• Sonuç bulunamadı

Mabed’in Yıkılmasından Günümüze Kadar Mabed

C. MABED’İN YIKILMASI VE M.S. 70 YILINDAN GÜNÜMÜZE KADAR

3. Mabed’in Yıkılmasından Günümüze Kadar Mabed

Yahudiler, M.S. 132-135 yılları arasında Romalılara yeniden isyan etmiştir.

Romalılar ise bu isyana eşi benzeri görülmemiş bir şekilde cevap vermişlerdir.

Süleyman Mabedi’nin kalan kısımlarını tamamen yerle bir etmişler ve binlerce Yahudiyi diasporaya göndermişlerdir.667 Titus’un saldırısında büyük zarar gören Kudüs’ten arta kalanlar, Roma imparatoru Hodrian’ın gönderdiği kuvvetlerce yok edilmiş ve şehrin harabeleri sabanla sürülmüştür.668

Yahudilerin Süleyman Mabedi’ne olan özlemleri gün geçtikçe artmıştır.

Ancak, İmparator Konstantin’in M.S. 313 yılında Hıristiyanlığı kabul etmesi ve Hıristiyanlığın Kudüs’ü de içine alacak şekilde yayılması sonunda bu şehirde kiliseler ve manastırlar inşa edilmiştir. Bunların neticesinde Yahudilerin, Süleyman Mabedi’nin yıkılışını yılda bir kez anmalarının dışında Kudüs’e girmeleri yasaklanmıştır.669

Tarihi bilgilere göre Kudüs, Araplar tarafından 632 yılında fethedilmiş ve yaklaşık 400 yıl Müslümanlar tarafından idare edilmiştir. Bu dönemin başlarında Yahudilerin, Kudüs’e tekrar yerleşmelerine izin verilmiştir. Ancak, yıllar sonra baş

666 Silver, 256.

667 Nigosian, 39.

668 Besalel, “Bet Amikdaş”, I/111.

669 Besalel, Yahudi Tarihi, 263.

86

gösteren yönetimdeki adaletsizliklerden dolayı, Yahudiler 11. yüzyılın sonlarına doğru bölgeyi terk etmek zorunda kalmışlardır.670

1099 ila 1291 yılları arasında hüküm süren Haçlı yönetiminin Kudüs’ü ele geçirmesiyle Yahudilerin, kutsal kabul edilen bu şehirde ikamet etmeleri yasaklanmış, ancak ziyaret amacıyla buraya gelmelerine izin verilmiştir.671

Kudüs’ün, Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı topraklarına geçmesiyle Yahudiler rahata kavuşmuştur. Süleyman Mabedi’nin bulunduğu bölgenin, Ağlama Duvarı olarak bilinen batı duvarından başka tamamen düz bir arsa olduğu rivayet edilmiştir. Yine rivayetlere göre Batı duvarı tonlarca çöplük altında görünmez bir hale gelmiştir.

O dönemle ilgili ilginç tarihi olayların vuku bulduğu anlatılmaktadır.

Bunlardan birisi de Yavuz Sultan Selim’in Süleyman Mabedi’nin yerini araştırırken başından geçen olaydır. Kavramlar ve Değerler adlı eserde anlatılan olay şöyledir:

“Sultan Selim Mabedin yerini araştırmakta ve bulunmasını istemektedir. Oğlu, sonradan Kanuni Sultan Süleyman olarak şöhret bulacak olan Şehzade Süleyman’la şehirde gezerken; kan ter içinde kalmış, başının üstünde koca bir sepet taşıyan yaşlı bir Hıristiyan kadınla karşılaşmışlardır. Sultan sepette ne olduğunu sorunca; sepetin içinde hayvan gübresi ve çöp olduğunu öğrenmiş, çok şaşırmış ve sebebini sormuştur. Kadın Bet-Lehem’den geldiğini, iki günlük yol aştıktan sonra bu pislikleri, eskiden Yahudilerin Kutsal Mabedi’nin bulunduğu yere dökeceğini, bunun Hıristiyan din adamları tarafından emredildiğini ve yüzyıllardır, 30 günde bir bu yere hayvan pisliklerinin ve çöplerinin dökülmesiyle buranın yok edilmesine gayret ettiklerini, böylece Yahudi Tapınağının anısının tamamen unutturulmak istendiğini anlatmıştır. Sultan soruşturmuş ve kadının dediklerinin doğru olduğunu anlayınca, emirler verip altın gümüş sikkelerle dolu birçok kesecik hazırlatarak, çöplük yığınının değişik yerlerine gömdürmüş, “Altını bulan alsın” diyerek fakir halka kova ve kürekler dağıtmış ve böylece pislik dağının boşatılmasını sağlamış. Ayrıca kendi de eline kazma kürek alıp taşlaşmış çöpleri boşaltırken şöyle bir ferman okutmuş;

“Her kim padişah sever de onu memnun etmek isterse yaptıklarına baksın ve onun gibi yapsın!” Sonuç olarak on bini aşkın insan, otuz gün süreyle hiç durmadan çalışarak o koskoca pislik dolu tepeyi dümdüz etmiş ve “Kotel Ha-Maaravi / Batı Duvarı” bugünkü haliyle dimdik meydana çıkmış. Yavuz Sultan Selim Tapınağın

670 Besalel, Yahudi Tarihi, 263.

671 Besalel, Yahudi Tarihi, 74.

87

eski yerinin güzelce temizlenmesini, duvarının da gül suyuyla yıkanmasını emretmiştir.”672

20. yüzyıla gelindiğinde ise Kudüs’ün statüsü değişmiştir. Yahudiler Ağlama Duvarı’da istedikleri zaman dua etme imkanı bulmuştur. İsrailoğulları’nın bu konuma gelmesi ise büyük mücadeleler neticesinde olmuştur. Yahudilerin bugünkü konumunu anlamak için 19. yüz yıldan itibaren yaşananlara bir göz atmak faydalı olacaktır.

1850’li yıllardan itibaren, Yahudiler tarafından İsrail toprakları olarak nitelendirilen Filistin bölgesinde, Yahudi nüfusu çoğalmaya başlamıştır.673 Bu nüfus artışı, Birinci Dünya Savaşından sonra Filistin topraklarına egemen olan İngiltere tarafından çeşitli gerekçelerden dolayı 1939 yılında engellenmeye çalışılmıştır.

Ancak, alınan önlemler faydalı olmamış ve dünyanın değişik yerlerinden göç eden Yahudiler bu bölgeye kaçak olarak gelmeye devam etmişlerdir.674 Bu tarihlerde, Yahudiler, Ağlama Duvarı’nın önünde gün boyunca dua etmiş ve İngilizler’in 1929 yılında yasaklamasına rağmen bayram günlerinde şofar çalmışlardır.675

Ortadoğu’da Yahudilerin nüfusunun hızlı bir şekilde artması bu bölgedeki siyasi dengeleri bozmuştur. Bu soruna çözüm bulmak için çalışmalar yapan Birleşmiş Milletler, Kudüs’ün de içinde bulunduğu Filistin’in, Kudüs’ün milletlerarası statüye sahip olması şartıyla Yahudiler ve Araplar arasında paylaştırılmasına karar vermiştir. Bu karar üzerine İngiltere, bu bölgeden çekileceğini duyurmuştur. Bu çekilme işinin tamamlanmasından bir gün önce de İsrail devleti 14 Mayıs 1948 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiştir.676

İsrail Devletinin kurulmasının ardından Yahudilerle Araplar arasında vuku bulan savaşlardan İsrail devleti her zaman zaferle çıkmıştır. Ancak, 2 Kasım 1947 yılında BM, Ağlama Duvarı’nın da içinde bulunduğu Doğu Kudüs’ü Araplar’a bıraktığından677 Yahudiler 1967 yılına kadar Kudüs’e tam olarak sahip olamamıştır.

İsrailoğulları, İsrail devleti ile Araplar arasında 1967 yılında yapılan ve “Altı Gün Savaşı” olarak tarihe geçen muharebe neticesinde, yaklaşık 19 asır uzak kaldıkları Kudüs’e, dolayısıyla Süleyman Mabedi’nin bir zamanlar üzerinde bulunduğu ve M.S. 70 yılında yıkılmasıyla sadece Batı Duvarının yer aldığı topraklara sahip

672 Alalu, 206-207.

673 Bkz. Besalel, Yahudi Tarihi, 95-99.

674 Ekrem Memiş, Kaynayan Kazan :Ortadoğu, Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya 2002, 93.

675Alalu, 207.

676 Bkz. Memiş, 94.

677 Besalel, “Bet Amikdaş”, I/ 115.

88

olmuştur.678 Bu savaş sonunda İsrail askerleri, Ağlama Duvarı’nın önünde toplanmış ve uzun yıllar sonra İsrail ordusunun başhahamı tarafından şofar çalınmıştır.679 Yahudiler, bu tarihten günümüze kadar da her türlü siyasi baskıya rağmen Kudüs’ü bırakmamış ve Ağlama Duvarı’nın önünde dua etmeye devam etmiştir.

D. GÜNÜMÜZDE MABED’İN YENİDEN YAPILMASI DÜŞÜNCESİ