• Sonuç bulunamadı

3. ve 4. dönem Tbmm Konya milletvekilleri ve faaliyetleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "3. ve 4. dönem Tbmm Konya milletvekilleri ve faaliyetleri"

Copied!
167
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ BİLİM DALI

3. VE 4. DÖNEM TBMM KONYA MİLLETVEKİLLERİ VE

FAALİYETLERİ

Ömer ÇALIK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Ferudun ATA

(2)
(3)

T.C

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ BİLİM DALI

3. VE 4. DÖNEM TBMM KONYA MİLLETVEKİLLERİ VE

FAALİYETLERİ

Ömer ÇALIK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Ferudun ATA

(4)

i

(5)

ii

(6)

iii

ÖNSÖZ

Çalışma, 1927 genel seçimleriyle oluşan 3. Dönem TBMM ve 1931 genel seçimleriyle başlayan 4. Dönem TBMM’de Konya Milletvekili olarak bulunmuş 20 kişinin biyografileri ve görev yaptıkları dönemde Türkiye ve Konya’daki ekonomik ve siyasal gelişmeleri kapsamaktadır. Buradaki amaç milletvekillerinin görev yaptıkları dönem içerisinde gerçekleşen olaylara bakışını ve varsa müdahalesini tespit ederek dönemin şartları içerisinde değerlendirmektir. Çalışmada ayrıca iki dönem arasındaki fark ve benzerliklerde tespit edilmeye çalışılmıştır.

Çalışmanın kaynaklarını TBMM Zabıt Cerideleri, TBMM Arşivi, Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivleri, Milli Savunma Bakanlığı Arşivi, İçişleri Bakanlığı Arşivi, Cumhurbaşkanlığı Arşivi, hatıratlar, gazeteler ve tetkik eserler oluşturmuştur. TBMM Zabıt Ceridelerinde milletvekillerinin mecliste verdikleri önergeler, gensorular, kanun teklifleri, genel kurulda söz alma gibi konularla üyelerle ilgili işler kısmında yemin etme, izin, istifa, ölüm veya TBMM’de idari bir göreve ya da heyete seçilme gibi konular tespit edilmiştir. TBMM Arşivinden milletvekillerinin kendi el yazıları ile yazdıkları tercüme-i hal varakaları (özgeçmtercüme-iş) ve seçtercüme-im mazbatalarından yararlanılmıştır. Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde ise genellikle memur kökenli olanlar için ağırlıkla atama, terfi, taltif yazıları gibi belgeler kullanılmıştır. Emekli subay olan bir milletvekilinin askerlik safahat cetveli Milli Savunma Bakanlığı Arşivinden alınmıştır. İçişleri Bakanlığı Arşivinde ise mülki amir olarak görev yapan kişilere ait hizmet döküm cetvelleri önemli birer kaynak teşkil etmiştir. Cumhurbaşkanlığı Arşivinde ise o dönemde Cumhurbaşkanlığı ile yapılan bazı yazışmalar kaynak olarak kullanılmıştır. Ayrıca Konya’da bulunan Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi içerisinde bulunan Selçuk Es Arşivinden de yararlanılmıştır. Fakat bu arşivde önceden yapılan bazı çalışmalarda kullanılan belgelere, bir süre önce belge numaraları değiştiği için ulaşılamamıştır.

Çalışma, giriş ile birlikte üç bölümden oluşmuştur. Giriş bölümünde 1927-1931 ve 1931-1935 tarihleri arasındaki dönemde Türkiye ve Konya’daki ekonomik ve siyasal gelişmelerden bahsedilmiştir. Birinci bölümde 3. dönem Konya Milletvekillerinin hayatları ile yasama faaliyetleri, ikinci bölümde ise 4. Dönemde Konya Milletvekilliğine

(7)

iv

seçilenlerin hayatları ile yasama faaliyetleri ele alınmıştır. Sonuç kısmında ise 3. ve 4. dönem arasındaki fark ve benzerlikler ile olaylara dair bir takım tespitler yapılmıştır.

Bu süreçte sabırla yardımcı olup desteklerini esirgemeyen aileme, bilgi-belge temini konusunda yararlanılan arşiv ve kütüphane personeline ile çalışmanın her aşamasında yol gösterip desteklerini esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr. Ferudun Ata’ya teşekkürü borç bilirim.

Ömer ÇALIK Karşıyaka-2019

(8)

v

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Ö ğr en ci n in

Adı Soyadı Ömer ÇALIK

Numarası 164202051002

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ferudun ATA

Tezin Adı 3. ve 4. Dönem TBMM Konya Milletvekilleri ve Faaliyetleri

ÖZET

1927 ve 1931 yıllarında yapılan genel seçimlerle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 3. ve 4. dönem milletvekilleri seçilmiştir. Konya, bu dönemlerde 11 kişilik kontenjanı ile en çok milletvekili çıkaran illerden biridir. Milletvekillerinin genel özelliklerine bakıldığında Osmanlı’nın son dönemi ile Milli Mücadele’de ve sonrasında önemli vazifelerde bulunan kişilerdir. Meslekî olarak bakıldığında çoğu hukukçudur. Bunu yanı sıra tüccar, öğretmen, çiftçi ve mülkiye kökenli milletvekilleri de bulunmaktadır. Ekonomik ve siyasi alanda önemli olayların yaşandığı bu yıllarda seçilen milletvekilleri mecliste ülkenin ve Konya’nın sorunlarına çareler üretmeye çalışmışlardır. Özellikle 1929 dünya ekonomik buhranından sonra buğday fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Konyalı çiftçiler olumsuz etkilenmiştir. Çiftçinin zararını en aza indirgemek için 1932 yılında Buğday Koruma Kanunu çıkarılmıştır. Yine Konya’da 1927’den 1935’e kadar aralıklarla devam eden kuraklık nedeniyle susuz kalan Konya Ovası’nın canlanmasını sağlamak için Konya Ovası Sulama İdaresinin yeterli hale getirilmesini sağlamak adına mecliste girişimlerde bulunmuşlardır. Sulama konusu 1934 yılında kadar milletvekilleri tarafından sık sık TBMM gündemine getirilmiştir. 1932-1935 yıllarında da somut adımlar atılmıştır. 4. dönem TBMM’de halkın sorunlarına daha çok temas edilerek etkili çözümler üretilmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Milletvekili, Yasama, Meclis konuşmaları, Meclis kararları

(9)

vi

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Ö ğr en ci ni n

Adı Soyadı Ömer ÇALIK

Numarası 164202051002

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ferudun ATA

Tezin İngilizce Adı 3rd And 4th Term Turkey Grand National Assembly Konya Deputies And Activities

ABSTRACT

With the election in the 1927 and 1931, deputies of Grand National Assembly of Turkey has elected. Konya, is the one of the city which has the most quota of deputy with it’s 11 deputy quota at these eras. As looked generally peculiarities, the deputies are the same people who worked at the last eras of the Ottoman Empire andNational Struggle era. As looked vocational mostof the deputies are lawyer. Besides there are deputies who are the merchants, teachers, farmer and originly civil service people. At these years that happened important events at economic and political fields, deputies has tried to solve Konya’s and country’s problems. Especially after the 1929 global economic crisis, because of reduction of the wheat prices Konyall farmers affected negatively. To degrade the loss of the farmers has maden Conservation Law for Wheat in 1932. However they attempted to qualify the Irrigation Management of Konya to revieve the Konya Plain that due to intermittent drought at Konya at assembly from 1927 to 1935. It took the concrete steps between 1932-1935. In the fourth era Grand National Assembly of Turkey tried to solve the public’s problems with the mention to those.

Key words: Turkish Grand National Assembly, Deputy, Legislation, Conversations of parliament, Act of parliament.

(10)

vii

KISALTMALAR

A.Ü : Ankara Üniversitesi

ATAM : Atatürk Araştırma Merkezi

BCA : Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi

BOA : Başbakanlık Osmanlı Arşivi

C. : Cilt

CHF : Cumhuriyet Halk Fırkası

CHP : Cumhuriyet Halk Partisi

CTAD : Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi

ÇTTAD : Çağdaş Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi

DTFC : Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi

Haz. : Hazırlayan

İ.Ü : İstanbul Üniversitesi

İBA : İçişleri Bakanlığı Arşivi

MHC : Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

MSBA : Milli Savunma Bakanlığı Arşivi

No. : Numara

s. : Sayfa

S. : Sayı

S.D.N. : Sicil Dosya No

SBE : Sosyal Bilimler Enstitüsü

SBF : Siyasal Bilgiler Fakültesi

(11)

viii

TCK : Türk Ceza Kanunu

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TBMMA : Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi

TBMMGCZ : TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi Gizli Celse Zabıtları

TBMMZC : TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi

TİTE : Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü

TpCF : Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

S.Ü. : Selçuk Üniversitesi

(12)

ix

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI... i

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... ii

ÖNSÖZ ... iii ÖZET ... v ABSTRACT ... vi KISALTMALAR ... vii İÇİNDEKİLER ... ix GİRİŞ... 1 A. 1927-1931 Dönemi ... 1 1. 1927 Seçimleri ... 1

2. 1927-1931 Döneminde Türkiye ve Konya’nın Genel Durumu... 4

3. Konya’da 1930 Belediye Seçimleri ve Serbest Cumhuriyet Fırkası... 5

4. Konya’nın Sorunları ... 8

B.1931-1935 Dönemi... 13

1. 1931 Seçimleri ... 13

2. 1931 Cumhuriyet Halk Fırkası Kurultayı ... 16

3. 1931-1935 Döneminde Konya’nın Genel Durumu ... 20

I.BÖLÜM 3. DÖNEM KONYA MİLLETVEKİLLERİ ... 25

A. AHMET HAMDİ (DİKMEN) BEY ... 25

1. Hayatı ... 25

2. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekillikleri ... 26

B. BEKİR REFİK (KORALTAN) BEY ... 28

1. Doğumu, Ailesi ve Tahsili ... 28

2. Meslek Hayatı ... 28

3. Milli Mücadele Dönemindeki Hizmetleri ... 29

4. 27 Mayıs 1960’tan Sonraki Hayatı ... 32

5. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 33

C. FUAT (GÖKBUDAK) BEY ... 49

1. Hayatı ... 49

2. TBMM 3. Dönem Konya Milletvekilliği ... 51

(13)

x

1. Hayatı ... 51

2. TBMM 3. Dönem Konya Milletvekilliği ... 53

D. HÜSEYİN HÜSNÜ (KONAY) BEY ... 54

1. Hayatı ... 54

2. TBMM 3. Dönem Konya Milletvekilliği ... 58

E. KAZIM HÜSNÜ BEY (HALİL İBRAHİM NAKIPOĞLU) ... 60

1.Hayatı ... 60

2. Delibaş Olayı ve Yargılanması ... 61

3. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 62

F. KEMAL ZAİM (SUNEL) BEY ... 65

1. Hayatı ... 65

2. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 67

G. MEHMET ZÜHTÜ (DURUKAN) BEY ... 68

1. Hayatı ... 68

2. TBMM 3. Dönem Konya Milletvekilliği ... 70

H. MUSA KAZIM (ONAR) BEY ... 70

1. Hayatı ... 70

2. TBMM 3. Dönem Konya Milletvekilliği ... 72

I.MUSTAFA (ULUSAN) BEY ... 78

1.Hayatı ... 78

2. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 80

İ. NAİM HAZIM (ONAT) BEY ... 80

1. Hayatı ... 80

2. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 82

3. Atatürk ile İlişkisi ... 86

J. NEVZAT (TANDOĞAN) BEY ... 86

1. Doğumu, Ailesi ve Tahsili ... 86

2. Devlet Hizmeti ... 87

3. TBMM 3. Dönem Konya Milletvekilliği ... 92

K. TEVFİK FİKRET (SILAY) BEY ... 93

1. Hayatı ... 93

2. TBMM 3. ve 4. Dönem Konya Milletvekillikleri ... 95

II. BÖLÜM 4. DÖNEM KONYA MİLLETVEKİLLERİ ... 97

(14)

xi

1. Hayatı ... 97

2. TBMM 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 98

B. ALİ FUAT (CEBESOY) PAŞA ... 99

1. Hayatı ... 99

2. Siyasi Hayatı ... 101

C. ALİ MUZAFFER (GÖKER) BEY ... 104

1. Hayatı ... 104

2. TBMM 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 108

D. MUSA KAZIM (GÜREL) BEY ... 108

1. Ailesi, Tahsili ve Meslek Hayatı ... 108

2. Milli Mücadele Dönemindeki Hizmetleri ... 109

3. Konya Belediye Başkanlığı Dönemi ... 110

4. TBMM 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 111

5. Milletvekilliğinden Sonraki Hayatı ... 113

E. MUSTAFA LÜTFİ (EKEN) BEY ... 114

1. Hayatı ... 114

2. Milletvekili Adayı Seçilmesi ... 114

3. TBMM 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 116

F. ŞABAN SIRRI (HÖCEK) BEY ... 117

1. Hayatı ... 117

2. TBMM 4. Dönem Konya Milletvekilliği ... 117

G. HASAN TAHSİN (UZER) BEY ... 122

1. Doğumu, Ailesi ve Tahsili ... 122

2. Meslek Hayatı ... 123 3. Siyasi Hayatı ... 129 4. Üçüncü Genel Müfettişlik ve Ölümü ... 130 SONUÇ ... 132 KAYNAKÇA ... 136 EKLER ... 145

(15)

1

GİRİŞ A. 1927-1931 Dönemi

1. 1927 Seçimleri

1923’de göreve başlayan 2. Dönem TBMM faaliyetini 1927 yılının haziran ayında sonlandırarak seçim sürecine girilmiştir. TBMM’nin 3. Dönemi ise 1927 yılının Eylül ayında yapılan seçimlerle oluşmuştur. Bu dönemde tek parti olarak Cumhuriyet Halk Fırkası iktidardadır. 1927 seçimleri için CHF’ye 900 kişi milletvekili aday adaylığı başvurusu yapmıştır.1 CHF Genel Sekreterliği, adayları belirlerken kişilerin aday

oldukları bölgeden ve o bölgede görevli parti müfettişinden adaylar hakkındaki bilgileri içeren raporlar almıştır.2 28 Ağustos’ta Mustafa Kemal Paşa Bakanlar Kurulu ile

seçimlerle ilgili bir toplantı yapmıştır. 29 Ağustos’ta da Dolmabahçe’de Bakanlar, TBMM Başkanı Kazım (Özalp), Başkanvekili Hasan (Saka), CHF Meclis Grup Başkanı Ali (Çetinkaya), Genel Sekreter Saffet (Arıkan) Beyler ve diğer CHF erkânının katılımıyla Mustafa Kemal Paşa başkanlığında yapılan genel toplantıda adaylar hakkında görüşülmüştür. Bu toplantıda Mustafa Kemal Paşa milletvekili adayı olacak kişilerin “kuvvetli, aydın, özellikle inkılapların ve cumhuriyetin esaslarına bağlı kişiler” olması gerektiğini belirtmiştir.3

Yine 29 Ağustos tarihli toplantı sonucunda milletvekili olacak kişilerin ticari ve finansal faaliyetleri hakkında genelge yayınlanarak halkın hoşnut olmadığı bir durum giderilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde milletvekillerinin devletle bağlantılı kuruluşlarda ticari faaliyetlerde bulunmaları ve sık sık izin alarak TBMM’ye gelmemeleri halkın yoğun tepkisini çekmiştir.4 Bu kapsamda yayınlanan genelgenin ilk 3 maddesi

1 İhsan Güneş, Atatürk Dönemi Türkiye'sinde Milletvekili Genel Seçimleri (1919-1935), Türkiye İş Bankası

Yayınları, İstanbul 2017, s.270.

2 Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.290. 3 Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.292-293.

4 Kurtuluş Savaşı zaferinden sonra 1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresinde Türkiye’nin bundan

sonra izleyeceği ekonomi politikası görüşülmüştür. Alınan tavsiye niteliğindeki kararlara göre liberal eğilimli bir politika yürütülmesine karar verilmiştir. Fakat bu tam manası ile liberalizm değildir. Buradaki liberalizm devlete özel sektörü geliştirme görevi yüklemiştir. Bu politikanın izlenmeye başlamasıyla Türkiye’de kısa sürede zenginleşen bir grup ortaya çıkmıştır. Bu grupta Kurtuluş Savaşı’nda görev almış kişiler, Atatürk’ün yakın arkadaşları ve bazı bürokratlarda vardır. Bu kişiler yabancı ve yerli işadamlarıyla işbirliğine giderek kısa zamanda büyük servetler edinmişlerdir. Yani devlet eliyle bir burjuvazi oluşturulmaya çalışılmıştır. Hikmet Bila, CHP 1919-1999, Doğan Kitap, İstanbul 1999, s.57-60.

(16)

2

milletvekillerinin finansal faaliyetleriyle ilgilidir. İlk maddede milletvekillerinin özel hayatlarında ticari, zirai ve sınai faaliyetlerinin herkes gibi mevcut kanunlara tâbi olduğu, fakat CHF Genel Başkanlığının bu faaliyetlerin milletvekili sıfatı ile suiistimal edilmemesi konusunda gerekli özeni göstereceği vurgulanmıştır. İkinci maddede sermayesinin çoğunluğu devlete ait olan kuruluş ve şirketlerle kamu adına çalışan imtiyazlı şirketler ve tekel idarelerinin yönetim kurullarına hükümet adına atanan üyelerin fırkaya mensup milletvekillerinden olamayacağı belirtilmiştir. Üçüncü maddede ise TBMM Başkanı, Başkanvekilleri, Bakanlar, CHF Genel Sekreteri, Fırka Meclis Grubu Başkanı ve Başkanvekilleri ile CHF Müfettişlerinin devlet hissesi olan kuruluşlar ve devlet hissesi olmayan özel kuruluşlarda müdürlük veya yönetim kurulu üyeliği yapamayacakları belirtilmiştir. Fakat özel kuruluşlarda hissedarlık meselesi hakkında bir kural belirtilmemiş, mevcut kanunlara göre sıradan vatandaş gibi muamele uygulanacağı ifade edilmiştir. Dördüncü maddede milletvekillerinin izinleri konusuna değinilerek geçerli mazeret olmaksızın izin alınmasını engelleme konusunda Genel Başkanlığın özel ilgi göstereceği bildirilmiştir. Beşinci maddede de milletvekillerinin bu esaslara uymayı kabul etmiş sayıldığı belirtilmiştir. Ayrıca bu genelge CHF’nin 1927 tarihli tüzüğünün 119-123. maddelerini oluşturur.5

1927 yılına kadar CHF tüzüğüne göre milletvekili adayı belirleme yetkisi Parti Divanındadır. 1927 seçimlerinden önce yapılan tüzük değişikliği ile bu yetki divandan alınarak genel başkanlık kuruluna6 verilmiştir. Bu kurulda ağırlık genel başkandadır.7

Cemal Avcı adayların bizzat CHF Genel Başkanı Mustafa Kemal Paşa tarafından belirlenmesini, onun halk tarafından bir kurtarıcı olarak görülmesi ve kendisine duyulan büyük güvenden dolayı milletvekilleriyle ilgili herhangi bir olumsuzlukta fırkaya gelecek tepkileri en aza indirgeme düşüncesine bağlamaktadır. Ayrıca bu dönemde aday

5 Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Tarih Vakfı Yurt

Yayınları, İstanbul 2005, s.411-412; Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.298.

6 Genel Başkanlık Kurulu CHF Genel Başkanı, Genel Başkanvekili ve Genel Sekreterden oluşmaktadır.

Hakkı Uyar, Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet Halk Partisi, Boyut Yayınları, İstanbul 1999, s.262.

7 Uyar, Tek Parti Dönemi ve CHP, s.262; Hakan Uzun, “Tek Parti Döneminde Yapılan Cumhuriyet Halk

Partisi Kongreleri Temelinde Değişmez Genel Başkanlık, Kemalizm Ve Milli Şef Kavramları”, ÇTTAD, C.9, S. 20, İzmir, 2010, s.238.

(17)

3

gösterilen kişilerin çoğunluğu eski vekiller olduğundan aday seçiminde deneyimin ön planda tutulduğunu belirtmektedir.8

1927 seçimlerinde seçme yaşı 18, seçilme yaşı 30’dur. Daha önceki kanunlarda yer alan milletvekili sayısının nüfusa göre belirlenmesi kuralı devam etmiştir. Milletvekili adayı olmak isteyen kişilerin taşıması gereken şartlar: Bir kez dahi olsa yabancı devlet hizmetinde veya yabancı devlet tabiiyeti iddiasında bulunmamak, ağır ceza, hırsızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık, hileli iflas suçlarından mahkum olmamak, mahcur olmamak, medeni haklardan kısıtlı olmamak ve Türkçe okuyup yazma bilmek şeklinde sıralanmıştır.9

İki aşamalı olan seçim sisteminde ilk aşamada milletvekillerini seçecek olan ikinci seçmenler seçilmekteydi. İkinci aşamada ise halk tarafından seçilen ikinci seçmenler milletvekillerini seçmekteydi. Konya’da ikinci seçmen seçimleri 1927 Temmuzunun sonunda başlamış, Ağustos ayının ikinci haftası tamamlanmıştır.10 Bu seçimlerde Konya

Milletvekillerini seçecek olan 1074 ikinci seçmen seçilmiştir.11

Seçim sürecinde Konya’da yayınlanan Babalık gazetesinde yeni meclisten beklentiler sıralanmıştır. Buna göre yeni meclisin yapması gereken çok önemli işler olduğu vurgulanarak, ekonomi başta olmak üzere, şehrin sorunları ve milletin ihtiyaçlarına cevap verecek yeni kanunlar çıkarılması beklentisi mevcuttur. Meclisin en önemli görevinin milletin refaha ulaşmasını sağlayarak inkılabın geliştirilmesi olduğu belirtilerek yeni meclisin vatan ve halk için çok büyük ve yüksek hizmetler edeceğine inanılmaktadır. Ziraat, ticaret, maarif, sanayi vb. önemli işlerin geliştirilmesi ve halkın ihtiyaçlarına etkin çareler ile daha fazla huzur ve refah istenmektedir.12

Yurt genelinde ikinci seçmen seçimlerinin tamamlanmasıyla 30 Ağustos 1927’de CHF milletvekili adaylarını açıklamıştır.13 Buna göre Konya’da gösterilen 11 adaydan

7’si bir önceki dönem milletvekilleridir. 4 yeni aday ise Nevzat (Tandoğan), Kemal Zaim

8 Cemal Avcı, III. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Yapısı ve Faaliyetleri, ATAM Yayınları,

Ankara 2000, s.22.

9 Servet Armağan, “Türkiye’de Parlamento Seçimleri”, İ.Ü Hukuk Fakültesi Mecmuası, C.18, S.3-4,

İstanbul 1952, s.72-73.

10 Babalık, 11 Ağustos 1927, No.4193, s.1.

11 TBMMA, 3. Dönem Konya Milletvekilleri Mazbatası.

12 Muzaffer Hamdi, “Yeni Meclisin Vazifeleri”, Babalık, 11 Ağustos 1927, No.24633, s.1. 13 Babalık, 1 Eylül 1927, No.2481, s.1.

(18)

4

(Sunel), Hüseyin Hüsnü (Konay) ve Ahmet Hamdi (Dikmen) Beylerdir. Ziraat uzmanı olan Ahmet Hamdi Bey’in tarımsal üretim merkezi niteliği taşıyan Konya’dan aday gösterilmesi halk tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.14

Konya’da milletvekili seçimleri 4 Eylül 1927 tarihinde Dedebahçesinde yapılmıştır.15 Seçim sonucunda 7’si tekrar, 4’ü ilk kez olmak üzere 11 milletvekili

seçilmiştir. Milletvekilleri mazbatalarını 12 Ekim 1927 tarihinde almışlardır.16

Esat Öz, resmi verilere göre 1923 seçimleri haricinde tek parti dönemindeki en düşük katılım oranının 1927 seçimleri olduğunu belirtmektedir. Birinci seçmenlerin seçime katılım oranı %23’tür.17

2. 1927-1931 Döneminde Türkiye ve Konya’nın Genel Durumu

1927-1931 yılları arası Türkiye genelinde ve Konya özelinde ekonomik anlamda kötü geçen yıllar olmuştur. Bu dönemde yağmurların azalmasından dolayı kuraklık yaşanmış, bunun sonucunda da tarımsal üretimde düşüş meydana gelmiş, 1929 dünya ekonomik krizinin etkileri de özellikle çiftçiler açısından büyük sıkıntılar yaratmıştır.

1927-1928 yıllarında yaşanan kuraklık sonucunda Türkiye buğday ithal etmek zorunda kalmış, ülkede hayat pahalılığı baş göstermiştir. Cumhuriyet gazetesinde bu konulara dikkat çeken Yunus Nadi, bu durumundan kurtulmanın yolunu üretimi artırmak ve un için alınan gümrük vergisinin düşürülerek un ithal edilmesi olarak göstermiş, bu fikir yetkili kişilerce de dikkate alınarak ekonomik vaziyetin kontrol altına alınması için çaba sarf edilmiştir.18 Türkiye’nin en büyük tarımsal üretim şehri olan Konya kuraklıktan

en çok etkilenen yerlerin başında gelmektedir. Çiftçiler kuraklık sonucu ettikleri zarardan dolayı bankadan aldıkları borçları ödeyemez hale gelince Ziraat Bankası çiftçi borçlarını erteleyerek ek krediler çıkarmıştır. Fakat verilen bu ek kredilerde çiftçinin ihtiyacını karşılamaya yetmemiştir.19

14 Babalık, 4 Eylül 1927, No.2483, s.1. 15 Babalık, 2 Eylül 1927, No.2482, s.2.

16 TBMMA, 3. Dönem Konya Milletvekilleri Mazbatası. 17 Öz, Siyasal Katılım, s.157, 159-160.

18 Yunus Nadi, “Ekmeğin okkası 3 kuruşa inebilir”, Cumhuriyet, 23 Aralık 1928, No.1662, s.1; Yunus Nadi,

“Umumi Parola: İstihsalin Artırılması”, Cumhuriyet, 24 Aralık 1928, No.1663, s.1.

19 Muzaffer Hamdi, “Ziraamızın Vaziyeti”, Babalık, 12 Eylül 1927, No.2490, s.1; Babalık, 6 Ekim 1927,

(19)

5

1929 yılına gelindiğinde ise Lozan Anlaşması gereğince ülkedeki gümrüklerin kontrolünün hükümetin eline geçmesiyle birlikte ithal ürünlerdeki gümrük vergisi artırılarak yerli ürünler korunmuş, yer yer sanayi canlanmaya başlamıştır. Buğdaydan alınan gümrük vergisi yükseltilerek ithalatın önüne geçilmiş, bu durum iç piyasayı canlandırmış ve buğday üretimi artmıştır.20

1929 Ekiminde Amerika’da yaşanan ekonomik kriz tüm dünyayı etkilediği gibi Türkiye’yi de etkilemiştir. Bu etkiler en çok 1930 yılında hissedilmiştir. İthalat ve ihracat durma noktasına gelmiş, ürün fiyatları düşmüştür. 1929 yılından sonra uygulanan yerli buğdayı koruma politikası kriz nedeniyle ters etki yapmış, ülke ihtiyacının %20’si kadar fazla üretim olmasının sonucunda 15 kuruş olan buğdayın kilo fiyatı 3 kuruş seviyesinin de altına inmiştir. Bunun sonucunda da çiftçi elde ettiği mahsulle Ziraat Bankasından aldığı tohumluğun borcunu bile ödeyemeyecek hale gelmiştir.21

3. Konya’da 1930 Belediye Seçimleri ve Serbest Cumhuriyet Fırkası

Ekonomik sıkıntılar içerisinde 1930 yılına gelindiğinde iktidarda olan CHF’nin icraatlarını denetleyecek bir muhalefet ihtiyacı hissedilmeye başlanmıştır. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa’nın telkinleriyle Paris Büyükelçisi Fethi (Okyar) Bey Türkiye’ye dönerek 12 Ağustos 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkasını kurmuştur. Genel Sekreterliğine de Mustafa Kemal Paşa’nın en yakın arkadaşı Kütahya Milletvekili Nuri (Conker) Bey getirilmiştir.22 Başta pek ilgi görmeyeceği sanılan SCF kısa sürede büyük

kitlelere ulaşmıştır. Programında kendisini milliyetçi, laik ve cumhuriyetçi bir fırka olarak niteleyen SCF, ekonomide liberal politika izleyeceğini de belirtmiştir. Ayrıca programına vergilerin ağır olduğu ve hafifletileceği, liman tekelinin kaldırılacağı, tek dereceli seçim sistemine geçileceği gibi hedefler koymuş ve devletçiliği eleştirmiştir.23

Yurt genelinde kısa zamanda örgütlenen SCF 1930 Ekim’inde yapılacak belediye seçimlerine de katılacağını açıklamıştır.

20 Ahmet Hamdi Başar, Atatürk’le 3 Ay ve 1930’dan Sonra Türkiye, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler

Akademisi Yayınları No:155, Ankara 1981, s.72-74.

21 Başar, Atatürk’le 3 Ay, s.72-74.

22 Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkileri 1924-1930, Başnur Matbaası, Ankara 1972, s.280.

23 Barış Ertem, “Siyasal Bir Muhalefet Denemesi Olarak Serbest Cumhuriyet Fırkası”, ODÜ SBE Sosyal

(20)

6

SCF’nin kurulduktan kısa bir süre sonra tüm Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da teşkilatlanmıştır. CHF’den istifa eden Doktor Muhsin Faik, Nuri, tüccar Bafralı Talat ve Mecidiyezade Cevdet Beyler SCF’nin Konya Şubesi’ni kurmuşlardır. Doktor Muhsin Faik Bey başkanlığında oluşturulan şubenin tescil işlemi 15 Eylül’de resmen tamamlanmıştır. Şube katipliğine Çopur Kadızade Remzi, merkez üyeliklerine ise Avukatlar Hilmi, Fehmi, Eyüp Sabri (Hayırlıoğlu), Fotoğrafçı Hasan Behçet, Mehmet Fuat, Hacı Tahirzade Ahmet ve Ziraat Odası Başkanı Hacı Mahmutzade Hüseyin Efendi getirilmiştir. Şube merkezi olarak da Alaaddin Oteli seçilmiştir. Ayrıca Konya Şubesi olarak belediye seçimlerine girileceği açıklaması da yapılmıştır.24

Belediye seçimleri sürecinde SCF Konya’da çok etkin bir propaganda faaliyeti yürütmüştür. 1927’den beri Konya’da süren kuraklık sonucunda ve ekonomik kriz nedeniyle ürün fiyatlarının düşmesi Konya’daki ekonomik dengeyi bozmuş, çiftçiyi borç ve faiz batağına sürüklemiştir. SCF seçim propagandasında bu durumu gayet iyi kullanmıştır. Ekonomik sıkıntıların nedenlerini CHF’nin yanlış politikalarına bağlayarak kendilerinin iktidara gelmeleri halinde durumun düzeltileceğini vaat eden seçim propagandası yürütmüştür.25

Bunun haricinde SCF’nin seçim kampanyasında irticai söylemler kullandığı iddiaları da mevcuttur. Konya Milletvekili Refik (Koraltan) Bey bu konuyu TBMM’de dile getirmiştir. Refik Bey’in anlattığına göre Konya’da şapkanın ve yeni harflerin kaldırılacağı, medreseler açılacağı, halifeliğin yeniden işler hale getirileceği şeklinde söylemlerde bulunulduğunu ve bazı kişilerin SCF’liler tarafından ölüme varıncaya kadar tehdit edildiğini belirtmiştir. Bu konuyla ilgili Konya CHF Merkez Teşkilatından Mecidiyezade Tahir Efendi’nin Konya Bedesteninde yaşadığı bir olayı anlatmıştır. Buna göre Tahir Efendi bir dükkana girip konuştuğu esnada orada bulunan kişi, “oğlum dediklerinizi dinledim ama o bir taraf serbestçiler şapkayı kaldıracaklarmış, medreseleri açacaklarmış, askerliği kaldıracaklarmış, hafız mektepleri açacaklarmış, vergiler

24 Çağatay Benhür, Erol Yüksel, “Konya’nın 1930’daki Sosyal, Siyasi ve Ekonomik Görünümü ile Belediye

Seçimleri Üzerine Bir İnceleme”, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, S.23, Çanakkale 2017, s.102-103; Cumhurbaşkanlığı Arşivi, EBİS Sıra No: 1009875, Ek No:443, Belge Kayıt No:579309.

(21)

7

kaldırılacakmış, bundan daha ala ne olur” diyerek oyunu SCF’ye vereceğini belirtmiştir.26

Ayrıca Konya Valisi İzzet Bey’in evine giden köylü bir kadının karşısındaki kişinin vali olduğunu bilmeden söylediklerini de aktaran Refik Bey; “Vali soruyor hangi fırkadansın? Hangisinden olacağım serbestten. Onlar dindarmışlar, mekteplerde kuran okutacaklarmış, medreseleri, hafız mekteplerini açacaklarmış hem vergileri ve askerliği de kaldıracaklarmış” şeklindeki sözlerin SCF’liler tarafından yayıldığını ifade etmiştir.27

SCF’lilerin bir diğer propaganda malzemesi ise vergiler ve devlet memurları hakkındadır. Bu konuda da Türkiye çapında vergilerin ve tekellerin kaldırılacağı şeklinde özellikle taşra teşkilatı tarafından yoğun propaganda yapılmıştır. Seçim kampanyası sürecinde Konya Valisi İzzet Bey’de Dahiliye Vekaletine yaptığı açıklamada SCF’lilerin vergilerin indirileceği, tekellerin kaldırılacağı, memurların büyük kısmının mürtekip28

olduğu, yüksek memurların çok fazla maaş aldıkları şeklindeki söylemlerde bulunduklarını belirtmiştir.29 Bu ortamda seçime gidilmiştir.

Seçimler Konya’da 1 Ekim’de başlamıştır. Seçimin ikinci gününde İçişlerine rapor veren Vali İzzet Bey, seçimlerin sakin şekilde devam ettiğini, SCF’lilerin vergi ve tekellerin kaldırılacağı yönündeki propagandalarının ve davullu zurnalı otomobillerle gezmelerinin sonuç verdiğini bu sayede SCF’nin oylarının arttığını, daha önce CHF’ye oy vereceğini taahhüt edenlerin bile karar değiştirdiğini, çarşaflı ve peçeli kadınların besmele çekerek oylarını SCF’ye attığını ifade etmiştir. SCF’liler bazı memurlardan seçime müdahale ettikleri gerekçesiyle şikayetçi olmuşlar ve oy sandıklarının mühürlenerek gece güvenli bir yerde muhafaza altına alınmasını talep etmişlerdir. Ayrıca belediyenin yanındaki bir dükkandan oy kullanılan odaya açılan bir kapı olduğu ve oradan odaya girip çıkanlar görüldüğünü söylemeleri üzerine kapıya polis ekibi yerleştirilerek önlem alınmıştır. Dedikodu çıkaranlar hakkında işlem yapılarak Cumhuriyet Savcılığına teslim edildiğini belirten Vali, milletvekillerinin asılsız dedikodular yayılmasından endişe duyduklarını ifade etmiştir. CHF’nin seçim sürecinde propaganda açısından SCF’ye göre çok geride kaldığını vurgulayarak bunu SCF’nin önde gitmesinin sonucu olarak

26 TBMMZC, Devre III, Cilt 22, Birleşim 5, s.42-43. 27 TBMMZC, Devre III, Cilt 22, Birleşim 5, s.43.

28 Mürtekip: Para, kazanç karşılığı olarak kötü, uygunsuz işler çeviren kimse.

(22)

8

değerlendirmiştir. İzzet Bey ayrıca Ağrı olayından dolayı güvenlik kuvvetlerinin herhangi bir irticai faaliyete karşı teyakkuz halinde olduğunu da ifade etmiştir.30

Seçimlerin ilerleyen günlerinde SCF mensupları seçime müdahale edildiğini öne sürerek belediye binası önünde toplanmışlar, vali toplanan kalabalığa açıklama yaparak seçimlerin ve kendisinin tarafsız olduğunu ve herkesin istediği partiye oy atabileceğini, buna kimsenin müdahale hakkının olmadığını belirtmiştir. Muhalif basında ise Konya’da SCF’lilerin seçimi kazanacakları sırada valinin irtica ve isyan gerekçesiyle bayraklarını parçalatarak bazı kişileri tutuklatması, memurların CHF’ye oy vermeleri konusunda telkin edilmesi ve halkın oylarının zorla alınması sonucunda SCF’nin seçimlerden çekilmek zorunda kaldığını iddia etmiştir.31

Tüm bu tartışmalar arasında sonuçlanan Konya belediye seçimlerine 18.874 kayıtlı seçmenden 6.811 kişi katılmıştır. Seçim sonucunda CHF 4.738, SCF ise 2057 oy almış, 16 oy da imza veya aday ismi eksikliğinden dolayı geçersiz sayılmıştır.32 Bu

seçimlerin yarattığı yankıdan sonra SCF’nin olası bir genel seçimde iktidara gelebilecek potansiyele sahip olduğu anlaşılmıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın da CHF’den yana ağırlık koyması üzerine SCF bizzat kendi yöneticileri tarafından 17 Kasım 1930’da feshedilmiştir.33

Yine 17 Kasım’da SCF’nin kısa zamanda topladığı bu büyük taraftar kitlesinin mevcut yönetimin hangi uygulamalarından rahatsız olduklarının tespit edilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, yanında Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, CHF Genel Sekreteri Recep (Peker) Bey ve bakanlık uzmanlarından oluşan kalabalık bir heyetle yurt gezisine çıkmıştır.34

4. Konya’nın Sorunları

1930 belediye seçimlerinden sonra CHF taşradaki parti teşkilatını düzeltmeye ve genişletmeye karar vermiştir. Bu nedenle mevcut durumu tespit etmek amacıyla çeşitli illere milletvekillerinden oluşan heyetler göndermiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın büyük

30 Cumhurbaşkanlığı Arşivi, EBİS Sıra No: 1009875, Ek No:444, Belge Kayıt No:579680. 31 Benhür-Yüksel, “Belediye Seçimleri Üzerine Bir İnceleme”, s.109.

32 Cumhurbaşkanlığı Arşivi, EBİS Sıra No: 1009875, Ek No:123, Belge Kayıt No:577097. 33 Goloğlu, Devrimler ve Tepkileri, s.298.

(23)

9

yurt gezisinin ilk etabında bulunduğu günlerde Konya ve Aksaray illerini incelemek için Konya Milletvekili Kemal Zaim (Sunel), Aksaray Milletvekili Musa Kazım (Gürel) ve Gümüşhane Milletvekili Hasan Fehmi (Ataç) Beyler görevlendirilmiştir. Milletvekilleri şehirlerin birer ilçesi hariç tüm ilçelerini gezip halkla temas ederek gördükleri durumu rapor halinde CHF Genel Sekreterliğine ve Başbakan İsmet Paşa’ya sunmuşlardır.35

Bu rapora göre; Konya’daki CHF teşkilatı, fırkanın yürüttüğü politikanın esaslarını tam anlamıyla idrak edememiş kişilerden oluşmuş ve bu kişilerin fırka politikasını idrak etmelerini sağlayacak herhangi bir faaliyet de yapılmamıştır. Ekonomik durumun getirdiği sıkıntı ve SCF’nin ekonomi açısından umut vaat eden söylemleri sonucunda CHF Teşkilatındaki üyeler ile bazı yönetim kurulu üyeleri SCF’ye geçmiştir. İkinci kısımda milli kuruluşlardan bahsedilmiştir. Her ilçe merkezinde bir Türk Ocağı bulunmasına rağmen buralarda birkaç kişinin kendi arasında yaptığı sohbet haricinde herhangi bir faaliyet yürütülmediği belirtilerek fırkanın kültür şubesi olan ve geniş bir faaliyet alanı bulunan bu kurumun bu şekilde devam edildiği takdirde tamamen biteceği uyarısı yapılmıştır. Ocaklarda fırkaya bağlılığın zayıf olduğu da vurgulanarak Akşehir Türk Ocağı yönetim kurulunda bulunan 19 kişiden 18’inin SCF’ye geçmesi örnek gösterilmiştir.36

Raporda, 0Muallimler Birliğinden bahsedilerek buradaki öğretmenlerin sadece kendi aralarında mesleki konferanslar şeklinde toplantılar yaptıkları ve halkla herhangi bir iletişim kurulmadığı ifade edilmiştir. Heyet burayı ziyaret ettiğinde yapılan toplantıda CHF ve SCF’nin program ve hedefleri karşılaştırıldığında öğretmenlerin sanki bu tür konuları ilk defa duymuş gibi tepki verdiklerini belirterek kişilerin bilgisiz ve donanımsız olduklarını vurgulamıştır.37

Konya’da spor konusunda ise sadece il merkezinde bir takım küçük faaliyetler haricinde halkın ve gençlerin ilgisini çekecek potansiyelde kayda değer bir unsur bulunmadığını, gençlerin genellikle kahvehanelerde vakit geçirdiği belirtilmiştir.38

35 Benhür-Yüksel, “Belediye Seçimleri Üzerine Bir İnceleme”, s.96. 36 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.3-4.

37 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.4. 38 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.4.

(24)

10

Raporda demiryolu çalışanlarının durumuna da değinilmiştir. Belediye seçimleri sürecinde idari amirler haricinde demiryolu personelinin büyük kısmının SCF’ye geçmiş ve bu kişiler İstanbul’dan Mersin’e kadar inen demiryolunun kendilerine verdiği seyahat kolaylığı sayesinde SCF propagandası yapmışlardır. Bu kişilerin CHF’ye bağlılıklarının sağlanması tavsiye edilmiştir.39

CHF mensuplarıyla yapılan görüşmeler sonucunda tespit edilen şikayetler; memurların ilgisizliği, vergilerin ağırlığı ile hesaplanması ve tevzi usullerindeki bozukluklar, yüksek faizler (banka ve şahıslar), emvali metruke satışlarından doğan problemler ve fırka il kongrelerinde bildirilen isteklerin yanıtsız bırakılması şeklinde toplanmıştır.

Memurlar konusunda; yüksek derecedeki memurların halkın zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için faaliyet göstermek yerine gösteriş yapılabilecek işlere mesai ve para harcadıklarından, daha düşük derecedeki memurların da görevlerini tam yapmamaları ile kendilerini halktan üstün konumda görmelerinden kaynaklı olarak halkın işleri ile gerektiği ölçüde ilgilenmemelerinden dolayı şikayetler sözkonusudur.40

Vergi konusunda ki problemler ise yol vergisi başta olmak üzere oktruva, kazanç, müsekkafat, miras, muamele vergileri ile gayrimenkul fiyatlandırılması konularında toplanmıştır. Bu vergiler arasında en çok problem yaşananı herkesten alınan yol vergisidir. Raporda bu verginin herkesten alındığı belirtilerek en fakir kişinin bile bunu öderken zorlanmayacağı miktarda olması gerektiği ifade edilmiştir. Bu verginin tahsilat meselesinde de; vergiyi nakdi olarak ödemeyi taahhüt eden kişilerin ödeme zamanı para bulamadığı takdirde hapse atılmaları veya yiyecek ununa varıncaya kadar eşyalarının haczedilmesi gibi uygulamalar insanları çok büyük sıkıntılara sokmuştur. Ödemeyi çalışma karşılığında taahhüt edenlerin ise önce çalışmak üzere il dışına sevk edilmesi, sonrasında çalıştırılmayarak geri gönderilmesi sonucunda insanlar yollarda perişan olmalarının yanı sıra vergiyi de nakit olarak ödemek zorunda kalmışlardır. Raporda ayrıca yol vergisinin her şartta tahsil edilmesine rağmen Konya’da herhangi bir şekilde yol yapımı ya da iyileştirilmesi yapılmadığının da altı çizilmiştir.41

39 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.5. 40 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.7. 41 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.7-8.

(25)

11

Faizler konusunda da Osmanlı, İş, Ziraat vs. bankalarının dolaylı yollardan yasal sınır olan %9’un üzerine çıktığı tespit edilmiştir. Bankalar vatandaşların kısa vadeler için aldıkları kredilere komisyon adı altında faiz uygulayarak gerçek faizi %15 ile %24 bandına çıkarmaktadırlar. Bu oran bazı küçük banka şubelerinde %35’i görmüştür. Banka ve faizler konusundaki bir diğer sıkıntı ise bankaların bazı tüccarlara sermayelerinin 2 katı kredi vermesidir. 1929 ekonomik krizinden sonra ürün fiyatlarındaki düşüş nedeniyle borçlular ödeme sıkıntısı çekmeye başlamış, ellerindeki kısıtlı parayı da borçlarının faizini kapatmak için kullanmışlardır. 1930 yılı sonlarına kadar iflas görülmediğini belirten Konya Ticaret Odası Başkanı, bunu tüccar ailelerindeki yardımlaşma kültürüne ve tüccarların evlerindeki bazı eşyaları satarak nakit temin etmesine bağlamıştır. Fakat bunun uzun sürmeyeceği, bir sonraki Haziran ayından itibaren iflasların ardı ardına geleceğini belirtmiştir.42 Yine bu çerçevede Ziraat Bankası da Konyalı çiftçilere

sermayelerinden fazla kredi vermiştir. Ürün fiyatlarındaki düşüş sonucunda ödeme güçlüğüne düşen çiftçilerin borçları faiz karşılığı ertelenmiştir. Fakat ertelemeden önce haciz tarikine başvurulmuştur. Köylülere kredi çekilirken kefil olan muhtarlar, bankalar tarafından sıkıştırılmış ve kendilerinden köylülerin belirli miktarlarda ödeme yapacağına dair taahhüt alınmıştır. Bundan sonra da muhtarların köylüyü sıkıştırması sonucunda köylü borcunu ödeyebilmek için üretimde kullandığı çift hayvanlarını dahi satmak zorunda kalmıştır. Yani haczedilemeyecek mallar dolaylı yoldan sattırılmıştır. Krizden önce kilosu 20 kuruşa alınan tohum faizle beraber 25 kuruşa mal olmuştur. Krizden sonra buğdayın kilosu 5 kuruşa kadar düşmüş, çiftçi 1 kilo tohumu ödemek için 5 kilo buğday satmak zorunda kalmıştır. Bu da ödeme dengesini çok büyük şekilde bozmuştur. Faiz sarmalından şehir ve kasabalardaki esnaf ve sanatkarlarda köylüyle aynı ölçüde etkilenmişlerdir. Dolayısıyla bu faiz meselesinin memleketin tamamını ilgilendiren sosyo-ekonomik bir hale büründüğü ifade edilmiştir.43

Emval-i metruke konusundaki şikayetler krizden önce alınan mülklerin taksitlerinin ödenememesinden kaynaklanmıştır. Krizden önce ihale yolu ile alınan mülklerin taksitleri krizden sonra ödenemez hale gelince Hazine, ilk iki taksitin ödenmesi şartıyla diğer taksitlerin yarısının ödenip kalan yarısının 6 ay ertelenmesi yoluna gittiyse de halk bunu dahi ödeyememiştir. Ödeme yapılmaması nedeniyle icra süreci

42 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.8-12. 43 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.13.

(26)

12

başlatılmıştır. Bu süreçte mevzubahis mülk haczedilerek başkasına 1/3 veya 1/4 fiyatına satılmış, buradan alınan para ilk ihale bedelinden düşülmüş, kalan bakiyenin ilk alıcıdan tahsili yoluna gidilmiştir. Alıcının istenilen parayı ödeyememesi durumunda da tarla veya ev eşyasına varıncaya kadar malı haczedilmiştir.44 Bu mesele halkı fazlasıyla mağdur

etmiştir.

İl kongrelerindeki dilek ve isteklerin dikkate alınmaması konusunun da fırka mensuplarının güvenini zayıflattığına vurgu yapılmış, bunun yanı sıra ülkenin genel durumu hakkında fırka mensuplarının sık sık aydınlatılması gerektiği belirtilmiştir.45

Raporun devamında anlatılan aksaklık ve şikayetlere karşı alınabilecek tedbirler sıralanmıştır. Bunlar idari, kültürel, iktisadi ve fırkayı ilgilendiren tedbirler olarak sıralanmıştır.

Buna göre idari tedbirler kısmında memurlarla ilgili olarak memurlar kanununun tadili, valilerin şahsi otoritelerinden ziyade devlet ve kanun otoritesini sağlamalarını gerektirecek ve keyfi hareketlere imkan bırakmayacak vilayetler umumi idaresi kanununun tadili, küçük dereceli memurların alımında sınav usulü kullanılması ve aday memurluk süresinin 2 yıla çıkarılarak ilk yılın sonunda görevin mevzuatıyla ilgili, ikinci yılın sonunda da görevin sureti, ifası ve muamelatıyla ilgili olarak sınavlara tabi tutulmaları, mesai saatlerinin artırılması ve buna kesinlikle uyulması, idari denetimin artırılması ve dosya işlerinin kolaylaştırılması için çeşitli yenilikler yapılması olarak sıralanmıştır.

Kültürel tedbirler kısmında mevcut mali imkanlar çerçevesinde şehir köy ve kasabalarda eğitim-öğretimin geliştirilmesi, yatılı okullar yerine ziraat ve sanat okulları ile köy öğretmen okulları açılmasının daha faydalı olacağı belirtilmiştir. Türk Ocağı olan yerlerde öğretmenlerin ocak vasıtasıyla, olmayan yerlerde doğrudan halkla temasa geçerek topluma yön göstermesi, öğretmenlere bu konuda rehberlik edecek yayınlar hazırlanması, spor teşkilatının düzenlenip genişletilerek halkın faaliyetlere katılımının sağlanması, yerel yöneticilere talimatname hazırlanarak milli açık hava oyunları ve kır eğlenceleri düzenlenmesi tavsiye edilmiştir. Ayrıca halkın milli ve siyasi terbiyesi için

44 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.13-14. 45 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.14-15.

(27)

13

yayınlar yapılması ile ilkokullardaki dini eğitimin suiistimal edilmemesinin sağlanması önerilmiştir.46

İktisadi konular tüm ülkeye ilgilendirecek kadar geniş olduğundan raporda yer verilmemiştir.47

Fırkayı ilgilendiren tedbirler kısmında da mensupların bağlılıklarını artırmak ve inkılabın mukaddes kabul edilecek esaslarına fırkanın vermekte olduğu önemi vurgulamak adına fırka programının bir an önce yapılması istenmiştir. Ayrıca teşkilatın halk ile temaslarını genişleterek ülke sorunlarının seyrini takip etmesi, yerel sıkıntıları tespit edip merkezle sürekli irtibat halinde olarak halkın sorunlarının çözümüne vesile olunması gerektiği belirtilmiştir. Bunların haricinde her il ve ilçe için senelik çalışma programı hazırlanması, bu programların her sene il kongrelerinde değerlendirilerek halkın ihtiyacına uygun şekilde yeniden şekillendirilmesi ve merkez tarafından tayin edilecek denetçilerle programların uygulanmasını ve genel durumun kontrol edilmesi istenmiştir.48

Bu raporda tespit edilen sıkıntı ve şikayetler sonucunda SCF Konya’da büyük ölçüde destek görmüştür.

B.1931-1935 Dönemi 1. 1931 Seçimleri

1929 Ekonomik krizinin Türkiye’yi etkilemesi sonucu ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar ve devamında gelişen çok partili hayata geçiş denemesi sürecinde yaşanan olaylar halkın mevcut CHF Hükümetine güven duymadığı ve uygulamalarından rahatsız olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Çok partili sürecin 1930 belediye seçimlerinden kısa bir süre sonra 17 Kasım’da SCF’nin kendisini feshetmesiyle son bulması üzerine aynı gün Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, yanında Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, CHF Genel Sekreteri Recep (Peker) Bey ve bakanlık uzmanlarından oluşan kalabalık bir heyetle ülke gezisine çıkmıştır.49

46 Mustafa Arıkan, “Konya ve Aksaray’a Dair 1931 Tarihli Bir CHF Teftiş Heyeti Raporu”, II. Uluslararası

Aksaray Sempozyumu, Aksaray 2017, s.457-458; BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.16-17.

47 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.19.

48 BCA, 30-10-0-0, 79-520-3, s.19-20. Arıkan, “CHF Teftiş Heyeti Raporu” s.459. 49 Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.314.

(28)

14

Gezinin amacı, SCF’nin kısa zamanda topladığı bu büyük taraftar kitlesinin mevcut yönetimin hangi uygulamalarından rahatsız olduklarının tespit edilmesidir.50 17

Kasım 1930’da Ankara’dan yola çıkan heyet gezinin ilk bölümünde Kayseri, Sivas, Tokat, Amasya, Samsun, Trabzon, İstanbul, Kırklareli, Edirne, Bursa güzergahını izleyerek 6 Ocak 1931’de Ankara’ya dönmüştür. 25 Ocak 1931’de ise gezinin ikinci bölümü için Ankara’dan tekrar yola çıkan heyet Uşak, İzmir, Aydın, Denizli, Balıkesir, Antalya, Mersin, Malatya, Dörtyol, Adana, Konya ve Afyon güzergahı ile 3 Mart 1931’de Ankara’ya dönmüştür. Bu gezilerde halkın sorunlarını tespit etmek için halkla birebir iletişime geçmeye çalışılmış, uzmanlar kendi alanlarıyla ilgili sorunları kaydetmiştir.51

Bu şikayetlerin genel sebeplerinden ilki vergilerin ağırlığı ve tahsil memurlarının suiistimalleridir. Ayrıca taşradaki CHF yöneticilerinin fırsatçı kişilerden oluştuğu, belediyeler ticaret odaları, meslek kuruluşları, hayır cemiyetleri gibi kuruluşlara “fırka emridir” diyerek kendi adamlarını yerleştirip menfaat sağlamalarından halk oldukça rahatsızdır. Vergilerin fazlalığı ve tahsil şekillerinden dolayı halkın yaşadığı sorunlar ve ekonomik kriz sonucu oluşan yoksulluk bu durumu iyice körüklemiştir. Tüm bu sıkıntıların birleştiği dönemde SCF’nin ortaya çıkması sonucu zaten var olan memnuniyetsizlik açığa çıkmış ve halk CHF’ye karşı SCF’yi desteklemiştir.52

Mustafa Kemal Paşa’nın büyük yurt gezisine katılan iki müşavirden53 biri olan

İstanbul Liman Şirketi Genel Müdürü Ahmet Hamdi (Başar) Bey, SCF’ye verilen desteği liman işçileri örneğinden açıklamıştır. Buna göre büyük şehirlerde ve özellikle İstanbul’da CHF teşkilatında inkılapçı ve idealistlerden ziyade fırsatçı ve istismarcılar bulunduğundan dolayı halkın CHF’den soğuduğunu, CHF’yi bunlardan ibaret sandığı için SCF’ye yöneldiğini belirtmiştir.54

Mustafa Kemal Paşa, 3 Mart 1931’de Ankara’ya döndüğü gün bakanlar ve CHF ileri gelenleri ile görüşerek seçimlerin yenilenmesi gerektiğine karar verdiğine dair yazıyı CHF Meclis Grup Başkanlığı’na göndermiştir.55 Seçimlerin yenilenmesi için meclis

kararı da gerektiğinden 26 Mart 1931’de CHF Meclis Grup Başkanı Ali (Çetinkaya) Bey

50 Ahmet Hamdi Başar, Atatürk’le 3 Ay, s.21.

51 Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.314; Detaylı bilgi için Bknz: Başar, Atatürk’le 3 Ay, 160 s. 52 Başar, Atatürk’le 3 Ay, s.21.

53 Diğer Müşavir Memduh Şevket (Esendal) Bey’dir. 54 Başar, Atatürk’le 3 Ay, s.7.

(29)

15

TBMM’ye bir önerge vererek seçimlerin yenilenmesini istemiştir. Önerge genel kurulda oylanarak kabul edilmiştir.56

Erken seçim kararının ardından 6 Nisan’da Fırka Divanı, milletvekillerinin de katılımıyla İsmet Paşa Başkanlığında toplanmıştır. Toplantıda milletvekili adayı belirlemede kullanılan ölçütler tartışılarak şu sonuca varılmıştır: Var olan milletvekillerinin çoğunun görevine devam etmesine, mecliste çoğunlukta bulunan meslek gruplarından olan kişilerin, memur ve ordu mensuplarının ve geçmişteki hizmetlerine karşılık olarak kimsenin aday gösterilmemesi ile işçi ve çiftçilerden milletvekili adayları çıkarılmasına karar verilmiştir.57

7 Nisan’da ise Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, Konya ile bazı illerde ikinci seçmen seçimlerinin tamamlandığı ve CHF adaylarının kazandığını Mustafa Kemal Paşa’ya bildirmiştir.58 Bu seçimler sonucunda nüfusu 221.167 olan Konya’dan 1119 ikinci

seçmen seçilmiştir. 59

15 Nisan’da Mustafa Kemal Paşa Başkanlığında Çankaya’da toplanan Fırka Başkanlık Divanı, seçimle ilgili konuları görüşmüş ve SCF yerine yeni bir muhalefet bloğu oluşturulması için karar almıştır. Buna göre mecliste muhalefet oluşturma adına, 22 seçim bölgesinde 30 kişilik kontenjan boş bırakılarak CHF programından ayrı çalışacak bağımsız milletvekillerinin meclise girmesi hedeflenmiştir. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa ikinci seçmenlere yaptığı çağrıda partinin kararına uygun hareket edilerek bağımsız adaylara da oy verilmesini istemiştir.60

19 Nisan’da Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında, Başbakan İsmet Paşa, Bakanlar, TBMM Başkanı Kazım (Özalp) Bey, Başkanvekili Hasan (Saka) Bey, Genel Sekreter Recep (Peker) Bey, TBMM Grup Başkanvekili Ali (Çetinkaya) Bey’in katılımıyla yapılan toplantı sonucunda milletvekili adayları açıklanmıştır.61 Açıklanan

aday listesinde şüphesiz en dikkat çeken isimler çiftçi ve işçi milletvekilleridir. Adayların açıklandığı gün CHF Genel Sekreteri Recep (Peker) Bey, yayınladığı bildiride ikinci

56 TBMMZC, Devre III, Cilt 26, Birleşim 39, s.125. 57 Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.367-368.

58 Cumhurbaşkanlığı Arşivi, EBİS Sıra No:01019537, Ek No:1, Belge Kayıt No:712822. 59 Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.352; Cumhuriyet, 20 Nisan 1931, s.2.

60 BCA, 490-1-0-0, 2-6-9.

(30)

16

seçmen seçimlerinin bittiğini ve 24 Nisan Cuma günü milletvekili seçimlerinin yapılabilmesi için en uzak yerlerden başlanarak ikinci seçmenlerin il merkezlerine çağrılmaya başlanması talimatını vermiştir.62

Milletvekili seçimlerinin yapılacağı gün olan 24 Nisan’da, gecenin ilk saatlerinde CHF Teşkilatına bir genelge yayınlayan Genel Sekreter Recep (Peker) Bey, son oy atılıp sandık kapandığında ve tasnif bitip kazananlar belli olduğunda genel merkeze durumu bildiren kısa bir telgraf gönderilmesini istemiştir. Genelge de ayrıca CHF’ye bağlı ikinci seçmenlerden fırkanın adayını silip başka adaya oy atanların tespit edilmesi ve usulsüzlükler hakkında tezkere gönderilmesi de istenmiştir.63

24 Nisan’da yapılan seçimlerde Konya’dan 11, ülke genelinde ise 317 milletvekili meclise seçilmiştir.64 Konya’da CHF listesindeki 10 milletvekilinden yedisi tekrar, üçü

ise ilk kez seçilmişlerdir. Bunlar Musa Kazım (Gürel), Şaban Sırrı (Höcek) ve Mustafa Lütfi (Eken) Beylerdir. Ayrıca bağımsız adaylar için 1 sandalye boş bırakılmış, 499 ikinci seçmenin oyuyla Ali Haydar Bey bağımsız olarak seçilmiştir.65 Türkiye genelinde ise

Mustafa Kemal Paşa’nın gayet net ifade etmesine rağmen 30 kişilik kontenjandan sadece 20 bağımsız milletvekili seçilebilmiştir.66 1931 seçimlerine katılım bir önceki seçime göre

artarak %45 seviyelerinde gerçekleşmiştir.67

2. 1931 Cumhuriyet Halk Fırkası Kurultayı

4. dönem TBMM milletvekili seçiminden sonra 10-18 Mayıs 1931’de CHF’nin 3. Büyük Kurultayı toplanmıştır. Mete Tunçay bu kurultayın 1923-1946 arasının bir dönüm noktası sayılabileceğinin altını çizerek “bu döneme kadar çeşitli dalgalanmalar, düzeltim hareketleri ve tepkiler olduğunu, 2 kez çok partili hayata geçiş denemesi yapıldığını, fakat bundan sonraki 15 yılın siyasi açıdan hareketsiz geçen tam manasıyla tek parti yönetimi”

62 Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.380. 63 BCA, 490-1-0-0, 2-6-13.

64 Mahmut Goloğlu; Tek Partili Cumhuriyet 1931-1938, Kalite Matbaası, Ankara 1974, s.11. 65 Güneş, Milletvekili Genel Seçimleri, s.386; TBMMA, S.D.N: 824.

66 Hakkı Uyar, “Tek Parti Döneminde Seçimler”, Toplumsal Tarih, S.64, Nisan 1999, s.27. 67 Esat Öz, Tek Parti Yönetimi ve Siyasal Katılım, Gündoğan Yayınları, Ankara 1992, s.160.

(31)

17

olduğunu belirtmiştir.68 CHF bu kongrede ilk defa bir program hazırlamış, 6 ok ilkeleri69

programın ikinci kısmında fırkanın ana vasıflarını oluşturmuştur.70

1930 yılından itibaren değişmeye başlayan ekonomi politikası bu kurultayda resmiyet kazanmıştır. 1923 İzmir İktisat Kongresinde benimsenen liberal görüşe göre devlet, özel girişimleri geliştirme görevini üstlenmiştir. Yani devlet eliyle bir burjuvazi oluşturulmaya çalışılmıştır. Fakat 1929 ekonomik kriziyle özel sermayeye dayalı bu anlayış çökmüştür. Krizin etkileri bir yana bırakılarak düşünüldüğünde 1923-1929 yılları arasındaki ekonomi politikasının hükümetin kalkınma hedeflerine yanıt vermediği ve özellikle sanayileşme konusunda elle tutulur bir faaliyet olmadığı da anlaşılmıştır. Bunun nedenleri arasında da girişimci yetersizliği, teknik bilgisizlik, yabancı sermayenin olumsuz davranışları ve Teşviki Sanayi Kanununun müsait olduğu halde yeterince kullanılmaması gibi etkenler sayılabilir.71

Bu şartlar altında gelinen 1930 yılından itibaren ekonomi politikasındaki liberal eğilim yerini devletçiliğe bırakmaya başlamıştır. SCF’nin kurulduğu günlerde 30 Ağustos 1930’da İsmet Paşa Sivas’ta liberalizmin bizim memlekette kolay olmayacağını, memleketin ihtiyaçları nedeniyle ılımlı devletçilik politikasının takip edileceğini ifade etmiştir.72 1931’de de Mustafa Kemal Paşa İzmir’de fırkanın takip ettiği programın

ekonomik açıdan devletçilik olduğunu belirtmiştir.73

Bu kapsamda 1931’deki CHF Kurultayında fırka programına fırkanın ana vasıfları kapsamına devletçilik ve inkılapçılık eklenmiştir.74 Kurultayda fırka programına

devletçilik ilkesiyle ilgili olarak “Ferdi mesai ve faaliyeti esas tutmakla beraber mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti refaha ve memleketi mamuriyete eriştirmek için milletin umumi ve yüksek menfaatlerinin icap ettirdiği işlerde, bilhassa iktisadi sahada

devleti fiilen alakadar etmek mühim esaslarımızdandır” hükmü konmuştur.75

68 Tunçay, Tek Parti Yönetimi, s.317.

69 Halkçılık, milliyetçilik, cumhuriyetçilik ve laiklik 1927 Kurultayında, Devletçilik ve inkılapçılık ise

1931 Kurultayında kabul edilmiştir. Uyar, CHP, s.80.

70 Mahmut Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet, s.17.

71 Hamza Eroğlu, Atatürk ve Devletçilik, Olgaç Matbaası, Ankara 1981, s.81. 72 Bila, CHP, s.63.

73 Bila, CHP, s.65. 74 Uyar, CHP, s.80.

75 Cumhuriyet Halk Fırkası Nizamnamesi ve Programı, TBMM Matbaası, Ankara 1931, s.31; Yılmaz

(32)

18

Devletçiliğin fırka programına alınması Osmanlı döneminde çağdaşlarından geri kalmış olan Türk toplumunu bir an önce kalkındırmak ve ileri refah seviyesine ulaştırma amacı taşımaktadır.76 Yine programın üçüncü kısmının birinci maddesine “normal sermayenin

yegane kaynağı, milli çalışma ve tasarruftur” hükmü getirilmiştir.77 Bu dönemde

uygulanan devletçilik anlayışında kişilerin özel girişimleri esas tutularak en kısa zamanda halkın refah seviyesinin yükseltilmesi amaçlandığından millet menfaatinin gerektirdiği işlerde devlet ilgili kılınmıştır.78

Türk devletçiliği, Nazi Almanya’sı ve Sovyet Rusya’da uygulanan devletçi sistemlerden etkilenmiş, fakat Türk idarecileri faşist ve komünist sistemlerin ideolojik normlarını törpüleyerek milli bir politika izlemişlerdir.79 Bu nokta aslında II. Dünya

Savaşı’na giden yolda tarafsızlık politikasının anlaşılması açısından da önemlidir. Kurultay’da kabul edilen programın ikinci kısmının ikinci maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti halkın ayrı ayrı sınıflardan mürekkep değil ve fakat ferdi ve içtimai hayat için iş bölümü itibariyle muhtelif mesai erbabına ayrılmış bir camia telakki etmek esas prensiplerimizdendir” denilerek toplumsal sınıf ayrımı yok sayılmıştır. Meslek ve gelir grupları arasındaki farkın vatandaşlar arasındaki iş bölümünden ibaret olduğu ifade edilmiştir.80

İkinci kısmın ikinci maddesinin a bendinde ise “Küçük çiftçiler, küçük sanayi erbabı, esnaf, amele, işçi, serbest meslek erbabı, sanayi erbabı, tüccar, büyük arazi ve iş sahipleri, Türk camiasını teşkil eden başlıca çalışma zümreleridir. Bunların her birinin çalışması, diğerinin ve umumî camianın hayat ve saadeti için zaruridir. Fırkamızın bu prensiple istihdaf ettiği gaye sınıf mücadelesi yerine içtimaî intizam ve tesanüt temin etmek ve birbirini nakzetmiyecek surette menfaatlerde ahenk tesis eylemektir. Menfaatler, kabiliyet ve çalışma derecesiyle mütenasip olur.” denilmiştir.81 Bu madde 1931

seçimlerinde çiftçi ve işçi milletvekillerinin aday gösterilmesindeki nedeni açıklamaktadır. Burada toplumun tüm fertlerinin Türk milletini oluşturan ve birbirini tamamlayan yapıtaşları olduğu belirtilmiştir. Seçimlerde sadece zengin, tüccar ve

76 Eroğlu, Atatürk ve Devletçilik, s.24. 77 CHF Programı, s.32.

78 Eroğlu, Atatürk ve Devletçilik, s.19; Bila, CHP, s.66. 79 Eroğlu, Atatürk ve Devletçilik, s.90.

80 Eroğlu, Atatürk ve Devletçilik, s.38; CHF Programı, s.32. 81 CHF Programı, s.32.

(33)

19

bürokratlar aday gösterilmemiş, çiftçi ve işçi milletvekilleri de aday gösterilerek Türkiye’de toplumsal sınıf ayrımı olmadığı vurgusu yapılmış ve mecliste her zümrenin temsil edilmesi sağlanmıştır.

Yine 1931 Kurultayında, daha önceki (1927) kurultayda parti denetimi altına alınan Türk Ocakları ile ilgili gelişme yaşanmıştır. 10 Nisan 1931’de toplanan Türk Ocakları kongresi kendi kendini feshederek CHF’ye katılma kararı almıştır. 10 Mayıs 1931’de toplanan CHF Kurultayında da bu karar kabul edilmiştir.82 Türk Ocaklarının

kapatılma nedenleri arasında kökeni bağlamında İttihat ve Terakki’nin kültür kurumu olması, Ocak üyelerinin 1930 belediye seçimlerinde SCF’ye verdiği destekle CHF’nin karşısında yer alması, Türk Ocaklarının savunduğu Turancı Türkçülük görüşünün ırkçı-faşist çizgide değerlendirilmesi83 ve mevcut durumun Türk-Sovyet ilişkilerine ters

düşmesi gibi unsurlar gösterilmektedir.84 Ayrıca Çetin Yetkin, Türk Ocaklarının

kapatılmasını parti-devlet anlayışının hayata geçirilmesiyle sonuçlanacak olan sürecin başlangıcı olarak kabul etmektedir.85

Türk Ocaklarının kapatılmasından sonra CHF’nin kültür kurumu olarak 1932 Şubatında Halkevleri kurulmuştur.86 Halkevleri yapılan inkılapları vatandaşlara

benimsetmek amacıyla kurulmuş bir yapıdır. Çünkü SCF deneyiminde anlaşılmıştır ki CHF örgütü, Türk Ocakları ve Muallimler Birliği bu konuda başarısız olmuşlardır. 1 Mart 1932’de CHF bir genelge yayınlayarak her fırka örgütünün kendi bölgesinde bir Halkevi açmasını ve her Halkevinin kendi bölgesindeki tüm vatandaşları ayrım gözetmeden bir araya getirmesi istenmiştir.87 Bunun haricinde dil-edebiyat-tarih konularında da şubesi

bulunan Halkevleri dil devrimi konusuna da katkı yapmıştır. Bu bağlamda 1933 yılında Türk Dil Kurumu Arapça-Farsça kelimelerin Türkçe karşılıklarını bulmak üzere bir dil

82 Uyar, CHP, s.320; Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet, s.9.

83 Bu dönemde dünyada otoriter, totaliter ve faşist yönetimler çoğalmıştır. Bu yönetimlerin kendilerine

bağlı örgütleri bulunmaktadır. Bunlar Benito Mussolini yönetimindeki faşist İtalya’da Kara Gömlekliler, Naziliğin geliştiği Almanya’da S.A (Sturmabteilung) gibi örgütlerdir. Bu örgütler mensup oldukları partileri zor kullanarak ya iktidara getirmişler ya da iktidarlarını sağlamlaştırmışlardır. Yine bu dönemde Japonya’da faşist güçler Başbakanı evinde öldürerek yeni bir hükümet kurulmasını sağlamışlardır. Bu bağlamda Prof. Dr. Ziya Enver Karal ocakların kapatılma nedenlerinden birini 1930 ve 1931 yıllarının Avrupa’da Nazizm ve Faşizmin geliştiği dönem olarak kabul ederek Atatürk’ün Türk gençliğini olası bir faşist tehlikeden koruma hamlesi olarak değerlendirmiştir. Çetin Yetkin, Türkiye’de Tek Parti Yönetimi 1930-1945, Altın Kitaplar, İstanbul 1983, s.58-60.

84 Yetkin, Tek Parti Yönetimi, s.58-60.

85 Uyar, CHP, s.320; Yetkin, Tek Parti Yönetimi, s.63. 86 Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet, s.9.

(34)

20

anketi başlatmıştır. Ankete Konya’dan yoğun ilgi gösterilmiştir. Bu konuda TDK Üyesi ve Konya Milletvekili Naim Hazım Bey Konya Halkevi dil-edebiyat-tarih komitesi başkanlığına teşekkür yazısı yazarak gönderdikleri kelime karşılıklarının TDK tarafından en iyilerinden görüldüğünü belirtmiştir.88

Ekonomide devletçilik ilkesinin benimsenmesiyle birlikte tekeller kurulmaya başlanmıştır. Tekel; belirli bir sahada serbest rekabet şartlarını kaldırarak tek bir müessesenin piyasaya mal vermesidir. 1932 yılında bu işi tam manasıyla eline alan devlet bazı maddelere el koymak, bazılarının imalat ve satışını yapmak, bazılarının da satışını kontrol etmek amacıyla Tekel Genel Müdürlüğünü kurmuştur.89

Tarım alanında devletçilik kapsamında sayılabilecek ilk faaliyet 1932 yılında çıkarılan buğday koruma kanunudur. Bu kanun hükümete buğdayın fiyatını korumak ve düzenlemek amacıyla hükümete buğday alım-satım yetkisi tanımaktaydı. Bu kapsamda Ziraat Bankasına belirlenen yerlerde hükümetin belirlediği fiyat üzerinden ve hükümet adına buğday alım yetkisi verilmiştir. Kanunun amacı çiftçinin buğdayını piyasadan yüksek bir fiyattan alarak buhrandan sonra oluşan fiyat düşüklüğünü engelleyerek çiftçiyi korumaktır.90

Mahmut Goloğlu, 1933 yılından itibaren tek parti yönetiminin iyice rayına oturmasıyla önemli konulardaki kararların fırka grubunda görüşülüp karara bağlanması nedeniyle TBMM’de pek dikkat çekici olayların olmadığını ifade etmektedir.91

3. 1931-1935 Döneminde Konya’nın Genel Durumu

1931 yılı Konya’da ekonomik açıdan kötü geçmiştir. Buğday fiyatlarının düşmesi ve çiftçinin borcunu ödeyememesi üzerine Ziraat Bankası çiftçiden borcuna karşılık buğday alımına başlamıştır. Çiftçinin buğdayını piyasadan biraz daha yüksek fiyata alan banka ayrıca çiftçiye tohum desteği de sağlamıştır.92

88 Babalık, 26 Nisan 1933, No. 4139, s.2.

89 Eroğlu, Atatürk ve Devletçilik, s.113-114. Tekele bağlı maddeler; tütün, ispirto ve ispirtolu içkiler, tuz,

kibrit, çay, kahve, barut ve patlayıcı maddelerdir. Tekel müdürlüğüne bağlı olmayan tekel maddeleri ise ilaç üretim hammaddeleri, afyon, petrol ve şekerdir. Detaylı bilgi için bkz: Eroğlu, Atatürk ve Devletçilik, s.113-124.

90 Eroğlu, Atatürk ve Devletçilik, s.163. 91 Goloğlu, Tek Partili Cumhuriyet, s.77. 92 Babalık, 5 Aralık 1931, No. 3739, s.1.

(35)

21

1932 yılında Hükümet duruma müdahale ederek Buğday Koruma Kanununu çıkarmıştır. Bu kanun buğday fiyatını korumak için Ziraat Bankasına Hükümet adına çiftçiden buğday alımı yapma yetkisi vermiştir.93 Ziraat Vekili Muhlis Bey kanunun

çıktığı ertesi sene köylünün buğdayını Ziraat Bankasına sattığını ve toplanan buğday miktarına bakıldığı zaman kanundan istenilen sonucun alındığını belirtmiştir.94 1933

yılında kuraklığın etkisi sonucu Konya’da saman yetersizliği de oluşmuştur. Başka şehirlerden Konya’ya getirilecek ot ve samanın nakliyesi için Konya Valiliği’nin girişimi sonucunda TCDD, nakliye ücretinde %80 oranında indirim yapmıştır.95 Ayrıca Konya

çiftçisine toplamda 3 milyon kilo tohumluk verilmesi kararı alınmış, dağıtım için 1933 yılı sonunda planlamalar başlamıştır.96

Ziraat Bankası 1933-1934 yıllarında buğday koruma kapsamında alımlarına devam etmiştir. Banka, piyasa fiyatının üzerinde alım yaptığından çiftçilerin neredeyse tamamı ürünlerini Ziraat Bankası’na vermişlerdir. Ziraat Bankası 1934 yılında Konya köylüsünden 9.735.357 kg. buğday alımı yapmıştır. Alınan buğdayın 2.083.662 kg. 141 köyden 5831 çiftçiye tohumluk olarak dağıtılmıştır.97 Aynı yıl tohumluk ihtiyacı bulunan

183 köyden 6868 çiftçiye 2.378.636 kg. tohumluk verilmiştir.98

1930-1935 yılları arasıdaki kuraklık Konya’yı olumsuz etkilemiştir. 1927-28 yıllarındaki kuraklıktan etkilenmeyen Konya Ovası sulama sahası da Beyşehir gölündeki su yetersizliği nedeniyle kuraklıktan nasibini almış ve bölge sulanamaz hale gelmiştir. Konya milletvekilleri Konya Ovası Sulama İdaresinin iyileştirilmesi gerektiğini ve halkın mağduriyetini defalarca meclis gündemine taşımışlardır. Bunun üzerine hükümetin teklifi ile çıkarılan 26 Mayıs 1932 tarih ve 1981 numaralı kanunla Konya Ovası sulama tesisatının köylerdeki düzensiz şebeke kanallarının düzenlenmesi ve yeni kanallar yapılması için 90 bin lira ayrılmıştır.99 1933 yılında ise Konya Ovası Sulama Sisteminin

kaynağı olan Beyşehir gölü iyice kuruduğundan su alınamayacak seviyeye gelmiştir.

93 Resmi Gazete, 10 Temmuz 1932, No.2146, s.1703. 94 Babalık, 23 Mayıs 1933, No. 4158, s.1.

95 Babalık, 17 Eylül 1933, No. 4239, s.1. 96 Babalık, 14 Aralık 1933, No. 4301, s.1.

97 Rahime Hülya Öztürk, “1923-1938 Yılları Arasında Yerel Basında Konya Ekonomisi, S.Ü Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 33, 2015 Konya, s.100; Babalık, 4 Mart 1934, No.4353, s.1.

98 Öztürk, “Yerel Basında Konya Ekonomisi”, s.100; Babalık, 29 Nisan 1934, No.4388, s.1.

99 TBMMA, 1932 Yılı 170 No’lu Bütçe Komisyonu Raporu; Kanunlar Dergisi, C.11, No.1981,

Referanslar

Benzer Belgeler

Örneğin kompozit malzemenin çekme dayanımı yüksek olması ist4enen bir kompozit için katkı malzemesinin matris malzemesine göre daha dayanıklı bir malzemenin

Nâzım Hikmet konusunda yazmak için ölümünün üzerinden elli yıl geçmesini bek­ lediğini söyleyen Taha Toros, “Ben biy ografim efendim, biy ografi yazarıyım” diyor.. yordum

Arkadaşımız Hikmet Çetinkaya “ Menemen’de Bir Devrim Şe- hiti: Kubilay” başlıklı yazı dizisinde görgü tanıklarından Ragıp Dere'den böyle dinlemiştir

Noktaları saat yönünde atılmış netcad projesi ile birlikte dosya içerisindeki tüm belgelerin kaydedildiği CD. Müracaat: Orman

Panelistler Erol Tavmergen, Bülent Gülekli, Cem Demirel, Murat Sönmezer, Emre Göksan Pabuçcu. Konular

Etüd-Araştırma Servisi 11 Konya, 2013 yılında 10’dan fazla fuar düzenlenen Anadolu’daki (İstanbul hariç) şehirlerin ziyaretçi sayısına göre sıralamasında

688 33205 AFKON TARIM KİMYA GIDA İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ AHMET SAYAN Aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları

 Günümüzde Çini Müzesi olarak kullanılan Konya Karatay Medresesi, Türk Günümüzde Çini Müzesi olarak kullanılan Konya Karatay Medresesi, Türk İslam sanatları