• Sonuç bulunamadı

2.4. TERÖR/TERÖRİZMİN NEDENLERİ

3.1.3. Sri Lanka’nın Terörle Mücadelesi

3.1.3.1. LTTE / Liberation Tigers of Tamil Eelam (Tamil Eelam Kurtuluş

20. yüzyılda yaygın olarak görülen etnik ayrılıkçı terör olayları Sri Lanka ülkesinde de vuku bulmuştur. Ülke, uzun ve zor bir terörle mücadele süreci geçirmiştir. Sinhalar olarak bilinen ülkedeki çoğunluk ile en büyük azınlık olan Tamiller arasında 1980’lerde şiddet eylemlerinin artmasıyla terör olayları baş göstermiştir. İngiltere tüm sömürgelerinde uyguladığı taktiği Sri Lanka’da da uygulamış ve azınlıkları çoğunluğa karşı desteklemiştir. Bunu ilk olarak Hindistan’dan işçi olarak getirdiği Tamiller’in nüfusunu arttırarak yapmıştır. Bölgede kahve ve çayın üretildiği yerlerde Sinhalalar ve Hindistan’dan gelen Tamiller çalıştırılmaya başlanmıştır. Bu durumdan pek hoşnut olmayan ülkenin kuzeyinde yaşayan etnik Tamiller ise İngiliz misyonerlerin açtığı okullara yönelmişler ve bir süre sonra kamu yönetiminde, ticarette, sağlık, bankacılık ve hukuk gibi alanlarda yükselmeye başlamışlardır. Müslümanların, Hintlilerin ve Tamillerin ülkede önemli işlerde çalışması ve Sinhalaların bu işlere ulaşamaması doğal olarak yabancılara karşı sert bir tutum takınmalarına neden olmuştur (Yılmaz, 2009: 52- 57). 450 yıllık sömürgecilikten 1948 yılında bağımsızlığına kavuşarak kurtulan ülkede bu yıldan sonra birçok şey değişecektir (Altınoğlu, 2009). Bu değişim aslında Sri Lanka’da terör belasının da temelini atan en önemli etkendir. Çünkü bağımsızlık öncesi İngilizlerin Tamillere karşı olumlu tutumları Sinhalaların etkisizleştirilmeye çalışılması gibi olaylar sonunda Sinhalalarda Tamil karşıtlığını başlatmıştır (Yılmaz, 2009: 57).

Hindistan’ın hemen güneyinde bulunan Sri Lanka’da 2008 nüfus sayımına göre 21 milyon olarak açıklanan ülke nüfusunun yüzde 70’ini Sinhalalar, yüzde 20’sini Tamiller, yüzde 7’sini hemen hemen tümü Müslüman olan Sri Lanka Mur’ları, geri kalanını da diğer etnik kesimler oluşturmaktadır. İngiliz sömürgecilerinin 19. yüzyılın ortalarında adaya getirmeye başladıkları Tamiller ise “Hint Tamilleri” diye anılmaktadırlar. Sinhalalar ve Tamiller yüzyıllar boyunca dil, din ve ekonomi bakımından birbirlerinden ayrı ayrı Krallıklar halinde yaşamışlardır. Tamiller ülkenin kuzeyi ve doğusunda, Sinhallar ise güneyi ve ortasında yaşamışlardır. Ancak İngiliz sömürgeciliği vasıtasıyla tek bir yönetim altında birleştirilmişlerdir. Sri Lanka, Portekiz, Hollanda ve Britanya’nın sömürgesi olarak uzun yıllar sömürge devleti olmasının ardından 1948 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur. Bağımsızlığına kavuştuğu bu yıldan 1972 yılına kadar geçen sürede bu topraklara Seylan denilmekteydi. Daha halen ülkede varlığını sürdüren İngiliz emperyalizmi iktidarı Sinhala burjuvazisinin partisi olan Birleşik Ulusal Parti ile Tamil burjuvazisinin partisi olan Tamil Kongresi arasında paylaştırmıştı. Tamil Kongresi partisi, siyasi çıkarları için Hint Tamilleri’nin oy verme haklarının ellerinden alınmasını onaylayacaktı (Altınoğlu, 2009).

1956 seçimlerini Sinhal milliyetçiliğini savunan Sri Lanka Özgürlük Partisinin kazanması sonucu, ülkede Tamil azınlığı siyasal ve kamu yaşamından dışlamaya yönelik hukuki düzenlemelere girişildi (Altınoğlu, 2009). İktidarı tamamen ellerine geçiren Sinhalalar, İngiltere’nin Tamillere verdiği hakları geri almaya başlamıştır. Budizm’in resmi din olması, Sinhalala dilinin resmi dil olması ve diğer resmi dil olan Tamilce’nin kaldırılması, kamu kurumlarında kadrolaşmaya gidilmesi gibi birçok uygulama ile ayrılık temelleri atılmaya başlanmıştır (Karaağaçlı, 2009; Yavuz ve Şahin, 2011: 108; Hamsici, 2013a).

1964 yılında Sri Lanka hükümeti Tamilleri geldikleri ülkeye yani Hindistan’a geri göndermek için Hindistan hükümeti ile bir anlaşma yapmış ve 600 bin Tamilli sürülmüş, baskılara direnen Tamiller ise adada kalmışlardır (Yavuz ve Şahin, 2011: 108; Özdaş, 2010). Sri Lanka’da devlet terörü olarak adlandırılan terör olaylarını 1956- 1958-1961-1974-1977-1979-1981-1983 yıllarında yoğun olarak görmekteyiz. 1958 yılında başlayan terör olayları ile 300 Tamil hayatını kaybetmiş toplumda sert kırılmalara neden olmuştur (Altınoğlu, 2009).

1970 yılında çıkarılan yasayla Tamillilerin üniversiteye giriş haklarında bazı zorluklar oluşturulmuş ve Tamillerin bulundukları bölgelere Srinhalaların yerleştirilmeye çalışılması da devletin sert uygulamalarına örnek olabilir. 1972 yılında Seylan olarak anılan ülke bu yıldan sonra Sri Lanka adını almıştır. Yani burada Tamillerin görmezlikten gelindiği ve Sinhala milliyetçiliği kanıtlanmaya çalışılmaktadır. Bu olaylar neticesinde Tamil teşkilatlarında ve partilerinde birleşme görülmektedir. Haklarını demokratik yollarla aramaya başlayan Tamiller, daha fazla şiddetle karşılaşınca bazı Tamil gruplarının bağımsızlık isteklerinin gün yüzüne çıkmasına neden olmuştur. Bu dönemde başlayan öğrenci hareketleri daha sonra oluşacak terör eylemlerinin ve silahlanmanın da temelini oluşturmaktadır (Özdaş, 2010 ). 1990’lı yıllara gelindiğinde “Tamil Beşlisi” olarak adlandırılan gruplarda bu dönemde oluşmuştur. Bunlar;

1974 yılında S. Thangathurai tarafından kurulan Tamil Eelam Özgürlük Örgütü (İngilizce kısaltması TELO), 1975 yılında V. Balakumar tarafından kurulan Eelam Devrimci Öğrenci Örgütü (EROS), 1979 yılında U. Mahaswaran tarafından kurulan Halkın Özgürlük Örgütü (PLOTE), 1980 yılında K. Padmanabha tarafından kurulan Eelam Halkı Devrimci Özgürlük Cephesi (EPRLF) ve 1976 yılında Vellupillai Prabharakan tarafından kurulan Tamil Anayurdu Özgürlük Kaplanları (LTTE) isimli militan örgütlerden oluşmaktadır(Yılmaz, 2009: 61).

Tamil Anayurdu Özgürlük Kaplanları adlı örgüt yukarıda bahsettiğimiz diğer örgütleri kendi bünyesine alarak tek bir sözcü durumuna gelmiştir. Örgütün amacı, siyasi, hukuki, kültürel yönlerden ezilmiş halkının, siyasal ve silahlı yolları kullanarak Maocu ilkelere dayanarak bağımsızlığına kavuşmasıdır (Özdaş, 2010).

1983 yılında gerçekleştirdiği silahlı saldırı ile LTTE, 13 askerin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bunun üzerine devlet karşı saldırıya geçmiş ve yüzlerce militan öldürülürken, yaklaşık 15 bin Tamil göç etmek zorunda kalmıştır. Ayrılıkçı Tamillerinde birleşerek LTTE’ye katılmış ve örgütün eleman sayısı 1983 öncesinde 600 iken yılsonunda 10 bini geçmiştir (Yılmaz, 2009: 62; Karaağaçlı, 2009).

Terör örgütleri içerisinde teknolojiyi en iyi şekilde kullanan ve savaş uçakları dâhil her türlü silahı kullanabilen çok iyi eğitimli bir yapıya sahip olan örgüt, intihar saldırılarında ilk kez kadın militanlarını kullanmıştır (GASAM, (07 Nisan 2013)).

Örgüt 16 yaşından küçük çocukları kamplara alarak silah, ideolojik ve fiziksel eğitimlere tabii tutarak 16 yaşından sonra köy basabilecek kapasiteye getirmektedir.

Davanın yaygınlaşabilmesi için “şehitlik” kavramını sıkça dile getirerek kadınları ve erkekleri örgüte katmak amaçlanmıştır (Yavuz ve Şahin, 2011: 110).

İlk olarak 1985 yılında başlatılan barış görüşmelerine devam ettiği sırada güvenlik güçlerine ve sivillere yönelik eylemlerine ara vermemiştir. Örgütle devlet arasında giderek şiddetlenen çatışmalarda Hindistan arabuluculuk yapmıştır. Örgütün 1987 yılında ülke başkenti Kolombo’da bir otobüs durağına yaptığı saldırı sonucunda 113 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu saldırı sonrasında devlet topyekün bir saldırıya geçmiştir. Ancak araya giren Hindistan ile bir uzlaşma zemini hazırlanmaya çalışılmıştır. 1987 yılı sonlarına doğru Hindistan ile Sri Lanka arasında imzalanan anlaşma sonucunda Hindistan Sri Lanka’ya “barışı koruma gücü (HBKG)” göndermiştir. Örgüt, Hintli birliklerin adaya gelmesiyle iyi niyet işareti olarak silahlarını HBKG’ ye vermiştir. Ancak LTTE, kendisine karşı yaptığı eylemlerden sonra HBKG’ yi hedef alan eylemlere başlamış ve HBKG oluşumu 1000 den fazla askerini kaybetmiş, oluşum kendi sınırlarına çekilme kararı almıştır (Yılmaz, 2009: 62- 65).

1991- 1993 yılları arasında şiddetli çatışmalara sahne olan Sri Lanka, 1994 yılında yeni seçilen devlet başkanı ile yeni bir döneme girmeye hazırlanmıştır. 1995 Ocak ayında ateşkes sağlanmış ancak uzun sürmemiştir (Altınoğlu, 2009). En kapsamlı çözüm süreci olarak görülen 1995 yılında devlet başkanının sadece silahlı karşı koyma eylemleriyle terörün çözülemeyeceğini dile getirmesi ile Tamillere hakların verileceği konusunu gündeme getirmiştir. Bu haklar;

 Tamillere ayrıcalıklar verilerek özerklikleri tanınacaktır,  Sri Lanka’nın federal bir devlete / yönetime kavuşturulması,  Kuzey ve Kuzeydoğu 8 eyalet yönetimi Tamillere verilecektir

şeklinde sıralanabilir. Ancak büyük tepkilere yol açan bu çözüm önerisi devlet başkanının başarısız bir suikasta uğraması sonucunda gerçekleştirilememiştir (Karaağaçlı, 2009).

2001 yılında ABD’de ki terör saldırıları sonrasında dünyada teröre karşı bakış açısının değişmesinden oldukça faydalanan Sri Lanka, bu dönemden sonra daha güçlenecek, daha çok destekçi bulacaktır (Karaağaçlı, 2009).

2002 yılında Norveç’ in arabuluculuğu ile Sri Lanka ile LTTE arasında bir mutabakat zaptı imzalanmış ancak 2003 yılında LTTE görüşmelerden çekilmiştir. Bundan sonraki süreçte Sri Lanka hükümeti kapsamlı bir askeri harekâta başlama kararı almıştır 2004 yılında şiddetli çatışmalar sonunda binlerce Tamil öldürülmüş ve devlet ilk defa bu kadar kararlı operasyonlar yapmıştır (Özdaş, 2010 ).

2006 yılında devam eden saldırılarda 1000 sivil, bir o kadar güvenlik görevlisi ve 2500 terörist ölmüş, bu süreç 2007 yılında da devam etmiştir. 2007 yılında 3500 terörist ile 1000 kadar sivil ve güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiştir. 2008 yılı Sri Lanka için önemli başarıları olduğu bir yıldır. Çünkü Sri Lanka devleti, LTTE’ nin üslerini ele geçirmiş ve örgütü köşeye sıkıştırmıştır (Yılmaz, 2009: 67). Ülkede, 2009 yılında sadece ocak ve şubat aylarında 7 bin kişinin öldürüldüğü belirtilmiştir. Terör örgütü, Mayıs ayının sonuna doğru yenildiğini ve silahlarını indirdiğini açıklamıştır (Altınoğlu, 2009; Timeturk, 2013 ).