlığında kurulan Tekalifi Milliye Komisyonu üyeliğine getirilmiştir.366

1923 yılından vefat ettiği 12 Mart 1943 tarihine kadar Konya Milletvekili olarak

TBMM’de görev yapmıştır.367 TBMM’de 6 dönem (1923-1943) boyunca Konya

Milletvekilliği yapmasına rağmen en pasif milletvekilidir. 2. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekilliği

3. Dönem TBMM için yapılan seçimlerde 1053 oy ile Konya Milletvekili seçilmiştir. 2 Ekim 1927’de mazbatasını alarak 1 Kasım’da meclise katılmış, ertesi gün mazbatasının onaylanmasıyla resmen göreve başlamıştır. Bu dönemde Meclis Hesaplarını İnceleme Komisyonunda çalışmıştır.368

1931 genel seçimlerinde 1069 oy alarak üçüncü kez Konya milletvekili seçilen Mustafa Bey, 25 Nisan’da Konya İl Teftiş Heyetinden mazbatasını alarak 4 Mayıs 1931’de meclise katılmış, bu dönemde de Meclis Hesaplarını İnceleme Komisyonunda üye olarak çalışmıştır.369

İ. NAİM HAZIM (ONAT) BEY 1. Hayatı

1889’da Konya’da doğan Naim Hazım Bey, Mehmet Hazım Bey ile Hafize Hanım oğludur. Konya’da Hamidiye Okulunda ilköğrenimini tamamladıktan sonra Konya

363 Önder, Delibaş Hadisesi, s.129-130; Atalay, Konya Kuva-yı Milliyecileri, C.2, s.88. 364 Atalay, Konya Kuva-yı Milliyecileri, C.2, s.89.

365 TBMMA, S.D.N: 574; Öztürk, Parlamento Tarihi-TBMM II. Dönem, C.3, s.554. 366 Avanas, Milli Mücadele’de Konya, s.244.

367 Öztürk, Parlamento Tarihi-TBMM II. Dönem, C.3, s.555. 368 Öztürk, Parlamento Tarihi-TBMM III. Dönem, C.3, s.431. 369 Çoker, Parlamento Tarihi-TBMM IV. Dönem, C.2, s.386.

81

Lisesi’nin Edebiyat Bölüme girmiştir. Buradan mezun olduktan sonra Yağmuroğlu Medresesinden icazetname almıştır.370

1910’da sınavla Konya Fethiye Medresesi Müderrisliğine tayin edilmiştir. Darülhilafe Medresesinin kuruluşundan (27 Ekim 1915) itibaren 15 Ekim 1922’ye kadar çeşitli tarihlerde Türkçe, Edebiyat, Muhazarat, Farsça ve Ulmünnefis dersleri müderrisliğinde bulunmuştur. Ayrıca Konya’da kurulan Sahn Medresesinde ilmi kelam, edebiyat, mantık ve Arapça dersleri vermiştir. 25 Ekim 1915’den mütareke başlangıcında kapatılmasına kadar Konya İttihat ve Terakki İdadisinde Türkçe Öğretmenliği yapmıştır. 28 Ağustos 1918 tarihinden milletvekili seçilene kadar Konya’da tekrar faaliyete geçen nehari371 askeri rüştiyenin Türkçe öğretmenliğini, daha sonradan ek olarak okulun idadi

kısmında tarih, edebiyat, felsefe, Arapça ve Farsça öğretmenliklerinde bulunmuştur. Bu memuriyetleri haricinde Konya İl Genel Meclis üyeliği de yapmıştır.372 1923 seçimleriyle

meclise giren Hazım Bey 14 Mayıs 1950 seçimlerine kadar toplamda 7 dönem Konya Milletvekili olarak TBMM’de bulunmuştur.373

Naim Hazım Bey TBMM üyeliği sırasında bazı milletvekilleri ile 1936 ve 1937 yıllarında A.Ü DTFC’de derslere girmiştir.374 Aynı zamanda dilbilimci olan Naim Hazım

Onat, 3. Türk Dil Kurultayı için “Güneş Dil Teorisine Göre Türkçe-Arapça Karşılaştırmalar” isimli bir çalışma hazırlayarak Atatürk’e sunmuştur.375 Onat’ın bu

çalışması 1936 yılında kitap olarak yayınlanmıştır.376 Ayrıca “Arapça’nın Türk Diliyle

Kuruluşu” isimli çalışması da 1944 yılında kitap olarak yayınlanmıştır.377

Karaciğer Kanserinden dolayı 5 Mayıs 1953’te Ankara’da vefat eden Naim Hazım Bey İstanbul’da Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.378

370 Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi, Naim Hazım Onat Özlük Dosyası, Sicil Dosya No: 576; Atalay,

Konya Kuva-yı Milliyecileri, C.2, s.9; Öztürk, Parlamento Tarihi-TBMM II. Dönem, C.3, s.549.

371 Nehari: Gündüz eğitim veren kurumlar (Yatısız Okul).

372 TBMMA, S.D.N: 576; BCA, 30-11-1-0, 167-11-12; Öztürk, Türk Parlamento Tarihi-TBMM II. Dönem,

C.3, s.549.

373 TBMMA, S.D.N: 576.

374 BCA, 30-18-1-2, 62-15-14; 30-18-1-2, 70,97,15; 30-18-1-2, 77-64-20.

375 Cumhurbaşkanlığı Arşivi, EBİS Sıra No:01019683, Ek No:83, Belge Kayıt No:652598; EBİS Sıra

No:01019683, Ek No:84, Belge Kayıt No:652599.

376 Naim Onat, Güneş-Dil Teorisine Göre Türkçe-Arapça Karşılaştırmalar, Devlet Basımevi, İstanbul

1936, 49 s.

377 Naim Onat, Arapça’nın Türk Diliyle Kuruluşu, Maarif Matbaası, İstanbul 1944, 435 s.

82

2. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekilliği a. TBMM 3. Dönem Konya Milletvekilliği

3. Dönem için yapılan seçimlerde 1053 oy alarak tekrar Konya milletvekili seçilen Naim Hazım Bey, 2 Ekim 1927’de mazbatasını alarak 1 Kasım’da meclise katılmış ve 2 Kasım’da mazbatası onaylanmıştır. Bu dönemde Meclis Hesaplarını İnceleme Komisyonu ve Milli Eğitim Komisyonunda görev almıştır.379 Genel kurulda üç kez söz

alarak görüşlerini ifade etmiştir.

Bu dönemdeki ilk konuşması Belediye Vergi ve Resimleri Kanununun 20. maddesinin tadili için verilen kanun teklifi görüşmelerindedir. Söz konusu 20. madde belediye sınırları içerisinde alınan-satılan her ürünün ölçülüp tartılmasını ve bu işlem için alınması zorunlu olan kantar vergisini içermektedir. İstanbul Milletvekili Hüseyin Hüsnü Bey bu işlemin halka mükellefiyet getirdiği ve sorunlara yol açtığı için isteğe bağlı yapılması konusunda bir teklif vermiştir. Kanun görüşülürken söz alan Naim Hazım Bey hükümetin bu konudaki görüşünü sormuştur. Çünkü mevcut kantar vergisi belediyelerin önemli bir gelir kaynağıdır. Bu kanun kabul edildikten sonra vatandaşların büyük kısmı bu işlemi yaptırmayacağı için vergi ödemek zorunda da kalmayacaklardır. Bu da belediyelerin bütçelerinde açık çıkmasına neden olacaktır. Cevap veren Maliye Vekili Şükrü (Saraçoğlu) Bey, belediyelerin bütçelerinde herhangi bir açık çıkması durumunda hükümete başvuracaklarını, hükümetin konuyu meclise havale ederek oluşabilecek açığın kapatılabileceğini belirtmiştir.380

Hazım Bey’in ikinci konuşması Maarif Kanunu ile ilgilidir. Maarif Teşkilatı Kanununun 11. maddesi gereğince ilköğretim öğretmen ve yardımcılarına ayda bin kuruştan çok, beş yüz kuruştan az olmamak üzere ev kirası verilmesi gerekmektedir. Hükümet mali yetersizlik nedeniyle bu kanunun iki sene ertelenmesini teklif etmiştir. Konu genel kurul gündemine geldiğinde kendisi de öğretmen olan Naim Hazım Bey “iki sene sonra vaziyet ne olacaktır. Barem kanununun tatbiki dolayısı ile muallimleri aldatmak çok gülünçtür. Muallimleri böyle bir kanunla avutmayalım, çok günahtır, çok yazıktır. Mesken bedeli yoktur diyelim, bunları altı ay, iki sene diye aldatmayalım, günah

379 Öztürk, Parlamento Tarihi-TBMM III. Dönem, C.3, s.424. 380 TBMMZC, Devre III, Cilt 3, Birleşim 67, s.297.

83

ve yazıktır” diyerek kanunun ertelenmesinin öğretmenleri oyalamak olduğunu ifade etmiştir.381

Üçüncü konuşmasını ise Türk Parasını Koruma Kanunu görüşülürken yapmıştır. Bu kanun görüşülürken Gümüşhane Milletvekili Fethi Bey 1929 yılında Müller adındaki Alman uzmana mali durum üzerine hazırlatılan bir rapordan bahsederek milletvekillerinin bu raporu okumaları gerektiğini söylemiştir. Bunun üzerine söz alan Naim Hazım Bey milletvekillerinin bu raporu zaten okuduğunu, derin araştırmalar sonucunda ortaya çıkan ve çok kıymetli olduğu söylenen raporun maliyecilerin sözlerine bakılırsa pekte kıymetli olmadığını söylemiştir. Hazım Bey, bu raporda Konya’ya değinen yanlış bir incelemeden bahsetmiştir. Müller raporunda devlet işlerinde münakasanın382 bazen zararlı olabileceğinden bahsederken Konya Elektrik İstasyonunu

örnek göstererek, buranın çok ağır münakasa şartlarına tabi tutulduğundan dolayı çok yakın zamanda işleyemez hale geleceğini ifade etmiştir. Kuvvetini sudan alarak çalışan ve su olduğu müddetçe işlemeye devam edecek olan bir elektrik istasyonunun üç beş gün atıl vaziyette kalmayla bir daha çalışamayacak zannedildiğini görünce bunun düzgün bir rapor olmadığını anladığını söyleyen Hazım Bey “Müllerin raporuna rağmen Konya elektrik istasyonu işliyor. Yalnız şunu arz edeyim ki Müllerin raporunun işleyeceğinden ümidim yoktur” diyerek sözlerini bitirmiştir.383

b. TBMM 4. Dönem Konya Milletvekilliği

Naim Hazım Bey 1931 genel seçimlerinde 1064 oy alarak yeniden Konya milletvekili seçilmiştir. 25 Nisan’da Konya İl Teftiş Heyetinden mazbatasını alarak 4 Mayıs 1931’de meclise katılmıştır. Eğitimci olmasından dolayı dönem boyunca Milli Eğitim komisyonunda üye olarak bulunmuştur.384 Genel kurulda 5 kez söz almıştır.

Bu dönemdeki ilk konuşması okul pansiyonlarıyla ilgili kanun görüşmelerindedir. Maarif Vekaleti tarafından idare edilecek okul pansiyonları kanunu görüşülürken 1. maddede leyli ve nehari mektepler tabirleri geçince Aksaray Milletvekili Besim Bey (Atalay) bunların gündüz ve yatılı olarak değiştirilmesini önermiştir. Bütçe Komisyonu

381 TBMMZC, Devre III, Cilt 20, Birleşim 74, s.183-184.

382 Münakasa: Azaltma, eksiltme anlamındadır. Bu dönemde bazı kurumlarda araç-gereç ve personel

sayısında eksiltme yapılmıştır.

383 TBMMZC, Devre III, Cilt 21, Birleşim 82, s.17-18. 384 Çoker, Parlamento Tarihi-TBMM IV. Dönem, C.2, s.388.

84

Başkanı Hasan Fehmi Bey kanun ve mevzuatlarımızın Arapça ve Farsça kelimelerle dolu olduğunu ve bu tarz düzenlemelerin hemen yapılamayacağını, yapıldığı takdirde problemlerle karşılaşılacağını belirtmiştir. Bunun üzerine Besim Bey şu ana kadar birçok inkılap yapıldığını ve bunların halkın hayrına olduğundan bir dakika bile düşünülmeden hayata geçirildiğini belirtmiştir. Kanunların, mevzuatların, tüzüklerin varlığı Türk halkı içinse, tamamen Türkçe olması gerektiğini savunmuştur. Sonrasında söz alan Naim Hazım Bey, Besim Bey’in fikirlerine tamamen katıldığını belirterek bu kelimelerin Maarif Vekaleti teşkilat kanununda kabul edildiğini belirtmiştir.385

İkinci konuşması için Basın Yayın Kanununun 31. maddesi görüşülürken söz almıştır. Bu madde müstehcen yayınlarla ilgilidir. Bu madde TCK’nın 426 ve 427. maddeleri kapsamında kalan ayıp sayılan durumları tanımlamaktadır. Bu maddelere göre bilimsel ve sanatsal yayınlar müstehcen değildir. Madde de bir eserin bilim veya sanat eseri olduğunu tespit için Cumhuriyet Savcısı, terbiye ve güzel sanatlar uzmanlarından oluşturulacak 5 kişilik bir bilirkişi heyetinden fikir alınabileceği öngörülmektedir. Naim Hazım Bey konuşmasında; ülkede zararlı yayınların ilk sırasında ahlaka mugayir yayınların olduğunu belirtmiş, fakat neyin ahlaki, neyin ahlak dışı olduğunu anlatacak bir gösterge bulunmadığını söylemiştir. TCK’da bazı maddeler olsa da bu maddede müstehcen kelimesi arsız ve hayasızca olarak tanımlandıysa da başka bir ibare bulunmadığını söyleyerek arsız ve hayasız kavramları için bir ölçüt bulunması gerektiğini ifade etmiştir.386

Üçüncü konuşmasını öğretmen maaşları ile ilgili bir konuda yapmıştır. 1931 yılında terfi edecek öğretmenlerin maaş zamları konusunda Maliye ve Maarif Vekaletleri arasında anlaşmazlık yaşanmıştır. Maliye Bakanlığı 1931 senesi Bütçe Kanununun 15. maddesinin A fıkrasına387 dayanarak bu zamların 1 sene ertelenmesi gerektiğini

belirtmiştir. Bunun üzerine Maarif Vekili Esat Bey bu maddenin TBMM tarafından tefsir edilmesini talep etmiştir. Konu TBMM’ye gitmiş, Bütçe Komisyonunda görüşülmüş ve

385 TBMMZC, Devre IV, Cilt 2, Birleşim 17, s.153-155. 386 TBMMZC, Devre IV, Cilt 3, Birleşim 35, s.369-370.

387 1931 Senesi Bütçe Kanununun 15. Maddesinin A Fıkrası: Fiilî kadrolar tamamen tatbik edildikten sonra

1931 malî senesi zarfında bu kadrolarda tekaüt veya sair sebep dolayısıyla vaki olacak münhallere terfian veya naklen tayin edilenler tayinleri tarihinden itibaren bir sene müddetle sabık maaşlarını alırlar. Bunlardan mütevellit teselsüller aynı esasa tâbidir. Bknz. Resmi Gazete, 25 Temmuz 1931, No.1856, s.636.

85

Maliye Vekaleti’nin haklı bulunduğu ve tefsire gerek olmadığı şeklinde bir rapor388

hazırlanarak genel kurula sunulmuştur. Bu rapor görüşülürken söz alan Naim Hazım Bey öğretmenlerin terfi etmeyi en çok hak eden ama bundan en çok mahrum kalan zümre olduğunu belirterek diğer memurlara göre terfilerinin basit olduğunu, bir öğretmenin 30 yıl aynı görevde kaldıktan sonra emekliye ayrıldığını söylemiştir. Terfiden bu kadar mahrum olan öğretmenlere 1702 sayılı kanunla verilen kıdem zamlarından şimdi mahrum bırakılmak istendiğini söyleyerek 15. maddenin buna engel olmadığını düşündüğünü belirtmiştir. Çünkü maddede zam ertelemesi emeklilik veya diğer sebeplerle boşalan kadrolara yapılan atamaları kapsadığını, burada terfi olmadığını, öğretmenlerin aynı yerlerinde ve görevlerinde bulunduğu belirterek bu durumun terfi olarak değerlendirilmemesini istemiştir. Raporun reddinin teklif eden Naim Hazım Bey, Başkan Hasan Bey’in uyarısı ile teklifini geri almıştır. Konu Milli Eğitim Komisyonuna havale edilmiştir.389

Dördüncü konuşmasını Köy Kanunu görüşülürken yapmıştır. Yozgat Milletvekili Süleyman Sırrı Bey, Köy Kanununun 13, 36 ve 44. maddelerine bazı ilaveler yapılması için bir yasa tasarısı sunmuştur. Bu maddeler köylerdeki çocukların okula gitmesini ve devamını sağlanması için kurallar ve uymayanlar için yaptırımları kapsamaktadır. Teklif, Milli Eğitim ve İçişleri Komisyonlarında390 görüşüldükten sonra genel kurula gelmiştir.

Bu konuda söz alan Naim Hazım Bey köylülerin şehir ve kasabadakilere kıyasla vasıta olanaklarından, okul araç-gereçlerinden mahrum olduğunu, bazı köylülerin hava şartlarından dolayı çocuklarını okula götürmekte zorluklar yaşadıklarını söyleyerek bu insanlara yaptırım uygulamak yerine imkanlarını genişletmenin ve daha fazla imkana sahip olan il ve ilçe halkından mevcut istisnaların391 kaldırılmasının uygun olacağını

belirtmiştir. Ayrıca bu kanunun, zamanında Osmanlı Mebusan Meclisinin Milli Eğitim Komisyonunda kabul edilen, genel kurulda onaylanmamış, Türk olmayan azınlıklar tarafından derlenen bir kanun olduğundan, esasları bakımından da TBMM Milli Eğitim Komisyonunda yapılan inceleme sonucu cumhuriyet kavramına ters düştüğünün tespit

388 Bütçe Komisyonu üyesi Erzurum Milletvekili Aziz Bey mazbataya muhalefet şerhi koymuş,

öğretmenlerin zamlarının verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

389 TBMMZC, Devre IV, Cilt 5, Birleşim 20, s.152-154.

390 Zaten bu konuda bir kanun tasarısı hazırlanmakta olduğundan iki komisyonda da tasarının reddedilmesi

yönünde görüş bildirilmiştir.

86

edildiğini belirtmiştir. Meclis ve bakandan cumhuriyet esaslarına uygun bir kanunun en kısa zamanda meclise getirilmesini istemiştir.392

Beşinci konuşmasını 1932 yılı Maarif Vekaleti bütçesi görüşülürken dil heyeti masrafları için 1 lira ayrılması üzerine yapmıştır. Naim Hazım Bey, bulundukları süreçte bir Dil komisyonu kurulmasının gerekliliğinin ortaya çıktığını, fakat burada görüldüğü üzere herhangi bir girişim yapılmadığından dolayı bakandan bu konuda ne düşünüldüğünü sormuştur. Cevap veren Maarif Vekili Bursa Milletvekili Esat Bey böyle bir oluşumun heyet, komisyon veya cemiyet adı altında kurulmasının hükümet tarafından kabul edildiğini, fakat bütçe hazırlanırken bu meselenin tam olarak belli olmaması nedeniyle faslın kapanmaması için 1 lira yazıldığını belirtmiştir.393

3. Atatürk ile İlişkisi

1934 yılında Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesiyle Mustafa Kemal Paşa’ya soyadı bulma çalışmaları başlamış, bulunan soyadları kendisine iletilmiştir. Çankaya’da yapılan bir toplantıda Mustafa Kemal Paşa’ya, Saffet Arıkan’ın yazısında kullandığı “Türkata-Türkatası” isimleri önerilmiş, Mustafa Kemal Paşa’da masadakilere fikirlerini sormuştur. Söz isteyen Naim Hazım Bey, adı geçen soyadlarının söylenişinde tuhaflık olduğundan dolayı, “atabey” kelimesinden esinlenerek Atatürk soyadını önermiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın da kabul etmesiyle Kocaeli Milletvekili İbrahim Süreyya tarafından Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e Atatürk Soyadının verilmesine ve bu soyadının başına veya sonuna söz konularak yapılan hiçbir ismin başkasına verilemeyeceğine dair kanun teklifi TBMM’ye verilmiş, 17 Aralık 1934 tarihli oturumda da onaylanmıştır.394

J. NEVZAT (TANDOĞAN) BEY