• Sonuç bulunamadı

2.4. TERÖR/TERÖRİZMİN NEDENLERİ

3.1.2. İngiltere’nin Terörle Mücadelesi

3.1.2.2. İngiltere’nin Terörle Mücadelede İzlediği Yol

İngiltere teröre karşı mücadelesinde sonunda zafere ulaşabilen nadir ülkelerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Başlangıçta uygulanan sert ve güvenlik güçlerine dayalı tedbirlerle bir sonuç alamayan İngiltere, terörün güç yoluyla bastırılamayacağını anlayarak yeni bir strateji uygulamıştır. İngiltere, teröre karşı başarısını şiddet kullanarak, sert terör yasaları ile değil; daha esnek siyasal ve sosyal önlemlerle kazanmış ve IRA’nın silahsızlanması sağlanmıştır (Bilgiç, 2009: 25-26). Bu süreçte bazı iyileştirmeler yapılarak barışın kalıcı olması amaçlanmıştır.

 Kuzey İrlanda’nın İngiltere’nin bir parçası olduğunu kabul etmek,

 Kuzey İrlanda ile Güney İrlanda’nın birleştirilmesine kadar gidecek süreçte demokratik yolların kullanılmasını sağlamak,

 Kuzey İrlanda’da yaşayanların kimliklerini kendilerinin belirlemesi (İrlandalı, İngiliz veya her ikisi de olabilir),

 Kuzey İrlanda’da mezhep ayrımcılığı kaldırılması ve özellikle Katoliklerin sosyo-kültürel ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesi gibi konularda bazı haklar verilmiştir (Özeren ve Demirci, 2009: 198-199).

Yukarıda sıraladığımız maddeler aslında yıllardır Kuzey İrlandalıların dışlanmışlığını gidermek ve Protestanlar karşısında eşitliği sağlamak için verilmiş haklardır.

2001 yılında terörle mücadele alanında yasal düzenlemelere giden İngiltere’de hem terör örgütlerinin listesi yapılmış hem de terörün tanımında değişiklikler yapılarak tanım daha geniş bir boyut kazanmıştır (Bilgiç, 2009: 25). Terörle mücadele sürecinde alınan önlemleri üç alt başlıkta inceleyebiliriz.

a) Güvenlik/ Polisiye Önlemler: İngiltere terörle mücadelede özel güvenlik güçlerinden yararlanmıştır. SAS (Special Air Service) yararlanılan birliklerin başında gelmektedir. İkinci Dünya Savaşı sırasında kurulan birlik 1945 yılında kaldırılmış, 1952 yılında tekrar aktif hale getirilmiştir. Kraliyet Ulster Güvenlik Teşkilatı-RUC ve Ulster Savunma Alayı-UDR de yine terörle mücadelede faydalanılan diğer özel birimlerdir. RUC polis gücü olarak, UDR ise yarı askeri birlik olarak oluşturulmuş ve asayişin sağlanması için çalışmaları öngörülmüştür. Bu iki güvenlik biriminin genelini Protestanlar oluşturmaktadırlar (Öztürk, 2000: 151-152; Yavuz ve Şahin, 2011: 77).

İngiltere terörle mücadelede sadece yukarıda değindiğimiz birimlerden yararlanmamış, Güvenlik Servisi–MI5, Güvenlik İstihbarat Servisi-MI6 ve Hükümet İletişim Başkanlığı -(GCHQ)’dan da yararlanarak istihbarat birimleriyle işbirliği halinde mücadele süreci geliştirmiştir. Bunların içinde MI5 terörle mücadelede operasyon yapan asıl birimdir. Yani İçişleri Bakanlığı’na bağlı ve ülke sınırları içerisinde mücadele yürüten ve istihbarat toplamayla görevlendirilmiş birimdir. MI6, Dışişleri Bakanlığına bağlı ve dış istihbarattan sorumlu birimdir. GCHQ ise Dışişlerine bağlıdır ve elektronik ve sinyal istihbarat toplama birimidir. Terörle mücadele konusunda ön plana çıkan

MI5’den de bahsetmek gerekmekte, çünkü özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra bu birim İngiltere kamuoyunda göz önünde tutulan bir kurum haline gelmiştir. Terörle mücadele konusunda en fazla bütçe ve en fazla yetki bu kuruma aittir.

…11 Eylül 2001’den önce 950 milyon Sterlin bütçesi olan istihbarat ve güvenlik birimlerinin bütçesi 2004- 2005 yıllarında 1,5 milyar Sterlin, 2007 yılında ise 2,1 milyar Sterlin’e çıkarılmıştır. MI5’ın artan sorumluluğunu yerine getirebilmesi amacıyla bütçe artırımı yanında personel açısından da yeni kadro tahsisi yapılmıştır. 2008 yılı itibariyle MI5, 3200 yeni personel almış ve kadrosunun %75‘ini terörle mücadele alanında görevlendirmeye başlamıştır (Özeren ve Demirci, 2009: 209).

b) Yasal Önlemler: İngiltere terörle mücadele kapsamında iki yasaya sahiptir. Birincisi 1974 yılında çıkarılan Terörü Önleme Geçici Yasası (TÖGY); diğeri ise, 1996 yılında çıkarılan Kuzey İrlanda Olağanüstü Koşullar Yasası (KİOKY)’dır (Özeren ve Demirci, 2009: 212; Öztürk, 2000: 153-154; Yavuz, 2011). 1974 yasası zaman içerisinde değişen bir yasadır. Yani mevcut duruma göre şekil alabilen, alanı genişletilebilen esnek bir yasadır. Adından da anlaşıldığı üzere terör olaylarına karşı önceden yaptırımlardan bahsedilen ve insanların teröre ilgi duymamaları için caydırıcılık içeren bir yasadır. Terörle mücadele eden birimlere geniş yetkiler verdiği söylenebilir. 1996 yasasıyla da özellikle polise geniş yetki verilmiştir. Eve girme ve arama, terör örgütü elemanı olduğundan şüphelenilen kişilerin oturma ve seyahat haklarının kaldırılması, silah bulundurduğundan şüphelenilen kişileri aramak, şüpheli araçları durdurmak gibi birçok hak tanınmıştır (Öztürk, 2000: 153-154; Yavuz, 2011). Ayrıca 2005- 2006 yıllarında çıkarılan ve af, şartlı salıverme, ceza indirimi gibi uygulamaları da içeren Kuzey İrlanda Yasası da terörle mücadele sürecindeki yasal önlemler arasındadır (Özeren ve Demirci, 2009: 214).

c) Ekonomik ve Sosyal Önlemler: İngiltere, Kuzey İrlanda sorununu çözebilmek için sosyal ve ekonomik yönden de bir takım tedbirler almıştır (Öztürk, 2000: 155). İngiltere’nin Protestanlardan yana olması ve Katoliklere karşı uyguladığı politikalar sonucunda Katolikler ve Protestanlar arasında ciddi bir ekonomik ve sosyal uçurumlar meydana gelmiştir. Yanlış politikalar ve eşitsizlikler Katoliklerin ayaklanmalarına neden olmuştur (Özeren ve Demirci, 2009: 179). İngilizce dil ve din eğitimi zorunlu tutulmuş ve okullardaki din dersleri din adamları tarafından hazırlanarak kamuoyuna sunulmuş ve daha sonra ders kitabı olarak kabul edilmiştir (Öztürk, 2000: 156). Ayrıca bu bölgede gerçekleşen terör eylemleri, yatırımcıların buraya yatırım

yapmamalarına neden olmuş, bu yüzden devlet yatırımı yapılmış ve bu bölgede bulunan insanların geçimleri bu yollarla sağlanmıştır (Yavuz ve Şahin, 2011: 78).

Eşitsizliklerin giderilmesi için Yoksunluğa Son Verme Programı olarak adlandırılan bir uygulama geliştirilmiş ve dini mezhep ayrılıklarının, ayrımcılıkların olmaması için çalışmalar yapılmıştır. ‘Birlikte Tatil Yapma Projesi’ geliştirilmiş ve mezheplerin kaynaşması amaçlanmıştır. Yapılan uygulamalarla Protestan ve Katolikler arasındaki eşitsizliğin giderilerek toplumda huzurun sağlanması amaçlanmıştır (Öztürk, 2000: 156; Yavuz, 2011).

Toplumu teröre yönlendiren ekonomik ve sosyal sorunlar azaltılarak kişilerin teröre meyil etmesi önlenmeye çalışılmaktadır. Kuzey İrlanda da sorunlu olan bölgelerde yaşam kalitesi artırılarak uzun vadede toplumda kaynaşma ortamının oluşturulması amaçlanmıştır (Özeren ve Demirci: 2009: 218-219).

Bu tedbirlerin yanında uluslararası işbirliği sağlanarak teröre destek veren ülkelerin uluslararası arenada dışlanması politikasına gidilmiş ve destek kesilmeye çalışılmıştır (Yavuz, 2011).

İngiltere’nin yürüttüğü faaliyetleri kısaca özetleyecek olursak:  Terörün tanımı yapılmış ve kapsamı genişletilmiştir,

 Yasal düzenlemelerle ortak noktaların bulunması sağlanmıştır,

 Ekonomik ve sosyal bozukluklar giderilmeye çalışılarak eşitliğin sağlanması amaçlanmıştır,

 İstihbarat çalışmalarının etkinliği artırılmış ve modern istihbarat tekniklerinden azami ölçüde faydalanılmıştır,

 Mezhep ayrılıklarının giderilmesi için tüm toplumu kapsayan uygulamalar geliştirilmiştir,

 Silahların bırakılması siyasal alandaki görüşmelerle sağlanmıştır,

 Sorun şiddetle değil, siyasal ve sosyal önlemlerle sağlanmıştır, diyebiliriz.