• Sonuç bulunamadı

Sosyal Medyanım Kullanım Amaçlarına ve Karşılanan İhtiyaçlarına İlişkin Bulgular Tablo 18: Sosyal Medya Kullanım Amaçları

Günde 20 Defa ve Üzeri 63 12,

4.4. Sosyal Medyanım Kullanım Amaçlarına ve Karşılanan İhtiyaçlarına İlişkin Bulgular Tablo 18: Sosyal Medya Kullanım Amaçları

İletişim n % n %

Evet 384 73,1 Araştırma Yapmak Evet 267 50,9

Hayır 141 26,9 Hayır 258 49,1

Toplam 525 100,0 Toplam 525 100,0

Sohbet

Evet 297 56,6 Alış-Veriş Yapmak Evet 158 30,1

Hayır 228 43,4 Hayır 367 69,9

Toplam 525 100,0 Toplam 525 100,0

Film İzlemek Evet 264 50,3 Müzik Dinlemek Evet 308 58,7

Hayır 261 49,7 Hayır 217 41,3 Toplam 525 100,0 Toplam 525 100,0 Fotoğraf-Video Paylaşmak Evet 287 54,7 Arkadaşlarımın Paylaşımlarından Haberdar Olmak Evet 339 64,6 Hayır 238 45,3 Hayır 186 35,4 Toplam 525 100,0 Toplam 525 100,0

Oyun Oynamak Evet 135 25,7 Paylaşımlarımın

Beğenilme Durumunu Öğrenmek

Evet 172 32,8

Hayır 390 74,3 Hayır 353 67,2

Toplam 525 100,0 Toplam 525 100,0

Sosyal medya yoğun olarak günümüzde kullanılmakla birlikte acaba hangi amaçlarla daha çok kullanılmaktadır? Kullanım amaçları bireysel ihtiyaçların mı yoksa sosyal ilişki ve etkileşimlerin mi merkezinde konumlanmaktadır? Bu soruların cevapları sosyal medya

kullanımını bağlı olarak gerçekleşen sanal sosyalleşme süreçlerinin günümüzdeki sosyalleşme süreçlerindeki yerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.

Sosyal medyanın kullanım amaçlarına ilişkin alan araştırmasıyla elde edilen sonuçlar sosyal medyanın %73,1 ile en çok iletişim kurmak amacıyla kullanıldığı göstermektedir. Sosyal medyanın diğer kullanım amaçlarına dair sıralama ise şu şekildedir: %64,6 arkadaşlarımın neler paylaştığından haberdar olmak, %58,7 müzik dinlemek, %56,6 sohbet etmek, %54,7 fotoğraf- video paylaşmak, %50,9 araştırma yapmak, %50,3 film izlemek, %32,8 kendi paylaşımlarımın beğenilme durumunu öğrenmek, %30,1 alışveriş yapmak ve %25,7 oyun oynamak (Tablo18).

Sosyalleşmenin birinci şartı olan iletişimin sosyal medya kullanım amaçları içinde birinci sırada yer alması günümüzde sanal sosyalleşme süreçlerinin sosyalleşme açısından bir ihtiyaç olarak görüldüğünü göstermektedir. Başka bir ifadeyle sosyalleşme süreçleri tek başına fiziksel sosyalleşme süreçleri ile günümüzde tamamlanamamaktadır. Söz konusu olan fiziksel ve sanal sosyalleşme süreçlerinin birlikte yaşandığı melez sosyalleşme biçimidir. Ayrıca sosyal medyanın kullanım amaçları içerisinde ikinci sırada yer alan arkadaşların paylaşımlarından haberdar olma isteği de yukarıdaki değerlendirmemizi desteklemektedir. Zira sosyalleşme bireysel bir ihtiyaç olmanın yanında başkalarının varlığına bağlı olarak gerçekleşmektedir. Aynı şekilde öğrencilerin yarıdan fazlasının sohbet etme ve fotoğraf-video paylaşım amaçlarına bağlı olarak sosyal medyayı kullanmaları sosyalleşme süreçleri açısından sanal sosyalleşme süreçlerinin önemini göstermektedir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin sosyal medyayı en az alışveriş yapmak ve oyun oynamak amacıyla kullanmaları sosyal medya kullanımında sosyal ihtiyaçların bireysel ihtiyaçlara göre öncelikli olduğunu göstermektedir. Öğrencilerin yarısının sosyal medyayı araştırma yapmak amacıyla kullanması da önemlidir. Bununla birlikte sosyal medya içeriğinin tamamen güvenilir olduğu da söylenemez. Bu durum dezenformasyon dayalı bilgi edinme süreçleri kadar manipülasyona açık bilgi edinme süreçlerine neden olabilir. Ayrıca sosyal medyanın görsellik merkezli içeriği bilgiye ulaşmada kitabın temel kaynak olma özelliğinin ikinci planda kalmasına neden olmaktadır. Gençlerin az kitap okumaları bu açıdan kendi içinde anlamlı görünmektedir.

Yapılan alan araştırması sonuçlarına göre öğrencilerin cinsiyetleri ile sosyal medya kullanım amaçlarından sadece oyun oynamak (x2=22,077a sd=1 p=,000) amacı anlamlı bir

ilişkiye sahiptir. Kadın öğrencilerin %17,3’ü sosyal medyayı oyun oynamak amacıyla kullanmaktadır. Erkek öğrenciler ise %35,2 oranında sosyal medyayı oyun oynamak amacıyla

kullanmaktadır (Ek-2 Tablo 45). Bu sonuçlar oyun oynamak amacıyla sosyal medya kullanımının kadın öğrencilere göre erkek öğrenciler tarafından daha fazla kullanıldığını göstermektedir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin sosyal medya kullanım amaçlarından sadece araştırma yapmak amacı öğrencilerin sınıfları arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (x2=8,371a sd=3

p=,039). Hazırlık ve 1. sınıftaki öğrencilerin %43,5’i; 2. sınıf öğrencilerinin %51,1’i, 3. sınıf öğrencilerinin %53’ü ve 4. sınıf ve üzeri öğrencilerin %62,8’i sosyal medyayı araştırma yapmak amacıyla kullanmaktadır (Ek-2 Tablo 46). Elde edilen sonuçlar sınıf seviyesinin artmasına bağlı olarak sosyal medyanın araştırma amacıyla kullanım oranının da arttığını göstermektedir. Öğrencilerin bölümlerinden mezun olabilmeleri için aldıkları araştırma ödevleri ve bitirme tezleri gibi sorumluluklar, sosyal medyanın araştırma amacıyla kullanımı üzerinde etkili olabilmektedir. Bununla birlikte gözetleme amacıyla yapılan kişisel araştırmaların olmadığı da söylenemez.

Yapılan alan araştırması sonuçlarına göre öğrencilerin alanları ile sosyal medyayı iletişim kurmak amacıyla kullanımları arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (x2=8,667a

sd=3 p=,034). Sayısal alan öğrencileri %76,6; sözel alan öğrencileri %68,7; eşit ağırlık alanı öğrencileri %81,9 ve özel yetenek alanı öğrencileri %67 oranında sosyal medyayı iletişim kurmak amacıyla kullanmaktadırlar (Ek-2 Tablo 47). Elde edilen sonuçlar eşit ağırlık alanındaki bölümlerde okuyan öğrencilerin araştırmaya katılan diğer alanlar içinde sosyal medyayı en fazla düzeyde iletişim kurmak amacı ile kullandıklarını, özel yetenek alandaki bölümlerde okuyan öğrencilerin ise en az oranda sosyal medyayı iletişim amacıyla kullanmayı tercih ettiklerini göstermektedir.

Sosyal medyanın öğrenciler tarafından iletişim kurmak (x2=26,226a sd=10 p=,003),

sohbet etmek (x2=21,019a sd=10 p=,021), oyun oynamak (x2=49,791a sd=10 p=,000) ve araştırma yapmak (x2=20,929a sd=10 p=,022) amacıyla kullanılması ile öğrenim gördükleri

fakülteler arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Sosyal medyayı iletişim kurmak amacıyla en çok %83,1 oranla İİBF öğrencileri kullanmaktayken, bu amaçla sosyal medyayı en az kullanan öğrenciler %46,9 oranla Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencileridir (Ek-2 Tablo 48). Sosyal medyayı sohbet etmek amacıyla en çok %78,4 oranla Turizm Fakültesi öğrencileri kullanmaktayken, sohbet etmek amacıyla sosyal medyayı en az kullanan öğrenciler %40 oranla Veterinerlik Fakültesi öğrencileridir (Ek-2 Tablo 49). Sosyal medyayı oyun oynamak amacıyla en çok %48,6 oranla Turizm Fakültesi öğrencileri kullanmaktayken, bu amaçla sosyal medyayı

en az kullanan öğrenciler %2 oranla Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencileridir (Ek-2 Tablo 50). Sosyal medyayı araştırma yapmak amacıyla en çok %68,8 oranla Eğitim Fakültesi öğrencileri kullanmaktayken, bu amaçla sosyal medyayı en az kullanan öğrenciler %34,7 oranla Fen- Edebiyat Fakültesi öğrencileridir (Ek-2 Tablo 51).

Araştırma sonuçları sosyal medyanın birbirinden farklı amaçlar için kullanıldığını göstermekle birlikte bireysel kullanım amaçlarının sosyal kullanım amaçlarının gerisinde kaldığını göstermektedir. Sosyalleşme süreçleri açısından bu durum önemlidir ve sosyal medyanın günümüzde sosyalleşme süreçlerindeki yerini göstermektedir.

İletişimde her zaman olmasa da '' 'iletme' veya 'alma' niyeti veya amacı'' bulunur. İletişim başkalarına yönelik bir eylem, başkaları ile etkileşim ve başkalarına karşı bir tepki veya bunların tamamından meydana gelebilir (McQuail ve Windahl, 2010: 18). İnsanların gerçekliği belli semboller üzerinden algılaması yönüyle insan için sanallık hep var olan bir fenomendir. Bununla birlikte iletişim biçimlerinin elektronik ortamda bütünleşmesiyle oluşan yeni iletişim sistemini kendinden önceki dönemlerdekilerden ayıran temel nokta ''sanal gerçekliği başlatması değil, gerçek sanallığı inşa etmesidir.'' Gerçekliğin algılanmasında yegâne yolun sanallık olduğu bu yeni dönemde sosyal iletişim sadece elektroniğe dayalı iletişim olarak gerçekleşmektedir. İletişimin temel ögelerinden olan mesaj, sadece multi-medya iletişim sistemi aracılığıyla iletilebilmekte ve sosyal yaygınlaşma şansına sahip olabilmektedir. Bu yeni iletişim sistemi dışında mesajın var olabilmesinin yolu ya bireysel hayal dünyası ya da yüz yüze iletişim kuran marjinal alt kültürlerdir. Yeni iletişim sistemleri çok yönlü ve çok biçimli olma özelliği ile tüm kültürel ifadeleri kapsama ve aktarabilme özelliğine sahiptir. İletişimde söz konusu olan geleneksel kaynaklar yeni iletişim sistemlerinde görünürlük kazarak niteliksel bir dönüşümle etkili olmaya devam etseler de ''insanüstü statülerini yitirirler ''(Castells, 2008: 497- 500).

Sanal kültürün ürettiği sosyalleşme süreçlerinin önemi artmakla birlikte yegâne iletişim ve etkileşim süreçlerinden meydana gelen zorunlu bir süreç olduğu tezi oldukça iddialıdır. Zira yüz yüze iletişim süreçleri insanın sosyo-psikolojik yapısının bir zorunluluğu olarak devamlılığını sürdürmektedir. Bununla birlikte sosyal medya başta olmak üzere yaşamının merkezinde sanal dünyanın yer aldığı özellikle genç nüfusun bir kısmı açısından gerçekliğin algılanmasında sanallığın birincil koşul haline gelmesi söz konusu olabilmektedir. Bu durum patolojiktir, istisnai bir durumdur ve genel genç nüfusun tamamını temsil etmemektedir. Konuyla ilgili olandan daha fazla bir tehlikenin varlığı veya risk algısının oluşturulması

özellikle gençlerin aileleri başta olmak üzere sosyal çevresiyle yapay altyapıya sahip sorunlar yaşanmalarına neden olmaktadır.

Tablo 19: Sosyal Medya Kullanımı İle Karşılanan Psiko-Sosyal İhtiyaçlar

Sosyal Ortam n % n % Evet 217 41,3 Beğenilme/ Takdir Edilme Evet 83 15,8 Hayır 308 58,7 Hayır 442 84,2 Toplam 525 100,0 Toplam 525 100,0 Arkadaş Evet 108 20,6 Özgürlük Evet 101 19,2 Hayır 417 79,4 Hayır 424 80,8 Toplam 525 100,0 Toplam 525 100,0 Duygusal İlişki