• Sonuç bulunamadı

İkinci Mabed’in İnşasından Herod’un Mabed’i Yıkıp Yeniden İnşa Etmesine

B. BABİL SÜRGÜNÜNDEN ROMA DÖNEMİNE KADAR MABED

4. İkinci Mabed’in İnşasından Herod’un Mabed’i Yıkıp Yeniden İnşa Etmesine

Babil sürgünü dönüşünden sonraki döneme ait Yahudi tarihi ve Süleyman Mabedi hakkında kesin ve yeterli bilgi bulunmamaktadır.511 Ancak iki şeyin kesin

502 Ezra 6: 3.

503 Stinespring, 548.

504 İkinci Mabed’de Ahit Sandığı’nın olmamasına rağmen Tanrı’nın inayetinin Mabed’i dolduracağı (Hezekiel 44: 4) ve orada ikamet edeceği belirtilmiştir (Hezekiel 43:7); ayrıca bkz. Güç, Dinlerde..., 127.

505 Stinespring, 550; ayrıca bkz. Kenedy-Snaith, 964.

506 Besalel, “Bet Amikdaş”, I/ 115.

507 Bkz. Ezra 5: 8; 6: 4.

508 Bkz. Ezra 1: 4; 3: 7.

509 Stinespring, 548.

510 Besalel “Bet Amikdaş”, I/ 111.

511 Bkz. Oesterley, 5.

63

olarak bilinmektedir. Bunlardan birincisi, Kudüs’e dönmeyi çok istemelerine rağmen bazı Yahudilerin, Babil’de kalmayı tercih ettikleri, diğeri ise, zaman içerisinde Yahudilerin dinsel ve sosyal yaşamlarında bozulmalar olduğudur.

Babil’de yaşayan bazı Yahudilerin ekonomik durumları oldukça iyi seviyelere gelmişti. Bir çok Yahudi, Babil’in özel konumu ve tüccarlar şehri olmasından dolayı ticaret sayesinde zengin olmuştu.512 Bunun yanında, Babil’de kalmayı tercih eden Yahudilerden kimileri, Pers hükümetinde yüksek mevkilere gelme şansını elde etmişti.513 Sürgün esnasında Yahudilere karşı herhangi bir ayrım yapılmamış, onlar ticarette ve diğer alanlarda yerli halk ile aynı muameleye tabi tutulmuştu. Bu nedenle, sahip oldukları zenginliklerinden ve zamanla kazandıkları rahatlıklarından dolayı kimi Yahudiler, Tanrı’nın vaat ettiği kutsal topraklara dönmemişti.514 Geri dönen Yahudilerin bazıları dindarlıktan, bazıları da Kudüs’te daha iyi bir iş kurup daha çok gelişme gösterme düşüncesinden dolayı gelmişti.515

Yahudiler, sürgün boyunca, Süleyman Mabedi’nin yıkılmasının ve sürgüne gitmelerinin sebeplerini düşünmüş ve hatalarının farkına vararak kendilerine çeki düzen vermiştir. Tanrı da Yahudilerin hem dinsel hem de sosyal anlamda kendilerini yenilemeleri için onlara yardım etmiştir. Bunun için Tanrı, kendi ruhunu Yahudilerin içine koymuş, emirlerinin ve ilkelerinin Yahudilerce yerine getirilmesi için gerekli olan şartları sağlamıştır.516

Her zaman olduğu gibi belli bir rahatlığa kavuşan Yahudiler, Süleyman Mabedi’nin yıkılmasından sonra kendilerine büyük nimetler517 bahşeden Tanrı’nın isteklerine sıkı sıkıya sarılmamış ve daha önce atalarının yaptıkları gibi kısa zamanda yeniden dinsel ve sosyal alanda gevşeklik göstermiştir.518 Özellikle kahinlerin, Musa’nın emirlerine aykırı olmasına rağmen, istedikleri şekilde Yahudi olmayan

512 Margolis-Marx, 116.

513 Matthews, 159-160. Babil sürgününden sonra, Pers Kralı’na Kudüs’e gitmek istediğini söyleyen Nehemya, kralın yanında çalışmış (Nehemya 2: 1: 6.), kralın izni ve kendi isteğiyle Yahuda’da on iki sene valilik yapmıştır (Nehemya 5: 14).

514 Bkz. Matthews, 166-168.

515 Matthews, 169.

516 Hezekiel 36: 24-27.

517 “Şimdiyse Tanrımız RAB bir an için bize acıdı. Sürgünden kurtulan bir azınlık bıraktı bize. Kutsal yerinde sarsılmaz bir destek verdi. Gözlerimizi aydınlattı. Köleliğimizden bize yenilenme fırsatı sağladı. Köle olduğumuz halde Tanrımız bizi köle bırakmadı. Pers krallarının bize iyi davranmasını sağladı: Tanrımız’ın Tapınağı’nı yeniden kurmak için bize yenilenme fırsatı verdi.

Yeruşalim’de (Kudüs) ve Yahuda’da bize bir korunma duvarı verdi.” (Ezra 9: 8-9).

518 Ezra 9: 1, 3; Sürgünden dönen Yahudilerin bu şekilde davranacakları Tanrı tarafından, Yahudilerin sürgünde olduğu bir zamanda bildirilmiştir (Hezekiel 39: 26).

64

komşulardan kızlar alarak evlenmeleri519 Yahudi dini hayatındaki bozulmaların en büyük örneği olmuştur. Kahinlerin bu davranışları karşısında, Yahudi tarihinde daha önce eşine rastlanılmamış bir yere sahip olduğu belirtilen Ezra, Babil’den hem kahinler arasında zuhur eden bu durumu düzeltmek hem de diğer dini hususlarda Yahudileri uyarmak ve onlarla Tanrı adına yeniden antlaşma yapmak için M.Ö. 458 yılında Kudüs’e gelmiştir.520

Pers Kralı’nın kendisine verdiği geniş yetkilerle521 Babil’den gelen ve Tevrat’ı çok iyi bilen522 Ezra, kendisini Tevrat’ın, kutsal topraklarda öğretilmesi için adamıştır.523 Yahudiler, Ezra’nın üstün çalışmaları neticesinde yaptıklarının yanlış olduğunun farkına varmıştır. Ezra’nın başkanlığında Tanrı’ya günahlarını itiraf eden524 Yahudiler, Tanrı’yla olan antlaşmalarını yeniden onaylamıştır. Buna göre, Tanrı’nın Musa aracılığıyla gönderdiği yasaya göre yaşayacaklarına, Tanrı’nın bütün emirlerine, ilkelerine ve kurallarına uyacaklarına dair yemin etmişler, uymayacak olanları da lanetlemişlerdir. Bununla birlikte, Yahudiler sürgün sonrasında, sosyal anlamda kendi içlerine kapanmıştır.525 Komşu milletlerden kız alıp vermeyeceklerine,526 Şabat günü ya da kutsal bir gün eşya veya tahıl satmak isteyen olursa almayacaklarına, yedi yılda bir toprağı sürmeyeceklerine ve bütün alacaklarını sileceklerine dair Tanrı’ya söz vermişlerdir. Bunların yanında Süleyman Mabedi’nin muhtelif giderlerinin karşılanması için her yıl belli miktarda para vereceklerini söyleyen Yahudiler, Süleyman Mabedi’ndeki sunakta yakılmak için getirilecek odunların tedarik edilmesi görevini de kendi üzerlerine almıştır. Topraktan ve ağaçlardan elde edilen ilk ürünlerin Süleyman Mabedi’ne götürülmesi, ilk doğan oğulların, hayvanların, ilk doğan sığırların ve davarların Mabed’de görev yapan kahin ve Levililerin hizmetine verilmesi de Yahudilerin Tanrı’yla yaptıkları

519 Hollis-Brownrigg, 46. Süleyman Mabedi kutsal olduğundan orada dini ritüelleri yerine getiren kahinlerin de kutsal olmaları gerekiyordu. Kahinler, Yahudi ve bakire olan kızlarla evlendikleri takdirde kutsallıklarını koruyabiliyorlardı. Bundan dolayı kahinlerin dul kadınlarla ya da başka milletten bakire kızlarla evlenmeleri yasaklanmıştır (Levililer 21: 14, 15). Ancak kahinler, eski kocası kahin olan dul bir kadınla evlenebilirdi (Hezekiel 44: 22). Bununla birlikte, sonradan Yahudi olan kadın, Yahudilikteki bütün haklardan yararlanabilmesine rağmen yine de kahinlerle evlenemezdi (Yusuf Besalel, “Yahudilik Dinine Geçmek”, YA, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş., İstanbul 2002, III/ 761).

520 Bkz. Ezra 7 ila 10. bablar.

521 “Ben, Kral Artahşasta (Pers Kralı), Fırat’ın batı yakasındaki bölgenin bütün hazine görevlilerine buyruk veriyorum: Gökler Tanrısı’nın Yasası’nın bilgini Kâhin Ezra’nın sizden her istediğini özenle yerine getirin.” (Ezra 7: 21); ayrıca bkz. Ezra 7: 11-26.

522 Ezra 7: 11.

523 Ezra 7: 10.

524 Bkz. Nehemya 9. bab.

525 Ezra 10: 11.

526 Nehemya 10: 30.

65

antlaşmanın bir parçası olarak zikredilmiştir. Süleyman Mabedi ile ilgili çeşitli işleri yerine getireceklerini söyleyen Yahudiler, bundan sonra Tanrı’nın Mabedi’ni ihmal etmeyeceklerini, gereken özeni göstereceklerini ifade etmiştir.527

Ezra ve çalışmaları esnasında onun yanında olan Nehemya, Süleyman Mabedi’ndeki ibadetlerin yerine getirilmesinde önemli bir yere sahip olan kahinlerin ve Levililer’in soyağacının dikkatle tespit edilmesinde, çeşitli Mabed görevlilerinin ve personelinin uygun bir şekilde dağıtılmasında önemli rol oynamıştır. Ezra ve Nehemya’nın528 üstün çalışmaları neticesinde Süleyman Mabedi, İkinci Mabed’in tekrar açılışından takriben 70 yıl sonra, Yahudi tarihindeki merkezi rolünü tekrar kazanmıştır.529

Yahudi tarihinde Ezra ve Nehemya’nın çalışmalarından sonraki dönem ile ilgili bilgilerin yok denecek kadar az olduğu söylenmektedir.530 Özellikle Helenistik dönemin başlarını da kapsayan M.Ö. 400-200 yılları arası, Yahudi tarihi açısından kayıp yıllar olarak nitelendirilmektedir. Yahudilerin, iki asırlık bu dönemi, muhtemelen huzurlu bir şekilde geçirdikleri, bu nedenle Yahudi tarihçilerinin kaydetmesini gerektirecek herhangi büyük bir olay olmadığı belirtilmektedir.

Yahudilerin, kendilerine hükmeden idareciler arasında en çok Perslileri sevdikleri, onlara karşı herhangi bir isyana girişmedikleri gibi Mısır’da baş gösteren isyanların bastırılmasında da Perslilere yardım ettikleri söylenmektedir. Yahudilerin, dini anlamda ise hem Yahuda bölgesinde hem de Pers İmparatorluğu’nun diğer bölgelerinde ibadetlerini yerine getirmede özgür oldukları ifade edilmektedir.531 Özellikle, Süleyman Mabedi ile ilgili bilgilerin bulunmaması, Mabed’in Ezra ve Nehemya’nın bıraktığı şekilde, ne yapısal ne de dinsel anlamda zarar görmeden uzun yıllar boyunca devam ettiğini göstermektedir.

a. Hellenistik Dönem (M.Ö. 331-67)

Büyük İskender’in fetihleri ve kendisinden sonra gelen yöneticilerin sayesinde Helenistik kültür, doğu dünyasına büyük oranda egemen olmuştur.

Helenistik kültür Yahudileri de asimile etmeye başlamıştır. O zamanki Yahudi

527 Bkz. Nehemya 10: 28-39.

528 Yahudiler, Ezra’nın huzurunda yaptıkları antlaşmadan soran yine dinsel ve sosyal alanda zafiyetler göstermiştir. Bunun üzerine Nehemya çalışmalarına tekrar başlamış ve Yahudiliği eski saflığına kavuşturmuştur (Bkz. Nehemya 13. bab).

529 Besalel,“Bet Amikdaş”, I/ 111.

530 Oesterley, 5.

531 Paul Johnson, A History of The Jews, Harper & Row Publishers, New York 1987, 87.

66

mütercimlerden bazılarının yaptığı çeviri çalışmalarında “Sinagog” ve “Sanhedrin”

gibi kelimelerin geçmesi Helenistik kültürün Yahudi dini hayatına yavaş yavaş girdiğini göstermektedir.532 Bu durum, Yahudilerin, Helenistik kültürün etkisinin nereye kadar Yahudilik için kabul edilebilir olduğu noktasında sorunlar yaşamasına yol açmıştır.

Helenistik krallar Süleyman Mabedi’ne büyük bir saygı duymuşlar ve sayısız hediyeler vermişlerdir. Helenistik krallar arasında en dikkat çeken ise III. Antiokhos olmuştur. Yahudilere karşı oldukça müşfik ve cömert olduğu belirtilen III.

Antiokhos, döneminde yapılan askeri harekatlara Yahudilerin uyum sağlamasından dolayı bir teşekkür olarak, Süleyman Mabedi’nin çevresindeki alanın kutsallığının güvenceye alınmasını emretmiştir. Bunun yanında, kentin varoşlarına sokulmaması gereken kaşer (helal) olmayan hayvanların listesini de tebliğ ettirmiştir.533 Ayrıca, Yahudilere, kendi gelirinden, Süleyman Mabedi’nde kullanılması için şarap, yağ, un, tuz gibi gıda maddelerine ilaveten Mabed’in tamiri için gerekli olan keresteleri vermiştir. III. Antiokhos, kendisinden önceki Pers kralları gibi Süleyman Mabedi’nde çalışanlardan ve Yahudi din alimlerinden vergi almayarak Yahudilere, özellikle de Süleyman Mabedi’ne gösterdiği saygıyı ifade etmiştir.534

Antiokhos’tan sonra gelen VI. Seleucus, selefinin yolundan giderek Yahudilere karşı ılımlı bir politika takip etmiştir. Ancak VI. Seleucus’un bu hoşgörüsü ve saygısı fazla uzun sürmemiştir. Ekonomik sıkıtılar yaşadığı bir dönemde bazı görevlilerini Kudüs’e göndererek Süleyman Mabedi’nin hazinesinde bulunan değerli eşyaları aldırtmıştır. Bu durum, Selevkos hanedanlığının, başlarda, Yahudilere karşı gösterdiği ılımlı politikanın değişmeye başladığının ilk işareti olarak görülmüştür. IV. Antiokhos Epiphanes’in kral olmasıyla Yahudilere uygulanan politika, kökten bir değişikliğe uğramış ve böylece,Yahudiler için baskı ve zulüm dönemi başlamıştır.535

IV. Antiokhos Epiphanes’in, Selevkos kralı (M.Ö. 175) olması, Yahudilerin yaşamını derinden sarsmıştır. Yahudilerden nefret eden, Yahudi din ve geleneklerini yok etmek için elinden gelen her şeyi yapan IV. Antiokhos Epiphanes, Helenistik kültürü Yahudi dini hayatında baskın hale getirmeye çalışmıştır. Bunun yanında, her

532 Hollis-Brownrigg, 48-49.

533 Besalel,“Bet Amikdaş”, I/ 111.

534 Yehoshua M. Grintz, “Temple, Second Temple, Hellenistic Period”, EJD, Keter Publishing House Jerusalem Ltd., Ed. Celil Rotf vd., Jerusalem 1978, XV/ 958.

535 Grintz, “Second...”, XV/ 958.

67

tarafa Helen heykel ve tapınakların inşa edilmesinden Yahudiler için hayati önemi haiz olan Süleyman Mabedi’nin, Zeus ve Olimpia’ya ithaf edilmesine karar vermesine kadar çok değişik çalışmalarda bulunmuştur.536

IV. Antiokhos, Süleyman Mabedi’nin Baş Kahin’i olan IV. Onias’ı görevinden alarak yerine Helenist eğilimleri olduğu bilinen Yehoşua’yı baş kahin olarak görevlendirmiştir. Yehoşua, Kudüs’ü, Antioh adını vereceği bir Helen şehri yapmak için geniş çapta çalışmalar başlatmış, sosyal ve kültürel faaliyetlerinin merkezi olacak bir kurum ortaya çıkartarak Süleyman Mabedi’nin öneminin büyük oranda azalmasına neden olmuştur. Sonraki yıllarda Süleyman Mabedi’nin içine Helenistik kültüre ait paganist unsurlar yerleştirilmiştir.537 Bu da, zamanla, geleneksel Yahudi bayramlarının tamamen ihmal edilmesine ve Mabed ibadetlerinin terk edilmesine yol açmıştır.

Helenistik kültürün, Yahudi din hayatında egemen olmasına ve Süleyman Mabedi’nin her geçen gün önemini kaybetmesine daha fazla dayanamayan Yahudiler, IV. Antiokhos’a karşı ayaklanmışlardır. IV. Antiokhos, bu isyan karşısında Kudüs’e yürümüş, Süleyman Mabedi’ni ele geçirip burada bulunan altın sunağı, altından yapılmış bazı eşyalarla birlikte Süleyman Mabedi’nde ibadet için kullanılan kapları ve ele geçirdiği değerli olan her şeyi alıp götürmüştür. Üstelik, Mabed’de icra edilen kurban ibadeti yasaklanmış, bunun yerine Yahudileri derinden sarsacak olan domuzların kurban edilmesi uygulaması başlatılmıştır. Yakmalık sunağının yerine de başka bir sunak yapılıp Süleyman Mabedi, Zeus adına ithaf edilmiştir.

Bu zulme daha fazla dayanamayan Yahudiler, Makabiler’in liderliğinde, Haşmonay ailesinden Matatyau ve oğullarının dağa çıkmasıyla patlak veren bir isyan başlatmıştır. Ancak, Yahudiler bu isyanın cezasını daha sonra ağır bir şekilde ödemiştir. Öyle ki, çocuklarını sünnet ettiren kadınlar ölümle cezalandırılmış, yeni doğan çocuklar boyunlarından asılmış, bir çok Yahudi katledilmiş ve evleri yakılmıştır. Fakat bütün bunlara rağmen Yahudiler, inançlarından ve mücadelelerinden taviz vermemiştir. Yahudilerin büyük bir kısmı, hiçbir yiyecek bulamadıkları zamanlarda helal olmayan etleri yiyerek kirlenmektense ölmeyi tercih etmiştir. Geriye kalan Yahudiler de çöllere kaçarak hayatlarını kurtarmaya çalışmıştır. Yahudilerin, Süleyman Mabedi’ne karşı yapılan saygısızlıklara daha

536 Alalu, 60.

537 Alalu, 204.

68

fazla dayamayıp başlattıkları isyan her şeye rağmen sonunda hedefine ulaşmıştır.

Yuda Makabi, Kudüs’ü yeniden ele geçirmiş, Helenistik unsurlarla kirlenmiş olan Süleyman Mabedi’ni, Yahudi inançlarına uygun olarak temizleyip Yahudilerin ibadetine açmıştır.538

Yahudi tarihindeki önemli olaylardan biri olarak nitelendirilen ve bir çok Yahudinin canına mal olan bu isyanın başarıya ulaşması, günümüze kadar Hanukka Bayramı539 adı altında kutlanmıştır. Bu olayın ardından egemenlik 100 sene kadar Haşmonay ailesinin elinde kalmıştır. Yahudiler, bu zaman zarfında ibadetlerine kesintisiz bir şekilde devam etmiş ve Kudüs’te çeşitli mimari çalışmalarda bulunmuştur.

Yahudiler arasında zuhur eden huzur fazla uzun sürmemiştir. Zira, giderek büyüyen ve güçlenen Roma devletinin politikasına göre, Roma’ya karşı bölgede tehdit olacak her türlü unsurun zayıflatılması ve ortadan kaldırılması gerekmekteydi.

Zamanında Roma devleti için bir tehdit olan Selevkos hanedanlığına karşı Yahudilerin verdiği mücadele takdirle karşılanmışken, Yahudilerin giderek güçlenmesi, Roma Devleti tarafından yeni bir tehdit sinyali olarak algılanmıştır.540 Bu nedenle Haşmaonay ailesinde baş gösteren liderlik çekişmesini fırsat bilen Roma kuvvetleri Kudüs’ü ele geçirmeye karar vermiştir.541

b. Roma Dönemi(M.Ö. 67- M.S. 324

Yahudilerin, Makabilerin liderliğinde IV. Antiokhos Epiphanes’e karşı başlattıkları isyanın zaferle neticelenmesinden yaklaşık bir asır sonra Romalılar Kudüs’e gelmiş ve Kudüs, Roma generali Pompey tarafından M.Ö. 63 yılında fethedilmiştir.542 Pompey, Yahudi inancına göre senede sadece bir defa girilen Süleyman Mabedi’ndeki Kutsallar Kutsalı’na girerek Yahudilere karşı büyük bir saygısızlıkta bulunmuş, kurban ibadetini durdurup baş kahin de dahil olmak üzere kendisine karşı gelen herkesi öldürtmüştür. Ancak, Süleyman Mabedi’ni talan

538 Hollis-Brownrigg, 48-49.

539İbranice bir sözcük olan “Hanuka”nın, “ithaf etme, tahsis etme” anlamlarına geldiği bildirilmektedir. Yahudilerin IV. Antiokhos Epiphanes’e karşı başlattıkları mücadelenin zaferle neticelenmesi ve Süleyman Mabedi’nin bu zaferin akabinde gerekli şekilde paganizm unsurlarından temizlenmesiyle Mabed’in yeniden ibadete açılmasını kutlamak amacıyla ortaya çıkan ve Kislev ayının 25. günü başlayıp sekiz gün boyunca kutlanan bayrama denilmektedir.

540 Bkz. Johnson, 109.

541Shaye J. D. Cohen, “Roman Domination, The Jewish Revolt and the Destruction of the Second Temple”, Ancient Israel, Ed. Hershel Shanks, Biblical Archaeology Society, Washington D.C.

1999, 266.

542 Bkz. Peter Richardson, Herod: King of the Jews and Friend of the Romans, University of South Carolina Press, Columbia 1996, 240.

69

etmeyen Pompey, burada eda edilen ibadetlerin yerine getirilmesine de daimi olarak engel olmamıştır. Pompey’in Kudüs’ü ele geçirmesinden birkaç yıl sonra, ondan daha acımasız ve zalim olan Crassus, Kudüs’e gelmiştir. Süleyman Mabedi’ne saldıran Crassus, değerli olan ne varsa alıp götürmüştür. Crassus’dan sonra gelen Roma Kralı Julius Ceasar ise Yahudilere karşı kendisinden önceki krallardan farklı olarak ılımlı bir politika takip etmiştir. Julius Ceasar’ın da rızasıyla Gelile’ye önce yönetici, sonra bütün bölgenin kralı olan Herod, kendisinden önceki kral gibi Yahudilere hoşgörülü yaklaşmıştır.543 30 yıldan fazla (M.Ö. 37-4)544 Yahudilerin idaresini elinde bulunduran Herod’un ölümü ile Kudüs’te Romalı valiler dönemi başlamıştır. Bu dönem Süleyman Mabedi’nin M.S. 70 yılında yıkılmasına kadar devam etmiştir.